KENDİ MAYAMI KENDİM YAPARIM

Bugüne kadar çok uğraşmış, farklı şeyler denemiş, bu sefer oldu deyip yaptığınız mayayla ekmek yapmayı denemiş ama çabucak bir şeylerin ters gittiğini anlamış olabilirsiniz.

Genelde  şöyle oluyor:  gözünüz gibi baktığınız maya birkaç gün içinde ekşimeye başlıyor, köpürüyor, gözenekleniyor, kabarıyor, besliyorsunuz ve her şey yolundaymış gibi yükselip kabarıyor ama kokusu… Keskin mi keskin… Asitli mi desem, tutkal mı desem. Kapağını açıp koklayınca burnunu yakıyor insanın. Olsun deyip hamur mayalıyorsunuz. Ekmeği kabartmıyor ama siz bunu kabullenmek istemiyor, “yok be, biraz kabardı mı ne?” deyip deyip ikide bir bakıyorsunuz. Sonra acı gerçeği kabullenip ya “ne olacaksa olsun” deyip o hamuru pişiriyorsunuz (ve atsan kafa yaracak kadar sert, taş gibi ve limon kadar ekşi bir ekmek elde ediyorsunuz), ya da “bari malzeme boşa gitmesin” diye instant maya katıp sahtekarlık yaparak malzemeyi kurtarıyorsunuz.

Bu arada, az önce dediğim taş gibi ekmeği inat edip yerseniz bağırsaklarınızın birkaç günlüğüne senfoni çalmayı öğrendiğine şahit olabilirsiniz. Şirin mırıltılar yükseliyor insanın karnından. Bundan anlıyoruz ki, mayamız yanlış bakteri ve mantarlarca ele geçirilmiş. Başka bir yazıda mayalama yapan doğru cins bakteri ve mantarların arsız olmadığını, nazlı olduğunu, zor çoğalıp zor yaşadıklarını söylemiştim. O yüzden belki de her on denemenin ancak iki veya üçünde tutuyor maya. Diğer seçenekler hep yanlış bakteriler üzerine kurulu. Bağırsaklarla da pek anlaşamıyor bu bakteri ve mayalar. Neyse…

Gelelim bu işin nasıl yapılacağına. İlk yazımda da dediğim hiç öyle saati saatine gramı gramına tarif vermeyeceğim. Ben hayat felsefesi olarak da işi oluruna bırakmayı tercih edebilen bir insanım. İnsanın içinden geldiği gibi bir şeyler yapması çoğunlukla iyi sonuç veriyor. O yüzden ben temel kuralları anlatacağım, bu işin mantığından bahsedeceğim, o kadar. Böylece herkes farklı bir yöntem deneyebilir, belki de ilginç keşifler yapabilirsiniz.

Gereken malzeme:

Organik un (marketten alınan klasik un olmasın lütfen. Nazlı bakterilerimiz ve maya hücrelerimiz bundan hiç hazzetmiyor. İlaçsız bir şeyler olsun. Ayrıca bensürekli tavsiye ediyorum; beyaz un olsun. Bugüne kadar yapmaya başladığım hiçbir tambuğday un mayası tutmadı. Hepsi çok fazla asitleniyor ve mayayı gereğinden fazla köpürtüyor. Fazla laktik asit ise organizmanın yaşaması için gereğinden kötü şartlar sunuyor. Ben mayamı da beyaz unla besliyorum. Ekmeklerim hep tam buğday unu ama mayamı her zaman beyaz unla besliyorum. Sırf beslemek için beyaz un alıyorum. Bunu da akılda tutmakta bence büyük fayda var).

Su (Güzel bir marka su alın. Güzel marka deyince pahalı su gelmesin aklınıza. O pahalı marka sular mayamı mahvetti. Şu su raporunu inceleyip elinizin altında hangisi varsa alın: Gıda Hareketi Ambalajlı Su Raporu

Ben Kipa Su alıyorum mesela. En kolay onu buluyorum. Eve damacana ile su sipariş etmenin rahatlığına rağmen arabaya atlayıp markete gidiyorum ve 10 litrelik suyu zar zor taşıyıp eve getiriyorum. Her şey sevgili mayam için)

Bakterilerimizin daha kolay beslenmesi için bir şeyler: Mesela organik bal, organik sütle yapılmış ev yoğurdu, incir, kuru üzüm…

Nasıl yapacağız?

