20.01.2016 Views

yesevi_dij

yesevi_dij

yesevi_dij

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1


©Ahmet Yesevi Üniversitesi<br />

Mütevelli Heyet Başkanlığı<br />

Taşkent Cad. Şehit H. Temel Kuğuoğlu Sokak No: 30<br />

06490 Bahçelievler/ANKARA<br />

Tel: 0312 216 06 00 • Faks: 0312 216 06 09<br />

www.ayu.edu.tr • yayinlar@<strong>yesevi</strong>.edu.tr<br />

Editör<br />

Mustafa TATCI<br />

Yayın Koordinatörü<br />

Halil ULUSOY<br />

Hikmetlerin Türkçesi<br />

Dr. Hayati BİCE<br />

Çağatay Türkçesi Redaksiyon<br />

Prof. Dr. Funda TOPRAK<br />

Hikmetlerin Çağatay Türkçesinde Yazımı<br />

Ali Rıza MUKADDEM<br />

Minyatür<br />

Cihangir ASHUROV<br />

Dîvân-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî / Editör: Mustafa Tatcı. - Ankara:<br />

Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, 2016<br />

496 s: 24x31 cm. - (Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak<br />

Üniversitesi İnceleme - Araştırma Dizisi; Yayın No: 29)<br />

ISBN: 978-9944-237-35-2<br />

1. Ahmed Yesevî, Hoca, 1093-1166.<br />

2. Yesevîlik I. Tatcı, Mustafa, 297.7590<br />

Tasarım & Baskı<br />

Merkez Repro Basım Yayın Ltd. Şti.<br />

Tel: 0312 384 7898<br />

www.merkezrepro.com<br />

2


UNESCO 2016 Hoca Ahmed Yesevî Yılı Anısına<br />

Dîvân-ı Hikmet<br />

Hoca Ahmed Yesevî<br />

3


İçindekiler<br />

Takriz........................................................... 6<br />

Sözbaşı ....................................................... 8<br />

Hoca Ahmed Yesevî................................. 11<br />

Hayatı ............................................. 14<br />

Eserleri ............................................ 18<br />

Menkibeleri ................................... 20<br />

Türbesi ............................................ 26<br />

Yesevilik ..................................................... 28<br />

Yesevilikte Tasavvufi Eğitim ................ 34<br />

Bibliyografya ............................................ 40<br />

Hikmetler .................................................. 43<br />

Münacaat .................................................. 488<br />

Açıklamalar ve Notlar ........................... 495<br />

4


5


Takriz<br />

XII. asırda Türkistan’da yaşayan, Hazret-i Türkistan Ahmed Yesevî bir büyük ahlâk, aşk ve irfân adamı,<br />

bir Allah dostudur. Türk Kültür tarihimizde önemli şahsiyetlerinden birisidir. O, sadece Yûsuf Hemedânî<br />

Hazretlerinin gönlünde yaktığı İslâm’ın aşk ve irfan kıvılcımını kendinden sonraki tâliplere aktarmakla kalmamış,<br />

yetiştirdiği aksiyoner alperenleri Asya’nın bir ucundan Avrupa içlerine kadar göndererek insanlara<br />

adalet, tevazu, birlik ve dirlik düşüncesini telkin etmiştir.<br />

Yesevî Hazretleri, dönemîn din ve kültür dili olan Arapça ve Farsça yerine, anadili Türkçeyi kullanmış,<br />

Türkçeyi bir ilim, aşk ve irfan dili hâline getirmiştir. Sohbetlerinde ve nutk etmiş olduğu hikmetlerinde anadili<br />

Türkçeyi kullanarak geniş kitleleri etkileyen ilk Türk mutasavvıfı odur. Bugün geniş bir coğrafyada konûşulup<br />

yazılan edebî bir Türkçeden söz ediliyorsa bânîsi Ulu Pîr Ahmed Yesevî’dir.<br />

Diğer taraftan Ahmed Yesevî Hazretleri kendi zamanında İslâmın çizgi dışına çıkan ve umumi olarak<br />

râfizilik, zındıklık ve mülhidlik olarak nitelendirebileceğimiz gayr-ı sünnî akım ve yollara karşı Kur’ân ve sünnet<br />

bayrağını açan kişidir. O, Kur’ân’ın tanımlayıp Hz. Peygamberin uyguladığı ve telkin ettiği gerçek İslâmı<br />

halka anlatan bir mana insanı, Kur’ân’ın aşk ve irfana dayalı yorumcusudur.<br />

Nitekim Ahmed Yesevî deyince biz, Hz. Peygamber’in yaşadığı İslâmı, bu İslâmı anadiliyle, herkesin<br />

anlayabileceği Türkçe ile anlatan ilk Türk mutasavvıfını ve yetiştirdiği aksiyoner alperenlerle İslâmın tevhîd<br />

ve adalet nûrunu cihana yaymak için çalışan bir grup serdengeçtiyi hatırlamaktayız.<br />

Hazret-i Türkistan sadece bizim milletimiz için değil, vaz’ ettiği mesajlarıyla da evrensel bir değerdir.<br />

Nitekim onun adına izafe edilen Yesevilik yolu esasen İslâmın Türkçe yorumundan başka bir şey değildir. Cenab-ı<br />

Hak, Peygamber (a.s.) ve varlık sevgisini gönülde toplayan bu âbide şahsiyet, aşk ve irfânın, samimiyetin,<br />

hoşgörünün insana saygı ve sevginin derinleşme ve genişlemenin bir sembolüdür.<br />

Bugün Yesevî’nin yaktığı çerağı yeni dünyaya taşımak zorundayız. Nitekim elinizdeki Dr. Hayati Bice<br />

tarafından Türkiye Türkiye Türkçesi’ne aktarılan ‘‘Dîvân-ı Hikmet Hoca Ahmed Yesevî’’adlı bu eser söz konusu<br />

misyonun bir göstergesidir.<br />

Vefatının 850. yıldönümü münasebetiyle 2016 yılının UNESCO tarafından Hoca Ahmed Yesevî Yılı<br />

6


ilan edilmesi, bu değerli büyüğümüzün uluslararası planda tanıtımına katkı sağlayacaktır. Biz de bu faaliyetler<br />

kapsamında bu eseri yayın dünyasına kazandırmaktan onur duyuyoruz.<br />

Ahmed Yesevî Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı olarak çalışmalarımız bundan sonra daha da<br />

genişleyecek ve yeni eserlerle Hazret-i Türkistân’ın fikirleri dünyâ insanlığına malolacaktır.<br />

Bu eserin devamı niteliğinde başka faaliyetlerimiz de olacaktır. Bu kapsamda Üniversitemiz bünyesinde<br />

yapmayı düşündüğümüz faaliyetlerimizin içinde öncelikli olarak bir Yesevî Külliyatı oluşturmak bulunmaktadır.<br />

Akabinde Hikmetleri ve Yesevî yolunda hikmet yazan kişilerin eserlerinin ilmi ve halka yönelik<br />

neşirlerini hazırlatıp neşretmeyi planlıyoruz.<br />

Burada katkılarından dolayı Sayın Dr. Hayati Bice’ye, Sayın Dr. Mustafa Tatcı’ya, Sayın Prof. Dr.<br />

Necdet Tosun’a, Sayın Prof. Dr. Funda Toprak’a, minyatürleri çizen Sayın Cihangir Ashurov’a, Hikmetlerin<br />

Çağatay Türkçesinde yazımını gerçekleştiren Sayın Ali Rıza Mukaddem’e ve eserin ortaya çıkmasında gayretlerinden<br />

dolayı Sayın Halil Ulusoy’a en kalbi şükranlarımı sunuyorum.<br />

Prof. Dr. Musa Yıldız<br />

Mütevelli Heyet Başkanı<br />

7


Sözbaşı<br />

Pir-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî Müslüman Türk dünyasının manevî hayatında asırlardır etkisi devam<br />

eden bir Hak ârifidir. O, Türk dünyasında ilk defa mukaddes kitabımız Kur’an’dan ve Hz. Peygamber’den aldığı<br />

esasları sevgi ve bilgiyle yoğurarak kendi adıyla anılan Yeseviyye erkanının kaidelerini ortaya koyan kurucu bir<br />

önderdir. Şeriat ve hakikati gönüllerde buluşturan bu kutsal gönüllü zat, başta Yesi ve çevresi olmak üzere devrinde<br />

neşv ü nemâ bulan bütün sapkın fikirlere karşı Hz. Peygamber’in yaşadığı İslâmın özünü telkin ederek XII. asırda<br />

bir çerağ uyandırmış ve bu çerağ büyük bir coğrafyada zaman zaman değişik isimlerle hiç sönmeyerek insanların<br />

gönüllerini aydınlatagelmiştir.<br />

Yesevî’nin menkabevî hayatı Türkistan’dan Balkanlar’a kadar bütün Müslüman Türk yurtlarına yayılmıştır.<br />

Onun Yesi’de bulunan türbesi bugün bütün Türk dünyasının manevî bir merkezi konumundadır.<br />

Hz. Türkistan Çimkent yakınlarında bulunan Sayram’da dünyaya gelmiş, çocukluğu burada geçmiştir. Babası<br />

Sayram’ın âbid ve âlim şahsiyetlerinden Şeyh İbrahim, annesi ise Karasaç lakaplı Ayşe Ana’dır. Soyları Hazret-i<br />

Ali’ye dayanmaktadır. Annesi ve babası, o daha çocuk yaşlarındayken vefat etmiş olup her ikisinin de türbeleri Sayram’da<br />

bulunmaktadır.<br />

Hz. Türkistan Ahmed Yesevî ilk eğitimini kendisi yedi yaşlarında iken vefat eden babası İbrahim Şeyh’den almıştır.<br />

Hikmetlerinde ve menâkıbında beyan edildiği üzere babasının ölümünden sonra ilk mürşidi Arslan Baba’nın<br />

irşâd dairesine girmiştir. Arslan Baba’nın Otırar şehrinde bulunan âbidevî türbesi onun tarihî bir şahsiyet olmasına<br />

delildir. Yesevî Hazretleri Arslan Baba’nın vuslatından sonra ilâhî bir işâretle Buharâ‘ya, oradan da Semerkand’a<br />

gider. Semerkand’da Şeyh Yusuf-ı Hemedanî’ye intisab ederek onun murâkabesinde seyr ü sülûk çıkarır. Merv,<br />

Buhara, Herat, Semerkand gibi merkezleri dolaşarak irşadını tamamlar. Şeyhi Yusuf-ı Hemedanî’nin ölümünden<br />

sonra bir müddet dergâhta halkın irşadıyla meşgul olur. Nihâyet şeyhinin üçüncü halifesi olarak Yesi’ye döner.<br />

Yesevî Hazretleri Arapça ve Farsça eğitimi almakla birlikte hayatının sonuna kadar Türkistan’da ana dili<br />

ile halka hitap eder; yazmış olduğu “hikmetler”iyle güzel ahlak, aşk ve barış dini olan İslâmı anlatır. Yetiştirmiş<br />

olduğu doksan dokuz bin talebesini Hind kıtasından İdil boylarına, Çin Seddinden Tuna kıyılarına kadar uzanan<br />

geniş bir coğrafyaya gönderir.<br />

Dervişleri tarafından sağlığında veya vefatından sonra bazı sözleri ve manzum nutk-ı şerifleri “Dîvân-ı<br />

Hikmet” adıyla derlenmiştir. Bunların bir kısmı günümüze kadar gelmiştir. Bunun dışında ona atfedilen Fakrnâme,<br />

Âdâb-ı Tarîkat, Makâmât-ı Erbaîn gibi risâleler bulunmaktadır. Menâkıbının önemli bir kısmını XVI. asırda yaşayan<br />

Hazînî adlı Yesevî dervişi toplayıp kitaplaştırmıştır.<br />

Yesevî Hazretlerinin İslam tasavvufu ve Türk Kültür tarihi açısından en önemli özelliği İslâm’ı her türlü<br />

sapkın düşüncelerden arınmış olarak tertemiz umdeleriyle ele alıp “Dört kapı-Kırk makam” diye adlandırdığı<br />

Kur’an ve Sünnete uygun temel prensipler üzerine vaz’ etmiş olmasıdır. O, sohbet ve hikmetlerinde bu temel esasları<br />

ilk defa döneminin ve çevresinin anlayabileceği anadili Türkçe’yi esas alarak bir ilki gerçekleştirmiştir. Bu sebeple<br />

Yesevî, Türk Edebiyatı Tarihinde “İlk Türk Mutasavvıfı” olarak haklı bir şöhret kazanmıştır. Hiç şüphesiz bu ifade<br />

Yesevî Hazretlerinden önce bir Türk sûfisinin yetişmediği anlamına gelmeyecektir. Fakat Yesevî Hazretleriyle birlikte<br />

Türkçe bir aşk, irfân ve manâ dili olarak karşımıza çıkmaktadır. Hazret-i Türkistan mahallî Türkçeyi vahyin gücü<br />

ile tezyin ederek semavîleştiren ve anadilini bir “manâ dili” haline getiren ilk Türk mutasavvıfıdır. Diğer taraftan<br />

Pîr-i Türkistan, tesis ettiği ve kendi adına izâfe edilen Yesevîlik bünyesinde yetiştirdiği tevhîd ehli gerçek Hak dostlarını<br />

insanlığa İlâhî aşk, Muhammed (a.s.) sevgisi ile donatmak, vahdet ve adâlet bilincini yaymak, insanlığı ebedî<br />

8


saadetle tanıştırmak için ilâhî bir sevk ile Horasan’dan Anadoluya göndermiş ve İslâm’ı büyük bir coğrafyada tesis<br />

etmeyi başarmıştır.<br />

Malûmdur ki ipekböceği kozasını içerden örer; onun Hazret-i Peygamber’in sünnetine uyarak altmış üç<br />

yaşından itibâren ömrünü halvette geçirmesi esasen pasif bir muvahhid olmasından değil, yetiştirdiği alperenlerin<br />

manevî gıdalarına gönül desteği vermek istemesindendir. Ehlinin malûmudur ki erenlerin halveti maddî gıdanın<br />

kesilmesi, manevî gıda ile beslenilmesi ve bunun insanlık hayrına rahmete dönüştürülmesi hadisesidir. Yesevî Hazretleri’nin<br />

halvet hayatını da bu şekilde anlamak gerekir.<br />

M. 1166 senesinde vuslat ettiği rivayet edilen Hz. Pîr, bugün Türkistan’da Emîr Timur tarafından yaptırılan<br />

türbesinde yatmaktadır. Türbede 1993 senesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Kazakistan Cumhuriyeti<br />

yetkililerince restorasyon çalışmalarına başlanmış, zaman zaman bu yenileme çalışmaları devam etmiştir.<br />

Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı’nın vefatının 850. senesinde “UNESCO 2016 Hoca<br />

Ahmed Yesevî Yılı” anısına hazırlatmış olduğu elinizdeki “Dîvân-ı Hikmet”te Hazret-i Pîr’in hayatını, eserlerini,<br />

tarîkatini anlatan Prof. Dr. Necdet Tosun tarafından yazılmış girişten sonra 252 hikmete yer verilmiştir. Hikmetlerin<br />

Çağatay Türkçesi asıllarının yazımını Ali Rıza Mukaddem yapmış ve Prof. Dr. Funda Toprak tarafından kontrol<br />

edilmiştir. Bu çerçevede bazı hikmetlerin Arap harfli metni farklı sebeplerle konulamamıştır. Eserde, yazmalardan<br />

ve bugüne kadar yapılan neşirlerden tespit edilen 252 hikmetin Türkiye Türkçesine aktarılması Dr. Hayati Bice’nin<br />

himmetleriyle mümkün olmuştur. Burada Türkiye Türkçesine aktarılan metinlerde okuyucu gerek manâ, gerekse<br />

vezin ve kafiye cihetiyle zaman zaman problemlerle karşılaşabilecektir. Bilinmelidir ki hikmetlerin çoğunluğu<br />

zaman içinde tahrif olmuş, sonraki gelen Yesevî dervişlerinin hikmetleriyle karıştırılmış yahut feleğin gadrine<br />

uğrayarak okunamaz hale gelmiştir. Bu hususları dikkate alarak temenni edelim ki yakın zamanlarda bir merd-i<br />

Hudâ çıkarak dünya kütüphanelerindeki bütün “Dîvân-ı Hikmet” yazmalarından hareketle metin tamiri ve tenkidi<br />

yoluyla bir metin hazırlasın! Sayın Bice’nin eldeki kaynak ve imkânlarla hazırladığı bu çalışma şimdilik Türkiye<br />

Türkçesine aktarılan metinlerin en olgunudur. Bu vesile ile metnin ortaya çıkmasında büyük emekleri olan Sayın<br />

Tosun’a, Toprak’a ve Bice’ye kalbi teşekkürlerimizi sunarız. Yine girişte ve hikmetler arasına serpiştirdiğimiz Yesevî<br />

menâkıbından ilhâm alınarak yapılan minyatürler san’atçı Cihangir Ashurov Bey’e aittir. Ahmet Yesevi Üniversitesinin<br />

Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız ve Halil Ulusoy Beylerin gayret ve emekleri olmasaydı bu güzel<br />

eserden mahrum kalacaktık. Burada emeği geçen herkese Ahmed Yesevî’nin torunları olarak bizlerin gönül borcu<br />

vardır; sağ olsunlar var olsunlar.<br />

Ahmed Yesevî Hazretleri ve onu temsil eden hikmet şairleriyle ilgili yapılacak daha pek çok iş bulunmaktadır.<br />

Bu doğrultuda Türkistan’da hikmetleri asıllarından okuyan yırcıların görüntülü tespiti, beste çalışmaları,<br />

yeni ilmî araştırmalar, Yesevî düşüncesini işleyen tematik roman, hikâye ve senaryolar, film ve belgeseller, Yesevî<br />

düşüncesini yansıtan tablolar, hatlar ve diğer görseller, Türk dünyasının şehirlerinde ona izâfeten yaptırılacak olan<br />

anıtlar (vb.) Mütevelli Heyet Başkanlığımızın projeleri içinde yer almaktadır. Bunlar yeni nesillerimizin yetişmesinde<br />

son derece önemlidir.<br />

Bu vesileyle Ulu Pîrimiz Hoca Ahmed Yesevî’nin rûhâniyetine bütün Müslüman Türk dünyası adına selâm<br />

olsun diyor, aşk u muhabbetler niyaz ediyorum vesselâm.<br />

Dr. Mustafa Tatcı<br />

Ocak 2016 / Ankara<br />

9


10


Hoca Ahmed Yesevî<br />

Orta Asya’da İslamiyet’in yayılmaya başlamasıyla birlikte<br />

Hicrî II. (M.VIII.) asırdan itibâren bölgede zahid ve sûfîler de görülmeye<br />

başlamıştır. Bugünkü Türkmenistan sınırları içinde bulunan<br />

Merv şehrinde dünyaya gelen Abdullah b. Mübârek (M.<br />

181/797) hem hadîs âlimi hem de zâhid ve sûfî idi. Merv şehrinde<br />

iki tekke (ribât) kurduğu ve buralarda halkı irşâd ettiği nakledilir.<br />

Özbekistan sınırları içinde bulunan Nahşeb (bugünkü adı<br />

Karşı) ve Tirmiz şehirleri de birçok alîm ve sûfînin yetiştiği bölgelerdi.<br />

“Sûfîyi hiçbir şey bulandıramaz, aksine her şey onunla<br />

saf ve duru hâle gelir.” diyen Ebû Türâb Nahşebî (ö. 245/859-<br />

860) ile velîlik konusundaki fikirleriyle tanınan ve çok sayıda<br />

Arapça tasavvufî eser kaleme alan Hakîm Tirmizî (m. 320/932-<br />

933) bu sûfîlerin en meşhurlarındandır. Hakîm Tirmizî’nin kabri<br />

Tirmiz şehrinde hâlâ önemli bir ziyâretgâhtır.<br />

Buhara ve Semerkand ise hem âlimleri hem de sûfîleriyle<br />

Orta Asya’nın en önemli kültür merkezleriydi. Buhara’nın<br />

Kelâbâz (Kelâbâd) Mahallesi’nde yaşayan Ebû Bekir Muhammed<br />

b. İshâk Kelâbâzî (ö. 380/990) tasavvufun öğretilerini et-<br />

Ta‘arruf li mezhebi ehli’t-tasavvuf isimli Arapça eserinde toplamış,<br />

ayrıca Bahru’l-fevâid isimli eserinde bazı hadislere tasavvufî yorumlar<br />

yapmıştır.<br />

11


Tekke âdâbını tespit eden ve düzenlediği semâ meclislerinde<br />

okuduğu âşıkâne şiirlerle tanınan Ebû Saîd-i Ebü’l-Hayr<br />

(ö. 440/1049), bugün Türkmenistan’da bulunan Meyhene’de<br />

yaşamış ve orada vefat etmiştir. Türkmen halkı arasında “Mene<br />

Baba” lakabıyla anılır. Hayatı, menkıbeleri ve sözleri Muhammed<br />

b. Ebû Ravh Lütfullah’ın (ö. 541/1147) Hâlât u Sühanân’ı<br />

Şeyh Ebû Saîd ve Muhammed b. Münevver’in Esrârü’t-tevhîd<br />

fî makâmâti’ş-Şeyh Ebî Saîd isimli Farsça eserleriyle günümüze<br />

ulaşmıştır. Mevlânâ Celâleddin Rûmî’ye nispet edilen ve: “Yine<br />

gel, yine gel, ne olursan ol, yine gel” diye başlayan meşhur rubâî<br />

de aslında Mevlânâ’dan iki asır önce yaşayan Ebû Saîd-i Ebü’l-<br />

Hayr’ın şiirleri arasında yer almaktadır.<br />

Keşfu’l-mahcûb isimli eserin müellifi Hücvîrî (ö. 465/1072)<br />

Fergana bölgesinde bazı mutasavvıflarla karşılaştığını, buradaki<br />

halkın şeyhlere “Bâb” dediğini nakleder. Aslında bu durum Orta<br />

Asya’daki diğer bölgeler için de geçerlidir. Ahmed Yesevî’nin<br />

bir süre yanında eğitim aldığı Otırarlı Arslan Bâb ile Arslan Bâb<br />

türbesi içinde kabirleri olan Karga Bâb ve Laçin Bâb da bu unvanı<br />

taşımaktaydılar. Nesebnâme’lerde Ahmed Yesevî’nin babası,<br />

dedesi ve diğer bazı akrabalarının “Şeyh” olarak zikredilmesi,<br />

bu bölgede Yesevî’den önce de tasavvufî hareketlerin önemli derecede<br />

etkili olduğunu göstermektedir. Bu şeyh ve Dervîşlerin<br />

göçebe ve yerleşik Türkler arasında, özellikle Sirderya kenarlarında<br />

ve bozkırlarda anlaşılır bir Türkçe ile halka hitâp ederek<br />

İslâm’ı ve tasavvuf ahlâkını yaydıkları anlaşılmaktadır.<br />

Orta Asya genelde fütüvvet ve melâmet vasfıyla öne çıkan<br />

Horasan tasavvuf kültürünün etkisi altındaydı. Bununla birlikte<br />

Semerkand ve Buhara gibi şehirlerde güçlü medreseleri ve<br />

âlimleri olan bu muhit, Horasan’ın kalenderî meşrep sûfîlerinin<br />

yayılması için pek müsait bir zemîn değildi. Orada ancak dinî<br />

kurallara sıkıca bağlı bir tasavvuf anlayışı gelişip yayılabilirdi ve<br />

neticede öyle oldu. Bağdat Nizâmiye Medresesi’nde eğitim görüp<br />

hoca olmuş, sonra Horasan tasavvuf kültüründe yetişmiş bir<br />

sûfî olan Yûsuf Hemedânî, Mâverâünnehr’deki birkaç mürîdine<br />

irşâd izni verip halife olarak tâyin ettiği zamân Orta Asya’nın<br />

12


en önemli iki tasavvuf ekolünün tohumlarını da atmış oluyordu.<br />

Yûsuf Hemedânî’nin (ö. 535/1140) iki önemli mürîdi Hoca<br />

Ahmed Yesevî ve Abdülhâlik Gucdüvânî sonraları Orta Asya’nın<br />

en yaygın tarikatları olan Yeseviyye ve Hâcegân (sonraki<br />

adıyla Nakşbendiyye) isimli tasavvuf ekollerinin kurucusu<br />

olmuşlardır. Yûsuf Hemedânî’nin kaleme aldığı bazı tasavvufî<br />

eserler günümüze ulaşmıştır. Bunlardan en meşhuru Rutbetü’lhayât<br />

isimli Farsça eserdir. Yûsuf Hemedânî’den dinî ve tasavvufî<br />

eğitim aldıktan sonra kendi memleketi olan Yesi’ye dönüp<br />

orada halkı irşâd eden Hoca Ahmed Yesevî, Orta Asya’nın manevî<br />

hayâtında derin izler bırakmış önemli bir mutasavvıftır.<br />

13


Hayatı<br />

Ahmed Yesevî bugün Kazâkistan’ın Çimkent şehri yakınlarında<br />

yer alan Sayram kasabasında dünyaya gelmiş, dinî tasavvufî<br />

eğitimini tamamladıktan sonra yine o bölgedeki Yesi<br />

(bugünkü adıyla Türkistan) şehrine yerleşmiş, uzun yıllar halkı<br />

maneviyat yolunda irşad ettikten sonra burada vefat etmiş bir<br />

mutasavvıftır. Babası İbrahim Şeyh, Sayram ve civarında mürîdleri<br />

olan tanınmış bir sûfî idi. Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden<br />

Ahmed Yesevî, bir süre Otırar’daki Arslan Bab isimli şeyhin<br />

yanında dinî-tasavvufî eğitim gördü. Onun da vefat etmesi<br />

üzerine başka şehirlerde eğitimine devâm etti.<br />

Zamanın önemli ilim merkezlerinden Buhara’ya giden<br />

Ahmed Yesevî burada Yûsuf Hemedânî’ye intisap edip mürîdi<br />

oldu. Bazı kaynaklarda Yesevî’nin Şihâbeddin Sühreverdî’ye<br />

(ö. 632/1234) veya Ebû’n-Necîb Sühreverdî’ye (ö. 563/1168-69)<br />

de mürîd olup icâzet aldığı söylenir. Akrabaları arasında başka<br />

şeyhler de olan ve babasının Yesi’deki halifesi Mûsâ Hoca ile<br />

yakınlığı bulunan Ahmed Yesevî’nin bu akraba çevresinden de<br />

önemli derecede tasavvufî eğitim almış olması muhtemeldir.<br />

Eğitimini bitirdikten sonra Yesi’de dergâh kurup insanları<br />

dinî ve ahlâkî yönden yetiştiren Hoca Ahmed Yesevî, tasavvufî<br />

düşüncelerini Türkçe ve sade şiirler ile anlatmış, hikmet adı verilen<br />

bu şiirler zamanla toplanarak Dîvân-ı Hikmet mecmuaları<br />

meydana gelmiştir. Bazı menkıbelerde ağaçtan tahta kaşık yon-<br />

14


tup satarak geçimini temîn ettiği ifade edilmekteyse de, aslında<br />

varlıklı bir aileye mensup olduğu anlaşılmaktadır. Hakkında<br />

nakledilen menkıbelerden anlaşıldığı kadarıyla Yesevî, dergâhtaki<br />

zikir usulü sebebiyle dönemîndeki bazı âlimler tarafından<br />

eleştirilmiştir. O da bazı şiirlerinde samimiyetten uzak âlimler<br />

ile sahte sûfîleri tenkit etmiştir. Sohbetlerinde ve şiirlerinde en<br />

çok işlediği konular Allah ve peygamber sevgisi, fakîr ve yetimleri<br />

korumak, dinî kurallara riayet, güzel ahlâk, zikir, nefs ile<br />

mücadele, kendini eleştirmek (melâmet), ölümü düşünmek, manevî<br />

mertebeler ve bu mertebeleri aşmadan şeyhlik iddiasında<br />

bulunmanın kötülüğü gibi mevzulardı.<br />

Rivâyete göre Ahmed Yesevî altmış üç yaşına geldiğinde<br />

dergâhında yerin altına küçük bir oda şeklinde çilehane yaptırdı.<br />

Ömrünün kalan kısmını çoğunlukla orada ibâdet ve tefekkürle<br />

geçirdi. Geç dönemlere ait bazı kaynaklarda Ahmed Yesevî’nin<br />

Hicrî 562 (M. 1166-67) senesinde vefat ettiği belirtilmiş ise de,<br />

bazı araştırmacılar bu tarihin biraz daha ileriye alınması gerektiğini<br />

düşünmektedirler.<br />

Ahmed Yesevî’nin İbrahim adında bir oğlu olmuşsa da<br />

kendisi hayâttayken vefat etmiştir. Yesevî’nin nesli Gevher isimli<br />

kızından devâm etmiştir. Türkistan, Mâverâünnehir ve Orta Asya’da<br />

olduğu gibi Anadolu’da da kendilerini Ahmed Yesevî’nin<br />

neslinden sayan pek çok ünlü şahsiyet çıkmıştır. Semerkantlı<br />

Şeyh Zekeriyyâ, Üsküplü Şâir Atâ ve Evliya Çelebi bu isimlerden<br />

birkaçıdır.<br />

XIV. yüzyılın sonunda Emîr Timur, Türkistan bozkırlarında<br />

şöhreti ve nüfuzu iyice yayılmış olan Ahmed Yesevî’nin kabrini<br />

ziyaret edip kabrin üstüne bir türbe yapılmasını emretmiş,<br />

birkaç yıl içinde türbe, cami ve dergâhıyla birlikte bir külliye<br />

oluşturmuştur. Bugün bu türbe Orta Asya’nın en önemli ziyaret<br />

yerlerinden biridir. Ahmed Yesevî’nin çilehânesi ile türbesi arasında<br />

yüz metre kadar mesafenin olması, onun ilk ve asıl dergâhının<br />

çilehane bölgesinde olduğunu akla getirmektedir. Vefatından<br />

sonra defnedildiği yere zamanla büyük bir külliye yapılınca<br />

15


kütüphane, aşevi, mescid ve Dervîş hücrelerinden oluşan yeni<br />

ve daha büyük bir dergâh meydana gelmiş olmalıdır.<br />

Ahmed Yesevî’nin Yesi’de irşada başladığı sıralarda Orta<br />

Asya’da İslâmlaşmanın yanı sıra yaygın tasavvuf hareketleri de<br />

vardı. Bu dönemde Yesevî, Taşkent ve Sirderya ötesindeki bozkırlarda<br />

yaşayan göçebe Türkler arasında büyük bir etkiye sahip<br />

olmuştu. İslâm’ın esaslarını, güzel ahlâkı, tasavvufun âdâb<br />

ve erkânını basit ve yalın bir dille öğretiyordu. Bunun için, halk<br />

edebiyatından alınan anlatım teknikleriyle örülmüş hece vezninde<br />

manzumeler söylüyordu. Hikmet adı verilen bu manzumeler,<br />

Dervîşleri vasıtasıyla en uzak Türk topluluklarına kadar ulaştırılıyordu.<br />

Bu sayede Yesevîlik, kısa süre içinde Orta Asya Türkleri<br />

arasında yayıldı.<br />

Mürîdlerinden Sûfî Muhammed Dânişmend’in kaleme aldığı<br />

Mir’âtü’l-kulûb isimli eserde Ahmed Yesevî’den nakledilen:<br />

“Âhir zamanda bizden sonra öyle şeyhler zuhûr edecek ki, şeytân<br />

onlardan ders alacak ve onlar şeytân’ın işini yapacaklar…<br />

Ehl-i Sünnet ve’l-cemâati düşman görüp ehl-i bidat ve dalâleti<br />

sevecekler” şeklindeki sözleri ile bazı Dîvân-ı Hikmet nüshâlarında<br />

yer alan:<br />

“Mürşidlikni da‘vâ kılur şartın bilmes<br />

Helâl harâm, sünnet, bid’at farkın bilmes<br />

Bû-Hanîfe mezhebinde hergiz yürmes<br />

Diger bid‘at mezheplerdin yürürlere”<br />

şeklindeki ifadeleri, diğer Orta Asya Türkleri gibi Ahmed Yesevî’nin<br />

de Sünnî ve Hanefî olduğunu göstermektedir.<br />

Ahmed Yesevî’nin sözlerini ihtivâ eden en eski eserlerden<br />

biri Sûfî Muhammed Dânişmend’in Mir’âtü’l-kulûb isimli Çağatay<br />

Türkçesi ile yazılmış olan eseridir. Yesevî’nin menkıbelerini<br />

ihtivâ eden en eski eser de Hüsâmeddin Sığnâkî’ye (ö. 711/1311-<br />

1312) nisbet edilen Risâle der tercüme-i Ahmed Yesevî adlı Farsça<br />

menâkıptır. Bu eserlerin her ikisi de yayımlanmıştır. Ahmed Yesevî,<br />

hikmetlerdeki düşünceleri ve bilhassa menkıbevî hayâtıyla<br />

Orta Asya tasavvufunun en büyük isimlerinden biri olmuştur.<br />

16<br />

16


17


Eserleri<br />

1. Dîvân-ı Hikmet<br />

Yesevî’nin Türkçe şiirlerini içine alan derlemenin adıdır.<br />

Dîvân-ı Hikmet nüshâları, muhteva bakımından olduğu kadar<br />

dil bakımından da önemli farklılıklar arz eder. Bu durum, hikmetlerin<br />

farklı şâhıslar tarafından yazıldığını veya derlendiğini<br />

gösterir. Bir kısmı kaybolan veya zamanla değişikliğe uğrayan<br />

hikmetler derlenirken yeni hikmetler eklenmiş, böylece ana metin<br />

kısmen aslından uzaklaşmıştır. Bununla birlikte, bütün hikmetlerin<br />

temelinde Yesevî’nin özü Kur’ân ve sünnete dayanan<br />

inanç ve düşünceleri ile tarîkatının esasları bulunur. Hikmetler,<br />

Türkler arasında bir düşünce birliğinin teşekkül etmesi bakımından<br />

çok önemlidir. Dîvân-ı Hikmet, eski ve yeni harflerle birçok<br />

kez yayımlanmıştır.<br />

2. Fakrnâme<br />

Yesevî’ye izâfe edilen ve Çağatay Türkçesi ile yazılmış olan<br />

Fakrnâme, Dîvân-ı Hikmet’in Taşkent ve bazı Kazân baskılarında<br />

yer alır. Müstakil bir risâleden çok Dîvân-ı Hikmet’in mensur<br />

bir mukaddimesi niteliğinde olan Fakrnâme, Kemal Eraslan tarafından<br />

yayımlanmıştır.<br />

18<br />

18


3. Risâle der-Âdâb-ı Tarîkat<br />

Taşkent’te yazma nüshâları bulunan bu küçük Farsça eser,<br />

tarikat âdâbı ve makamları, mürîd mürşid ilişkileri, Dervîşlik,<br />

Allah’ı tanımak ve ilâhî aşk gibi konular hakkındadır. S. Mollakanagatulı<br />

tarafından Kazâk Türkçesi’ne tercüme edilerek yayımlanmıştır<br />

(Almatı 2012).<br />

4. Risâle der-Makâmât-ı Erba‘în<br />

Yesevî’ye nisbet edilen Farsça yazma ve küçük bir eser<br />

olup, şerîat, tarikat, marifet ve hakikattan her biri hakkında onar<br />

makâm olmak üzere toplam kırk makâm ve kâideyi ihtiva etmektedir.<br />

Şimdilik bilinen tek nüshası Kütahya Tavşanlı Zeytinoğlu<br />

İlçe Halk Kütüphânesi’ndedir (nr. 1056, vr. 112a-113a).<br />

19<br />

19


Menkıbeleri<br />

Ahmed Yesevî’nin hayâtı hakkında eski kaynaklardaki bilgiler<br />

oldukça sınırlıdır. O, Türk Dünyası’nda, gerçek hayâtından<br />

ziyade menkıbeleri ile tanınmıştır. Bu menkıbelerden bir kısmı<br />

onun hayâtı ve düşünceleri hakkında fikir verecek nitelikteyken,<br />

diğer bazıları halk muhayyilesinin ürünüdür. Kendisine ait birçok<br />

menkıbeden bazıları şunlardır:<br />

Arslan Bâb, menkıbeye göre, ashâbın önde gelenlerinden<br />

idi. (Bâb, şeyh demektir. Bu kelime sonraları bazı eserlere Baba<br />

diye geçmiştir). Hz. Peygamber’in gazâlarından birinde ashâbı<br />

kirâm aç kalarak peygamberin huzuruna geldiler ve biraz yiyecek<br />

istirham ettiler. Hz. Peygamber’in duâsı üzerine Cebrâil<br />

(a.s) Cennetten bir tabak hurma getirdi. Fakat o hurmalardan bir<br />

tanesi yere düştü. Cebrâil (a.s.) dedi ki: “Bu hurma sizin ümmetinizden<br />

Ahmed Yesevî adlı birinin kısmetidir.” Her emanetin<br />

sâhibine verilmesi tâbiî olduğu için Hz. Peygamber, ashâbından<br />

birini bu iş ile vazifelendirmek istedi. Neticede hurmayı Arslan<br />

Bâb’ın ağzına attı ve çok sonraları yaşayacak olan Ahmed Yesevî’nin<br />

terbiyesi ile meşgûl olmasını söyledi. Dört yüz küsür yıl<br />

yaşayan Arslan Bâb, Sayram’a yahut Yesi’ye geldi ve vazifesini<br />

yerine getirdi.<br />

Bazı soy şecerelerinde Arslan Bâb, Ahmed Yesevî’nin ba-<br />

20<br />

20


ası İbrahim Şeyh’in akrabası olarak görülmektedir. Muhtemelen<br />

Arslan Bâb’ın âlem-i mânâda (rüyada) gördüğü bu hurma<br />

hâdisesi sözlü rivayetlerde değişmiş ve bu menkıbe meydana<br />

gelmiştir.<br />

***<br />

Ahmed Yesevî hazretleri vakitlerini üçe ayırırdı. Günün<br />

büyük bölümünde ibâdet ve zikirle meşgûl olurdu. İkinci kısmında<br />

talebelerine zâhirî ve bâtınî ilimleri öğretirdi. Üçüncü<br />

bölümünde ise alın teri ile geçimini sağlamak üzere tahta kaşık<br />

ve kepçe yaparak bunları satardı. Bir rivayete göre, onun hâlden<br />

anlar bir öküzü vardı. Bu öküzün sırtına bir heybe asar, içine de<br />

yaptığı kaşık ve kepçeleri koyup Yesi çarşısına salıverirdi. Kim<br />

kaşık ve kepçeden alırsa ücretini heybenin gözüne bırakırdı. Mâl<br />

alıp da ücretini vermeyen olursa, öküz o kimsenin peşini bırakmaz,<br />

nereye gitse peşinden o da giderdi. Adam ücreti heybeye<br />

koymadıkça o kimsenin yanından ayrılıp başka yere gitmezdi.<br />

Akşam olunca da Ahmed Yesevî’nin evine gelirdi.<br />

Hârezm’in Urgenc şehrinde İmâm Mervezî (bazı kaynaklarda<br />

Mergazî veya Merâgî) nâmında bir alîm vardı. Ahmed<br />

Yesevî hakkında söylenen uygunsuz sözler ona kadar gitmişti.<br />

Bu sözlere inanıp kendisini imtihan etmek ve şüphesini gidermek<br />

gayesiyle yanına bazı arkadaşlarını alarak yola çıktı. Yesevî’nin<br />

her tarafta talebeleri olduğunu, her zamân sohbetinde<br />

binlerce kişinin hâzır bulunduğunu öğrenmişti. “Ben üç bin mesele<br />

ezberledim, hepsini ayrı ayrı sorar onları imtihan ederim.”<br />

diye düşündü. Bu sırada Ahmed Yesevî hazretleri, tekkesinde<br />

bulunuyordu. Talebesi Sûfî Muhammed Dânişmend’e: “Bakar<br />

mısın, bize kimler geliyor?” buyurdu. Dânişmend, Mervezî’nin<br />

yanındakilerle birlikte ve hâfızasında üç bin mesele ile geldiğini<br />

söyledi. Yesevî’nin emri ile Muhammed Dânişmend, o üç bin<br />

meseleden binini Mervezî’nin hâfızasından sildi. Sonra Yesevî<br />

hazretleri talebelerinden Süleyman Hakîm Ata’ya aynı şekilde<br />

emretti. O da öyle yaptı. Mervezî, hâfızasında kalan bin mesele<br />

ile Yesi’ye geldi. Hoca Ahmed Yesevî’nin yanına gelip: “Allah’ın<br />

kullarını doğru yoldan ayıran sen misin?” dedi. Yesevî hiç kızmadı.<br />

Karşılık da vermedi. “Şimdilik üç gün misafirimiz olun,<br />

21<br />

21


sonra görüşürüz.” buyurdu. Üç gün sonra bir kürsü kuruldu.<br />

Mervezî konûşmak için kürsüye çıktı. Ahmed Yesevî Hakîm<br />

Ata’ya geri kalan bin meseleyi de silmesini söyledi. Hakîm Ata,<br />

Allah Teâlâ’ya duâ etti. Aklındaki bin mesele de silindi. Mervezî,<br />

kürsü üstünde bir şeyler konûşmak istedi. Fakat hâfızasında hiçbir<br />

meselenin bulunmadığını anladı. Kitap ve defterlerini açıp<br />

oradan okumak istedi. Fakat defterindeki yazıların da silinmiş<br />

olduğunu gördü. Sayfalar bomboştu. Bu hâli gören Mervezî kusurunu<br />

anladı, tevbe etti ve Ahmed Yesevî’ye mürîd oldu. Onun<br />

yanında yüksek derecelere ulaştı.<br />

***<br />

Yine bir menkıbeye göre, Yesi şehrine yakın bir yerde Savran<br />

diye bir kasaba vardı. Bura halkının çoğu gayr-i müslim<br />

olup, Müslümân Yesi halkına ve özellikle Ahmed Yesevî hazretlerine<br />

çok düşmandılar. Ahmed Yesevî’nin büyüklüğü, kerâmetleri<br />

etrafa yayıldıkça ve ona bağlı olanların sayısı her geçen<br />

gün arttıkça Savranlılar ziyâdesiyle rahatsız oluyorlar, Hoca<br />

hazretlerine olan düşmanlıkları da artıyordu. Bir gün Ahmed<br />

Yesevî’ye iftira etmek istediler. Bir yere toplandılar. İçlerinden<br />

birinin öküzünü getirip mezbahada kestiler. Sadece ayaklarını<br />

bıraktılar. Ertesi gün de kadıya gidip şikâyet ettiler. Öküzlerinin<br />

çalınıp mezbahada kesildiğini, kanları akarak aceleyle götürüldüğünü,<br />

kan izlerini takip ettiklerini ve öküzlerinin Ahmed Yesevî’nin<br />

tekkesine götürüldüğünü anladıklarını bildirdiler. Kadı,<br />

Ahmed Yesevî’nin tekkesine girip öküzlerini arayabileceklerini<br />

söyleyince tekkeye geldiler ve doğruca gece gizledikleri öküzün<br />

yanına vardılar. Tam maksatlarına kavuşmuş olduklarını zannediyorlardı<br />

ki Yesevî’nin kerâmeti tecellî edip iftirâcıların hepsi<br />

bir anda köpek oldular. O öküz etine hücum edip kısa zamanda<br />

bitirdiler. Böylece esas hâlleri anlaşılmış oldu. Dışarıda kalıp bu<br />

müthiş manzarayı seyredenler hayret, dehşet ve korku içerisinde<br />

Ahmed Yesevî’nin eteklerine yapıştılar. Pişmân olduklarını<br />

bildirip affedilmeleri için yalvarmaya başladılar. Yesevî hazretleri<br />

merhâmet edip duâ etti. Böylece tekrar eski hâllerine döndüler.<br />

Başka bir menkıbeye göre, bu Savranlılar Hoca Ahmed<br />

Yesevî’nin oğlu İbrahim’i öldürmüş ve başını kesip bir havluya<br />

sararak Yesevî’ye kavun diye getirmişlerdi.<br />

22<br />

22


23


***<br />

Başka bir menkıbeye göre, Hoca Ahmed Yesevî bir gün<br />

dergâhının önünde oturuyordu. Yoldan geçmekte olan bir grup<br />

çocuk gördü. Câmiye veya medreseye Kur’ân öğrenmek için giden<br />

bu çocuklar mushaflarını bir kılıf içine koymuş ve boyunlarından<br />

aşağı sarkıtmışken, içlerinden bir tanesi Kur’ân’a olan<br />

saygısından dolayı mushafını başının üzerinde taşıyordu. Ayrıca<br />

medreseden evine dönerken hocasının bulunduğu tarafa sırtını<br />

dönmemek için geri geri yürüyerek gidiyordu. Bu durumu<br />

gören Ahmed Yesevî o çocuğa: “Oğlum! Hocandan, anne ve babandan<br />

izin al, senin dinî eğitimini ben vereyim.” dedi. Çocuk<br />

gerekli izinleri alıp Yesevî’nin dergâhına geldi. Uzun yıllar dinî<br />

eserler okuyup ilim tahsîl etti, ardından mürîd olup maneviyatta<br />

ilerledi. Bu çocuğun adı Süleyman idi. Bir gün Ahmed Yesevî<br />

Süleyman ve diğer birkaç arkadaşını odun toplamak için kıra<br />

gönderdi. Gelen odunlarla yemek pişirilecek ve Dervîşlere, talebelere<br />

ve misafirlere ikrâm edilecekti. Çocuklar odun getirirken<br />

yolda yağmur yağmaya başladı. Süleyman cübbesini (paltosunu)<br />

çıkarıp odunlara sardı. Dergâha geldiklerinde diğer çocukların<br />

getirdiği ıslak odunlar yanmazken Süleyman’ın kuru odunları<br />

yandı. Bunun üzerine Yesevî: “Sen ince düşünceli yani hikmetli<br />

bir iş yapmışsın. Bundan sonra senin adın Hakîm Süleyman<br />

olsun.” dedi. Sonraki yıllarda hocası Ahmed Yesevî’den icazet<br />

(diploma) alan ve Bakırgan denen bölgede yerleştiği için Süleyman<br />

Bakırganî adıyla da anılan bu zât, daha ziyade Hakîm Ata<br />

diye meşhur olmuştur.<br />

***<br />

Ahmed Yesevî, çok sevdiği Hz. Peygamber’in 63 yaşında<br />

vefat ettiğini düşünerek kendisi de bu yaşa geldikten sonra yeryüzünde<br />

fazla dolaşmak istemedi. Vaktinin çoğunu dergâhında<br />

bir yeraltı odası şeklinde oluşturduğu çilehânesinde geçiriyordu.<br />

Önde gelen talebelerinden Seyyid Mansûr Ata bu çilehâneye<br />

ilk defa indiği zamân gördüğü manzaraya üzüldü. “Şeyhim bu<br />

dar yerde sıkıntı içindedir,” diye düşünerek ağlamaya başladı. O<br />

sırada gözünden perdeler açıldı, o daracık zannettiği yeri bir ucu<br />

doğuda, bir ucu batıda gördü ve içinden geçirdiklerinin yanlış<br />

olduğunu anladı.<br />

24<br />

24


***<br />

Bir gün Ahmed Yesevî’nin dergâhında birçok mürîd bir<br />

araya gelmişti. Ancak burası dar bir yer olduğu için mürîdler<br />

çok terlemişler ve ter ortalığa saçılmıştı. Dergâhın alt kısmına<br />

bir küp koyup ağzını açtılar. Sızan ter o küpe doluyor ve küpün<br />

içinde güzel bir şerbete dönüşüyordu. Sûfîler de bu şerbetten içiyorlardı.<br />

Sonradan bu küp, “Aşk Küpü” (Hum-i Aşk) diye meşhur<br />

oldu.<br />

25<br />

25


Türbesi<br />

Hoca Ahmed Yesevî, miladî 1166 yılında vefat ettiğinde,<br />

içinde çilehânesinin de bulunduğu dergâhın 100 metre kadar<br />

uzağına defnedilmiş ve basit bir kâbir - türbe yapılmıştı. Bu ilk<br />

türbe o civarda yaşayan Müslümanlar için kısa zamanda bir ziyaret<br />

mekânı olmuşsa de, çok geçmeden (XIII. yüzyılın başlarında)<br />

ortaya çıkan Moğol istilâsı ve bu istilânın yıkıcı etkileri<br />

bölgeyi olumsuz şekilde etkiledi. XIV. yüzyılın sonlarında Altınorda<br />

devletini yıkıp bu bölgeyi ele geçiren Emir Timur, Moğolistan<br />

hanının kızı Tükel Hanım’ı eş olarak seçip gelin alayını<br />

karşılamak üzere yola çıkmış, yolda Yesi şehrine uğrayıp Hoca<br />

Ahmed Yesevî’nin kabrini ziyaret etmişti. Bu Yesi ziyareti esnasında<br />

Timur’un rüyasında Ahmed Yesevî’yi gördüğü, kendisini<br />

zaferle müjdeleyen Yesevî’ye bir şükrâne olmak üzere, onun<br />

küçük türbesinin yerine büyük bir külliye inşâ edilmesini emrettiği<br />

kaydedilir. Külliyenin yapımı için o dönemde Türkistan<br />

bölgesinin en meşhur mimarlarından olan Hoca Hüseyin Şîrâzî<br />

görevlendirilmişti.<br />

İki kubbeli dikdörtgen bir yapı olan külliyede merkezî bölümün<br />

ortasında büyük bir kazan yer alır. Yedi metalin karışımından<br />

oluşan bu kazanın etrafında bazı duâlar ve kazan ustası<br />

hakkında bilgiler vardır. Önceleri bu kazana hafîf tatlandırılmış<br />

su koyularak Cuma namâzlarından sonra ziyaretçilere ikrâm<br />

edildiği ve şifalı olduğuna inanıldığı ifade edilmektedir. Bu kazan<br />

1934’te Stalin’in emriyle götürüldüğü bir sergiden geri getirilmeyerek<br />

St. Petersburg’daki Leningrad Hermitage müzesi-<br />

26<br />

26


ne konmuş, sonraları Kazâkistan makamlarının gayreti ile 1989<br />

yılında yeniden türbedeki yerini almıştır. Üzerinde büyük bir<br />

kubbe olan bu merkezî bölümün çevresinde mutfak (halımhâne),<br />

mescid, kütüphâne, Dervîş odaları (halvethâne), su kuyusu<br />

odası (kudukhâne) gibi çeşitli maksatlarla planlanmış birçok bölüm<br />

vardır.<br />

Merkezî bölümün bitişiğinde Orta Asya kültüründe evliyâ<br />

türbelerinin sembolü olan bir tuğ (ucunda at kuyruğu kılları,<br />

sancak ve alem olan bir direk) ve bir kapı yer alır. Bu kapı<br />

Ahmed Yesevî’nin mezarının bulunduğu odaya (Gûrhâne) açılmaktadır.<br />

Ahşap oyma işçiliği ürünü olan kapının iç tarafındaki<br />

döküm halkalardan birinde, yapılış tarihi olan hicrî 797 (m. 1395)<br />

tarihi bulunmaktadır. Bu mezar odasının üzerinde küçük kubbe<br />

vardır. Yesevî’nin mezar sandukası, açık yeşil renkte bir taştan<br />

yapılmıştır. Merkezî bölümün yanlarındaki odalardan bazılarında<br />

başka mezarlar da bulunmaktadır. XVI. yüzyıldan itibâren<br />

Kazâk Türklerinden bazı yüksek mevki sâhibi kişiler ve yöneticiler<br />

buralara defnedilmiştir.<br />

Külliyenin etrafı ve üzeri çinilerle süslenmişken, giriş kapısının<br />

bulunduğu cephesi çinisizdir. Bu durum, Timur’un vefatı<br />

üzerine külliye inşaatının bitirilemediği ve çini süslemelerinin<br />

kısmen eksik kaldığı şeklinde açıklanmaktadır. Hatta ana girişin<br />

üstündeki kemer kısmının da Timur’un vefatıyla eksik kaldığı<br />

ve hicrî 1000 (1591-92) senesinde Buhara emîri Abdullah Han’ın<br />

emri ve desteği ile bu kemerin tamamlandığı belirtilmektedir.<br />

Abdullah Han zamanında kurulan iskeleden kalan tahtaların bir<br />

kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.<br />

Türbenin dışını çevreleyen üç cephesinde üst kenarı takip<br />

eden kuşak şeklinde çinilerle süslü Kur’ân âyetleri vardır. Bunlar<br />

En’âm sûresinin 59-63. âyetleri arasıdır. Ayrıca dış cephede çinilerle<br />

ve Kûfî hatla Allah, Muhammed, el-Hamdü lillah, Allâhu<br />

Ekber, Lâ ilâhe illallah gibi yazılar işlenmiştir. Türbenin dışında<br />

giriş kapısına bakan bahçedeki küçük türbe, Uluğ Beg’in kızı ve<br />

Ebû’l-Hayr Han’ın eşi olan Râbia Sultân’ın türbesidir.<br />

27<br />

27


Yesevîlik<br />

Ahmed Yesevî’nin ardından mürîdleri vasıtasıyla onun tasavvuf<br />

yolu ve düşünceleri zamanla Orta Asya’nın farklı bölgelerine<br />

yayılmıştır. Bu yolun takipçilerinin mensup olduğu tarîkata<br />

Yeseviyye adı verildiği gibi, cehrî zikir yapmaları sebebiyle Cehriyye<br />

ve mensuplarından çoğunun Türk olması sebebiyle Silsilei<br />

Meşâyıh-ı Türk de denilmiştir. Ahmed Yesevî’nin en meşhur<br />

halifeleri Mansûr Ata, Saîd Ata, Sûfî Muhammed Dânişmend ve<br />

Hakîm Ata’dır. Yesevîlik daha ziyade Hakîm Ata ve talebeleri ile<br />

devâm etmiştir.<br />

Asıl adı Süleyman Bakırgânî olan Hakîm Ata (ö. 582/1186)<br />

tasavvufî eğitimini tamamladıktan sonra Yesi’den ayrılıp Harezm<br />

bölgesine gitmiş ve orada halkı irşâd ile meşgûl olmuştur.<br />

Hocası Ahmed Yesevî gibi hikmet tarzında Türkçe şiirler söyleyen<br />

Hakîm Ata’nın bazı şiirleri Bakırgan Kitabı isimli mecmua<br />

içinde günümüze ulaşmıştır. Âhir Zamân Kitabı, Hazret-i Meryem<br />

Kitabı ve Mi‘râcnâme gibi başka manzum eserleri de olan Hakîm<br />

Ata’nın hayâtı ve menkıbeleri, yazarı belli olmayan Türkçe ve<br />

mensur Hakîm Ata Kitabı’nda toplanmıştır. “Barça yahşı biz<br />

yaman, barça buğday biz samân” yani “herkes iyi biz kötüyüz,<br />

herkes buğday (gibi değerli), biz samanız.” ve “Her gördüğünü<br />

28<br />

28


Hızır bil, her geceyi Kâdir bil.” gibi sözleri meşhurdur. Kabri,<br />

Özbekistan’ın Karakalpakistan özerk bölgesindeki Kongrat şehrindedir.<br />

Hakîm Ata’nın en önemli halifesi Zengî Ata’dır (ö.<br />

656/1258). Taşkent’te yaşayan Zengî Ata’nın çobanlık yaparak<br />

geçimini sağladığı ve şeyhi Hakîm Ata’nın vefatından sonra dul<br />

kalan hanımı Anber Ana ile evlendiği nakledilir. Zengî Ata’nın<br />

meşhur dört halifesi Uzun Hasan Ata, Seyyid Ata, Sadr Ata ve<br />

Bedr Ata’dır. Bunlardan Seyyid Ata ve Sadr Ata’nın Deşt-i Kıpçak’taki<br />

Sarayçık’a gittiği, orada bulunan Altınorda hükümdarı<br />

Özbek Han’ı İslâmiyet’e davet ettiği ve Sadr Ata’nın gösterdiği<br />

kerâmet neticesinde Özbek Han ile birlikte 70.000 kişinin Müslümân<br />

olduğu nakledilir.<br />

Ahmed Yesevî’nin bir diğer icâzetli mürîdi (halifesi) Sûfî<br />

Muhammed Dânişmend Otırar’da dergâh kurup halkı irşad etmiştir.<br />

Dânişmend’in en meşhur talebesi Süzük Ata (bazı kaynaklarda<br />

lakabı Sükçük veya Süksük şeklinde geçer) diye anılan<br />

Şeyh Mustafâ’dır. Şeyh Mustafâ’nın halifesi İbrahim Ata, İbrahim<br />

Ata’nın oğlu İsmail Ata’dır. Babası öldüğünde on yaşında<br />

olan İsmail Ata dinî ve tasavvufî eğitimine Hârezm, Buhara ve<br />

Semerkand’da devâm ettikten sonra Hocend’e gidip Şeyh Maslahat<br />

Hocendî’den hilâfet almış ve kendi memleketi olan Kazıgurt’ta<br />

irşâda başlamıştır. Oğlu ve halifesi Hoca İshak XIV. yüzyılın<br />

ortalarında kaleme aldığı Hadîkatü’l-ârifîn isimli Türkçe<br />

eserinde babası İsmail Ata ve diğer bazı sûfîlerin görüşleri ile<br />

Yesevîlik âdâbına yer vermiştir. İsmail Ata ve oğlu Hoca İshak’ın<br />

kabirleri Kazıgurt yakınlarındaki Turbat’tadır. Yukarıda adı geçen<br />

Süzük Ata’nın Taraz’da yöneticilik yapan “Melikü’z-zühhâd”<br />

lakaplı bir kişiye hilâfet verdiği, bu silsilenin Ebû’n-Nûr<br />

Süleyman Âşîk b. Dâvûd ve Cemâleddin Muhammed Kâşgarî ile<br />

devâm ettiği anlaşılmaktadır.<br />

Yukarıda adı geçen Zengî Ata’nın mürîd ve halifelerinden<br />

Sadr Ata’dan sonra sırasıyla Elemîn Baba (bazı kaynaklarda Eymen<br />

veya Almîn), Şeyh Alî Şeyh ve Mevdûd Şeyh halkı irşâda<br />

29<br />

29


devâm etmişlerdir. Mevdûd Şeyh’ten sonra Yeseviyye silsilesi<br />

iki kola ayrılarak devâm eder: Bunlardan birisi Kemâl Şeyh<br />

Îkânî, diğeri Hâdim Şeyh ile başlamaktadır. Kemâl Şeyh’ten sonra<br />

silsilenin bu kolu şöyle devâm eder: Şeyh Aliâbâdî (Seyyid<br />

Ahmed), Şemseddin Özgendî, Abdâl Şeyh (Şeyh Üveys), Şeyh<br />

Abdülvâsi‘ ve Şeyh Abdülmüheymin. Bu son zâtın XVI. yüzyılda<br />

Taşkent’te yaşadığı bilinmektedir. Bu silsiledeki Şemseddin<br />

Özgendî “Şems-i Âsî” mahlasıyla hikmet tarzında şiirler söylemiştir.<br />

Hâdim Şeyh ile başlayan diğer Yesevî kolu da kendi içinde<br />

ikiye ayrılarak devâm etmiştir: Birinci kol Hâdim Şeyh’in halifelerinden<br />

Şeyh Cemâleddin Kâşgarî Buhârî, Süleyman Gaznevî,<br />

Seyyid Mansûr Belhî (ö. 965/1557) ile devâm ederek Osmanlı<br />

dönemînde İstanbul’u ziyaret eden Nakşibendî ve Yesevî şeyhi<br />

Ahmed b. Mahmûd Hazînî’ye ulaşır. Hazînî’nin eserleri şunlardır:<br />

Cevâhiru’l-ebrâr min emvâci’l-bihâr, Menba‘u’l-ebhâr fî riyâzi’lebrâr,<br />

Huccetü’l-ebrâr, Tesellâü’l-kulûb, Câmi‘u’l-mürşidîn ve Dîvân.<br />

Bu koldaki Cemâleddin Kâşgarî Buhârî’den sonra başka bir alt<br />

kol Şeyh Hudâydâd Buhârî Gazîregî (ö. 939/1532), Mevlânâ Velî<br />

Kûh-i Zerî, Kâsım Şeyh Azîzân Kermînegî (ö. 986/1578-79) ve<br />

Pîrim Şeyh yoluyla devâm ederek Alîm Şeyh lakaplı Muhammed<br />

Alîm Sıddîkî’ye (ö. 1043/1633) ulaşır. Bu son zât, 1033’te<br />

(1624) tamamladığı Lemehât min nefehâti’l-kuds isimli Farsça eserinde<br />

Ahmed Yesevî’den başlayarak kendi dönemîne kadar yaşamış<br />

olan birçok Yesevî şeyhi hakkında mühim bilgiler vermiştir.<br />

Alîm Şeyh’in halifesi olan Mevlânâ Osmân’a intisap ederek<br />

hilâfet almış bulunan Buharalı Mevlânâ Muhammedî İmlâ (ö.<br />

1162/1749-1750) Yesevîliğin yanı sıra Nakşibendiyye’den de icâzetli<br />

idi.<br />

Alîm Şeyh’in halifelerinden Muhammed Şerîf Buhârî (ö.<br />

1109/1697) Farsça olarak kaleme aldığı Huccetü’z-zâkirîn li reddi’l-münkirîn<br />

isimli eserinde hem cehrî zikrin meşrû olduğunu<br />

ispatlamak için deliller getirmiş, hem de önceki Yesevî şeyhleri<br />

hakkında bilgiler vermiştir. Bu zât Yesevîliğin yanı sıra Nakşibendîlik’ten<br />

de icâzetli idi. Hikmet tarzında Türkçe şiirler yazan<br />

30<br />

30


Kul Şerîf’in de bu zât olduğu tahmin edilmektedir. Kendisinden<br />

sonra silsile sırasıyla Fethullah Azîzân ve Lütfullah Azîzân ile<br />

devâm edip Şeyh Hudâydâd b. Taş Muhammed Buhârî’ye (ö.<br />

1216/1801) ulaşır. Tasavvufa dâir birçok eser kaleme alan Şeyh<br />

Hudâydâd’ın Bustânü’l-muhibbîn isimli Türkçe eseri Yeseviyye<br />

tarikatının âdâbı hakkında mühim bilgiler içeren ve cehrî zikrin<br />

önemîni anlatan bir kaynaktır. Onun halifesi Ömer Îşân, Yesevîlikle<br />

birlikte Nakşibendîliğin Müceddidiyye koluna da bağlıydı.<br />

XIX. yüzyılın başlarına kadar izi sürülebilen ve zayıflamış ya da<br />

Nakşibendîliğin içinde erimeye başlamış olsa da silsilesi bilinen<br />

Yesevîlik, bu tarihten sonra yazılı kaynaklarda izlenemez olmuş,<br />

XIX. yüzyılın sonlarında Ruslar’ın Orta Asya’da hâkimiyet kurmasının<br />

ardından da gözden kaybolmuştur.<br />

Yukarıda adı geçen Yesevî şeyhlerinin dışında, kaynaklarda<br />

hayâtı veya silsilesi hakkında yeterli bilgi bulunmayan başka<br />

Yeseviyye mensupları da vardır. Ahmed Yesevî’nin halifelerinden<br />

Baba Maçin ve Yaşlıg Yunus Ata, İsmail Ata’nın mürîdi Otlug<br />

Yunus Ata, Bahâeddin Nakşibend’in kendileriyle görüştüğü<br />

Kusem Şeyh, Halil Ata ve Pehlivan Ata, Emîr Külâl’in oğlu<br />

ile görüşen Kök Ata, Türkistanlı Tonguz Şeyh, sadece Türkçe<br />

konûştuğu için Türkçü Ata diye anılan Taşkentli bir Yesevî şeyhi<br />

bunlardan bazılarıdır.<br />

Yaşayan bir şeyhten tasavvufî eğitim almayıp rüyasında<br />

Ahmed Yesevî’den ya da sonraki Yesevî şeyhlerinden Üveysî<br />

yolla hilâfet aldığını söyleyen kişiler de olmuştur. XV. yüzyılda<br />

Şehrisebz yakınlarında yaşayan ve Hazret Beşîr diye anılan Seyyid<br />

Ahmed Beşîrî (ö. 868/1463) ile XVI. yüzyılda Doğu Türkistan’da<br />

yaşayan ve Yârkend’de vefat eden Muhammed Şerîf Buzurgvâr<br />

(ö. 963/1556-57) bunlardandır. Seyyid Ahmed Beşîrî’nin<br />

hayâtı ve menkıbeleri Nâsır b. Kâsım Türkistânî’nin Heşt Hadîka<br />

veya Hadâiku’l-cinân adıyla anılan Farsça eserinde toplanmıştır.<br />

Muhammed Şerîf Buzurgvâr’ın menkıbeleri ise Muhammed Sıddîk<br />

Zelîlî’nin Türkçe ve manzum olan Tezkire-i Muhammed Şerîf<br />

Buzugvâr isimli eseri ile aynı ismi taşıyan ancak yazarı bilinmeyen<br />

mensur Türkçe bir eserde bir araya getirilmiştir.<br />

31<br />

31


Bazı kaynaklarda Tatar ve Bulgar bölgelerinde yaşayan<br />

Biraş b. Abraş Sûfî, Ufa yakınlarında kabri olan Hüseyin Beg,<br />

Azerbaycan’ın Niyazabad şehrinde türbesi olan Avşar Baba ve<br />

Türkmenistan’da yaşamış olan Gözlü Ata gibi şâhısların Yesevî<br />

şeyhi ya da Dervîşi olduğu İddiâ edilmiştir.<br />

XV. yüzyılın sonlarında kaleme alındığı tahmin edilen Vilâyetnâme’de<br />

Anadolu sûfîlerinden Hacı Bektâş-ı Velî doğrudan<br />

veya dolaylı olarak Ahmed Yesevî’nin halifesi olarak gösterilmişse<br />

de, bu eserden daha önce XIV. yüzyılda yazılan Eflâkî’nin<br />

Menâkıbü’l-ârifîn’inde ve XV. yüzyılda kaleme alınan Âşıkpaşazâde<br />

Târih’inde Hacı Bektâş-ı Velî’nin Vefâiyye tarikatı şeyhi<br />

Baba Rasûl lakaplı Baba İlyâs-ı Horasânî’nin halifesi olduğu açıkça<br />

belirtilmiştir. Ayrıca XVII. yüzyılda kaleme alınan Evliyâ Çelebi<br />

Seyâhatnâmesi’nde Yesevî Dervîşi olarak takdim edilen Geyikli<br />

Baba ve Emirci Sultân’ın (Emîr-i Çîn Osmân) daha eski ve güvenilir<br />

kaynaklar olan Elvan Çelebi’nin Menâkıbü’l-kudsiyye’si ile<br />

Âşıkpaşazâde Târîh’inde Vefâiyye şeyhi Baba İlyâs’ın önde gelen<br />

halifelerinden olduğu ifade edilmektedir. Geç döneme ait ve güvenilirliği<br />

tartışmalı olan Vilâyetnâme ve Seyâhatnâme gibi bazı<br />

kaynaklarda Anadolu’daki bir kısım Vefâiyye mensuplarının<br />

Yeseviyye tarikatından gibi gösterilmesi, XIII. yüzyılda Vefâiyye<br />

şeyhlerinden Baba İlyâs-ı Horasânî’nin Anadolu Selçuklu Devleti<br />

aleyhine başlattığı isyanın oluşturduğu toplumsal psikoloji ile<br />

doğrudan ilişkili olmalıdır. Babaîler İsyanı adı verilen bu hareket<br />

devlet tarafından bastırıldıktan sonra Vefâiyye tarikatına mensup,<br />

özellikle de Babaîler ile ilişkisi bulunan birçok sûfî, isyân<br />

töhmetinden uzak kalmak için tarikatının adını gizlemiş ya da<br />

Ahmed Yesevî yolundan geldiğini öne sürmüş olmalıdır. Sonraki<br />

asırlarda bu söylentiler Vilâyetnâme ve Seyâhatnâme gibi<br />

kitaplara da geçmiştir. Bu sebeple güvenilir kaynaklar ve orijinal<br />

silsilenâmeler bulunmadığı sürece Anadolu ve Balkanlar’da Yesevî<br />

varlığından söz etmek oldukça zordur. XIX. yüzyılın sonlarında<br />

Orta Asya’nın Fergana Vâdisi’nde ve Kırgız bölgelerinde<br />

görülen Laçiler ile Saçlı Îşânlar’ın da Yesevîlikle bağlantısı ispat<br />

edilememiştir. Bunlar Orta Asya Kalenderîlerinin son kalıntıları<br />

olmalıdır.<br />

32<br />

32


33


Yesevîlikte<br />

Tasavvufî Eğitim<br />

İntisap<br />

İntisap, tasavvuf yoluna girmek ve bağlanmak demektir.<br />

Yesevîlikte tasavvufî eğitim intisapla başlar. Hoca İshâk b. İsmail<br />

Ata’nın XIV. yüzyılda Çağatay Türkçesiyle yazdığı Hadîkatü’lârifîn<br />

isimli eserinde anlatıldığına göre, Yesevîlikte intisap merâsimi<br />

şöyle yapılırdı: Şeyh, mürîd olmak niyetiyle gelen kişinin<br />

elini tutar, tevbe etmesini ve Allah’a yönelmesini tavsiye ederek<br />

şu tevbe virdini üç kez okurdu: “Estağfirullâhe’llezî lâ ilâhe<br />

illâ Hû el-Hayye’l-Kayyûm ve es’elühü’t-tevbe”. Sonra eline bir<br />

makas alır ve: “Yâ eyyühe’llezîne âmenû tûbû ilallâhi tevbeten<br />

nasûhâ” (et-Tahrîm, 66/8) âyetini okuyup mürîdin saçından,<br />

önce sağ, sonra sol, sonra da orta taraftan iki üçer adet kıl keserdi.<br />

Bu saç kesme olayı, sembolik olarak mürîdin dünyâ ve dünyevî<br />

şeylerin sevgisini kalbinden kesip atması ve mâneviyata yönelmesi<br />

gerektiğini ifade ederdi. Bunun peşinden şeyh, mürîde<br />

Nâfile namâz kılmayı, sürekli zikretmeyi, şeyhinden izinsiz iş<br />

yapmamayı tavsiye ederdi.<br />

34<br />

34


Zikir<br />

Yesevîlikte toplu ve sesli olarak icra edilen zikre, zikr-i erre<br />

adı verilirdi. Zikr-i erre, Farsça’da “testere zikri” demektir. Zikrin<br />

ilerleyen aşamalarında kelimeler kaybolup sâdece boğazdan<br />

testere sesini andıran bir hırıltı çıktığı için bu şekilde isimlendirilmiştir.<br />

XIII. yüzyılın sonları ile XIV. yüzyılın başlarında yaşadığı<br />

anlaşılan Yesevî şeyhi İsmâil Ata’nın zikir konusunda şöyle<br />

dediği nakledilir: “Demirci demiri ateşte ısıtıp çekiçle dövdüğü<br />

gibi, mürîd de kalbini Hû zikrinin çekici ile dövüp temizlemelidir.”<br />

İsmâil Ata bir mürîdine zikir telkîn ettikten sonra şöyle derdi:<br />

“Ey Dervîş! Tarîkat kardeşi olduk. Benden bir nasîhat kabûl<br />

et: Bu dünyayı yeşil bir kubbe olarak düşün, farz et ki âlemde<br />

sâdece sen varsın, bir de Hak Teâlâ var. O kadar zikret ki, tevhîdin<br />

galebesi ile sadece Hak Teâlâ kalsın, sen aradan çık!” Hoca<br />

İshak b. İsmail Ata, her şeyhin ve mürşidin zikir için Allah’ın<br />

isimlerinden birini tercih ettiğini, Hoca Ahmed Yesevî’nin “Allah”<br />

ve “Hû” şeklinde iki ismi mürîdlere telkin ettiğini, İsmâil<br />

Ata’nın ise “Hû” zikrini tercih ettiğini söyler.<br />

Müellifi bilinmeyen ve Risâle-i Zikr-i Hazret-i Sultânü’l-ârifîn<br />

ismiyle anılan Çağatay Türkçesi’yle yazılmış bir eserde ise Yesevîlerin<br />

zikrinin altı türünden bahsedilir: 1. İsm-i zât zikri: “Allah”<br />

diye zikretmektir. Bu zikir, “Allah Hû, Allah Hû, Yâ Hû, Allah<br />

Hû” şeklinde de icra edilir. 2. İsm-i sıfat zikri: “Hay âh, Hay<br />

âh” diye zikretmektir. Bu zikir öğle namâzından sonra ayakta<br />

(kıyâmî) icra edilir, “Hay” ve “âh” derken beş parmak yumulur.<br />

3. Dûsere zikri: “Hay, âh, Allah, Hay, Hû” ve “Hay, Hayyen,<br />

Hû Allah; Hay, Hayyen, Hû Allah” diye zikretmektir. 4. Zikr-i<br />

Hû: “Hû, Hû, Hû Allah; Hû, Hû, Hû Allah” diye zikretmektir.<br />

5. Zikr-i çaykun: Zikir vaktinde ritim, âhenk ve mûsikînin bir<br />

arada ve uyum içinde devâm etmesi için zâkirin elinde çıngırak<br />

gibi bir âleti hareket ettirmesi, çak çak diye ses çıkarmasıdır. “Hû<br />

(çak), Hû (çak)” diyerek zikredilir. 6. Çehâr darb: “Hay, âh âh<br />

âh, Hay, Hû; Hay, âh âh, âh, Hay, Hû” diye zikretmektir. Bu altı<br />

zikir usûlüne ek olarak bir de “zikr-i kebûter” (güvercin zikri)<br />

vardır ki “Hû, Hû” diye icra edilir.<br />

35<br />

35


Halvet<br />

Dervîşlerin ibâdet ve tefekkür için bir süre yalnız kalmalarına<br />

halvet denir. Yesevîlikte tasavvufî eğitimin önemli<br />

unsurlarından biri de halvettir. Yeseviyye tarîkatında halvetin<br />

geleneksel bir âdâb ve merasimi vardır. Hazînî’nin Cevâhiru’l-ebrâr’da<br />

verdiği bilgiye göre, genel teamülden farklı olarak<br />

Yeseviyye’de halvet grup hâlinde yapılır. Halvete girecek<br />

olan mürîdler, mürşidin muvafakatıyla birgün önceden oruç<br />

tutmaya başlarlar. Halvetten bir gün önce sabâh namâzından<br />

sonra mürîdler zikir ve tekbirlerini çoğaltırlar. Aynı gün ikindi<br />

namâzından sonra halvethânenin kapı, baca, tüm delikleri kapatılır<br />

ve mürîdler güneş batıncaya dek tevbe ve zikirle meşgûl<br />

olurlar. Akşam namâzından sonra iftar için sıcak su getirilir,<br />

mürîdler bununla orucunu açar ve bundan sonra su verilmez.<br />

Ardından kara darıdan halvet çorbası verilir. Tüm halvet ehli<br />

bu çorbayı içtikten sonra harâreti teskin için küçük bir karpuz<br />

ya da ayran verilebilir. Yemekten sonra Kur’ân-ı Kerîm’den bir<br />

sûre, ya da birkaç âyet okunur. Ayakta saf tutup üç kere tekbîr<br />

getirilir, sonra oturulup gece yarısına kadar zikrullâh ile meşgûl<br />

olunur. Bu esnada “hikmet” adı verilen ilâhîler okunur. Ardından<br />

başlar tıraş edilir ve halvethânenin dört yönüne doğru<br />

tekbîr getirilir. Bundan sonra zikirle meşgûl olunur. Kandil sönünce<br />

birkaç sâat istirahat edilir ve görülen rüyalar şeyhe tâbir<br />

ettirilir.<br />

Halvet, gece gündüz bu şekilde kırk gün devâm eder.<br />

Kırk günün sonunda mutfak görevlileri diğerlerinden daha<br />

önce halvethâneden çıkar ve kurbân keserler.<br />

Bu kurbanların kanlarını ve kemiklerini gömerek saklamak<br />

âdettir. Kesilen kurbanların boğazları kebâp yapılarak<br />

soğuk su veya ayranla halvet ehline verilir. O gece sûfîler evlerinde<br />

istirahat eder ve ertesi gün sabâh namâzında duâ ve<br />

zikirlerle halvetin tam olarak bittiği ilân edilmiş olur.<br />

36<br />

36


Sohbet<br />

Bazı Yesevî şeyhleri tasavvufî ve ahlâkî sohbetin önemîni<br />

vurgulamak gayesiyle: “Namâzın kazâsı olur ama sohbetin<br />

kazâsı olmaz.” demişlerdir. Gâfil insanların, hatta bu gâfil insanlara<br />

ait eşyaların bile sûfîlerin mânevî huzûr hâlini bozacağına<br />

inanılırdı. Menkıbeye göre, Hoca Ahmed Yesevî, sohbetinde<br />

beklenen feyz ve huzûr hâli meydana gelmeyince mürîdlerine<br />

tekkeyi araştırmalarını söylemiş, gâfil bir kişinin bastonunu tekkede<br />

unuttuğu görülmüş, bu baston dışarı çıkarılınca feyizli bir<br />

sohbet yapılabilmiştir.<br />

Hilâfet<br />

Tasavvufî eğitimini tamamlayan Dervîş, halkı irşad etme<br />

yetkisi yani hilâfet (icâzet) alır ve halife olurdu. Yesevîlikte icâzet<br />

ve hilâfetin sembolü olarak bu kişiye şeyh tarafından bir asâ hediye<br />

edilirdi. Çobanın koyunları asâ ile güttüğü ve kurtlardan koruduğu<br />

gibi, halife olan kişinin de mânevî terbiyesiyle meşgûl olduğu<br />

kişileri eğitmesi ve nefsin tuzaklarından koruması beklenirdi.<br />

Tasavvufî eğitim mertebelerini tamamlamayan mürîde hilâfet verilmesi<br />

uygun görülmezdi. Bu makamları aştıktan sonra da içinde<br />

kibir duygusunun kalıp kalmadığını anlamak için bazen boynuna<br />

bir sepet asılır ve bir süre dilencilik yapması istenirdi. Hilâfet asâsı<br />

alan kişinin yüksek ahlâka sâhip olması ve Yesevîliğin pîri Hoca<br />

Ahmed Yesevî’yi duadan unutmaması gerekirdi.<br />

Hizmet<br />

Hoca İshâk b. İsmail Ata’nın kaleme aldığı Hadîkatü’lârifîn’in<br />

üçüncü bölümü şeyh ve şeyhlik hakkındadır. Bu bölümde<br />

“şeyhlik, halkı Hakk’a davet etmektir”, “bütün insanlara<br />

şefkatli olmaktır” gibi ifadeler yer alır. İsmail Ata’ya sormuşlar:<br />

“Halkı Hak Teâlâ’ya ulaştıran kaç tane yol vardır?” Şöyle cevâp<br />

vermiş: “Varlıktaki bütün zerreler sayısınca yol vardır. Ama bir<br />

müslümânı rahatlatmak ve ona faydalı olmaktan daha yakın ve<br />

daha iyi bir yol yoktur.”<br />

37<br />

37


Netice olarak Hoca Ahmed Yesevî, şiirleri, fikirleri ve eserleri<br />

ile Orta Asya’da İslâmiyet’in, ahlâk ve maneviyatın yayılmasına<br />

önemli katkıları olmuş bir Allah dostudur. Hikmet tarzı<br />

şiirleri kısa zamanda Anadolu’ya kadar ulaşmış olmalı ki, Yunus<br />

Emre’nin “Bana seni gerek seni” nakaratlı şiiri, Yesevî’nin “Menge<br />

sen ok kerek sen” (Bana sırf sen gereksin) şiirinin mana ve<br />

şekil yönünden tekrarı gibidir. Osmanlı’da özellikle Nakşibendîlere<br />

ait Özbek tekkelerinde Dîvân-ı Hikmet’ten bazı şiirlerin<br />

İlâhî tarzında okunduğu bilinmektedir. Osmanlı son dönemînde<br />

Nakşibendî-Hâlidî şeyhlerinden Hacı Hasan Şükrü Efendi<br />

(ö. 1327/1909) tarafından bazı hikmetler Çağatay Türkçesi’nden<br />

Osmanlı Türkçesine çevrilmiş ve Tercüme-i Dîvân-ı Ahmed-i Yesevî<br />

adıyla yayınlanmıştır (İstanbul 1327/1909). Bu durum Ahmed<br />

Yesevî’nin Orta Asya’dan binlerce kilometre uzaklarda bile<br />

asırlarca unutulmadığını ve fikirlerinden istifade edildiğini göstermektedir.<br />

Yesevî’nin hikmet tarzı şiirleri asırlardan beri Kazâk bozkırlarında<br />

yankılandığı gibi, Özbek köylerinde ve Kırgız çadırlarında<br />

tekrarlanmıştır. Özbekler çayhanelerde Yesevî hikmetleri<br />

okuyanlara “Yesevîhân” adını vermişler, bu hikmetler özellikle<br />

Fergana vadisinde kadınlar arasında da okunmuştur. Kırgızlar’ın<br />

Dîvân-ı Hikmet’i ve Hakîm Ata’nın şiirlerini ihtivâ eden<br />

Bakırgan Kitabı’nı çocuklarına okudukları bilinmektedir. Âhiret’te<br />

Sırât Köprüsü’nde Ahmed Yesevî’nin Kırgızlar’a yardım<br />

edeceği şeklindeki halk inancı da Yesevîliğin Kırgızlar üzerindeki<br />

tesîrini göstermektedir. Bugün Kazâkistan’ın Türkistan (eski<br />

adı Yesi) şehrinde düğün yapan gelin ve damatların Ahmed Yesevî<br />

türbesine gelip duâ etmeleri bile, bu büyük gönül insanının<br />

asırları aşan tesîrinin bir göstergesidir.<br />

38<br />

38


39


Bibliyografya<br />

Babadjanov, Bakhtiyar, “Une Nouvelle Source sur les Rituels<br />

de la Tarîqa Yasawiyya: Le Risâla-yi Dhikr-i Sultân al-Ârifîn”,<br />

Journal of the History of Sûfîsm, 3 (2001), s. 223-228.<br />

Bice, Hayati, Günümüzün Aşk Yolcusuna Dîvân-ı Hikmet,<br />

H.yay., İstanbul 2015. Hoca Ahmed Yesevî, İstanbul 2011.<br />

Buhârî, Seyyid Zinde Alî, Semerâtü’l-meşâyıh, Taşkent, Özbekistan<br />

Fenler Akademisi Bîrûnî Şarkiyat Enstitüsü Ktp., nr.<br />

1336, vr. 1a-291b.<br />

Buhârî, Şeyh Hudâydâd b. Taş Muhammed, Bustânü’l-muhibbîn<br />

(nşr. B. M. Babacanov- M. T. Kadırova), Türkistan 2006, s.<br />

222-224.<br />

Candarbek, Zikiriya, Nasab-nama Nuskaları Cane Turki Tarihı,<br />

Almatı 2002.<br />

DeWeese, Devin, Islamization and Native Religion in the Golden<br />

Horde. Baba Tükles and Conversion to Islam in Historical and Epic<br />

Tradition, Pennsylvania 1994, s. 567-573.<br />

Aynı müellif, “The Mashâ’ikh-i Turk and the Khojagân:<br />

Rethinking the Links Between the Yasavî and Naqshbandî Sûfî<br />

Traditions”, Journal of Islamic Studies, VII/2 (1996), s. 180-207.<br />

Aynı müellif, “The Yasavî Order and Persian Hagiography<br />

in Seventeenth-Century Central Asia”, The Heritage of Sûfîsm III:<br />

Late Classical Persianate Sûfîsm, Oxford 2000, s. 389-414.<br />

Aynı müellif, “Yasaviya”, İslâm na Territorii Bıvşey Rossiyskoy<br />

İmperii, Moskova 2003, fasikül: 4, s. 35-38.<br />

Eraslan, Kemal, “Ahmed Yesevî”, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul<br />

1989, II, 159-161.<br />

Hakîm Ata, Bakırgan Kitabı, Kazân 1884.<br />

40<br />

40


Hoca İshâk b. İsmâîl Ata, Hadîkatü’l-ârifîn, Taşkent, Özbekistan<br />

Fenler Akademisi Bîrûnî Şarkiyat Enstitüsü Ktp., nr.<br />

11838, vr. 1b-131a.<br />

Hazînî, Ahmed b. Mahmûd, Cevâhiru’l-ebrâr min emvâci’lbihâr,<br />

İstanbul Üniversitesi Ktp., TY, nr. 3893, vr. 15a- 17b, 25b-<br />

26a.<br />

Hüseynî, Muhammed Şerîf, Huccetü’z-zâkirîn li-reddi’l-münkirîn,<br />

Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi, nr. 372, vr. 1b-203b.<br />

Kaya, Önal, Tezkire-i Hakîm Ata: Bir Yesevî Dervîşinin Menkabevî<br />

Hayatı, Ankara 2007.<br />

Kenjetay, Dosay, Hoca Ahmet Yesevî’nin Düşünce Sistemi,<br />

Ankara 2003.<br />

Köprülü, Fuad, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Ankara<br />

1981.<br />

Mevlânâ Safiyyü’d-dîn, Neseb-nâme Tercümesi (hzr. Kemal<br />

Eraslan), İstanbul 1996.<br />

Muminov, Aşirbek ve diğerleri, İslamizatsiya i Sakralnıe Rodoslovnıe<br />

v Sentralnoy Azii, Almatı 2008, II, 188-193.<br />

Rafiu’ddin, Seyfuddin- Nadirhan Hasan, “Hazînî’nin Câmiu’l-Mürşidîn<br />

Adlı Eseri Hakkında”, Tasavvuf: İlmî ve Akademik<br />

Araştırma Dergisi, V/12 (2004), s. 159-166.<br />

Sâfî, Alî b. Hüseyin, Reşehât-ı Aynü’l-hayât (thk. Alî Asgar<br />

Mu‘îniyân), Tahran 2536/1977, I, 17-34, 97, II, 370-372.<br />

Sıddîkî, Muhammed Alîm, Lemehât min nefehâti’l-kuds (nşr.<br />

M. Nezîr Rânchâ), İslamabad 1986.<br />

Tekcan, Münevver, Hakîm Ata ve Bakırgan Kitabı, Selçuk Ün.<br />

Sosyal Bilimler Ens. Konya 1997 (yayımlanmamış doktora tezi).<br />

Tosun, Necdet, “Yesevîliğin İlk Dönemîne Âid Bir Risâle:<br />

Mir’âtü’l-kulûb”, İLAM Araştırma Dergisi, II/2 (1997), s. 41-85.<br />

Aynı müellif.“Ahmed Yesevî’nin Menâkıbı”, İLAM Araştırma<br />

Dergisi, III/1 (1998), s.73-81.<br />

Aynı müellif. “Yeseviyye”, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul<br />

2013, c. 43, s.487-490.<br />

Yesevî, Ahmed, Dîvân-ı Hikmet (nşr. R. İsmâîlzâde, K. Kârî,<br />

G. Kambarbekova), Tahran 2000.<br />

Zernûkî, Sûfî Muhammed Dânişmend, Mir’âtü’l-kulûb, İsveç,<br />

Uppsala Üniversitesi Ktp., nr. 472, vr. 158b-177a.<br />

41<br />

41


42


Hikmetler<br />

43


‎1‎حکمت<br />

بسم هللا ديب بيان ايالی حکمت ايتيب<br />

‏طالبالرکا در و گوهر ساچتيم منا<br />

‏رياضتنی قاتيع تارتيب قانالر يوتوب<br />

مني دفرتی ثانی سوزين آچتيم منا<br />

سوزنی ايدمي هر کيم بولسه ديدار طلب<br />

‏جاننی جانغه پيوند قيليب رکنی آوالب<br />

غريب يتيم فقريالرنی کونکلني آوالب<br />

کونکلی بوتون خاليقدين قاچتيم منا<br />

قايده کورسنک کونکلی سنوق مرهم بولغيل<br />

انداغ مظلوم يولده قالسه مهدم بولغيل<br />

‏روز حمشر درکاهیکا حمرم بولغيل<br />

‏ما و منليک خاليقدين قاچتيم منا<br />

‏غريب فقري يتيمالرنی رسول سوردی<br />

اوشال تونی معراج چيقيب ديدار کوردی<br />

قايتيب توشوب غريب فقري حالني سوردی<br />

‏غريبالرنی ايزين ايزالب توشتوم منا<br />

‏امت بولسنک غريبالرغه تابع بولغيل<br />

آيت حديث هرکيم ايتسه سامع بولغيل<br />

رزق روزی هر نه بريسه قانع بولغيل<br />

قاتع بولوب شوق شرابني ايچتيم منا<br />

‏مدينهکا رسول باريب بولدی غريب<br />

‏غريبليغده حمبت تارتيب بولدی حبيب<br />

جفا تارتيب يراتقانغه بولدی قريب<br />

‏غريب بولوب عقبهالردين آشتيم منا<br />

1. Hikmet<br />

Bismillah deyip beyân ederek hikmet söyleyip<br />

Taleb edenlere inci, cevher saçtım ben işte.<br />

Riyâzeti sıkı çekip, kanlar yutup<br />

‘İkinci defter’in sözlerini açtım ben işte.<br />

Sözü söyledim, her kim olsa cemâle tâlib<br />

Ca’nı ca’na bağlayıp, damarı damara ekleyip,<br />

Garîb, Yetîm, fakirlerin gönlünü okşayıp<br />

Gönlü kırık olmayan kişilerden kaçtım ben işte.<br />

Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol sen,<br />

Öyle mazlûm yolda kalsa, yoldaşı ol sen,<br />

Mahşer günü dergâhına yakın ol sen,<br />

Ben-benlik güden kişilerden kaçtım ben işte.<br />

Garîb, fakîr, yetimleri Rasûl sordu<br />

O gece Mirâc’a çıkıp Hakk cemâlini gördü<br />

Geri gelip indiğinde fakîrlerin hâlini sordu<br />

Garîblerin izini arayıp indim ben işte.<br />

Ümmet olsan, garîblere uyar ol sen,<br />

Âyet ve hadîsi her kim dese, duyar ol sen,<br />

Rızk, nasîp her ne verse, tok gözlü ol sen,<br />

Tok gözlü olup şevk şarâbını içtim ben işte.<br />

Medine’ye Rasûl varıp garîb oldu,<br />

Garîblikte sıkıntı çekip sevgili oldu,<br />

Cefâ çekip Yaradan’a yakın oldu,<br />

Garîb olup menzillerden geçtim ben işte.<br />

44


‏عاقل ايرسنک غريبالرين کونکلني آوله<br />

‏مصطفی ديک ايلين کيزيب يتيم کاوله<br />

‏دنياپرست ناجنسالردين بويون تاوله<br />

بوِون تاوالب دريا بولوب تاشتيم منا<br />

‏عشق بابینی موليم آچقاچ منکا تيکدی<br />

تفراق قيليب حاضر بول ديب بوينوم ايکدی<br />

‏باران صفت مالمتنی اوقی تيکدی<br />

پيکان آليب يوراک بغرم تيشتيم منا<br />

کونکلوم قاتيغ تيليم اچيغ اوزوم ظامل<br />

قرآن اوقوب عمل قيلمای يالغان عامل<br />

غريب جانيم صرف اياليني يوقتور ماليم<br />

حقدين قورقوب اوتقه تومشای پشتيم منا<br />

آلتميش اوچکا ياشيم ييتی اوتُّوم غافل<br />

حق امرينی حمکم تومتای اوزوم جاهل<br />

روزه مناز قضا قيليب بولدوم کاهل<br />

ميان ايزالب خيشیالردين کيچتيم منا<br />

واه دريغا حمبتنی جامني ايچمای<br />

اهل عيال خامناندين توکال کيچمای<br />

جرم و عصيان گرهالرين مونده چيچمای<br />

شيطان غالب جان برارده شاشتيم منا<br />

اميانيمه چنکال اوروب قيلدی غمناک<br />

پري مغان حاضر بول ديب ساچتی ترياک<br />

شيطان لعني ميندين قاچيب کيتی بیپاک<br />

حبمد هللا نور اميان آچتيم منا<br />

Akıllı isen, Garîblerin gönlünü avla,<br />

Mustafâ gibi yurdunu gezip Yetîm ara,<br />

Dünyaya tapan soysuzlardan yüzünü çevir<br />

Yüz çevirerek deryâ olup taştım ben işte.<br />

Aşk kapısını Mevlâm açınca bana değdi,<br />

Toprak eyleyip “Hâzır ol!” diye boynumu eğdi,<br />

Yağmur gibi melâmetin oku değdi,<br />

Ok saplanıp yürek, bağrımı deştim ben işte.<br />

Gönlüm katı, dilim acı, özüm zâlim;<br />

Kur’ân okuyup amel kılmıyor sahte alîm,<br />

Garîb cânımı harcayayım, yoktur mâlim;<br />

Hakk’tan korkup ateşe düşmeden piştim ben işte.<br />

Altmış üçe yaşım ulaştı, geçtim gâfil;<br />

Hakk emrini sıkı tutmadım, kendim câhil ;<br />

Oruç, namâz kazaya bırakıp oldum ergin;<br />

Kötüyû izleyip iyilerden geçtim ben işte.<br />

Vah ne yazık, sevgi kadehini içmeden,<br />

Çoluk-çocuk, ev-barktan tam geçmeden,<br />

Suç ve isyân düğümünü burada çözmeden<br />

Şeytân gâlip, Cân verirkende şaştım ben işte.<br />

İmânıma çengel vurup gamlı kıldı,<br />

Mürşid-i kâmil hâzır ol!” deyip koku saçtı,<br />

Lânetli şeytân benden kaçıp kirli gitti,<br />

Allah’a hamd olsun, imân nûru açtım ben işte.<br />

45


پري مغان خذمتيده يوکوروب يوردوم<br />

خذمت قيليب کوزوم يوممای حاضر توردوم<br />

مدد قيلدی عزازيلنی قَوالب سوردوم<br />

آندين سونکره قنات قاقيب اوچتيم منا<br />

غريب فقري يتيمالرنی قيلکيل شادمان<br />

حلقه قيليب عزيز جانينک ايال قربان<br />

طعم تابسنک جانينک بيله قيلکيل مهمان<br />

حقدين ايشتيب بو سوزالرنی اَيْدمي منا<br />

غريب فقري يتيمالرنی هر کيم سورار<br />

راضی بولور اول بندهدين پروردکار<br />

ای بيخرب سني بري سبب اوزی اسرار<br />

حق مصطفی پندين ايشتيب ايدمي منا<br />

ييتی ياشده ارسالن بابغه قيلدمي سالم<br />

حق مصطفی امانتني قيلينک انعام<br />

اوشال وقتده مينک بري ذکرين قيلدمي متام<br />

نفسيم اولوب المکانغه آشتيم منا<br />

خرما برييب باشيم سالب نظر قيلدی<br />

بري فرصتده عقبی سری سفر قيلدی<br />

الوداع ديب بو عاملدين گذر قيلدی<br />

مکتب باريب قيناب جوشوب تاشتيم منا<br />

سنت ايرميش کافر بولسه بريمه آزار<br />

کونکلی قاتيغ دل آزاردين خدا بيزار<br />

هللا حقی انداغ قولغه سجّني طيّار<br />

داناالردين ايشتيب بو سوز ايدمي منا<br />

Mürşid-i kâmil hizmetinde gidip yürüdüm;<br />

Hizmet kılıp göz yummadan hâzır durdum;<br />

Yardım etti, şeytânı kovalayıp sürdüm;<br />

Ondan sonra kanat çırpıp uçtum ben işte.<br />

Garîb, fakîr, yetimleri sevindiresin;<br />

Parçalayıp azîz Cânını eyle kurbân;<br />

Yiyecek bulsan, cânın ile misâfir,<br />

Hakk’tan işitip bu sözleri dedim ben işte.<br />

Garîb, fakîr, yetimleri her kim sorar,<br />

Râzı olur o kulundan Rahîm Allah.<br />

Ey habersiz, sen bir sebep, Zât’ı saklar;<br />

Hak Mustafâ öğüdünü işitip dedim ben işte.<br />

Yedi yaşta Arslan Baba’ya verdim selâm,<br />

“Hak Mustafâ emânetini eyleyin armağan”<br />

İşte o zamanda binbir zikrini eyledim tamâm<br />

Nefsim ölüp lâ-mekâna yükseldim ben işte.<br />

Hurma verip, başımı okşayıp nazar eyledi,<br />

Bir fırsatta âhirete doğru sefer eyledi,<br />

“Elvedâ” deyip bu âlemden göç eyledi,<br />

Medreseye varıp, kaynayıp coşup taştım ben işte.<br />

Sünnet imiş, kâfir de olsa, verme zarar,<br />

Gönlü katı, gönül inciticiden Allah şikayetçi,<br />

Allah şâhid, öyle kula “Siccîn” hâzır,<br />

Bilgelerden işitip bu sözü söyledim ben işte.<br />

46


سنتالرين حمکم توتوب امّت بولدوم <br />

يري آستيغه يالغوز کرييب نورغه تولدوم<br />

حق پرستالر مقامیغه حمرم بولدوم<br />

تيغ باطن بريله نفسنی يانچتيم منا<br />

نفسيم ميين يولدين اوروب خوار ايالدی<br />

تيلمور توروب خاليقغه زار ايالدی<br />

ذکر ايتورمای شيطان بريله يار ايالدی<br />

حاضرسني ديب نفس باشنی سانچتيم منا<br />

قول خواجه امحد غفلت بيله عمرونک اوتی<br />

وا حسرتا کوزدين تيزدين قوّت کيتی<br />

وا ويلتا ندامتنی وقتی ييتی<br />

عمل قيلمای کاروان بولوب کوچتيم منا<br />

Sünnetlerini sıkı tutup ümmet oldum,<br />

Yer altına yalnız girip nûra doldum,<br />

Hakk’a tapanlar makâmına mahrem oldum,<br />

Bâtın mızrağı ile nefsi deştim ben işte.<br />

Nefsim beni yoldan çıkarıp hakîr eyledi,<br />

Çırpındırıp halka ağlamaklı eyledi,<br />

Zikr söyletmeyip şeytân ile dost eyledi;<br />

Hazırsın deyip nefs başını deldim ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed, gaflet ile ömrün geçti,<br />

Vah ne hasret, gözden, dizden kuvvet gitti,<br />

Vah ne yazık, pişmanlığın vakti yetişti;<br />

Amel kılmadan Kervân olup göçtüm ben işte.<br />

‎2‎حکمت<br />

آيا دوستالر قوالق سالينک آيدوغومغه<br />

نه سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريکا<br />

معراج اوزره حق مصطفی روحوم کوردی<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

حق مصطفی جربئيلدين قيلدی سؤال<br />

بو نيچوك روح تنغه کريمای تابتی کمال<br />

کوزی ياشليغ حلقه باشليغ قدی هالل<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

2. Hikmet<br />

Ey dostlar, kulak verin söylediğime,<br />

Ne sebepten altmış üçte girdim yere?<br />

Mirâc sırasında Hakk Mustafâ rûhumu gördü,<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Hakk Mustafâ Cebrâil’den eyledi suâl<br />

“Bu nasıl rûh, bedene girmeden buldu kemâl?”<br />

Gözü yaşlı, önderi halkın, bedeni hilâl;<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

47


جربيل ايدی امت ايشی سزکا بر حق<br />

کوککا چيقيب مالئكدين آلور سبق<br />

نالشیکا ناله قيلور هفتم طبق<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

فرزندمي ديب حق مصطفی قيلدی کالم<br />

آندين سونکره برچه ارواح قيلدی سالم<br />

رمحت دريا تولوب تاش ديب يتّی پيام<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

رحم ايچره پيدا بولدوم ندا کيلدی<br />

ذکر ايت ديدی بدنالرمي جنبش قيلدی<br />

فرزندمي ديب حق مصطفی اولوش بردی<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

تورت يوز يلدين کيني چيقيب امّت بولغای<br />

نيچه ييلالر يوروب خلقه يول کورکوزکای<br />

اون تورت مينك جمتهدالر خذمت قيلکای<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

توقوز آی توقوز کونده يريکا توشتوم<br />

توقوز ساعت تور املادمي کوککا اوچتوم<br />

عرش کرسی پايهسينی باريب قوچتوم<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

انا فتحنانی اوقوب معنی سوردوم<br />

پرتو سالدی بيخود بولوب ديدار کوردوم<br />

مالم اوروب اُسکُت ديدی باقيب توردوم<br />

ياشيم ساچيب مضطر بولوب توردمي منا<br />

Cebrâil dedi: “Ümmet işi size tam hakkıdır,<br />

Göğe çıkıp meleklerden alır ders<br />

Feryâdına feryâd eder yedi kat gök... “<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere<br />

“Evlâdım” deyip Hakk Mustafâ eyledi kelâm,<br />

Ondan sonra bütün rûhlar eyledi selâm<br />

Rahmet denizi dolup taş, diye yetişti haber,<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Rahîm içinde belirdim, ses geldi,<br />

“Zikir söyle!” dedi, organlarım titreyiverdi<br />

Rûhum girdi, kemiklerim ‘‘Allah” dedi;<br />

O sebepten altmış üçte girdim yere.<br />

Dört yüz yıldan sonra çıkıp ümmet olacak,<br />

Nice yıllar dolaşıp halka yol gösterecek,<br />

On dört bin âlimler hizmet eyleyecek,<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Dokuz ay ve dokuz günde yere düştüm;<br />

Dokuz sâat duramadım, göğe uçtum;<br />

Arş ve Kürsü derecesini varıp kucakladım;<br />

O sebepten altmış üçte girdim yere.<br />

“İnna fetehnâ”yı okuyup anlam sordum;<br />

Işık saldı, kendimden geçip cemâl gördüm;<br />

Hâcem vurup “Sus’” dedi, bakıp durdum;<br />

Yaşımı saçıp, çâresiz olup durdum ben işte.<br />

48


ايا نادان معنی بول ديب ايدی بيلدمي<br />

آندين سونکره چولالر کيزيب حقنی سوردوم<br />

روزی قيلدی عزازيلنی توتوب مندمي<br />

لنکر توکوب بيلني باسيب يانچتيم منا<br />

ذکرين متام قيليب اوتوم ديوانهکا<br />

حقدين اوزکا هيچ سوزالمای بيکانهکا<br />

مشعني ايزالب شاکرد کريدمي پروانهکا<br />

اخکر بولوب کويوب يانيب اوچتيم منا<br />

نام نشان هيچ قاملدی الال بولدوم<br />

هللا يادين اَيْته اَيْته االّ‏ بولدوم<br />

خالص بولوب مُ‏ لص بولوب هلل بولدوم<br />

فنا يف هللا مقامیغه آشتيم منا<br />

عرش اوستيده مناز اوقوب تيزمي بوکتوم<br />

رازمي ايتيب حقّه باقيب ياشيم توکتوم<br />

يالغان عاشق يالغان صوفی کوردوم سوکتوم<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

جاندين کيجمای هو هو ديکان باری يالغان<br />

بو قلتاقدين سورمنك سؤال يولده قالغان<br />

حقنی تابقان اوزی پنهان سوزی پنهان<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

بري ياشيمده ارواح منکا اولوش بريدی<br />

ايکی ياشده پيغمربالر کيليب کوردی<br />

اوچ ياشيمده چلنت کيليب حاليم سوردی<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

“Ey câhil, gerçek bu!” diye söyledi, bildim;<br />

Ondan sonra çöller gezip Hakk’ı sordum;<br />

Nasîb etti, şeytânı tutup bindim;<br />

Kararlı olup, belini basıp ezdim ben işte.<br />

Zikrini tamâm eyleyip döndüm divâneye;<br />

Hakk’tan başka birşey demeyip bilmeyene,<br />

Mumunu arayıp çırak girdim pervâneye,<br />

Kor ateş olup, kavrulup yanıp söndüm ben işte.<br />

Nam ve nişân hiç kalmadı, “Lâ... Lâ...” oldum;<br />

Allah zikrini diye diye “...illâ...” oldum;<br />

Hâlis olup, muhlis olup “...lillah” oldum;<br />

“Fenâfillah” makâmına geçtim ben işte.<br />

Arş üstünde namâz kılıp dizimi büktüm;<br />

Dileğimi deyip, Hakk’a bakıp yaşımı döktüm;<br />

Yalancı âşık, sahte sûfî gördüm, kötüledim<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Cândan geçmeden “Hû-Hû” demenin hepsi yalan,<br />

Bu arsızdan sormayın suâl, yolda kalan;<br />

Hakk’ı bulanın özü gizli, sözü gizli;<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Bir yaşımda rûhlar bana pay verdi;<br />

İki yaşta peygamberler gelip gördü;<br />

Üç yaşımda Kırklar gelip hâlimi sordu;<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

49


تورت ياشيمده حق مصطفی بريدی خرما<br />

يول کورساتيم يولغه کريدی نيچه گمراه<br />

قايده بارسم خضر بابام منکا مهراه<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

بيش ياشيمده بيليم باغالب طاعت قيلدمي<br />

تطوع روزه توتوب عادت قيلدمي<br />

کيچه کوندز ذکرين ايتيب عادت قيلدمي<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

آلتی ياشده تورمای قاچدمي خاليقدين<br />

کوککا چيقيب درس اورکاندمي ماليكدين<br />

دامني کيسيب مهه اهل عاليقدين<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

ييتی ياشده آرسالن بابام ايزالب تابتی<br />

هر سر کوروب پرده برله بوکوب يابتی<br />

حبمد هللا کوردوم ديدی ايزمي اوبتی<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

قابض کيليب آرسالن بابام جانني آلدی<br />

حورالر کيليب حرير توندين کفن قيلدی<br />

ييتمش منك فرشتهالر يغيليب کيلدی<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

جنازهسني اوقوب يريدن کوتارديالر<br />

بري فرصتده اومچاخ ايچره ييتکورديالر<br />

روحني آلوب علينيکا کريکوزديالر<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

Dört yaşımda Hakk Mustafâ verdi hurma.<br />

Yol gösterdim, yola girdi, nice günâhkâr<br />

Nereye varsam Hızır Baba’m bana yoldaş<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Beş yaşımda belimi bağlayıp ibâdet eyledim,<br />

Nâfile oruç tutup âdet eyledim<br />

Gece gűndüz zikrini deyip râhat eyledim,<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Altı yaşta durmadan kaçtım insanlardan<br />

Göğe çıkıp ders öğrendim meleklerden;<br />

İlgimi kesip bütün tanıdık bağlardan;<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Yedi yaşta Arslan Baba’m arayıp buldu;<br />

Her sırrı görüp perde ile sarıp kapadı;<br />

Allah’a hamd olsun, gördüm” dedi, izimi öptü;<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Azrâil gelip Arslan Babamın Cânını aldı,<br />

Hûriler gelip ipek kumaştan kefen eyledi,<br />

Yetmiş bin melekler toplanıp geldi.<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Namâzını kılıp yerden kaldırdılar<br />

Bir anda cennet içine ulaştırdılar,<br />

Rûhunu alıp “İlliyyîn” cennetine girdirdiler<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

50


هللا هللا يري آستيده وطن قيلدی<br />

منکر نکري من ربّک ديب سوروغ سوردی<br />

آرسالن بابام اسالمی دين بيان قيلدی<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

عاقل ايرسنك ايرانالرکا خذمت قيلغيل<br />

امر معروف قيلغانالرنی عزت قيلغيل<br />

هنی منکر قيلغانالرنی حرمت قيلغيل<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

سيکزميده سيکز ياندين يول آچيلدی<br />

حکمت ايت ديب باشالرميغه نور ساچيلدی<br />

حبمد هللا پري مُغان می ايچوردی<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

پري مُغان حق مصطفی بيشك بيلينك<br />

قيده بارسنك وصفني ايتيب تعظيم قيلنك<br />

درود ايتيب مصطفیغه امت بولنك<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

توقوزومده تولغامندمي توغری يولغه<br />

تربّك ديب آليب يوردی قولدين قولغه<br />

قوامنادمي بو سوزالرکا قاچتيم چولکا<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

اون ياشينکده اوغالن بولدونک قل خواجه امحد<br />

خواجهليكکا بنا قويوب قيلمای طاعت<br />

خواجه من ديب يولده قالسنك وای نه حسرت<br />

اول سببدين آلتميش اوچده کريدمي يريكا<br />

Allah, Allah yer altında vatan eyledi<br />

Münker-Nekir “Rabbin kim?” deyip soru sordu;<br />

Arslan Baba’m İslâm’ından beyân eyledi<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Akıllı isen, erenlere hizmet eyle<br />

Emr-i Mârûf kılanları azîz eyle,<br />

Nehy-i münker kılanları hürmetli eyle<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Sekizimde sekiz yandan yol açıldı;<br />

“Hikmet söyle!” diye, başlarıma nûr saçıldı;<br />

Allah’a hamd olsun, Pîr-i kâmil mey içirdi;<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Pîr-i kâmil Hakk Mustafâ, şüphesiz bilin;<br />

Nereye varsan, vasfını söyleyip saygı gösterin<br />

Salât-selâm deyip Mustafâ’ya ümmet olun;<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

Dokuzumda dolanmadım doğru yola;<br />

Teberrük deyip alıp yürüdü elden ele;<br />

Sevinmedim bu sözlere kaçtım çöle;<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

On yaşında delikanlı oldun Kul Hoca Ahmed;<br />

Hocalığa binâ koyup, ibâdet eylemeden,<br />

“Hocayım” deyip yolda kalsan, yazık sana,<br />

O nedenle altmış üçte girdim yere.<br />

51


‎3‎حکمت<br />

هر صبحدم ندا کيلدی قوالقيمغه<br />

ذکر ايت ديدی ذکرين ايتيب يوردوم منا<br />

عشق سزالرنی کوردوم ايرسه يولده قالدی<br />

اول سببدين عشق دوکانني قوردمي منا<br />

اون بريميده رمحت دريا تولوب تاشتی<br />

هللا ديدمي شيطان مندين يراق قاچتی<br />

های و هوس ما و منليک تورمای کوچتی<br />

اون ايکيمده بو سرالرنی کوردوم منا<br />

اون اوچومده نفس هوانی قولغه آلدمي<br />

نفس باشيغه يوز مينک بال قارماب سالدمي<br />

تکربنی آياغ آستيده باسيب آلدمي<br />

اون تورتومده تفراق صفت بولدمي منا<br />

اون بيشيمده حور و غلمان قرشو کيلدی<br />

باشني اوروب قول قاوشوروب تعظيم قيلدی<br />

فردوس آتليغ جنتیدين حمضر کيلدی<br />

ديدار اوچون بارچهسينی قويدمي منا<br />

اون آلتيمده بارچه ارواح اولوش بريدی<br />

هی هی سزکا مبارك ديب آدم کيلدی<br />

فرزندمي ديب بوينوم قوچوب کونکلوم آلدی<br />

اون يتيمده ترکستانده توردمي منا<br />

اون سيکزده چلنت بيله شراب ايچتيم<br />

ذکرين ايتيب حاضر توروب كوكسوم تيشتيم<br />

روزی قيلدی جنت کيزيب حورالر قوچتيم<br />

حق مصطفی مجالالرين کوردمي منا<br />

3. Hikmet<br />

Her sabâh vakti ses geldi kulağıma,<br />

“Zikr söyle!” dedi, zikrini söyleyip yürüdüm ben işte.<br />

Âşksızları gördüm ise, yolda kaldı;<br />

O sebepten aşk dükkânını kurdum ben işte.<br />

On birimde rahmet deryâsı dolup taştı;<br />

“Allah!” dedim, şeytân benden uzak kaçtı;<br />

Hay u heves, ben-bencillik durmayıp göçtü;<br />

On ikide bu sırları gördüm ben işte.<br />

On üçümde nefsani arzuları ele aldım<br />

Nefs başına yüz bin belâ sarıp saldım;<br />

Kibirlenmeyi ayak altında basıp aldım;<br />

On dördümde toprak gibi oldum ben işte.<br />

On beşimde Hûrî ve gılmân karşı geldi;<br />

Başını eğip, el bağlayıp saygı gösterdi<br />

Firdevs adlı cennetinden haberci geldi;<br />

Cemâli için hepsini terkettim ben işte.<br />

On altımda bütün rûhlar pay verdi;<br />

“Hay hay size mübârek olsun”deyip Âdem geldi;<br />

“Evladım!” deyip, boynuma sarılıp gönlümü aldı;<br />

On yedimde Türkistan’da durdum ben işte.<br />

On sekizde Kırklar ile şarâp içtim;<br />

Zikrini söyleyip, hâzır durup göğsümü deştim;<br />

Nasîb kıldı, cennet gezip hûriler kucakladım;<br />

Hakk Mustafâ cemâllerini gördüm ben işte.<br />

52


اون توقوزده يتميش مقام ظاهر بولدی<br />

ذکرين ايتيب ايچ و تاشيم طاهر بولدی<br />

قايده بارسام خضر بابام حاضر بولدی<br />

غوث الغياث می ايچوردی تويدمي منا<br />

ياشيم ييتی يکرمیکا اوتدمي مقام<br />

حبمد هللا پري خذمتني قيلدمي متام<br />

دنيادهکی قورت قوشالر قيلدی سالم<br />

اول سببدين حقه ياوق بولدمي منا<br />

مؤمن ايرماس حکمت ايشتيب ييغالمای دور<br />

ايرانالرنی ايتغان سوزين تينکالمای دور<br />

آيت حديث گويا قرآن آنکالمای دور<br />

بول روايت عرش اوستيده کوردمي منا<br />

روايتنی کوروب حقه سوزالشتيم مني<br />

يوز مينك تورلوك ماليكکا يوزالشتيم مني<br />

اول سببدين حقنی سوزالب ايزالشتيم مني<br />

جان و دليم انکا فدا قيلدمي منا<br />

قول خواجه امحد ياشينك ييتی يکرمی بري<br />

نه قيلغای سني گناهالرينك تاغدين آغر<br />

قيامت کون غضب قيلسه ربّ‏ قادر<br />

ايا دوستالر نيچوك جواب ايتغوم منا<br />

Ondokuzda yetmiş makâm açığa çıkarıldı<br />

Zikrini söyleyip, iç ve dışım temizlendi;<br />

Nereye varsam, Hızır Baba’m hâzır oldu;<br />

‘Gavslar gavsı’ mey içirdi, doydum ben işte.<br />

Yaşım yetti yirmiye, geçtim makâm<br />

Allah’a hamd olsun, pîr hizmetini tam eyledim<br />

Dünyadaki kurt ve kuşlar eyledi selâm<br />

O nedenle Hakk’a yakın oldum ben işte.<br />

Mümin değil, hikmet işitip ağlamıyor,<br />

Erenlerin söylediği sözü dinlemiyor,<br />

Âyet hâdis, Kur’ân’ı anlamıyor<br />

Bu rivâyeti Arş üstünde gördüm ben işte.<br />

Rivâyeti görüp Hakk’la söyleştim ben,<br />

Yüz bin türlü meleklere yüzleştim ben,<br />

O sebepten Hakk’ı söyleyip izleştim ben<br />

Cân ve gönlümü O’na fedâ kıldım ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed yaşın ulaştı yirmi bire,<br />

Neyleyeceksin, günâhların dağdan ağır;<br />

Kıyâmet günü gazap eylese, Rabbim Kâdir;<br />

Ey dostlar, nasıl cevâp söyleyim ben işte.<br />

53


‎4‎حکمت<br />

خوش غايبدين قوالغيمغه اهلام کيلدي<br />

اول سببدين حقّه سيغنيب کيلدمي منا<br />

بارچه بزرگ ييغليب کيليب انعام بريدي<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

من ييکرمه ايکي ياشده فنا بولدوم<br />

مرهم بولوب چني دردليكکا دوا بولدوم<br />

يالغان عاشق چني عاشقغه کواه بولدوم<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

ايا دوستالر ياشيم ييتّ‏ ييکرمه اوچ<br />

يالغان دعوي طاعتالرمي بارچهسي پوچ<br />

قيامت کون نه قيلغامين برهنه لوچ<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

من ييکرمي تورتقه کريدمي حقدين يراق<br />

آخرتقه بارور بولسم قاين يراق<br />

اولکانيمده ييغليب اورونك يوز مينك تياق<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

جنازمىن آرقاسيندين تاشالر آتينك<br />

اياقيمدين توتوب سودراب گورکا ايلتينك<br />

حقه قوللوق قيلمدينك ديب يانچيب تيفينك<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

يازوق بيالن ياشيم ييت ييکرمه بيش<br />

سبحان ايکام ذکر اورکاتيب کوکسوم ين تيش<br />

کوکسومدهکي گرهالرمي سني اوزونك ييش<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

4. Hikmet<br />

Hoş gâipten kulağıma ilhâm geldi,<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Bütün ulular toplanıp gelip armağan verdi,<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Ben yirmi iki yaşta fânî oldum;<br />

Merhem olup gerçek dertliye devâ oldum;<br />

Sahte âşık-gerçek âşığa tanık oldum;<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Ey dostlar, yaşım yetti yirmi üçe,<br />

Yalan davâ, ibâdetlerim tamâmı boş,<br />

Kıyâmet günü çıplak, şaşı neyleyim,<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Ben yirmi dörde girdim, Hakk’tan uzak,<br />

Âhirete varır olsam, hani hazırlık,<br />

Öldüğümde toplanıp vurun yüz bin değnek,<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Cenâzemîn arkasından taşlar atın,<br />

Ayağımdan tutup sürüyerek kabre götürün,<br />

“Hakk’a kulluk kılmadın”deyip çekiştirip tepin,<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Günâh ile yaşım yetti yirmi beşe,<br />

Sübhân Rabbim, zikr öğretip göğsümü deş;<br />

Göğsümdeki düğümleri sen kendin çöz;<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

54


مني ييکرمي آلت ياشده سودا قيلدمي<br />

منصور صفت ديدار اوچون غوغا قيلدمي<br />

پريسيز يوروب درد و حالت پيدا قيلدمي<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

مني ييکرمي ييت ياشده پريين تابتيم<br />

هر نه کوردوم پرده بريله سرين يافتيم<br />

آستانهسني ياستانبان ايزين اوبتيم<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

مني ييکرمي سکيز ياشده عاشق بولدوم<br />

کيچه يامتاي حمبت تارتيب صادق بولدوم<br />

آندين سونکره درکاهيکا اليق بولدوم<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

بري کم اوتوز ياشقه کريدمي حاليم خراب<br />

عشق اوتيده بوالملادمي مثل تراب<br />

حاليم خراب بغرمي کباب کوزوم پر آب<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

اوتوز ياشده اوتون قيليب کويدورديالر<br />

مجله بزرك ييغليب دنيا قويدورديالر<br />

اوروب سوگوب دنيي عقبني قويدورديالر<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

قول خواجه امحد دنيا قويسنك ايشينك بتار<br />

کوکسونداکي چيقان آهينك عرشقه ييتار<br />

جان بريارده حق مصطفي قولونك توتار<br />

اول سببدين حقه سيغنيب کيلدمي منا<br />

Ben yirmi altı yaşta sevdâ eyledim,<br />

Mansûr gibi Cemâl için kavgâ eyledim,<br />

Pîrsiz yürüyüp dert ve sıkıntı peydâ eyledim<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Ben yirmi yedi yaşta Pîr’i buldum;<br />

