Türk'ün Türk'ten Başka Dostu Vardır: Güney Kore'nin Türklere Minnettarlığının Sebebi

Çoğumuz Kore Savaşı hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Oysa bir dönem binlerce askerimiz bir ülkeyi korumak için dünyanın öbür ucuna gitmişlerdi ve yüzlercesi şehit olmuştu. Geride ise göz yaşartan anılarını bırakmışlardı.

Bizzat dedemden dinlediklerime göre, gemiyle yapılan yolculuk bir ay sürmüş. Çok sayıda asker hastalığa yakalanmış. Bazı askerler ise uzun yolculuk psikolojisinin de etkisiyle kendilerini denize atmışlar. Savaşta yaşananlar ise gazilerden bizzat dinlenilmeli.

Burada ise Türk askerinin savaşta Kore halkı için yaptığı fedakarlıklardan bahsetmek istiyorum.

Kaynaklar: 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6

1. 1950-1953 yılları arasında yaşanan Kuzey Kore-Güney Kore Savaşı, Soğuk Savaş'ın ilk sıcak çatışmasıydı. ABD ve müttefikleri Güney Kore'yi desteklerken Çin, Kuzey Kore'yi destekleyince savaş uluslararası bir boyut kazanmıştı.

2. Türkiye o yıllarda NATO'ya dahil olmak istiyordu. Bunu, katılmak için fırsat olarak görünce Güney Kore'ye asker gönderme kararı almıştı.

Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 5090 kişilik 1. Türk Tugayı, 17 Eylül 1950'de İskenderun limanından hareket ederek 12 Ekim 1950'de öncü takım Pusan limanına ulaştı. Birleşmiş Milletler ordularına iştirak ettikten sonra 10 Kasım'da Taeg'dan hareket ederek 21 Kasım'da Kunuri'ye vardı ve Amerikan 9. Kolordusu'nun sağ kanadında konuşlandırıldı.

3. Savaş sırasında Türk birliğinin bulunduğu yerlerden biri olan Suwon'da askerler yetim kalan çocuklara bakmak için bir okul açmıştı.

Adı ‘Ankara Okulu' olan yetimhane tarzındaki okulda eğitim gören Koreli çocuklara Türkçe, Korece ve İngilizce dersleri verilmişti.

4. 70'li yıllara kadar açık olan okuldan 640'tan fazla öğrenci mezun oldu. Bugün ise mezunlardan sadece 20'ye yakını hala hayatta.

5. Birkaç yıl önce Türk askerlerinin yetim çocuklar için açtığı okulun bulunduğu bölgedeki bir parka ‘Ankara Okulu' ismi verilmişti.

Ayrıca parkın bulunduğu caddeye ‘Ankara Yolu' ismi verildi.

6. Astsubay Süleyman ve Koreli yetim kız çocuğunun hikayesi de göz yaşartıyor.

Gazi Astsubay Süleyman Dilbirliği, cephe gerisinde ölmek üzereyken bulduğu minik bir kızı, Türk Tugayı’na götürüp sahip çıkar.

Ayla adını verdiği bu kıza bir yılda Türkçeyi öğretir. Savaş ortamında bu minik kızla babasıymış gibi ilgilenir.

Eve dönme vakti gelince de onu Tugay’da açılan yetimhaneye teslim eder.

7. Ayla, gerçek adıyla Kim Eunja aradan 60 yıl geçtikten sonra manevi babasını bulmak üzere Türkiye’ye gelir. Güney Kore, İstanbul Konsolosluğu üzerinden Süleyman Astsubay'ı bulur ve tam bir vuslat yaşanır.

8. Bu durum sadece Süleyman Astsubay ve Kim Eunja arasında kalmaz. Güney Kore devlet televizyonu ikiliyi bir de Kore'de buluşturur. Olay, Güney Kore’de günlerce gündemde kalır.

Bununla da yetinilmez; 2010'da resmi ziyaret için Ankara'ya gelen Kore Cumhurbaşkanı Myung-Bak, Süleyman Astsubay'ı Çankaya'da kabul edip, sergilediği fedakarlıklardan ötürü bizzat kendi eliyle devlet nişanı takdim eder.

9. Türkiye ateşkes sağlandıktan sonra Kore’de cephe gerisinde sahip çıktığı yetimleri kaderlerine terk etmez ve bazıları tahsil için Türkiye’ye getirilir.

Hatta bir kısmı Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi başta olmak üzere kaliteli üniversitelere burslu olarak yerleştirildi. Bu öğrencilerden bazıları ülkelerine döndüğünde çok iyi makamlara geldi. Mesela diplomat Sang-Ki Paik bu öğrencilerden biriydi. 23 yıl boyunca Türkiye'de kalmış ve iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir rol oynamıştı.

