Nazar değdi

Polat Alemdar, Başbakan’la buluştu, Gezi Parkı’nı konuştu, çıkışta gazetecilere açıklama yaptı.

Belki kaçırmışınızdır diye, kayıttan kelime kelime aktarayım istedim. Buyrun...

*

Arkadaşlar iyi akşamlar, az önce görüşmeler olmaktaydı, ben yaklaşık iki haftadır herkes gibi evinde oturanlar olsun, gezi parkında olanlar olsun, herkes gibi çok üzgünüm, maalesef Türkiyemiz bunu haketmiyor demekten başka bir şey söyleyemiyorum, sanırım bize nazar değdi, biz dinlemeyi sanırım az önce Hasan beyi dinlerken yeniden idrak ettim, dinleyen bir toplum olmamız gerekiyor, aynı dili kullanmamız gerekiyor, tabii ki kuşaklar arasındaki dil farklılıkları olmakta, biz teknoloji çağında yaşıyoruz şu anda, biz geçmişimde bu kadar kamerayı hatırlamıyorum, tivittırımız var, ne güzel teknolojilerimiz var, imkanlarımız var, bunun dolayısıyla bize bilgi aktarımı oldu, bilgiler geliyor, ama bilgi kirliliği dezenformasyonlarımız var, iletişim eksiğimiz var, iletişimimizdeki kopukluğu birbirimize tahammülümüzle giderebileceğimizi düşünüyorum, ben bu konulardaki hassasiyetimi düşüncelerimi fikirlerimi hissettiklerimi sayın başbakanımla paylaşmak, ona aktarmak istedim, aslında ben suskunluğumu koruyan, yaklaşık 10 gün süresince suskunluğumu korudum, olanları izlemek istedim, gözlemlemek istedim, fevri çıkışlar da yapabilirdim elbetteki ama neler olduğunu bilmek için bekledim, o günden bugüne çok güzel gelişmeler oldu, sorularımın cevaplarını ancak bugün alabildim, o dönemde benim gezi parkına gittiğime dair haber yayınlandı, bunu ben sizler gibi habersizce okudum gazeteden, ben bunu yapmadım, dolayısıyla ordaki arkadaşlarım bunu beni taraf etmeye çalışması, hiç hoşuma gitmedi, mahalle baskısı gibi geldi, medyanın yapmaya çalıştığı buydu, o baskıdan esiri olmak istemedim, bu insanları zoraki taraf olmaya itmemeli bence ve şu andaki düştüğümüz durumda maalesef bütün dünya gözünde üzücü, çünkü Türkiye bunu hak etmiyor, beni yurtdışından bir çok dostum arkadaşım aradı, bunlar yabancı olanlar da var içinde, neler oluyor Türkiye’de dedim, burdan sizin vesilenizle yine onlara cevap vermiş olayım, Türkiye emin, Türk milleti emin ve emin olmaya devam edecek, bize güveninizi asla azaltmayın, biz demokratik söylemlerimizi özgürlük söylemlerimizi sadece söylemlerimizde değil keşke görselde de dünyaya verebilsek, maalesef dünya böyle görmüyor arkadaşlar, keşke öyle görünebilsek, elbetteki bizim demokratik hakkımız, elbetteki güzel şeyler olsun istiyoruz, inşallah olur, bu yakınlaşmalar, uzlaşım, bulunan orta dil, bizim akademisyenlere sosyologlara bilimadamlarına ihtiyacımız var ki, bize bugünü anlatabilsinler, bugün ne oldu, geceden gündüze değil de, bugünden yarına değil de, çok acil olarak değil ama çabuk çabuk yapılması gerekiyor, bizlere sunulması gerekiyor, çünkü biz bu gece karanlığındaki kedi gözleri gibi onları izlememiz gerekiyor, ama bu gözler de ancak bizim ışığımızla görünebilen bir şey, o kedi gözleri bize yol gösterir, benim algıladığım benim düşüncem, bizim doğru anlayışımız olsa gerek, çünkü bizim çok ihtiyacımız var, inanıyorum ki doğru anlamaya  başlayacağız, inşallah sağlam yere varacağız, hedefimizi hep beraber belirleyeceğiz, benim söyleyeceğim, birbirimizi Allah