Hüznün mütebessim hali, genç neslin şair abisi: İbrahim Tenekeci

HABER MASASI
Abone Ol

Hani bazen önemli yerlerin altını çizmek istersin de bütün sayfayı çizmiş halde bulursun ya kendini. İşte bir İbrahim Tenekeci şiiri de tam olarak bunu yaşatıyor insana. Gömülü bir ırmağın yalnızlığıyla tanışmak isteyenler için İbrahim Tenekeci ve şiirleri.

Bilirsiniz, şiir yazarken güçlü bir kalbiniz olması gerekir. Mesela kaçan bir gol kadar üzülmeli Afrika'da çocuklar ölürken. Veya dünyanın dile kolay, kalbe zor bir yer olduğunu kavrayabilmeli...

Kalbe, şiire ve hüzne dair ne varsa, hepsine cevap olan bir şairle tanıştırmak istiyoruz sizi; İbrahim Tenekeci.
0. İbrahim Tenekeci kimdir?
www.biyografi.net

1 Eylül 1970 tarihinde Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde doğdu. Lise eğitimini yarıda bırakıp edebiyata yöneldi. Bir dönem kitapçılık yaptı.
İlk şiiri 1988 yılında yayınlandı. Sonrasında ağırlıklı olarak Dergâh, Kırklar, Derkenar, Merdiven, Endülüs, Kardelen, Düş Çınarı ve Kaşgar dergilerinde göründü.

1998-99 yılları arasında Sağduyu gazetesinde kültür-sanat editörü ve köşe yazarı olarak çalıştı. Milli Gazete'de köşe yazarlığı ve düşünce sayfası editörlüğü yaptı.

2000-2005 yılları arasında, 36 sayı yayınlanan Kırklar Edebiyat Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Aynı yıllar içinde, Birey ve Birun Yayınları'nda dizi editörlüğü yaptı. Kırk civarında şiir, hikâye ve deneme kitabının yayınlanmasına vesile oldu.

Ağır Misafir adlı eseriyle, 2008 yılında, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından "Yılın Şairi" seçildi. Aynı yıl, "Yılın Yazarı" ödülünü de aldı. Halen Profil Yayınları'nda şiir editörlüğü, Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. Evli ve beş çocuk babasıdır.
0. Şairin son kitabı: "Görmeden Ölmek"
(Arka Kapak)

İnsanı yerinden eden gözlerin
Suların serin, toprağın haklı
Kusursuz kuşlar, çayırlar ve tay
Anlatma, anlamazlar – hep öyledirler
Ölmekten dönerler her akşam eve
Ekmeği bilirler, bilmezler buğday
Yukarıdan bakarlar, dünyadan sana
Sakın sırrını deme onlara
Düzlükte garipsin, dağlarda pırnal
Bulmuşsun fakat yeniden ara .



0. Şiir kitapları
-Üç Köpük
-Peltek Vaiz
-Güzellik Uykusu
-Giderken Söylenmiştir
-Ağır Misafir
-Kimsenin Kalbi

0. Denemeleri
-Uçuş Denemeleri
-Son Düzlük
-Tüfeksiz Hareketler
-Öbür Divan
0. Üzülmedim Diyemem
Ey aşk, yaptığını beğendin mi:
Yetimler gibiyim ziyafetten aç dönen
Ters yakılan sigara, hemencecik söndürülen
Yoksulluk ile vakit geçer mi…

Uyanmış kalmışım nasıl şey bu
Toprağa baktım yerinde yoktu;
Şiirden aşağıya attım kendimi
Düşerken düşündüm ölmesem mi

Anlatıyorum hiç konuşmadan
Buğdayın içini dökmesi gibi…
Bugün dalgınım, dün de dalgındım
Aç bile değildim aynaya bakmasaydım
Dünden kalan yemekleri yerkenki gönülsüzlük gibi
Buradayım…

Burayı sevmiyorum bahsetmişimdir
Unufak olmak iyidir olmamaktan
Hiç böyle demedim, yarabbim bilir
Bu bozuk güzellik kalbimi yoran

