Otoyollardaki kaplama lastik artıkları ve kazalar

Tüm şoförlerimizin yakındığı ve kanamakta olan yaramız otoyol temizliği ve güvenliğidir. Bugün bu konuya parmak basacağız. Umarım yetkililerimiz bu yazıyı görür ve bizlere kulak verirler.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 20 Aralık 2017 16:13, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00
Otoyollardaki kaplama lastik artıkları ve kazalar

Tüm şoförlerimizin yakındığı ve kanamakta olan yaramız otoyol temizliği ve güvenliğidir. Bugün bu konuya parmak basacağız. Umarım yetkililerimiz bu yazıyı görür ve bizlere kulak verirler.

Hemen hemen hepimiz otoyollarda kalmış kaplama lastik parçaları, normal aşınmış lastiğin patlaması sonucu kopan lastiklerin parçaları, kaza yapan araçlardan kalan tampon çamurluk vs gibi parçalar ve araçlardan düşen ve fark edilmeyen kutu koli veya diğer eşyalar yüzünden kaza tehlikesi ile burun buruna gelmişizdir. Bu gün bu otoyol tehlikeleri ile ilgili yazacağız.

Otoyollardaki kazalardan ve arızalardan kalan tehditlerin en başında yoldan temizlenmeyen araç parçaları ve en önemlisi kaplama lastik parçaları oluşturmaktadır. Bunun yanında araçlardan düşen koli kasa veya aracın kendi parçaları vb gibi eşyalar da azımsanmayacak kadar tehlike yaratır. Yollardaki temizlik ve bakım sorumluluğunu da karayolları veya diğer bölgesel yönetimler sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmelidir.

Birçok kullanıcı otoyollarda seyrederken bir anda karşısına çıkan bu yabancı maddelerden kaçmaya çalışır. Büyük bölümü kaçmayı başarır ama bazı sebeplerden bir anda karşısına çıkan bu yabancı maddelerden kaçamaz, kaçmaya çalışırken kaza yapar veya kazaya neden olur. Bu kazaların çok büyük bölümü maddi hasarlı kazalardır. Birçok araç bu yüzden büyük küçük zarara uğramıştır. Hemde hiç kusurları yokken.

Karayollarında en çok karşımıza çıkan nesne kopmuş veya çıkmış lastik parçalarıdır. Cidden büyük tehlike saçarlar. Bunlardan kaçayım derken kaza yapılır veya kaçamazsak da aracımız maddi hasar görür. Bu yola düşen parçaların asıl sorumluluğu lastiği veya parçaları kopmuş veya kopmak üzere olan bakımsız aracı trafiğe salan lastik ve bakım maliyetinden kaçan araç sahiplerindedir, diğer sorumluluk da bu araçları kullanan şoförlerimizindir. Yola çıktıklarında eskimiş aşınmış yola uygun olmayan lastiklerle çıkarlar ve parça kopabileceğini bile bile yola devam ederler. Çoğu kez kopan parçanın farkında olmazlar ta ki bir yerde durana veya birisi işaret edene kadar. Erken haberi olan şoförlerimiz de yürüyerek biraz geriye gidip kopan parçayı yoldan kaldırmaya tenezzül etmezler. Sonrası malum.

Peki hiç sorduk mu neden ağır araç sahipleri yeni lastik almak yerine eski lastiklerini kaplatma yoluna giderler? Sebebi bellidir aslında maliyetin yüksek olması. Onlara da hak vermemek elde değil. Küçük araçların lastiklerinin tanesi birkaç yüz liraya alınabilirken tır ve kamyon lastiklerinin tanesi binli rakamlardan oluşur ve tırlarda onlarca lastik olduğunu hesaba katarsak maliyetin yüksekliği araç sahiplerini kaplama yoluna iter. Aslında doğrusu bu değildir, birçok kişi haklı olarak şunu diyebilir "o kadar para kazanıyorlar alacaklar tabi ki yeni lastiklerini" onlar da haklı bu konuda.

Kaplama lastik yapımına dikkat edilirse yetkili ve düzenli denetlenen belli kalite standartlarına uygun yerlerde kurallara uygun olarak yapılan lastik kaplama işi hem güvenlidir hem ucuzdur hem de etkili kaynak kullanımını ve enerji tasarrufunu sağlar. Ama merdiven altı tabir edilen yerlerde yapılmış işlemlerde sonucun ne olacağı belli olmaz.

Burada anlattığımız yapılan işlemin yetkili ve güvenilir yerlerde yapılmış olmasıdır. Bir diğer konu ağır vasıta ve uzun yol şoförlerimizin araçlarına hakim olması ve sorunları önceden tahmin edebilmesi gerekir. Atmaya başlayan kaplama lastik yolda şaplaklama denilen sesi yapar ve şoför bu sesi duyduğunda derhal o lastiği değiştirmeli eğer parça kopmuş ise yoldan alarak güvenliği sağlamalıdır. Dinlenme yerlerinde araçlarının her tür güvenlik kontrolünü yapmalıdır ki hem kendinin hem taşıdığı malın hem de başkalarının can ve malını korumuş olsun.

Bir diğer konu karayollarının (Otoyol, Devlet Yolu, İl Yolu, Köy Yolu, Belediye Yolu) işletim, bakım, onarım ve temizliğini yapan Karayolları Genel Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Belediyeler 'in kusursuz sorumluluğudur. Bu kusursuz bir sorumluluk halidir ama yolda karayollarının ihmalinden kaynaklanan her tür sorumluluk kazanın gerçekleştiği yer belediye sınırları içindeyse Karayollarına, köy sınırları içindeyse İl Özel İdaresine dava açabiliriz. Öncelikle davanızı açmadan önce o yolun bakım ve sorumluluğunun hangi kurumda olduğunu tespit etmek gerekir. İdarenin hizmet kusuru olduğu için davanızı İdare Mahkemesine açmak gerekecektir ama önce idari başvuru yapılmalıdır.

Şimdi bir diğer önemli konuya değinmek gerekecektir. Bu sözü çok duyarım kullanıcılardan "efendim yeni araçlar çok hızlı ve güvenli ama otobanda bom boş yolda hız sınırı 120 olacak iş değil, çok az bu hız Avrupa da böyle mi?" derler. Otoyollardaki hız sınırlarının düşük olması kuralların eski araçlara göre yazılmış olduğunu göstermez. Yeni araçlar elbet eski araçlar gibi değil hem çok güçlü hem çok hızlı hem de eskiye oranla çok güvenli. Ama bu kurallar araçların hızlı gitmelerini engellemenin yanında bu tür karşımıza çıkacak ani olaylarda aracımızı güvenli şekilde kazadan kurtarabilmek için gerekli sınırı belirtir. Zira daha hızlı giden araçlar, teknolojisi ne olursa olsun önüne aniden çıkan engellerden kaçamayacaktır, hem kendi hem de başkalarının mal ve can güvenliğini tehlikeye atacaktır. Yola çıkarken her duruma hazırlıklı olmak gerekir. Aracımızın güçlü ve hızlı olması bizim kuralların dışında hareket edebileceğimizi göstermez. Unutmayın kurallar can güvenliğimiz için konulmuştur.

Hepinize kazasız esenlik dolu günler dilerim.

Oto- danışman- ekspert

Serdar Eren

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber