Çanakkale Haber

Bu Nasıl Bir Adalet… Erdal SARIZEYBEK Yorumu

YEREL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 19.12.2014 - 20:59, Güncelleme: 19.12.2014 - 20:59 4320+ kez okundu.
 

Bu Nasıl Bir Adalet… Erdal SARIZEYBEK Yorumu

Ajanslara şöyle bir haber düştü;  “Cizre’ deki 20 faili meçhul cinayetle ilgili esas hakkındaki görüşünü açıklayan Savcı, Kayseri Eski İl Jandarma Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz’ ün 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 100 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi(DHA)”.   Bu noktaya nasıl gelinmişti, hatırlayalım…   Albay Cemal Temizöz’le birlikte hiç çalışmadık, birbirimizi ismen tanırız. Bizim onu asıl tanımamızı gerektiren kişi ise Yalçın Tanfer’dir, köstebek. Bu köstebeğin yer yüzüne çıktığı tarihte biz Şanlı Urfa Jandarma Komutanıyız, Temizöz ise Edirne Jandarma Komutanı. 2003 yılında, tüm jandarma teşkilatına mesaj çektik, “şu köstebeği tanıyan varsa bize bildirsin” istedik. Mesajımızı cevap veren tek kişi vardı, o da; Albay Temizöz. Yalçın Tanfer’in karanlık bir kişi olduğunu bize yazmıştı. Sonradan bu kişi yargılandı, on yıl hapis cezası aldı ama şimdi, kod adı Ergenekon’un muhtemelen gizli tanığı oldu ve serbest. Üstelik bu köstebek, Yahudi kılıklı Tuncay Güney’in de arkadaşı hem de can ve ciğer. Üstelik bu köstebekler sahte belge uzmanı, yazdık hepsini size bir bir. Aradan zaman geçti, Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı olan Albay Cemal Temizöz gözaltına alındı. Evi arandı, dairesi arandı tıpkı Erzincan Cumhuriyet Başsavcısına yapıldığı gibi. Sebep; Abdulkadir Aygan isimli bir PKK’lı ihbarda bulunmuş ve “Cemal Temizöz adam öldürdü” demiş. Olay tarihi ise yıllar öncesine ait, elde ne ceset var, ne mermi var, ne silah var… Elde olan tek şey; kemik, evet bir kemik ama bu kemiklerin de ne olduğu belli değil, kime ait olduğu belli değil…  Bu itirafçı terörist Aygan’ın lafıyla, yıllar öncesine ait bir faili meçhul cinayetin zanlısı olarak Temizöz tutuklandı ve halen cezaevinde. Haberi duyduğumuzda yüreğimiz yandı; bu itirafçı katil teröristlerin sözde ihbarlarını bu medyanın ekranlara taşıması yüzünden bir evladımızı kaybetmiştik; Emekli Albay Abdulkerim Kırca. Bu kahraman subay, bu Devlet Şeref Madalyalı subay, bu ölümü göze alıp Antalya’da teröristleri yok etmeye çalışırken vurulmuş, Gazi olmuş ve ardından felç olmuş bu subay, bu işbirlikçi medyanın hakkında yazdığı yalan sözler üzerine intihar etti, onuruna yediremedi, vurdu kendisini. Daha onun acısı dinmeden, bu Temizöz haberini de duyunca yandık ve derdimizi sizlere anlatmak istedik internet yoluyla: “Silopi’de bazı kuyularda ceset bulunduğuna dair bir ihbar var. İhbarı yapan kim? Kanada’da yaşayan ve ne olduğu ve de kim olduğu henüz aydınlanmayan Tuncay Güney isimli bir kişi. Benzer bir ihbar da bir PKK itirafçısı tarafından yapılıyor, Abdulkadir Aygan, o da İsveç’te yaşıyor”. Yani bu ihbarcıların alınmış bir ifadesi bile yok, yok ama bunların laflarıyla insanlar hapse atılıyor ülkemizde. Belki sesimizi