Her ne gördüm perde ile sırrı örttüm,<br />

Eşiğine yaslanarak izini öptüm;<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Ben yirmi sekiz yaşta âşık oldum<br />

Gece yatmayıp, mihnet çekip sâdık oldum;<br />

Ondan sonra dergâhına lâyık oldum;<br />

O sebepten Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Yirmi dokuz yaşa girdim, hâlim harâb<br />

Aşk yolunda olamadım misâli toprak<br />

Hâlim harâb bağrım kebâb, gözüm dolu yaş<br />

O nedenle Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Otuz yaşta odun eyleyip yandırdılar,<br />

Bütün ulular toplanıp dünyâyı bıraktırdılar,<br />

Vurup, çekiştirip dünyâ derdini unutturdular,<br />

O sebepten Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed dünyâyı bıraksan, işin biter,<br />

Göğsündeki çıkan âhın Arş’a yeter;<br />

Cân verirken Hakk Mustafâ elini tutar<br />

O sebepten Hakk’a sığınıp geldim ben işte.<br />

55


‎5‎حکمت<br />

ناکهان تورورميده قموغ بزرك<br />

حق عشقى ىن كونكلوم ايچره سالدى دوستالر<br />

خضر بابام حاضر توروب لطف ايالبان<br />

مدد قيليب ايلكيم توتوب آلدى دوستالر<br />

اوتوز بريده خضر بابام مى ايچوردى<br />

وجودميدين عزازيلىن حق قاچور ديدي<br />

سودا قيلدمي يازوقالرمي حق كيچوردى<br />

آندين سونكره حق يوليغه سالدى دوستالر<br />

اوتوز ايكى ياشده يىت حقدين فرمان<br />

بندهليكکا قبول قيلدمي قيلمه ارمان<br />

جان بريورده بريگوم سينكا نور اميان<br />

غريب جانيم شادمان بولوب كولدى دوستالر<br />

خالقيم دين خرب يىت شاکر بولدوم<br />

هر کيم سوکىت بلكه تبىت صابر بولدوم<br />

بو عاملده هيچ اوخالماى حاضر بولدوم<br />

هاى هوس ما و منليك کيتی دوستالر<br />

اوتوز اوچده ساقى بولوب مى اوالشتيم<br />

جام شراب قولغه آليب تويا ايچتيم<br />

لشكر توزاب شيطان بريله مني اوروشتيم<br />

حبمد هلل ايكى نفسيم اولدی دوستالر<br />

اوتوز تورتده عامل بولوب دانا بولدوم<br />

حكمت ايت ديب سبحان ايدى گويا بولدوم<br />

چلنت بريالن شراب ايچتيم مهراه بولدوم<br />

ايچ و تاشيم حق نوريغه تولدى دوستالر<br />

5. Hikmet<br />

Birdenbire durduğum yerde bütün ulular,<br />

Hakk aşkını gönlüm içine saldı dostlar,<br />

Hızır Babam hâzır olup lutfederek,<br />

Yardım edip, elim tutup aldı dostlar<br />

Otuz birde Hızır Baba’m mey içirdi;<br />

Vücûdumdan şeytânı temiz kaçırdı;<br />

Sevdâlandım, günâhlarımı Hakk affetti<br />

Ondan sonra Hakk yoluna saldı dostlar.<br />

Otuz iki yaşda ulaştı Hakk’tan fermân,<br />

Kulluğa kabûl eyledim, olma Mahzûn,<br />

Cân verirken vereyim sana, imân nûru,<br />

Garîb cânım mutlu olup güldü dostlar.<br />

Hâlık’ımdan haber erişti, şükreden oldum;<br />

Her kim çekiştirdi, belki tepdi, sabreden oldum;<br />

Bu âlemde hiç uyumayıp hâzır oldum;<br />

Hay u heves, ben-bencillik gitti dostlar.<br />

Otuz üçte sâkî olup mey paylaştırdım,<br />

Şarap kadehini ele alıp doyasıya içtim,<br />

Ordu hazırlayıp şeytân ile ben vuruştum,<br />

Allah’a hamdolsun, iki nefsim öldü dostlar.<br />

Otuz dörtte alîm olup ârif oldum;<br />

“Hikmet söyle!” dedi Rabbim, söyler oldum;<br />

Kırklar ile şarâp içtim, yoldaş oldum;<br />

İç ve dışım Hakk nuruyla doldu dostlar.<br />

56


اوتوز بيشده مسجد كرييب دوران سوردوم<br />

طالبالركا عشق دوكانني توال قوردوم<br />

ايگرى يولغه هركيم كريدى سوکتوم اوردوم<br />

عاشقالركا حق دين مژده يىت دوستالر<br />

اوتوز آلت یاشده بولدوم صاحب کمال<br />

حق مصطفي کورسايت الر مينکا مجال<br />

اول سببدين کوزوم ياشليق قامتيم دال<br />

عشق خنجري يوراک بغرمي تيلدي دوستالر<br />

اوتوز ييىت ياشقه کريدمي اويغامنادمي<br />

انصاف قيليب هللا سرى تولغامنادمي<br />

سحر وقت ده زارى قيليب اينكرامنادمي<br />

توبه قيلدمي خواجم قبول قيلدى دوستالر<br />

اوتوز سيكز ياشقه كريدمي عمروم اوتى<br />

ييغالماميو اوالر وقتيم ياوق يىت<br />

اجل كيليب پيمانه سني منكا توتى<br />

بيلماى قالدوم عمروم آخر بولدى دوستالر<br />

اوتوز توقوز ياشقه كريدمي قيلدمي حسرت<br />

وا دريغا اوتى عمروم قاىن طاعت<br />

طاعتليكالر حق قاشيده خوش سعادت<br />

قزيل يوزمي طاعت قيلماى سولدی دوستالر<br />

ساچ و سقال خوب آقاردى کونكلوم قارا<br />

روز حمشر رحم ايتماسنك حامل تباه<br />

سنكا عيان عمل سيز مني کوبتور کناه<br />

مجله ملك يازوقالروم بيلدى دوستالر<br />

Otuz beşte mescide girip devrân sürdüm,<br />

İsteklilere aşk dükkânını dopdolu kurdum;<br />

Eğri yola her kim girdi, çekiştirdim, vurdum;<br />

Aşıklara Hakk’tan müjde ulaştı dostlar.<br />

Otuz altı yaşta oldum kemâl sâhibi,<br />

Hakk Mustafâ gösterdiler bana cemâl;<br />

O sebepten göıüm yaşlı, bedenim bükük,<br />

Aşk hançeri yürek-bağrımı dildi dostlar.<br />

Otuz yedi yaşa girdim, uyanmadım;<br />

İnsâf kılıp Allah’a doğru yola koyulmadım,<br />

Seher vakti ağlayarak inlemedim;<br />

Tevbe ettim, Rabbim kabûl eyledi dostlar.<br />

Otuz sekiz yaşa girdim, ömrüm geçti;<br />

Ağlamayım mı, öleceğim vaktim yakınlaştı;<br />

Ecel gelip kadehini bana tuttu;<br />

Bilmeden kaldım, ömrüm sonu oldu dostlar.<br />

Otuz dokuz yaşa girdim, kıldım hasret;<br />

Vah ne yazık, geçti ömrüm, hani ibâdet<br />

İbâdet edenler Hakk karşısında hoş mutlulukta<br />

Kızıl yüzüm ibâdet eylemeyip soldu dostlar.<br />

Saç-sakalım hep ağardı, gönlüm kara,<br />

Mahşer günü rahmet etmesen, perîşân hâlim,<br />

Sana açıktır, amelsizim, çoktur günâhım;<br />

Bütün melekler günâhlarımı bildi dostlar.<br />

57


پري مغان جرعه سيدين قطره تاتيم<br />

يول تاپاي ديب باشيم بريله تونالر قاتيم<br />

حبمد هلل لطف ايالدى نورکا باتيم<br />

کونكل قوشى المكانغه يىت دوستالر<br />

قيامتىن شدتى ديب عقليم حريان<br />

كونكلوم قورقغان جانيم هورکان خانه ويران<br />

صراط آتليغ كوفروكى دين دليم لرزان<br />

عقليم کيتيب بيهوش بولوب قالدمي دوستالر<br />

قول خواجه امحد قرقغه كريدينك نفسينكىن قرق<br />

مونده ييغالب آخرتده بولكيل اريق<br />

پوست اميان شريعت دور مغزى طريق<br />

طريق کريكان حقدين اولوش آلدى دوستالر<br />

Pîr-i kâmil içkisinden damla tattım;<br />

Yol bulayım deyip başım ile geceleri dondum,<br />

Allah’a hamd olsun, lutf eyledi, nûra battım;<br />

Gönül kuşu Lâmekân’a ulaştı dostlar.<br />

Kıyâmetin şiddetinden aklım şaşkın,<br />

Gönlüm korkmuş, cânım yorgun, yıkık evim,<br />

Sırât adlı köprüsünden paramparça gönlüm,<br />

Aklım gidip, deli olup kaldım dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed, kırka girdin nefsini kır;<br />

Burada ağlayıp âhirette ol tertemiz,<br />

İmân postu şeriattir, aslı tarîkattır,<br />

Tarikata giren Hakk’tan pay aldı dostlar.<br />

‎6‎حکمت<br />

يا اهليم محدينك بريله حکمت ايتيب<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

توبه قيليب گناهيمدين قورقوب قايتّم<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

قرق بريميده اخالص قيلدمي يول تاپای ديب<br />

ايرانالردين هر سر کورسم مني ياپای ديب<br />

پري مُغان ايزين آليب مني اوپای ديب<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

6. Hikmet<br />

Yâ İlâhım, hamdın ile hikmet söyledim;<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Tevbe kılıp günâhımdan korkup döndüm;<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Kırk birimde ihlâs eyledim, yol bulayım deyip,<br />

Erenlerden gördüğüm her sırrı, örteyim deyip,<br />

Pîr-i kâmil izini alıp, öpeyim deyip,<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

58


قرق ايکيمده طالب بولوب يولغه کريدمي<br />

اخالص قيليب يالغوز حقه کونکل بريدمي<br />

عرشی کرسی لوحدين اوتوب قلم کيزدمي<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

قرق اوچومده حقين ايزالب ناله قيلدمي<br />

کوز ياشيمين آقوزوبان ژاله قيلدمي<br />

بيابانالر کيزيب اوزوم واله قيلدمي<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

قرق تورتومده حمبتنی بازارينده<br />

يقام توتوب يغالب يوردوم گلزارينده<br />

منصور صفت باشيم برييب عشق دارينده<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

قرق بيشيمده سندين حاجت تيالب کيلدمي<br />

توبه قيلدمي هر ايش قيلدمي خطا قيلدمي<br />

يا اهليم رمحتينکنی اولوغ بيلدمي<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

قرق آلتيمده ذوق و شوقيم تولوب تاشتی<br />

رمحتينکدين قطره تامدی شيطان قاچتی<br />

حقدين اهلام رفيق بولوب بابني آچتی<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

قرق يتيمده يتی ياقدين اهلام ييتی<br />

ساقی بولوب جام شراب خواجم توتی<br />

شيطان کيليب نفس هوانی اوزی يوتّی<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

Kırk ikimde istekli olup yola girdim,<br />

İhlâs eyleyip yalnız Hakk’a gönül verdim;<br />

Arş, Kürsü, Levh’ten geçip Kalem’i gezdim;<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Kırk üçümde Hakk’ı arayıp feryâd eyledim,<br />

Gözyaşımı akıtarak pınar eyledim,<br />

Kırlarda gezip kendimi dîvâne eyledim;<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Kırk dördümde muhabbetni pazarında,<br />

Yakamı tutup, ağlayıp yürüdüm gül bahçesinde,<br />

Mansûr gibi başımı verip aşk dârağacında;<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Kırk beşimde Sen’den hâcet dileyip geldim;<br />

Tevbe eyledim her iş yaptım hatâ eyledim,<br />

Yâ İlâhım, rahmetini ulu bildim;<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Kırk altımda zevk ve şevkim dolup taştı;<br />

Rahmetinden bir damla düştü, şeytân kaçtı,<br />

Hakk’tan ilhâm arkadaş olup, kapısını açtı;<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Kırk yedimde yedi yönden ilhâm ulaştı,<br />

Sâkî olup şarâp kadehini Pîr’im tuttu,<br />

Şeytân gelip nefs ve hevâyı kendisi yuttu,<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

59


قرق سکزده عزيز جاندين بيزار بولدوم<br />

گنه دردی کسل قيلدی بيمار بولدوم<br />

اول سببدين حقدين قورقوب بيدار بولدوم<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

قرق توقزده عشقينك توشدی کويوب ياندمي<br />

جمنون صفت خيل خويشدين قاچيب تاندمي<br />

تورلوك تورلوك جفا تيکدی بويون سوندوم<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

ايليکيمده ايرمني ديديم فعليم ضعيف<br />

قان توکمادمي کوزالرميدين بغرمي ايزيب<br />

نفسيم اوچون يورار ايردمي ايتدك گيزيب<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

قول خواجه امحد اير بوملسنك اولکان خيشی<br />

قزيل يوزونك قرا ييرده سولغان خيشی<br />

توفراق صفت يير آستيده بولغان خيشی<br />

ذاتی اولوغ خواجم سيغنيب کيلدمي سنکا<br />

Kırk sekizde azîz Cândan şikâyetçi oldum;<br />

Günâh derdi sakat kıldı hasta oldum,<br />

O nedenle Hakk’tan korkup uyumaz oldum<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Kırk dokuzda aşkın düştü, tutuşup yandım,<br />

Mansûr gibi eş ve dosttan kaçıp kayboldum,<br />

Türlü türlü cefâ değdi, boyun eğdim,<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Elli yaşta “Yiğidim” dedim, amelim zayıf;<br />

Kan dökmedim gözlerimden, bağrımı ezip;<br />

Nefsim için yürür idim, it gibi gezip,<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

Kul Hoca Ahmed, er olmasan, ölmesi iyi,<br />

Kızıl yüzünün kara yerde solması iyi,<br />

Toprak gibi yer altında olması iyi,<br />

Zâtı ulu Rabbim, sığınıp geldim sana.<br />

‎7‎حکمت<br />

قل هو هللا سبحان هللا ورد ايالسام<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

باشدين آياغ حسرتينكده درد ايالسام<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

7. Hikmet<br />

“Kul Hûvallâh, sübhânallâh”ı vird eylesem<br />

Bir ve Var’ım cemâlini görür müyüm?<br />

Baştan ayağa hasretinde feryâd eylesem,<br />

Bir ve Var’ım, cemâlini görür müyüm?<br />

60


ايليك بريده چول الر کيزيب کياه يدمي<br />

تاغ الر چيقيب طاعت قيليب کوزوم اويدمي<br />

ديدارينكين كوراملادمي جاندين تويدمي<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

ايليك ايكي ياشده كيچتيم خامناندين<br />

خامنانيم نه كورونكاي بلكه جان دين<br />

باش دين كيچتيم جان دين كيچتيم هم اميان دين<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

ايليك اوچده وحدت مي دين روزي قيلدي<br />

يولدين آزكان گمراه ايدمي يولغه سالدي<br />

هللا ديدمي لبَّيك ديبان قولوم آلدي<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

ايليك تورتده وجودالرمي ناالن قيلدي<br />

معرفت ين ميدانيده جوالن قيلدي<br />

امساعيل ديك عزيز جانني قربان قيلدي<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

ايليك بيش ده ديدار اوچون گدا بولدوم<br />

كويدوم ياندوم كل ديك تقي فنا بولدوم<br />

حبمد هللا ديدار ايزالب ادا بولدوم<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

ايليك آلت ياشقه ييت مونكلوغ باشيم<br />

توبه قيلدمي آقارموكني كوزده ياشيم<br />

ايرانالردين هبره آملاي كونكلي تاشيم<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

Elli birde çöller gezip otlar yedim;<br />

Dağlara çıkıp, tâat kılıp gözümü oydum;<br />

Cemâlini göremedim, cândan doydum;<br />

Bir ve Var’ım, Cemâlini görür müyüm?<br />

Elli iki yaşta geçtim ev-barktan,<br />

Ev-barkım ne demek, belki Cândan;<br />

Baştan geçtim, Cândan geçtim, hem imândan,<br />

Bir ve Var’ım, cemâlini görür müyüm?<br />

Elli üçte vahdet şarâbından nasîb eyledi,<br />

Yoldan azan günâhkâr idim, yola saldı;<br />

“Allah” dedim, “Lebbeyk!” diyerek elimi aldı,<br />

Bir ve Var’ım, Cemâlini görür müyüm?<br />

Elli dörtte bedenlerimi ağlar eyledim,<br />

Mârifetin meydânında gezindim,<br />

İsmâil gibi azîz cânımı kurbân eyledim,<br />

Bir ve Var’ım, Cemâlini görür müyüm?<br />

Elli beşte cemâl için dilenci oldum,<br />

Kavruldum, yandım, gül gibi tâ ki yok oldum,<br />

Allah’a hamdolsun cemâl arayıp edâ oldum,<br />

Bir ve Var’ım, cemâlini görür müyüm?<br />

Elli altı yaşa ulaştı dertli başım,<br />

Tevbe eyledim, akar mı ki gözden yaşım;<br />

Erenlerden nasîb almadan taş gönülüm,<br />

Bir ve Var’ım, cemâlini görür müyüm?<br />

61


ايليك ييت ياشده عمروم ييلديك اويت<br />

ايا دوستالر عمل سيز مني باشيم قايت<br />

حبمد هللا پري مغان قولوم تويت<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

ايليك سيكيز ياشقه کريدمي مني بيخرب<br />

قهار ايكان نفسيمين قيل زير و زبر<br />

مهت بريسنك شوم نفسيمکا اورسام ترب<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

ايليك توقوز ياشقه يتيم داد و فرياد<br />

جان بريارده جانانيمين قيلمادمي ياد<br />

نه يوز بريله سينكا ايتاي قيلكيل آزاد<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

كوزوم يوموب تا آچقونچه يت آلتميش<br />

بيليم باغالب مني قيلمادمي بري خيشي ايش<br />

كيچه كوندوز يب غم يوردوم مني ياز و قيش<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

آلتميش بريده شرمنده مني کناهيم دين<br />

ايا دوستالر کوب قورقه مني اهليم دين<br />

جاندين كيچيب پناه تيالي خدامي دين<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

آلتميش ايكي ياشده هللا پرتو سالدي<br />

باشدين آياغ غفلت الرمي رها قيلدي<br />

جانيم دليم عقليم هوشيم هللا ديدي<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

Elli yedi yaşta ömrüm yel gibi geçti,<br />

Ey dostlar, amelsizim, başım kurudu,<br />

Allah’a hamd olsun, pîr-i kâmil elimi tuttu,<br />

Bir ve Var’ım, cemâlini görür müyüm?<br />

Elli sekiz yaşa girdim, ben habersiz,<br />

Kahhâr Melik’im nefsimi eyle zir ü zeber,<br />

Himmet versen, kötü nefsime vursam teber,<br />

Bir ve Var’ım, Cemâlini görür müyüm?<br />

Elli dokuz yaşa ulaştım, feryâd ve fîgân,<br />

Cân verirken cânânımı akla, getirmedim.<br />

Ne yüz ile sana söyleyeyim, eyle âzâd,<br />

Bir ve Var’ım, cemâlini görür müyüm?<br />

Gözümü yumup tâ açınca erişti altmış,<br />

Bel bağlayıp ben eylemedim bir iyi iş;<br />

Gece gündüz gamsız yürüdüm ben, yaz ve kış;<br />

Bir ve Var’ım, Cemâlini görür müyüm?<br />

Altmış birde pişmânım günâhımdan<br />

Ey dostlar, çok korkuyorum İlâh’ımdan;<br />

Cândan geçip kurtuluş dileyim Allah’ımdan<br />

Bir ve Var’ım, cemâlini görür müyüm?<br />

Altmış iki yaşta Allah ışık saldı,<br />

Baştan ayağa gafletlerim yok eyledi,<br />

Cânım, gönlüm, aklım, şuûrum “Allah!” dedi<br />

Bir ve Var’ım, cemâlini görür müyüm?<br />

62


آلتميش اوچده ندا كيلدي قول يريکا کري<br />

هم جانينك مني جانانينك مني جانينكين بري<br />

هو مششريين قولغه آليب نفسينكين قري<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

قول خواجه امحد نفس ين تيفتيم نفس ين تيفتيم<br />

آندين كيني جانانيمين ايزالب تابتيم<br />

اوملاس بورون جان بريماك ين دردين تارتّيم<br />

بري و بارمي ديدارينكين كورارمن مو<br />

Altmış üçte çağrı geldi; “Kul yere gir!,<br />

Hem cânınım, cânânınım, cânını ver,<br />

Hû kılıcını ele alıp nefsini kır…”<br />

Bir ve Var’ım, Cemâlini görür müyüm?<br />

Kul Hoca Ahmed, nefsi teptim, nefsi teptim,<br />

Ondan sonra cânânımı arayıp buldum;<br />

Ölmeden önce cân vermenin derdini çektim,<br />

Bir ve Var’ım, cemâlini görür müyüm?<br />

‎8‎حکمت<br />

صبح صادق دوشنبه کون يريکا کريدمي<br />

مصطفىکا مامت توتوب كريدمي منا<br />

آلتميش اوچده سنت ديدى ايشتيب بيلدمي<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

يري اوستيده يارانالرمي مامت توتى<br />

عامل مهه سلطانيم ديب نعره تارتى<br />

حقىن تابقان چني صوىفالر قانالر يوتى<br />

مصطفیغه مامت توتوب کريدمي منا<br />

الوداع ديب يري آستيغه قدم قويدوم<br />

ياروق دنيا حرام قيليب حقىن سويدوم<br />

ذکرين ايتيب يالغوز اولوب يالغوز کويدوم<br />

مصطفیغه مامت توتوب کريدمي منا<br />

8. Hikmet<br />

Sabâh erken, pazartesi günü yere girdim,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

Altmış üçte sünnet dedi işitip bildim,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

Yer üstünde dostlarım mâtem tuttu,<br />

Bütün âlem “Sultânım” deyip nâra attı,<br />

Hakk’ı bulan gerçek sûfîler kanlar yuttu,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

“Elvedâ” deyip yer altına ayak bastım,<br />

Aydın dünyâyı Harâm kılıp Hakk’ı sevdim,<br />

Zikrini söyleyip yalnız olup, yalnız yandım,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

63


طه اوقوب تون كيچهالر قامي بولدوم<br />

كيجه مناز کوندوزالرى صامي بولدوم<br />

بو حال برله يري آستيده دامي بولدوم<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

آلتميش كيچه آلتميش كوندوز بري يول طعام<br />

تانك آتقونچه مناز اوقوب بري يول سالم<br />

آلتميش اوچده بولدى عمرمي آخر متام<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

حق مصطفى روحى کيليب بولدى امام<br />

مجله ملك يري آستيده بولدى غالم<br />

کوب يغالدمي حق مصطفى بريدى انعام<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

معراج توىن نور ديدم فرزند ديدی<br />

قولوم توتب امتيم سن امت ديدی<br />

سنتيمىن حمكم توتقيل دلبند ديدی<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

قيامتده يول آداشسنك يولغه ساالى<br />

حممد ديب تشنه بولسنك قولونك آالى<br />

فرزندمي ايلكينك توتوب جنّت كراى<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

اى يارانالر بو سوز ايشتيب شوقيم آرتدى<br />

امّت ديدى ايچ و تاشيم نورکا باتدى<br />

پرتو ساليب ديداريىن حق كورساتدى<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

“Taha” okuyup akşam ve geceler kâim oldum,<br />

Gece namâz gündüzleri oruçlu oldum,<br />

Bu hâl ile yer altında dâim oldum,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

Altmış gece altmış gündüz bir kez yemek,<br />

Tan atana kadar namâz kılıp bir kez selâm,<br />

Altmış üçte oldu ömrüm sonunda tamâm,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte<br />

Hakk Mustafâ rûhu gelip imâm oldu,<br />

Bütün varlık yer altında köle oldu,<br />

Çok ağladım, Hakk Mustafâ müjde verdi,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

Mirâc gecesi “Gözümün nûru evlâd...” dedi,<br />

Elimi tutup “Ümmetimsin ümmet” dedi,<br />

“Sünnetimi sıkı tutasın gönüldaşım” dedi,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

“Kıyâmette yol kaybedersen yola salayım,<br />

Muhammed deyip susamış olsan elini tutayım,<br />

Evladım deyip elini tutup cennete girdireyim.”<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte<br />

Ey dostlar bu sözü işitip şevkim arttı,<br />

“Ümmet” dedi, iç ve dışım nûra battı,<br />

Nûrunu salıp cemâlini Hakk gösterdi<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte<br />

64


ديدار كوروب روحوم اوچوب عرشقه قوندى<br />

موسى صفت وجودالرمي كويوب ياندى<br />

جمنون صفت خيل خويشدين قاجيب تاندى<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

يري آستيده خوارليغ تارتيم كوب مشقت<br />

توشك ياستوق تاشدين قيليب چيكتم حمنت<br />

اى يارانالر بو دنياده يوق فراغت<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

تا مشقت تارمتاغونچه وصلى قيدا<br />

خذمت قيلماى درد حالت بوملس پيدا<br />

جان و دلىن تا قيلمسنك حقّه شيدا<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

يري آستيغه کريدمي ايرسه بيخود بولدوم<br />

كوزوم آچيب مصطفىىن حاضر کوردوم<br />

عاصى جاىف امّتالرىن حالني سوردوم<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

ايا فرزند مندين سورسنك قنی امّت<br />

امّت ديدی کوکسوم توله داغ حسرت<br />

امت اوچن کوب تارته مني حقدين کلفت<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

امّتالرمي يازوقالرين هر مجعه کيچ<br />

آليب كيلكاى يا حممد سني موىن چيچ<br />

تا كه يغالب سجده ايالى تنكريغه کيچ<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

Cemâlini görüp rûhum uçup arşa kondu,<br />

Mûsâ gibi varlığım tutuştu yandı,<br />

Mecnûn gibi eş ve dosttan kaçıp saklandı,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

Yer altında çok eziyet, zorluk çektim,<br />

Döşek yastık taştan yapıp sıkıntı çektim;<br />

Ey dostlar bu dünyada dinlenmek yok,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

Böyle zorluk çekmedikçe vaslı nerde?<br />

Hizmet kılmadan peydâ olmaz hâl derdi,<br />

Cân ve gönlünü kılmadıkça Hakk’a tutkulu,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

Yer altına girmek ile nefsimden geçtim,<br />

Gözümü açınca Mustafâ’yı hâzır gördüm,<br />

İsyân eden, cefâ veren, ümmetlerin hâlini sordum,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte<br />

“Ey evlad benden sorsan ümmet hani,”<br />

“Ümmet” dedi göğsüm dolarak hasret yarası,<br />

“Ümmetim için çok çekiyorum Hakk’dan külfet”<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

“Ümmetlerimin Günâhlarını her Cumâ affet…”<br />

Alıp geleyim ya Muhammed, sen bunu ayır,<br />

“Ta ki ağlayıp secde eyleyim Rabbim affet…”<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

65


هر مجعه کيچ امّتالرىن کناهىىن<br />

آليب کيلكان يا حممد كورکيل موىن<br />

امّتالرينك نيالر قيلور امحد سىن<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

مني ملكدين شرم آلور مني اى امتيم<br />

يراتقاندين قورقمس موسني پست مهتيم<br />

كيچه يامتای طاعت قيلسنك خوش دولتيم<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

يري آستيغه کريدمي دوستالر ىباختيار<br />

امني دينكالر آل اصحاب هم چهار يار<br />

امتالرىن جرمني کيچکيل پروردگار<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

قول خواجه امحد مني دفرتى ثاىن ايتيم<br />

ايكى عامل عشرتالرين مىكا ساتيم<br />

اوملاس بورون جان اچيغني زهرين تاتيم<br />

مصطفىغه مامت توتوب كريدمي منا<br />

“Her Cumâ affet ümmetlerin günâhını…”<br />

Alıp geleyim ya Muhammed sen bunu gör,<br />

Ahmed ümmetlerin neler eyler senin?”<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

“Ben melekten utanç duyarım, ey ümmetim…”<br />

Yaratan’dan korkmaz mısın düşük himmetim,<br />

Gece yatmadan ibâdet etsen hoş devletim,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

Yer altına irâdesiz olarak girdim, dostlar,<br />

“Âmin” deyiniz âl ve ashâb ve çehâr-yâr,<br />

Ümmetlerin suçunu Allah’ım bağışla,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte<br />

Kul Hoca Ahmed ben ‘ikinci defteri’ söyledim<br />

İki âlem eğlencelerini toptan sattım,<br />

Ölmeden önce Cân acısının zehrini tattım,<br />

Mustafâ’ya mâtem tutup girdim ben işte.<br />

‎9‎حکمت<br />

ايا دوستالر حسب حاليم بيان ايالي<br />

نه سبب دين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

چني دردليك كا بو سوزالرين عيان ايالي<br />

اول سبب دين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

9. Hikmet<br />

Ey dostlar hasb-i hâlimi söyleyeyim,<br />

Ne sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim,<br />

Gerçek dertliye bu sözümü bildireyim,<br />

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim.<br />

66


غار ايچينده کيچه کوندوز طاعت قيلدمي<br />

تطوّع مناز اوقوب عادت قيلدمي<br />

هر نه جفا تيكسه آنكا طاقت قيلدمي<br />

اول سبب دين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

غار ايچينده مصطفي ين حاضر كوردوم<br />

سالم قيليب ادب بريله بيخود توردوم<br />

عاصي جايف امت الرين حالني سوردوم<br />

اول سبب دين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

غاركا كريماك رسول هللا سنت الري<br />

طاعت قيلماق حق رسول ين عادتالري<br />

غريب الركا رحم قيلماق شفقت الري<br />

اول سبب دين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

امت بولسنك کيچه کوندوز تينماي ييغال<br />

بغرينك پيشيب اوپكانك تيشيب يوراك دغال<br />

اجل كيلسه مردانه وار بيلينك باغال<br />

اول سبب دين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

بري كون سيين عمرونك بركي بولغاي خزان<br />

اجل كيلماي توبه قيلغيل ايا نادان<br />

شايد سينكا رحم ايالكاي ايزمي يزدان<br />

اول سببدين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

چني دردليكين ايشي ايرور سوز و کداز<br />

کوز ياشي دور حق قاشيده حتفه نياز<br />

کيچه کوندوز تينماي قيلغيل روزه مناز<br />

اول سببدين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

Kâbir içinde gece-gündüz ibâdet eyledim,<br />

Nâfile namâz kılıp adet eyledim,<br />

Her ne cefâ gelse ona dayandım,<br />

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim.<br />

Kâbir içinde Mustafâ’yı hâzır gördüm,<br />

Selâm verip edep ile şaşırıp kaldım,<br />

Âsî-Câfî ümmetlerinin hâlini sordum,<br />

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim.<br />

Kabre girmek Rasûlullah sünnetleri,<br />

İbâdet eylemek Hakk Rasûlü’nün âdetleri,<br />

Garîblere rahmet eylemek şefkatleri,<br />

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim.<br />

Ümmet olsan gece-gündüz dinmeden ağla,<br />

Bağrın pişip ciğerini deşip yürek dağla,<br />

Ecel gelse mertler gibi belini bağla,<br />

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim.<br />

Bir gün senin ömrünün yaprağı sararınca,<br />

Ecel gelmeden tevbe eyle ey câhil ,<br />

Meğer sana rahmet eyleye Azîm Yezdân,<br />

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim.<br />

Gerçek dertlinin işidir söz ve icrâat,<br />

Gözyaşıdır Hakk karşısında niyâz armağanı,<br />

Gece-gündüz dinmeden oruç, namâz kıl,<br />

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim,<br />

67


ايا فرزند امت الرين دردي اورتار<br />

فسق فجور كناه الري تاغ دين آرتار<br />

دين ين قويوب دنيا مالني اوزكا تارتار<br />

اول سببدين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

قول خواجه امحد تكبري ايتيب صحبت باشال<br />

هاي هوس من منليك ين يراق تاشال<br />

سحرالرده چار ضرب اوروب تينماي ايشال<br />

اول سبب دين حقدين قورقوب غاركا كريدمي<br />

Ey evlad ümmetlerin derdi örter,<br />

Yanlış, noksan günâhları dağdan artar,<br />

Dini bırakıp dünyâ mâlını kendine çeker,<br />

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim.<br />

Kul Hoca Ahmed tekbîr deyip sohbete başla,<br />

Hay u heves, ben-benliği uzağa gönder,<br />

Seherlerde dört dövünüp dinmeden çalış,<br />

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim.<br />

‎10‎حکمت<br />

حق تعاىل فضلى بريالن فرمان قيلدى<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

آلتميش اوچده سنتالرين حمكم توتوب<br />

ايشتيب اوقوب بريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

يري اوستيده اوملس بورون تريك اولدوم<br />

آلتميش اوچده سنت ديدى ايشتيب بيلدمي<br />

يري آستيده جانيم بيله قوللوق قيلدمي<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

ايرانالردين فيض و فتوح آالملادمي<br />

يوز يكرمه بيشكا کريدمي بيالملادمي<br />

حق تعاىل طاعتالرين قيالملادمي<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

10. Hikmet<br />

Hakk Teâlâ fazlı ile fermân eyledi,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed,<br />

Altmış üç yaşta sünnetlerini sıkı tutup,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Yer üstünde ölmeden önce diri öldüm,<br />

Altmış üç yaşta sünnet dedi işitip bildim,<br />

Yer altında cânım ile kulluk eyledim,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Erenlerden feyz ve fetih alamadım,<br />

Yüz yirmibeş yaşa girdim bilemedim,<br />

Hakk Teâlâ’ya ibâdelerini kılamadım,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

68


بولغاى مني مو حممدىن خاص امىت<br />

امت ديسه عاصىالرين خوش دولىت<br />

بالدين تاتليغ ايرور منكا بو حمنىت<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

بيزالر اوچون جانالر چيكىت اول حممد<br />

امت بولسنك غم ييمس سني يالغان امت<br />

کيچه کوندوز حاصلالرينك عيش عشرت<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

ايليك ياشده ندا كيلدى اوملك آسان<br />

شرطى اولدور سينده بولسه نور اميان<br />

تانكال بارسنك ديداريغه قيلور مهمان<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

اى مؤمنالر بو دنياىن پاياىن يوق<br />

چني اولورسني هرکيز موىن يالغاىن يوق<br />

كيم بيلمسه و هللا آىن امياىن يوق<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

اصليم تفراق نسليم تفراق برچه دين خوار<br />

باسيب اوتسنك مردار جسميم قيلغوچى عار<br />

کيم عار ايتسه شيطان قومى هوس بار<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

چني ذاکرغه خدا اوزى قيلدى رمحت<br />

تانكال بارسه جنت ايچره بريور خلعت<br />

روز حمشر ديدار كوروب سورگاى دولت<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

Olur muyum Muhammed’in hâs ümmeti,<br />

Ümmet dese âsîlerin hoş devleti,<br />

Baldan tatlıdır bana bu mihneti,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Bizler için cânlar çekti o Muhammed,<br />

Ümmet olsan gâm yemezsin sahte ümmet,<br />

Gece gündüz elde ettikleri yeme-içme ve işret,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Elli yaşda ses geldi ölmek kolay,<br />

Şartı odur sende olsan imân nûru,<br />

Sabahla gitsen Cemâline eyler konuk,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Ey müminler bu dünyânın sonu yok,<br />

Doğru bilirsen aslâ bunun yalanı yok,<br />

Kim bilmese vallahi onun imânı yok,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Aslım toprak, neslim toprak, herşeyden âciz,<br />

Basıp geçsen kirli cismin kılacağı âr,<br />

Kim âr etse şeytân kavmi havası var,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Gerçek zakire Allah kendi eyledi rahmet,<br />

Sabahla varsa cennet içinde verir hilat,<br />

Mahşer günü Cemâl görüp sorunca devlet,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

69


بنده بولسنك حمنت تارتقيل غافل آدم<br />

عاقل ايرسنك غنيمت دور سنكا شولدم<br />

امانت دور عزير جانينك يورمه ىب غم<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

آلتميش اوچده سنت بولدى يريكا كريمك<br />

رسول اوچون ايكى عامل بر باد بريمك<br />

عاشقالرىن سنىت دور تريك اوملك<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

امّت بولسنك ايشتيب جانينك بريمس موسني<br />

مصطفىغه جانينك قربان قيلمس موسني<br />

جان نه بولغاى اميانينكىن بريمس موسني<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

قول خواجه امحد آلتميش اوچده غايب بولدی<br />

ادب ساقالب مصطفىغه نايب بولدى<br />

سلطان بولدى حمنت تارتيب تايب بولدى<br />

ايشتيب اوقوب يريكا كريدى قول خواجه امحد<br />

Kul olsan sıkıntı çek gâfil insân,<br />

Akıllı isen ganîmetdir sana şu dem,<br />

Emânetdir azîz cânın yürüme gamsız,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Altmış üç yaşta sünnet oldu yere girmek,<br />

Rasûl için iki âlem berbât edivermek,<br />

Âşıkların sünnetidir diri ölmek,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Ümmet olsan işitip cânını vermez misin?<br />

Mustafâ’ya cânını kurbân eylemez misin?<br />

Cân ne olacak, imânını vermez misin?<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

Kul Hoca Ahmed altmış üç yaşta gaib oldu,<br />

Edebi koruyup Mustafâ’ya nâib oldu,<br />

Sultân oldu, sıkıntı çekip tayyib oldu,<br />

İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed.<br />

‎11‎حکمت<br />

ايا دوستالر پاك عشقنی قولغه آلدمي<br />

بو دنيانی دمشن توتوب يوردوم منا<br />

يقام توتوب حضرتيغه سيغنيب کيلدمي<br />

عشق بابیده منصور صفت بولدوم منا<br />

11. Hikmet<br />

Ey dostlar temiz aşkını ele aldım,<br />

Bu dünyâyı düşman tutup yürüdüm ben işte.<br />

Yakam tutup Hazret’ine sığınıp geldim,<br />

Aşk kapısında Mansûr gibi oldum ben işte<br />

70


عشق يوليده عاشق بولوب منصور اوتی<br />

بيلني باغالب حق عشقینی حمکم توتی<br />

مالمتالر اهانتالر کوب ايشتی<br />

ای مؤمنالر مني هم منصور بولدوم منا<br />

عاشق منصور انا احلقنی تيلکا آلدی<br />

جربيل کيليب انا احلقنی بريکا ايدی<br />

جربيل کيليب باشنك بري ديب يولغه سالدی<br />

دارکا آسيليب ديدارينی کوردوم منا<br />

منصور کيلکاچ دار ايکيليب اوزی آلدی<br />

باطن کوزی آچوقالری حريان قالدی<br />

پرتو ساليب هللا اوزی نظر قيلدی<br />

وا شوقا ديب ديدارينی کوردوم منا<br />

نيدا کيلدی اوشل دارغه کوب بوغماغيل<br />

حمکم تورغيل هريان باقيب سن آغماغيل<br />

تاشقه آيدی امرمي توتوب سني تيکما کيل<br />

لوح احملفوظ ختته سيده کوردوم منا<br />

اوچ يوز مال يغيليب بتی کوب روايت<br />

شريعت دور مني هم بتای بري روايت<br />

طريقتده حقيقتده حق محايت<br />

باشيم برييب حق سرينی بيلدمي منا<br />

انا احلقنی معنیسنی بيلماس نادان<br />

دانا کرياک بو يولالرده پاک مردان<br />

عاقل قولالر حق يادينی ايدی جانان<br />

جاندين کيچيب جانانهنی سويدوم منا<br />

Aşk yolunda âşık olup Mansûr geçti,<br />

Belini bağlayıp Hakk işini sıkı tuttu,<br />

Melâmetler ihânetler çok işitti,<br />

Ey müminler hem Mansûr oldum ben işte.<br />

Âşîk Mansûr “Enel Hakk’ ı dile getirdi,<br />

Cebrâil gelerek “Enel Hakk”ı beraber söyledi,<br />

Cebrâil gelerek başın ver deyip yola saldı,<br />

Darağacına asılıp cemâlini gördüm ben işte.<br />

Mansûr gelince dârağacı eğilip kendi aldı,<br />

Bâtın gözü açık olanlar hayrân kaldı,<br />

Işık salıp Allah kendisi nazâr eyledi,<br />

Ey sevgili deyip cemâlini gördüm ben işte.<br />

Nidâ geldi o dârağacına: “çok boğma” diye,<br />

“Sıkı dur her yan bakıp, sen ağma”diye,<br />

Taşa dedi: “Emrimi tutup sen değmeyesin”<br />

Levh-i Mahfûz tahtasında gördüm ben işte.<br />

Üç yüz molla yığılıp yazdı çok rivâyet,<br />

Şeriatdır ben de yazayım bir rivâyet,<br />

Tarikatda hakikatda haktır himâye etmek,<br />

Başımı verip Hakk sırrını bildim ben işte.<br />

“Enel Hakk’ın anlamını bilmez câhil,<br />

Bilge gerek bu yollarda, mertler denizi,<br />

Akıllı kullar Hakk yâdına “sevgili” dedi,<br />

Cândan geçip Sevgili’yi sevdim ben işte.<br />

71


اميا قيلدمي دانا بولسه معنی آلسون<br />

قال علمدين بتيب ايدمي نشان قالسون<br />

در و گوهر سوزالرمينی ايچکا سالسون<br />

حالدين ايتيب عاشقالرغه بريدمي منا<br />

ايسيز منصور خوارليق بريله بولدی ادا<br />

بري سوز بريله يارانالردين بولدی جدا<br />

حال تيلني هيچ کيم بيلمس تنکرمي کواه<br />

قانالر يوتوب مني هم کواه بولدوم منا<br />

شاه منصورنی انا احلقی بيجا اميس<br />

يولنی تابقان بيزکا اوخشاش کمراه اميس<br />

هر ناجنسالر بو سوزالردين آکاه اميس<br />

آکاه بولوب بوی خدا آلدمي منا<br />

بري تون سحر غريب منصور کوب يغالدی<br />

پرتو ساليب هللا اوزی رحم ايالدی<br />

آندين سونکره چلنت باقب شراب بريدی<br />

داناالرغه بو سوزالرنی ايدمي منا<br />

نادانالرکا ايسيز سوزوم حيف حکمت<br />

آدم مني ديب بيلني باغالر قانی مهت<br />

دنيا اوچون بري برييغه قيلماس شفقت<br />

ظاملالرکا اسري بولوب اولدمي منا<br />

ظاملالرده حدنه بولغای بيزده کناه<br />

درويشالرنی حلقی مردار اومتس دعا<br />

اول سببدين پادشاه قيلور بيزکا جفا<br />

آيت حديث معنیسيدين ايدمي منا<br />

Îmâ eyledim ârif olsa ibret alsın,<br />

Zâhir ilminden yazıp söyledim işâret kalsın,<br />

İnci-gevher sözlerimi gönlüne koysun,<br />

Hâlden deyip Aşıklara verdim ben işte.<br />

Sâhibsiz Mansûr hor görülmekle tam oldu,<br />

Bir söz ile dostlardan ayrı kaldı,<br />

Kalb hâlini hiç kimse bilmez, Tantanık Rabb’im,<br />

Kanlar yutup ben hem tanık oldum ben işte.<br />

Şeyh Mansûr’un “Enel Hakk”ı yersiz değil,<br />

Yolu bulan bize benzer günâhkâr değil,<br />

Her soysuzlar bu sözlerden haberli değil,<br />

Haberli olup Hakk kokusu aldım ben işte<br />

Bir gece seherde garîb Mansûr çok ağladı,<br />

Işık salıp Allah kendisi rahmet eyledi,<br />

Ondan sonra Kırklar bakarak şarâp verdi,<br />

Bilgelere bu sözleri dedim ben işte<br />

Câhillere değil sözüm, dolu hikmet,<br />

İnsanım deyip belini bağlar, hani himmet?<br />

Dünyâ için birbirine eylemez şefkat,<br />

Zâlimlere esîr olup öldüm ben işte.<br />

Zâlimlerde had ne ola, bizde Günâh,<br />

Dervîşlerin huyu kötü, geçmez duâ,<br />

O nedenle Sultân kılar, bize cefâ,<br />

Âyet hadîs anlamından söyledim ben işte.<br />

72


ظامل اکر جفا قيلسه هللا ديکيل<br />

ايلکينك آچيب دعا ايالب بويون سونکيل<br />

حق دادينكکا يتمس بولسه کله قيلکيل<br />

حقدين ايشتيب بو سوزالرنی ايدمي منا<br />

ظامل اکر ظامل ايالسه منکا يغال<br />

ياشينك ساچيب منکا سيغنيب بيلينك باغال<br />

حرام شبهه ترك ايتبان يورك داغال<br />

ظاملالرکا يوز مينك بال بريدمي منا<br />

ظاملالرنی قربی نيدور مني يراتقان<br />

يراتقاننی منظور قيلمای سني اونوتقان<br />

ميندين کيچيب ظاملالرنی ايلکني توتقان<br />

ظاملالرکا اوزوم رواج بريدمي منا<br />

سينکا جزا يراتقانغه يالبارمادينك<br />

هللا ديبان تونالر توروب اينکرامنادينك<br />

حقيقتدين سوزالر ايتيم ايشتمادينك<br />

ظاملالرنی ايلکيلن اوزون قيلدمي منا<br />

ای بیخرب حقه کونکل يوکورمتادينك<br />

دنيا حرام آندين کونکل ساوومتادينك<br />

نفسدين کيچيب هللا سری تولغامنادينك<br />

بو نفس اوچون زار حريان بولدمي منا<br />

ظاملالرنی شکوه قيلمه ظامل اوزونك<br />

خويونک ريا تأثري قيلمس خلقه سوزونك<br />

دنيا مالني توال بريدمي توميس کوزونك<br />

حريصالرنی سجني ايچره سالدمي منا<br />

Zâlim eğer cefâ eylese “Allah” de,<br />

Elini açıp duâ eyleyip sabreyle,<br />

Hakk yardımına yetmez olsa endişe eyle,<br />

Hakk’dan işitip bu sözleri söyledim ben işte.<br />

“Zâlim eğer zulüm eylese Bana ağla,<br />

Yaşını saçarak Bana sığınıp belini bağla,<br />

Harâm şüphe terk ederek yürek dağla..”<br />

Zâlimlere yüzbin belâ verdim ben işte.<br />

Zâlimlerin yakınlığı nedir Ben Yaradan;<br />

Yaradan’ı aklına getirmeden sen unutan,<br />

Benden vazgeçip zâlimlerin elini tutan…”<br />

Zâlimlere kendim kıymet verdim ben işte.<br />

Sana cezâ, Yaradan’a yalvarmadın,<br />

“Allah” deyip geceleri kalkıp inlemedin,<br />

Gerçeklerden sözler söyledim, işitmedin,<br />

“Zâlimlerin elini uzun kıldım ben işte.”<br />

Ey habersiz Hakk’a gönül yürütmedin,<br />

Dünyâ Harâm, ondan gönül soğutmadın,<br />

Nefsden geçip Allah’a doğru yönelmedin,<br />

Bu nefs için ağlamaklı ve şaşkın oldum ben işte<br />

“Zâlimleri şikâyet etme, zâlim kendin,<br />

Huyun riyâ, etki etmez halka sözün,<br />

Dünyâ mâlını dolu verdim doymaz gözün,<br />

Harîsleri “Siccin” içine saldım ben işte.”<br />

73


لعل لبی جنبش قيليب ايدی سنی<br />

جان دليم امتالرمي کوز روشنی<br />

حقه قللوق مينکا امت بولغان قنی<br />

چني امتنی سينه سينه قويدمي منا<br />

قول خواجه امحد حق سوزينی سوزالب اوتی<br />

عني اليقني طريقتده بوزالب اوتی<br />

علم اليقني شريعتنی سوزالب اوتی<br />

حق اليقني حقيقتدين ايدمي منا<br />

Kızıl dudağı hareketlenip Sen’i söyledi,<br />

Cân ve kalbim ümmetlerinin gözaydınlığı,<br />

“Hakk’a kul, bana ümmet olan hani?”<br />

Gerçek ümmetin sinesine koydum ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed Hakk sözünü söyleyip geçti,<br />

Aynel-yakîn tarikatta bozlayıp geçti,<br />

İlmel-yakîn Şeriatı gözleyip geçti,<br />

Hakkel-yakîn hakikatından söyledim ben işte.<br />

‎12‎حکمت<br />

تعالی هللا عاشقالرکا بريدی عشقني<br />

شاکر بولوب اورتاب يانيب کويدوم منا<br />

ايکی عامل کوزالرميغه خشخاش دانه<br />

کورومندی يالغوز حقنی سويدمي منا<br />

جاندين کيچيب يالغوز حقنی جانغه قوشتوم<br />

اندين سونکره دريا بولوب تولوب تاشتيم<br />

المکاننی سري ايتيبان مقام آشتيم<br />

دنيا عقبني يوز مينك طالق قويدمي منا<br />

حق آلديده عقل کامل دم اوراملاس<br />

عشق شدّتی طغيان قيلسه بري دم تورماس<br />

پروانه ديك اخکر بولور اوزين بيلماس<br />

بو سرالرنی جانانهدين تويدمي منا<br />

12. Hikmet<br />

Allah Teâlâ Aşıklara verdi aşkını,<br />

Şükreden olup tutuşup yandım ben işte,<br />

İki âlem gözlerime haşhaş tanesi,<br />

Görünmedi yalnız Hakk’ı sevdim ben işte.<br />

Cândan geçip yalnız Hakk’ı câna kattım,<br />

Ondan sonra deryâ olup dolup taştım,<br />

Lâmekân-ı seyrederek makâm aştım,<br />

Dünyâ ardında yüzbin talâk koydum ben işte.<br />

Hakk önünde en üstün akıl bile duramaz,<br />

Aşk şiddeti coşsa bir an durmaz,<br />

Kelebek gibi kor hâline gelip kendini bilmez,<br />

Bu sırları Sevgili’den duydum ben işte.<br />

74


طريقتنی يولالرينی عقبهسی کوب<br />

پاك عشقینی قولغه آملای بوملاس يوروب<br />

ديدارينی کورسه بوملاس تون کون اوتوب<br />

هيچ اوخالمای ديدارينی کوردوم منا<br />

طريقتنی يولی قاتيغ طرفه شاشتيم<br />

باشيم قاتی پري مغان سری قاچتيم<br />

پري ايتاکني توتوب باطن کوزين آچتيم<br />

رسوا بولوب يولالر کيزيب يوردوم منا<br />

طريقتنی يولالريدر قاتيغ عذاب<br />

بو يولالرده نيچه عاشق بولدی تراب<br />

عشق يوليغه هرکيم کريسه حالی خراب<br />

ايرنالردين يولنی سوراب يوردمي منا<br />

طريقتنی يولالريدور طرفه اولوغ<br />

روزی قيلکان بنده سيغه بولغای ياوغ<br />

اوچقونیغه طاقت قيلمس يتی متوغ<br />

ای يارانالر عزيز جاندين تويدمي منا<br />

حقيقتنی معنیسیکا يتکان کشی<br />

بيخود بولوب کويوب يانار ايچی تاشی<br />

قانالر آقار کوزالريدين آقار ياشی<br />

کوز ياشيمنی حتفه قيليب باردمي منا<br />

شريعت دور عاشقالرنی افسانهسی<br />

عارف عاشق طريقتنی دردانهسی<br />

قيده بارسه جانانهسی مهخانهسی<br />

بو سرالرنی عرش اوستيده کوردوم منا<br />

Tarîkatın yollarının ötesi çok,<br />

Temiz aşkını ele almadan yürüyüp olmaz,<br />

Cemâlini görse olmaz gece gündüz uyuyup,<br />

Hiç uyumadan Cemâlini gördüm ben işte.<br />

Tarîkatın yolu çetin sonsuz şaştım,<br />

Başım kurudu Pîr-i Kâmil’e kaçtım,<br />

Pîr eteğin tutup bâtın gözünü açtım,<br />

Rezil olup yollar gezip yürüdüm ben işte,<br />

Tarîkatın yollarıdır çetin azâb,<br />

Bu yollarda nice âşık oldu toprak,<br />

Aşk yoluna her kim girse hâli harâb,<br />

Erenlerden yolu sorup yürüdüm ben işte<br />

Tarîkatın yollarıdır sonsuz yüce,<br />

Nasîb kılan kuluna oldu yakın,<br />

Zerresine dayanamâz yedi cehennem,<br />

Ey dostlar azîz Cândan doydum ben işte.<br />

Hakikatın anlamına yeten kişi,<br />

Şaşkın tutuşup yanar içi dışı,<br />

Kanlar akar gözlerinden akan yaşı,<br />

Gözyaşımı armağan eyleyip vardım ben işte.<br />

Şeriattır âşıkların efsânesi,<br />

Ârif âşık tarikatın inci tanesi,<br />

Nereye gitse Sevgili’si, evdeşi,<br />

Bu sırları arş üstünde gördüm ben işte.<br />

75


حمبتنی باغني کيزمای عاشق بوملس<br />

خوارلق زارلق تارمتاکوجنه نفسينک اوملس<br />

بري قطرهغه قانع بوملای اول در بوملس<br />

قانع بولوب خاص گوهرين آلدمي منا<br />

عشق اوتيغه کويکان عاشق رنکی اوچار<br />

عقبی سری جدل قيليب موندين کوچار<br />

مونده بولغان کرهالرنی آندي آچار<br />

رسول دنيا جيفه ديدی قويدوم منا<br />

حقيقتليق عاشقالرنی رنکی سينوق<br />

آيينهغه نظر قيلسه آندين تانوق<br />

اوزی حريان کونکلی ويران کوزی ياشلوق<br />

قدريتغه حريان بولوب قالدمي منا<br />

هللا ايدی کوب يغالسنك کورکونك مينی<br />

زاری قيلسنك بندم ديبان ايتغوم سنی<br />

جاندين کيچيب مينی استار عاشق قنی<br />

اهلام کيلدی چني قوالقغه آلدی منا<br />

چني کونکلده کويکانالرکا ديدار عطا<br />

يلغان عاشق يولغه کريسه مهه خطا<br />

چني عاشقنی کوزی ياشليغ قدّی دوتا<br />

دوتا بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

حقيقتليغ چني عاشقغه حتفه بريکوم<br />

روز حمشر نچوک سن ديب حالني سورکوم<br />

شفيع بولوب شفاعتنی اوزوم قيلغوم<br />

رمحتنکدين اميد توتوب کيلدمي منا<br />

Aşkın bağını gezmeden âşık olunmaz,<br />

Hakirlik-ağlamaklık çekmedikçe nefsin ölmez,<br />

Bir damlaya râzı olmadan o inci olmaz,<br />

Râzı olup hâs cevherinden aldım ben işte.<br />

Aşk ateşine yanan âşığın rengi uçar,<br />

Âhirete doğru çekip alıp burada geçer,<br />

Burada olan düğümlerini orada açar,<br />

Rasûl dünyâ leştir dedi bıraktım ben işte.<br />

Gerçek âşıkların rengi soluk,<br />

Aynaya göz atsa ondan parlak,<br />

Özü hayrân gönlü vîrân gözü yaşlı,<br />

Kudretine hayrân olup kaldı ben işte.<br />

Allah dedi “Çok ağlasan göresin Beni,<br />

Ağlayıp inlesen kulum deyip söyleyim seni,<br />

Cândan geçip beni isteyen âşık hani...”,<br />

İlhâm geldi gerçek kulağa aldım ben işte.<br />

Gerçek gönülde yananlara Cemâl armağan,<br />

Yalancı âşık yola girse herşey hatâ,<br />

Gerçek âşığın gözü yaşlı bedeni bükük,<br />

Bükük olup yer altına girdim ben işte.<br />

Hakikatli gerçek âşığa armağan vereyim,<br />

Mahşer günü ‘‘Nasılsın’’ deyip hâlini sorayım,<br />

Şefâatçi olup şefâati kendim kılayım,<br />

Rahmetinden ümîd tutup geldim ben işte.<br />

76


قول خواجه امحد حق يادينی آيغيل مدام<br />

حقدين قورقوب تينمای يغال علی الدوام<br />

مناز اوقوب روزه توتوب هر صبح شام<br />

مونداغ قيليب مرادميغه يتيم منا<br />

Kul Hoca Ahmed Hakk zikrini söyle dâimâ,<br />

Hakk’dan korkup dinmeden ağla boyuna,<br />

Namâz kılıp oruç tutup her sabâh akşam,<br />

Böyle yapıp murâdıma erdim ben işte.<br />

‎13‎حکمت<br />

اول قادرمي قدرت برالن نظر قيلدی<br />

خرّم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

غريب بندهنك بو دنيادين سفر قيلدی<br />

حمرم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

ذاکر بولوب،‏ شاکر بولوب حقنی تابتيم<br />

دنيا عقبی حرام قيليب ينچيب تيفتيم<br />

شيدا بولوب رسوا بولوب جاندين اوتّيم<br />

بیغم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

شوملوغوم دين تاغ تاشالر سوکتی مينی<br />

فصيح تيلده سوکوب ايدی حتفنک قانی<br />

عاشق بولسنگ اوّل باريب حقنی تانی<br />

مرهم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

سيزنی بيزنی حق يراتی طاعت اوچون<br />

ای بوالعجب ايچمك ييمك راحت اوچون<br />

قالوا بلی ديدی روحوم حمنت اوچون<br />

ادهم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

13. Hikmet<br />

O Kâdir’im kudret ile nazar eyledi,<br />

Mutlu olup yer altına girdim ben işte.<br />

Garîb kulun bu dünyâdan göç eyledi,<br />

Mahrem olup yer altına girdim ben işte.<br />

Zikreden olup, şükreden olup Hakkı buldum;<br />

Dünyâ, âhiret harâm eyleyip vurup teptim;<br />

Tutkun olup, rezil olup cândan geçtim;<br />

Gamsız olup yer altına girdim ben işte.<br />

Kötülüğümden dağlar, taşlar çekiştirdi beni,<br />

Açık dilde çekiştirip dedi armağanın hani?<br />

Âşîk olsan, önce varıp Hakk’ı tanı,<br />

Mahrem olup yer altına girdim ben işte.<br />

Sizi, bizi Hakk yarattı ibâdet için;<br />

Ey acâip, içmek, yemek, râhat için;<br />

“Kâlû belâ” dedi rûhum sıkıntı için;<br />

Edhem olup yer altına girdim ben işte.<br />

77


نفسيم مينی کوب يوکورتی حقّه باقمای<br />

کيچه کوندوز بیغم يوردوم ياشيم آقمای<br />

های هوس ما و مننی اوتقه ياقمای<br />

پرغم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

قلنی کورسم قلی بولوب خذمت قيلسام<br />

تفراق صفت يول اوستيده يولی بولسام<br />

عاشقالرنی کويوب اوچکان کولی بولسام<br />

مهدم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

جاندين کيچيب حمنت تارتيم بندم ديدی<br />

قانالر يوتوب هللا ديدمي رحم ايالدی<br />

دوزخ ايچره قاملسون ديب غميم يدی<br />

خرم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

ياشيم يتی آلتميش اوچکا بر کونچه يوق<br />

وا دريغا حقين تامبای کونکلوم سنوق<br />

يري اوستيده سلطان مني ديب بولدوم اولوق<br />

شاکر بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

شيخ مني ديبان دعوی قيليب يولده قالدمي<br />

فَشُ‏ دستار پوجك پلغه ساتيب کيلدمي<br />

نفسيم مينی هوا قيلدی يولده قالدمي<br />

بيدم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

باشيم تفراق اوزوم تفراق جسميم تفراق<br />

حق وصلیکا يتارمني ديب روحوم مشتاق<br />

کويدمي ياندمي بوالملادمي هرکز آفاق<br />

شبنم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

Nefsim beni çok yürüttü, Hakk’a bakmadan;<br />

Gece gündüz gamsız yürüdüm, yaşı akmadan;<br />

Hay u heves, ben-benlik ateşe yakmadan;<br />

Gamla dolu olup yer altına girdim ben işte.<br />

Kulu görsem, kulu olup hizmet eylesem,<br />

Toprak gibi yol üstünde yolu olsam,<br />

Âşıkların yanıp uçuşan külü olsam,<br />

Hemdem olup yer altına girdim ben işte.<br />

Cândan geçip sıkıntı çektim, kulum dedi;<br />

Kanlar yutup “Allah” dedim, rahmet eyledi;<br />

Cehennem içinde kalmasın deyip gamımı çekti,<br />

Mutlu olup yer altına girdim ben işte.<br />

Yaşım ulaştı yirmi üçe, bir gün kalmadı,<br />

Vah ne yazık, Hakk’ı bulamayıp gönlüm kırık,<br />

Yer üstünde sultânım deyip oldum ulu,<br />

Şükreder olup yer altına girdim ben işte.<br />

Şeyhim diyerek iddia eyleyip yolda kaldım;<br />

Fes ve sarığı değersiz pûla satıp geldim;<br />

Nefs ve hevâ azdı, yorulup kaldım<br />

Huzûrsuz olup yer altına girdim ben işte.<br />

Başıp toprak, kendim toprak, cismim toprak;<br />

“Hakk vuslatına ererim” diye, rûhum hevesli<br />

Tutuştum yandım, olamadım aslâ tertemiz<br />

Şebnem olup yer altına girdim ben işte.<br />

78


پري مغان نظر قيلدی شراب ايچتيم<br />

شبلی ينکليغ مساع اوروب جاندين کيچتيم<br />

سرمست بولوب ايل خلقدين تانيب قاچتيم<br />

زمزم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

قل خواجه امحد ناصح بولسنك اوزونککا بول<br />

عاشق بولسنك جاندين کيچيب بري يولی اول<br />

نادانالرکا ايسنك سوزونك قيلمس قبول<br />

حمکم بولوب يري آستيغه کريدمي منا<br />

Pîr-i Kâmil nazar eyledi, şarâp içtim;<br />

Şiblî gibi semâ vurup cândan geçtim;<br />

Sarhoş olup il ve halktan çekinip kaçtım<br />

Zemzem olup yer altına girdim ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed, öğüt verici olsan, kendine ol;<br />