İşe çok az miktarla başlayacağız. Mesela tepeleme bir çorba kaşığı un ve yaklaşık bir tatlı kaşığı su gibi… Ben başarılı olduğum ve hemen hemen iki yıldır kullandığım mayamı ve diğer başarılı mayamı şöyle yaptım: bir adet ilaçsız organik kuru inciri yıkayıp ikiye keserek ılık suyla ıslattım. Yaklaşık bir saat sonra kaşıkla içindeki çekirdeklerini aldım. Bu çekirdekleri yaklaşık 1/3 çay bardağı oda ısısındaki su ile karıştırıp iyice ezdim. Burada gıda doğrayıcı da kullanabilirsiniz ama miktarı biraz daha fazla yapmak lazım, zira doğrayıcıya bulaştıktan sonra geriye bir şey kalmıyor.

Ezilmiş çekirdekleri çay süzeği ile süzdüm ve su bardağına aldım. Bu koyu renkli su bir çorba kaşığı ile bir tatlı kaşığı arası bir şeydi. Bunu bir kaçık unla iyice karıştırdım ve fazla kullanmadığımız salonda el altında olmayacak bir yere koydum. Üzerine hava alabileceği bir şekilde küçük bir kapak örttüm ki kurumasın ama oksijen girsin.

Bu karışımı iki gün hiç ellemedim. Üçüncü gün karıştırmaya karar verdim ama pek hareket yoktu. Şöyle bir karıştırıp havalandırdım ve tekrar yerine koydum. Ertesi gün hafif kabarcıklar başlamıştı. Bu noktadan sonra aynı kıvamı koruyacak şekilde bir tatlı kaşığı un ve azıcık su ile sabah akşam günde iki kez besledim. Sanırım beşinci gün miktar artık fazlalaşmaya başlamıştı. Bu yüzden besleme işinde karışımın yarısını alıp attım, geri kalanını suyla inceltip un ilave ettim. Bu şekilde on gün kadar devam ettim.

Beşinci veya altıncı gün aslında umudu kesmiştim. Sanırım yine olmayacak diyordum. Hatta çöpe atmaya karar vermiştim ama bir şans daha vermeye karar verip on günü tamamladım. Tabii bu esnada umutlarımı yeşertecek gelişmeler oluyordu. Güzel kokuyor, güzel kabarıyordu. Bu şekilde on gün beslemeye devam ettikten sonra mayamdan elma kabuğuna benzer iştah açıcı meyvemsi kokular gelmeye başlamıştı. Zaten mayanın doğru olduğunu iştah açan mis gibi kokusundan anlayabilirsiniz.

On günün sonunda şansını denemeye karar verip ekmek mayaladım. Tabii ekmeğim çok koyu değildi. Maya henüz çok genç iken fazla güçlü olmuyor ve yoğun hamuru kaldıramayabiliyor. Bu şekilde bir hamur mayaladım ve pişirdim. Sanırım o güne kadar yediğim en güzel ekmek olmuştu.

Başardığımı anladım ama mayamın bozulmasından o kadar korktum ki, hemen buzdolabındaki hayatına geçiş yaptırmak istemedim. Başına bir şey gelir, ölür diye çok korktum. 21 gün boyunca sabah akşam besledim. Bu esnada ekmek yapmaya da devam ettim. Hepsi çok güzel oldu. Artık başardığıma iyice emin olunca 21. gün besledikten sonra mayamı buzdolabına koydum. Yine de ne olur ne olmaz diye üç, dört gün dolaptan çıkarıp, besleyip, beklemeden dolaba geri koydum. İki ay sonra ise ekmek rutinim oluştu ve haftalık besleme şeklinde hayatımıza devam ediyoruz.

İkinci mayamı da incir mayamla aynı anda başlatmıştım. O da oldu ama sonra onu külfet bulduğum için devam ettirmedim. Yine de onunla da güzel ekmekler yaptım, dört, beş ay kadar buzdolabında yaşattım ama incir mayam kadar gözdem olamadı. Sürekli besleme sorumluluğunu istemediğimden ekmek yaptığım bir gün hepsini kullanarak nesline son verdim.