için sevelim, bana göre bu ülkeye nazar değmiştir, dua okuyalım, inşallah bu üzerimizden gitsin, güzel şeyler olmakta, inşallah bunlar da  geçecek arkadaşlar diyebiliyorum, açıkçası ben hissettiklerim bu düşünceleri anlatmak istedim, topçu kışlasını detaylarıyla son haliyle oluşumlarıyla görmek ve dinlemek de istedim, bana animasyonlarıyla beraber ve nasıl olacağı hakkında olması düşünüldüğü hakkında bunu tabii ki belediyenin yapabileceği sanırım belediye diye biliyorum ben yanlış bilmiyorsam, yapabileceği bir kamuoyu yoklaması ya da oy kullanımı herhalde var yine, referandum olmuyor tam olarak, kelime olarak Türkçesi referandum olmuyor herhalde onun, çünkü o anayasaya bağlı bi şey diye düşünüyorum, ama oy kullanılarak yapılan yine belediyenin yapacağı bir şey, ben neticesinde ben çok sevdim açıkçası, daha fazla yeşilin olduğunu gördüm orda, şu anda da sayın valimizin de ki ilk yani çok güzel diyalog içerisinde gezideki arkadaşlar için ve bu tabii bizler için de çok önemli, çok güzel diyaloglar içerisinde, söylediği gibi orayı illegal örgütlerden dışarda tutabilirsek orası hepimizin, hepimiz orda olmak isteriz, başbakanıma da teklif ettim, inşallah beraber bir gün gidelim dedim gezi parkına, inşallah nasip olur gideriz, çünkü orası e tabii ki dedi, neden olmasın yani ordakilerin arkadaşları da kendi Dolmabahçe’deki mekanına çağırabileceğini söyledi, bu benim de gezmek isteyeceğim, Ankaralısınız Ankaradansınız ya da, İstanbul’a geldiğiniz zaman sizlerin de gezmek isteyebileceği bir mekan, eylemcilerden soyutlanması gerektiğini, illegal anlamda bahsediyorum, yoksa samimi olan bütün ben genç demeyeyim kendimi yaşlı görmek istemiyorum, o yüzden belki o yeni kuşağımızın diyelim, yeni dünya insanı bu kuşağın ile paylaşmak isterim o güzellikleri, neden olmasın, şimdi ben gezi parkına neden gitmem şundan gitmem, bir yerde Atatürk’ün askeriyim, diğer yerde örgütün askeriyim diyen ile aynı yeri paylaşmak Atatürk’e hakarettir aslında, o yüzden orda kültür yozlaşması yapılmakta, değerlerimizin içi boşaltılmaya çalışılıyor diye düşünüyorum, yani benim bu bilgileri nerden aldığımı soracaksınız, benim kardeşim sosyolojik araştırma anlamında ve bu camianın içerisinde oyuncu yönetmen senarist dünyasının içerisinde olduğu için orda bulunmakta, bunu bir sosyolojik araştırma olarak gözlemliyor, yapmak zorunda aslında, o insanlar bizden farklı değil yani, ayrıştırma olmamalı, ikilem yaratılmamalı kimse için, ordan aktardıkları, o tabii ki böyle aktarıyor demek istemiyorum, benim yorumladıklarım böyleydi, örgüt bayrağının altında  bulunmam istemeyeceğim bi şey, ama orda safiyane niyetle samimi dostların bulunmasını ve onların yanında benim bulunmamı ben de isterim, olmasın bu illegal bayrakları, her taraf olsun Türk bayrağı, inanın ben ordayım, başka bir şey istemiyorum, arkadaşlar yoldan geldim yola gideceğim, gözlerinizden belli yorulmuşsunuz, Allah hepimize yardımcı olsun, bu günleri geçelim unutalım, unutmayalım pardon, afedersiniz unutmayalım, bunlar bizim için değer, yarınlara taşıyalım ama güzel taşıyalım, Allah hepinize yardım etsin, öncelikle de bana diyeyim, kendime bi torpil yapayım, iyi akşamlar.

*

Konu neydi hatırlamıyorum ama... Ben ikna oldum.
Yazarın Tüm Yazıları