Dicle Nehri’nde ‘Statü’ Tartışması

Dicle Barajı’nın kapağının kopmasının ardından yaşanan taşkınlarla ilgili açıklama yapan Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Diyarbakır Şubesi, Dicle havzasının, sel ve taşkınlar sonucu meydana gelen can ve mal kayıpları açısından Türkiye’de ikinci sırada olduğu belirtildi.

Havzada, 1970-2005 yılları arasında meydana gelen 44 taşkında, 61 kişinin hayatını kaybettiğine vurgu yapılan açıklamada,”1-2 Kasım 2006 tarihinde ise bölgemizde meydana gelen taşkın ve sel afeti sonucunda 42 vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve büyük oranda maddi zarar meydana gelmiştir” denildi.

JMO Yönetimi Dicle Nehri’nin ana kollarının nehir statüsünde olmadığına dikkat çekerek,” Deniz, doğal ve suni göller ve akarsularda kıyı kenar çizgisinin tespiti, kıyıların kullanılması ve korunması ile kıyılarda doldurma ve kurutma yolu ile kazanılan alanlarda deniz ve göllerin kıyılarının devamı niteliğinde olan sahil şeritlerinde planlama ve uygulama esaslarının belirlenmesi amacıyla 30.08.1990 tarih 20594 sayılı resmî gazetede “Kıyı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” çıkarılmıştır. Bu yönetmelikte “Dicle nehri; ana kolunun Bismil ilçesi ile Türkiye-Suriye-Irak sınırı arasındaki kesimi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlama neticesinde Dicle Barajı ile Bismil İlçesi arasındaki kesim ile Dicle Nehrinin ana kolları olan Batman, Garzan, Botan Çaylarının “nehir kapsamı” dışına alınmıştır. Böylece kıyılar korunmasız hale gelmiş, gelişigüzel yerleşim ve kullanıma açık hale gelmiştir. Bu tanımlama ivedi olarak düzeltilmeli ve bu kısımlar da nehir statüsüne alınmalıdır” dedi.

VOA Türkçe’ye konuşan JMO Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Cihat Parlak, nehir statüsündeki amacın, taşkın riski olan alanlarda yapılaşmaya izin verilmemesi olduğunu söyledi. Parlak, “Bu belirlenirken bize göre eksik yapılmış. Örneğin Batman Çayı yatağı geniş, taşkını bol olan bir çay ama buralarda böyle bir belirleme yok. Garzan Çayı, Botan Çayı da öyle. Bizim bölgede Dicle Nehri için Diyarbakır ve Bismil arası için kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ama uygulamaya da doğru dürüst geçilmemiş. Bizim istediğimiz taşkını çok suyu bol olan Dicle Nehri, Batman, Botan ve Garzan çaylarında da kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi. Neden yapılmadığını bilemiyoruz” dedi.

Peki Dicle’nin nehir statüsüne alınmasının yararı ne olur? Parlak soruya şu yanıtı veriyor; ”Taşkın olması durumunda, nerelerin su altında kalabileceği belirlenir. Ona göre sınır belirleniyor. Gerekirse DSİ tarafından taşkın koruma veya dere ıslahı yapılır, belediyeler tarafından yapılaşmaya, kum ocaklarına izin verilmiyor, zirai alanlar düzenleniyor.”

Barajın bağlı bulunduğu Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürü Ali Gökyel, nehir çevresindeki işletmelerin açılması için olumsuz görüş verdiklerini söyledi. Yerel Yenigün Gazetesine konuşan Gökyel, “Kısmen zarar gören tarım alanları ve 10 gözlü köprüsü civarındaki işletmeler tamamen nehir yatağının doğal taşkın alanı içerisinde kalmaktadır. Bu türden işletmeler doğal taşkın alanı içerisinde kaldığından işletme ruhsatlarına yönelik kurum görüşüne yönelik başvurularda DSİ Bölge Müdürlüğümüzce olumlu görüş verilmemektedir” dedi.