Âşîk olsan, cândan geçip bir kerecik öl,<br />

Câhillere desen, sözünü eylemez kabûl;<br />

Muhkem olup yer altına girdim ben işte.<br />

‎14‎حکمت<br />

آيا دوستالر نادان بريال الفت بولوب<br />

بغرمي كويوب جاندين تويوب اولدوم منا<br />

توغرى ايتسام ايگرى يولغه بوينني تولغار<br />

قانالر يوتوب غم زهريغه تويدوم منا<br />

نادان بريله اوتكان عمرينك نار سقر<br />

نادان بارسه دوزخ اندين قيلغاى حذر<br />

نادان بريله دوزخ سارى قيلمانك سفر<br />

ناذان ايچره خزان ينكليغ سولدوم منا<br />

دعا قيلنك نادانالرىن يوزين کورماى<br />

حق تعاىل رفيق بولسه بري دم تورماي<br />

بيمار بولسه نادانالرىن حالني سورماي<br />

نادانالردين يوز مينك جفا کوردوم منا<br />

14. Hikmet<br />

Ey dostlar câhil ile yakın olup,<br />

Bağrım yanıp Cândan doyup öldüm ben işte,<br />

Doğru söylesem eğri yola boynumu çeker,<br />

Kanlar yutup gâm zehrine doydum ben işte.<br />

Câhil ile geçen ömrüm nar sakar,<br />

Câhil olsan cehennem ondan çekinir,<br />

Câhil ile cehenneme doğru kılmayın sefer,<br />

Câhiller içinde yaprak gibi soldum ben işte.<br />

Duâ edin câhillerin yüzünü görmeyim,<br />

Hakk Teâlâ refîk olsa bir dem durmayayım,<br />

Hasta olsa câhillerin hâlini sormayayım,<br />

Câhillerden yüz bin cefâ gördüm ben işte.<br />

79


داد ايالسام حق دادميکا يتارموکني<br />

کوکسومداکي زنکارالرمي کيتارموکني<br />

مهه نادان بو عاملدين کيتارموکني<br />

نادانالردين يوز مينك جفا کوردوم منا<br />

حق وصليين ايزالب تاپماي حريانه من<br />

تينماي يغالب کونکلي بوزوق ديوانه من<br />

حاليم سورسانک من طالب جانانه من<br />

جانان ايزالب فنا بولوب کيلدوم منا<br />

يري آستيغه قاچيب کريدمي نادانالردين<br />

ايلكيم آچيب دعا تيالب مردانالردين<br />

غريب جانيم يوز تصدق داناالردين<br />

دانا تامبای يري آستيغه كريدمي منا<br />

نادانالرىن ميندين سورمه کوکسوم چقه<br />

حقدين قورقوب مامت قورسم کوالر قهقه<br />

اغزى آچوق نفسى اولوق مثل لقه<br />

نادانالردين قورقوب سينكا کيلدمي منا<br />

طمع قيلمه نادانالردين قدرينك بيلمس<br />

ظلمت ايچره يول اداشسنك يولغه ساملس<br />

بوينونك قشيب زارى قيلسنك قولونك آملس<br />

نادانالرىن شكوه ايالب كيلد.م منا<br />

اوّل آخر خوبالر كيىت قالدمي يالغوز<br />

نادانالردين ايشتمادمي بري خيشى سوز<br />

دانا كيىت نادان قالدى يدمي افسوس<br />

يولين تامباى حريان بولوب قالدمي منا<br />

Haykırsam Hakk imdâdıma yetişir mi ki?<br />

Göğsümdeki paslarım gider mi ki?<br />

Bütün câhiller bu âlemden gider mi ki?<br />

Câhillerden yüz bin cefâ gördüm ben işte<br />

Hakk vuslatını arayıp bulmadan hayrâneyim,<br />

Durmadan ağlayıp gönlü harâb divâneyim,<br />

Hâlimi sorsan ben Sevgili’nin tâlibiyim,<br />

Sevgili arayıp yok olup geldim ben işte.<br />

Yer altına kaçıp girdim câhillerden,<br />

Elim açıp duâ isteyib merd kişilerden,<br />

Garîb cânım yüz tasadduk bilgelerden,<br />

Bilge bulmayıp yer altına girdim ben işte.<br />

Câhilleri benden sorma göğüsüm çıka,<br />

Hakk’dan korkup yas tutsam güler kahkahayla,<br />

Ağzı açık nefsi ulu misli lakka,<br />

Câhillerden korkup Sana geldim ben işte.<br />

Birşey umma câhillerden kadrini bilmez,<br />

Karanlık içinde yol şaşırsan yola salmaz.<br />

Boyun büküp yalvarsan elini tutmaz,<br />

Câhilleri şikayet ederek geldim ben işte.<br />

Önce-sonra iyiler gitti kaldım yalnız,<br />

Câhillerden işitmedim bir güzel söz,<br />

Bilge gitti câhil ler kaldı çektim üzüntü,<br />

Yolu bulamayıp şaşkın olup kaldım ben işte.<br />

80


داغ هجران ايزدى بغرمي قاىن دردمند<br />

دانا تفراق نادانالرىن كوكسي بلند<br />

آيت حديث بيان قيلسام قيلمس پسند<br />

كوكسوم تشينك درد و غمکا تولدمي منا<br />

درد و حالت طغيان قيلدى بارمو طبيب<br />

عرض حاليم منكا ايتاى يالغوز حبيب<br />

برچه طالب اولوش آلدى من ىبنصيب<br />

اولوش استاب دوتا بولوب كيلدمي منا<br />

خامنانينك ترك ايالبان اولوش آلكيل<br />

اى بيخرب دنيا ايشني آرقه سالكيل<br />

هللا سخى لطفني كوروب حريان قالكيل<br />

كورار من ديب فنا بولوب كيلدمي منا<br />

من دفرتی ثاىن ايدمي سزکا يادكار<br />

ارواحيمدين مدد تيالب اوقونك زينهار<br />

دعا قيالى واصل قيلسون پرواردکار<br />

رمحن ايكام عرض ايتكاىل کيلدمي منا<br />

حكمتيمدين هبره آلغان کوزکا سورسون<br />

اخالص برالن کوزکا سورتوب ديدار كورسون<br />

شرطى اولدور رياضتغه بويون سونسون<br />

جانالر چيکيب جانانهىن کوردمي منا<br />

ديدار اوچون گدا بولدمي امني دينكالر<br />

ای طالبالر حاليم کوروب غميم ينكالر<br />

يولده قالغان قول امحدكا يول بريينكالر<br />

يولىن ايزالب گدا بولوب کيلدمي منا<br />

Ayrılık yarası ezdi bağrımı hani dert ortağı,<br />

Bilge toprak, câhillerin göğüsü yüksek,<br />

Âyet, hadîs beyân etsem beğenmez,<br />

Göğsümü deşiniz derd ve gama doldum işte.<br />

Derd ve hâlet azıp coştu var mı tabîb<br />

Arz-ı hâlim sana söyleyim sadece Sevgili,<br />

Bütün tâlipler pay aldı ben nasipsiz,<br />

Pay isteyip iki büklüm olup geldim ben işte.<br />

Evini-barkını terk eyleyip pay al,<br />

Ey habersiz dünyâ işini geriye koy,<br />

Allah sahi lütfunu görüp hayrân kal,<br />

Görürüm deyip yok olup geldim ben işte.<br />

Ben ikinci defteri dedim size yâdigâr,<br />

Rûhumdan meded isteyip okuyun zinhâr,<br />

Duâ eyledim Vâsıl eylesin Allah,<br />

Rahmân Mâlikim arz etmeğe geldim ben işte.<br />

Hikmetimden nasîb alan göze sürsün,<br />

İhlâs ile göze sürüp Cemâl görsün,<br />

Şartı odur riyâzete boyun sunsun,<br />

Cânlar geçip Sevgili’yi gördüm ben işte.<br />

Cemâl için dilenci oldum âmîn deyiniz,<br />

Ey tâlipler hâlimi görüp gamımı yeyiniz,<br />

Yolda kalan Kul Ahmed’e yol veriniz,<br />

Yolu arayıp dilenci olup geldim ben işte.<br />

81


قول خواجه امحد گدا بولسنك حقه بولكيل<br />

باشينك برله ايرانالرکا خذمت قيلكيل<br />

نظر تابسنك حلقه قوروب صحبت قيلكيل<br />

حلقه ايچره آگاه بولوب توردوم منا<br />

Kul Hoca Ahmed dilenci olsan Hakk’a ol,<br />

Başın ile erenlere hizmet kıl,<br />

İlgi bulursan halka kurup sohbet kıl,<br />

Halka içinde âgâh olup durdum ben işte.<br />

‎15‎حکمت<br />

فاذکروا هللا كثريا ديب آيت كيلدى<br />

ذکرين ايتيب زارى قيليب يوردوم منا<br />

ديداريىن عاشقالرکا وعده قيلدى<br />

عشق يوليده جانيم برييب يوردوم منا<br />

چني عاشقىن هللا سويوب بندم ديدى<br />

ارا يولده قاملسون ديب غميم ييدى<br />

يالغانچىالر ديدارميىن کورمس ديدى<br />

عشق بابيده حمكم بولوب توردوم منا<br />

عاقل ايرسنك گورستاندين خرب آلغيل<br />

من هم شونداغ بولورمن ديب عربت آلغيل<br />

موتوا قبل ان متوتوا كا عمل قيلغيل<br />

بو حديثىن فكر ايالبان اولدمي منا<br />

خرب بريور فَليَضحَکوا قليال ديب<br />

ينه ايتور وليبكوا كثريا ديب<br />

بو آيتنی معنيسىکا عمل قيل ديب<br />

بو دنياده هيچ كوملايني يوردوم منا<br />

15. Hikmet<br />

Allah’ı çok zikredin” diye Âyet geldi,<br />

Zikrin deyip ağlayıp yürüdüm ben işte.<br />

Cemâlini Aşıklara vaad etti,<br />

Âşîk yolunda cânım verip yürürdüm ben işte.<br />

Sağlam âşıkı Allah sevip kulum dedi,<br />

Ara yolda kalmasın deyip tasasını çekti,<br />

Yalancılar cemâlimi görmez dedi,<br />

Aşk kapısında sağlam olup durdum ben işte.<br />

Akıllı isen kabristandan haber al,<br />

Ben de şunlar gibi olmam deyip ibret al,<br />

“Ölmeden önce ölünüz”e göre amel eyle,<br />

Bu hadîsi fikreyleyip öldüm ben işte.<br />

Haber verir “felyedhakû kalîlen” diye,<br />

Yine der “ve’l-yebkû kesîran” diye,<br />

Bu âyetini anlamına göre amel eyle diye,<br />

Bu dünyada hiç gülmeden yürüdüm ben işte.<br />

82


عملسيزالر قهقه کولور خرم يورور<br />

فرماىنغه بويون سونغان پرغم يورور<br />

کيچه کوندوز ديدهالرى پُرمن يورور<br />

كوز ياشمىن دريا قيليب يوردوم منا<br />

نفسدين کيچوب چني عاشقلر هللا ديدى<br />

سحر توروب چهارضرب اوروب كوزين اويدی<br />

رحم ايالبان هللا اوزى نظر سالدى<br />

آندين سونكره دريا بولوب تاشتيم منا<br />

ظامل نفسيم هيچ قوميايني اوتقه سالدى<br />

وجودالرمي اوز اوزيدين كويوب ياندى<br />

مشرکالرىن امياينىن شيطان آلدى<br />

اعوذ باهلل بسم هللا ديب يوردمي منا<br />

منافقالر دوزخ ايچره كويوب يانغاى<br />

اميان ايلتكان خالص بولوب يانيب چيقای<br />

اميانسيزالر اوّل آخر کويوب يانغاى<br />

اوغانيمدين اميان تيالب يوردمي منا<br />

نفسيمنی هوا قيلدى طرفه شاشتيم<br />

باشيم آليب پري مغان سرى قاچتيم<br />

قول خواجه امحد عقبهالردين يليب آشتيم<br />

اوچقان قوشديك المكانغه آشتيم منا<br />

Amelsizler kahkahayla güler şen yürür,<br />

Fermânına boynunu sunan gamla dolu yürür,<br />

Gece gündüz gözleri yaş dolu yürür,<br />

Gözyaşım deryâ eyleyip yürüdüm ben işte.<br />

Nefsden geçip sağlam âşıklar Allah dedi,<br />

Seher turup dört dövünüp gözünü oydu,<br />

Rahmeyleyip Allah özü nazar eyledi,<br />

Ondan sonra deryâ olup taştım ben işte.<br />

Zâlim nefsim hiç bırakmadan ateşe attı,<br />

Vücûdum kendi kendine tutuşup yandı,<br />

Müşriklerin imânını Şeytân aldı,<br />

Eûzubillah bismillah deyip yürüdüm ben işte.<br />

Münâfıklar cehennem içinde tutuşup yanınca,<br />

İmân eden Hâlis olup yanıp çıkınca,<br />

İmânsızlar önce sonra tutuşup yanınca,<br />

Allahımdan imân dileyip yürüdüm ben işte.<br />

Nefsim benim hevâ kıldı tafta şaştım,<br />

Başım alıp Pîr-i Kâmil tarafına kaçtım,<br />

Kul Hoca Ahmed ötelerden geçip aştım,<br />

Uçan kuş gibi Lâmekân’a aştım ben işte.<br />

83


‎16‎حکمت<br />

وا دريغا نچوك قيلغوم غريبليغده<br />

غريبليغده غربت ايچره قالدمي منا<br />

خراسان و شام و عراق نيت قيلوب<br />

غريبليغىن كوب قدريىن بيلدمي منا<br />

نهالر كيلسه كورمك کرياك اول خدادين<br />

يوسفىن آيرديالر اول کنعاندين<br />

توغغان يريمي اول مبارك ترکستاندين<br />

بغرميه تاشىن اوروب کيلدمي منا<br />

غربت تيكدى مصطفىديك ايرانالرغه<br />

اوتوز اوچ مينك صحابه هم يارانالرغه<br />

ابوبكر عمر عثمان مرتضىغه<br />

غربت تيکدى آالرکا ايغوم منا<br />

غربت تيكسه پخته قيلور کوب خامالرىن<br />

دانا قيلور هم خاص قيلور کوب عامالرىن<br />

كيار كري تون تابسه ييور طعامالرىن<br />

آنينك اوچون تركستانغه کيلدمي منا<br />

غريبليغده يوز ييل تورسه ايرور مهمان<br />

ختت و خبت بوستانالرى ايرور زندان<br />

غريبلقده قول بولدى اول حممود سلطان<br />

اى يارانالر غربت ايچره کويدمي منا<br />

غريبليغده آرسالن بابام ايزالب تابىت<br />

هر سر کوروب پرده برله بو كوب يابىت<br />

حبمد هللا كوردوم ديدي ايزمي اوبىت<br />

اوشبو سرنی کوروب حريان قالدمي منا<br />

16. Hikmet<br />

Vah ne yazık, nasıl eyleyim Garîblikte,<br />

Garîblikte gurbet içinde kaldım ben işte.<br />

Horasan ve Şam ile Irak’a niyet eyleyip,<br />

Garîbliğin çok değerini bildim ben işte.<br />

Neler gelse, görmek gerek O Huda’dan;<br />

Yûsuf’unu ayırdılar o Ken’ân’dan;<br />

Doğduğum yer o kutlu Türkistân’dan,<br />

Bağırıma taşı vurup geldim ben işte.<br />

Gurbet değdi Mustafâ gibi erenlere,<br />

Otuz üç bin Sahâbe ve arkadaşlara,<br />

Ebû Bekir, Ömer, Osmân, Murtaza’ya<br />

Gurbet değdi onlara hem, söyleyeyim ben işte.<br />

Gurbet değse, pişkin eyler çok hamları,<br />

Bilge eyler, hem seçkin eyler çok sıradanları,<br />

Giyer çul elbise, bulsa yer yemekleri,<br />

Onun için Türkistan’a geldim ben işte.<br />

Garîblikte yüz yıl dursa, misâfirdir,<br />

Tahtı, bahtı, bağları zindândır,<br />

Garîblikte kul oldu o Mahmûd Sultân;<br />

Ey arkadaşlar, gurbet içinde yandım ben işte.<br />

Garîblikte Arslan Baba’m arayıp buldu;<br />

Gördüğü sırları perde ile sarıp örttü;<br />

“Allah’a hamd olsun, gördüm,” dedi, izimi öptü;<br />

Bu sırları görüp hayrân kaldım ben işte.<br />

84


آرزوليق من قرينداشليغ واليتغه<br />

اولوغ بابام روضهسى آق تربتغه<br />

بابامىن روحى سالدى بو غربتغه<br />

هيچ بيلمامسن نچوك تقصري قيلدمي منا<br />

قول خواجه امحد سوزالكاىن حقىن يادى<br />

ايشيتماكان دوستالريغه قالسون پندى<br />

غربتالنيب اوز شهريغه قيته ياندى<br />

ترکستانده مزار بولوب قالدمي منا<br />

Arzuluyum akrabalık ve dostluğa,<br />

Ulu babamın türbesi o Ak Türbe’ye,<br />

Babamın rûhu saldı beni bu gurbete;<br />

Hiç bilmem, nasıl kusur eyledim ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed, söylediği Hakk’ın yâdı,<br />

İşitmeyen dostlarına kalsın öğüdü,<br />

Gurbete düşüp öz şehrine döndü yine,<br />

Türkistan’da mezar olup kaldım ben işte..<br />

‎17‎حکمت<br />

کونكل كوزى يارومتاين طاعت قيلسه<br />

دركاهيكا مقبول اميس بيلدمي منا<br />

حقيقتده بو سوزالرىن پاك اوركانب<br />

المكانده حقدين سبق آلدمي منا<br />

بري و بارمي سبق بريدى پرده آچيب<br />

يري و كوکده توراملادى شيطان قاچيب<br />

عشرت قيليب وَحدت مىدين تويا ايچيب<br />

المكانده حقدين سبق آلدمي منا<br />

مونده جغا چيكانالرغه ديدار ختت<br />

روز حمشر عطا قيلكاى هم ختت خبت<br />

يراتقانده قيلكان اوزى عاشقّه عهد<br />

المكانده حقدين سبق آلدمي منا<br />

17. Hikmet<br />

Gönül gözünü ışıldatmadan ibâdet eylese,<br />

Dergâhına makbûl değil, bildim ben işte.<br />

Hakikatten bu sözleri temiz öğrenip,<br />

Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.<br />

Bir ve Var’ım dersler verdi perde açıp;<br />

Yer ve gökte duramadı şeytân kaçıp;<br />

Şölen eyleyip, vahdet meyinden doyasıya içip,<br />

Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.<br />

Aşk makâmı türlü makâm, aklın ermez,<br />

Baştan ayağa zorluk, cefâ, sıkıntı gitmez;<br />

Melâmetler, ihânetler eylese, geçmez;<br />

Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.<br />

85


کو زالرميدين قانالر توکوب ياد ايتمدمي<br />

يوز مينك تورلوك حمنت سالدينك داد ايتمدمي<br />

سندين قورقوب خسته كونكلوم شاد ايتمدمي<br />

المكانده حقدين سبق آلدمي منا<br />

هللا دردی ساتقون ايرمس ساتيب آلسنك<br />

پري مغان خدمتيده خاك بوملسنك<br />

حق يوليغه کرييب بوملس پاك بوملسنك<br />

المكانده حقدين سبق آلدمي منا<br />

عشق پادشاه عاشق فقري دم اوراملس<br />

حقدين رخصت بوملكونچه سوزال ياملس<br />

حق پنديىن آلغان دنيا ايزال ياملس<br />

المكانده حقدين سبق آلدمي منا<br />

قول خواجه امحد ييىت ياشده سبق آلدمي<br />

سيكزميده دنيا عقبني طالق قويدمي<br />

توقوزومده خداميىن حاضر بيلدمي<br />

المكانده حقدين سبق آلدمي منا<br />

Gözlerimden kanlar döküp yâd etmedim;<br />

Yüz bin türlü sıkıntıya koydun, feryâd etmedim,<br />

Senden korkup hasta gönlümü şâd etmedim,<br />

Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.<br />

Allah derdi satılık değildir, satıp alsan;<br />

Pîr-i Kâmilhizmetinde toprak olmasan;<br />

Hak yoluna girmek olmaz, temiz olmasan;<br />

Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.<br />

Aşk pâdişâh, âşık fakîr, nefes alamaz;<br />

Hak’tan izin olmadıkça konûşamaz;<br />

Hak öğüdünü alan dünyâ arayamaz,<br />

Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed, yedi yaşta dersler aldım;<br />

Sekizimde dünyâ tasasını terk eyledim;<br />

Dokuzumda Huda’mı hâzır bildim;<br />

Lâmekân’da Hakk’tan dersler aldım ben işte.<br />

‎18‎حکمت<br />

خوش غايب دين يتوشت خيشي سوزوم تربّك<br />

عاشق بولسنك اي طالب رياضت ده بيلينك بوك<br />

تونكيچه الر اوخالماي ياش اورين غه قانينك توك<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

18. Hikmet<br />

Hoş gâipten yetişti, güzel sözüm teberrük;<br />

Âşîk olsan ey tâlip, riyâzette belini bük.<br />

Geceleri uyumayıp yaş yerine kanını dök;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük<br />

86


ارسالن بابام ايديالر طالب الرده يوق اخالص<br />

پريينك حاضر بولغانده نه حاجت خضر و الياس<br />

پريغه قدم قويغانده يا ايتمه غوث الغياث<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

طالب من ديب ايتورالر وهللا باهلل ناانصاف<br />

ناحمرم غه باقارالر كوزالريده يوق انصاف<br />

كيشي مالني ييورالر چون دل الري امياس صاف<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

پري خذمتني قيلدوق ديب طالب مني ديب يورارالر<br />

يييب حرام حريش ين کولباريغه اورارالر<br />

کوزالريده مني يوق حلقه ايچره کريارالر<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

ذاكر مني ديب زور اورار چيقماس كوزيدين ياشي<br />

دل الريده غمي يوق ناکه آغريغاي باشي<br />

مكر و حيله قيلورالر معلوم خداغه ايشي<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

طالب مني ديب ايتورالر کونکليده يوق ذره نور<br />

چني طالب ين سورسنكيز ايچي تاشي گوهردور<br />

حقه عيان سرالري ييميش الري صفا نور<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

صورتالري صويف نقش قيامت دين قورقماس الر<br />

فسق فجور حاصلي کناه الردين هورکماس الر<br />

ايا تسبيح ايلکينده ييغالب ياشني توکماس الر<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

Arslan Baba’m dediler; tâliplerde yok ihlâs;<br />

Pîrin hâzır olduğunda ne gerek Hızır İlyâs?<br />

Pîr’e adım attığında anmayın Gavsu’l-gıyâs;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

“Tâlibim” deyip söylerler, vallah, billah insâfsız<br />

Nâmahreme bakarlar, gözlerinde yok insaf;<br />

Kişi mâlını yerler, çünkü gönülleri değil sâf,<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

“Pîr hizmetini kıldık”deyip “tâlibim”deyip yürürler;<br />

Yiyip Harâm, mekruhu, torbalarına vururlar,<br />

Gözlerinde yaş yok, halka içine girerler,<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Zâkirim deyip ağlar, çıkmaz gözünden yaşı;<br />

Gönüllerinde gamı yok, her an ağrıya başı;<br />

Oyun-hile kılarlar, mâlum Hudâ’ya işi;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Tâlibim deyip söylerler, gönlünde yok zerre nûr;<br />

Gerçek tâlibi sorarsanız, içi dışı gevher-inci,<br />

Hakk’a açık sırları, yedikleri safâ-nûr,<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Görünüşü sûfiye benzer, kîyâmetten korkmazlar;<br />

Günâh ve harâm hâsılı, günâhlardan ürkmezler,<br />

Riyâ tesbîhi elinde, ağlayıp yaşını dökmezler;<br />

Arslan Babam sözlerini işitiniz teberrük.<br />

87


ايا تسبيح ايليکينده زنار خيشي بيلسنکيز<br />

حق رضاسي بو تورور عشق سوداسني قيلسنکيز<br />

عشقني آليب حمشرده رسوا بولوب تورسنکيز<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

عشقه قدم قويغانالر حق ديدارين كورارالر<br />

موسي صفت حمشرده حق دين سؤال سورارالر<br />

سرمست بولوب وصليده هو ذكريين قورارالر<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

انشاء هللا ايتکان ين حقدين تيالب آلورمني<br />

شيطان يوليدين آليب حق يوليغه سالورمني<br />

مدد قيلسه مصطفي کناه الرين تيالرمني<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

ارسالن باب ين سورسنكيز پيغمربغه اعتبار<br />

صحابه الر اولوغي خاص بندهء كردکار<br />

ياتقان يريي نامهوار بر کازهء خوار زار<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

چهارشنبه کون ايشيتيب ناگاه حضرت بارديالر<br />

ارسالن باب ين اوي غه اولكون مهمان بولديالر<br />

ياتكان يري نامهوار کوروب حريان قالديالر<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

اول حممد مصطفي توروب دعا قيلديالر<br />

مالئك الر آمني ديب ايلکني آچيب تورديالر<br />

شونداغ امت بريدينك ديب حق شکريين قيلديالر<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

Riyâ tesbîhi elinde, zünnâr iyi bilseniz;<br />

Hak rızâsı budur aşk derdini eyleseniz,<br />

Aşkını alıp mahşerde rezil olup dursanız;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Aşka adım atanlar, Hakk Cemâlini görürler;<br />

Mûsâ gibi mahşerde Hakk’tan suâl sorarlar;<br />

Sarhoş olup vuslatında Hû zikrini kurarlar;<br />

Arslan Babam sözlerini işitiniz teberrük.<br />

İnşaallah işiteni Hakk’tan dileyip alırım,<br />

Şeytân yolundan alıp Hakk yoluna salarım;<br />

Yardım etse Mustafâ, günâhlarını dilerim;<br />

Arslan Babam sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Arslan Babamı sorsanız, Peygamber’e saygılı,<br />

Sahâbeler ulusu, Rabb’in seçkin kulu,<br />

Yattığı yeri perîşân, bir diken kulübesi;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Çarşamba günü işitip ansızın Hazret vardılar;<br />

Arslan Bâb’ın evine o gün misâfir oldular,<br />

Yattığı yeri perîşân görüp hayrân kaldılar;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

O Muhammed Mustafâ durup duâ eylediler,<br />

Melekler âmîn deyip elini açarak durdular,<br />

“Şöyle ümmet verdin” deyip Hakk şükrünü eylediler,<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

88


صحابه الر ايديالر ارسالن بابا دور آتينکيز<br />

عرب الرين اولوغي پاکيزه دور ذاتينکيز<br />

تربيت تن فرض ديدي فرچه ساليب ياتينکيز<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

آخر زمان امت الر نقش قيلور اويالرين<br />

نفس هواغه قوانيب بوزار هر دم خويالرين<br />

شان شوکت الر بيالن برپا قيلور بوي الرين<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

آخر زمان امت الر دنيا فاين بيلماسالر<br />

کيتکان الرين کوروبان آندين عربت آملاسالر<br />

ايرانالرين قيلغانني کوروب کوزکا ايلماسالر<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

خيشي يول الردين آزيب يامان يولغه آوشقان<br />

شيطان لعني پريمي ديب دامين غه ياپوشقان<br />

عزازيل ين پريمي ديب ايرته اخشام کوروشقان<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

اميان اسالمني آليب اوملاميني ديب کولوشکان<br />

اوملاميني ديب دنياده موليم بريالن اوروشکان<br />

غافل ليق بريله هر دم عمريين برباد بريکان<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

وقت ييتسه عزرائيل امانت ين بري ديکاي<br />

شيطان لعني پريمي ديب جان بريارده کورنکاي<br />

اميان اسالمني آلوب حال دلني سورمکاي<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

Sahâbeler dediler: Arslan Baba’dır adınız,<br />

Arapların ulusu, tertemizdir zâtınız,<br />

Ten terbiyesi farz dedi, ferece salıp yattınız;<br />

Arslan Babam sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Âhir zamân ümmetleri süslerler evlerini;<br />

Nefs hevâya sevinip bozar her an huylarını;<br />

Şan ve şefkatler ile dik tutar boylarını;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Âhir zamân ümmetleri, dünyâ fânî, bilmezler;<br />

Gidenleri görerek ondan ibret almazlar;<br />

Erenlerin yaptığını görüp göze iliştirmezler<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

İyi yollardan sapıp kötü yola savuşan<br />

Lânetli şeytân Pîrim deyip eteğine yapışan,<br />

Şeytâna Pîrim deyip sabâh akşam görüşen;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

İmân-İslâmını alıp, ölmem deyip gülüşen,<br />

Ölmem deyip dünyada Mevlâm ile vuruşan,<br />

Gâfillik ile her an ömrünü boşa geçiren;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Vakti gelse, Azrâil, “Emâneti ver!” diyecek;<br />

Lânetli şeytân, Pîrim diye, cân verende görünecek,<br />

İmânını dinini alıp gönül hâlini sormayacak;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

89


توبه قيلسه توبه سني موليم قبول قيلماکاي<br />

هللا ديسه خواجه سي قولني توتوب آملاکاي<br />

جرم عصيان کرهني پريكا باريب چچماکاي<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

ييت ياشده ارسالن باب ترکستانغه کيلديالر<br />

باشم قويوب ييغالدمي حاليم کوروب کولديالر<br />

مينك بري ذکرين اورکاتيب مهربانليغ قيلديالر<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

کالم قيلدمي خرمادين مينکا وحشت قيلديالر<br />

اي يب ادب کودك ديب عصا آليب سورديالر<br />

وحشت دين قورقمادمي مينكا باقيب تورديالر<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

آغزينك آچكيل اي كودك امانتينك برايني<br />

مزاسيين يومتادمي آچ آغزينكه سااليني<br />

حق رسول ين بويروغني امت بولسام قيالين<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

اغزمي آچتيم سالديالر خرما ايسي قيلدي مست<br />

ايكي عاملدين كيچيب وهللا بولدوم حق پرست<br />

خواجه مال ييغيلدي آليب يوردي دست بدست<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

بابام ايدي اي بالم تكليف قيلمادينك مينكا<br />

يبش يوز ييلدورکاميمده سقالب ايردمي من سينكا<br />

مزاسيين سيز اليب تلقني بريدينكيز مينكا<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

Tevbe kılsa, tevbesini Mevlâm kabûl kılmayacak,<br />

Allah dese, Rabbi elini tutup almayacak,<br />

Cürüm ve isyân düğümünü Pîre varıp çözmeyecek,<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Yedi yaşta Arslan Baba Türkistan’a geldiler,<br />

Başımı koyup ağladım, hâlimi görüp güldüler,<br />

Binbir zikrini öğretip merhâmet eylediler;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Söz eyledim hurmadan bana hiddetlendiler,<br />

“Ey edepsiz çocuk” deyip asâ alıp kovdular,<br />

Hiddetinden korkmadım, bana bakıp durdular,<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Ağzını aç ey çocuk, emânetini vereyim;<br />

Özünü yutmadım, aç ağzına koyayım,<br />

Hak Rasûlün buyruğunu ümmet olsam, işleyeyim”<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Ağzımı açtım, koydular, hurma kokusu eyledi mest;<br />

İki dünyadan geçip vallah oldum Hakk-perest;<br />

Şeyh-molla toplandı, alıp yürüdüler el-ele<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Babam dedi: Ey oğlum, zorluk vermedin bana,<br />

Beş yüz yıldır damakta saklar idim ben sana”,<br />

“Özünü siz alıp kabuğunu verdiniz bana;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

90


بابام ايدي اي بالم قاشيمده تور اوالين<br />

جنازمي ين اوقوب كوم جان تصدق قياليني<br />

مدد قيلسه مصطفي عليني غه كرايني<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

ييغالب ايدمي اي بابا ياش کودك مني بيلمامسين<br />

كورونكيزين قزالرمني كوتاريب ساالملاس مني<br />

حق مصطفي سنتني كودك مني بيلماس مني<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

بابام ايدي اي بالم ماليك الر يغيلكاي<br />

جربائيل امام بولوب اوزکاالر تابع بولغاي<br />

ميکائيل و اسرافيل کوتاريب کوركا قويغاي<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

قول خواجه امحد سوزونکين نادانالرکا ايتماکيل<br />

سوزين ايتيب نادان کا پوچك پل کا سامتاکيل<br />

آچدين اولسنك نامرددين هرکيز منت تارمتاکيل<br />

ارسالن بابام سوزالرين ايشيتينکيز تربّك<br />

Babam dedi: “Ey yavrum, karşımda dur, öleyim;<br />

Namâzını kılıp göm, cânı tasadduk eyleyeyim,<br />

Yardım eylese Mustafâ, İlliyyin Cennetine gireyim”,<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Ağlayarak dedim: Ey Baba, genç çocuğum bilemem<br />

Kabrinizi kazsalar ben götürüp koyamam<br />

Hakk Mustafâ sünnetini, çocuğum, bilemem;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Babam dedi: Ey yavrum, melekler toplanacak,<br />

Cebrâil imâm olup, diğerleri tâbi olacak;<br />

Mikâil ve İsrâfil kaldırıp kabre koyacak;<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

Kul Hoca Ahmed, sözünü câhillere söyleme,<br />

Söz söyleyip, câhile, değersiz pûla satma,<br />

Açlıktan ölsen bile, nâmerdden aslâ minnet çekme,<br />

Arslan Baba’m sözlerini işitiniz teberrük.<br />

91


‎19‎حکمت<br />

خضر بابام سالدي ميين اوشبو يولغه<br />

آندين صونكره دريا بولوب تاشتيم دوستالر<br />

شريعت نينك بازاريين سريان قيلدمي<br />

معرفت نينك بوستانيده جوالن قيلدمي<br />

طريقت نينك پيشكاهنده طريان قيلدمي<br />

حقيقت نينك ايثيكيين آچتيم دوستالر<br />

الست مخرين پري مُغان تويا بريدي<br />

ايچار بريدمي مقدارمي چه قويا بريدي<br />

قول خواجه امحد ايج و تاشيم كويا بريدي<br />

طالبالركا در و گوهر ساچتيم دوستالر<br />

19<br />

Hızır Babam koydu beni işte bu yola,<br />

Ondan sonra deryâ olup taştım dostlar,<br />

Şeriatın bostânında cevlân eyledim,<br />

Tarîkatın gülzarında seyrân eyledim,<br />

Hakikatten kanat tutup göklerde uçtum,<br />

Marifetin eşiğini açtım dostlar.<br />

“Elest’ şarâbını Pîr-i Kâmil doyasıya verdi,<br />

İçiverdim mikdârım kadar koyuverdi,<br />

Kul Hoca Ahmed içim dışım yanıverdi,<br />

Tâliplere inci-cevher saçtım dostlar.<br />

‎20‎حکمت<br />

حمبتىن جامني ايچكان ديوانهالر<br />

قيامت کون اوت آغزيدين ساچار دوستالر<br />

قدرت بريله يراتيلكان ييىت متوغ<br />

عاشقالرىن نعرهسيدين قاچار دوستالر<br />

دوزخ ييغالب داد ايالكاى خداىيکا<br />

طاقتيم يوق عاشقالرىن بري آهىکا<br />

قاچيب باركاى حق تعاىل پناهىکا<br />

عاشقالرىن ياشى بريالن اوچار دوستالر<br />

20. Hikmet<br />

Muhabbetin kadehini içen dîvâneler,<br />

Kıyâmet günü ağzından ateş saçar dostlar,<br />

Kudret ile yaratılmış yedi cehennem,<br />

Âşıkların nârasından kaçar dostlar.<br />

Cehennem ağlayıp yalvaracak Allah’ına:<br />

Tâkatım yok âşıkların bir âhına.<br />

Kaçıp varayım Hakk Teâlâ penâhına;<br />

Âşıkları yaşı ile söner dostlar.<br />

92


عاشقالرى عشق دوکانني بارسه قوروب<br />

انشاء هللا دوزخ قاچقاي آندين قورقوب<br />

ياشني ساچيب کوکسني آچيب يوزين سوروب<br />

ييىت آمسان طاقت قيلماي کوچار دوستالر<br />

رمحن ايکام ساقى بولوب مي ايچورسه<br />

اهل عيال خامناندين پاك کيچورسه<br />

وجودميدين عزازيلىن حق قاچورسه<br />

جرم عصيان کره الرين آچار دوستالر<br />

عشق بايبين حق يوزيغه وا ايالسه<br />

خاص عشقىىن کونكل ايچره جا ايالسه<br />

لطف ايالسه ايکي عامل شاه ايالسه<br />

عاشقالري حق سريغه اوچار دوستالر<br />

سبحان ايكام بري قطره مى قيلسه انعام<br />

ذکر سرىن ايته ايته قيلسام متام<br />

حور و غلمان مجله ملك انكا غالم<br />

اومچاخ ايچره حرير تونالر بچار دوستالر<br />

هللا ديبان گوردين قوپسه عامل کويار<br />

خاص بندم ديب رمحان ايکام يالغوز سويار<br />

ياش اورنيغه قانني توکوب يوزىن بويار<br />

محدين ايتسه شيطان لعني قاچار دوستالر<br />

مني ايتمادمي هللا اوزي وعده قيلدى<br />

يولسيز ايدمي لطف ايالبان يولغه سالدي<br />

غريب بولوب ناله قيلدمي قولوم آلدي<br />

انداغ عاشق شوق شرابني ايچار دوستالر<br />

Âşıkları aşk dükkânını varsa kurup,<br />

Yaşını saçıp, göğsünü açıp, yüzünü sürüp,<br />

İnşaallah, cehennem kaçacak ondan korkup,<br />

Yedi semâ tâkat eylemeyip göçer dostlar.<br />

Rahmân Rabb’im sâkî olup mey içirse,<br />

Çoluk-çocuk, ev-barktan tam geçirse<br />

Vücûdumdan şeytânı Hakk kaçırsa,<br />

Cürüm ve isyân düğümlerini açar dostlar.<br />

Aşk kapısını Hakk yüzüne açık eylese,<br />

Hâs aşkını gönül içine yerleşik eylese,<br />

Lutf eylese, iki âlemde sultân eylese,<br />

Âşıkları Hakk’a doğru uçar dostlar.<br />

Sübhân Rabb’im bir katre mey eylese armağan,<br />

Sır zikrini diye diye eylesem tamâm,<br />

Hûrî-gılmân bütün melekler ona köle<br />

Cennet içinde ipek giysiler biçer dostlar.<br />

Allah diyerek kabirden kalksa, âlem yanar,<br />

Seçkin kulum deyip Rahmân Rabb’im, yalnız sever;<br />

Yaş yerine kanını döküp yüzünü boyar,<br />

Hamdini söylese lânetli şeytân kaçar dostlar.<br />

Ben demedim, Allah kendi vaad eyledi,<br />

Yolsuz idim, lutf eyleyerek yola koydu,<br />

Garîb olup feryâd eyledim, elimi aldı,<br />

Öyle âşık şevk şarâbını içer dostlar.<br />

93


قول خواجه امحد عشق سيزالرىن ايشى دشوار<br />

تانكالر بارسه حق كورسامتس انكا ديدار<br />

عرش کرسى لوح قلم مهه بيزار<br />

عشق سيزالرکا دوزخ بابني آچار دوستالر<br />

Kul Hoca Ahmed, aşksızların işi kötü,<br />

Sabâha varsa, Hakk göstermez ona Cemâl,<br />

Arş ve Kürsű, Levh ve Kalem hepsi bîzâr;<br />

Aşksızlara cehennem kapısını açar dostlar.<br />

‎21‎حکمت<br />

عاصي جايف قلونك کيلدي دركاهنك كا<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

ايرك ليك قادر ييغالب کيلدمي باركاهنك كا<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

تون كيچه الر تانك آتقونچه يامتاق ايشيم<br />

سحر توروب راز ايتمادي مونكلي باشيم<br />

ندامت ده آقارموکني كوزده ياشيم<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

يولسيز يولغه كريدمي دوستالر حاليم خراب<br />

خلقدين سورسام هيچ كيم بريماس مينكا جواب<br />

خالقيم سني يول كورساتكيل عاليجناب<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

خجالت ده قورقوب كيلدمي گناهيمدين<br />

ذايت اولوغ پروردكار اهليم دين<br />

ندا کيلدي نوميد قومياي درکاهيمدين<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

21. Hikmet<br />

Âsî, câfî kulun geldi dergâhına,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Kudretli Kâdir ağlayıp geldim kapına,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Geceleri tan atana kadar yatmak işim,<br />

Seherde kalkıp duâ etmedi dumanlı başım,<br />

Pişmânlıkta akar mı ki gözde yaşım,<br />

Elimi tutup yola koy Ente’l-Hâdî”,<br />

Yolsuz yola girdim dostlar hâlim harâb,<br />

Halktan sorsam hiç kimse vermez bana cevâp,<br />

Hâlık`ımsın yol göster bana yüce Yaradan,<br />

Elimi tutup yola koy Ente’l-Hâdî”,<br />

Utanarak korkup geldim günâhımdan,<br />

Zâtı yüce bağışlayan Allah`ımdan,<br />

Nidâ geldi ümidsiz bırakmayıp dergâhımdan”,<br />

Elimi tutup yola koy Ente’l-Hâdî”,<br />

94


ييغالب كيلدمي حضرتينك کا ايا شاهيم<br />

قبساب كيلدمي قرانغولوق چيقيل ماهيم<br />

پادشاهيم سني بري و بارمي تكيه كاهيم<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

باشدين اياغ بولدي گناه قايده باراي<br />

يول اداشكان ايتديك بولوب کيمدين سوراي<br />

بو حال بريالن ديدارينكين قايدين كوراي<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

مني بري كيتسام ايلييك اياق مجله کواه<br />

رمحت ايتيب سني كيچماسنك حاليم تباه<br />

شرمنده مني درمانده مني كوبتور كناه<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

گناه دردي بيمار قيلدي طبيبم سني<br />

حمبوب سني درمانيم سني حبيبم سني<br />

يولده قالدمي حاليم سورار رفيقم سني<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

فاسق فاجر رمحتينكدين نوميد امياس<br />

سيندين اوزكا هيچ كيم ميين يولغه ساملاس<br />

لطف ايتمسنك مشكل الرمي آسان بوملاس<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

هيچ كيشي يوق يريده كوكده سني سني قادر<br />

شكم يوقتور بو سوزم ده اوزونك ناظر<br />

هم يكّه سني يگانه سني بيشك حاضر<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

Ağlayıp geldim Hazretine ey sultânım,<br />

Sarıp geldi karanlık, çıkayım,<br />

Sultânımsın Bir ve Var’ım tekkegâhım,<br />

Elimi tutup yola koy Ente’l-Hâdî”,<br />

Baştan ayağa oldu günâh nereye gideyim,<br />

Yolunu yitiren köpek gibi olup kimden sorayım,<br />

Bu hâl ile Cemâlini nereden göreyim,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Ben sıkı tutsam el-ayak cümle güvâh,<br />

Rahmet edip sen affetmesen hâlim perîşân,<br />

Mahcûbum, derdliyim çoktur günâh,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Günâh derdi hasta eyledi tabîbimsin,<br />

Sevdiğimsin, dermânımsın, sevgilimsin,<br />

Yolda kaldım hâlimi soran yoldaşımsın,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Fâsık, fâcir rahmetinden ümîdsiz değil,<br />

Sen’den başka hiç kimse beni yola koymaz,<br />

Lutfetmesen müşküllerim kolay olmaz,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Hiç kimse yok yerde gökde Sen’sin Kâdir,<br />

Şüphem yoktur bu sözümde özün şâhid,<br />

Hem teksin, bir tanesin şüphesiz hâzır,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

95


مني يولونكده باش بريمادمي قادر خدا<br />

باش نه بولغاي غريب جانيم يوز مينك فدا<br />

درد هم اوزونك درمان اوزونك لطفونك دوا<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

جان و اميان غذاسيدور سينينك ذوقينك<br />

جانيم برييب ساتقون آالي سيين عشقينك<br />

روز حمشر شفيع بولغاي سيين شوقينك<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

قل هو هللا سبحان هللا دين قمچي سي<br />

روزه مناز تسبيح هتليل حق ايلچي سي<br />

پري مغان طالب الري يول باشچي مي<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

انت اهلادي انت احلق ين ذکرين ايتسام<br />

هادي بولسنك ايدي يولدين راستقه قيتسام<br />

هر ذكريين تيلكا آليب نعره تارتسام<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

انت اهلادي انت احلق ين ذكري قوي<br />

پري مغان سوزالريدين آلسه فتوي<br />

باطن الري روشن بولوب بولور خيشي<br />

قولوم توتوب يولغه مالكيل انت اهلادي<br />

قول خواجه امحد رمحتينكدين اميد توتاي<br />

خواجم مين بندم ديسه شكرين ايتاي<br />

بندم دمياي يوز اوكورسه نيچوك ايتاي<br />

قولوم توتوب يولغه مالكيل انت اهلادي<br />

Ben yolunda baş vermedim Kâdir Allah,<br />

Baş ne olsun Garîb cânım yüzbin fedâ,<br />

Dert hem özün, dermân özün lûtfun devâ,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Cân ve imân gıdâsıdır Sen’in zevkin,<br />

Cânım verip satın alayım Sen’in aşkını,<br />

Mahşer günü şefâatçi olsun Sen’in şevkin,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

“Kul Huvallah Sübhânallah” din kamçısı,<br />

Oruç, namâz, tesbîh, tehlîl Hakk elçisi,<br />

Pîr-i kâmil tâliplerin yol başçısı,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

“Ente’l-Hâdî Ente’l-Hakk”ın zikrini desem,<br />

Hâdî olsa idin eğri yoldan doğruya dönsem,<br />

Hû zikrini dile alıp nara çeksem,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

“Ente’-Hâdî Ente’l-Hakk”ın zikri kavi,<br />

Pîr-i kâmil sözlerinden alsa fetvâ,<br />

Bâtınları aydınlanıp olur güzel,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Kul Hoca Ahmed rahmetinden ümîd tutayım,<br />

Hacem benim kulum dese şükrünü edeyim,<br />

Kulum demeyip yüz çevirse nasıl diyeyim,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

96


‎22‎حکمت<br />

خوش قدرتليغ پروردكار بري و بارمي<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

ذايت اولوغ رمحن ايكام هم جبارمي<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

سحر وقتده ييغالب توكسام قانالر کوزدين<br />

کونكلم آچيب آکاه بوالي خيشي سوزدين<br />

قدرتيغه حمو بوليب کيتاي اوزدين<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

اجابت ين اندين تيالب قيل مناجات<br />

حاجتينكين روا قيلغاي قاضي حاجات<br />

رمحت دريا تولوب تاشر يتسه فرات<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

اي داد ايكام هيچ يتمادي سينكا دادمي<br />

يري و كوك ين ناالن قيلدي بول فريادمي<br />

روز حمشر قيچقريغاميو کيل آزادمي<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

بنده بولسنك ذکرين ايغيل قولونك آلسون<br />

يولدين آزسنك رهرب بولوب يولغه سالسون<br />

سحرالرده زاري قيلغيل رمحي کلسون<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

انت اهلادي انت احلق ين ذکري هللا<br />

حق ذکريين ايغيل تينماي بولغونك آكاه<br />

رحيم موليم نظر قيلسه اولور ناكاه<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

22. Hikmet<br />

Hoş kudretli Allah, Bir ve Var’ım,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Zâtı yüce Rahmân Rabb’im hem Cebbâr’ım,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Seher vaktinde ağlayıp döksem kanlar gözden,<br />

Gönlüm incinip uyanık olsun güzel sözden,<br />

Kudretine mahvolup gideyim özden,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Cevâbı ondan dileyip eyle duâ,<br />

İhtiyacını hâzır eyleyince ihtiyaç gideren,<br />

Rahmet deryâsı dolup taşar yetse fırat,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

Ey imdâda yetici hiç ulaşmadı sana imdâdım,<br />

Yer ve göğü ağlattı bu feryâdım,<br />

Mahşer günü haykırayım mı gel azâdım,<br />

Elimi tutup yola koy Ente’l-Hâdî”,<br />

Kul olsan zikrini de elini tutsun,<br />

Yoldan sapsan rehber olup yola koysun,<br />

Seherlerde ağla rahmeti gelsin,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”,<br />

“Ente’l-Hâdî Ente’l-Hakk” Allah’ın zikri,<br />

Hakk zikrini söyle dinmeden olasın uyanık,<br />

Râhim Mevlâm nazar kılsa olur ansızın,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”.<br />

97


انت اهلادي انت احلق ين ذكري دلده<br />

بيلماس نادان ذكرين ايتيب ظاهر تيلده<br />

مني مني ديكان شيخ زمان آب و گيلده<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

انت اهلادي انت احلق ين ذكري اولوغ<br />

حق ذكريين ورد ايالكان كونكلي سنوغ<br />

ورد ايالماي شيخ مني ديسه جايي متوغ<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

اي يرانالر نفس ايلكيدين آرمانده مني<br />

عصيان يوكي دوتا قيلدي درمانده مني<br />

عاجز قولونك هر نه قيلسنک فرمانده مني<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

قول خواجه امحد نفس دين اولوغ بال بوملاس<br />

يول اوستيندا تفراق بولسام كافر اوملاس<br />

يري و کوك دين طعمه بريسام هركيز تومياس<br />

قولوم توتوب يولغه سالكيل انت اهلادي<br />

“Ente’l-Hâdî Ente’l-Hakk”ı kalb zikrinde,<br />

Bilmez câhil zikrini deyip zâhir dilde,<br />

Benim diyen şimdiki şeyh su ve toprakta,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”.<br />

“Ente’l-Hâdî Ente’l-Hakk”ın zikri ulu,<br />

Hakk zikrini vird eyleyenin gönlü kırık,<br />

Vird eylemeyip “şeyhim” dese yeri cehennem,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”.<br />

Ey dostlar nefs elinden perîşânım,<br />

İsyân yükü belimi büktü dertliyim,<br />

Âciz kulunum ne eylesen emrindeyim,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”.<br />

Kul Hoca Ahmed nefsden büyük belâ olmaz,<br />

Yol üstünde toprak olsam kâfir olmaz,<br />

Yer ve gökten yemek versem aslâ doymaz,<br />

Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hâdî”.<br />

23 حکمت<br />

قد علمنا انت يف کل امور<br />

انت کايف انت عايف يا غفور<br />

کايف يف الغيب هو من يف احلضور<br />

انت کايف انت عايف يا غفور<br />

23. Hikmet<br />

“Kad alimna ente fi külli umur”,<br />

Sensin Kâfî, sensin Âfî yâ Gafûr,<br />

“Kâfî fil-gayb hüve men fi’l-huzur”,<br />

Sensin Kâfî, sensin Âfî yâ Gafûr.<br />

98


مصطفي در حالت نزع ايرديالر<br />

بري کروه ين عاصي ديب قايغورديالر<br />

امتيم واي امتيم ديب ايديالر<br />

انت کايف انت عايف يا غفور<br />

بيزين سويدي اوز کاالرين سوميدي<br />

هم اتا اناسينی هم سوميدي<br />

يرلقادمي دميا گونچه قوميدي<br />

انت کايف انت عايف يا غفور<br />

حق تعايل دين ندا کيلدي انکا<br />

امتينك اشني حواله قيل مينکا<br />

مجله سني باغشاليني انده سينکا<br />

انت کايف انت عايف يا غفور<br />

ايدي مندين سونکره امت بولغوسي<br />

فرض و سنت ين قويوب فسق ايتكوسي<br />

اکثر امت دين اميان کيتکوسي<br />

انت کايف انت عايف يا غفور<br />

امتيم امتالر ايچره صايف دور<br />

نياليني کوبراکي عاصي جايف دور<br />

قادرمي اوز وعده سيغه وايف دور<br />

انت کايف انت عايف يا غفور<br />

مسکني امحد سني بو يازوق زهريدين<br />

قوتولونك ايچسنك شراب مهريدين<br />

کرچه کوب قورقوم اهليم قهريدين<br />

انت کايف انت عايف يا غفور<br />

Mustafâ naz makâmı hâline erdiler,<br />

Bir topluluğu âsî deyip kaygı ettiler,<br />

“Ümmetim, vay ümmetim deyip” söylediler,<br />

Sensin Kâfî, sensin Âfî yâ Gafûr.<br />

Bizi sevdi başkalarını sevmedi,<br />

Hem anne hem babasını da sevmedi,<br />

Bağışladım diyene kadar bırakmadı,<br />

Sensin Kâfî, sensin Âfî yâ Gafûr.<br />

Hakk Teala’dan nidâ geldi O’na;<br />

“Ümmetimin işini bırak bana<br />

Hepsini bağışlayayım orada sana.”<br />

Sensin Kâfî, sensin Âfî yâ Gafûr<br />

Dedi “Benden sonra ümmetimin olacağı<br />

Farz ve sünneti bırakıp günâh işleyeceği<br />

Ümmetim çoğundan imanın gideceği... “<br />

Sensin Kâfî, sensin Âfî yâ Gafûr<br />

“Ümmetim ümmetler içinde saftır<br />

Neyleyim ki çoğu âsî-câfîdir<br />

Kâdir Mevlâm öz vadesine vefalıdır.”<br />

Sensin Kâfî, sensin Âfî yâ Gafûr<br />

Miskîn Ahmed sen bu günâh zehrinden<br />

Kurtulursun içsen rızâ şarâbından<br />

Lâkin çok korkarım Allahım kahrından<br />

Sensin Kâfî, sensin Âfî yâ Gafûr<br />

99


‎24‎حکمت<br />

خداوندا مينی سالغيل اوز يولونكکا<br />

نفس ايلکيده هارب ادا بولدمي منا<br />

فسق فجور تولوب تاشيب حددين آشتی<br />

غرقاب بولوب عصيان ايچره قالدمي منا<br />

دنيا جنس طالب بولوب ايتديك يوردمي<br />

استاب آنی آرقاسيدين تون کون قودمي<br />

امرين تومتای حق يوليغه کوزم يومدمي<br />

قايده بارای ايا دوستالر نيتکوم منا<br />

نفس شيطان اسري قيلدی آدم اوغلني<br />

شرتاليني باغالب آلدی ايکی قولني<br />

نه مشکل دور اونك وسولنی بيلمای يولني<br />

وا دريغا حسرت بيالن بارغوم منا<br />

يوق منينکديك شوم بال عامل ارا<br />

هيچ بوملدی ميندين رضا خلق خدا<br />

اميدی بولدی آخر مينی يوزوم قرا<br />

وا ويلتا اوّل نيکا بولدمي منا<br />

عطا قيلغان عزيز جانىن بيلمادمي مني<br />

ظاهر باطن حاضر سني ديب تورمدمي مني<br />

قرا يوزم درکاهينكکا سورمدمي مني<br />

يا ربنا هر نه قيلسنك کيلدمي منا<br />

طاقتيم يوق اکر باقسم گناهيمكا<br />

قيالي توبه قاچيب کيلدمي پناهنككا<br />

رمحت بريالن نظر قيلغيل خواجه امحدكا<br />

هر نه قيلسنك من بينوا کيلدمي منا<br />

24. Hikmet<br />

Allahım beni salasın öz yoluna,<br />

Nefs elinde harâb tamâm oldum ben işte,<br />

Fısk ve fücûr dolup taşıp haddini aştı,<br />

Boğularak isyân içinde kaldım ben işte.<br />

Kirli dünyaya tâlip olup it gibi yürüdüm,<br />

İsteyip onu arkasından gece gündüz kovaladım,<br />

Emrini tutmayıp Hakk yoluna gözümü yumdum,<br />

Nereye gideyim ey dostlar nideyim ben işte.<br />

Nefs şeytân esîr kıldı Âdem oğlunu,<br />

Develer gibi bağlayıp aldı iki kolunu,<br />

Ne zordur sağ ve solu bilmeden yolunu,<br />

Vah ne yazık hasret ile gideceğim ben işte.<br />

Yok benim gibi kötü belâ âlem içinde,<br />

Hiç olmadı benden râzı halk ve Allah,<br />

Şimdi oldu sonunda benim yüzüm kara,<br />

Vah vay önceden oldum niye ben işte.<br />

Bağışladığı azîz cânı bilmedim ben,<br />

Zâhir-bâtîn hazırsın deyip durmadım ben,<br />

Kara yüzümü dergâhına sürmedim ben,<br />

Ya Rabbim her ne yaparsan geldim ben işte.<br />

Dayanma gücüm yok eğer baksam günahıma,<br />

Tövbe eylemeğe kaçıp geldim penâhına,<br />

Rahmet ile nazar eyle Hoca Ahmed’e,<br />

Her ne yaparsan ben bînevâ geldim ben işte.<br />

100


‎25‎حکمت<br />

رمحن ايکام رمحتينکين جاري قيلغيل سحرده<br />

عصيان اليي غه باتدمي ياري بريکيل سحرده<br />

استغفر و استغفارين قيلغيل يراق شيطاندين<br />

شيطان سيين آزغورور پناه بريکيل سحرده<br />

اميد بريالن کيليب مني درکاهنکا اهليم<br />

بدکرده ام بدکردار قولوم آلغيل سحرده<br />

توبه قيلدمي تيليمده دليم قورقماس خدايدين<br />

هم رمحت هم ديدار عطا قيلغيل سحرده<br />

يول سيز يولغه يول يوردوم غفلت ده عمروم اويت<br />

يا قادر ذواجلالل يولغه سالغيل سحرده<br />

سني سني مينينک پناهيم غضب قيلمه اهليم<br />

يا داناي کل حال حاليم سورغيل سحرده<br />

باشدين آياق گناهيم ايکي جهان غه سيغماس<br />

بندنک عاصي کناه کار پنهان قيلغيل سحرده<br />

تاغ دين آغر پرگناهيم عذر ايتارکا تيليم يوق<br />

گناهيم ين باغشالب يکسان قيلغيل سحرده<br />

گناهيم غه اقرار مني حاضر سني و ناظر سني<br />

قولوم آلغيل يا جبار يولغه سالغيل سحرده<br />

غريب مني و يب کس مني بيچاره مني هم فقري<br />

سيندين اوزکا کيميم بار رحم ايالکيل سحرده<br />

25. Hikmet<br />

Rahmân Rabbim rahmetini cârî eyle seherde;<br />

İsyân batağına battım, yardım et seherde.<br />

İstağfir ve istiğfarı eyle uzak şeytândan;<br />

Şeytân seni azdırır, selamet ver seherde.<br />

Ümit ile gelmişim dergâhına Allah’ım<br />

Günâhkârım, isyankâr elimi tut seherde.<br />

Tevbe eyledim dilimde, gönlüm korkmaz Hudâ’dan,<br />

Hem rahmet ve cemâli armağan eyle seherde.<br />

Yolsuz yola yol yürüdüm, gaflette ömrüm geçti;<br />

Ey Kâdir-i zülcelâl, yola sal seherde.<br />

Sensin benim sığınağım, gazap eyleme Allah’ım,<br />

Ey bütün hâlleri bilen, hâlimi sor seherde.<br />

Baştan ayağa günâhım iki cihana sığmaz,<br />

Kulun âsî, günâhkâr, gizli eyle seherde.<br />

Dağdan ağır günâhım, özür demeğe dilim yok;<br />

Günâhımı bağışlayıp, yerle bir eyle seherde.<br />

Günâhımı itirâf ederim, hazırsın hem fakîr,<br />

Elimi tut ey Cebbâr, yola koy seherde.<br />

Garîbim ve kimsesizim, biçâreyim ve nâzırsın;<br />

Senden başka kimim var, rahmet eyle seherde.<br />

101


مني عاصي مني پرگناه محد و ثنا ايتماس مني<br />

تاووق جانورين کورکيل ثنا ايتور سحرده<br />

قول خواجهامحد حقدين قورقکيم قورقماسامياينيوق<br />

آلدينکده دور اول متوغ حاضر بولغيل سحرده<br />

Ben âsîyim, Günâh dolu, hamd ve senâ söylemem,<br />

Horozları gör, senâ söyler seherde.<br />

Kul Hoca Ahmed Hakk’tan kork, kim korkmaz imânı yok,<br />

Önündedir o cehennem, hâzır ol seherde.<br />

26 حکمت<br />

رحيم موليم رمحی بريله ياد ايالسه<br />

نه يوز بريله حضرتیغه بارغوم منا<br />

توبه قيليب ايگری يولدين راستغه قايتيب<br />

نه يوز بريله حضرتیغه بارغوم منا<br />

حق بندهسني نامهالرين قولغه بريسه<br />

حق اهليم رمحی بريله رمحت قيلسه<br />

پري مغان هادی بولوب يولغه سالسه<br />

نه يوز بريله حضرتیغه بارغوم منا<br />

بري کون بولوب اجل وقتی ياوق يتسه<br />

سينکا مينکا اصل وطن حکمني ايتسه<br />

اوملای توروب جان اچيغني زهرين تاتسه<br />

نه يوز بريالن حضرتیغه بارغوم منا<br />

سرداش بولغان مهراهالرينک شاشب کيتی<br />

جدل قيليب عقبهالردين آشيب کيتی<br />

چار ضرب اوروب درياالرديک تاشيب کيتی<br />

نه يوز بريالن حضرتیغه بارغوم منا<br />

26. Hikmet<br />

Rahîm Mevlâm rahmi ile yâd eylese,<br />

Ne yüz ile Hazret’ine varayım ben işte,<br />

Tövbe ederek eğri yoldan doğruya dönüp,<br />

Ne yüz ile Hazret’ine varayım ben işte.<br />

Hakk bağlısının risâlelerini ele verse,<br />

Hakk ilâhım rahmi ile rahmet etse,<br />

Pîr -i kâmil doğru yolu gösterip yola koysa,<br />

Ne yüz ile Hazret’ine varayım ben işte.<br />

Birgün olup ecel vakti yakın yetse,<br />

Sana bana asıl vatan hükmünü söylese,<br />

Ölmeden kalıp cân acısının zehrini tatsa,<br />

Ne yüz ile Hazreti’ne varayım ben işte.<br />

Sırdaş olan yoldaşlarını şaşıp gitti,<br />

Çabalayarak ötelerden aşıp gitti,<br />

Dört dövünüp deryâlar gibi taşıp gitti,<br />

Ne yüz ile Hazretine varayım ben işte.<br />

102


وا ويلتا کيچه کوندوز قيلمای طاعت<br />

حق رسول امت اوچون ييمای نعمت<br />

ايچميش ييميش نعمتالری قيغو حمنت<br />

نه يوز بريالن حضرتیغه بارغوم منا<br />

حق رسول دنيا اوچون قيغورمدی<br />

امت تيالب اوزکا سوزکا دم اورمدی<br />

دنيا ايچره حلظه آرام اول کورمدی<br />

نه يوز بريالن حضرتیغه بارغوم منا<br />

وا دريغا حمشر کونی ظاهر بولسه<br />

تنکری اوزی قاضی بولوب ناظر بولسه<br />

ميان ايشيم قيلمشالرمي حاضر بولسه<br />

نه يوز بريالن حضرتیغه بارغوم منا<br />

کيچه کوندوز تينمای يغال قول خواجه امحد<br />

درود ايتيب حق رسولغه بولغيل امت<br />

هادی بولوب امت ديسه خوش سعادت<br />

نه يوز بريالن حضرتیغه بارغوم منا<br />

Vah yazıklar gece gündüz etmeden ibâdet,<br />

Hakk Rasûlü ümmet için yemeden nimet,<br />

İçtiği yediği nimetleri kaygı ve sıkıntı,<br />

Ne yüz ile Hazret’ine varayım ben işte.<br />

Hakk Rasûlü dünyâ için kaygılanmadı,<br />

Ümmet dileyip başkaca sözden bahsetmedi,<br />

Dünyâ üzerinde bir an râhat o görmedi,<br />

Ne yüz ile Hazret’ine varayım ben işte.<br />

Vah ne yazık mahşer günü zâhir olsa,<br />

Tanrı Zâtı hakem olup nâzır olsa,<br />

Kötü işlerimi işlediğim hâzır olsa,<br />

Ne yüz ile Hazret’ine varayım ben işte.<br />

Gece gündüz dinmeden ağla Kul Hoca Ahmed,<br />

Sâlât söyleyip Hakk Rasûl’e ol ümmet,<br />

Doğru yola iletip ümmet dese hoş mutluluk,<br />

Ne yüz ile Hazret’ine varayım ben işte.<br />

‎27‎حکمت<br />

رمحتينکدين نوميد قيلمه من غريبىن<br />

آرام آملاى ييغالب دعا قيالى سنكا<br />

كيچهالري بيدار بولوب تانك آتقونچه<br />

يومماى کوزىن ييغالب دعا قيالى سنكا<br />

27. Hikmet<br />

Rahmetinden ümidsiz kılma ben garîbi,<br />

Dinlenmeden ağlayıp duâ eyleyim sana,<br />

Geceleri uykusuz kalıp tan atana dek,<br />

Yunmadan gözümü ağlayıp duâ eyleyim sana.<br />

103


درکاهنكکا اميدى كيليب بيليم باغالب<br />

جان کويدوروب يوراك بغرمي توتوب داغالب<br />

يقام توتوب اوتكان ايشكا چندان ييغالب<br />

اخالص بيالن ييغالب دعا قيالى سنكا<br />

کونكل باغى سبز ايكانده بيلماى يوردوم<br />

عمرمي کلی خزان بولدى اميدى تويدوم<br />

دنيا تاشالب دين يوليغه قدم قويدوم<br />

هزار داستان ييغالب دعا قيالى سنكا<br />

بو يولالرده جانىن اسراب بوملس ايرمش<br />

جان اسراغان بو يولالرکا كريمس ايرمش<br />

سود و زيان بولغانىن بيلمس ايرمش<br />

بو حال برالن ييغالب دعا قيالى سنكا<br />

قول خواجه امحد نفس تاغىدين چيقيب آشىت<br />

فنا ىف هللا مقامىغه ياوقالشىت<br />

يوراك بغرمي جوش اوروبان قيناب تاشىت<br />

بو حال برالن ييغالب دعا قيالى سنكا<br />

Dergâhına şimdi gelerek belimi bağlayıp,<br />

Cânı yakıp yürek-bağrımı tutup dağlayıp,<br />

Yakamı tutarak geçen işe çokça ağlayıp,<br />

İhlâs ile ağlayıp duâ eyleyim sana.<br />

Gönül bâğı yeşil iken bilmeden yürüdüm,<br />

Ömrüm geçti hazân oldu şimdi duydum,<br />

Dünyâyı terk edip din yoluna adım attım,<br />

Binbir defa ağlayıp duâ eyleyim sana.<br />

Bu yollarda cânı saklamak olmazmış,<br />

Cânını esîrgeyen bu yollara girmezmiş,<br />

Kâr-zarar olduğunu bilmezmiş,<br />

Bu hâl ile ağlayıp duâ eyleyim sana.<br />

Kul Hoca Ahmed nefs dağından çıkıp aştı,<br />

Fenafillâh makâmına yakınlaştı,<br />

Yürek-bağrım coşarak kaynayıp taştı,<br />

Bu hâl ile ağlayıp duâ eyleyim sana.<br />

28 حکمت<br />

عمرمي آخر بولغانده نه قيلغامين خدايا<br />

جان آلغوچى كيلكانده نه قيلغامين خدايا<br />

جان بريمكىن و مهدين عزازيلىن زمخىدين<br />

شفقت بوملسه سندين نه قيلغامين خدايا<br />

28. Hikmet<br />

Ömrüm sona erdiğinde ne eylerim Allah’ım;<br />

Cân alıcı geldiğinde ne eylerim Allah’ım?<br />

Cân vermenin vehminden, Azrâil’in zahmetinden,<br />

Şefkat olmasa senden, ne eylerim Allah’ım?<br />

104


جان بريمك ايشى دشوار آسان قيلغيل يا جبار<br />

سندين اوزكا يوق غمخوار نه قيلغامين خدايا<br />

جانيم جدا بولغانده تنيم مونده قالغانده<br />

ختته اوزره آلغانده نه قيلغامين خدايا<br />

عاجز بولوب ياتقانده فرشتهالر كريكانده<br />

من ربك ديب سورکانده نه قيلغامين خدايا<br />

ايلتيب کوركا قويغانده يىت قدم يانغانده<br />

سورغوچىالر كريكانده نه قيلغامين خدايا<br />

من ربّك ديب تورغانده قرا کوندور اوشنده<br />

ربّينك كمدور ديكانده نه قيلغامين خدايا<br />

قول خواجه امحد سن بنده نفس ايلكيده شرمنده<br />

حمشر كونی بولغانده نه قيلغامين خدايا<br />

Cân vermek işi zor, kolay eyle yâ Cebbâr,<br />

Senden başka yok gâm gideren, ne eylerim Allah’ım?<br />

Cânım ayrı olduğunda, bedenim burada kaldığında,<br />

Sal üzere aldığında ne eylerim Allah’ım?<br />

Âciz olup yattığımda, melekler girdiğinde,<br />

“Rabbin kimdir?”diye soranda ne eylerim Allah’ım?<br />

Götürüp kabre koyduğunda, yedi adım döndüğünde,<br />

Sorucular girdiğinde ne eylerim Allah’ım?<br />

“Rabbin kimdir?” deyip durduğunda, kara gündür o anda,<br />

“Rabbin kimdir?” dediğinde ne eylerim Allah’ım?<br />

Kul Hoca Ahmed sen kul, nefs elinde pişmân,<br />

Mahşer günü olduğunda ne eylerim Allah’ım?<br />

‎29‎حکمت<br />

قهارآتليغ قهرينكدين قورقوب ييغالر خواجه امحد<br />

رمحن آتليغ رمحينكدين اميد توتار خواجه احمد<br />

کناهيم كوب آهليم كيچوركاى سني کناهيم<br />

برچه قولالر ايچيده عاصى قولدور خواجه امحد<br />

29. Hikmet<br />

Kahhâr adlı kahrından korkup ağlar Hoca Ahmed;<br />

Rahmân adlı rahmından ümit tutar Hoca Ahmed;<br />

Günâhım çok Allah’ım, bağışlayasın günâhım,<br />

Bütün kullar içinde âsî kuldur Hoca Ahmed.<br />

105


منافقالر يورارالر فسق و فجور قيلورالر<br />

حرام شبهه ييورالر قورقوب ييغالر خواجه امحد<br />

طريقتىن بيلمادمي حقيقتغه كريمادمي<br />

پري بويروغني تومتهدمي عذرى کوبتو خواجه امحد<br />

آخر زمان بولغاندور پادشاه ظامل بولغاندور<br />

حرام شبهه تولغاندور حريان بولور خواجه امحد<br />

شرمنده عاصى قول مني عشق يوليده بلبل مني<br />

آرسالن بابکا قول مني قولنك بولور خواجه امحد<br />

قول خواجه امحد طاعت قيل ييغالمقىن عادت قيل<br />

بالکيلسه طاعت قيل حقدين بولور خواجه امحد<br />

Münâfıklar yürürler, fısk ve fücûr kılarlar,<br />

Harâm, şübhe yerler; korkup ağlar Hoca Ahmed.<br />

Tarikati bilmedim, hakikate girmedim,<br />

Pîr buyruğunu tutmadım, özürü çoktur Hoca Ahmed.<br />

Âhir zamân olmuştur, sultân zâlim olmuştur,<br />

Harâm, şübhe dolmuştur, şaşkın olur Hoca Ahmed.<br />

Pişmân olmuş âsî kulum, aşk yolunda bülbülüm,<br />

Arslan Baba’ya köleyim, kölen olur Hoca Ahmed.<br />

Kul Hoca Ahmed ibâdet eyle, ağlamağı âdet eyle,<br />

Belâ gelse tahammül eyle, Hakk’tan olur Hoca Ahmed.<br />

‎30‎حکمت<br />

کونكلوم قوشي اوچار دامي قنات توقوب<br />

ايكي كوزوم ندامتده قانالر توکوب<br />

تن اولتوروب رياضتده تيزين چوکوب<br />

يا اهلي عفو قيلغيل گناهيم ين<br />

نادان ليقده قيلغان ايشيم بارچه خطا<br />

توبه تقصري ايالمادمي يقام توتا<br />

گردنيمكا طوق ينكليغ سالب فوطا<br />

يا اهلي عفو قيلغيل گناهيم ين<br />

30. Hikmet<br />

Gönlüm kuşu uçar her zamân kanat çırpıp,<br />

İki gözüm pişmânlıkta kanlar döküp,<br />

Bedeni öldürüp riyâzette dizini çöküp,<br />

Ya Allah’ım affeyle günâhımı.<br />

Câhillikte işlediğim işim hepsi hatâ,<br />

Kusurlardan tevbe eylemedim yakamı tutarak,<br />

Gerdânıma tavuk gibi koyup fota,<br />

Ya Allah’ım affeyle günâhımı.<br />

106


دنيا سويوب دين سوداسني اوتكاريب مني<br />

يازوق يوکني ايا دوستالر بتكاريب مني<br />

دركاهنکا معصيت الر كيلتوروب مني<br />

يا اهلي عفو قيلغيل گناهيم ين<br />

شوم دنياغه کونكل باغالب کاهل بولدوم<br />

عشرت بيالن وا دريغه جاهل بولدوم<br />

بو دنياين اوتاريين ايندي بيلدمي<br />

يا اهلي عفو قيلغيل گناهيم ين<br />

كونكل ملكني تومتش اوخشار ظلمت توين<br />

من ليك ايچره پيدا بولور ما و مين<br />

پري خذمت يراق قيلور بيزدين آين<br />

يا اهلي عفو قيلغيل گناهيم ين<br />

قول خواجه امحد گناهي کا قايل ايرور<br />

هر کيم هللا ديسه آنكا ياري بريور<br />

ايرانالرين صحبت كا مايل ايرور<br />

يا اهلي عغو قيلغيل گناهيم ين<br />

Dünyâyı sevip din derdini attım,<br />

Günâh yükünü ey dostlar çıkardım,<br />

Dergâhına kötülükler getirdim,<br />

Ya Allah’ım affeyle günâhımı.<br />

Kötü dünyaya gönül bağlayıp ergin oldum,<br />

Eğlence ile vah yazık câhil oldum,<br />

Bu dünyânın geçiciliğini şimdi bildim,<br />

Ya Allah’ım affeyle günâhımı.<br />

Gönül mülkünü tutmuş okşar karanlık gecesi,<br />

Benlik içinde ortaya çıkar ben-benliği,<br />

Pîr hizmeti uzak eyler bizden onu,<br />

Ya Allah’ım affeyle günâhımı.<br />

Kul Hoca Ahmed günâhına aklı erer,<br />

Her kim Allah dese ona varır,<br />

Erenlerin sohbetine eğilimlidir,<br />

Ya Allah’ım affeyle günâhımı.<br />

‎31‎حکمت<br />

مينك تومن تورلوك خطاالر ميندين اوتسه عفو قيل<br />

گوفتگوي نارواالر ميندين اوتسه عفو قيل<br />

کر تالوت قيلمشيم ده بو کالم هللا ين<br />

سهو عصيان خطاالر ميندين اوتسه عفو قيل<br />

31. Hikmet<br />

Bin tümen türlü hatâlar benden geçse affeyle,<br />

Ne denli kötü ameller benden geçse affeyle,<br />

Eğer tilâvet ettiğimde bu Allah kelâmını,<br />

Yanlış, isyân ve hatâlar benden geçse affeyle,<br />

107


اوقوغانده غافل اوتسه يا غلط نقصان بيله<br />

هر نيچوك بيجا جباالر ميندين اوتسه عفو قيل<br />

مد بيالن اعراب و تشديدالرين تغري ايالسام<br />

بو كالمه هر خطاالر ميندين اوتسه عفو قيل<br />

فحش اوقوسام بري كلمه سيين يا بري حرف ين<br />

مونداغ ناتام دعاالر ميندين اوتسه عفو قيل<br />

آيت وعده وعيدين قيلسام مني تفرقه<br />

فهم قيلماي نارساالر ميندين اوتسه عفو قيل<br />

عزت اكرام قرآن ين جبا کيلتورمسام<br />

يب ادب ليك يب اباليغ ميندين اوتسه عفو قيل<br />

حضر تينكده مني كيب قولين خطاسي کوب ايرور<br />

رو سياه ليك هر خطاالر ميندين اوتسه عفو قيل<br />

خواجه امحد مسكيين نقصاين كوبتور دنياده<br />

كرچه يارب مينك خطاالر ميندين اوتسه عفو قيل<br />

Okuduğunda gâfil geçse veya yanlış noksan ile<br />

Her nasıl yerli-yersizler benden geçse affeyle,<br />

Med ile irâb ve teşdidleri değişik eylesem,<br />

Bu kelâma her hatâlar benden geçse affeyle.<br />

Yanlış okusam bir kelime veya bir harfini,<br />

Böyle eksik duâlar benden geçse affeyle,<br />

Vaâd ayeti vaâdini eylemesem ben fark,<br />

Anlamayıp bazı şeyler benden geçse affeyle.<br />

Kurân’ın izzet ve ikrâmını yerine getirmesem,<br />

Edepsizlik, akılsızlık benden geçse affeyle,<br />

Hazretinde ben gibi kulun hatası çoktur,<br />

Yüz karası her hatâlar benden geçse affeyle.<br />

Hoca Ahmed Miskîn’in noksânî çoktur dünyada,<br />

Gerçi ya Rab binlerce hatâ benden geçse affeyle.<br />

‎32‎حکمت<br />

اهلى قادرا پروردكارا<br />

رحم قيل بندنكا اى كردکارا<br />

سغنيدمي حضرتينکكا اى اهلى<br />

ياراتقان مجله عاملىن پناهى<br />

32. Hikmet<br />

Ya İlâhî, Kâdir, Allah’ım,<br />

Rahmet eyle kuluna ey Rahmân,<br />

Sığındım Zât’ına ey Allah’ım,<br />

Yaradan bütün âlemîn penâhı.<br />

108


اجابت سندين و مندين مناجات<br />

اى اهلى ذواجلالل مجله حاجات<br />

اهلى حاجتيمىن سن روا قيل<br />

كرميسن لطف ايله دردمي دوا قيل<br />

كرم برله كيچوركيل اى اريغ ذات<br />

عذاب آخرتدين قيلغيل آزاد<br />

اهلى شر شيطاندين سن اسره<br />

قموغ يازوقالرميدين هم سن اسره<br />

قموغ يازوقالرميدين توبه قيلدمي<br />

كه مست ايردمي كه من آندين آييلدمي<br />

دميايدور من بىن جاندين آيرمه<br />

وىل آخرده امياندين آيرمه<br />

اهلى برچه ىن فرياديغه ييت<br />

قموغ بيچارهالرىن داديغه ييت<br />

قلونك عاصى ىن سن هر حاجتني بري<br />

بو درد ىب دوامكا سن دوا بري<br />

اهلى سن كيچوركيل طاقتيم يوق<br />

سىن آلدينكده اليق طاعتيم يوق<br />

اهلى ذات پاكينك حرمتيدين<br />

ايريكيل بيزىن شيطان زمحتيدين<br />

İcâbet Sen’den ve başvurmak bendendir,<br />

Ey İlâh-ı Zül-celâl bütün hâcetlerde.<br />

İlâhi hâcetimi Sen kolaylaştırır,<br />

Kerîm’sin lûtf eyle derdime devâ eyle.<br />

Kerem ile affeyle ey Ârif Zât,<br />

Âhiret azabından azâd eyle.<br />

İlâhî şeytânın şerrinden Sen sakla,<br />

Bütün günâhlarımdan hem Sen sakla.<br />

Bütün günâhlarımdan tevbe eyledim,<br />

Ki aklım başta değildi ben ondan ayıldım.<br />

Demiyorum beni cândan ayırma,<br />

Son günümde imândan ayırma.<br />

İlâhî herkesin feryâdına yetiş,<br />

Bütün çâresizlerin imdâdına yetiş.<br />

Âsî kulunun Sen her hâcetini ver,<br />

Bu devâsız derdliye Sen devâ ver.<br />

İlâhî Sen affeyle takâtım yok,<br />

Senin önünde lâyık ibâdetim yok,<br />

İlâhî pak Zât’ının hürmetinden,<br />

Uzaklaştır bizi şeytânın sıkıntısından.<br />

109


اهلى برچه نی قلوقغه خاص ايت<br />

مين مندين آليب بري يول خالص ايت<br />

منكا توفيق سو يدين سن ايچورکيل<br />

كرم برله کناهيم ىن کيچورکيل<br />

که بيلماس ده کناه بسيار قيلدمي<br />

كونكلالرىن بوزوب آزار قيلدمي<br />

كه هر عاصى ايرور رمحتكا اليق<br />

كيل اى احد دعاغه بول موافق<br />

İlâhî herkesi kulluğa hâs eyle,<br />

Beni benden alıp bir kez özgür eyle.<br />

Bana tevfîk suyundan Sen içir,<br />

Kerem ile günâhımı affeyle.<br />

Ki bilmeden sayısız günâh işledim,<br />

Gönülleri yıkıp mahzûn eyledim.<br />

Ki her âsî rahmete layıktır,<br />

Gel ey Ahmed duâya ol muvafık.<br />

‎33‎حکمت<br />

عشق يوليده فنا بوالى حق بري و بار<br />

هرنه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

ايلكيم آچيب دعا قيالى ايزمي جبار<br />

هر نه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

عشقى تيكسه کويدور كوسى جان و تن‏ ىن<br />

عشقى تيكسه ويران قيلور ما و من ىن<br />

عشق بوملسه تانيب بوملس موليم سىن<br />

هر نه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

عشق دفرتی سيغماس دوستالر درکاهىکا<br />

مجله عاشق يغيليب بارکاى باركاهىکا<br />

يىت دوزخ طاقت قيلمس بري آهىکا<br />

هرنه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

33. Hikmet<br />

Aşk yolunda yok olayım Hakk Bir ve Var,<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

Elimi açıp duâ kılayım, Azîm Cebbâr,<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

Aşkı değse, yakıcısı cân ve bedeni,<br />

Aşkı değse, vîrân eyler ben-benliği,<br />

Aşk olmasa, bulup olmaz Mevlâ’m seni;<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

Aşk defteri sığmaz dostlar dergâhına;<br />

Cümle âşık yığılıp varır bargâhına<br />

Yedi cehennem dayanamâz bir âhına;<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

110


خاص عشقينكىن کورسات مينكا شاکر بوالی<br />

اره قويسه زکرياديك ذاکر بوالى<br />

ايوب صفت بالسيغه صابر بوالى<br />

هرنه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

عشق درديىن طلب قيلدمي درماىن يوق<br />

عشق يوليده جان بريکان ىن ارماىن يوق<br />

بو يولالرده جان بريمسه امكاىن يوق<br />

هرنه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

قايدين تاپاى عشقينك توشىت قرارمي يوق<br />

عشق ثناسني کوىن توىن قويارمي يوق<br />

درکاهينکدين اوزكا يرکا بارارمي يوق<br />

هرنه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

عشق بازارى اولوغ بازار سودا حرام<br />

عاشقالرکا سيندين اوزكا غوغا حرام<br />

عشق يوليغه كريکانالركا دنيا حرام<br />

هرنه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

عاشقليقىن دعوی قيليب يوراملادمي<br />

نفسدين کيچيب مني امرىىن قيالملادمي<br />

نادانليقده حق امريىن بيالملادمي<br />

هرنه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

قول خواجه امحد عشقدين قاتيغ بال بوملاس<br />

مرهم سورمه عشق درديغه دوا بوملاس<br />

کوز ياشيدين اوزکا هيچکيم کواه بوملاس<br />

هرنه قيلسنك عاشق قيلغيل پرورديکار<br />

Hâs aşkını göster bana, şükreder olayım,<br />

“Erre” koysa, Zekeriyya gibi zikreder olayım,<br />

Eyyûb gibi belâsına sabreder olayım,<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

Aşk derdini talep eyledim, dermânı yok;<br />

Aşk yolunda Cân verenin korkusu yok;<br />

Bu yollarda Cân vermese, imkânı yok;<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

Nereden bulayım, aşkın düştü, kararım yok;<br />

Aşk yakarışını gece gündüz bırakacağım yok;<br />

Dergâhından başka yere varacağım yok;<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

Aşk pazarı ulu pazar, sevdâ Harâm;<br />

Aşıklara senden başka kavgâ Harâm;<br />

Aşk yoluna girenlere dünyâ Harâm;<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

Aşıklığı davâ kılıp yürüyemedim;<br />

Nefsden geçip ben emrini kılamadım;<br />

Câhillikte Hakk emrini bilemedim;<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

Kul Hoca Ahmed aşktan ağır belâ olmaz;<br />

Merhem sürme, aşk derdine devâ olmaz;<br />

Göz yaşından başka bir şey tanık olmaz;<br />

Her ne eylesen, âşık eyle ey Allah’ım.<br />

111


34 حکمت<br />

ايا شاهي دو عامل پادشاهي<br />

ايرورسن بنده ين پشت پناهي<br />

تيالب دامي سيين اول ذات پاكينك<br />

شياطني شريدين بريكيل پناهي<br />

بو شيطان شريدين كيمكا قاچارمني<br />

سيين آلدينكده دور سري کماهي<br />

خداوندا سينكا مني ياندمي اميدي<br />

اوزونك سني بارچه كا رازق اهلي<br />

كراماً‏ كاتبني آتليغ فرشته<br />

بيابان قم الريدين كوب كناهي<br />

حممد کيم ايرور هادي عامل<br />

اوشل كونده بوالدور دادخواهي<br />

اوقوب نامين کورسام هيچ عمل يوق<br />

باشيم قويي ساليب بولغوم تباهي<br />

که مني ديرمني بو ايش ين قيلغانيم يوق<br />

متام اعضاالرمي بولغاي كواهي<br />

اولوم ين دستيدين هيچكيم قوتوملاس<br />

قلنكدر بول باشينكا کي کالهي<br />

34. Hikmet<br />

Ey sultânım iki cihân hakanı,<br />

Sensin kulunun arkası, sığınağı,<br />

Dileyip dâimâ senin o temiz zatını,<br />

Şeytanlar şerrinden ver kurtuluşu,<br />

Bu şeytânın şerrinden kime kaçarım,<br />

Senin elindedir sırrı kemâhi,<br />

Allah’ım sana ben yandım şimdi,<br />

Özündür herkese rızk veren Allah,<br />

“Kirâmen kâtibîn” adlı melek,<br />

Çöl kumlarından çok günâhı.<br />

Muhammed ki âleme yol göstericidir,<br />

O günde olacaktır yardımcı.<br />

Okuyup kitâbımı görsem hiç amel yok,<br />

Başımı önüme eğip olacağım pişmân.<br />

Ki ben derim “bu işi yaptığım yok”,<br />

Bütün organlarım olacaktır şâhid.<br />

Ölümün elinden hiç kimse kurtulmaz,<br />

Kalender ol başına giy külâhı.<br />

112


جهنم اوستيده تارتيغ صراطي<br />

كوروب بنده اورار افسوس آهي<br />

خواجه امحد يسوي سني ييغال دامي<br />

اسيغ قيلماس سينکا تنکالکي آهي<br />

Cehennem üstüne kurulu sıratı,<br />

Görüp kullar eyler fîgân-âhı.<br />

Hoca Ahmed Yesevî sen ağla dâimâ,<br />

Sâhiblik etmez sana yarınki âhı.<br />

35 حکمت<br />

عشقنك قيلدي شيدا ميين مجله عامل بيلدي ميين<br />

قايغو سينسني توين کوين مينکا سينوق کرکسني<br />

تعايل هللا زهي معين سني ياراتدنك جسم و جاين<br />

قولليق قيالم توين کوين مينکا سينوق کرکسني<br />

كوزم آچدمي سيينكوردميكلّکونكلين سينکا بريدمي<br />

اوروغالرمي تركني قيلدمي مينکا سينوق کرکسني<br />

سوزالسام منيتيليمده سنيكوزالسام منيكوزميده سني<br />

كونكليمدههمجانيمدهسنيمينكاسينوقکرکسني<br />

فدا بولسون سينكا جانيم توكار بولسانك مينم قانيم<br />

مني قولنك مني سني سلطامن مينكا سينوقکرکسني<br />

عامل الركا كتاب کرياك صوفيالرغه مسجد کرياك<br />

جمنون الرغه ليلي كرياك مينكا سينوق کرکسني<br />

غافل الركا دنيا كرياك عاقل الرکا عقيب کرياك<br />

واعظ الرغه منرب كرياك مينكا سينوق کرکسني<br />

35. Hikmet<br />

Aşkın eyledi şeydâ beni cümle, âlem bildi beni,<br />

Kaygım sensin gece gündüz, bana sen gereksin.<br />

Taâla’llah Zîhî ma ni, sen yarattın cisim ve cânı,<br />

Kulluk eyleyim gece gündüz, bana sen gereksin.<br />

Gözüm açtım seni gördüm, bütün gönülü sana verdim,<br />

Akrabalarımı terk eyledim, bana sen gereksin.<br />

Söylesem ben dilimdesin, gözlesem ben gözümdesin,<br />

Gönlümde hem cânımdasın, bana sen gereksin.<br />

Fedâ olsun sana cânım, döker olsan benim kanım,<br />

Ben kulunum sen sultânım, bana sen gereksin.<br />

Âlimlere kitap gerek, sûfîlere mescid gerek,<br />

Mecnûn’lara Leylâ gerek, bana sen gereksin.<br />

Gafıllere dünyâ gerek, akıllılara âhiret gerek,<br />

Vaizlere minber gerek, bana sen gereksin.<br />

113


عامل باري اومچاخ بولسه مجله حورالر قارشو کيلسه<br />

هللا مينكا روزي قيلسه مينكا سينوق کرکسني<br />

اومچاخ كرم جوالن قيالم نه حورالرغه نظر قيالم<br />

آين موين مني نه قيالم مينكا سينوق کرکسني<br />

خواجه امحد دور مينم آتيم توين کوين ينار اومت<br />

ايكي جهانده اميدمي مينكا سينوق کرکسني<br />

Âlem bütün cennet olsa, bütün hûrîler karşılamağa gelse,<br />

Allah bana nasîp eylese, bana sen gereksin.<br />

Cennete gireyim cevlân eyleyim, ne hûrîlere nazar eyleyim<br />

Onu bunu ben ne eyleyim, bana sen gereksin.<br />

Hoca Ahmed benim adım, gece gündüz yanar odum,<br />

İki cihânda umudum, bana sen gereksin.<br />

‎36‎حکمت<br />

حممدين بيلينك ذايت عرب دور<br />

طريقتين يويل کل ادب دور<br />

حقيقت بيلمكان آدم اميس دور<br />

بيلينكز هيچ نيمه کا اوخشاماس دور<br />

بيلينك بيچون ايرور هم يب چکونه<br />

و يب شبهه ايرور هم يب منونه<br />

قهرالنسه قيلور يري بريله يکسان<br />

بوالدور زلزله يري بريله آمسان<br />

بريور بولسه توکامنس نعمت بار<br />

رحم قيلسه بيلينكيز رمحت بار<br />

36. Hikmet<br />

Muhammed’in bilin zâtı Araptır,<br />

Tarîkatın yolu bütün edeptir.<br />

Hakikat bilmeyen insân değildir<br />

Biliniz hiçbir şeye benzemezdir.<br />

Bilin be-çün olur hem bi-çigüne;<br />

Ve bi-şübhe olur hem bî-numûne<br />

Kahırlansa, eyler yer ile yeksân;<br />

Olmakta zelzele yer ile gökler.<br />

Rahmet eylese, biliniz, rahmeti var;<br />

Verir olsa, tükenmez nimeti var.<br />

114


حممدين صفت قيلسم کمينه<br />

اناسيين آيت بيلكيل امينه<br />

اتاسي آيت عبدهللا ايکان دور<br />

انادين توغمايني اولكان ايكاندور<br />

حممدين بابسي ساقالغاندور<br />

يالنكاچ آچالرين يوقالکاندور<br />

بابسني بيلسنکيز عبداملطلب<br />

کونكلده ساقالكاي سيز خيشي بيليب<br />

باباسيين اتاسي ايردي هاشيم<br />

ايشيتكانده اقادور کوزده ياشيم<br />

بيلينك تورتونچي سي دور عبد مناف<br />

آالرين بيلسه هر کيم کونكلي دور صاف<br />

رسول ين بيلسه هر کيم تورت پشتني<br />

قيامتده كزار سيكز هبشتني<br />

باباسي ييت ياشيده اولوب دور<br />

رسولين عمي سيکا برييب دور<br />

ابوطالب علي ين آته سي دور<br />

قاموغ اعرايب الرين کاته سي دور<br />

ابوطالب بوالدور ايش باشيده<br />

حممد اولتورور دامي قاشيده<br />

Muhammed’i târif eylesem kemîne,<br />

Anasının adı bil Âmine<br />

Babasının adı Abdullah’tır<br />

Anadan doğduğunda anası ölmüştür.<br />

Muhammed’i dedesi korumuştur<br />

Çıplak açları yoklayandır.<br />

Dedesi biliniz Abdulmuttalîb;<br />

Gönülde saklayınız iyi bilip.<br />

Dedesinin babası idi Hâşim;<br />

İşitince akmakta gözde yaşım.<br />

Biliniz dördüncüsüdür Abdulmenâf;<br />

Onları bilse her kim, gönlüdür sâf.<br />

Rasûl’un bilse her kim dört ceddini,<br />

Kıyâmette gezer sekiz cennetini<br />

Babası yedi yaşında ölmüştür;<br />

Rasul’u amcasına vermiştir.<br />

Ebû Tâlib Alî’nin babasıdır;<br />

Bütün Arabların büyüğüdür.<br />

Ebû Tâlib olmakta iş başında,<br />

Muhammed oturur dâimâ karşısında<br />

115


حممدين ياشي اون يت بولدي<br />

که اول وقتده خدجيه آين کوردي<br />

حممدين بيلينك کيم مثل شونقار<br />

خدجيه آين کوروب بوالدور زار<br />

خدجيه کونکليده آين سويادور<br />

حممد عشقيده ايچي کويادور<br />

کيچه کوندوز تيالر آين خدادين<br />

بيلينکيز عاقبت تابت مرادين<br />

کورونکيزالر خداين شيوه سيين<br />

حممد باقغان ايکان تيوه سي ين<br />

خدجيه غه رسول چاكر بولوبتور<br />

بو باعث بريله بيل آين آليب دور<br />

خدجيه ين خدا خبتني آچيب دور<br />

رسول ين باشيغه درالر ساچيب دور<br />

رسول ين ياشالري قرقه يتيب دور<br />

كه اندين سونك خدادين وحي يتيب دور<br />

كه آندين سونك حممد بولدي پادشاه<br />

رسول ين كونكليده يار بولدي هللا<br />

حممدين ايشني هللا بيتوردي<br />

خاليق بارچه سي اميان کيتوردي<br />

Muhammed’in yaşı on yedi oldu;<br />

Ki o vakit Hatice O’nu gördü.<br />

Muhammed’i bilin ki şâhın misâli<br />

Hatice O’nu görüp olmakta ağlamaklı.<br />

Hadîce gönlünde O’nu sevmektedir<br />

Muhammed Aşkında içi yanmaktadır.<br />

Gece gündüz diler O’nu Allah’tan;<br />

Biliniz sonunda buldu murâdın.<br />

Görünüz Allah’ın işini<br />

Muhammed bakmakta iken devesini,<br />

Hatice’ye Rasûl çâker olmuştur,<br />

Bu sebeple bil sen O’nu almıştır.<br />

Hatice’nin Allah bahtını açmıştır;<br />

Rasûl’un baçına inciler saçmıştır.<br />

Rasûl’un yaşları kırka varmıştır,<br />

Ki ondan sonra Allah’dan vahy yetmiştir.<br />

Ki ondan sonra Muhammed oldu sultân<br />

Rasûl’un gönlünde yâr oldu Allah.<br />

Muhammed işini Allah yazdırdı;<br />

İnsanların hepsi imân getirdi.<br />

116


رسول ين باشيده بولدي عمامه<br />

كمال تابت اوتوز اوچ مينك صحابه<br />

رسول غه بارچه سي خذمت قيالدور<br />

ادب بريالن يوروب عزت قيالدور<br />

رسول آلديغه بري يتيم كيليب دور<br />

غريب و مبتال مني ديب ايتيب دور<br />

رحم قيلدي رسول آين حاليغه<br />

تيالكانني آين بريدي قوليغه<br />

رسول ايدي انكا مني هم يتيم مني<br />

يتيم ليكده غريبليغ ده يتيب مني<br />

حممد ايديالر هر کيم يتيم دور<br />

بيلينكالر اول ميين خاص امتيم دور<br />

يتيمين كورسنكيز آعريتمنکيزالر<br />

غريبين كورسنكيز داغ ايتمنکيزالر<br />

يتيمالر بو جهانده خوار ايكاندور<br />

غريبالرين ايشي دشوار ايكاندور<br />

غريبالرين ايشي دامي سلوك دور<br />

تريك ايرمس غريب مثل اولوك دور<br />

خداييغه غريبالر بيلكولوك دور<br />

غريبين ايرته اخشام سوركولوك دور<br />

Rasûl’un başında oldu imâme;<br />

Kemâl buldu otuz üç bin Sahâbe.<br />

Rasûl’a hepsi hizmet eylemektedir,<br />

Edep ile yürüyüp izzet eylemektedir.<br />

Rasûl önüne bir Yetîm gelmiştir<br />

Garîb ve müptelâyım deyip söylemiştir.<br />

Râhim eyledi Rasûl onun hâline;<br />

Dileğini onun verdi eline.<br />

Rasûl dedi ona: “Ben de yetimim;<br />

Yetimlikte, Garîblikte yetişmişim.”<br />

Muhammed demiştir: “Her kim yetimdir,<br />

Biliniz, o benim hâs ümmetimdir.”<br />

Yetimi görseniz, incitmeyiniz;<br />

Garîbi görseniz, dağ etmeyiniz.<br />

Yetimler bu cihânda ezilmiştir,<br />

Garîblerin işi zordur.<br />

Garîblerin işi dâimâ riyâzettir<br />

Diri değil, Garîb ölü gibidir.<br />

Allah’a Garîbler bellidir<br />

Garîbi sabâh akşam sormuştur.<br />

117


صفت قيلسام علي شري خدادور<br />

که مششري بريله كافرين قرادور<br />

کافرالرين قيلور اميانغه دعوت<br />

بريادور هر زمان اسالمكا قوّت<br />

که مؤمن بولغانني آليب كيالدور<br />

قبول قيلماغانني چاپيب كيالدور<br />

که مششري قولغه آليب مينسه دلدل<br />

توشادور قوم کافرالرغه غلغل<br />

قوليده كي يراغي ذوالفقاري<br />

چاپوشقانده اوزالور قرق قاري<br />

عليين بار ايدي اون سيكيز اوغلي<br />

اين هر قايسي سي دور كاته توغلي<br />

علي اسالم اوچون قانالر يوتادور<br />

که اسالم توغي ين حمكم توتادور<br />

خواجه امحد بيل غريبليككا توشوب دور<br />

رسول اوالديغه سوزالر قاتيب دور<br />

Târif eylesem, Alî Allah’ın arslanıdır<br />

Ki kılıç ile kâfiri kırmıştır.<br />

Kâfirleri eyler imâna dâvet;<br />

Vermektedir her zamân İslâm’â kuvvet.<br />

Ki mümin olanını alıp gelmektedir;<br />

Kabûl kılmayanını kırıp gelmektedir.<br />

Ki kılıç ele alıp binse Düldül’e<br />

Düşmektedir kâfir kavimlerine velvele<br />

Elindeki silâhı Zülfikâr’ı,<br />

Savaşanda uzar kırk arşın.<br />

Alî’nin var idi on sekiz oğlu;<br />

Onun her hangisidir büyük tuğlu,<br />

Alî İslâm için kanlar yutmaktadır;<br />

İslâm’ın tuğunu sıkı tutmaktadır.<br />

Hoca Ahmed bil garîbliğe düşmüştür,<br />

Rasûl evlâdına sözler katmıştır.<br />

‎37‎حکمت<br />

الكذاب ال امىت دئدى بيلينك حممد<br />

يالغانچىالر قومىىن امّت دميس حممد<br />

37. Hikmet<br />

“El-kezzâbu lâ ûmmeti” dedi, bilin Muhammed;<br />

Yalancılar kavmini ümmet demez Muhammed.<br />

118


توغرى يوركان قليىن حقىن ايزالب يوىلىن<br />

راست يوركان قليىن امت ديكاى حممد<br />

هركيم امّت من ديسه رسول ايشني قوميسه<br />

شفاعت كوىن بولسه حمروم قوميس حممد<br />

تنكرى تعاىل سوزين رمول هللا سنتني<br />

اينامناكان امتني امت دميس حممد<br />

امّت من ديب يورورسن بويروغينی قيلمس سن<br />

نچوك امد توتارسن آنده سورمس حممد<br />

مشكل دور عاصى بنده امت دميسه آنده<br />

رسوا بولور حمشرده امت دميس حممد<br />

امّت ديكاى حممد چني سوزالسه قول امحد<br />

تانكال بولسه قيامت حمروم قوميس حممد<br />

Doğru giden kulunu, Hakk’ın arayıp yolunu,<br />

Doğru yürüyen kulunu ümmet diyecek Muhammed.<br />

Her kim “Ümmetim” dese, Rasûl işini bırakmasa<br />

Şefâat günü olsa, mahrûm bırakmaz Muhammed.<br />

Tanrı Teâlâ sözünü, Rasûlullah sünnetini<br />

İnanmayan ümmetini ümmet demez Muhammed.<br />

Ümmetim diye yürürsün, buyruğunu yapmazsın,<br />

Nasıl ümit edersin, orada sormaz Muhammed.<br />

Müşküldür âsî kul, ümmet demese orada,<br />

Rezil olur mahşerde, ümmet demez Muhammed.<br />

Ümmetim der Muhammed, gerçek söylese Kul Ahmed,<br />

Sabâha olsa Kıyâmet mahrûm bırakmaz Muhammed.<br />

‎38‎حکمت<br />

نور خدا دوست خدا اول مصطفي<br />

كيم الر اوچون کيلدي رسول بيلكدينكز مو<br />

درود خدا ورد خدا حق مصطفي<br />

كيم الر اوچون کيلدي رسول بيلكدينكز مو<br />

38. Hikmet<br />

Allah nûru, Allah dostu o Mustafâ<br />

Kimler için geldi Rasûl bildiniz mi?<br />

Allah selâmı, Allah zikri Hakk Mustafâ,<br />

Kimler için geldi Rasûl bildiniz mi?<br />

119


كيم الر اوچون كريان قيلدي کوزالريين<br />

امت اوچون بريان قيلدي اوزالريين<br />

امت بولسانك انكال اوشبو سوزالريين<br />

كيم الر اوچون کيلدي رسول بيلكدينكز مو<br />

ييغالي ييغالي يوز كوزالري ششت كورينك<br />

قيام توروب اياغالري ششت كورينك<br />

امت اوچون قايغو حمنت چيكت كورينك<br />

كيم الر اوچون کيلدي رسول بيلكدينكز مو<br />

ايا دوستالر موين بيلور امت قاين<br />

اكر بيلسنك آندين ارتوق نعمت قاين<br />

قيامت کون آندين اوزا شفقت قاين<br />

كيم الر اوچون کيلدي رسول بيلكدينكز مو<br />

امت بولوب رسول قدرين بيلدينكزمو<br />

تن جان بريله سنت الرين قيلدينكزمو<br />

رسول اوچون زار اينکرابان اومتدينك مو<br />

كيم الر اوچون کيلدي رسول بيلكدينكز مو<br />

هيهات هيهات سعادت دور اول مصطفي<br />

هيهات هيهات غنيمت دور اول مصطفي<br />

هيهات هيهات عنايت دور اول مصطفي<br />

كيم الر اوچون کيلدي رسول بيلكدينكز مو<br />

قول خواجه امحد سوزالر سوزونك تليم قفا<br />

امت الرمي قيلغيل وفا قيلمه جفا<br />

امت كا مونداغ ديدي حق مصطفي<br />

كيم الر اوچون کيلدي رسول بيلكدينكز مو<br />

Kimler için yaşlı eyledi gözlerini,<br />

Ümmet için yanık eyledi özlerini,<br />

Ümmet olsan anla bu sözlerini,<br />

Kimler için geldi Rasûl bildiniz mi?<br />

Ağlaya ağlaya yüz gözleri şişti görün,<br />

Kıyâmda durup ayakları şişti görün,<br />

Ümmet için kaygı sıkıntı çekti görün,<br />

Kimler için geldi Rasûl bildiniz mi?<br />

Ey dostlar bunu bilir ümmet hani,<br />

Eğer bilsen ondan fazla nimet hani,<br />

Kıyâmet günü ondan geçen şefkat hani,<br />

Kimler için geldi Rasûl bildiniz mi?<br />

Ümmet olup Rasûl değerini bildiniz mi?<br />

Ten-cân ile sünnetlerini yaptınız mı?<br />

Rasûl için ağlayıp inleyerek geçtiniz mi?<br />

Kimler için geldi Rasûl bildiniz mi?<br />

Heyhat heyhat sâadetdir o Mustafâ,<br />

Heyhat heyhat ganîmettir o Mustafâ,<br />

Heyhat heyhat inâyettir o Mustafâ,<br />

Kimler için geldi Rasûl bildiniz mi?<br />

Kul Hoca Ahmed söyler sözünle dilim kefâ,<br />

Ümmetlerim eyle vefâ kılma cefâ,<br />

Ümmetine böyle dedi Hakk Mustafâ,<br />

Kimler için geldi Rasûl bildiniz mi?<br />

120


‎39‎حکمت<br />

بيزدين درود بسيار يا مصطفى حممد<br />

حتيات ىب مشار يا مصطفى حممد<br />

يا سيد املرسلني يا خامت النبيني<br />

يا هادى املضلني يا مصطفى حممد<br />

يا ايها املدثر حق ايدى قم فانذر<br />

و ربک فكرب يا مصطفى حممد<br />

حضرتده سني معظم قربتده سني مكرم<br />

انبياغه مقدم يا مصطفى حممد<br />

سني سني حبيب خالق حق درکاهىغه اليق<br />

خالصة خاليق يا مصطفى حممد<br />

اصل وجود آدم مرسل نىب خامت<br />

راز هنانغه حمرم يا مصطفى حممد<br />

طوبی قاب قوسني قمری باغ کونني<br />

برچه غه قرت عينني يا مصطفى حممد<br />

عرشى كرسيدين آشقان حضرتيكا اوالشقان<br />

توقسان مينك راز ايتوشكان يا مصطفى حممد<br />

يري کوك ايرور مأمورينك صحابهالر منظورينك<br />

مجله امت مغفورينك يا مصطفى حممد<br />

39. Hikmet<br />

Bizden sonsuz Selâm yâ Mustafâ Muhammed,<br />

Tahiyyat-ı bî şumar yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Yâ Rasûller Efendisi, yâ Nebilerin sonuncusu,<br />

Yâ sapıtmışların doğrultucusu yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Ya “Eyyühel müddessir” Hakk dedi “Kum feenzir”,<br />

“Ve rabbike fekebbir” yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Yüce hazrettesin keremli gurbettesin,<br />

Peygamberlerin öncüsü yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Sen’sin Hâlık’ın sevgilisi, Hakk dergâhına lâyık,<br />

Yaratılmışların özü yâ Mustafâ Muhammed.<br />

İnsan varlığının aslı, Rasûl ve nebîlerin sonuncusu,<br />

Gizli niyâza mâhrem yâ Mustafâ Muhammed.<br />

“Kâbe-kavseyn”in tubası, kevneyn bağının ayı,<br />

Herkese kurret ayneyn yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Arş ve kűrsiden aşan Hazret’ine ulaşan,<br />

Doksan bin niyâz söyleyen yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Yer gök yürür me’mûrundur, sahâbeler manzurun,<br />

Bütün ümmet mağfurun yâ Mustafâ Muhammed.<br />

121


هر کيمکا بولسه ميلينک کوتارور حق عذابني<br />

عامل سينينک طفيلينک يا مصطفى حممد<br />

هر كيم سينكا سيغينور متوغدين اول قوتولور<br />

اومچاخ سرى اوالنور يا مصطفى حممد<br />

جانيم فداسى قيلسام خوشنودلوقيىن آلسام<br />

ارمان يوق ايردی اولسام يا مصطفى حممد<br />

کرچه كوبتور گناهيم كيچوركاى سني اهليم<br />

سني سني ميىن پناهيم يا مصطفى حممد<br />

يارب نچوك قيلغاميني شفاعتني قولكاى مني<br />

امىتدين بولغاميني يا مصطفى حممد<br />

امتدين بولغانالر شفاعتني قولغانالر<br />

اهل هبشت بولغانالر يا مصطفى حممد<br />

امحد مرادی سني سني ذكرى و يادى سني سني<br />

ايشالر كشادى سني سني يا مصطفى حممد<br />

Her kime olsa meylin kaldırır Hakk Azâbını,<br />

Âlem senin tufeylin yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Her kim sana sığınır cehennemden o kurtulur,<br />

Cennet’e doğru yollanır yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Cânımı fedâ eylesem hoşnûdluğunu alsam,<br />

Üzüntü yoktur ölsem yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Gerçi çoktur günâhım affedesin Allah’ım,<br />

Sensin benim sığınağım yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Yâ Rab nasıl eyleyim şefâatini alayım,<br />

Ümmetinden olayım yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Ümmetinden olanlar Şefâatini alanlar,<br />

Cennet ehli olanlar yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Ahmed’in murâdı sensin zikri ve yâdı sensin,<br />

İşlerin anahtarı sensin yâ Mustafâ Muhammed.<br />

‎40‎حکمت<br />

اون سيكز مينك عاملغه سرور بولغان حممد<br />

اوتوز اوچ مينك اصحابغه رهرب بولغان حممد<br />

يالنكاچ آچليقغه قناعت ‏ليک حممد<br />

عاصى جاىف امتغه شفاعت ‏ليک حممد<br />

40. Hikmet<br />

On sekiz bin âleme server olan Muhammed;<br />

Otuz üç bin ashâba rehber olan Muhammed.<br />

Çıplaklık ve açlığa kanaatlı Muhammed;<br />

Âsî, câfi ümmete şefâatlı Muhammed.<br />

122


تونالر ياتيب ايومس تالوت ليک حممد<br />

غريب برله يتيمغه مروّت ليک حممد<br />

يولدين آزغان گمراهغه هدايت ليک حممد<br />

مهم توشسه هر كيمكا كفايت ليک حممد<br />

ابوجهل هلبغه سياست ليک حممد<br />

مالمتىن صابوىن سالمت ليک حممد<br />

مناز روزه قيلغوچى عبادت ليک حممد<br />

تينماى تسبيح ايتكوچى رياضت ليک حممد<br />

ملعون لعني شيطانغه سياست ليک حممد<br />

شريعتىن يوليغه عنايت ليک حممد<br />

طريقتغه رهنما ارادت ليک حممد<br />

حقيقتكا مقتدا اجازت ليک حممد<br />

دعاالرى مستجاب اجابت ليک حممد<br />

ميانليغغه خيشيليق كرامت ليک حممد<br />

توفيق بريکان ظاملكا جاللت ليک حممد<br />

سجده قيلغان ايکيليب اطاعت ليک حممد<br />

بيش وقت مناز قيلغانده امامت ليک حممد<br />

معراج آشيب بارغانده شهادت ليک حممد<br />

عرش کرسی بازاری عنايت ليک حممد<br />

سيکيز هبشت ايکاسی واليت ليک حممد<br />

Geceleri yatıp uyumaz, tilâvetli Muhammed;<br />

Garîb ile yetime mürüvvetli Muhammed.<br />

Yoldan azan günâhkâra hidâyetli Muhammed;<br />

Muhtâç düşse herkese, kifâyetli Muhammed.<br />

Ebû Cehl ve Ebû Leheb’e siyâsetli Muhammed;<br />

Melâmetin sabunu, selâmetli Muhammed.<br />

Namâz, oruç kılıcı, ibâdetli Muhammed;<br />

Dinmeyip tesbîh söyleyici, riyâzetli Muhammed<br />

Lânetli, lanetlenmiş şeytâna siyâsetli Muhammed;<br />

Şeriatın yoluna inâyetli Muhammed.<br />

Tarikate yol gösterici, irâdetli Muhammed;<br />

Hakikate muktedâ, icâzetli Muhammed.<br />

Duâları müstecap, icâbetli Muhammed;<br />

Kötülüğe iyilik, kerâmetli Muhammed.<br />

Tevfîk veren zâlime, celâletli Muhammed;<br />

Secde kılan eğilip, itâatlı Muhammed.<br />

Beş vakit namâz olduğunda imâmetli Muhammed;<br />

Mirâc aşıp vardığında şehâdetli Muhammed.<br />

Arş ve Kürsü pazarı, inâyetli Muhammed;<br />

Sekiz cennet sâhibi velâyetli Muhammed.<br />

123


41. Hikmet ‎41‎حکمت<br />

مسکني امحد قليغه کتابت ليک حممد<br />

يتيم فقري غريبغه سخاوت ليک حممد<br />

باشيغه توشوب نعرة سوداى حممد<br />

من آىن اوچون كوييده شيداى حممد<br />

كيم امىت دور محد و ثنا تينماين ايتور<br />

پاكا صمدا قيل مىن رسواى حممد<br />

كونكلومكا ساليب عشق حمبتىن اهليم<br />

قيلغيل مىن سني عاشق يكتای حممد<br />

مانندة جمنون كيچوروب ايكى جهاندين<br />

ديوانه قيليب قيل مىن رسواى حممد<br />

اولتوركيل كويدوركيل هر حمنىت سالغيل<br />

اول روز جزا قيل مىن شيداى حممد<br />

دامي غم امت يدى و ميادى نعمت<br />

کرامىت دور سن قاىن غم های حممد<br />

امت ديبان كيچه كوندوز يدى حسرت<br />

كوكسيدين چقارور پر خوىن دهلاى حممد<br />

امت کناهيىن تيالب او شاهى شاهنشاهى<br />

اول روزى جزا بوالر اول دادخواهى حممد<br />

Miskîn Ahmed kuluna kitâbetli Muhammed;<br />

Yetîm, fakîr, garîbe sehâvetli Muhammed.<br />

Başıma düşüp nara-ı sevdâ-yı Muhammed,<br />

Ben onun için yolunda şeydâ-yı Muhammed.<br />

Kim ümmeti ise durmadan hamd ve senâ söyler,<br />

Yâ Samed eyle beni nisva-ı Muhammed.<br />

Gönlüme koyup aşk sevdâsını Allah’ım,<br />

Eyle beni sen âşık-ı yektâ-yı Muhammed.<br />

Mecnûn misâli geçirip iki cihândan,<br />

Divâne eyleyip eyle beni rüsvâ-yı Muhammed.<br />

Öldür, yandır, her sıkıntıyı gönder,<br />

O cezâ günü eyle beni şeydâ-yı Muhammed.<br />

Her zamân ümmet derdini yedi, yemedi nimet,<br />

Kerâmetidirsin hani gamhâ-yı Muhammed.<br />

Ümmet diyerek gece gündüz çekti hasret,<br />

Göğsünden çıkarır pûrhûn-ı dilhâ-yı Muhammed.<br />

Ümmetin günâhını dileyip o Şâhların Şâhı,<br />

O cezâ günü yok bizde pervâ-yı Muhammed.<br />

124


كيچكيل مهه دين ايزله حممدىن رضاسني<br />

وهللا بوالسن حلظه ده كوياى حممد<br />

سندين تيالكيم بولدور اى خالق بيچون<br />

سالغيل قوالغيمغه مىن غوغاى حممد<br />

من اورکواليني خوش كرمينكدين سىن هللا<br />

بري قطره تاتورغيل منكا دريا حممد<br />

يول بريکوچى رمحن رحيم غافر ستار<br />

قيلمه مىن شرمندة گمراهى حممد<br />

بري قطرة مى اوّل جام الستدين منكا انعام<br />

قيلغيل بوالين محدينكا داناى حممد<br />

روى سيهنك سور قدمى پري مغانغه<br />

لطف ايتسه بريور ديدة بيناى حممد<br />

مقصودميه يتكور مىن اى خالق بيچون<br />

من در طلب زلف مسن ساى حممد<br />

يوزدين كوتاريب پردهىن امحد سرى باقغيل<br />

من بندة اول موى سيه پاى حممد<br />

مسكني يسوى آرزوى روضة حضرت<br />

بولغاميو مُيَسّر خاك كف پاى حممد<br />

Vazgeç herşeyden ara Muhammed’in rızasını,<br />

Vallahi bulasın anında gûyâ-yı Muhammed.<br />

Sen’den dileğim budur ey Hâlık,<br />

Koy kulağıma benim gavgâ-yı Muhammed.<br />

Ben savrulayım hoş keremînden senin Allah,<br />

Bir damla tatdır bana deryâ-yı Muhammed.<br />

Yol verici Rahmân-Rahîm, Gafur ve Settâr,<br />

Kılma beni pîşmân-ı gümrâh-ı Muhammed.<br />

Bir damla su o elest kadehinden bana bağış,<br />

Eyle olayım hamdine dânâ-ı Muhammed.<br />

Kara yüzünü sür Pîr -i Kâmil’in ayak izine,<br />

Lutfetse verir dide-i bînâ-yı Muhammed.<br />

Maksadıma erdir beni ey Hâlık,<br />

Ben tâlibiyim zülf-ü semen sâ Muhammed.<br />

Yüzden kaldırıp perdeyi Miskîn’e doğru bak,<br />

Ben o kuluyum o mûy-ı siyâh pâ-yı Muhammed.<br />

Miskîn Yesevî arzû-yı ravza-ı Hazret,<br />

Olur mu müyesser hak-i kef i pa-ı Muhammed.<br />

125


‎42‎حکمت<br />

کوركان زمان اينانكان ابابكر صديق دور<br />

اوستون بولوب تيانكان ابابكر صديق دور<br />

مونكالشقانده ييغالكان قلوقغه بيل باغالغان<br />

ايچي بغري ين داغالغان ابابكر صديق دور<br />

بري قوليدين قيتماکان سرين هر کيز ايتماکان<br />

غافل بولوب يامتاكان ابابكر صديق دور<br />

جان جانانغه قاوشورکان قزين قولدين تابشورکان<br />

قول قاوشوروب يالباركان ابابكر صديق دور<br />

ايتكان سوزيكا ييتكان نفس هوادين كيتكان<br />

حق رسول ين بريکيتكان ابابكر صديق دور<br />

حممدكا قني اتا قيلكان اميس هيچ خطا<br />

بوينيغه سالغان پوطا ابابكر صديق دور<br />

قول خواجه امحد قيل تصديق يار غارين قيل تفريق<br />

عارفليكده بيل صادق ابابكر صديق دور<br />

42. Hikmet<br />

Gördüğü zamân inanan Ebâ Bekr-i Sıddîk’dır<br />

Üstün olup dayanan Ebâ Bekr-i Sıddîk’dır;<br />

Dertleşende ağlayan, kulluğa bel bağlayan,<br />

İç bağrını dağlayan Ebâ Bekr-i Sıddîk’dır;<br />

Bir sözünden dönmeyen, sırrını aslâ demeyen,<br />

Gâfil olup yatmayan Ebâ Bekr-i Sıddîk’dır;<br />

Cân cânana kavuşturan, kızını elden veren,<br />

El bağlayıp yalvaran Ebâ Bekr-i Sıddîk’dır;<br />

Dediği sözüne yeten, nefs ve hevâdan giden,<br />

Hak Rasûl’u güçlendiren Ebâ Bekr-i Sıddîk’dır;<br />

Muhammed’e kayınbaba, kılmış değil hiç hatâ,<br />

Boynuna koyan futa Ebâ Bekr-i Sıddîk’dır;<br />

Kul Hoca Ahmed tasdîk eyte, mağara dostunu ayrı tut,<br />

Âriflikte bil sâdık Ebâ Bekr-i Sıddîk’dır;<br />

‎43‎حکمت<br />

ايكنچي سي يار بولغان عدالت ليک عمردور<br />

مؤمن ليغ ده يار بولغان عدالت ليک عمر دور<br />

43. Hikmet<br />

İkincisi dost olan adâletli Ömer’dir;<br />

Müminlikte dost olan adâletli Ömer’dir.<br />

126


بالل غه اذان ايتورکان شريعت ين بيلدوركان<br />

دين سوزيين اوقتورکان عدالت ليک عمر دور<br />

کعبه ايشيكني آچدركان بارچه بت ين سيندورکان<br />

رسولكونكلني تيندوركان عدالت ليک عمر دور<br />

شريعت ين باش توتقان طريقت ين راست توتقان<br />

حقيقت ين خوب بيلكان عدالت ليک عمر دور<br />

اوغلني چرالب كيلتورکان دره اوروب اوت اولتوركان<br />

عدل قيليب يول سورکان عدالت ليک عمر دور<br />

چراغ بولوب اومچاکان دين يوليدين يامناکان<br />

ناحق ايشين ايتماكان عدالت ليک عمر دور<br />

مسکني امحد قيلکيل ياد قيلكيل عجزينکين بنياد<br />

شايد روحي شاد قيلكاي عدالت ليک عمر دور<br />

Bilal’e ezan okutan, şeriatı bildiren,<br />

Din sözünü anlatan adâletli Ömer’dir.<br />

Kâbe kapısını açtıran, bütün putları kırdıran,<br />

Rasûl gönlünü dindiren adâletli Ömer’dir.<br />

Şeriâtı gözeten, tarikatı doğru tutan,<br />

Hakîkati iyi bilen adâletli Ömer’dir.<br />

Oğlunu azarlayıp getiren, kırbaç vurup öldüren,<br />

Adalet eyleyip yol soran adâletli Ömer’dir.<br />

Çıra olup sönmeyen, din yolundan dönmeyen,<br />

Haksız işi eylemeyen adaledi Ömer’dir.<br />

Miskîn Ahmed eyle yâd, eyle aczini beyân,<br />

Belki rûhu eyler şâd, adâletli Ömer’dir.<br />

‎44‎حکمت<br />

اوچونچي دوست يار بولغان عثمان باحيا دور<br />

هر نفس ده يار بولغان عثمان باحيا دور<br />

حق رسول ين دامادي دينميزين آبادي<br />

بنده الرين آزادي عثمان باحيا دور<br />

44. Hikmet<br />

Üçüncü dostu yar olan hayâ sâhibi Osmân’dır<br />

Her nefeste yar olan hayâ sâhibi Osmân’dır.<br />

Hak Rasûl’ûn damadı, dinimizin âbadı,<br />

Kölelerin azad edicisi hayâ sâhibi Osmân’dır.<br />

127


اوقوغاين شاطيب آيت حديث كاتيب<br />

منرب اوزره خطييب عثمان باحيا دور<br />

مناجايت کوه طور آلغانالري ايكي نور<br />

ايتقانالري بارچه در عثمان باحيا دور<br />

کوبالر االرکا کيلدي قومياديالر شهزاده<br />

شهيد بولدي دهه ده عثمان باحيا دور<br />

توصيف قيلدينك عثمانين خواجه امحد سني اين<br />

يوقتور شك و گماين عثمان باحيا دور<br />

Okuduğu şâtibi, âyet, hadîs kâtibi,<br />

Minber üstünde hatibi hayâ sâhibi Osmân’dır.<br />

Münâcâtı kûh-ı Tûr, aldıkları iki nûr,<br />

Dedikleri bütün inci hayâ sâhibi Osmân’dır.<br />

Çoklar gelip yaya, koymadılar şehzâde,<br />

Şehîd eylediler orada, hayâ sâhibi Osmân’dır.<br />

Târif eyledin Osmân’ı, Hoca Ahmed sen onu,<br />

Yoktur şüphesi, gümânı, hayâ sâhibi Osmân’dır.<br />

‎45‎حکمت<br />

تورتونچي سي يار بولغان شري خدا علي دور<br />

هم معراجده يار بولغان شري خدا علي دور<br />

ايتكان سوزي رمحاين كورسنك يوزي نوراين<br />

کورسنک يوزين نوراين کافرالرين قراين<br />

مهت قوري بيليده موليم يادي تيليده<br />

ذوالفقاري ايلكيده شري خدا علي دور<br />

منيب چيقسه دلدلغه يريكا توشار زلزله<br />

كافرالرغه غلغله شري خدا علي دور<br />

45. Hikmet<br />

Dördüncüsü dost olan Hakk arslanı Alî’dir,<br />

Hem Mirâc’da yar olan Hakk arslanı Alî’dir.<br />

Dediği sözü rahmânî, görsen yüzü ûrânî,<br />

Kâfîrlerin kıranı Hakk arslanı Alî’dir.<br />

Himmet kuşağı belinde, Mevlâ’m yâdı dilinde,<br />

Zülfikâr’ı elinde Hakk arslanı Alî’dir.<br />

Binip çıksa Düldül’e, yere düşer zelzele,<br />

Kâfirlere velvele, Hakk arslanı Alî’dir.<br />

128


دمشن الركا مقابل بولدي كافرغه قاتل<br />

زايل قيلكان باطل ين شري خدا علي دور<br />

رمحت قيلكاي بري و بار هرنه قيلسه ايركي بار<br />

خواجه امحدكا مددكار شري خدا علي دور<br />

Düşmanlara mukâbil, oldu kâfire kâtil,<br />

Kılan bâtılı zâil Hakk arslanı Alî’dir.<br />

Rahmet eyleye Bir ve Var, her ne kılsa gücü var,<br />

Hoca Ahmed’e mededkâr Hakk arslanı Alî’dir.<br />

‎46‎حکمت<br />

بري كون كيلدي ابوبكر سلمان بيالن<br />

حق مصطفي رازين آچت رمحن بيالن<br />

بارچه بارور بو دنيادين ارمان بيالن<br />

ايلكني بولوب حقه واصل بوملاق اوچون<br />

عزرائل بري كون كيلدي فرمان بيالن<br />

فاطمه سالم بريدي اكرام بيالن<br />

حق مصطفي مشغول بولدي اميان ييالن<br />

اسّيغ تن دين عزيز جان ين بريماق اوچون<br />

رسول ايدي صحابه الر حبيل بولونك<br />

آخرت قه اوالندوق سيز انوق بيلينك<br />

روزه توتونك مناز اوقونك زكوه بريينك<br />

جهنمدين اوزين آزاد قيلماق اوچون<br />

دوشنبه كون حق مصطفي دنيا قويدي<br />

حق تعايل فرماين غه بويون سوندي<br />

ابن عباس سوين قويدي علي يودي<br />

اومچاخ اجيره حله تونني كيماق اوچون<br />

46. Hikmet<br />

Bir gün geldi Eba Bekr Selmân ile<br />

Hakk Mustafâ niyâzını açtı Rahmân ile<br />

Herkes gider bu dünyada üzüntü ile<br />

Elin olup Hakk’a Vâsıl olmak için.<br />

Azrâil bir gün geldi fermân ile<br />

Fatıma Selâm verdi ikrâm ile<br />

Hakk Mustafâ meşgûl oldu imân ile<br />

Sıcak bedenden azîz cânı vermek için.<br />

Rasûl dedi “Sahâbeler sessiz olun,<br />

Âhirete yollandık siz açık bilin,<br />

Oruç tutun, namâz kılın, zekât verin,<br />

Cehennemden özünü azad eylemek için...”<br />

Pazartesi günü Hakk Mustafâ dünyâyı bıraktı,<br />

Hakk Teâlâ fermânına boyununu sundu,<br />

İbn-i Abbâs suyunu koydu, Alî yıkadı,<br />

Cennet içinde hulle giysisini giymek için.<br />

129


هللا ديبان صحابه الر تربانديالر<br />

پيغمربين جنازه سني کوتارديالر<br />

اول سدره املنتهي غه اشورديالر<br />

عرش اوستيغه تيكوروبان قومياق اوچون<br />

آمسانده كي فرشته الر يريكا ايندي<br />

پيغمربين نوري بريالن عامل تولدي<br />

بابام تيو فاطمه کريان قالدي<br />

باباسيدين يتيم بولوب قاملاق اوچون<br />

قول خواجه امحد گوهر ينكليغ حكمت ايدي<br />

ايرانالركا خذمت قيليب نظر تابدي<br />

توقسان توقوز مينك حكمت ايتيب داستان قيلدي<br />

داستان قيليب بوستان ايچره يورماق اوچون<br />

Allah diyerek sahâbeler hareketlendiler,<br />

Peygamberin cenâzesini kaldırdılar,<br />

O “Sidretü’l-müntehâ”ya aşırdılar,<br />

Arş üstüne çıkararak koymak için.<br />

Göklerdeki melekler yere indi,<br />

Peygamberin nûru ile âlem doldu,<br />

“Babam” diye Fâtıma ağladı,<br />

Babasından Yetîm olup kalmak için.<br />

Kul Hoca Ahmed inci gibi hikmet söyledi,<br />

Erenlere hizmet eyleyip nazar buldu,<br />

Doksan dokuz bin hikmet deyip destân eyledi,<br />

Destân eyleyip cennet bahçesi içine yürümek için.<br />

‎47‎حکمت<br />

اول الست بربکم ديکاننده<br />

قالوا بلي ديكانيمين بيالملاس من<br />

و مادينکم ديبان ينه سوركاننده<br />

دينيم اسالم ديكانيمين بيالملاس من<br />

اهليم دين ينه اوچ يول كيلدي خطاب<br />

مؤمن ارواح ربيم سني ديب بريدي جواب<br />

جواب ايتماکاين كافر قيلدي ايزمي وهاب<br />

مني هم جواب ايتكانيم ين بيالملاس من<br />

47. Hikmet<br />

O “elestü bi-Rabbiküm?” dediğinde,<br />

“Kâlû belâ” dediğimi bilemezdim,<br />

“Vemâ dînuküm” diyerek yine sorduğunda,<br />

“Dinim İslâm” dediğimi bilemezdim.<br />

Allah’ımdan yine üç defa geldi hitâp,<br />

Mümin rûhlar “Rabbimsin” deyip verdi cevâp,<br />

Cevâp vermeyeni kâfir eyledi Azîm Vehhâb,<br />

Ben de cevâp verdiğimi bilemezdim.<br />

130


مجله روح كا شول ساعتده فرمان ييت<br />

فرمان بولغاچ دم اومتاين صف قورولدي<br />

كافر چپده مؤمن بنده اونكده توردي<br />

قايسي طرف تورکانيمين بيالملاس من<br />

سجده قيلديب حقدين ينه فرمان بولدي<br />

سجده قيليب بارچه مؤمن اولوش آلدي<br />

سجده قيلماي قالغانالري كافر بولدي<br />

مني هم سجده قيلغانيمين بيالملاس من<br />

اي مؤمن الر ومهي بريالن بولدوم كريان<br />

بو غم بريالن عقليم حريان يوراكيم قان<br />

تندين اوقوب دالدين اوتوب اورتادي جان<br />

نيچوك عالج ايتارميين بيالملاس من<br />

خدامي ين قدريت غه ييتيب بوملاس<br />

شقي سعيد امر قيلدي بيليب بوملاس<br />

طاقت قيليب خلق ايچنده توزوب بوملاس<br />

قايسي طرف كيتارميين بيالملاس من<br />

بريين گرب و بريين ترسا جهود قيلدي<br />

بريين مؤمن بريين كافر يهود قيلدي<br />

عزازيل ين دركاهيدين مردود قيلدي<br />

نه سبب دين قيلغاين ين بيالملاس من<br />

گناهيم كوب تاغ دين آغري طاعتيم آز<br />

طاعت قيلماي عمروم اويت قيش و هم ياز<br />

دركاهي كا بارور بولسام يوقتور نياز<br />

نه يوز بريالن بارارميين بيالملاس من<br />

Bütün ruhlara o sâatte fermân ulaştı,<br />

Fermân olunca, an geçmeden saf kuruldu,<br />

Kâfir solda Müslümân kullar sağda durdu,<br />

Hangi tarafta durduğumu bilemezdim.<br />

Secde eyle diye Hakk’tan yine fermân oldu,<br />

Secde eyleyip bütün müminler pay aldı,<br />

Secde eylemeyip kalanları kâfir oldu,<br />

Ben de secde eylediğimi bilemezdim.<br />

Ey müminler şüphe ile oldum giryân,<br />

Bu gâm ile aklım hayrân yüreğim kan,<br />

Vücuddan geçip gönülden geçip çırpındı Cân,<br />

Nasıl ilâç edeceğimi bilemezdim.<br />

Allah’ımın kudretine yetişip olmaz,<br />

İsyânkâr-itâatkâr emir kıldı bilip olmaz,<br />

Tâkat yetirip halk içinde gezip olmaz,<br />

Hangi tarafa gideceğimi bilemezdim.<br />

Birisini gebr ve birisini tersâ, cühûd eyledi,<br />

Birisini mümin birisini kâfir, yahûdî eyledi,<br />

Şeytânı dergâhından kovulmuş eyledi,<br />

Hangi sebepten eylediğini bilemezdim.<br />

Günâhım çok dağdan ağır ibâdetim az,<br />

İbâdet eylemeyip ömrüm geçti kış ve de yaz,<br />

Dergâhına gidecek olsam yoktur niyâz,<br />

Ne yüz ile gideceğimi bilemezdim.<br />

131


جاندين كيچكان چني عاشق الر اوزين كوردي<br />

روز ازل ينه بريين عاشق قيلدي<br />

لطف كرم ايالب آنكا عشقني سالدي<br />

آنده ديدار كورارميين بيالملاس من<br />

زاهد قيلدي ينه بريين طاعت اوچون<br />

زاهد ينه طاعت قيلمس راحت اوچون<br />

حور غلمان طويب ولدان جنت اوچون<br />

زاهد ديدار كورارميين بيالملاس من<br />

آخرت ين يراغي ين قيالملادمي<br />

يول الر اوزاق يول آزوقني آالملادمي<br />

جاندين كيچيب حق امريين قيالملادمي<br />

آزوق سزين بارارميين بيالملاس من<br />

تومياي قالدمي دم اومتايني عمرمي اويت<br />

ملك املوت کيلماكي هم ياووق ييت<br />

ايا دوستالر عمل سيز مني باشيم قايت<br />

نه حال بريله كيتارميين بيالملاس من<br />

بري فرصتده ييتب کيلماي اومتاي ساعت<br />

هيبت كا يري و كوكالر قيلماس طاقت<br />

فرمان بولسه اهليم دين ملك املوت<br />

نيچوك طاقت قيالرميين بيالملاس من<br />

جان آلورغه اول عزرائيل کيليب تورسه<br />

جانينك بري ديب هيبت بريله بري چنك اورسه<br />

اوچ يوز آلتميش تامورالرمي ترتار بولسه<br />

نه حال بريله بارارميين بيالملاس من<br />

Cândan geçen gerçek âşıklar özünü gördü,<br />

Ezel günü yine birisini âşık eyledi,<br />

Lütuf kerem eyleyip ona aşkını saldı,<br />

Orada cemâl göreceğimi bilemezdim.<br />

Zâhid eyledi yine birisini ibâdet için,<br />

Zâhid yine ibâdet eylemiş râhat için,<br />

Hûrî-gılmân, tûbâ dolu cennet için,<br />

Zâhid cemâl göreceğimi bilemezdim.<br />

Âhiretin ışığını temîn eyleyemedim,<br />

Yollar uzak yol azığını alamadım,<br />

Cândan geçip Hakk emrini yapamadım,<br />

Azıksız gideceğimi bilemezdim.<br />

Doymadan kaldım bir nefes geçmeden ömrüm geçti,<br />

Ölüm meleği gelmesi hem yakınlaştı,<br />

Ey dostlar amelsizim başım dondu,<br />

Ne hâl ile gideceğimi bilemezdim.<br />

Bir fırsatta yetişip gelmeyip geçmeyip sâat,<br />

Haşmetine yer ve gökler eylemez Tâkat,<br />

Fermân olsa Allah’ımdan ölüm meleği,<br />

Nasıl Tâkat yetireceğimi bilemezdim.<br />

Cân almağa o Azrâil gelip dursa,<br />

Cânını ver diye haşmet ile bir ses çıkarsa,<br />

Üçyüz altmış damarlarım titrer olsa,<br />

Ne hâl ile gideceğimi bilemezdim.<br />

132


اهل عيال يوزونك ساري باقيب تورکاي<br />

باقيب توروب سوز ايتورغه تيلينك کيلماي<br />

رحم ايتمسه يقني ايشينك يراق بولغاي<br />

حريان بولوب نيتارميين بيالملاس من<br />

خدامي ين امري بريله جانيم آلسه<br />

جانيم آنده باريب تنيم مونده قالسه<br />

رنكيم مثل برك خزان ينكليغ سولسه<br />

اميان بريله بارارميين بيالملاس من<br />

اهل عيال قورشاب تورکاي ييغالب سيين<br />

يوغوچي الر ختته اوزره آلغاي سيين<br />

سوين قويوب پاك ايالكاي ظاهرمي ين<br />

باطينيمين يوغاين ين بيالملاس من<br />

آندين سونكره کفن تونني کيدورکايالر<br />

پاك ناپاك ميين ساليب چولغاکايالر<br />

باش آياغيم حمكم توتوب باغالکايالر<br />

توبه تونني کيكانيمين بيالملاس من<br />

تورت آياغ ليغ تابوتيمين كيلتورکاي الر<br />

ميين ساليب تورت طرفدين کوتارکاي الر<br />

ثنا ايتيب جنازه م ين اوقوکاي الر<br />

مني هم ثنا ايتارميين بيالملاس من<br />

آندين سونكره ميين ساليب روان بولسه<br />

ييتمش ايكي يرده ميندين سؤال سورسه<br />

جواب بريديب فرشته الر وحشت قيلسه<br />

نيچوك جواب بريارميين بيالملاس من<br />

Çoluk-çocuk yüzüne doğru bakıp durunca,<br />

Yakıp durup söz demeğe dilin gelmeyince,<br />

Rahmet etmese yakın işin ırak olunca,<br />

Şaşkın olup ne yapacağımı bilemezdim.<br />

Allah’ımın emri ile cânımı alsa,<br />

Cânım oraya gidip bedenim burada kalsa,<br />

Rengim yaprak misâli hazân gibi sararsa,<br />

İmân ile gideceğimi bilemezdim.<br />

Çoluk-çocuk bekleyip durunca ağlayıp seni,<br />

Yıkayıcılar tahta üzerine alınca seni,<br />

Suyu döküp pak eyleyince zâhirimi,<br />

Bâtınımı yıkadığını bilemezdim.<br />

Ondan sonra kefen elbisesini giydirseler,<br />

Temiz-kirli beni koyup sarmalasalar,<br />

Başımı-ayağımı sıkı tutup bağlasalar,<br />

Tevbe elbisesini giydiğimi bilemezdim.<br />

Dört ayaklı tabutumu getirseler,<br />

Beni koyup dört tarafımdan kaldırsalar,<br />

Duâ edip cenâze namâzımı kıldırsalar,<br />

Ben de duâ edeceğimi bilemezdim.<br />

Ondan sonra beni koyup revân olsa,<br />

Yetmiş iki yerde benden soru sorsa,<br />

Cevâp ver deyip melekler korku salsa,<br />

Nasıl cevâp vereceğimi bilemezdim.<br />

133


تابوت بريله آليب تورسه کور باشنده<br />

يارانالرمي ييغالب توركاي کوب قاشيمده<br />

يالغوز ييغالب قورغوم ايل باشيمده<br />

آنده نيچوك قيالرميين بيالملاس من<br />

ميين قويوب ييت قدم كيتار بولسه<br />

منكر نكري اوشال دمده كرييب كيلسه<br />

من ربك ديب فرشته الر باقيب تورسه<br />

ربيم هللا ديكانيمين بيالملاس من<br />

قول خواجه امحد منزل خطر يول الر يراق<br />

بارور يرينك ياووق تورور بارمو يراق<br />

توبه قيليب اوزين بيلكان آلدي يراق<br />

مني هم توبه قيلغانيمين بيالملاس من<br />

Tabut ile alıp dursa kâbir başında,<br />

Dostlarım ağlayıp durunca çok karşımda,<br />

Yalnız ağlayıp kalacağım el başımda,<br />

Orada ne yapacağımı bilemezdim.<br />

Beni bırakıp yedi adım gider olsa,<br />

Münker-nekir o zamân girip gelse,<br />

“Men Rabbûk” diye melekler bakıp dursa,<br />

“Rabbim Allah” dediğimi bilemezdim.<br />

Kul Hoca Ahmed menzil tehlikeli yollar uzak,<br />

Gideceğin yerin yakındır var mı çâre,<br />

Tevbe eyleyip özünü bilen aldı tedbir,<br />

Ben de tevbe eylediğimi bilemezdim.<br />

‎48‎حکمت<br />

حمبت ين درياسيده غواص بولوب<br />

معرفت ين گوهريين آلغوم كيلور<br />

طريقت ين ميدانيده پرواز قيليب<br />

اول طويب درخت غه قونغوم کيلور<br />

اول طويب درخت ين ايكسه بتماس<br />

هللا ديكان عاشق قول دين تقصري كيلماس<br />

چني عاشق ايران هركيز يولده قاملاس<br />

عاشق بولوب هللا يادين ايغوم كيلور<br />

48. Hikmet<br />

Muhabbetin deryâsında dalgıç olup,<br />

Marifetin cevherini alasım gelir,<br />

Tarîkatın meydânında kanat çırpıp,<br />

O tûbâ dallarına konasım gelir.<br />

O tûbâ dallarını ekse yetişmez,<br />

Allah diyen âşık kuldan hatâ gelmez,<br />

Gerçek âşık eren aslâ yolda kalmaz,<br />

Âşîk olup Allah yâdını diyesim gelir.<br />

134


عاشق قولالر حق ياديدين خايل امياس<br />

حقيقت ليغ بو دنياغه ميل قيلماس<br />

چني عاشقالر دنيا عقبني هركيز آملاس<br />

مني تقي بو دنياين قويغوم كيلور<br />

جتلي ين نوري بريالن عقلي شاشقان<br />

آهلل تيو كونكل باغالب طورغه آشقان<br />

حمبت ين اويت بريالن قيناب تاشقان<br />

مني تقي هللا تيو بارغوم كيلور<br />

هللا يادي كونكل الرين قيلدي خرّم<br />

بلخ ملكي ين تاشالب كليم کيدي ادهم<br />

كليم كييب هدايت كا اوردي قدم<br />

هدايت كا انداغ قدم اورغوم كيلور<br />

کليم كيكان اول عزيزالر حقه ياقار<br />

چون سرالري دوکان ايچره حقين تاپار<br />

آه الريدين تليم تاغ الر سيزيب آقار<br />

سليم بولوب اول كليم ين کيکوم کيلور<br />

سليم بولوب صاف بولدي جنيد شبلي<br />

نفسني تيفيب قهر قيلدي حسن بصري<br />

خلق ين قويوب فنا بولدي ذوالنون مصري<br />

عزيزالركا متابعت قيلغوم كيلور<br />

هللا يادي تكربين اويني بوزدي<br />

مشايخ الر بو حلقه ين كوركلوك توزدي<br />

چون هو ديدمي معصيت الر توزكا توزدي<br />

مني هم تقي اول حلقه ده بولغوم كيلور<br />

Âşîk kullar Hakk yâdından uzak değil,<br />

Gerçekten bu dünyaya meyletmez,<br />

Gerçek âşıklar dünyâ derdini aslâ almaz,<br />

Ben dahi bu dünyâyı koyasım gelir.<br />

Tecellînin nûru ile aklı şaşan,<br />

Allah diye gönül bağlayıp Tûr’a aşan,<br />

Muhabbetin âteşi ile kaynayıp taşan,<br />

Ben dahi Allah diye varasım gelir.<br />

Allah yâdı gönülleri kıldı sevinçli,<br />

Belh ülkesini terkedip abâ giydi Edhem,<br />

Abâ giyip hidayete bastı ayak,<br />

Hidayete onun gibi ayak basasım gelir.<br />

Abâ giyen o azîzler Hakk’a yakar,<br />

Çünkü sırları dükkân içinde Hakk’ı bulur,<br />

Ahlarından dilim dağlar sızıp akar,<br />

Selîm olup o abâyı giyesim gelir.<br />

Selîm olup saf oldu Cüneyd Şiblî,<br />

Nefsini tepip kahr eyledi Hasan Basrî,<br />

Halkı bırakıp yok oldu Zünnûn Mısrî,<br />

Azîzlere itâat edesim gelir.<br />

Allah yââdı tekebbürün evini yıktı,<br />

Şeyhler bu halkayı görkemli düzenledi,<br />

Çünkü Hû dedim kötülükler doğruya yöneldi,<br />

Ben dahi o halkada olasım gelir.<br />

135


شوق شرابني ايچتيم ايرسه قيلدي خراب<br />

حمبت ين اويت بريالن بغرمي كباب<br />

ديداريين روزي قيلسه ايذمي وهاب<br />

دارالسالم سرايي غه كريكوم كيلور<br />

قول خواجه امحد گوهر ينکليغ حكمت ايدي<br />

عزيزالرين مدح بريالن سوزين يايدي<br />

اوزون تون ين كون کا اوالب قيام توردي<br />

دعا اوقوب روان حكمت ايغوم كيلور<br />

Şevk şarâbını içtim ise kıldı harâb,<br />

Muhabbetin âteşi ile bağrım kebâb,<br />

Cemâlini nasîb eylese Azîm Vehhâb,<br />

Darûsselâm sarâyına giresim gelir.<br />

Kul Hoca Ahmed cevher gibi hikmet söyledi,<br />

Azîzlerin medhi ile sözünü yaydı,<br />

Uzun geceyi gündüze ekleyip Kıyâmda durdu,<br />

Duâ okuyup durmadan hikmet söyleyesim gelir.<br />

‎49‎حکمت<br />

قايو يريده عزيزالرين مجعي بولسه<br />

اوشال يريده حال علميين ايغوم كيلور<br />

االرين صحبت ين خوشالسم مني<br />

اوزوم ين اوزالريغه قاتقوم كيلور<br />

خوش صحبت ليغ درويشالرکا جانيم بريسام<br />

هر بري باسقان ايزالريين كوزكا سورسام<br />

خذمت قيليب خيشيالردين دعا آلسام<br />

اندين سونكره شوق شرابني تاتقوم كيلور<br />

شوق شرابني ايچكان قيلور دنيا طالق<br />

خضر بابام كيليب آنكا بريور سباق<br />

دنيا تيفيب قيليب يوركيل يوز مينك طالق<br />

شونداغ ايركا عزيز جانيم بري كوم كيلور<br />

49. Hikmet<br />

Hangi yerde azîzlerin toplantısı olsa,<br />

O şu yerde hâl ilmini söyleyesim gelir,<br />

Onların sohbetinden hoşlansam ben,<br />

Özümü özlerine katasım gelir.<br />

Hoş sohbetli Dervîşlere cânımı versem,<br />

Her bir bastıkları izi göze sürsem,<br />

Hizmet kılıp iyilerden duâ alsam,<br />

Ondan sonra şevk şarâbını tadasım gelir.<br />

Şevk şarâbını içen kullar dünyâyı boşar,<br />

Hızır babam gelip ona verir ders,<br />

Dünyâyı tepip, yürü eyleyip yüz bin talak,<br />

Şöyle ere azîz cânımı veresim gelir.<br />

136


وا دريغا خوبالر مهه ييغالب اويت<br />

اناسيدين توغدي ايرسه مامت تويت<br />

کوزوم يوموب تا آچقونچه عمرمي اويت<br />

بو دنياين پوچك پلغه ساتقوم کيلور<br />

تيلي بريله امت مني ديب يالغان سوزالر<br />

کيشي مالني آملاق اوچون هزيان سوزالر<br />

حاليل ين مونده تاشالب حرام كوزالر<br />

نادانالرغه بو سوزالرين ايغوم کيلور<br />

زمانه آخر بولسه عاقل کيتكاي<br />

آدم اوغلي بري برييين توتوب ييكاي<br />

دنيا اوچون اميان اسالم دينني ساتقان<br />

عاقلالرغه بو سوزالرين ايغوم كيلور<br />

مالئك الر ييغليب بو كون صحبت قوردي<br />

رقص مساع اورمق اوچون يوكوروب يوردي<br />

معراج اوزره حق مصطفي موين كوردي<br />

اميدي مني هم رقص مساع اورغوم كيلور<br />

حق مصطفي بيخود بولوب اوزدين كيت<br />

جربيل كيليب حق مصطفي باشني تويت<br />

سبحان ايكام قدرت بيالن ذکر اوركايت<br />

امت بولسام مني هم ذكرين ايغوم كيلور<br />

عاشق بولسنك کوز ياشينكين ساحيب يور کيل<br />

بايزيد ديك دنيا عقبني تيفيب يوركيل<br />

ادهم صفت ختت خبت دين کيچيب يوركيل<br />

مهت بريسنك دنيا عقبني تبكوم کيلور<br />

Vah yazık iyiler hepsi ağlayıp geçti,<br />

Anasından doğdu ise mâtem tuttu,<br />

Gözüm yumupta açana kadar ömrüm geçti,<br />

Bu dünyâyı geçmez akçeye satasım gelir.<br />

Dili ile ümmetim diye yalan söyler,<br />

Kişi mâlını almak için saçma-sapan sözler,<br />

Hâlini burda bırakıp Harâm gözler,<br />

Câhillere bu sözleri diyesim gelir.<br />

Zamâna âhir olsa akıl gider,<br />

Âdemoğlu birbirini tutup yer,<br />

Dünyâ için İmân-İslâm dinini satar,<br />

Akıllılara bu sözleri diyesim gelir.<br />

Melekler toplanıp bir gün sohbet kurdu,<br />

Raks ve semâ yapmak için sür’âtle yürüdü,<br />

Miraç sırasında Hakk Mustafâ bunu gördü,<br />

Şimdi ben de raks ve semâ edesim gelir.<br />

Hakk Mustafâ kendinden geçip özünden gitti,<br />

Cebrâil gelip Hakk Mustafâ’nın başını tuttu,<br />

Sübhân Melik’im kudret ile zikir öğretti,<br />

Ümmet olsam ben de zikrini diyesim gelir.<br />

Âşîk olsan gözyaşını saçıp yürü,<br />

Bâyezîd gibi dünyâ derdini tepip yürü,<br />

Edhem gibi taht ve kısmetden geçip yürü,<br />

Himmet versen dünyâ derdini tepesim gelir.<br />

137


قول خواجه امحد دنيا کورسنك زينهار قاچقيل<br />

ذکرين ايتيب طريقت ين يولني آچقيل<br />

آيت حديث سوزي بريله دينار ساچقيل<br />

ايرانالردين در و گوهر آلغوم کيلور<br />

Kul Hoca Ahmed dünyâyı görsen sakın, kaç,<br />

Zikrini deyip tarikatın yolunu aç,<br />

Âyet hadîs sözü ile para saç,<br />

Erenlerden inci ve cevher alasım gelir.<br />

‎50‎حکمت<br />

حمبت ين بوستاين غه بلبل كيب<br />

سحرالرده ناله ايالب قونغوم کيلور<br />

اوشل وقت ده اهليم ين مجايل ين<br />

معين کوزي بريله عيان کورکوم كيلور<br />

مردان ايرور حق يويل ين باشچي الري<br />

مريد بريله خدا آرا ايلچه الري<br />

وحدانيت درياسيين يولچي الري<br />

آستانه ده باريب دربان بولغوم كيلور<br />

حق وصالني تيالکانالر توين كوين<br />

تينماي جاين بريله ايتور ذکر هوين<br />

حقدين اهلام يتيب كيلور بيلسنك موين<br />

آخرت ين آزوقي ين آلغوم كيلور<br />

مَوَدَّت ين عصاسيين الكا آليب<br />

سعادتين خرقه سيين تن کا ساليب<br />

حمبت ين يونكي بريالن قناتالنيب<br />

معرفت ين بوتاغي غه قونغوم كيلور<br />

50. Hikmet<br />

Muhabbetin bahçesine bülbül gibi,<br />

Seherlerde feryâd edip konasım gelir,<br />

O vakitde Allah’ımın cemâlini,<br />

Mânâ gözü ile açıkça göresim gelir.<br />

Merdlerdir Hakk yolunun başçıları,<br />

Mürîd ile Allah arasında elçileri,<br />

Vahdâniyet deryâsının yolcuları,<br />

Dergâhında varıp kapıcı olasım gelir,<br />

Hakk’a kavuşmayı dileyenler gece ve gündüz,<br />

Dinmeyip cânı ile söyler Hû zikrini,<br />

Hakk’dan ilhâm yetişip gelir bilsen bunu,<br />

Âhiretin azığını alasım gelir.<br />

Muhabbetin asâsını elime alıp,<br />

Saâdetin hırkasını vücûduma koyup,<br />

Muhabbetin çekimi ile kanatlanıp,<br />

Marifetin dalına konasım gelir.<br />

138


ايرانالر بارچه باروب بولدي مزار<br />

قاتيغ النيب اي دوستالرمي بولکيل بيدار<br />

موسي صفت طور تاغيده كوروب ديدار<br />

رَبِّ‏ اُنْظُرْ‏ اِلَيكَ‏ ديب ايغوم کيلور<br />

وا دريغا ايسز عمروم بريدمي ييلکا<br />

عبادتدين هيچ نيمه يوق باقسم قول کا<br />

قوللوق قورين کيچ باغالدمي اميدي بيل کا<br />

مهت قيليب پري خذمتني قيلکوم کيلور<br />

خوش معجزه بريدي اميان عطاسيين<br />

تنيم جانيم دليم روحوم سوداسيين<br />

سر قوالغني آليب ناله نداسيين<br />

ندا ايشتيب جانيم فدا قيلغوم کيلور<br />

قول خواجه امحد دون اهلي دين بيل ايرمس اول<br />

رياضت سيز هيچ عاملني كور گوزمس اول<br />

هللا دميك مؤمن قول غه عار اميس اوار<br />

حق ياديغه جانيم قربان قيلغوم کيلور<br />

Erenlerin hepsi gidip oldu mezar,<br />

Hüzünlenip ey dostlarım olun uykusuz,<br />

Mûsâ gibi Tûr dağında görüp cemâl,<br />

“Rabbi enzur İleyk” deyip söyleyesim gelir.<br />

Vah ne yazık sâhipsiz ömrümü verdim yele,<br />

İbâdetten hiçbir şey yok baksam ele,<br />

Kulluk kemerini geç bağladım şimdi bele,<br />

Himmet kılıp Pîr hizmetini yapasım gelir.<br />

Hoş mucize verdi imân armağanını,<br />

Tenim, cânım, gönlüm, rûhum sevdâsını,<br />

Sır kulağını alıp feryâd sesini,<br />

Ses işitip cânımı Fedâ eylesim gelir.<br />

Kul Hoca Ahmed dünyâ ehlinden bil değil O,<br />

Riyâzetsiz hiç âlemi göstermez O,<br />

Allah demek mümin kula âr değil o,<br />

Hakk yâdına cânımı kurbân edesim gelir.<br />

‎51‎حکمت<br />

حمبت ين بازارينده جوالن قيليب<br />

آخرتين سوداسيين باشالسام من<br />

بو دنيانينك عزت الرين آرقه تشالب<br />

خارليق زارليق يول الريين خوشالسم من<br />

51. Hikmet<br />

Muhabbetin pazarında dolaşarak,<br />

Âhiretin sevdâsını başlasam ben,<br />

Bu dünyânın izzetlerini arkaya atarak,<br />

Horlanma-ağlama yollarını hoşlasam ben.<br />

139


بو يول الرده خارليق زارليق دركار ايرميش<br />

تسبيح هتليل روزه مناز بيكار ايرميش<br />

يالغانچيدين خدا رسول بيزار ايرميش<br />

يالغان مناز رياالرين تاشالسام من<br />

چني كونكل ده مناز قيلغيل خدا بيلسون<br />

خلق ايچنده رسوا بولغيل عامل کولسون<br />

تفراق صفت خارليق تارتقيل نفسنك اولسون<br />

مهت بريسنك نفسيم تيفب يغالسام من<br />

دوستالرميين رسوا قيلغان نفس هوا<br />

آنينك اوچون شيطان لعني قيلور غوغا<br />

لطف ايالسنك من منليكين قيالي ادا<br />

رياضت ده جانيم قيناب ايشالسام من<br />

عشق يوليده قطره قطره قانالر يوتاي<br />

رمحن آتليغ رمحتنكدين اميد توتاي<br />

جام شراب تويا بريسنك جاندين اوتاي<br />

حسرتنكده ايكي كوزوم ياشالسام من<br />

نفسيم ميين اوتديك يانيب يوليم اوردي<br />

يوز مينك تورلوك طعام تيالب دوكان قوردي<br />

آغزين آچيب هر ايشيك کا ميين سوردي<br />

مهت بريسنك ايت نفسيم ين اوشالسام من<br />

عشقيم تاشت روحم قاچت قايدين تاپاي<br />

آرقاسيدين عشق آتين مينيب چاپاي<br />

كيمين كورسام خضر بيلب قولني توتاي<br />

خضر و الياس مدد قيليب اوشالسام من<br />

Bu yollarda horlanma-ağlama kârlı imiş,<br />

Tesbîh, tehlîl, oruç, namâz kâr etmezmiş,<br />

Yalancıdan Allah, Rasûlü şikâyetçi imiş,<br />

Yalan namâz riyâlarını bıraksam ben.<br />

Gerçek gönülde namâz kıl ki Allah bilsin,<br />

Halk içinde rüsvâ ol ki âlem gülsün,<br />

Toprak gibi hor görül ki nefsin ölsün,<br />

Himmet versen nefsimi yenip ağlasam ben.<br />

Dostlarımı rezil eyleyen nefs ve hevâ,<br />

Onun için lanetli şeytân eyler kavgâ,<br />

Lutfeylesen ben-benliği eyleyim tamâm,<br />

Riyâzette cânım incitip işlesem ben.<br />

Aşk yolunda damla damla kanlar yutarım,<br />

Rahmân adı rahmetinden ümit tutayım,<br />

Şarap kadehini doyasıya versen cândan geçeyim,<br />

Hasretinde iki gözümü yaşlasam ben.<br />

Nefsim benim ateş gibi yanıp yolumu kesti,<br />

Yüz bin türlü yemek isteyip dükkân kurdu,<br />

Ağzını açıp her kapıya beni sürdü,<br />

Himmet versen köpek nefsimi yakalasam ben.<br />

Aşkım taştı, rûhum kaçtı nereden bulayım,<br />

Arkasından aşk atını binip koşayım,<br />

Kimi görsem Hızır bilip elini tutayım,<br />

Hızır ve İlyâs yardım edip yakalasam beni.<br />

140


گناهيم كوب يريكا سيغماس كيم کا ايتاي<br />

توبه قيليب ايكري يولدين راست كا قيتاي<br />

ندامت ده ايت الرمي ين اوزوب تارتاي<br />

صد دريغ ديب بارماق الرمي تيشالسام مني<br />

گناه قيليب توبه قيلماي حددين آشتيم<br />

نفسيم ميين طغيان قيلدي طرفه شاشتيم<br />

حبمد هللا پريي مغان ساري قاچتيم<br />

قولغه آليب نفس بدين اوشالسام من<br />

قول خواجه هر بري سوزونك دردكا درمان<br />

طالب الركا بيان قيلسام قاملاس آرمان<br />

تورت مينك تورت يوز حكمت حقدين فرمان<br />

فرمان بولسه تا اولكونچه سوزالسام من<br />

Günâhım çok yere sığmaz kime söyleyeyim,<br />

Tevbe eyleyip eğri yoldan doğruya döneyim,<br />

Pişmânlıkta etlerimi koparıp çekeyim,<br />

“Sad dirîğ” deyip parmaklarımı dişlesem beni.<br />

Günâh işleyip tevbe etmeden sınırdan aştım,<br />

Nefsim beni isyân ettirdi turfa şaştım,<br />

Allah’a hamdolsun ki Pîr-i Kâmil’e doğru kaçtım,<br />

Ele alıp kötü nefsi yakalasam ben.<br />

Kul Hoca Ahmed her bir sözün derde dermân,<br />

Tâliplere beyân eylesem kalmaz sıkıntı,<br />

Dört bin dört yüz hikmet söyledim Hakk’tan fermân,<br />

Fermân olsa ta ölene kadar söylesem ben.<br />

‎52‎حکمت<br />

وحدت مخي آچيلدي ميخانه غه کريسام مني<br />

بري جام ايچيب شول مي دين مست حريان بولسام مني<br />

اوشل مي نينک مزاسي ايچ بغرمي ين قان قيلدي<br />

بغري قانيم آقوزوب جانان سري بارسام مني<br />

ساقي سوندي هر نفس کيفيت نينک شرابني<br />

سرمست بولوب اوشل دم ناله فرياد اورسام مني<br />

انسانيت يقاسني شوق آتشي کويدوردي<br />

وحدانيت درياسني اوشل دمده سورسام مني<br />

52. Hikmet<br />

Vahdet küpü açıldı, meyhâneye girsem ben;<br />

Bir kadeh içip şu meyden mest ve hayrân olsam ben.<br />

O meyin lezzeti iç-bağrımı kan eyledi,<br />

Bağır kanımı akıtıp cânâna doğru varsam ben.<br />

Sâkî sundu her nefes keyfıyetin şarâbını,<br />

Sarhoş olup o an feryâd-fîgân eylesem ben.<br />

İnsaniyet yakasını şevk âteşi yandırdı<br />

Vahdâniyet deryâsını o anda sorsam ben.<br />

141


اول دريانينک موجيدين تيکماي غواص در آملاس<br />

جانني کيچيب دور اوچون حبر قعريغه جومسام مني<br />

خواجه امحد نينک مخيده حمبت نينک شرايب<br />

عاشق الرغه شول مي دين مرادينچه بريسام مني<br />

O deryânın dalgalanışından değme dalgıç inci almaz;<br />

Cândan geçip inci için deryâ içine dalsam ben.<br />

Hâce Ahmed’in küpünde muhabbetin şarâbı,<br />

Aşıklara şu meyden murâdınca versem ben.<br />

‎53‎حکمت<br />

هللا ديكان بنده ين جاين جنتده كوردوم<br />

حور غلمان مجله سني قارشو آلدينده کوردوم<br />

فاذکروين ذكريين ايتكان قولالر داميا<br />

مجله سني مهراهي هبشت عدنيده كوردوم<br />

توين كوين اوخالماي هو ذكريين ايتقانالر<br />

مالئك الر مهراهي عرشين اوستيده كوردوم<br />

خري سخا قيلغانالر يتيم کونکلني آلغانالر<br />

چهار يارالر مهراهي کوثر لبنده كوردوم<br />

قاضي بولغان عاملالر پاره رشوت ييكانالر<br />

انداغ عامل جاي ين نار سقرده كوردوم<br />

مفت بولغان عامل الر ناحق فتوي بريكانالر<br />

انداغ مفت جاين ين صراط كوفروكده كوردوم<br />

53. Hikmet<br />

Allah diyen kulun yerini cennette gördüm;<br />

Hûrî ve gılmân hepsini karşısında hizmette gördüm.<br />

“Fezkûrunî” zikrini söyleyen kulların dâimâ<br />

Tamamını yoldaş olup “Adn” cennetinde gördüm.<br />

Gece gündüz uyumadan Hû zikrini söyleyenler,<br />

Melekler yoldaşı, Arş’ın üstünde gördüm.<br />

Hayır ve cömertlik eyleyenler, yetîm gönlünü alanlar,<br />

Çehâr-yârlar yoldaşı, Kevser dudağında gördüm.<br />

Kâdı olan âlimler, para-rüşvet yiyenler,<br />

Öyle kâdı yerini sakar ateşinde gördüm.<br />

Müftü olan âlimler, haksız fetvâ verenler,<br />

Öyle müftü yerini Sırât köprüsünde gördüm.<br />

142


ظامل بولوب ظلم ايتكان مؤمن الرين آغريتكان<br />

قرا يوزلوك حمشرده قولني آرقه ده كوردوم<br />

مجاعت کا بارمايني ترك مناز قيلغانالر<br />

شيطان بريله بري يريده درك اسفل ده كوردرم<br />

قول خواجه امحد كان آچت در گوهرين ساچت<br />

تينكالمكان بو سوزين غفلت ايچنده كوردوم<br />

Zâlim olup zulmeden, yetîm gönlünü ağrıtan,<br />

Kara yüzlü mahşerde, kolunu arkada gördüm.<br />

Cemâata gitmeyip namâzı terk eyleyenler<br />

Şeytân ile bir yerde, derk-i esfel’de gördüm.<br />

Kul Hoca Ahmed hazîne açtı, inci ve cevher saçtı<br />

Dinlemeyen bu sözü, gaflet içinde gördüm.<br />

54 حکمت<br />

يولغه كريكان ايرانالردين يول ين سورماي<br />

ييغالماميو اي دوستالرمي خطا قيلدمي<br />

حق ذكريين کيچه كوندوز ورد ايالماي<br />

ايا دوستالر اوز جانيمه جفا قيلدمي<br />

هللا يادي كونكل الرين روشن قيلغان<br />

عاشق الرغه خدا اوزي وعده قيلغان<br />

عشق نسيمي مصطفي غه حتفه كيلكان<br />

اول سببدين كوز ياشيمين كواه قيلدمي<br />

هللا ايتور عاشق الرمي براق سوار<br />

حق ذکريين ايتكانالرکا رمحت ياغار<br />

كوب ييغالغان ديدارميين يب شك كورار<br />

روز حمشر ديدارميين عطا قيلدمي<br />

54. Hikmet<br />

Yola giren erenlerden yolu sormadan,<br />

Ağlamayım mı, ey dostlarım, hatâ eyledim,<br />

Hakk zikrini gece gündüz vird etmeden,<br />

Ey dostlarım, öz cânıma cefâ eyledim.<br />

Allah yâdı gönülleri aydınlatan,<br />

Aşıklara Allah kendisi vaad eyleyen,<br />

Aşk rüzgârı Mustafâ’ya armağan gelen;<br />

O sebepten gözyaşımı şâhid eyledim.<br />

Allah der ki: Âşıklarım Burâk’a biner;<br />

Hakk zikrini diyenlere rahmet yağar<br />

Çok ağlayan cemâlimi şüphesiz görür<br />

Mahşer günü cemâlimi hediye eyledim. “<br />

143


وعده قيلدي عاشق الرغه يوز مينك براق<br />

عامل خلقي مالمت آنكا يراق<br />

بو عاملده ايل كوزيكا ياتغان چراق<br />

عقيب ايچره يوز مينك کوشك الر بنا قيلدمي<br />

دردسيز آدم آدم ايرمس موين آنكالنك<br />

عشق سيز آدم حيوان جنسي موين تينكالنك<br />

کونكلونكيزده عشق بوملسه منكا ييغالنك<br />

كريان الرغه خاص عشقيم ين عطا قيلدمي<br />

بنده بولسنك من منليك ين زينهار تاشال<br />

سحرالرده جانينك قيناب تينماي ايشال<br />

يولدين آزغان كمراهالرين يولغه باشال<br />

بري نظرده دل الريين صفا قيلدمي<br />

چني دردليك کا اوزوم دارو اوزوم درمان<br />

هم عاشق مني هم معشوق مني ازووم جانان<br />

رحم ايالمي آتيم رمحن ذاتيم سبحان<br />

بري نظرده باطن الرين صفا قيلدمي<br />

تانك آتقونچه حق ياديين آيغان كيشي<br />

تاغ چول ين بوستان قيلور آقان ياشي<br />

هللا ايتور اوزكا بريله يوقتور ايشي<br />

اول عاشق ين خاليق دين جدا قيلدمي<br />

عشق ياديين يريکا سالسام يري کوتارماس<br />

دفرت قيلسام تا تريك سني بيتيب بوملاس<br />

حقين بيلكان بيك و خان و خلقين بيلماس<br />

اول بنده مين اوز يولومده دوتا قيلدمي<br />

Vaad eyledi Aşıklara yüz bin Burâk;<br />

Âlem halkı melâmeti O’na uzak;<br />

Bu âlemde el gözüne yanan çıra<br />

Âhiret içinde yüzbin köşkler binâ eyledim.<br />

Dertsiz insân insân değil, bunu anlayın,<br />

Aşksız insân hayvân cinsi, bunu dinleyin,<br />

Gönlünüzde aşk olmasa, bana ağlayın,<br />

Ağlayanlara gerçek Aşkımı hediye eyledim.<br />

Kul olsan, ben-benliği sakın bırak,<br />

Seherlerde Cânını incitip dinmeden çalış,<br />

Yoldan sapan günâhkârları yola yönelt,<br />

Bir nazarda gönüllerini safâ eyledim.<br />

Gerçek dertliye kendim ilâç, kendim dermân;<br />

Hem âşıkım, hem mâşukum, kendim cânân;<br />

Rahmet eyleyim, adım Rahmân, zâtım Sübhân;<br />

Bir nazarda içlerini safâ eyledim.<br />

Tan atana kadar Hakk zikrini diyen kişi,<br />

Dağ ve çölü bostân eyler akan yaşı;<br />

Allah der, başka birşeyle yoktur işi;<br />

O âşıkı ahâlîden ayrı eyledim.<br />

Aşk yâdını yere koysam, yer kaldırmaz;<br />

Defter kılsam, diri oldukça, bitip olmaz;<br />

Hakk’ı bilen, beyi, hanı, halkı bilmez;<br />

O kulumu öz yolumda iki büklüm eyledim<br />

144


مال و پلين پروا قيلماس عاشق کيشي<br />

يول اوستيده تفراق بولوب عزيز باشي<br />

آندين سونكره نورغه تولور ايچي تاشي<br />

تانكال بارسه حمشر ارا پادشاه قيلدمي<br />

حق دين قورقوب مال و پلين سومياکان ين<br />

حقين ايتيب بري دم ياتيب اومياکان ين<br />

ياتسه قوبسه حق ذكريين قومياکان ين<br />

آچتيم باطن كوزالريين بينا قيلدمي<br />

روزه توتوب خلق غه ريا قيلكانالرين<br />

مناز اوقوب تسبيح قولغه آلكانالرين<br />

شيخ مني تيو اوزيكا بينا قويغانالرين<br />

آخر دمده امياين دين جدا قيلدمي<br />

حقه عاشق بولوب ايدي قول خواجه امحد<br />

صدقي بريالن ايشيتكانكا يوز مينك رمحت<br />

دعا قيالي کورمكايالر حمنت زمحت<br />

عاقل ايرسنك بري سوز بريالن ادا قيلدمي<br />

Mâl ve pulu dert eylemez âşık kişi;<br />

Yol üstünde toprak olup azîz başı;<br />

Ondan sonra nûra dolar içi dışı;<br />

Sabâha varsa, mahşer yerinde Sultân eyledim.<br />

Hakktan korkup mâl ve parayı sevmeyeni,<br />

Hakk’ı deyip bir an yatıp uyumayanı,<br />

Yatsa, kalksa, Hakk zikrini bırakmayanı<br />

Açtım bâtın gözlerini binâ eyledim.<br />

Oruç tutup halka Riyâ eyleyenleri<br />

Namâz kılıp tesbîh ele alanları,<br />

Şeyhim diye başka binâ koyanları<br />

Son anda imânından ayrı eyledim.<br />

Hakk’a âşık olup dedi Kul Hoca Ahmed;<br />

Sıdkı ile işitene yüzbin rahmet;<br />

Duâ eyleyim, görmeyeler sıkıntı, zahmet;<br />

Akıllı isen, bir söz ile tamâm eyledim.<br />

‎55‎حکمت<br />

ايزمي يادي اولوغ ياددور ايتور بولسم<br />

عسل ينكليغ سچوك بولور تيليم منينك<br />

اوزوم فقري قيلدمي مُقر بولدوم حقري<br />

قنات قاقار اوچار قوشديك كونكلوم منينك<br />

55. Hikmet<br />

Azîm zikri yüce zikirdir, söyler olsam,<br />

Ballar gibi tatlı olur dilim benim.<br />

Kendim fakîr, ikrâr eyledim, oldum hakîr<br />

Kanat çırpıp uçar, kuş gibi gönlüm benim.<br />

145


تورلوك عيشيم تورلوك ايشيم مونكلوغ باشيم<br />

ايردي جانيم كيت هوشوم آقت ياشيم<br />

يازوق بيالن تولدي توكال ايچي تاشيم<br />

يب نيازمي آجا بريسون يوليم منينك<br />

كوزوم توشت كونكلوم اوچت عرشقه آشت<br />

عمرمي کيچت نفسيم قاچت حبرمي تاشت<br />

کاروان کوچت منزل آشت هاريب توشت<br />

سر اوالشت نيتاك بولغاي حاليم منينك<br />

صورت مونده سريت آنده قدرتينده<br />

اوزون تونده ياروق كونده كونكلوم آنده<br />

يورار تونده بولوب بنده باري قانده<br />

سورسه انده يازوق تورور تيليم منينك<br />

ايچتيم شراب بولدمي خراب اصليم تراب<br />

کيلدمي كوراب كونكلوم سراب عشقه پراب<br />

حقدين خطاب كيلسه كورماس قولالر عذاب<br />

بوالق ينكليغ آقار كوزدين ياشيم منينك<br />

توشتيم اوزار براق توزار كيمسه بازار<br />

دنيا بازار ايچره كرييب قولالر آزار<br />

باشيم بيزار ياشيم سيزار قانيم توزار<br />

آتيم امحد تركستاندور ايليم منينك<br />

Türlü aşım, türlü işim, dertli başım;<br />

Ayırdı cânım, gitti şuûrum, aktı yaşım;<br />

Günâh ile doldu bütün içim, dışım;<br />

Niyâzsızım, açıversin yolumu benim.<br />

Gözüm düştü, gönlüm uçtu, Arş’a aştı;<br />

Ömrüm geçti, nefsim kaçtı, denizim taştı;<br />

Kervân göçtü, menzil aştı, yorulup düştü<br />

Sır ulaştı, nasıl olacak hâlim benim?<br />

Sûret burada, siret orada, kudretinde;<br />

Uzun gecede, aydınlık günde, gönlüm orada;<br />

Yürür gecede, olup kul, hepsi nerede,<br />

Sorsa orada, günâhkârdır dilim benim.<br />

İçtim şarâp, oldum harâb, aslım toprak,<br />

Geldim körab, gönlüm serâb, Âşka pür-âb,<br />

Hak’tan hitâp gelse, görmez kullar azâp;<br />

Pınar gibi akar gözden yaşım benim.<br />

Düştüm uzar, Burâk tozar, gitse pazar;<br />

Dünyâ pazar, içine girip kullar azar;<br />

Başım dertli, yaşım sızar, kanım tozar<br />

Adım Ahmed, Türkistan’dır ilim benim.<br />

146


‎56‎حکمت<br />

تينماين حضرتنكده هللا ديسام<br />

زار اينكرابان ذاكر بولوب ريب ديسام<br />

قول بولوب قولليقينكده بويون سونسام<br />

بو ايش بريله يارب سيين تابقاميو من<br />

زكريا تيك بو باشيمغه ارّه قويسام<br />

ايوب تيك بو تنيمغه قورتين قويسام<br />

موسي تيك طور طاغيده طاعت قيلسام<br />

بو ايش بريله يارب سيين تابقاميو من<br />

يونس تيك دريا ايچره بالق بولسام<br />

يوسف تيك قدوق ايچره تون كون بولسام<br />

يعقوب تيك يوسف اوچون زار اينكراسام<br />

بو ايش بريله يارب سيين تابقاميو من<br />

شبلي تيك عاشق بولوب مساع اورسام<br />

بايزيد تيك تون كون تينماي کعبه بارسام<br />

کعبه کا يوزوم سورتيب زار اينكراسام<br />

بو ايش بريله يارب سيين تابقاميو من<br />

معروف تيك اوشبو يولغه قدم قويسام<br />

منصور تيك جاندين كيچوب دارده قونسام<br />

دار اوزره شوقالنيبان حقين ايسام<br />

بو ايش بريله يارب سيين تابقاميو من<br />

قول خواجه امحد قوللوق ايچره ضابط بولسام<br />

ذکر ايتيب ذاکر بولوب ريب ديسام<br />

ذكرنده شوقالنيب كويوب يانسام<br />

بو ايش بريله يارب سيين تابقاميو من<br />

56. Hikmet<br />

Durmadan Hazretinde Allah desem,<br />

Ağlayıp inleyerek zâkir olup Rabb’im desem,<br />

Kulu olup kulluğunda boyun sunsam,<br />

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Zekeriyyâ gibi bu başıma bıçkı koysam,<br />

Eyyub gibi bu bedenime kurtu koysam,<br />

Mûsâ gibi Tûr dağında ibâdet eylesen,<br />

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Yûnus gibi deniz içinde balık olsam,<br />

Yûsuf gibi kuyu içinde gece-gündüz olsam,<br />

Yâkûb gibi Yûsuf için ağlayıp inlesem,<br />

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Şiblî gibi âşık olup semâ vursam,<br />

Bâyezîd gibi gece gündüz dinlenmeden Kâbe’ye varsam,<br />

Kabeye yüzümü sürüp ağlayıp inlesem,<br />

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Mârûf gibi işbu yola adım atsam,<br />

Mansûr gibi cândan geçip dârağacına konsam,<br />

Dârağacı üzere şevklenerek Hakk’ı desem,<br />

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Kul Hoca Ahmed, kulluk içre sâbit olsam,<br />

Zikrinde deyip, zâkir olup, Rabb’im desem,<br />

Zikirinde şevklenerek kavrulup yansam,<br />

Bu iş ile yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

147


‎57‎حکمت<br />

آللهيمين ايزالرمن ايزين آليب کيتارمن<br />

دائم سين ايتورمن ال اله اال هللا<br />

قيدين آين تاپارمن جامن قربان قيلورمن<br />

قربان بولوب کتارمن ال اله اال هللا<br />

جان دليم براين بريب باقيب توراين<br />

جان دليم کويوب دور کويوب بريان بولوبدور<br />

جانيم برالن ايتاين ال اله اال هللا<br />

عاشق ايکي يب سامان يوقتور درديغه درمان<br />

ايتا کورونک يب ارمان ال اله اال هللا<br />

امحد ابن ابراهيم اوشبو سوزين خوب ايدي<br />

ايتا کورونک جانالرمي ال اله اال هللا<br />

57. Hikmet<br />

Allah’ımı ararım izine düşüp giderim,<br />

Dâimâ Sen’i söylerim “Lâ ilâhe illâllah”,<br />

Nereden O’nu bulurum cânımı kurbân eylerim,<br />

Kurbân olup giderim “Lâ ilâhe illâllah”.<br />

Cân ve gönlümü vereyim verip bakıp durayım,<br />

Cân ve gönlüm yanmıştır yanıp biryân olmuştur,<br />

Cânım ile diyeyim “Lâ ilâhe illâllah”<br />

Âşîk ili servetsiz yoktur derdine dermân,<br />

Diye durun yorulmadan “Lâ ilâhe illâllah”,<br />

Ahmed ibn İbrâhim iş bu sözü güzel dedi,<br />

Diye görün cânlarım “La ilâhe illlâllah”.<br />

‎58‎حکمت<br />

ناکهان تورورميده کونكلوم ايچره<br />

حق موليم ين نظركاهي توشت بولغاي<br />

قرق ييلليق زنكار باسقان كونكلوم ملكني<br />

حق ياديين نوري برله آچت بولغاي<br />

ذاكرالري مجع بولوب توزومليشده<br />

ذكر مساع دين توسوين قورومليشده<br />

بو دين عقيب دنياسيدين اورومليشده<br />

کونكل قوشي حضرت تبا اوچت بولغاي<br />

58. Hikmet<br />

Ansızın uyandığımda gönlüm içinde,<br />

Hakk Mevlâ’mın nazargâhı oluverdi,<br />

Kırk yıllık zincir çöktü gönül ülkeme,<br />

Hakk zikrinin nûru ile açtı olmalı.<br />

Zâkirleri toplanıp dizildiğinde,<br />

Zikir ve semâdan meclis kurulduğunda,<br />

Boyun ukbâ dünyâsından ayrıldığında,<br />

Gönül kuşu Hazret yönüne uçtu olmalı.<br />

148


هيچ بيلماس مني نيچوك بولغاي ميين ايشيم<br />

انينك اوچون آقار دامي کوزده ياشيم<br />

سحرالرده قوپوب حقدين تيالمشيم<br />

فرشته الر آميين غه توشت بولغاي<br />

مونكلوغ جانغه يقني تورور حق درکاهي<br />

ندامتده يتارموكني بريار اهي<br />

قايسي كونكل بولسه حق ين نظركاهي<br />

حق نظري ايچكا تولوب تاشت بولغاي<br />

حق ايشني حقليق اوچون بيورديالر<br />

اوزالريين خلق الر ارا يتورديالر<br />

حمنت الرين نعمت ينکليغ کوتارديالر<br />

بغري قانليغ كوزي ياشليغ تولدي بولغاي<br />

حمب قولالر حمبويب غه قايرديالر<br />

دنيا قويوب دين ايشي غه اوکورديالر<br />

عاشق قولالر هللا تيو تربانديالر<br />

شيطان ين زهري ياريليب قاچت بولغاي<br />

هللا ديكيل اي قول امحد!‏ اوزونك بيلكيل<br />

اوزونك بيلمش علمينك برله عمل قيلكيل<br />

اولوغ کيچيك يارانالردين عذر قيلكيل<br />

سني بيلماسده سيندين خطا كيچت بولغاي<br />

Hiç bilmem nasıl olacak benim işim,<br />

Onun için akar dâimâ gözde yaşım,<br />

Seherlerde kalkıp Hakk’tan dilemişim,<br />

Melekler “Âmin’ine düştü olmalı.<br />

Mahzûn câna yakındır Hakk dergahı,<br />

Pişmânlıkta yeter mi ki birer âhı,<br />

Hangi gönül olsa Hakk nazargâhı,<br />

Hakk nazarı içe dolup taştı olmalı.<br />

Hakk işini Hakk için buyurdular,<br />

Özlerini halklar arasına yetirdiler,<br />

Sıkıntılarını nimet gibi kaldırdılar,<br />

Bağrı kanlı gözü yaşlı doldu olmalı.<br />

Seven kullar sevdiğine kayırdılar,<br />

Dünyâyı bırakıp din işine yöneldiler,<br />

Âşîk kullar Allah diye hareketlendiler,<br />

Şeytânın zehri yarılıp kaçtı olmalı.<br />

Allah de ey Kul Ahmed özünü bil,<br />

Özünü bilince ilmin ile amel kıl,<br />

Büyük küçük dostlarından özür eyle,<br />

Sen bilmezken senden hatâ geçdi olmalı.<br />

149


‎59‎حکمت<br />

ايا دوستالر يوراك بغرمي بولدي کباب<br />

حقيقت ليغ عاشق جان دين اويت بولغاي<br />

عشق پرتوي كونكل ملكني قيلدي خراب<br />

اول سبب دين عقل هوشوم كيت بولغاي<br />

عشق سيز کيشي آدم ايرماس انكالسنكيز<br />

يب حمبت شيطان قومي تينكالسنكيز<br />

عشق دين اوزكا سوزين اکر سوزالسنكيز<br />

ايليكينکزدين اميان اسالم کيت بولغاي<br />

ميخانه غه كريكان عاشق سري عيان<br />

بغري پيشيب ياشي اقيب قيلور افغان<br />

بيخود يورار قايده بارسه خانه ويران<br />

بيشك بيلنك وحدت مي دين تاين بولغاي<br />

عشق توشت بو باشيمغه حريان بولدوم<br />

خامناندين كيچيب تقي سرسان بولدوم<br />

ايكي عامل برباد اوروب عريان بولدوم<br />

چيقان آهيم نه فلك كا يت بولغاي<br />

عاقل ايرسنك حقدين اوزکا سوزالر حرام<br />

تا تريك سني پري خذمتني قيلغيل مدام<br />

هللا ديسنك شيطان لعني سينكا غالم<br />

هللا دمياس دين الريين سايت بولغاي<br />

عمري ضايع اوتكانالر عشق ين بيلماس<br />

جاندين کيچکان ديوانه ين كوزکا ايلماس<br />

هو صحبتني قورغان يريكا قاچيب کيلماس<br />

جاين كونكلي تاشدين برت قايت بولغاي<br />

59. Hikmet<br />

Eyâ dostlar yürek bağrım oldu kebâb,<br />

Vefalı âşık Cândan geçti olmalı,<br />

Aşk ışığı gönül ülkesini eyledi harâb,<br />

O sebepten aklım-fikrim gitti olmalı.<br />

Aşksız kişi insân değildir anlasanız,<br />

Muhabbetsizler şeytân kavmi dinleseniz,<br />

Aşkdan başka sözü eğer söyleseniz,<br />

Elinizden imân-İslâm gitti olmalı.<br />

Meyhâneye giren âşıkın sırrı ortada,<br />

Bağrı pişip yaşı akıp eyler fîgân,<br />

Boşuna yürür nerede gitse evi vîrân,<br />

Şüphesiz bilin vahdet meyinden tattı olmalı.<br />

Aşk düştü bu başıma hayrân oldum,<br />

Ev-barkımdan geçip sersem oldum,<br />

İki âlemi terkedip üryân oldum,<br />

Çıkan âhım ne göklere yetti olmalı.<br />

Akıllı isen Hakk’ın başka sözler harâm,<br />

Diri oldukça Pîr hizmetini eyle tamâm,<br />

Allah desen lânetli şeytân sana köle,<br />

Allah demezler dinlerini sattı olmalı.<br />

Ömrü boşa geçenler zâyi eyleyenler aşkı bilmez,<br />

Cândan geçen dîvâneyi göze almaz,<br />

“Hû” sohbetini kuran yere kaçıp gelmez,<br />

Cân ve gönlü taştan beter katı olmalı.<br />

150


هللا سويکان بنده دامي ييغالب يورار<br />

حقدين قورقوب رازين ايتيب سحر تورار<br />

حييي صفت تينماي ييغالب مامت قورار<br />

بو دنياين آرقه تاشالب آين بولغاي<br />

عاشق الرين ايشي ايرور سوز و گداز<br />

عاشق الرين حاجت الري روزه مناز<br />

روز حمشر كوز ياشي دور حقه نياز<br />

عارف عاشق درد و امل تاريت بولغاي<br />

عاشق الرين آغزي خندان ديل لرزان<br />

هللا اوچون کوزده ياشي بغري بريان<br />

جاين ذاکر كونكلي شاكر فكري جانان<br />

انشاء هللا قيل كوفروكي اويت بولغاي<br />

عاشقالري خلق ايچنده كويوب ييغالر<br />

ظاهر خنده باطن الري يوراك داغالر<br />

اجل استاب اوملاك اوچون بيلني باغالر<br />

معشوقي غه عرض حالني ايت بولغاي<br />

عاشق الري مالمت دين قامچاس بولور<br />

نادانالركا باطن سرين امچاس بولور<br />

هر نامردكا در و گوهر سامچاس بولور<br />

اوزي اوقوب خون زرداب يويت بولغاي<br />

پري مغان سويكان عاشق هواسي يوق<br />

يوز مينك تورلوك طاعت قيلسه بناسي يوق<br />

اي دوستالرمي عشق درديين دواسي يوق<br />

تونالر قوبوب پري ايتاکني تويت بولغاي<br />

Allah’ın sevdiği kul dâim ağlayıp yürür,<br />

Hakk’tan korkup niyâzını deyip seherde kalkar,<br />

Yahyâ gibi dinmeyip ağlayıp mâtem tutar,<br />

Bu dünyanı arkaya kaldırıp attı olmalı.<br />

Âşıkların işidir sûz ve güdâz,<br />

Âşıkların ihtiyâçları oruç, namâz,<br />

Mahşer günü gözyaşıdır Hakk’a niyâz,<br />

Ârif âşık derd ü elem çekti olmalı.<br />

Âşıkların ağzı güler gönlü ağlar,<br />

Allah için gözde yaşı bağrı biryân,<br />

Cânı zikreder, gönlü şükreder, fikri sevgili,<br />

Allah dilerse kıl köprüyü geçti olmalı.<br />

Âşıkları halk içinde yanıp ağlar,<br />

Zâhiren güler bâtınları yürek dağlar,<br />

Ecel kovalayıp ölmek için belini bağlar,<br />

Sevgilisine arz-ı hâlini dedi olmalı.<br />

Âşıkları melâmetden kaçmaz olur,<br />

Câhillere bâtın sırrını açmaz olur,<br />

Her nâmerde inci-cevher saçmaz olur,<br />

Özü okuyup kan zehir yuttu.<br />

Pîr-i Kâmil’in sevdiği âşık hevâsı yok,<br />

Yüz bin türlü ibâdet eylese binâsı yok,<br />

Ey dostlarım aşk derdinin devâsı yok,<br />

Geceleri kalkıp Pîr eteğini tuttu olmalı.<br />

151


پري مغان نظر قيلسه بريكاي دوا<br />

هاي هوس ما و منليك بولغاي ادا<br />

آندين سونكره شيطان لعني سيندين جدا<br />

تار حلده اميان بريالن يايت بولغاي<br />

قول خواجه امحد حق سوزيين سوزالر مدام<br />

حق دين اوزكا سوزالر باري ايرميش حرام<br />

روزي قيلسه اورنونك بولغاي دارالسالم<br />

مغفرت ين درياسيغه بايت بولغاي<br />

Pîr-i Kâmilin nazar eylese verir devâ,<br />

Hay u heves, ben-benlik olur tamâm,<br />

Ondan sonra lanetli şeytân senden uzak,<br />

Dar kabirde imân ile yattı olmalı.<br />

Kul Hoca Ahmed Hakk sözünü söyler dâimâ,<br />

Hakk’dan başka sözler hepsi imiş harâm,<br />

Râzı olsa yerin olur Dârü’s-selâm,<br />

Mağfiretin deryâsına battı olmalı.<br />

‎60‎حکمت<br />

حق تعايل پرتو سالدي جانيم كويدي<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

سحر وقتده پري مغان باقيب سوردي<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

ذاکرالرغه وعده قيلدي قادر خدا<br />

کور ايچنده عطا قيلدي حوري لقا<br />

ذاكرالرين تورار جاي دارالبقا<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

ذاكر بولسه شاكر بولسه يريي جنت<br />

قانالر آقسه کوزالريدين قيلماس منت<br />

امت بولسنك ذكرين ايتماك سيزکا سنت<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

60. Hikmet<br />

Hakk Teâlâ nûr saldı cânım tutuştu,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim,<br />

Seher vaktinde Pîr-i Kâmil bakıp sordu,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Zâkirlere vaad eyledi Kâdir Allah,<br />

Kâbir içinde armağan eyledi “hûr u lîkâ”,<br />

Zâkirlerin varacağı yer “Dârü’l-bekâ”,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Zâkir olsa, şükredici olsa yeri cennet,<br />

Kanlar aksa gözlerinden eylemez minnet,<br />

Ümmet olsan zikrini söylemek size sünnet,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

152


ذاکرالركا خدا اوزي وعده قيلدي<br />

فَاذکُروين اَذكُركُم آيت كيلدي<br />

فردوس آتليغ جنت دين حمضر كيلدي<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

ذاکرالري هر نفس ده ذكرين ايتار<br />

توبه قيليب ايکري يولدين راست غه قيتار<br />

ذکرين ايتسه آسته آسته شوقي آرتار<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

ذاکرالري حلقه ايچره پرتو كورار<br />

آنينك اوچون حلقه ايچره اوزين اورار<br />

معشوقي ين کوركان زمان جانني بريار<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

يالغان عاشق معشوقيدين جانني ايار<br />

عقيب يولني آرقه تاشالب دنيا سويار<br />

هو حلقه سني قورغان يريدين ايالر فرار<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

الكذاب ال امت ديدي سرور<br />

بو سوزالركا يول بري کوچي هادي رهرب<br />

يالغاجني ين امت دمياس اول پيغمرب<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

رمحن ايكام چني عاشق ين يولني آچار<br />

حمبت ين شوقي بريله ياشني ساچار<br />

هللا تيو قايده بارسه شيطان قاچار<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

Zâkirlere Allah özü vaad eyledi,<br />

“Fezkürunî ezkürkum” diye âyet geldi,<br />

Firdevs adlı cennetinden mazhar geldi,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Zâkirleri her nefesde zikrini söyler,<br />

Tevbe eyleyip eğri yoldan doğruya döner,<br />

Zikrini söylese yavaş yavaş şevki artar,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Zâkirleri halka içinde nûr görür,<br />

Onun için halka içine özünü vurur,<br />

Sevgilisini gördüğü zamân cânını verir,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Yalan âşık sevgilisinden cânını esîrger,<br />

Âhiret yolunu arkaya atıp dünyâyı sever,<br />

Hû halkasının kurulduğu yerden eyler firâr,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

“el-Kezzâbu lâ-ümmetî” dedi Server,<br />

Bu sözlere yol verici Hâdî, Rehber,<br />

Yalancıya ümmet demez O Peygamber,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Rahmân Melik’im gerçek âşıkın yolunu açar,<br />

Muhabbetin şevki ile yaşını saçar,<br />

Allah diye nerede gitse şeytân kaçar,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

153


ذاکرالري ذکرين ايتيب ناله قيلور<br />

كوز ياشيين سريغ يوزكا ژاله قيلور<br />

بيابان الر كيزيب اوزن واله قيلور<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

ذاکر قولالر حق فرمانني حمكم توتار<br />

اخالص بريالن هللا تيو قانالر يوتار<br />

حلقه ايچره كريكان وقتده جاندين اوتار<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

يب طهارت ذکر ايكان گا لعنت ياغار<br />

اوشل كوين بولغان فرزند شيطان توغار<br />

اوالر وقتده اوّل كيليب شيطان باقار<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

يب طهارت ذكرين ايتكان اميان ايتماس<br />

اوالر وقتده حق مصطفي قولني تومتاس<br />

سبحان ايكام کناهيين هرکيز اومتاس<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

مؤمن بولسنك يب طهارت ذكرين ايتمه<br />

كرامت الر ايتيب خلقه دينينك سامته<br />

مسلمانليغ دعوي قيليب کافر كيتمه<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

ذاكر بولسنك ذكرين ايتماي هرکيز يامته<br />

نادان بريله ناجنس الركا هيچ سوز قامته<br />

منافق الر حالدين سورسه بري سوز ايتمه<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

Zâkirleri zikrini deyip feryâd eder,<br />

Gözyaşını sarı yüze süs eyler,<br />

Kırlarda gezip özünü Mecnûn eyler,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Zâkir kullar Hakk fermânını sağlam tutar,<br />

İhlâs ile Allah diye kanlar yutar,<br />

Halka içine girdiği vakitde cândan geçer,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Tahâretsiz zikir söyleyene lânet yağar,<br />

İşte o gün olan çocuk şeytân doğar,<br />

Öleceği vakitde önce gelip şeytân bakar,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Tahâretsiz zikrini söyleyen imân etmez,<br />

Öleceği vakitde Hak Mustafâ elini tutmaz,<br />

Sübhân Melik’im günâhım aslâ bağışlamaz,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Mümin olsan tahâretsiz zikrini söyleme,<br />

Kerâmetler söyleyip halka dinini satma,<br />

Müslümanlık iddia edip kâfir gitme,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

Zâkir olsan zikrini demeden aslâ yatma,<br />

Câhil ile soysuzlara hiç söz katma,<br />

Münâfıklar hâlden sorsa bir söz deme,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

154


قول خواجه امحد يامانالرين مياين سني<br />

يارچه بغداي ايل تومتاكاي مساين سني<br />

يولدين آزغان كمراه الرين ناداين سني<br />

کيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتاليك<br />

Kul Hoca Ahmed kötülerin kötüsü sen,<br />

Herkes buğday el tutmaya samanı sen,<br />

Yoldan sapan günâhkârların câhili sen,<br />

Gelin yığılın zâkir kullar zikir söyleyelim.<br />

‎62‎حکمت<br />

خالقيمين ايزالرمني تون کون جهان ايچينده<br />

تورت ياشيمدين يول ايندي کون مکان ايچينده<br />

تورت دين ييت کا يتيم توقوزين گذر ايتدمي<br />

اوندين ايکي کا کيلدمي حر کيوان ايچينده<br />

اوچ يوز التميش سوکيچتيم تورت يوز قرق تورت تاغ آشتيم<br />

وحدت شرابني ايچتيم توشتوم ميدان ايچينده<br />

چونکه توشتوم ميدان غه ميدان ين توال کوردوم<br />

يوزمينک عارف ين سوردوم بارچه جوالن ايچينده<br />

غواص حبريکا کريدمي وجود شهريين کيزدمي<br />

درين صدفده کوردوم گوهر ين کان ايچينده<br />

عرش کرسي ين يوردوم لوح قلم ين کوردوم<br />

وجود شهريين کيزدمي ايدي بو جان ايچينده<br />

جان ين کوردوم جانانده عشق ين کوردوم ميدانده<br />

عاشق الرنينک ميداين مجله بوستان ايچينده<br />

62. Hikmet<br />

Hâlık’ımı ararım gece gündüz cihân içinde;<br />

Dört yanımdan yol indi evren ve mekân içinde.<br />

Dörtten yediye yettim, dokuzu geçip gittim,<br />

Ondan ikiye geldim çerh-i keyvân içinde.<br />

Üç yüz altmış su geçtim, dört yüz kırk dört dağ aştım,<br />

Vahdet şarâbını içtim, düştüm meydân içinde.<br />

Çünkü düştüm meydana, meydânı dolu gördüm,<br />

Yüz bin arifi sordum, bütün cevlân içinde.<br />

Dalgıç denizine girdim, varlık şehirini gezdim,<br />

İnciyi sedefte gördüm, cevheri hazîne içinde.<br />

Arş ve Kürsü’yü yürüdüm, Levh ve KÂlem i gördüm,<br />

Varlık şehrini gezdim, söyledim bu cân içinde.<br />

Cânı gördüm cânanda, aşkı gördüm meydanda,<br />

Âşıkların meydânı cümle bostân içinde.<br />

155


ايرين کوردوم ايرکاشتيم ايستادو کوم ين سوردوم<br />

بارچه سي سينده ديدي قالدمي حريان ايچينده<br />

حريان بولوبان قالدمي بيهوش بولوبان تالدمي<br />

اوزوم ين دردکا سالدمي تاپتيم درمان ايچينده<br />

سري استارمي بلبل آچليب دور قيزيل گل<br />

هر گل ين خايل کورمه گل ين گلزار ايچينده<br />

مسکني خواجه امحد جاين هم گوهر دور هم کاين<br />

مجله آنينک مکاين اول المکان ايچينده<br />

Eri gördüm erleştim, istediğimi sordum,<br />

Hepsi sende dedi, kaldım hayrân içinde,<br />

Hayrân olarak kaldım, şuûrsuz olarak daldım,<br />

Kendimi derde saldım, buldum dermân içinde.<br />

Seyr ister mi bülbül açılmıştır kızıl gül<br />

Her gülü uzak görme gülü gül bahçesi içinde.<br />

Miskîn Hoca Ahmed cânı, hem cevherdir hem hazîne,<br />

Herşey O’nun mekânı, O lâ-mekân içinde.<br />

‎63‎حکمت<br />

سحرالرده قوپوب ييغالب دعا قيلسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

ياش اورنيغه قانيم توكوب دعا قيلسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

دركاهيغه باشيم قويوب ناله قيلسام<br />

كوز ياشيم ين آقوزبان ژاله قيلسام<br />

بيابانالر كيزيب اوزوم واله قيلسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

قايدا بارسام يادين ايتيب ييغالسام مني<br />

خذمتيدا بيليم حمكم باغالسام مني<br />

حسرتيده يوراك بغرمي داغالسام مني<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

63. Hikmet<br />

Seherlerde kalkıp ağlayıp duâ eylesem,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Yaş yerine kanımı döküp duâ eylesem,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Dergâhına başımı koyup feryâd etsem,<br />

Göz yaşımı akıtarak süs eylesem,<br />

Çölleri gezip özümü mecnûn eylesem,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Nerede gitsem yâdını deyip ağlasam ben,<br />

Hizmetinde belimi sağlam bağlasam ben,<br />

Hasretinde yürek-bağrımı dâğlasam ben,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

156


هرکون يوز مينك قولوم آچيب آمني ديسام<br />

موسي صفت طور تاغيدا رازين ايتسام<br />

توقسان توقوز رازين ايتيب جانيم بريسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

بايزيد ديك ييتميش يويل اوزوم ساتسام<br />

هللا تيو دردي بيالن اولوب كيتسام<br />

رياضت ده اريب آزيب آچيب قاتسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

هللا اوچون فرزندالرمي يتيم قيلسام<br />

رياضت ده سونكاكالرمي حليم قيلسام<br />

اهل عيال خامنانيم غنيم قيلسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

هللا ديكان بنده الرين قويل بولسام<br />

عاشق الرين کويوب اوچكان كلي بولسام<br />

يول اوستيده تفراق صفت يويل بولسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

هللا هللا جانيم هللا دليم هللا<br />

سيندين اوزکا پناهيم يوق وهللا باهلل<br />

ييغالب کيلدمي دركاهينكا شيء هلل<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

خيشي الرين صحبتنده ذاكر بولسام<br />

هر نه جفا تيكسه مينكا شاكر بولسام<br />

ايوب صفت بالسيغه صابر بولسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوکني<br />

Her gün yüz bin elimi açıp “âmîn” desem,<br />

Mûsâ gibi Tûr dağında niyâzını desem,<br />

Doksan dokuz niyâzını deyip cânımı versem,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Bâyezîd gibi yetmiş yolu özüm satsam,<br />

Allah diye derdi ile ölüp gitsem,<br />

Riyâzette yorulup, şaşıp, acıyıp donsam,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Allah için evlâtlarımı Yetîm eylesem,<br />

Riyâzette kemiklerimi hamûr eylesem,<br />

Ehil-ıyâl ev-barkımı düşman eylesem,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Allah diyen kulların kulu olsam,<br />

Âşıkların yanıp savrulan külü olsam,<br />

Yol üstünde toprak gibi yolu olsam,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Allah, Allah, cânım Allah, dilim Allah,<br />

Sen’den özge sığınağım yok Vallah-Billâh,<br />

Ağlayıp geldim dergâhına “Şey’en lillâh...”<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

İyilerin sohbetinde zâkir olsam,<br />

Her ne cefâ değse bana şükreder olsam,<br />

Eyyûb gibi belâsına sabreder olsam,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

157


آستاننكغه باشيم قويوب توبه قيلسام<br />

غيبت قيلغان تيل الرمي ين يوز مينك تيلسام<br />

گناه قيلغان بندالرميين پاره قيلسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوكني<br />

توبه قيلدمي توبه قيلدمي قبول قيلغيل<br />

توب قبول قيلماس بولسانك جانيم آلغيل<br />

يولده قالدمي يولده قالدمي قوليم آلغيل<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوكني<br />

هللا اوچون مردانه وار جانيم بريسام<br />

اهل عيال خانيمانيمين تاشالب كيتسام<br />

جان نه بولغاي اميانيمدين بلكه اوتسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوكني<br />

سحرالرده ايرته قوپوب حقه يانسم<br />

اولوغ كيچيك گناه الردين توبه قيلسم<br />

زاري قيليب حضرتيكا بويون سونسم<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوكني<br />

قهار ايكام سندين قورقوب اويغانسام مني<br />

گناهيم غه اقرار قيليب اينكراسام مني<br />

سحرالرده يقام اوشالب يالبارسام مني<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوكني<br />

تاشقني كيلكان درياالرده يوزالسام مني<br />

آزيب قالغان بوته الردك بوزالسام مني<br />

اوالر وقتده مينك بري آتينك سوزالسام مني<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوكني<br />

Eşiğine başımı koyup tevbe eylesem,<br />

Gıybet yapan dillerimi yüz bin dilsem,<br />

Günâh işleyen organlarımı parça eylesem,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Tevbe eyledim, tevbe eyledim kabûl eyle,<br />

Tevbemi kabûl eylemez olsan cânımı al,<br />

Yolda kaldım, yolda kaldım, elimi al,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Allah için mertler gibi cânımı versem,<br />

Ehl-i âyâl, ev-barkımı bırakıp gitsem,<br />

Cân ne ola imânımdan belki geçsem,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Seherlerde erken kalkıp Hakk’a yansam,<br />

Büyük küçük günâhlardan tevbe eylesem,<br />

Ağlayıp Hazretine boyun sunsam,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Kahhâr Melik’im senden korkup uyansam ben,<br />

Günâhımı kabûl edip inlesem ben,<br />

Seherlerde yakamı tutup yalvarsam ben,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Taşkın gelen deryâlarda yüzsem ben,<br />

Kaybolup kalan develer gibi böğürsem ben,<br />

Öleceğim vakitte binbir adını söylesem ben,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

158


وا ويلتا ندامت ديب قورقوب قوپسام<br />

پري مغان دركاهيين تينماي اوپسام<br />

خيشي الرين خاكپاي بولوب اولسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوكني<br />

تانك آتقونچه ييغالب تينماي قورقوب چقسام<br />

سبحان دردين آيتيب دوام اينكراب چقسام<br />

تفراق صفت عاجز بولوب خوارليق تارتسام<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوكني<br />

قول خواجه امحد جانينك بريكيل مردانه وار<br />

جاندين كيچيب يولغه كريسنك كوركونك ديدار<br />

مرادينكين بريور سينكا پروردکار<br />

دوستالر خواجم ميين بندم ديكاميوكني<br />

Vah yazıklar pişmânlık deyip korkup kalksam,<br />

Pîr-i Kâmil dergâhını durmadan öpsem,<br />

İyilerin ayak tozu olup ölsem,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Tan atana kadar ağlayıp dinmeden korkup çıksam,<br />

Sübhân derdini deyip devamlı inleyip çıksam,<br />

Toprak gibi âciz olup hor görülsem,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

Kul Hoca Ahmed cânını ver mertler gibi,<br />

Cândan geçip yola girsen göresin cemâl,<br />

Murâdını verir sana Allah,<br />

Dostlar Hocam bana bağlım der mi ki?<br />

‎64‎حکمت<br />

بو عاملده حقدين قورقوب زار اينكراسام<br />

آخرت ده روحوم آرام آالرموكني<br />

ايرانالرين باسقان ايزين کوزکا سورسام<br />

پري مغان ميين يولغه ساالرموكني<br />

باشيم برييب بيليم باغالب قيلسام اخالص<br />

نفس شيطان چنكاليدين بولسام خالص<br />

جان بريارده مدد قيلسه خضر الياس<br />

غوث الغياث ختم يس قيالرموكني<br />

64. Hikmet<br />

Bu âlemde Hakk’tan korkup ağlayıp inlesem,<br />

Âhirette rûhum râhat bulur mu ki?<br />

Erenlerin bastığı izini göze sürsem,<br />

Pîr-i kâmil beni yola salar mı ki?<br />

Başımı verip belimi bağlayıp kılsam ihlâs,<br />

Nefs-şeytân çengelinden kurtulsam,<br />

Cân verirken yardım etse Hızır-İlyâs,<br />

Gavslar gavsı “Yasin hatmi” kılar mı ki?<br />

159


تاغ چول الر کناهيم دين قيلماس طاقت<br />

هر کون يوز مينك جرم عصيان مينكا عادت<br />

بو ايش بريالن آخرت ده بارمو راحت<br />

توبه قيلسام عادتالرمي قاالرموكني<br />

آستانه کا باشيم قويوب زاري قيلسام<br />

غريب يتيم باشني سيالب دعا آلسام<br />

حقدين قورقوب دنيا ايشني آرقه سالسام<br />

خواجم مين حال دليم سورارموكني<br />

آدم صفي سنت الرين تيل كا آلسام<br />

يا ربّنا ظلمنا ديب ناله قيلسام<br />

بيابانده كوز ياشيين ژاله قيلسام<br />

بريو بارمي ميين يولغه ساالرموكني<br />

سحرالرده زاري قيليب ييغالسام مني<br />

جان بريارده بيليم حمكم باغالسام مني<br />

شوقي بريالن يوراك بغرمي داغالسام مني<br />

حق چراغي قربمي ايچره يانارموکني<br />

باشيم تنيم تفراق قيليب فنا بولسام<br />

ديدار تيالب حسرتيده ادا بولسام<br />

اهل عيال خامنان دين جدا بولسام<br />

دوستالر خواجم مينكا رمحي كيالرموكني<br />

شيطان لعني يولدين اوردي حاليم تباه<br />

ييغالماميو نفسيم ميين قيلدي هوا<br />

عامل خلقي باسيب اوتسه ميين اي وا<br />

كافر نفسيم عزازيلدين تانارموكني<br />

Dağ ve çöller günâhımdan eylemez tâkat,<br />

Hergün yüzbin Günâh, isyân bana adet,<br />

Bu iş ile Âhirette var mı râhat,<br />

Tevbe eylesem adetlerim kalır mı ki?<br />

Dergâhına başımı koyup ağlasam,<br />

Garîb-Yetîm başını okşayıp duâ alsam,<br />

Hakk’tan korkup dünyâ işini arkaya koysam,<br />

Hocam benim gönlümün hâlini sorar mı ki?<br />

Âdem Safi sünnetlerini dile alsam,<br />

“Yâ Rabbenâ zalemnâ” deyip feryâd etsem,<br />

Kırlarda göz yaşımı akıtsam,<br />

Bir ve Var’ım beni yola salar mı ki?<br />

Seherlerde feryâd edip ağlasam ben,<br />

Cân verirken belimi sıkı bağlasam ben,<br />

Şevki ile yürek bağrımı dâğlasam ben,<br />

Hakk ışığı kabrim içinde yanar mı ki?<br />

Başımı, bedenimi toprak eyleyip yok olsam,<br />

Cemâl dileyerek hasretinde tamâm olsam,<br />

Ehil-ıyâl ev-barkımdan ayrı düşsem,<br />

Dostlar Hocam bana rahmet eyler mi ki?<br />

Lânetli şeytân yoldan çıkardı hâlim perîşân,<br />

Ağlamayayım mı nefsim beni eyledi hevâ,<br />

Âlem halkı çiğneyip geçse beni lâyık,<br />

kâfir nefsim şeytândan ayrılır mı ki?<br />

160


غريب جانيم حق يوليده نذر ايالسام<br />

شاه حسني ديك كربالده سوساب اولسام<br />

حق شرابني اچارمني ديب تشنه کيتسام<br />

آنده بارسام سوسون الرمي قانارموکني<br />

اصحاب الر ديك دين تالشيب باشم بريسام<br />

شهربانو امام الر ديك ييغالب يورسام<br />

هللا اوچون كافرالركا اسري بولسام<br />

رمحن ايكام سينكا مقبول بوالرموکني<br />

شرمنده مني شرمنده مني قولوم آلکيل<br />

يولدين آزغان درمانده مني يولغه سالكيل<br />

هللا ديبان فنا بولدوم رحم ايالکني<br />

عاصي الرغه فيض فتوح بريارموكني<br />

اي عاصي الر توبه قيلغيل حق ايشتسون<br />

نالنكيزدين يري و كوك الر ناله قيلسون<br />

مالئك الر حقدين تيالب اولوش بريسون<br />

اولوش آلغان قول ين غمي بوالرموكني<br />

عقليم حريان كوزوم کريان خانه ويران<br />

حق يوليين بيالملاس مني اوزوم نادان<br />

اي طالب الر يب طاقت مني قايدا جانان<br />

جانانيم دين هيچ كيم خرب بيالرموكني<br />

جانانه ين تاپاي ديسنك سحر تورغيل<br />

عاشق الرنينك جملسي كا اوزونك اورغيل<br />

حقين ايزالب ييغالب يوروب مامت قورغيل<br />

مامت قورماي طريقت كا كرارموکني<br />

Garîb Cânımı Hak yolunda adak eylesem,<br />

Şâh Hüseyn gibi Kerbelâ’da susayıp ölsem,<br />

Hakk şarâbını içerim deyip hevesli gitsem,<br />

Orada varsam sussuzluğum kanar mı ki?<br />

Sahâbe gibi din için savaşıp başımı versem,<br />

Şehr-i banu imâmlar gibi ağlayıp yürüsem,<br />

Allah için kâfirlere esîr olsam,<br />

Rahmân Melik’im sana makbûl olur mu ki?<br />

Dertliyim, mahcûbum elimden tut,<br />

Yoldan sapmış dertliyim yola sal,<br />

Allah diyerek yok oldum rahmet eyle,<br />

Âsîlere feyz-fetih verir mi ki?<br />

Ey âsîler tevbe eyleyin Hakk işitsin,<br />

Feryâdınızdan yer ve gökler feryâd eylesin,<br />

Melekler Hakk’tan dileyip pay versin,<br />

Pay alan kulun gamı olur mu ki?<br />

Aklım şaşkın, gözüm yaşlı, evim vîrân,<br />

Hakk yolunu bilemiyorum özüm câhil,<br />

Ey tâlipler güçsüzüm nerde sevgili,<br />

Sevgilimden hiç kimse haber bilir mi ki?<br />

Sevgiliyi bulayım desen seherde kalk,<br />

Âşıkların meclisine özünü vur,<br />

Hakk’ı arayıp ağlayıp yürüyüp yas tut,<br />

Yas tutmadan tarikata girer mi ki?<br />

161


حق وصلي غه ييتاي ديسنك زاري قيلكيل<br />

ذكرين ايتيب ايرانالرغه ياري بريکيل<br />

جفا تارتيب ايرانالردين اولوش آلكيل<br />

اولوش آملاي ديداريين کورارموكني<br />

قول خواجه امحد هرنه ديرسني بوهلوس سني<br />

حقدين قورقوب آخرت قه غم ييماس سني<br />

باشينك بريله تونالر قايتيب هو دمياس سني<br />

بوهلوس ين خواجه م قبول قيالرموکني<br />

Hakk’ın vuslatına ereyim desen ağla,<br />

Zikrin deyip erenlere yardım et,<br />

Cefâ çekip erenlerden pay al,<br />

Pay almadan cemâlini görer mi ki?<br />

Kul Hoca Ahmed her ne dersen heveskârsın,<br />

Hakk’tan korkup âhirete gâm çekmezsin,<br />

Başın ile geceler donup “Hû” demezsin,<br />

Heveskârı Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

‎65‎حکمت<br />

هر صبحدم بوينوم قيسيب ربّيم ديسام<br />

ربّيم مين مرادمي ين بريار موکني<br />

قانالر توکوب کوزالرميدين زار اينکراسام<br />

تنکرمي مين حال دليم سورار موکني<br />

حمبّت ين ميدانيدا جان اويناتسام<br />

منصور صفت باشيم برييب دار اويناسام<br />

يوز مينک تورلوک جفا تارتيب جان قيناسام<br />

عاجز قولونک مجالينکين کورار موکني<br />

يا ربنا ذکرين ايتيب ذاکر بولسام<br />

سانسيز حمنت باشقه آليب شاکر بولسام<br />

خيشي الرين صحبتيده حاضر بولسام<br />

مسکني بنده نک فيض فتوح آالر موکني<br />

65. Hikmet<br />

Her sabâh vakti boynumu büküp “Rabbim”desem,<br />

Rabbim benim murâdımı verir mi ki?<br />

Kanlar döküp gözlerimden ağlayıp inlesem,<br />

Tanrım benim gönlümün hâlini sorar mı ki?<br />

Muhabbetin meydânında cân oynatsam,<br />

Mansûr gibi başımı verip dârağacını oynatsam,<br />

Yüz bin türlü cefâ çekip cân incitsem,<br />

Âciz kulun cemâlini görür mü ki?<br />

“Yâ Râbbenâ”zikrini deyip zâkir olsam,<br />

Sayısız sıkıntıyı başa alıp şükreder olsam,<br />

İyilerin sohbetinde hâzır olsam,<br />

Fakîr kulun feyz-fetih alır mı ki?<br />

162


زاهدالر ديک مناز اوقوب طاعت قيلسام<br />

عاشق الر ديک يغالماغين عادت قيلسام<br />

اوز يرميده غريب ليکين راحت بيلسام<br />

درکاهيده خواجه م قبول قيالر موکني<br />

يکيت ليکده طاعت قيليب ايکيلمدمي<br />

قريب چوکتيم رياضتده بوکوملادمي<br />

الال ايتيب االّ‏ هللا ده سوکوملدمي<br />

خضر بابام اوز يوليغه آالر موکني<br />

بو دنياده مني ديک عاصي هرکيز بوملاس<br />

مونداغ کناه ترسا جهمود کافر قيلماس<br />

اولوب بارسام دوزخ ايچره اورون بريماس<br />

توبه قيلسام خواجم قبول قيالر موکني<br />

حاجت تيالب درکاهيغه يغالب کيلدمي<br />

جان دين کيچيب بيليم حمکم باغالب کيلدمي<br />

عيب يابقوچي ستارليغينک آنکالب کيلدمي<br />

قان يغالسام حاجت روا بولغاي موکني<br />

قيزيل يوزوم رياضتده سارغامتادمي<br />

سحرلرده غريب جانيم اينکرامتادمي<br />

هرکون تيپيب ايت نفسيم ين اورکامتادمي<br />

هللا ديسام کافر نفسيم اوالر موکني<br />

قول خواجه امحد کونکل کوزي آچيلغاميو<br />

تيل الرميدين درّ‏ کوهر ساچيلکاميو<br />

کوب يغالسام کناه الرمي توکولکاميو<br />

اوشل وقت ين منکا عطا قيلور موکني<br />

Zâhidler gibi namâz kılıp ibâdet eylesem,<br />

Âşıklar gibi ağlamayı âdet eylesem,<br />

Öz yurdumda garîbliği râhat bilsem,<br />

Dergâhına Hocam kabûl eyler mi ki?<br />

Yiğitlikte ibâdet eyleyip eğilmedim,<br />

“Karîb” çöktim riyâzetde bükülmedim,<br />

“Lâ-Lâ” deyip “İllallâh”da sokulmadım,<br />

Hızır babam öz yoluna alır mı ki?<br />

Bu dünyada benim gibi âsî aslâ olmaz,<br />

Böyle günâh tersâ, cühûd, kâfir eylemez,<br />

Ölüp gitsem cehennem içine yer vermez,<br />

Tevbe eylesem Hocam kabûl eyler mi ki?<br />

Hacet dileyip dergâhına ağlayıp geldim,<br />

Cândan geçip belimi sıkı bağlayıp geldim,<br />

Ayıp örtücü “Settâr”lığını anlayıp geldim,<br />

Kan ağlasam hâcet hâzır olur mu ki?<br />

Kızıl yüzümü riyazetde sarartmadım,<br />

Seherlerde garîb cânımı inletmedim,<br />

Her gün tepip it nefsimi incitmedim,<br />

Allah desem kâfir nefsim ölür mü ki?<br />

Kul Hoca Ahmed gönül gözü açılır mı?<br />

Dillerimden inci mücevher saçılır mı?<br />

Çok ağlasam günâhlarım dökülür mü?<br />

O vakit bana armağan eyler mi ki?<br />

163


‎66‎حکمت<br />

سن سن مين پناهيم ديب يولغه کريسام<br />

بري و بارمي مين يولوم آچار موکني<br />

حرام شبهه قرانغولوق باسقان کونکلوم<br />

روشن بولوب درّ‏ گوهر ساچار موکني<br />

نظر قيلسه خسته کونکلوم روشن بولور<br />

يوز مينک خطا يازوقالرمي پنهان بولور<br />

لطف ايالسانک يوز مينک عاصي خندان بولور<br />

نظر تابکان چراغ هرکيز اوچار موکني<br />

اعوذ باهلل من الشيطان الرجيم ديسام<br />

طاعت برله سونکا کلرمي حليم قيلسام<br />

اهل عيال خامنانيم يتيم قيلسام<br />

شيطان لعني مندين يراغ قاچار موکني<br />

يول آستيده عزيز باشيم تفراغ قيلسام<br />

جان دليم حق يوليغه شيدا قيلسام<br />

ذکرين ايتيب مردار تنيم آفاق قيلسام<br />

الست مخرين مسکني بنده نک ايچار موکني<br />

هللا ديبان حضرتينکا سيغينيب بارسام<br />

حمبت شوقي برله کوکسوم يارسام<br />

دردينک تارتيب محدينک ايتيب آچيليب بارسام<br />

وجودميدين بو عقبه الر کوچار موکني<br />

تاغدين آغر عصيانيم بار اوتاي ديسام<br />

گناهيم کوب يرکا سيغماس تيپاي ديسام<br />

باشيم آليب بيابانالر کيتاي ديسام<br />

رمحن تنکرمي گناهيمدين اوتار موکني<br />

66. Hikmet<br />

Sensin benim sığınağım deyip yola girsem,<br />

Bir ve Var`ım benim yolumu açar mı ki?<br />

Harâm, şüphe, karanlık basan gönlüm,<br />

Aydınlanıp inci-cevher saçar mı ki?<br />

Nazar eylese hasta gönlüm aydın olur,<br />

Yüz bin hatâ, günâhlarım gizli olur,<br />

Lutfeylesen yüz bin âsî sevinçli olur,<br />

Nazarı değdiği kandîl aslâ söner mi ki?<br />

“Eûzu billahi mineşşeytanirrâcîm” desem,<br />

İbâdet ile kemiklerimi hamûr eylesem,<br />

Ehil-ıyâl, ev-barkımı yetîm eylesem,<br />

Lânetli şeytân benden uzak kaçar mı ki?<br />

Yol altında azîz başımı toprak eylesem,<br />

Cân ve gönlümü Hakk yoluna tutkun eylesem,<br />

Zikrini deyip pis bedenimi appak eylesem,<br />

Elest şarâbını fakîr kulun içer mi ki?<br />

Allah dedi Hazret’ine sığınıp varsam,<br />

Muhabbet şevki ile göğsümü yarsam,<br />

Derdini çekip hamdını deyip açılıp varsam,<br />

Vücûdumdan bu kaygılar göçer mi ki?<br />

Dağdan ağır isyanım var geçeyim desem,<br />

Günâhım çok, yere sığmaz bulayım desem,<br />

Başım alıp kırlara gideyim desem,<br />

Rahmân Allah’ım günâhımdan geçer mi ki?<br />

164


طريقتين بازاريده سودا قيلسام<br />

منصور ينکليغ انا احلقين غوغا قيلسام<br />

خذمت قيليب درد حالت بيان قيلسام<br />

کوکسومداکي گره لرين آچار موکني<br />

قول خواجه امحد زاهد بولوب مسجد کريسام<br />

خواب غفلت حرام قيليب قامي بولسام<br />

شبه آليب قيامتدين قورقوب يورسام<br />

اومچاخ ايچره حور غلمان قوچار موکني<br />

Tarîkatın pazarında sevdâ eylesem,<br />

Mansûr gibi “Enel-Hakk”ı kavgâ eylesem,<br />

Hizmet eyleyip hâl derdini beyân eylesem,<br />

Göğsümdeki kürrelerini açar mı ki?<br />

Kul Hoca Ahmed zâhid olup mescide girsem,<br />

Gaflet uykusunu harâm eyleyip kâim olsam,<br />

İbret alıp kıyâmetden korkup varsam,<br />

Cennet içinde Hûrî-gılmân kucaklar mı ki?<br />

‎67‎حکمت<br />

نيت قيلدوق كعبه کا رضا بولونك دوستالرمي<br />

يا اولكامييز كيلكامييز رضا بولونك دوستالرمي<br />

نيت قيلدوق كعبه کا حق مصطفي روضه کا<br />

نصيب قيلغاي بارچه كا رضا بولونك دوستالرمي<br />

نصيب بولسه بارکامييز نصيب بولسه کيلکامييز<br />

اجل ايسته اولکامييز رضا بولونک دوستالرمي<br />

قدرت بولسه يورونکيز کوچ بوملاسه تورونکيز<br />

دعا قيله کورونکيز رضا بولونک دوستالرمي<br />

رضا بولونك اوزوم دين خيشي ميان سوزوم دين<br />

اوتونك ميين يوزم دين رضا بولونك دوستالرمي<br />

67. Hikmet<br />

Niyet eyledik Kâbe’ye, râzı olun, dostlarım;<br />

Ya ölürüz, geliriz, râzı olun, dostlarım.<br />

Niyet kıldık Kâbe’ye, Hakk Mustafâ ravzasına;<br />

Nasîp kıla herkese, râzı olun, dostlarım.<br />

Nasîp olsa, varırız; nasîp olsa, geliriz<br />

Ecel yetse ölürüz; râzı olun, dostlarım.<br />

Kudret olsa, yürüyün; güç olmasa, durunuz;<br />

Duâ kıla görünüz, râzı olun, dostlarım.<br />

Râzı olun özümden, iyi-kötü sözümden,<br />

Geçin benim yüzümden, râzı olun, dostlarım.<br />

165


دوستالر بيزين يوقالغاي فاسق الر كوب اوخالكاي<br />

مسجد ساري كيلماكاي رضا بولونك دوستالرمي<br />

سردين بولدي اشارت مونده قيلدوق عمارت<br />

دوستالر قيلغاي عبادت رضا بولونك دوستالرمي<br />

کعبه ساري کوچالوك ظامل الردين قاچالوق<br />

اوغل قيزدين کيچالوك رضا بولونك دوستالرمي<br />

تيليم سورسام قرار يوق غريب اولسه سورار يوق<br />

ييميشالرده حالل يوق رضا بولونك دوستالرمي<br />

کيچت قولنك جانيدين چيقت خلقين سانيدين<br />

دوستالر بارکاي سونكيدين رضا بولونك دوستالرمي<br />

خواجه امحد يوم كوزونكين خلقه ايتکيل سوزونکين<br />

کعبه غه سورت يوزونکين رضا بولونك دوستالرمي<br />

Dostlar bizi yoklarlar, fâsıklar çok uyurlar,<br />

Mescid tarafına gelmezler; râzı olun, dostlarım.<br />

Sırdan oldu işâret, burada eyledik imaret,<br />

Eyleye Rasûl Şefâat, râzı olun, dostlarım.<br />

Kâbe’ye doğru göçelim, zâlimlerden kaçalım,<br />

Oğul kızdan geçelim, râzı olun, dostlarım.<br />

Dilim sorsam, karar yok; garîb ölse, sorar yok;<br />

Yenilenlerde helâl yok, râzı olun, dostlarım.<br />

Geçti kulun cânından, çıktı halkın sayısından,<br />

Dostlar gider ardından, râzı olun, dostlarım.<br />

Hoca Ahmed, yum gözünü, halka söyle sözünü,<br />

Kâbe’ye sür yüzünü, râzı olun, dostlarım.<br />

‎68‎حکمت<br />

کوزوم منليك دليم غمليك جان املليك<br />

نيچوك عالج ايتارميىن بيلمام دوستالر<br />

بو حسرتده ندامت ده ياشيم آقيب<br />

قايو طرف کيتارميىن بيلمام دوستالر<br />

68. Hikmet<br />

Gözüm yaşlı, gönlüm gamlı, cân elemli,<br />

Nasıl ilâç edeceğimi bilmem dostlar,<br />

Bu hasretde, pişmânlıkta yaşım akarak,<br />

Hangi tarafa gideceğimi bilmem dostlar,<br />

166


تورلوك تورلوك عالمتالر بولدي پيدا<br />

يوراکيمده جاحتالر بولدي پيدا<br />

بو دنياده حلظه فارغ بوملاغ قيدا<br />

نيچوك عالج ايتارميىن بيلمام دوستالر<br />

هللا اوچون فرزندالرمي يتيم قيلسام<br />

جاندين کيچيب مالدين کيچيب غريب بولسام<br />

بيابانده يالغوز قاز ديك ناله قيلسام<br />

نيچوك عالج ايتارميىن بيلمام دوستالر<br />

خاص قولالرديك کيچهالرى قامي بولسام<br />

مردانالرديك کوندوزالرى صامي بولسام<br />

کيچهالرى آرام آملاى ربيم ديسام<br />

نيچوك عالج ايتارميىن بيلمام دوستالر<br />

ختم عصيان بيحد ساچتيم طاعتيم آز<br />

اوتى عمروم غفلت بيالن هم قيش و ياز<br />

ياقني تورور جامن قوشى قيلسه پرواز<br />

نيچوك عالج ايتارميىن بيلمام دوستالر<br />

قول خواجه امحد خذمتيده جان بريمسه<br />

دهقان ايرمس كيتمان چابيب نان بريمسه<br />

وا بوملغاي گل غنجهسى من بوملسه<br />

نيچوك عالج ايتارميىن بيلمام دوستالر<br />

Türlü türlü belirtiler oldu peydâ,<br />

Yüreğimde cerâhâtlar oldu peydâ,<br />

Bu dünyada bir an râhat olmak nerede,<br />

Nasıl ilâç edeceğimi bilmem dostlar.<br />

Allah için evlatlarımı yetîm etsem,<br />

Cândan geçip, mâldan geçip garîb olsam,<br />

Kırlarda yalnız kaz gibi feryâd etsem,<br />

Nasıl ilâç edeceğimi bilmem dostlar.<br />

Hâs kullar gibi geceleri kaim olsam,<br />

Mertler gibi gündüzleri oruç tutsam,<br />

Geceleri dinlenmeden “Rabbim” desem,<br />

Nasıl ilâç edeceğimi bilmem dostlar.<br />

İsyân tohumlarını sayısız saçtım ibâdetim az,<br />

Geçti ömrüm gaflet ile hem kış hem de yaz,<br />

Yakındır cânımın kuşu uçup kılsa pervâz,<br />

Nasıl ilâç edeceğimi bilmem dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed hizmetinde cân vermese,<br />