Onu da şöyle yapmıştım, bu da iyi yöntem: Bir çorba kaşığı köy yoğurdumun suyundan alıp su bardağına koydum. Köyden organik bal da vardı evde. Ondan da bir çay kaşığının ucuyla alıp yoğurt suyuna karıştırdım. Bu suyla sıkı bir hamur yoğurdum ve top gibi yapıp bardağın dibine bastırdım. Bu hamur topu irice bir ceviz kadardı. Bu karışımı da aynı şekilde üç gün ellemedim. Dördüncü gün yarısını bölüp attım ve un ve su ile yine sıkı bir hamur yapıp bardağın dibine yerleştirdim. İncir mayam ile aynı zamanlarda besledim ama bunu on gün sonra buzdolabına koydum, orada beslemeye devam ettim. Tabii üç, dört günde bir…

İncir mayamı daha fazla sevdiğim için onu kullanmaya devam ediyorum. Çok yaratıcı bir fikirle ismine de İncir koydum J Hayatımızdan gayet memnunuz.

KENDİ MAYAMI KENDİM YAPARIM’ için 21 yanıt

Add yours

  1. Merhabalar,
    Bu İncir mayanızdan satmayı düşünür müsünüz? 2 aydır saf organik incir arayan ama bulamayan bir kadına😊

    Liked by 1 kişi

  2. Burda kullandığınız incir taze miydi, kurutulmuş muydu. Benim elimde kuru incir var da, sizin yaptığınız incir mayasını denesem kuruyla da olur mu acaba?

    Beğen

  3. Merhabalar, ben burdan bozuk mayayla ilgili soru soran arkadaşları uyarmak istiyorum. daha önce de yazdığım gibi bende bir süredir başarısız maya denemeleri yaptım. Ama en son sizin İncirli tariften benim de güzel kokulu bir mayam oldu, ekmek de yapıyordum bir süredir. Ancak son bir kaç beslememde asit kokusu ile karşılaşmaya başladım. İnternetteki yazılarda maya nın kolay kolay bozulmayacağı, buzdolabından dışarı alıp sık besleyerek güçlendirmek gerektiği yazıyordu. Bende öyle yaptım, keskin asit kokusu gitti gerçekten, köpürdü de baya. Bende dün akşam bol olan mayayı değerlendirmek için bolca hamur yaptım. Yaparken midem bulandı, kendimi kötü hissetmeye başladım. Hamurları buzdolabına kaldırıp yattım. Az önce çıkarıp katlamak istediğimde hamur tutkal gibi elime yapışıyordu, bırakın toplanmayı elimle hamuru hareket ettirmek bile zordu ve yine midem kötü oldu, kendimi kötü hissetmeye başladım. Belli ki mayam bozulmuş, demek ki maya bozulmayan birşey değil, bozuk mayanın herkeste aynı etkisi de olmayabilir. Siz benim gibi mayanın durumundan iyice emin olmadan çok fazla hamur yapmayın ve dikkatli olun, benim yaşadığımı kimse yaşamasın diye yazmak istedim. Ayrıca böyle bir hayal kırıklığı da çok kötü bir duygu, çok üzgünüm

    Beğen

    1. Merhaba. Mayanın içerdiği bakteri ve mantarlar çoğunlukla zararlı organizmanın çoğalmasına izin vermese de, belli bir kaynaktan çokça patojen bakteri ve mantar gelirse ve mayanın ortamında baskın hale gelirlerse tahminimce maya bozulabilir. Tıpkı bozuk, küflenmiş bir şey yediğimizde bizi nasıl etkiliyorsa öyle etkiler diye düşünüyorum. Peki, mayanıza bu bakteri nereden gelmiş olabilir? Çok fazla kaynak olabilir bunun için. Genellikle evde küflenen şeyleri hiç bekletmez, ortalığa yayılmasın diye dikkatlice çöpe atıp evden uzaklaştırırız. Yine de bu bir ihtimal ama bence en büyük kaynak kullanılan un ve su. Bir dönem bir markanın damacana suyunu alıyorduk. O sırallar mayam aşırı keskinleşmeye, kötü ve asitli kokmaya başladı. Tabii çok korktum ama su aklıma gelmedi. Ne de olsa damacana sudur, kontrolden geçmiştir falan diyor insan ama pek de öyle değil zannedersem… Suyu değiştirince her şey düzeldi ama ben sorunu bulana kadar epey korktum mayam ölüyor diye. Sonradan o marka damaca suyun bekledikçe iplik iplik yeşil yosunlaştığını fark ettim. Artık almıyoruz ama neredeyse mayamı öldürüyordu. Belki sizin de öyle bir durum olmuştur. Una bulaşan bir mantar da olabilir. Siz evde ne kadar dikkat etseniz de un ile her türlü bakteri ve mantar mayaya giriyor. Mesela King Arthur isimli çok meşhur bir organik un markası, tam buğday unlarında e. coli bakterisi tespit ettiği için unlarını topladı ve satın alanlara da firmaya göndermeleri konusunda çağrı yaptı. Kısacası böyle şeyler de mümkün.