Bir sandalye çektim zor günlerin altına
Ah ama,

Kimse yüz vermiyor bana, sandalye bile
Beni çağırıyor, yarım kalan ne varsa
Bana düşüyor, her yağmur tanesini
Suya götürmek, o serin ırmaklara

Öyle ya,
Bir almanı herkes tanır miğferi varsa
Moskofu da tanırlar yatıp uyumamışsa
Bunları şunun için anıyorum burada
Kim tanır beni şaşkınlığım olmasa

Bağırıp duruyorum denizin ortasında
Su buradan ne kadar uzakta
0. Ulu Orta
düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
paralı asker miyim neyim ben
ekleyip duruyorum sabahları akşama
ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
nasıl bir dostluk ki bu,hem kadim
hem de mayhoş elma tadında.

sorma,
elim kırılsın bir daha
dokunursam güneşe.

kendimi de koysam ayağımın altına
yine de yetişemiyorum ey aşk,
omzunun hizasına.
çünkü bende birikiyor her şeyin tortusu
ve ayağını kaldırıyor dünya,konuşurken benimle.
budanan oğullar gibiyim,sessiz ve narin
nereye konsam geri sayım başlıyor
kurcalıyor beni bir çırağın elleri
ah,unufak olsam ve desem ki
ağzın tat görmesin hayat
kandırdın beni.

sorma,
üstü açık araba
dünya dediğin.

kılpayı kaçırılmış bir şeyin
bıraktığı ardında
neyse oyum ben.
yaralı serçe,benim için dua et;
gök bir kayalık gibi şimdi üstümde
dr şükrü öncüoğlu'ndan
üç ayda bir reçete.

sorma,
yangın sönseydi suyla
denizler her akşam böyle yanmazdı.

acıyan bir şeyim ben buradan çok uzaklarda
ve koskocaman bir hansın sen uğraşma bu çocukla
çünkü nasıl bir şey biliyorum itin taştan korkması
bir yastık arıyorum kuş seslerinden
mühim değil sonrası.

sorma,
siliniyor her şey,
hatta uçurtma takılıp kalıyor göğe.

yakartop oynayan melekler gördüm güneşle
ve büyük çiftçiler gördüm dağları biçen
yolundaydı her şey,ben bile yolundaydım
ama
kıyıya vardığımda
kendimi unuttuğumu anladım
karşı kıyıda.

sorma,
kaldım altında,
devirince kitabı.

şiirler söyledim belki duyarsın diye
çığlığıydım içinde dilsiz bir şehzadenin
sana seslendim durdum bu küçücük odadan
acımı duy,sensin pusulam benim
ki dünya
silinmiş bir harita
gibi yabancı bana.

sorma,
usulca uzandığında
bir ceset oluyorsun öpüldükçe şımaran.
0. Mevsim Normalleri
elimdeki gülü kaldırıp mezarlıkta
sağlığınıza dedim, hepinizin sağlığına

çocuklar yarı yolda bırakır bizi tanrım
kendine gel diyorsun, gelsem olmaz mı sana

çünkü sular çekiliyor hayatımızdan
ve şehir
kaçak kat gibi çöküyor üstümüze
körün takım tutmasına benziyor bu,
sempati besliyoruz
ölümden gayrı her şeye

ey dilimin ucundaki, ses ver bana:
canlı yoksa eğer bir ateşin içinde
niçin kaçar hepimizin neşesi

bizler misafiriz ve dünya
misafir terlikleri
0. Mırıldanmalar
I

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gölgemiz olsun hüzün
dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını
varsın annemiz olsun tütün
hayat daha sert vursun yumruklarını

II

içimden dedim ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi
nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren
kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi
nedir yalnız bize yakışan bu serüven

bu serüven ki
bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri
ve terk etti bizi huzur denen sevgili
kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında
billur bir kuş gibi

III

içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu
beraber yürüyelim olur mu…