Her işin bir zorluğu vardır derler ki doğrudur da. Ancak her işe özgü zorluk kadar, o mesleğe ait komiklikler ve sektörel jargon da ilginçtir. Pazarda limon satanın da, masa başında oturup proje çizenin de, sanayideki tornacının da aslında en temel işi insandır. Hal böyle olunca ve memleketimin renkli mozaği de eklenince ortaya şahane anekdotlar çıkıyor.
Hep demişimdir; “Bir gün şu mesleği bırakırsam bunlardan kitap yapacağım!” diye. Mesleği bırakmadım çok şükür ve çok da severek yapıyorum. Kitap da çıkartmadım henüz ama bu yaşanılanları paylaşmanın zamanı geldi sanırım. Uzun yıllardır “satış”cıyım! Ne sattığımın, materyalin bir önemi yok aslında. Önemli olan her gün her çeşit insan tipiyle muhatap olmam.
Yıllarca öyle farklı insanlar tanıdım ki, bazıları oldu beni kendilerine hayran bırakan, bazıları oldu, insanlığımdan utandıran… Hepsine sonsuz teşekkürler.. İyi ki onları tanımışım ki bu kadar çok anı biriktirebilmişim.
Haa baştan uyarayım da sonra tepemde boza pişirmesin bazıları: Burada yazılanların gerçek kurum ve kuruluşlarla ilgisi yoktur. Blogdaki hikâyeler Zoi’nin günlüğünün ve hayal gücünün üründür 🙂 Burada beni yazmış ya da burada anlatılan olay şurada yaşanmış diyen varsa, bu da senin kendi hayal dünyandır cicim 🙂
MÜŞTERİ DİALOGLARI
Olay 1: Yohh dinine yandımının yastığı!
Yaşlı karı-koca son model sıfır km araçlarını bayiden akşamüstü güle oynaya teslim alırlar. Ertesi gün sabahın köründe, yaşlı adam bayiye bir hışımla girip, yeni arabasının anahtarını satış danışmanı kızcağızın yüzüne fırlatır:
Yaşlı Adam: “Bu arabada fabrikasyon hatası var, al bunu geri!”
Satış Danışmanı: “Hayırdır beyefendi sorun nedir?”
Yaşlı Adam: “O kadar saydın, bu kadar hava yastığı var dediydin ama yohh!”
Satış Danışmanı: “Nasıl yok?!! Kaza mı yaptınız?”
Yaşlı Adam: “Yoohh yaaww niye kaza yapayım! Yengenle aaaşamleğin baktık yoh! Ora bahtık bura bahtık yohh ulen! Arka koltukların altına da bahhtık bağğaaja da bahtıh yok dinine yandımının yastığı!”
Olay 2: Gitmiyor bu araba!
Genç adam yeni evlendiği eşine doğum günü hediyesi olarak otomatik vites bir araba alır. Büyük sürprizler hazırlayarak aracı eşine teslim ettirir. Ertesi gün sabah saatlerinde satış danışmanı kızcağızın telefonu çalar:
Genç Kadın: “Eşim dün sizden bir araba almış. Bozuk bu araba! Siz insanları kazıklamaya utanmıyor musunuz? Sizi şikâyet edeceğim!”
Satış Danışmanı: “Hanımefendi yerinizi bildirin servisi göndereyim hemen. Sorun nedir?
Genç Kadın: “Otomatik vites çalışmıyor!”
Satış Danışmanı: “Nasıl çalışmıyor? Problem nedir?”
Genç Kadın: “Arabaya biniyorum. Gideceğim yerin adresini navigasyona yazıyorum ama gitmiyor!”
Satış Danışmanı: “Sorun navigasyonda mı? Adresi mi bulamıyor?”
Genç Kadın: “Hayır sorun arabada! Girdiğim adrese beni götürmüyor bu araba.”
Satış Danışmanı: “Motor da mı problem var? Yoksa gaz yada fren mi? Direksiyonda mı sorun? Şanzıman sorunu mu yaşıyorsunuz peki?”
Genç Kadın: “Ben o dediklerini bilmiyorum küçük hanım! Ben ehliyetimi yeni aldım tamam mı! Ben bu arabaya oturduğumda gideceğim yeri navigasyona gireceğim ve araba beni oraya götürecek. Ben koltuğumda ojemi sürerken o dediğin zımbırtılar beni istediğim yere götürecek ama bu araba bunu yapmıyor!”
Satış Danışmanı: “Direksiyonu çevirmeden, gaza frene basmadan mı istediğiniz yere gitmek istiyorsunuz yani?”
Genç Kadın: “Hahh nihayet anladı o kuş beynin! Senin gibileri de oraya oturtuyorlar yaa pess!”
Satış Danışmanı (Laahavlee çekiyor içinden)“O dediklerinizi ancak siz yan koltukta otururken sadece eşiniz yapabilir hanımefendi. Mümkünse eşinizin aracıyla seyahat edin!”
Olay 3: Günaha mı sokacaksın sen beni!
Yaşlı hacı amca arabası teslim alırken, satış danışmanı aracın özellikleri anlatmaktadır. Radyoyu açar yaşlı hacı amca ve radyoda yabancı müzik kanalı denk gelir. Ve o sakin munis adam birden deliriverir.
Yaşlı Hacı Amca: “Kapaa şunu kapaaa! Tövleler olsun Ya Rabbi”
Satış Danışmanı: “Noldu hacı amca niye sinirlendin?”
Yaşlı Hacı Amca: “Sen beni günaha mı sokacaksın? Ecnebi şeyler çalıyo burda! Anama mı küfrediyo karıma mı belli değil tövbeler olsun! Almıyom ben bu arabayı gavurca çalıyo bu meret! Verin benim paramı geri!”
Satış Danışmanı: “Gel hacı amca ben sana bir kahve söyleyeyim azcık sakinleş bakarız bir çaresine!”
Zavallı paratoner satış danışmanı kızcağız, yaşlı hacı amca kahvesini içerken internetten ilahiler indirir bilgisayarına ve hemen oracıkta bir ilahi CD’si doldurup, arabanın CD playerine yerleştirir. Dini yayın yapan radyoları da kanal hafızasına kaydeder.
Satış Danışmanı: “Gel hacı amca bir daha bakalım şu arabaya. Aç bakalım şimdi radyoyu, dinle bakalım bu CD’yi!”
Yaşlı Hacı Amca: “Hahh be gızanım hay Allah razı olsun senden!”
Olay 4: O kadar para verdik!
Genç delikanlı yeni almaya düşündüğü aracıyla test sürüşü yapar. Hız ibresi 180’leri falan geçmeye başlayınca zavallı satış danışmanı kızcağız korkudan kapının koluna daha sıkı yapışır. Genç delikanlı bu arada sürekli konuşup, sorular sorar.
Genç Delikanlı: “Hava yastıklarını da denesek mi!”
Satış Danışmanı: (Kısacık hayatı film şeridi olarak gözlerinin önünden geçerken
içinden dua eder “Allahcım acı bana, ölümüm bu manyağın elinden olmasın piiliss”)
“Hava yastıklarını denemek mi???!!! Hava yastıkları sadece kaza anında açılır! Lütfen yavaşlayın rica ediyorum!”
Genç Delikanlı: “O kadar para verecez ne yani hava yastıklarını denemez miyim!”
…………………………………………….
Ömür biter müşteri dialogları bitmez… Daha neler var neler… Devamı gelecek 🙂