      Beğen

  4. Merhaba, çok yeniyim, sürekli okuyup bilgi almaya çabalıyorum. Mayanın bozulduğunu hamurdan ya da mayadan nasıl anlayabiliriz? Görüntüde her şey normal gibi (ekmeğimin içi iyi pişmiyor sadece, onun için okumaya devam ediyorum) ama bozulma (hem de çok emek vermişken) ve bu farkı ayırt edemeden devam etmek ürkütücü geldi bana şimdi 😦

    Beğen

    1. Maya kolay kolay bozulmaz ama ortamdan patojen bakteri ve mantar kapmış olabilir. Bunu öncelikle gözlemleyerek anlarız. Mayanızın üzerinde yeşil, mavi, turuncu gibi renklerde küf yoksa büyük ölçüde sorun da yoktur. İkinci olarak kokusunu iyi takip etmelisiniz. Beslendikten sonra kokladığınızda iştah açıcı, yoğurt, peynir veya meyve gibi kokular alıyorsanız mayanız sağlıklıdır.
      Ekmeğin içinin pişmemesi başka sebeplere dayanabilir. Mayalandırma süresi bunlardan biri… Fazla mayalanan hamur da, az mayalanan hamur gibi çiğ kalabiliyor. Bir de mayanız henüz genç ise bunu yaşayabilirsiniz. Küçük ve ince ekmeklerle işe başlayın. Hamur çok katı olmasın. mayanız güçlendikçe büyük ekmekler yapabilirsiniz. ilk 6 aydan sonra mayanızın güçlendiğini fark edebilirsiniz.

      Beğen

  5. Hızlı cevap için çok teşekkürler, size yazmadan önce %100 tam buğday yapmaya başlamış bulundum, yarım kilo unla 🙂 ,
    Küçük, ince derken yarım ölçü gibi mi kastediyorsunuz. Evet mayam genç bir maya, bir aylık değil henüz. Küçük ekmek yaparken maya süresini nasıl tutmam gerekir sizce, ben 4 katlamalı ve buzdolabında 18 saat bekletmeli olarak denemiştim ama dediğim gibi içi nemli kaldı (bu arada onu yememde bir sakınca var mı, atmaya kıymıyorum bu kadar emekten sonra 😦
    sevgiler 🙂

    Beğen

    1. 300 gr gibi az miktarlar deneyebilirsiniz. Tam buğday biraz daha sıkı bir un. İçinin nemli kalması daha mümkün. Ekmeklik beyaz unlarla denemeler yapın. Bir de buzdolabı yerine oda ısısını deneyin. Hamuru yoğurup 5 saat kadar bekleyip şekillendirin. 1-1,5 saat daha bekleyip fırınlayın.

      Ekmekleri atmayın. Küçük küçük kesip fırın tepsisinde kurutabilirsiniz. Çorbalara çok güzel oluyor. Veya ince dilimler kesip biraz kızartarak tüketebilirsiniz.

      Beğen

      1. Çok teşekkürler. başlamış bulundum şimdi bu arkadaşa, bakalım nasıl gidecek. iki parça şeklinde pişirmeyi deneyelim o zaman. sevgiler.

        Liked by 1 kişi

    2. İlginize alakanıza inceliğinize çok teşekkür ederim. Deneyimlerinizi paylaşmaniz o kadar değerli ki. Içim çok rahat etti. Yorumunuzu okumadan önce sizin paylaşımlarinızdan yola çıkarak farklı bir su markası aldım. Unumu da doğal tarım olduğunu düşündüğüm bir marka ile beslemeye devam edeceğim. Besleme kısmında bende beyaz una dönmeyi planlıyorum. Emeğinize, enerjinize, minnettar kaldım. Sağlıklı günler dilerim.

      Liked by 1 kişi

    1. Mayamı yapmamın üzerinden epey zaman geçti. O gün bu gündür kullanıyorum. Geçen hafta durduk yere maya denemesi yapmak geldi içimden. Ev yoğurdunun sulu yerinden iki çay kaşığı kadar alıp üzerine yine azıcık su koydum. bir çorba kaşığı un ile maya başlattım. Hemen akşama hafiften kabarmaya başladı. İkinci gün maya kokusunu aldım. Üçüncü gün ise harika bir mayam oldu. Kesinlikle tavsiye ederim yoğurt kullanmanızı. Bir de ufak bir püf noktası vereyim: Kullanacağım unu yarı tam buğday, yarı beyaz olarak karıştırdım. Kaseye koyup bir iki dakika elimle karıştırdım, avucuma koyup hafif ısıttım, havalandırdım. Ellerimizdeki faydalı bakteriler süreci inanılmaz hızlandırıyor.