adalet duyar sanmıştık ama oralı bile olmadı bu adalet, soruşturma ve yargılamayı sürdürdü…   Dönelim kemiklere… Bu katil teröristlerin ihbarlarıyla kazılar yapıldı, kemikler bulundu ve Adli Tıp’a gönderildi ve sonuç henüz açıklanmadı, yani bu kemikler kime ait bilinmiyor. Peki, bu kemikler ne olabilir? Otuz yıldır süre gelen terör olaylarında Doğu illerimizde çok ateş edildi çok…  Dağları taşları helikopter ve uçaklar vurdu. Bu hava harekatı sonucu ölen varsa dahi biz bilmiyoruz, çünkü vurduğumuz her yeri gidip aramadık biz, arayamazdık zaten onca dağı ve taşı. Dolayısıyla, olası kemikler her dağın ve taşın altında bulunabilir. Yüzlerce karakol baskını yaşandı, köy baskını yaşandı, terör kampları basıldı, çatışmalara girildi, birçok terörist etkisiz hale getirildi, ama ölen teröristlerin yurt içindeki cesetlerinin çok azına ulaşıldı, yaralanıp da bir köşede ölen hainlerin haddi ve hesabı bilinmiyor. Son otuz yılda 32.000 teröristin etkisiz hale getirilmiş olduğu açıklandı, ama bunların kaçının cesedi elde, bunu bilen yok dolayısıyla dağ da taş da kemik her zaman bulmak mümkün. Ölen 32.000 teröristin çoğunun kimliğini bilmiyoruz, çünkü şehitlerimizin katilleri faili meçhul. 6.500 şehidimiz var, hangi teröristin askerimizi şehit ettiğini de bilmiyoruz, çünkü terörist kimlik taşımıyor, kod adıyla çalışıyor. Aynı Kod’dan onlarca var, kod isimlerin şifresi PKK arşivlerinde, ama bu arşivler bizim elimizde değil, hala bulamadık. Dolayısıyla yaşanan karakol baskınlarında karakol çevresinde ölüp de kimliği tespit edilemediği için ve de kimse sahip çıkmadığı için arazide kalmış yüzlerce cesede ait binlerce kemik bulmak mümkün. Tüm bu anlatılanları savcılık ekibi bilmiyor mu? Bilmiyor olabilir, çünkü terörle mücadele sonuçlarını en iyi bu mücadeleyi yaşayanlar bilir, normaldir. Eğer bilmeden bu yola gidiliyorsa, işte bu yazımız referans olsun, yanlış yoldan dönülsün, samimi hukuk ve adalet bunu gerektirir. Ancak bu soruşturma usulünden dönülmesi gerek… Çünkü bu yol çıkmaz sokak. Bu yoldan giderek faili meçhul cinayetlerin çözülmesi olası değil. Çünkü kemikler en aşağı yirmi otuz yıllık, kimliğini tespit mümkün değil. Ölen teröristlerin bir kısmı yabancı, Iraklı Suriyeli İranlı hatta Avrupalı olanı bile var. Kayıp oldukları iddia edilen kişilere gelince, bu kişilerin kayıp mı yoksa örgüte mi gitti, ya da örgüt adına infaz timi olarak mı çalıştı, bilmeniz mümkün değil. Dolayısıyla kemikten yola çıkıp cinayet çözmek olası değil. Hal ve gerçek bu iken, bugün ajanslara düşen şu habere tekrar bakınız; “Cizre’ deki 20 faili meçhul cinayetle ilgili esas hakkındaki görüşünü açıklayan Savcı, Kayseri Eski İl Jandarma Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz’ün 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 100 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi(DHA)”.   Bugün Albay Cemal Temizöz gizli tanık laflarıyla müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmak isteniyor, ama öte yanda, açık tanık beyanıyla katil olduğu bilinen Osman Öcalan yargılanmıyor bile!   Bunu görünce ve duyunca insan, vicdanlar kanıyor artık…   Erdal Sarızeybek  
Ajanslara şöyle bir haber düştü;  “Cizre’ deki 20 faili meçhul cinayetle ilgili esas hakkındaki görüşünü açıklayan Savcı, Kayseri Eski İl Jandarma Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz’ ün 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 100 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi(DHA)”.   Bu noktaya nasıl gelinmişti, hatırlayalım…   Albay Cemal Temizöz’le birlikte hiç çalışmadık, birbirimizi ismen tanırız. Bizim onu asıl tanımamızı gerektiren kişi ise Yalçın Tanfer’dir, köstebek. Bu köstebeğin yer yüzüne çıktığı tarihte biz Şanlı Urfa Jandarma Komutanıyız, Temizöz ise Edirne Jandarma Komutanı. 2003 yılında, tüm jandarma teşkilatına mesaj çektik, “şu köstebeği tanıyan varsa bize bildirsin” istedik. Mesajımızı cevap veren tek kişi vardı, o da; Albay Temizöz. Yalçın Tanfer’in karanlık bir kişi olduğunu bize yazmıştı. Sonradan bu kişi yargılandı, on yıl hapis cezası aldı ama şimdi, kod adı Ergenekon’un muhtemelen gizli tanığı oldu ve serbest. Üstelik bu köstebek, Yahudi kılıklı Tuncay Güney’in de arkadaşı hem de can ve ciğer. Üstelik bu köstebekler sahte belge uzmanı, yazdık hepsini size bir bir. Aradan zaman geçti, Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı olan Albay Cemal Temizöz gözaltına alındı. Evi arandı, dairesi arandı tıpkı Erzincan Cumhuriyet Başsavcısına yapıldığı gibi. Sebep; Abdulkadir Aygan isimli bir PKK’lı ihbarda bulunmuş ve “Cemal Temizöz adam öldürdü” demiş. Olay tarihi ise yıllar öncesine ait, elde ne ceset var, ne mermi var, ne silah var… Elde olan tek şey; kemik, evet bir kemik ama bu kemiklerin de ne olduğu belli değil, kime ait olduğu belli değil…  Bu itirafçı terörist Aygan’ın lafıyla, yıllar öncesine ait bir faili meçhul cinayetin zanlısı olarak Temizöz tutuklandı ve halen cezaevinde. Haberi duyduğumuzda yüreğimiz yandı; bu itirafçı katil teröristlerin sözde ihbarlarını bu medyanın ekranlara taşıması yüzünden bir evladımızı kaybetmiştik; Emekli Albay Abdulkerim Kırca. Bu kahraman subay, bu Devlet Şeref Madalyalı subay, bu ölümü göze alıp Antalya’da teröristleri yok etmeye çalışırken vurulmuş, Gazi olmuş ve ardından felç olmuş bu subay, bu işbirlikçi medyanın hakkında yazdığı yalan sözler üzerine intihar etti, onuruna yediremedi, vurdu kendisini. Daha onun acısı dinmeden, bu Temizöz haberini de duyunca yandık ve derdimizi sizlere anlatmak istedik internet yoluyla: “Silopi’de bazı kuyularda ceset bulunduğuna dair bir ihbar var. İhbarı yapan kim? Kanada’da yaşayan ve ne olduğu ve de kim olduğu henüz aydınlanmayan Tuncay Güney isimli bir kişi. Benzer bir ihbar da bir PKK itirafçısı tarafından yapılıyor, Abdulkadir Aygan, o da İsveç’te yaşıyor”. Yani bu ihbarcıların alınmış bir ifadesi bile yok, yok ama bunların laflarıyla insanlar hapse atılıyor ülkemizde. Belki sesimizi adalet duyar sanmıştık ama oralı bile olmadı bu adalet, soruşturma ve yargılamayı sürdürdü…   Dönelim kemiklere… Bu katil teröristlerin ihbarlarıyla kazılar yapıldı, kemikler bulundu ve Adli Tıp’a gönderildi ve sonuç henüz açıklanmadı, yani bu kemikler kime ait bilinmiyor. Peki, bu kemikler ne olabilir? Otuz yıldır süre gelen terör olaylarında Doğu illerimizde çok ateş edildi çok…  Dağları taşları helikopter ve uçaklar vurdu. Bu hava harekatı sonucu ölen varsa dahi biz bilmiyoruz, çünkü vurduğumuz her yeri gidip aramadık biz, arayamazdık zaten onca dağı ve taşı. Dolayısıyla, olası kemikler her dağın ve taşın altında bulunabilir. Yüzlerce karakol baskını yaşandı, köy baskını yaşandı, terör kampları basıldı, çatışmalara girildi, birçok terörist etkisiz hale getirildi, ama ölen teröristlerin yurt içindeki cesetlerinin çok azına ulaşıldı, yaralanıp da bir köşede ölen hainlerin haddi ve hesabı bilinmiyor. Son otuz yılda 32.000 teröristin etkisiz hale getirilmiş olduğu açıklandı, ama bunların kaçının cesedi elde, bunu bilen yok dolayısıyla dağ da taş da kemik her zaman bulmak mümkün. Ölen 32.000 teröristin çoğunun kimliğini bilmiyoruz, çünkü şehitlerimizin katilleri faili meçhul. 6.500 şehidimiz var, hangi teröristin askerimizi şehit ettiğini de bilmiyoruz, çünkü terörist kimlik taşımıyor, kod adıyla çalışıyor. Aynı Kod’dan onlarca var, kod isimlerin şifresi PKK arşivlerinde, ama bu arşivler bizim elimizde değil, hala bulamadık. Dolayısıyla yaşanan karakol baskınlarında karakol çevresinde ölüp de kimliği tespit edilemediği için ve de kimse sahip çıkmadığı için arazide kalmış yüzlerce cesede ait binlerce kemik bulmak mümkün. Tüm bu anlatılanları savcılık ekibi bilmiyor mu? Bilmiyor olabilir, çünkü terörle mücadele sonuçlarını en iyi bu mücadeleyi yaşayanlar bilir, normaldir. Eğer bilmeden bu yola gidiliyorsa, işte bu yazımız referans olsun, yanlış yoldan dönülsün, samimi hukuk ve adalet bunu gerektirir. Ancak bu soruşturma usulünden dönülmesi gerek… Çünkü bu yol çıkmaz sokak. Bu yoldan giderek faili meçhul cinayetlerin çözülmesi olası değil. Çünkü kemikler en aşağı yirmi otuz yıllık, kimliğini tespit mümkün değil. Ölen teröristlerin bir kısmı yabancı, Iraklı Suriyeli İranlı hatta Avrupalı olanı bile var. Kayıp oldukları iddia edilen kişilere gelince, bu kişilerin kayıp mı yoksa örgüte mi gitti, ya da örgüt adına infaz timi olarak mı çalıştı, bilmeniz mümkün değil. Dolayısıyla kemikten yola çıkıp cinayet çözmek olası değil. Hal ve gerçek bu iken, bugün ajanslara düşen şu habere tekrar bakınız; “Cizre’ deki 20 faili meçhul cinayetle ilgili esas hakkındaki görüşünü açıklayan Savcı, Kayseri Eski İl Jandarma Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz’ün 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 100 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi(DHA)”.   Bugün Albay Cemal Temizöz gizli tanık laflarıyla müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmak isteniyor, ama öte yanda, açık tanık beyanıyla katil olduğu bilinen Osman Öcalan yargılanmıyor bile!   Bunu görünce ve duyunca insan, vicdanlar kanıyor artık…   Erdal Sarızeybek  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.