10. Türk askerinin sergilediği kahramanlıklar Güney Kore'de kitaplarda, filmlerde, belgesellerde yer buluyor ve her fırsatta minnettarlıklarını gösteriyorlar.

11. Ankara Okulu'nda yetişen çocuklar bugün 70'li yaşlarında ve her fırsatta Türklerin yaptığı fedakarlıkları anlatıyorlar.

Zaman zaman şehitliği ziyaret eden bir Koreli şöyle diyor: Bu insanlar gençliklerini buraya feda ettiler ama bilin ki bunların hiçbiri boşa gitmedi.

12. Pusan'daki Türk şehitliği... Kore Savaşı'nda 741 şehit vermiştik.

Ailelerini geride bırakıp kilometrelerce ötede şehit olan Türk gençleri.

13. Yetim çocukların söylediklerine göre askerler, çocuklar üşümesin diye kendi istihkaklarından onlara kıyafetler dikmişler.

14. Çocukken "Merhaba asker ağa", "Ekmek var mı?" gibi cümleleri öğrenmişler. Hatta "Üsküdar'a Giderken" şarkısını bile ezberlediklerini söylüyorlar.

15. Necmettin Özçelik arşivindeki pek çok değerli fotoğrafla o döneme tanıklık etmek mümkün.

Güney Koreli bir askerin Türk doktorları tarafından yapılan sağlık kontrolü

16. Savaşın yıprattığı bir aileyi korumasına alan askerler

17. Tugay'daki askerler savaş ortamında Koreli bir çocuğun canının sıkılmaması için çaba sarfediyorlar.

18. Her asker, babasıymış gibi davranarak ailesini kaybeden çocuklara ayrı bir özen gösteriyor.

19. Kore halkına eşlik eden Türk askerleri

20. Savaşta yaralanan sivil bir kadın Türk doktorlarına teslim ediliyor.

21. Yaralı kadının Türk doktorlarınca tedavisi

22. Müdahalenin ardından sargı işlemleri

23. Başka bir yaralı sivil de tedavi için getiriliyor.

24. Cephe koşullarında uygulanan ameliyat

25. Yetim çocuklardan biri askerimize emanet

26. Hayatını feda eden o iyi insanlar huzur içinde yatsınlar...

27. Korelilerin de dediği gibi iyi bir amaç uğrunda hayatlarını feda ettiler.

Bugünlerde de şehit haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Huzur içinde yatsınlar. Gerek Kore'de gerekse ülkemizde şehit olan gençlerimizin her biri...

28. Aslında Kore halkının, ülkemize karşı sevgisine 2002’de, Seul’de yapılan dünya kupasında bir kez daha tanık olmuştuk.

Aradan yıllar geçse dahi minnettarlıklarını korumaya devam ediyorlar. Umarız ki iki ülke arasındaki dostluk hiçbir zaman bozulmaz.

Popüler İçerikler

Canına Tak Etti: Gösterisinde Yaptığı Esprilerin Yayılmasına Sinirlenen Cem Yılmaz Tepki Gösterdi!
"MHP Eridi" Eleştirilerine Yanıt: Devlet Bahçeli, Kendi Matematiğinden Oy Oranlarını Açıkladı
Müge Anlı'da Şok İddia: "Uğur Dündar'a Babalık Davası Açan Dilara'nın Babası Başka Bir Ünlü Sanatçı!"
YORUMLAR
11.02.2016

bi RTE ziyaretine bakar dostluğun bitmesi

Şu çılgın Türkler ! Ne garip bir milletiz yahu, her şeyi en uçlarda yaşıyoruz. İnsanlıkta da dibine kadar, vicdansızlıkta da dibine kadar

11.02.2016

Bir Kore Gazisinin torunu olarak gözlerimi bir kez daha doldurdunuz. Yıllar önce üniversitede bir sempozyumda yabancı konuklarla ilgilenme görevi verilmişti. İçlerinde Güney Koreli Profesör olan Yuan isimli bir hoca da vardı. Tanışma sırasında dedemin orada gazi olduğunu söyleyince onlarca akademisyeni bırakıp yanıma gelip önümde üç defa eğildi ve sizlere minnettarız onları unutmadık beni ona götürün ellerini öpmek istiyorum" demişti. Dedem başka bir şehirde yaşadığı için gidememiştik. Tüm sempozyum boyunca yanımdan hiç ayrılmadı sürekli bizlere teşekkürlerini ve minnettarlığı söyledi. Onun bu davranışı beni hâlâ duygulandırır. Arada sırada bana e posta atıp dedeme selam gönderiyor ve Kore'ye davet ediyordu. Bizim hocalar olsa suratımıza bile bakmazlar. Adamlar minnet dolu

TÜM YORUMLARI OKU (127)