      Beğen

    2. İlginize alakanıza inceliğinize çok teşekkür ederim. Deneyimlerinizi paylaşmaniz o kadar değerli ki. Içim çok rahat etti. Yorumunuzu okumadan önce sizin paylaşımlarinızdan yola çıkarak farklı bir su markası aldım. Unumu da doğal tarım olduğunu düşündüğüm bir marka ile beslemeye devam edeceğim. Besleme kısmında bende beyaz una dönmeyi planlıyorum. Emeğinize, enerjinize, minnettar kaldım. Sağlıklı günler dilerim.

      Liked by 1 kişi

  6. Merhaba, benim de 2 aylık çok taze bir mayam var. Kendisi başindan beri kapaği ilk açtığımda hafif bir keskin koku ile karşılıyor daha sonra normale dönüyor. Kötü kokmuyor ama yine de yogurt veya peynir gibi de kokmuyor.Sayfanızla çok yeni karşılaştım. Paylaşımlarınız için çok teşekkür edemiyorum. Bahsetmis olduğunuz yanlış mayayı besleme fikri ürkütücü geldi. Mayamı normal beyaz unla yapmıştım. Mayamda hiç bir zaman büyük köpükler olmadı. Fırınıma güvenmediğim içinde haftada iki gün besleyip bazlama yapıyorum ve hiç bir sıkıntı yaşamadım. Acaba mayam bozuk mudur? Bahsettiğiniz gibi su değiştirerek mayamı devam ettirebilir.miyim?
    Ikinci bir sorum daha var 10 gün boyunca sadece siyez unu ve su ile ekşi maya tutturduğumu düşünüyordum. Buzdolabına kaldırdım. Buzdolabında kavanozda kabarcıkların arttığını görünce kavanozun kapağını açtım. Aşırı derecede gaz sıkışmıştı ve üzeri hafif gri gibi yada hafif mor gibi bir renk içi normal maya rengi idi. Kokusunda anormal bir durum ise yok. Sızce siyez unuyla yapıldığı ıçın normal midir yoksa bu da bozulmaya işaret midir?
    Eğer yardımcı olabilirseniz çok mutlu olacağım. Kolaylıklar, sağlıklı günler dilerim.

    Beğen

    1. Merhabalar.
      Eğer yaptığınız bazlamalarda sorun yoksa, yani sert, aşırı ekşi ve yendiğinde bağırsak sorunu yapan bir durumda değilse muhtemelen mayanız sağlıklıdır. Suyunuzu ve ununuzu değiştirmenizi tavsiye derim. Organik un olması çok iyi olur. Sıradan market unu olmasın, en azından doğal tarım olsun. Bu şekilde mayanızı besleyip oda ısısında bekletin. iki katına çıkmasına yakın birazını alıp ister kullanın, ister atın, kalanını yine besleyin. Biraz kabardığında buzdolabına kaldırın. Bazen maya henüz genç olduğunda buzdolabında durduğu için güçsüzleşebiliyor. Besleyip dışarıda tutmayı deneyin. Bu şekilde biraz kendine gelir.
      İkinci sorunuz için şunu söyleyebilirim. Söylediğiniz işaretler kesinlikle bozulma belirtisi değil. Mayanın beslenme zamanı geçmiş demek. Üstteki koyu renkli kısmı atın, kalanını besleyin. Tam buğday unlarındaki kepekten dolayı bu mor renk oluyor, endişe etmeyin. Sanırım oksitlenme belirtisi ama sağlıksız bir durum değil. Benim de çok başıma geldi çünkü.

      Beğen

      1. İlginize alakanıza inceliğinize çok teşekkür ederim. Deneyimlerinizi paylaşmaniz o kadar değerli ki. Içim çok rahat etti. Yorumunuzu okumadan önce sizin paylaşımlarinızdan yola çıkarak farklı bir su markası aldım. Unumu da doğal tarım olduğunu düşündüğüm bir marka ile beslemeye devam edeceğim. Besleme kısmında bende beyaz una dönmeyi planlıyorum. Emeğinize, enerjinize, minnettar kaldım. Sağlıklı günler dilerim.

        Beğen

Yorum bırakın

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın