1. HABERLER

  2. SPOR

  3. Adana’da bir velayet davası: Adanaspor annemizdir, onu bize geri verin
Adana’da bir velayet davası: Adanaspor annemizdir, onu bize geri verin

Adana’da bir velayet davası: Adanaspor annemizdir, onu bize geri verin

Adana’da bir velayet davası: Adanaspor annemizdir, onu bize geri verin

A+A-

TFF 1. Lig kulüplerinden Adanaspor hem sportif bakımdan, hem de yönetim - taraftar ilişkisi bakımından çalkantılı günlerden geçiyor. Geçen sezon 2. Lig’e düşen ama TFF’nin (pandemi nedeniyle) kulüplerin küme düşmelerini kaldırma kararıyla kurtulan Akdeniz kulübü, bu sezon da Menemenspor maçını hükmen kazanarak güçlükle 1. Lig’e tutunmuştu. Sezonun bitmesine birkaç hafta kala, bir grup Adanaspor taraftarı 25 yıllık şirket dönemine son vermek için bir imza kampanyası başlattı. Öfkeli turuncular, şimdi de konuyu yargıya taşımaya hazırlanıyor.

TURUNCULARIN FELAKETİ UZANLARLA BAŞLADI

KaplanpenChe taraftar grubu lideri Hakan Tabakan, her şeyin Cem Uzan’ın Çukurova Elektrik’i satın almasıyla başladığını düşünüyor. Uzan’ın Silvio Berlusconi’nin izinden giderek İstanbulspor’u satın aldığı ve siyasete soyunduğu o dönemde, Gündüz Tekin Onay aracılığıyla kendisine Adanaspor da teklif edilmiş ve olaylar gelişmiş…:

“Uzanlar Adana’ya büyük yatırım yapıyorlardı ama şehir bundan rahatsızdı. Berke Barajı sorunlu bir projeydi. Çukurova Elektrik’i alma sürecinde sorunlar çıkmıştı. Adana’ya şirin görünmek istediler. Dönemin kulüp başkanı rahmetli Gündüz Tekin Onay’la görüşüp Adanaspor’u anonim şirket yaptılar. Ardından harika bir stadyum yaptılar, ki daha önce leş bir haldeydi. Taraftar gruplarına paralar harcadılar. Yani bugün Sancakların Demirspor’a yaptığını yaptılar. Böylece şehri duygu olarak ele geçirdiler. Ama benim gibi siyasi tavrı olan taraftarlar kulüpten koptu...”

ERDOĞAN’A TEPKİNİN BEDELİNİ ÖDEDİLER

Cem Uzan’ın kaderi değişince, İstanbulspor ile birlikte Adanaspor da İmar Bankası’nın borcuna karşılık haczedilip Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmişti. Bu dönemde İstanbulspor bilfiil devlet tarafından yönetildi ve başarısız saha sonuçlarıyla bir alt lige düştü. Ancak Adanaspor’da durum farklıydı. TFF, alacaklarını gerekçe göstererek oyuncuların serbest kalmasına karar verdi. Tabakan’a göre, bir Gaziantepspor maçında dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’a tepki göstermenin bedelini ödediler. Böylece içi boşaltılan Adanaspor ligden çekilmek zorunda kaldı ve hükmen mağlubiyetlerle 3. Lig’e kadar düştü. Nihayet başka bir sahiplenicinin mecburiyeti nedeniyle Bayram Akgül dönemi başladı.

TMSF BAZI TAŞINMAZLARINI GERİ VERMEDİ

İşte o zahmetli geçiş dönemini Adanaspor.org yöneticisi Soner Gümüş şöyle anlatıyor: “Adanaspor’un futbol şubesi Uzanlar’dan fona devredildikten sonra isim hakkı icradan satıldı ve taraftarlar tarafından 150 bin TL’ye alındı. Adanaspor Kulübü Derneği o hakkı Akgül’e “0 TL”ye teslim etti. Fakat TMSF, Adanaspor A.Ş.’nin bazı taşınmazlarına el koymuştu. Şehrin göbeğinde kocaman bir otoparkı vardı. Bugün orayı parayla satın alamazsınız. Çıldırım Tesisleri yeni yapılıyordu, stadyumun 49 yıllık kiralama sözleşmesi vardı, bunların hiçbirini alamadılar.”

Nihayet Akgüller, yerel yönetimin de kısmi maddi desteğiyle ilk beş yılda Adanaspor’u hızla 1. Lig’e taşıdı. Adanaspor’un “Zeus” lakaplı kıdemli taraftarlarından 62 yaşındaki Mahir Alev, her Adanasporlunun şükranla hatırladığı o dönemi değerlendirirken şunları söylüyor:

“Doğrusu, Akgülleri başta destekledim. Çünkü o, parasıyla bizleri ezmeyecek bir vatandaştı. 2016’da tekrar Süper Lig’e yükselmeyi başardık, işte ondan sonra her şey tersine döndü. Teknik direktörümüz Engin İpekoğlu ilk maçtan önce kovuldu. Beşiktaş’ı ağırladığımız bir maçta onlara ekstra kontenjan ayrıldı. Sonra adamlar hep birlikte “Adana kümeye” diye bağırdılar. Güney kale arkası tribünü Turbeylerin mabediydi, orayı kapattılar. Bir yönetici ‘onurunuz diyordunuz ya, onurunuz kapalı, açsanıza’ şeklinde aşağılayıcı bir tweet attı. Yönetimle taraftar arasında gün geçtikçe gerginlikler oluştu. Biz bunlardan kurtulmak istiyoruz. Akgül Adanaspor’u bir kağıt parçası olarak almıştı, hala bir kağıt parçası; kulübü sahiplenmiyorlar”.

Alev’in bahsettiği husumetin taraflarından biri de Adanaspor’un en kalabalık taraftar grubu olan Turbeylerin tribün lideri Refik Gül. Yönetimle mahkemelik olan Gül, başına gelenleri şöyle anlatıyor:

“Bütün taraftar grupları kulübün şirket yapısının değişmesini istiyor. Fakat Sayın Bayram Akgül satış konusunda herhangi bir cevap vermiyor. Zaten taraftarı en çok üzen de bu, yani Adanaspor’un Kuzey Kore gibi yönetildiğini düşünüyorlar. Ama biz taraftarlar derneği olarak Bayram beyden randevu aldık. Maçtan sonra, pazartesi ya da salı günü bir görüşme yapacağız. Bundan olumlu bir sonuç alamazsak somut adımlar atabiliriz. Kulübü başka bir kişinin devralması için arayışlarımız başlayacak.

Sayın Akgül’le sıkıntılar yaşadık. Karşılıklı mahkemelik olduk. Ben 2.5 sene maça gidemedim. Turbeyler grubunun bulunduğu kale arkası tribününü açmadı. Fiyatı pahalı tuttu, sırf taraftar gelmesin diye… Sonunda geçmişe sünger çekmek gerektiğini düşündük. Ne mutlu ki, artık telefonda görüşebiliyoruz. Ama taraftar somut bir şeyler görmek istiyor.”

KaplanpenChe taraftar grubunun lideri Hakan Tabakan, çözüm olarak şirketin feshedilmesini ve futbol şubesinin tüm haklarının derneğe bırakılmasını istiyor. Adanaspor.org yöneticisi Soner Gümüş, “makul bir rakam açıklasın, parası neyse verip alalım, şehrin dinamikleriyle 50 milyon TL toplanabilir” görüşünde. Turuncu – Beyazlılar Derneği’nden Şevket Sıçramaz ise onlardan biraz farklı düşünüyor. Sıçramaz, endüstriyel futbolun ve şirketleşmenin çağın bir gerçeği olduğundan bahsederken, şirket – dernek ortaklığı modelini öneriyor.

“Adanaspor 1996’da anonim şirket statüsüne getirilmişti. Taraftarın üçte ikisinin A.Ş.’den rahatsız olduğunu düşünmüyorum. Avrupa kulüplerinin çoğu da şirket, bazıları Katarlıların elinde, endüstriyel futbol hepimizi buraya götürüyor. Fakat sorun şu ki, Adanaspor geniş bir kitleye hitap etmesine ve 60 yıllık bir kurum olmasına rağmen, bir inşaat firması gibi yönetiliyor. Belki futbol kulüplerinin kurtuluşu için şirketleşmeleri şart ancak taraftarın da söz sahibi olduğu, yönetime katıldığı, Fenerbahçe ve Galatasaray modelinde olduğu gibi…”

Sıçramaz şirketleşme konusundaki sözlerini şöyle sürdürüyor: “Örneğin Adana Demirspor da 'halkın takımı', 'kapitalist düzene uzak' algısını oluşturuyor ama onlar da şirketleşme yolunda adımlar atıyorlar. Bu sorun değil, kongreli bir yapı olsun, her şey patronun iki dudağı arasında olmasın, taraftarın da hisse sahibi olması lazım. Adanaspor 30 milyon TL’yi toplayabilir. Fakat sponsorsuz yönetebilir mi, onu bilmem. Bu nedenle yüzde yüz dernekleştirelim fikrine ben şahsen katılmıyorum”.

Öte yandan Soner Gümüş’e göre Adana Demirspor da şirketleşmenin acı sonuçlarını yaşamanın eşiğinde: “Demirspor’un Başkanı Murat Sancak 'hazırol'da karşılanıyor, ona ardına kadar kapılar açılıyor. AK Parti’nin, havuz medyasının gücü var ama bir yere kadar... Demirsporluların ‘biz sosyalist sol görüşlüyüz’ imajları vardı, onu çok yıprattılar, farkında değiller. Günün sonunda onlar da bir ‘Cem Uzan faciası’ yaşayacaklar. Ne yazık ki endüstriyel futbol, kulüpleri buna mecbur ediyor”.

Mahir Alev de “şirket olarak kalacağımıza batalım daha iyi” görüşünde: “Adana solcu bir şehirdir, biz de onlar kadar solcuyuz. Daha ilan edilmedi ama Adana Demirspor için de bir şirket kuruldu. Ticari sicilden bir tıkla buluyoruz. Murat Sancak ADS için 100 milyon TL para harcamış. Aynı hüsran onları da bekliyor. Biz şimdi Akgüllere ‘aldığın yerde bırak’ diyoruz. Düşür bizi 3. Lig’e başımızın çaresine bakalım! 1954 tane Adanasporlu bu kulübü 20-30 milyon TL’ye satın alırız”.

Turbeyler’in lideri Refik Gül, Mahir Alev’in söylediklerine benzer bir gözlemini aktarıyor: “Yalnızca gençlerin değil, aklı başında olgun taraftarların da Bayram Akgül’den kurtulacaksak düşelim dediğini görüyorum. Biz de Turbeyler taraftar grubu olarak işin sportif başarı kısmında değiliz. Düşünün bizim forma alabileceğimiz bir ‘store’umuz bile yok” diyor. Soner Gümüş’e göre de Adanaspor taraftarının en az yarısı yeni bir başlangıç için takımın ligden düşmesini bekliyor.

KaplanpenCHE’nin hazırladığı ve imzaya açtığı metni şimdilik 1500 taraftar imzalamış durumda… Metni hazırlayan Hakan Tabakan, hukuki süreç hakkında şu yorumu yapıyor:

“Bu bir Sürgün Hareketi, yurdumuza dönüp Adanaspor’u geri almak için mücadele. Adeta anavatanımız, annemiz, ailemiz, sevdamız, en değerli parçamız olan Adanaspor’un velayetini geri almak... Avukatlarla “bir tür velayet davası açmak mümkün mü” konusunu konuşuyoruz. Kapitalizme ve özelleştirmeye hizmet eden bu sistem içinde direkt bir halk hareketi olan #AdanasporİçinÖzgürlük kampanyası bu anlamda köklü bir sonuç alır mı? Şimdilik o yol kapalı görünüyor ama o yolu bir şekilde açmak için çaba harcıyoruz”.

Şevket Sıçramaz’a göre de bir sonucu olmasa da öyle veya böyle bir dava açılabilir.

“Velayet davası özünde doğru, Adanaspor bizim annemiz babamız çoluğumuz çocuğumuz, her şeyimiz. Fakat aile mahkemesine dava açmamız komik gelebilir. Belki kulübün marka değerini düşüren davranışlarda bulunulduğu yönünde bir dava açabiliriz”.

Soner Gümüş’e göre maddi kaynakların nasıl değerlendirildiği konusunda bazı şüpheler var: “Burada şehrin tesislerini, olanaklarını kullanan ama kulübün kendi kazancını kulübe harcamayan bir yapı var. İki sene önce Süper Lig’e çıktığımızda en az 4-5 milyon TL’lik transfer yaptılar. Halbuki lige ayak bastı parası 30 milyon TL’ydi! Mesela Ersan Adem Gülüm’ü Beşiktaş’a 2 milyon euroya sattılar. Yani bir anlamda Adanaspor’un sömürüldüğünü düşünüyoruz”. 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.