Çiftçi değil ketman koşup ekmek vermese,<br />

Yazık, olmaz gül goncası su olmasa,<br />

Nasıl ilâç edeceğimi bilmem dostlar.<br />

167


‎69‎حکمت<br />

مركب الغر يوکوم آغري اوزوم غمكني<br />

حسرت بيالن عقل هوشيم کيت متكني<br />

اوتوب کاروان كوزدين غايب بولدي ساكن<br />

بارور جامي بيالملاس مني قيان اميدي<br />

عبث اويت ايسز عمروم رسواليقده<br />

هيچ بوملادمي زمان ترس خداليقده<br />

دامي يوردوم نفسيم اوچون گداليقده<br />

هر نه قيلغان سوداالرمي زيان اميدي<br />

بو حالت ده اول عزرائيل كيلسه ناکاه<br />

اسيغ تندين جان ين آلسه بريكيل پناه<br />

شيطان آليب اميانيمين قيلسه رسوا<br />

برادرالر ارا يولده مني قالغان اميدي<br />

بو حالت ده سوز ايتورغه يوقتور فرمان<br />

اوچوب قالغاي وجود ايچره مشع اميان<br />

قزيل گل ديك اوشبو يوزنك بولور سامان<br />

يقني بولغونك يري آستيغه هنان اميدي<br />

زن فرزند اغا اينينك ييغالب توركاي<br />

مرياث ديبان مال ملكونك بولوب آلكاي<br />

ايلتيب سين قرا يريكا تيقيب کومكاي<br />

طعمه قيلغاي قريش آتليغ ييالن اميدي<br />

كيل اي خائف بو ايشالردين خرب آلكيل<br />

توبه قيليب دنيا قويوب حقين سويكيل<br />

قول خواجه امحد بو دنيادين اوتوب يانكيل<br />

شايد قيلغاي نظر پري مغان اميدي<br />

69. Hikmet<br />

Merkep yaralı, yüküm ağır, kendim gamlı<br />

Hasret ile akıl ve şuûrum gitti temkin;<br />

Geçip kervân gözden kayboldu mu ki?<br />

Gideceğim yeri bilemem ne yan şimdi.<br />

Boşuna geçti sâhibsiz ömrüm rezillikte<br />

Hiç olmadım zamân tersi Allah yolunda<br />

Dâimâ yürüdüm nefsim için kölelikte<br />

Her ne işlediğim sevdâlarım ziyân şimdi<br />

Bu durumda o Azrâil gelse ansızın,<br />

Sıcak bedenden cânı alır vah ne yazık,<br />

Şeytân alıp imânımı, eyler rezil,<br />

Kardeşler, ara yolda kaldım şimdi.<br />

O durumda söz söylemeğe yoktur dermân,<br />

Sönüp kalır vücûd içinde imân mumu,<br />

Kızıl gül gibi yüzün olur samân misâli,<br />

İhtarlayıp oldun yer altında gizli şimdi.<br />

Kadın-evlat, büyük-küçük toplanıp gelir,<br />

Mirâs diyerek mâl ve mülkünü bölüp alır;<br />

İt gibi sürüyüp kara yere seni gömer,<br />

Lokma yapar karış adlı yılan şimdi.<br />

Gel ey korkak, bu işlerden haber al,<br />

Tevbe eyleyip dâimâ Allah’a doğru var,<br />

Kul Hoca Ahmed, dünyalıktan geçip yan,<br />

Meğer kıla Pîr-i Kâmil nazar şimdi.<br />

168


‎70‎حکمت<br />

عقيب خربين ايشيتيب دنياين ساليب كيتارم<br />

توشدوم ايرانالر حبريكا دنياين ساليب كيتارم<br />

ايرانالر دنيا دميادي دنيا غمني ييمادي<br />

حقدين اوزكاين دميادي دنيا ساليب كيتارم<br />

موسي عمران قاملادي ختت سليمان قاملادي<br />

مينك ياشليغ لقمان قاملادي دنيا ساليب كيتارم<br />

دنيا ديكان ازار ايرميش عاقل قولالر بيزار ايرميش<br />

جاهل الر بريله يار ايرميش دنيا ساليب كيتارم<br />

سلطان خواجه امحد يسوي ايدي بو حكمتين متام<br />

ايشيتسون ديب مجله جهان دنياين ساليب كيتارم<br />

70. Hikmet<br />

Ahiret haberini işitip dünyâyı bırakıp giderim,<br />

Düştüm erenler denizine, dünyâyı bırakıp giderim.<br />

Erenler dünyâ demedi, dünyâ gamını yemedi,<br />

Hakk’tan özgeyi demedi, dünyâyı bırakıp giderim.<br />

Mûsâ, İmrân kalmadı, taht-ı Süleymân kalmadı,<br />

Bin yaşlı Lokmân kalmadı, dünyâyı bırakıp giderim.<br />

Dünyâ diyen huzûrsuz imiş akıllı kullar şikâyetçi imiş,<br />

Câhiller ile dost imiş dünyâyı bırakıp giderim.<br />

Sultân Hoca Ahmed Yesevî söyledi bu hikmeti tamâm,<br />

İşitsin diye bütün cihân, dünyâyı bırakıp giderim.<br />

‎71‎حکمت<br />

خوشالمايدور عامل الر سيزين آيغان تورکيين<br />

عارف الردين ايشتسنك آچار کونکل ملکي ين<br />

آيت حديث معين سي توركي بولسه موافق<br />

معين سي کا يتكانالر يريکا قويار بورکي ين<br />

قاضي مفت مالالر شريعت راهين<br />

عارف عاشق آليب دور طريقت ين اركي ين<br />

عمل قيلغان عامل الر دينميزين چراغي<br />

براق مينار حمشرده ايگري قويار بورکي ين<br />

71. Hikmet<br />

Hoş görmemekte âlimler sizin dediğiniz Türkçe’yi,<br />

Âriflerden işitsen açar gönül ülkesini,<br />

Âyet hadîs anlamı Türkçe olsa uygundur,<br />

Manâsına yetenler yere koyar börkünü...<br />

Kâdı, müftü, mollalar şeriatın yolunu,<br />

Ârif âşık almıştır tarikatın arkını,<br />

Amel işleyen âlimler dinimizin çırağı,<br />

Burâk biner mahşerde eğri koyar börkünü...<br />

169


عمل قيلسه عامل الر دين و آيني ياروقي<br />

كورسه بولور االرين رنگ رويي کورکي ين<br />

عمل قيلماي قال علمني اوقوي بيلماي قالغانالر<br />

آرقه سيغه كوتارور قرق ايشك يوکي ين<br />

خو اجه مني ديب الف اورمه اوشبو دنيا يب پايان<br />

بيالمني ديب ايتماسني کونکلداکي چرکي ين<br />

رهنمادور خواجه امحد گلستان معرفت<br />

سوزالر سوزي حقيقت آچار کونكل ملكي ين<br />

مسكني ضعيف خواجه امحد يت پشتينك کا رمحت<br />

فارسي تيل ين بيليبان خوب ايتادور تورکي ين<br />

Amel eylese âlimler dini ve ayın aydınlığı,<br />

Görse olur onların görklü yüzünün rengi...<br />

Amel işlemeyip “zâhir” ilmini bilmeyip kalanlar,<br />

Arkasına yükler kırk eşeğin yükünü...<br />

Hocayım deyip lâf vurma bu dünyâ dayanıksız,<br />

Biliyorum diye söylemesin gönüldeki çirkini,<br />

Yol göstericidir Hoca Ahmed marifetin gülistânı,<br />

Sözler sözü gerçek açar gönül ülkesini...<br />

Miskîn, zayıf Hoca Ahmed yedi ceddine rahmet,<br />

Farsça dilini bilerek güzel söylemekte Türkçe’yi...<br />

‎72‎حکمت<br />

اي دوستالرمي اولسام مني بيلمام که حاليم نه بولور<br />

کورکه کرييب ياتسام مني بيلمام که حاليم نه بولور<br />

ايلتيب حلدکا قويسه الر ارقه غه باقماي يانسه الر<br />

سوروغ سؤاليم سورسه الر بيلمام که حاليم نه بولور<br />

کريسه قريش آتليق ييالن چولغانسه تنکا شول زمان<br />

قاملاس بوتون بري استخوان بيلمام که حاليم نه بولور<br />

مجله يغيليب مور و مار اطرافيمده نيش اورار<br />

مشکل ايرور بس کار بار بيلمام که حاليم نه بولور<br />

72. Hikmet<br />

Ey dostlarım, ölsem ben, bilmem ki hâlim ne olur;<br />

Kabre girip yatsam ben, bilmem ki hâlim ne olur.<br />

Götürüp kabre koysalar, arkaya bakmadan dönseler,<br />

Soru-suâlim sorsalar, bilmem ki hâlim ne olur.<br />

Girse karış adlı yılan, dolansa bedene şu zamân,<br />

Kalmaz bütün bir organ, bilmem ki hâlim ne olur.<br />

Bütün yığılıp kurt-böcek, etrâfımda oyuk açar<br />

Müşküldür o hâlde kâr zarar, bilmem ki hâlim ne olur.<br />

170


هيچکيلمادي ميندين صواب آنده نه بريکومدور جواب<br />

کر قيلسه الر يوز مينک عذاب بيلمامکه حاليم نه بولور<br />

بولسه قيامت کوين حاضر بولور بارچه الري<br />

قيلغان عمل الرينک قاين بيلمام که حاليم نه بولور<br />

اي قول امحد سني بو کون قيلغيل عبادت تون کون<br />

دمياکيل عمروم دور اوزون بيلمام که حاليم نه بولور<br />

Hiç gelmedi benden sevâb, orada ne vereceğim cevâp,<br />

Eğer eyleseler yüz bin azâb, bilmem ki hâlim ne olur.<br />

Olsa kıyâmet günü, hâzır olur tamâmı,<br />

İşlediğin amellerin hani; bilmem ki hâlim ne olur.<br />

Ey Kul Ahmed, sen bu gün, eyle ibâdet gece ve gündüz,<br />

Deme ki ömrümdür uzun, bilmem ki hâlim ne olur.<br />

‎73‎حکمت<br />

نيچه ييليق مهربانيم جان ايديالر دوستالرمي<br />

بو وجودوم شهريين فاين قيالدور دوستالرمي<br />

بو قفس ين طوطي سي پرواز ايتادور اوچكايل<br />

بري قرانغو شعله سيز يريكا بارادور دوستالرمي<br />

اي مين يارانالرمي مهت توتونك اميانيمه<br />

دمشنيم اميانيمه زمحت بريادور دوستالرمي<br />

اوشبو جان بيزالر بيالن بري نيچه ييل الر بار ايدي<br />

حق تعايل حكمي بريالن عزم ايتادور دوستالرمي<br />

بو ميين اعضاالرمي جانيم بيالن شادمان ايدي<br />

جان چيقارغه كلّ‏ اعضام ترتاشادور دوستالرمي<br />

امر حقه بارچه خلق عاملني بولدي رضا<br />

اول حقيقت بندهالر دامي رضادور دوستالرمي<br />

73. Hikmet<br />

Nice yıllık mihribânım cân idiler dostlarım;<br />

Bu vücûdum şehrini fânî eylemektedir dostlarım.<br />

Bu kafesin kuşu havalanmakta uçmağa;<br />

Bir karanlık ışıksız yere varmaktadır, dostlarım.<br />

Ey benim dostlarım, himmet tutun imânıma;<br />

Düşmanım imânıma zahmet vermektedir, dostlarım.<br />

İşbu cân bizler ile nice yıllar var idi;<br />

Hakk Teâlâ hükmü ile azmetmektedir dostlarım.<br />

Bu benim organlarım cânım ile mutlu idi;<br />

Cân çıkmağa bütün organlarım titreşmektedir dostlarım.<br />

Hakk emrine bütün âlemlerin halkı oldu râzı;<br />

O gerçek kullar dâimâ râzıdır, dostlarım.<br />

171


قول خواجه امحد طوطيسي پرواز ايتادور اوچكايل<br />

نيالسون مسکني حکم خدادور دوستالرمي<br />

‎74‎حکمت<br />

عمروم ضايع غفلت بيله ييلديک اويت<br />

حسرتينک ده کوزدين ياشيم قان ديک کيت<br />

بيلدمي دوستالر بو عقليم اميدي ييت<br />

سحرالرده قوپوب طاعت قيلغوم کيلور<br />

سحرالرده قرآن اوقوب ثنا قيلسام<br />

حضرتينک کا قول کوتاريب دعا قيلسام<br />

زاري قيليب بو جانيم ين فدا قيلسام<br />

سحرالرده قوپوب طاعت قيلغوم کيلور<br />

حرص هوا نفس يوليين قومياق کرياک<br />

منصور يانکليغ دار باشيغه مينماق کرياک<br />

نسيمي ديک جان آچيغني چيکماق کرياک<br />

سحرالرده قوپوب طاعت قيلغوم کيلور<br />

فاذکروين اَذکُرکُم آيت دين<br />

اميان بولدي حق تعايل طاعت دين<br />

کيچماک اوشبو نفس نينک راحت دين<br />

سحرالرده قوپوب طاعت قيلغوم کيلور<br />

زاهدالرکا زهد و عمل تقوا کرياک<br />

رياضتليق عاشق الرغه فتوا کرياک<br />

اول طريقت ايربولغانکا دعوا کرياک<br />

سحرالرده قوپوب طاعت قيلغوم کيلور<br />

Kul Hoca Ahmed kuşu havalanmaktadır uçmağa,<br />

Neylesin Miskîn Hakk’ın hükmüdür, dostlarım.<br />

74. Hikmet<br />

Ömrüm bitti gaflet ile yel gibi geçti,<br />

Hasretinde gözden yaşı kan gibi gitti,<br />

Bildim dostlar bu aklım şimdi yetti,<br />

Seherlerde kalkıp tâat eyleyesim gelir.<br />

Seherlerde Kur’ân okuyup yakarsam,<br />

Hazret’ine el kaldırıp duâ eylesem,<br />

Ağlayıp bu cânımı fedâ eylesem,<br />

Seherlerde kalkıp tâat eyleyesim gelir.<br />

Hırs-hevâ-nefs yolunu bırakmak gerek,<br />

Mansûr gibi dârağacı başına binmek gerek,<br />

Nesîmi gibi cân acısını çekmek gerek,<br />

Seherlerde kalkıp tâat eyleyesim gelir.<br />

“Fezkûrunî ezkürküm” âyetinden,<br />

İmân oldu Hakk Teâlâ tâatinden,<br />

Geçmek gerek bu nefsin râhatından,<br />

Seherlerde kalkıp tâat eyleyesim gelir.<br />

Zâhidlere zühd, amel ve takvâ gerek,<br />

Riyazetli Aşıklara fetvâ gerek,<br />

O tarikat er olana davâ gerek,<br />

Seherlerde kalkıp tâat eyleyesim gelir.<br />

172


اريتور دل زنکارين هو هو يادي<br />

عاشق الرين کيچه کوندوز هو مرادي<br />

هو هو تيو جان بريکاي سني قول امحدي<br />

سحرالرده قوپوب طاعت قيلغوم کيلور<br />

Temizler gönül pasını “Hû-Hû” zikri,<br />

Âşıkların gece-gündüz “Hû” murâdı,<br />

“Hû-Hû” diye cân veresin Kul Ahmedî,<br />

Seherlerde kalkıp tâat eyleyesim gelir.<br />

‎76‎حکمت<br />

هر کيم قيلسه طريقت ين دعواسيين<br />

اوّل قدم شريعت کا قومياق کرياك<br />

شريعتنينك ايشالرين ادا قيليب<br />

آندين سونكره بو دعواين قيلماق کرياك<br />

شريعتسز دم اورماسالر طريقتده<br />

طريقتسز دم اورماسالر حقيقتده<br />

اوشبو يول الر يريي بيلنور شريعتده<br />

مجله سيين شريعتدين سورماق کرياك<br />

آندين سونكره بر اير کرياك ارادت ليك<br />

بومليش بولسه اول بر ايردين اجازت ليك<br />

شريعتده راست موافق کرامت ليك<br />

اوشال ايرنينك ايتاكين تومتاق كرياك<br />

كيم بيلماين بو يول الرين شيخ مني ديسه<br />

كرامتدين واليت غه خرب بريسه<br />

باطل ايرور اكر روح االمني ايرسه<br />

اوزين آنداغ باطل الردين سامچاق كرياك<br />

76. Hikmet<br />

Her kim eylese tarikatın dâvâsını,<br />

İlk adımı şeriata koymak gerek,<br />

Şeriatın işlerini tamâm eyleyip,<br />

Ondan sonra bu davâyı kılmak gerek.<br />

Şeriatsız söz etmezler tarikatta,<br />

Tarikatsız söz etmezler hakikatta,<br />

İş bu yolların yeri bilinir şeriatta,<br />

Hepsini şeriattan sormak gerek.<br />

Ondan sonra bir er gerek irâdeli,<br />

Olmuş olsa o bir erden icâzetli,<br />

Şeriatte doğru uygun kerâmetli,<br />

Öyle erin eteğinden yapışmak gerek.<br />

Kim bilmeden bu yolları şeyhim dese,<br />

Kerâmetten veliliğe haber verse,<br />

Bâtıldır eğer rûhü’l-emîn bile ise,<br />

Özünü öyle bâtıllardan korumak gerek.<br />

173


ارادت سيز اجازت سيز مرشد بيلماس<br />

طريقتنينك يول الريين هرکيز بيلماس<br />

مبتدع دور ارادت كا اليق ايرماس<br />

آنداغ الردين يراغ يراغ قامچاق كرياك<br />

ارادت ين بريکيل اهل اجازت کا<br />

قامي بولغيل توين كوين رياضت کا<br />

سانيب اين قوللوغي ين عبادت كا<br />

قوللوغي ده بيل ين باغالب تورماق كرياك<br />

آندين سونكره جماهده تونني کييب<br />

رياضت ين بوته سيده ايريب آقيب<br />

من منليك دين اوتوب اوزي ين صاف قيليب<br />

عزت رختني ساتيب خوارليق آملاق کرياك<br />

اوشبو تورور ايرانالرين قيلغانالري<br />

طالب الرغه بيلسون ديبان ايغانالري<br />

راست دور بو سوز بيلكيل يوقتور يالغانالري<br />

جان قالقي بريالن موين بيلماك کرياك<br />

صدقي بريله هر كيم قبول قيلسه موين<br />

اعتقادي بريله بولسه توين كوين<br />

يادي بريله مشغول بولسه يلدا توين<br />

ايرانالردين مهت ياري قوملاق كرياك<br />

ارادت سيز اوشبو يولغه کريماديالر<br />

انابت سيز يولغه قدم قومياديالر<br />

اجازت سيز يرمي نفس اورماديالر<br />

مريد بولغان بو صفت ليغ بوملاق کرياك<br />

İrâdesiz, icâzetsiz mürşid olmaz,<br />

Tarîkatın yollarını aslâ bilmez,<br />

Mübtedidir irâdeye lâyık değil,<br />

Böylelerinden bucak bucak kaçmak gerek.<br />

İrâdeyi ver icâzet ehline,<br />

Kâim ol gece-gündüz riyâzete,<br />

Sayıp onun kulluğunu ibâdete,<br />

Kulluğunda beli bağlayıp durmak gerek.<br />

Ondan sonra mücâhede elbisesini giyip,<br />

Riyâzetin potasında eriyip akıp,<br />

Ben-benlikten geçip özünü saf kılıp,<br />

İzzet râhatını satıp horlanmayı almak gerek.<br />

İşte budur erenlerin yaptıkları,<br />

Tâliplere bilsin diyerek söyledikleri,<br />

Doğrudur bu söz bilesin yoktur yalanları,<br />

Cân kulağı ile bunu bilmek gerek.<br />

Sadakat ile her kim kabûl eylese bunu,<br />

İtikâdı ile olsa gece-gündüz,<br />

Zikri ile meşgûl olsa uzun geceleri,<br />

Erenlerden himmet yarı eylemek gerek.<br />

İrâdesiz bu yola girmediler,<br />

İnâdesiz yola adım koymadılar,<br />

İcâzetsiz yarım nefes almadılar,<br />

Mürîd olan bu sıfatlı olmak gerek.<br />

174


هر كيم كريسه اوشبو يولغه بيلني باغالب<br />

قول خواجه امحد کرياك اوزين خادم ايالب<br />

نيّت ين خدايي غه درست ايالب<br />

توجه ين عزيزالرکا قيلماق کرياك<br />

Her kim girse bu yola belini bağlayıp,<br />

Kul Hoca Ahmed gerek özünü kul eyleyip,<br />

Niyetini Allah’ına dürüst eyleyip,<br />

Teveccühü azîzlere eylemek gerek.<br />

‎77‎حکمت<br />

شريعتين شرايطني بيلکان عاشق<br />

طريقتين مقاميين بيلور دوستالر<br />

طريقتين ايشالريين ادا قيليب<br />

حقيقتين درياسيغه باتار دوستالر<br />

ديداريين کوروب بوملس تون کون اويوب<br />

پاك عشقيين قولغه آملاي بوملس يوروب<br />

حقيقتين درياسيين خطري کوب<br />

هيچ اوخالماي ديداريين کوردوم دوستالر<br />

ايا عاشق بو دنياده حمنت تارتقيل<br />

تارتقان جرب و جفاالرين راحت بيلكيل<br />

هو صحبتني قورغان يريكا اوزونك اورغيل<br />

اوركان عاشق مراديغه يتار دوستالر<br />

بو يولالرين غذاسي دور قيغو حمنت<br />

حمنت تارتيب جفا چيكان كورار راحت<br />

سحرالرده زاري قيلغان خوش سعادت<br />

هو هو تيو بو دنيادين اوتار دوستالر<br />

77. Hikmet<br />

Şeriatın şartlarını bilen âşık,<br />

Tarîkatın makâmını bilir dostlar,<br />

Tarikat işlerini tamâm eyleyip,<br />

Hakikatın deryâsına batar dostlar.<br />

Cemâlini görmek olmaz gece gündüz uyuyup,<br />

Temiz aşkını ele almadan, olmaz yürüyüp,<br />

Hakikatın deryâsının tehlikeleri çok,<br />

Hiç uymadan cemâlini gördüm dostlar.<br />

Ey âşık bu dünyada sıkıntı çek,<br />

Çektiğin sıkıntı ve eziyetleri râhatlık bil,<br />

“Hû” sohbetini kuran yere kendini vur,<br />

Vuran âşık murâdına yeter dostlar.<br />

Bu yolların belâsıdır kaygı sıkıntı,<br />

Sıkıntı çekip cefâ çeken görür râhat,<br />

Seherlerde ağlamak güzel saâdet,<br />

“Hû-Hû’ diye bu dünyadan geçer dostlar.<br />

175


چني دل بريله ييغالغانالر كوركاي لقا<br />

سبحان ايكام ديداريين قيلغاي عطا<br />

قالوزسيز يولغه كريمنك عني خطا<br />

يولغه كريكان منزلالردين اوزار دوستالر<br />

وا دريغا اويت عمروم بيلماي قالدمي<br />

بو دنيا اسبايبين قولغه آلدمي<br />

دنيا ايزالب دين ايشين آرتقه سالدمي<br />

بيالملس مني حاليم نيچوك بولور دوستالر<br />

حمبتين شرايب دين تامتاغانالر<br />

بايزيد ديك هر کون اوزين سامتاغانالر<br />

بو دنياين عزيت دين اومتاکانالر<br />

حيوان ايرور بلكه اندين برت دوستالر<br />

عاشق بولسانك عشق يوليغه قويغيل قدم<br />

دنيا عقبني طالق قويغيل مثل ادهم<br />

عاقل ايرسنك دنيا اوچون ييماكيل غم<br />

قيامت کون جزاالرين بريار دوستالر<br />

سر شرابني ايچکان عاشق اوزين بيلمس<br />

بو دنياين عزتالرين کوزکا ايلمس<br />

يوز مينك دانا ناصح بولسه پندين آملس<br />

وا شوقا ديب اوزين بيلماي يورار دوستالر<br />

روز الست خدا اوزي ندا قيلغان<br />

قالوا بلي ديبان روحالر جواب بريکان<br />

حضرت تبا روحالر اوچون قارشو کيلكان<br />

انداغ عاشق حق مجالني کورار دوستالر<br />

Gerçek gönül ile ağlayanlar göre cemâl,<br />

Sübhân Rabb’im eyleye armağan,<br />

Kılavuzsuz yola girmen aynı hatâ,<br />

Yola giren menzillerden geçer dostlar.<br />

Vah ne yazık geçti ömrüm bilmeden kaldım,<br />

Bu dünyânın sebeplerini ele aldım,<br />

Dünyâyı arayıp din işini arkaya koydum,<br />

Bilemem hâlim nice olur dostlar.<br />

Muhabbetin şarâbından tatmayanlar,<br />

Bâyezîd gibi her gün özünü satmayanlar,<br />

Bu dünyânın izzetinden geçmeyenler,<br />

Hayvandırlar belki ondan beter dostlar.<br />

Âşîk olsan aşk yoluna koy adımı,<br />

Dünyâ kaygısını boşayıp koy Edhem gibi,<br />

Akıllı isen dünyâ için yeme gâm,<br />

Kıyâmet günü cezâlarını verir dostlar.<br />

Sır şarâbını içen âşık kendini bilmez,<br />

Bu dünyânın izzetlerini gözüne iliştirmez,<br />

Yüz bin bilge nasîhat etse öğüt almaz,<br />

“Vâ şevkâ”deyip kendini bilmeden yürür dostlar.<br />

“Elest” günü Allah kendi nidâ eyledi,<br />

Kâlû belâ” deyip rûhlar cevâp verdi,<br />

Hazrete doğru rûhlar uçup karşısına geldi,<br />

Öyle âşık Hakk cemâlini görür dostlar.<br />

176


قول خواجه امحد عاشق بولسنك دنيا قويغيل<br />

آخرتين عذايب دين قايغو ييكيل<br />

ايرانالرين قيلغانالرين سني هم قيلغيل<br />

خذمت قيلغان آخر مراد تاپار دوستالر<br />

Kul Hoca Ahmed âşık olsan dünyâyı bırak,<br />

Âhiretin azabından kaygı ye,<br />

Erenlerin yaptıklarını hem sen de yap,<br />

Hizmet eyleyen sonunda murâd bulur dostlar.<br />

‎78‎حکمت<br />

كيلينك دوستالر هللا يادين دامي ايتينك<br />

هللا يادي كونكل ملكني آچار دوستالر<br />

استغفر استغفارين تينماي ايتينك<br />

شيطان لعني تن ملكي دين قاچار دوستالر<br />

شيطان لعني سيزکا دمشن حاضر بولونك<br />

کيچه هللا کوندوز هللا ايتيب كويونك<br />

تار حلدکا کرار وقتده نوركا تولونك<br />

ماليكالر هللا نورين ساچار دوستالر<br />

هللا نوري قرب ايچيين روشن قيلكاي<br />

ماليكالر تيكراسيده روزن قويكاي<br />

مؤمن بنده كوروب اين حريان قالکاي<br />

بو عاملين روشنيدين کيچار دوستالر<br />

بارچه ارواح ييغليب كيلكاي مباركکا<br />

خاليقالر مشغول بولكاي تباركکا<br />

دعا قيليب يانغاندين سونك قالوريکا<br />

مجله ارواح سويونوب بري بري قوچار دوستالر<br />

78. Hikmet<br />

Gelin dostlar Allah zikrini dâimâ söyleyin,<br />

Allah zikri gönül ülkesini açar dostlar,<br />

Estağfirullah ve istağfârı dinmeden söyleyin,<br />

Lânetli şeytân beden ülkesinden kaçar dostlar.<br />

Lânetli şeytân size düşman, hâzır olun,<br />

Gece Allah gündüz Allah deyip ölün,<br />

Dar kabre gireceğiniz vakit nûra dolun,<br />

Melekler Allah nûrunu saçar dostlar.<br />

Allah nûru kâbir içini aydın kılınca,<br />

Melekler karşısında revzen koyunca,<br />

Mümin kul görüp onu hayrân kalınca,<br />

Bu âlemîn ışığından geçer dostlar.<br />

Bütün rûhlar toplanıp gelince mübâreğe,<br />

Yardımcılar meşgûl olunca tebareğe,<br />

Duâ kılıp yandıktan sonra kalır tek başına,<br />

Cümle rûhlar sevinip bir bir kucaklar dostlar.<br />

177


ييت قدم قويغاندين سونك منكر نکري<br />

هيبت بريالن كرييب كيلكاي قيليب قهري<br />

ايكي کوزي اوتديك يانيب اوقراب تورير<br />

نورين کوروب تعظيم قيليب قاچار دوستالر<br />

منكر نکري سورماي چيقيب ناله قيلغاي<br />

کوز ياشيين آقوزوبان ژاله قيلغاي<br />

حق ياديين ايتيب اوزين واله قيلغاي<br />

پرواز قيليب هوا سري اوچار دوستالر<br />

Yedi adım attıktan sonra Münker-Nekir,<br />

Heybet ile girip gelince kılıp kahır,<br />

Ki gözü ateş gibi yanıp bakıp durur,<br />

Nûrunu görüp saygı gösterip kucaklar dostlar.<br />

Münker-Nekir sormadan çıkıp feryâd edince,<br />

Gözyaşını akıtarak süs eyleyince,<br />

Hakk yâdını söyleyip özünü mecnûn edince,<br />

Kanatlanıp havaya doğru uçar dostlar.<br />

‎79‎حکمت<br />

يراتقان بري و بارمي يولني ايزالب<br />

شيطان لعني يولالرى دين قايتينك دوستالر<br />

اخالص بريالن حمبتىن جامني ايچيب<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

حي ذكرين ايتيب ايچكان جام شراب<br />

يول اوستيده عزيز باشى مثل تراب<br />

هللا اوچون حاىل خراب بغرى كباب<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

آستانهغه باشيم قويوب زارى قيلسام<br />

حلقه قوروب كيم ذکر ايتسه يارى بريسام<br />

ذكرين ايتيب اول صحبتده درالر تريسام<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

79. Hikmet<br />

Yaratan Bir ve Var’ımın yolunu arayıp,<br />

Lânetli Şeytânın yollarından dökün dostlar,<br />

İhlâs ile aşkın şarâbını içip,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Hayy zikrini deyip şarâp kadehini içenin,<br />

Yol üstünde azîz başı toprak gibi,<br />

Allah için hâli harâb bağrı kebâb,<br />

Cân ve günülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Eşiğine başımı koyup ağlasam,<br />

Halka kurarak kim zikretse oraya varsam,<br />

Zikrin deyip o sohbetten inciler dersem,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

178


عمل قيلماي عامل علمني باسيب يورکاى<br />

اولوب بارسه تار حلدده جاىن کويکاى<br />

هللا رسول دينينك کيم ديب هيبت قيلکاى<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

منكر نكري من ربك ديب سؤال قيلغاى<br />

قال علميدين بري نكتهسى كار قيلماغاى<br />

وا حسرتا عملسيزالر نيچوك قيلغاى<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

هللا ديكان قند و عسل پيدا قيلدى<br />

آخرتده هللا بريله سودا قيلدى<br />

عمل قيلغان چني عاملىن دانا قيلدى<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

قالينك چراغ حالينك پلته ياغى ياشينك<br />

نچه ايتسام هبره آملس كونكلى تاشينك<br />

يول اوستيده تفراق اولسون عزيز باشينك<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

ايسز عامل عمل قيلماى يولده قالور<br />

اوقوب اوقماى دنيا مالني قولغه آلور<br />

من منليكدين ايسز عمرين ضايع قيلور<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

ظاهر بوزوب باطن توزه عامل بولسنك<br />

روز حمشر قولونك توتقاى تانكال بارسنك<br />

وا ويلتا ندامت ديب يولده قالسنك<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

Amel işlemeyen alîm ilmini çiğneyip yürür,<br />

Ölüp varsa dar kabirde cânı yanar,<br />

Allah, Rasûl, dinin ne deyip korkuya düşer,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Münker Nekir Rabbin kim ?” diye sorunca,<br />

Zâhir ilminden bir noktası kâr eylemeyince,<br />

Vah yazık amelsizler nasıl yapacak,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Allah diyen şeker ve bal hazırladı,<br />

Âhirette Allah ile sevdâ eyledi.<br />

Amel işleyen gerçek âlimi bilge kıldı,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Kalbin kandîl, hâlin fitil, yağı göz yaşım,<br />

Ne kadar söylesem nasîb almaz taş gönülün,<br />

Yol üstünde toprak olsun azîz başın,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Essiz alîm amel işlemeyip yolda kalır,<br />

Okuyup okumadan dünyâ mâlını ele alır.<br />

Ben-benlikten essiz ömrünü harcar,<br />

Cân ve günülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Zâhiri bozup batını düzelten alîm olsan,<br />

Mahşer günü elinden tuta tanla varsan,<br />

Vah yazıklar pişmânım deyip yolda kalsan,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

179


عامل اولدور مناز اوقوب طاعت قيلسه<br />

حقدين قورقوب آخرتىن غمني ييسه<br />

قرآن اوقوب حقدين قورقوب زار اينكراسه<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

آنداغ عامل ايكى کوزى گريان بولدور<br />

سحرالري ايرته قوپوب ناالن قيلور<br />

حق يوليده كويوب يانيب بريان بولور<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

خوارليق تارتقيل كافر نفسينك باشى قاتسون<br />

دامي مدام بو دنيادين ييغالب اوتسون<br />

تفراق بولغيل عامل سىن باسيب اوتسون<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

خوارليق تارتيب حق مصطفى امت ديدى<br />

عاصى جاىف امتالرين غمني ييدى<br />

آننك اوچون امتالرى قوت آلدى<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

امت اوچون بغريده يوق ذره بوتون<br />

امت ديسه دماغىدين چقاى توتون<br />

حق تعاىل قيلغاميو ديب بيزىن اوتون<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

قول خواجه امحد آالى ديسنك حقدين اولوش<br />

بايزيدديك نفسينك بيله تون كون اوروش<br />

اى بيخرب امت ايرسنك بولدور روش<br />

جان و دلده حي ذكريىن ايتينك دوستالر<br />

Alîm odur namâz kılıp ibâdet etse,<br />

Hakk’dan korkup Âhiretin tasasını çekse,<br />

Kur’ân okuyup Hakk’dan korkup ağlayıp inlese,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Öyle âlimin iki gözü yaşlı olur,<br />

Seherlerde erken kalkıp ağlar,<br />

Hakk yolunda tutuşup yanıp biryân olur,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Horluk çek kâfir nefsinin başı donsun,<br />

Dâimâ, sürekli bu dünyadan ağlayıp geçsin,<br />

Toprak ol herkes seni basıp geçsin,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Horluk çekip Hakk Mustafâ ümmet dedi,<br />

Âsî, cefâ edici ümmetinin tasasını çekti,<br />

Onun için ümmetleri kuvvet aldı,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Ümmet için bağrında yok zerre bütün,<br />

Ümmet dese dimâğından çıkar duman,<br />

Hakk Teâlâ kılar mı deyip bizi odun,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed alayım desen Hakk’dan hisse,<br />

Bâyezîd gibi nefsinle gece gündüz vuruş,<br />

Ey habersiz, ümmet isen budur reviş,<br />

Cân ve gönülde Hayy zikrini deyin dostlar.<br />

180


81 حکمت<br />

ديدار اوچون جانين قربان قيلماکونچه<br />

امساعيل ديك ديدار آرزو قيلمنك دوستالر<br />

جاندين کيچيب طريقتکا کريماکونچه<br />

عاشق مني ديب يالغان دعوى قيلمنك دوستالر<br />

عاشقليق اولوغ دعوي قيلسنك موىن<br />

حمنت بريله سنار ايرميش موليم سيىن<br />

رنج حمنت بريله بولسنك توين کوىن<br />

معشوقينکدين کونکل اوزکا قيلمنك دوستالر<br />

منليک بريله طريقتکا کريماديالر<br />

جاندين کيچماى يولغه قدم قومياديالر<br />

نفس اولتورماى تسليم فنا بوملادىالر<br />

خام طمع ليغ بريله يولغه کريمنك دوستالر<br />

اوشبو عشقىن يوىل تيليم بوملق ترور<br />

مونده يغالب آخرتده كوملاق ترور<br />

کل رنكالري زعفران ديك سوملاق ترور<br />

مونداغ بوملاي عاشق مني ديب ايتمانك دوستالر<br />

مرشدالرىن خذمىتىن قيل اختيار<br />

اوزلوکوم دين يولغه کريدمي دميه زهنار<br />

خيشى بيلسنك طريقتىن خطري بار<br />

قالوزسيز اوشبو يولغه كريمنك دوستالر<br />

مرشدالرکا خذمت قيلسنك نفسكا آفت<br />

تيکمه نادان بو يولالرده قيلمس طاقت<br />

صادق قولالر بو يولالر ىن بيلور راحت<br />

تريك اوملاى ديدار آرزو قيلمنك دوستالر<br />

81. Hikmet<br />

Cemâl için cânı kurbân eylemedikçe<br />

İsmâil gibi cemâl arzû eylemeyin dostlar.<br />

Cândan geçip tarikata girmedikçe<br />

Âşıkım deyip yalan davâ eylemeyin dostlar.<br />

Aşıklığı ulu davâ, eylesen bunu;<br />

Mihnet ile sınar imiş Mevlâ’m seni;<br />

Cefâ ve sıkıntı ile olsan gece gündüz<br />

Sevgiliden gönül özge eylemeyin dostlar.<br />

Benlik ile tarikate girmediler,<br />

Cândan geçmeyip yola adım koymadılar,<br />

Nefsi öldürmeyip teslîm-fânî olmadılar,<br />

Ham tamahkârlık ile yola girmeyin dostlar.<br />

İşbu Aşkın yolu dilim olmaktır,<br />

Burada ağlayıp âhirette gülmektir.<br />

Gül renkleri zeferân gibi solmaktır.<br />

Böyle olmadan, âşıkım, deyip söylemeyin dostlar.<br />

Mürşidlerin hizmetini eyle alışkanlık,<br />

Kendiliğimden yola girdim, deme sakın,<br />

İyi bilsen, tarikatın tehlikeleri var,<br />

Kılavuzsuz işbu yola girmeyin dostlar.<br />

Mürşidlere hizmet eylesen, nefse âfet;<br />

Değme câhil bu yollarda eyleyemez Tâkat,<br />

Sâdık kullar bu yolları bilir râhat;<br />

Diri ölmeden cemâl arzû eylemeyin dostlar,<br />

181


الكذاب ال امىت ديدى سيزکا<br />

اول حممد حق رسوىل ديدى بيزکا<br />

يالغانچىغه جنت يوقتور وهللا آنكا<br />

يالغان سوزالب اميانسيزين كيتمنك دوستالر<br />

خامنانني ترك ايتماسدين کورمس ديدار<br />

ديدار کوراى ديكان عاشق بولور بيدار<br />

آنداغ عاشق آخر كورکاى آنده ديدار<br />

ديدار كورماى سردين خرب توينمك دوستالر<br />

سردين معىن تومياكانالر بيكانه دور<br />

اول عاشقىن مكانالرى ويرانه دور<br />

عشق يوليده جان بريكانالر جانانه دور<br />

جاندين كيچماي جاندين خرب بيلمنك دوستالر<br />

قول خواجه امحد اوزدين كيچماي دعوى قيلمه<br />

خلق ايچيده عاشق مني ديب تيلکا آمله<br />

عاشق ليغ اولوغ ايشدور غافل بومله<br />

غافل بولوب حق ديدارين کورمنك دوستالر<br />

“El-kezzâbu lâ-ümmetî” dedi size;<br />

O Muhammed Hakk Rasûlü idi bize;<br />

Yalancıya cennet yoktur, vallahi ona<br />

Yatan konûşup imânsız olarak gitmeyin dostlar.<br />

Ev-barkını terk etmedikçe görmez cemâl,<br />

Cemâl göreyim diyen âşık olur uykusuz,<br />

Öyle âşık sonunda görecek orada cemâl,<br />

Cemâl görmeden sırdan haber duymayın dostlar.<br />

Sırdan anlam duymayanlar yabancıdır,<br />

O âşıkın mekânları vîrânedir,<br />

Aşk yolunda cân verenler sevgilidir,<br />

Cândan geçmeden cândan haber bilmeyin dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed, kendinden geçmeden iddia eyleme,<br />

Halk içinde âşıkım deyip, dile alma;<br />

Âşıklık ulu iştir, gâfil olma;<br />

Gâfil olup Hakk cemâlini görmeyin dostlar.<br />

‎82‎حکمت<br />

حقه يانيب مؤمن بولسنك طاعت قيلغيل<br />

طاعت قيلغان حق ديدارين کورار دوستالر<br />

يرز مينك بال باشقه توشسه اينكرامنكيل<br />

اندين سونكره عشق سريين بيالر دوستالر<br />

82. Hikmet<br />

Hakk’a yanıp mü’min olsan, ibâdet eyle,<br />

İbâdet eyleyen Hakk cemâlini görür dostlar.<br />

Yüz bin belâ başa düşse, inleme<br />

Ondan sonra aşk sırrını bilir dostlar.<br />

182


عاشقالري زار ايكرابان يولغه كريدي<br />

هر نه جفا تيكسه آين حق دين بيلدي<br />

راضي بولوب يري آستيغه حاضر بولدي<br />

زار ييغالبان سحرالرده قوپار دوستالر<br />

ايا دوستالر هيح بيلمدمي من يولومين<br />

سعادتقه باغالمدمي من بيليمين<br />

غيبت سوزدين هيچ ييغمادمي من تيليمين<br />

نادانليقيم ميين رسوا قيلدي دوستالر<br />

کيچه كوندوز يبغم يوردوم ذكرين ايتماي<br />

جهد ايالبان توين كوين فکرين ايتماي<br />

حمبتين بازارينده اوزين سامتاي<br />

نفسيم ميين يوز مينك طعام تيالر دوستالر<br />

نفسينكين سن اوز رأييكا قوميه زينهار<br />

ييماي ايچماي طاعت بريله بولغيل بيدار<br />

آخر بري كون كورساتكوسي سينكا ديدار<br />

بيدار بولغان انده ديدار كورار دوستالر<br />

ايا غافل حق ذكريين تيلدين قوميه<br />

دنياليقدين بري ذره سني قولغه آمله<br />

ايرانالرين آرقاسيدين هرکيز قامله<br />

يولغه کريكان آخر مراد تاپار دوستالر<br />

وا دريغا ارمان بيله عمرمي كيچت<br />

نفسيم ميين طغيان قيلدي حددين آشت<br />

جانيم قوشي پرواز قيلسه روحوم قاچت<br />

غافل يورکان عمرين ييل كا ساتار دوستالر<br />

Âşıkları ağlayıp inleyerek yola girdi;<br />

Her ne cefâ dokunsa, onu Hakktan bildi;<br />

Râzı olup yer altına hâzır oldu;<br />

Ağlayarak seherlerde kalkar dostlar.<br />

Ey dostlar, hiç bilmedim ben yolumu;<br />

Sâadete bağlamadım ben belimi;<br />

Gıybet sözden hiç sakınmadım ben dilimi;<br />

Câhilliğim beni rezil eyler dostlar.<br />

Gece gündüz gamsız yürüdüm, zikrini demeyip,<br />

Gayret eyleyerek gece gündüz fikrini etmeyip,<br />

Muhabbetin pazarında özü satmayıp,<br />

Nefsim benim yüz bin lokmaya böler dostlar.<br />

Nefsini sen kendi arzûsuna bırakma sakın,<br />

Yemeyip içmeyip ibâdet ile ol uykusuz,<br />

Sonunda bir gün gösterecek sana cemâl,<br />

Uykusuz olan orada cemâl görür dostlar.<br />

Ey gâfil, Hakk zikrini dilden bırakma,<br />

Dünyalıktan bir zerreyi ele alma;<br />

Erenlerin arkasından aslâ kalma;<br />

Yola giren sonunda murâd bulur dostlar.<br />

Vah ne yazık, derd ile ömrüm geçti;<br />

Nefsim benim coşup taştı, haddini aştı<br />

Cânım kuşu havalansa, rûhum kaçtı;<br />

Gâfil yürüyen ömrünü yele satar dostlar.<br />

183


ديدار كوراي ديكان قولالر بيدار بولور<br />

يورسه قوبسه ياتسه تورسه ذکرين ايتور<br />

ايچي تاشي انداغ قولين نورکا تولور<br />

هللا نورين انداغ قولغه ساچار دوستالر<br />

عارف عاشق اوز جاينين اوتقه ياقمس<br />

يبدردالرکا عشق چقماقني ياقيب چيقمس<br />

دنيا کيليب جلوه قيلسه قيا باقمس<br />

عشقسيز کشي هباميدين برت دوستالر<br />

قول خواجه امحد بنده بولسنك ييغالب يورکيل<br />

حمبتين جملسيغه اوزونك اورغيل<br />

قيامتين شدتيدين مامت قورغيل<br />

مامت قورغان سردين خرب آلور دوستالر<br />

Cemâl göreyim diyen kullar uykusuz olur;<br />

Yürüse-dursa, yatsa-kalksa, zikrini söyler<br />

İçi-dışı öyle kulun nûra dolar;<br />

Allah nûrunu öyle kula saçar dostlar.<br />

Ârif âşık öz cânını ateşe yakmaz,<br />

Dertsizlere çakmağını yakıp çakmaz,<br />

Dünyâ gelip cilve eylese dönüp bakmaz,<br />

Aşksız kişi hayvandan beter dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed, kul olsan, ağlayıp yürü,<br />

Muhabbetin meclisine kendini vur,<br />

Kıyâmetin şiddetinden mâtem kur,<br />

Mâtem kuran sırdan haber alır dostlar.<br />

‎83‎حکمت<br />

فَليَعلَموُن العاملون ين اوقور عليم<br />

معين سني اوقماي اين بولور ظاليم<br />

معين سني اوقماي الرنينک توين کليم<br />

انداغ عامل عامل بولور دوستالرميا<br />

عامل اول دور خشت يستانيب حتصيل قيلسه<br />

کيچه کوندوز تنکري سيغه زاري قيلسه<br />

فليضحکوا اياتيين تفسري قيلسه<br />

انداغ عامل عامل بولور دوستالرميا<br />

83. Hikmet<br />

“Fe’l-ya’lemûne’l-âlimûn”i okur alîm,<br />

Manâsını bilmeyen onun olur zâlim,<br />

Manâsını anlayanların giysisi abâ,<br />

Öyle alîm, gerçek alîm olur dostlarıma.<br />

Alîm odur hişt yastanıp tahsîl eylese,<br />

Gece gündüz Rabbine ağlasa,<br />

“Fe’l-yedhakû” âyetini tefsîr eylese,<br />

Öyle alîm, gerçek alîm olur dostlarıma.<br />

184


وليبکوا کثريا ديب تنکري ايدي<br />

معين اوقّان عامل تينماي ييغالب ايردي<br />

ييغالي ييغالي کوزالري اعمي بولدي<br />

انداغ عامل عامل بولور دوستالرميا<br />

عامل اول دور شريعت ده جوالن قيلسه<br />

طريقت نينک بازاريغه اورنن سالسه<br />

حمبت نينک درياسيدين گوهر آلسه<br />

انداغ عامل عامل بولور دوستالرميا<br />

عامل مني ديب کتاب اوقور معين اوقماس<br />

کوب آيت نينک معين سيين هرکز بيلماس<br />

تکرب من منليک ين ديين تومتاس<br />

عامل ايرماس جاهل تورور دوستالرميا<br />

تکربّ‏ عزازيلغه ين الر قيلدي<br />

تکربّ‏ دين طوقي لعنت انکا سالدي<br />

فرشته الر کوروب انده سجده قيلدي<br />

سجده قيليب امان بولدي دوستالرميا<br />

علم ايکي دور تن و جانغه رهرب تورور<br />

جان عاملي حضرتيغه ياقني تورور<br />

حمبت نينک شرابيدين ايچيب تورور<br />

انداغ عامل عامل بولور دوستالرميا<br />

تن عاملي ظاملالرغه اوخشار ايرميش<br />

برآءتين آيتيده چون بويورميش<br />

دوزخ ايچره تينماي دامي کويار ايرميش<br />

زهري زقوم ايچيب دامي دوستالرميا<br />

“Ve’l-yebkû kesîran” diye Allah söyledi,<br />

Manâsını anlayan alîm dinmeden ağladı,<br />

Ağlaya ağlaya gözleri kör oldu,<br />

Öyle alîm, gerçek alîm olur dostlarıma.<br />

Alîm odur şeriatta sefer eylese,<br />

Tarîkatın pazarına yerini koysa,<br />

Muhabbetin deryâsıdan inci alsa,<br />

Öyle alîm, gerçek alîm olur dostlarıma.<br />

Âlimim diye kitap okur Manâsını bilmez,<br />

Çoğu ayetin Manâsını aslâ bilmez,<br />

Büyüklenme, ben-benliği dini tutmaz,<br />

Alîm değil câhildir dostlarıma.<br />

Büyüklenme şeytâna neler eyledi,<br />

Büyüklendiğinden lanet arzûsunu ona saldı,<br />

Melekler görüp orada secde eyledi,<br />

Secde eyleyip âmîn oldu dostlarıma.<br />

İlim ikidir beden ve câna rehberdir,<br />

Cân âlimi Hazretine yakındır,<br />

Muhabbetin şarâbından içer,<br />

Öyle alîm, gerçek alîm olur dostlarıma.<br />

Beden âlimi zâlimlere benzermiş,<br />

Berâetin âyetinde çünkü buyurmuş,<br />

Cehennem içinde dinmeden devamlı yanarmış,<br />

Zakkum zehri içip devamlı dostlarıma.<br />

185


قول خواجه امحد عاملالرغه خذمت قيلغيل<br />

عاملالر سوزين ايشتيب عمل قيلغيل<br />

عمل قيليب حق يوليده جانينک بريکيل<br />

عملسيزالر ديدار کورماس دوستالرميا<br />

Kul Hoca Ahmed âlimlerin hizmetini eyle,<br />

Âlimler sözünü işitip amel eyle,<br />

Amel eyleyip Hakk yolunda cânını ver,<br />

Amelsizler cemâl görmez dostlarıma.<br />

‎84‎حکمت<br />

حمبتىن شراىب دين ايچورمسه<br />

جان دليم حسرت بيالن كيتار دوستالر<br />

هللا يادين ورد ايالماي اولوب كيتسام<br />

ايسز عمروم ارمان بريله اوتار دوستالر<br />

هللا ديكان چني عاشقالر براق مندى<br />

معشوقيدن حمنت يتسه بويون سوندى<br />

طريقتىن بازارينده جوالن قيلدى<br />

حقيقتىن درياسيدين اوتار دوستالر<br />

حقيقتىن درياسيدين آلغان كشى<br />

اوزى مونكلوغ كونكلى سينوق كوزده ياشي<br />

خوارليق زارليق مشقت دور دامي ايشى<br />

ديداريين طلب قيليب تاپار دوستالر<br />

حقيقتليغ عاشقالرىن نفسى اولوك<br />

اوچ يوز آلتمش تورت يوز قرق تورت مهه سلوك<br />

سوزى شرين خلق خوشي يوز مينك تورلوك<br />

بو دنياىن بوچك پلغه ساتار دوستالر<br />

84. Hikmet<br />

Muhabbetin şarâbından içirmese,<br />

Cân ve gönlüm hasret ile gider dostlar,<br />

Allah zikrini vird eylemeden ölüp gitsem,<br />

Essiz ömrüm zahmet ile geçer dostlar.<br />

Allah diyen gerçek âşıklar Burâk’a bindi,<br />

Sevgilisinden mihnet yetse boyun sundu,<br />

Tarîkatın pazarında sefer eyledi,<br />

Hakikatın deryâsından geçer dostlar.<br />

Hakikatın deryâsından alan kişi,<br />

Özü mahzûn gönlü kırık gözde yaşı,<br />

Hor görülmek-ağlamak meşakkattir dâimâ işi,<br />

Cemâlini taleb eyleyip bulur dostlar.<br />

Hakikatlı âşıkların nefsi ölü,<br />

Üç yüz altmış dört, yüz kırk dört bütün sülûk,<br />

Sözü tatlı, huyu ve şuûru yüz bin türlü,<br />

Bu dünyâyı değersiz paraya satar dostlar.<br />

186


عارف عاشق بوالى ديسنك امل تارتغيل<br />

حق وصلىغه يتاى ديسانك تونالر قاتغيل<br />

بو دنياىن عشرتىين تاشالب آتغيل<br />

تاشالب آتسانك ما و منليك كيتار دوستالر<br />

قيامتىن شدتىىن بيلماکانالر<br />

قاتيغ عذاب تار حلددين قورقماغانالر<br />

حق قهريدين قورقوب ياشني توكماكانالر<br />

دوزخ ايچره يوز مينك عذاب تارتار دوستالر<br />

وا دريغا اوتى عمرمي بيالملادمي<br />

جاندين کيچيب حضرت سري باراملادمي<br />

نفسيدين كيچيب حق امريىن قيالملادمي<br />

اولوب بارسام حسرت مينكا يتار دوستالر<br />

اوتى عمروم شريعتکا يتاملادمي<br />

شريعتسيز طريقتکا اوتاملادمي<br />

حقيقتسيز معرفتكا باتاملادمي<br />

قاتيغ يولدور پريسيز نيچوك اوتار دوستالر<br />

قول خواجه امحد نفسيم سالدي اوشبو يولغا<br />

آنينك اوچون قاچتيم دوستالر چولدين چولغه<br />

هللا ديب هيچ باقمادمي اونك سولغه<br />

هللا ديكان شوق شرابني ايچار دوستالر<br />

Ârif âşık olayım desen elem çek,<br />

Hakk vuslatına yeteyim desem geceleri don,<br />

Bu dünyânın eğlencesini boşlayıp,<br />

Boşlayıp atsa ben-benlik gider dostlar.<br />

Kıyâmetin şiddetini bilmeyenler,<br />

Şiddedi azâblı dar kabirden kormayanlar,<br />

Hakk kahrından korkup yaşını dökmeyenler,<br />

Cehennem içinde yüz bin azâb çeker dostlar.<br />

Vah ne yazık geçti ömrüm bilemedim,<br />

Cândan geçip Hazret’e doğru varamadım,<br />

Nefsden geçip Hakk emrini yapamadım,<br />

Ölüp varsam hasret bana yeter dostlar.<br />

Geçti ömrüm şeriata yetemedim,<br />

Şeriatsız tarikata geçemedim,<br />

Hakikatsız marifete batamadım,<br />

Sarp yoldur Pîrsiz nasıl geçer dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed nefsim saklı bu yola,<br />

Onun için kaçtım dostlar çölden çöle,<br />

Allah deyip hiç bakmazdım sağ ve sola,<br />

Allah diyen şevk şarâbını içer dostlar.<br />

187


‎85‎حکمت<br />

روح قوشيين ترتار بولسه بال پري<br />

پرواز قيليب عرشدين عرشقه قونار دوستالر<br />

قول مني ديكان دامي تينماي ذكرين ايتار<br />

عشق اويتغه بغري کويوب فرياد ايتار<br />

بيخربالر عمرين بيلماي ييل كا ساتار<br />

غفلت بريالن جهنمكا كيتار دوستالر<br />

آخر زمان شيخي توزار صورتالرين<br />

زهد تقوي قيلماي بوزار سريتالرين<br />

کرامت دير خواب غعلت رؤيتالرين<br />

ريا بريله خلقه اوزين ساتار دوستالر<br />

ايا غافل عمرينك سين اوتار ييلديك<br />

کوز ياشينكين آقوز دامي آب سيل ديك<br />

سيين سويار درکاهيده مثل قول ديك<br />

خواجه سويسه سيين آزاد ايتار دوستالر<br />

غفلت بريله عمرينك سين اوتار بيلکيل<br />

جانينك بريله پري خذمتني توروب قيلکيل<br />

اندين سونكره درکاهيکا اليق بولکيل<br />

خدمت قيلكان مراديغه يتار دوستالر<br />

85. Hikmet<br />

Rûh kuşunun titrer olsa kol ve kanadı,<br />

Havalanarak arştan arşa konar dostlar.<br />

Kulum diyen dâimâ dinmeden zikrini söyler,<br />

Aşk ateşine bağrı yanıp feryâd eder,<br />

Habersizler bağrı ömrünü bilmeden yele satar,<br />

Gaflet ile cehenneme gider dostlar.<br />

Âhir zamân şeyhi düzeltir sûretini,<br />

Zühd ve takvâ kılmayıp bozar iç âlemîni,<br />

Kerâmet der gaflet uykusunda gördüklerini,<br />

Riyâ ile halka kendini satar dostlar,<br />

Ey gâfil ömrün senin geçer yel gibi,<br />

Göz yaşını akıt dâimâ sel suyu gibi,<br />

Seni sever dergâhında kul misâli gibi,<br />

Hoca sevse seni azâd eder dostlar,<br />

Gaflet ile ömrün senin geçer bil,<br />

Cânın ile pîr hizmetini kalkıp eyle,<br />

Ondan sonra dergâhına lâyık ol,<br />

Hizmet eyleyen murâdına yeter dostlar,<br />

188


قول خواجه امحد حكمت ايتيب يغال سحر<br />

ايرانالرين الفاظي دين آليب خرب<br />

سوز اصليين بيلكانالرکا اصل گوهر<br />

ظاهريغه باقغان قوروغ قاالر دوستالر<br />

Kul Hoca Ahmed hikmet söyleyip ağla seher,<br />

Erenlerin sözlerinden alıp haber,<br />

Sözün aslını bilenler için incinin aslı,<br />

Zâhirine bakan mahrûm kalır dostlar.<br />

‎86‎حکمت<br />

عشق سريىن بيان قيلسام عاشقالرکا<br />

طاقت قيلماي باشني آليب کيتار دوستالر<br />

تاغ تاشقه باشني اوروب بيخود بولوب<br />

اهل عيال خامناندين اوتار دوستالر<br />

عشق شدتى باشقه توشسه عاشق نيالر<br />

بيكانهالر تاشالر آتيب آنکا كوالر<br />

ديوانه ديب باشني ياريب قانغه بوالر<br />

شاكر بولوب محد ثنا ايتار دوستالر<br />

عشقسيزالرىن هم جاىن يوق هم امياىن<br />

رسول هللا سوزين ايدمي معىن کاىن<br />

نيچه ايتسام ايشيتكوچى بيلكان قاىن<br />

بيخربكا ايتسام كونكلى قاتار دوستالر<br />

عشق گوهري توبسيز دريا ايچره پنهان<br />

جاندين کيچيب گوهر آلغان بولدى جانان<br />

بوهلوسالر عاشق مني ديب يولده قالغان<br />

دين الريىن پوچك پلغه ساتار دوستالر<br />

86. Hikmet<br />

Aşk sırrını beyân eylesem Aşıklara,<br />

Tâkat eylemeyip, başını alıp gider dostlar.<br />

Dağa, taşa başını vurup, şuûrsuz olup<br />

Çoluk-çocuk, ev-barktan geçer dostlar.<br />

Aşk şiddeti başa düşse, âşık neyler;<br />

Yabancılar taşlar atıp ona güler,<br />

Divâne deyip başını yarıp kana bular,<br />

Şükreder olup hamd ve senâ söyler dostlar.<br />

Âşksızların hem cânı yok, hem imânı;<br />

Rasûlullah sözünü dedim, mânâ hani,<br />

Nice desem, işitici, bilen hani?<br />

Habersize desem, gönlü katılaşır dostlar.<br />

Aşk cevheri dipsiz deniz içinde gizli,<br />

Cândan geçip cevher alan oldu sevgili,<br />

Heveskârlar âşıkım deyip, yolda kalan;<br />

Dinlerini değersiz pûla satar dostlar.<br />

189


اوتقه كويدوم جاندين تويدوم حريان بولدوم<br />

بو نچوك اوت کومياي يامناي بر يان بولدوم<br />

حمبتىن آتني ايشتيب کريان بولدوم<br />

كوزى كريان مراديغه يتار دوستالر<br />

زار ييغالبان زار ايكرا کيل رمحى کيلسون<br />

يول اداشسنك رمحى کيليب يولغه سالسون<br />

آمني دينکالر پري مغان قولونك آلسون<br />

خذمت قيلغان مراديغه يتار دوستالر<br />

زمانه آخر بولدي خويونك کيت<br />

رسول هللا وعدهالري ياوق ييت<br />

خاص قولالري خيشى سوزکا قوالق تويت<br />

ميان قولالر کوندين کونکا برت دوستالر<br />

كل يوم برت ديدي حق مصطفى<br />

امت بولسنك قوالق سالغيل اهل وفا<br />

خيشىالرين اجرين بريور بزکا جزا<br />

قيامت کون جزاالرين تارتار دوستالر<br />

فاسق فاجر هوا قيليب يريىن بامساس<br />

روزه مناز قضا قيليب مسواك آمساس<br />

رسول هللا سنتالرين کوزکا آملاس<br />

کناهالري كوندين کونكا آرتار دوستالر<br />

دنيادارالر مالني کوروب هوا قيلور<br />

من منليكدين اول دعوي خدا قيلور<br />

اوالر وقتده اميانيدين جدا قيلور<br />

جان برياده حسرت بريالن کيتار دوستالر<br />

Ateşe yandım, cândan doydum, hayrân oldum,<br />

Bu nasıl ateş, tutuşup yanmadan biryân oldum;<br />

Muhabbetin adını duyup gözü yaşlı oldum;<br />

Gözü yaşlı olan murâdına yeter dostlar.<br />

Çok ağlayıp, çok inle ki rahmeti gelsin;<br />

Yol şaşırsan, rahmeti gelip yola koysun<br />

Âmin deyiniz Pîr-i Kâmil elini alsın<br />

Hizmet eyleyen murâdına yeter dostlar.<br />

Hem zamân âhir oldu, hoyun gitti;<br />

Rasûlullah’ın vadeleri yakın yetti<br />

Seçkin kulları iyi söze kulak tuttu;<br />

Kötü kullar günden güne beter dostlar.<br />

“Küllü yevmin beterün” dedi Hakk Mustafâ;<br />

Ümmet olsan, kulak verin, vefalılar,<br />

İyilerin ecrini verir, kötüye cezâ,<br />

Kıyâmet günü cezâlarını çeker dostlar.<br />

Fâsık, fâcir günâha girip yeri basmaz,<br />

Oruç-namâz kazâ eyleyip misvâk asmaz;<br />

Rasûlullah sünnetlerini göze almaz,<br />

Günâhları günden güne artar dostlar.<br />

Dünyâ sevenler mâlını görüp heves eyler,<br />

Ben-benlikden o Tanrılık iddiası eyler,<br />

Ölür vakitte imânından ayrı eyler,<br />

Cân verirken hasret ile gider dostlar.<br />

190


قموغ دنيا ييقانالرىن وهللا کوردوم<br />

اوالر وقتده قالي سني ديب حالني سوردوم<br />

شيطان ايدى امياىنغه چنکال اوردوم<br />

جان چيغارده يغالى يغالى كيتار دوستالر<br />

قول خواجه امحد عاشق بولسنك جانينككويسون<br />

صدقينك بريالن هللا ديكيل تنكري بيلسون<br />

دعا قيلغيل مؤمن قولالر دنيا قويسون<br />

دنيا قويغان آخرتقه يتار دوستالر<br />

Bütün dünyâyı yığanları vallahi gördüm;<br />

Öleceği vakitte, “Nasılsın” deyip hâlini sordum;<br />

Şeytân dedi: “İmânına çengel vurdum. “<br />

Cân çıkarken ağlaya ağlaya gider dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed, âşık olsan, cânın yansın;<br />

Sıdkın ile Allah de ki Tanrı bilsin;<br />

Duâ eyle mü’min kullar dünyâyı bıraksın;<br />

Dünyâyı bırakan âhirete yeter dostlar.<br />

‎87‎حکمت<br />

قايو ملوق خالقيغه مطيع بولسه<br />

عامل خلقي اوشل قولين سويار دوستالر<br />

يادين ايتيب بغري پيشيب ايچي كويسه<br />

دم اورسه سانسيز اوچقون اوچار دوستالر<br />

تيلي كونکلي سري بريالن ذاكر بولوب<br />

اوچ يوز آلتميش متورالري قانغه تولوب<br />

يازي قيشني بلبلالرين واله بولوب<br />

سريا قيليب شاخ دين شاخقه قونار دوستالر<br />

بو کونكل بوستانيدور عجب بوستان<br />

ايچنده سرياشورالر هزار دستان<br />

کورنور هر شاخ اوزره تورلوك الوان<br />

نعمتالرين بيشكانيين کورار دوستالر<br />

87. Hikmet<br />

Hangi mahlûk Yaradan’ına itâatkâr olsa,<br />

Âlem halkı o kulu sever dostlar,<br />

Zikrini deyip bağrı pişip içi yansa,<br />

Dem vurduğunda sayısız uçkun uçar dostlar.<br />

Dili, gönlü sırrı ile zikreder olup,<br />

Üç yüz altmış damarları kana dolup,<br />

Yaz kış bülbül gibi feryâd ederek,<br />

Öterek daldan dala konar dostlar.<br />

Bu gönlün bahçesidir garîb bahçe,<br />

İçinde ötüşürler binlerce destân,<br />

Görünür her dal üzerinde türlü renkler,<br />

Nimetlerin olgunlaştığını görür dostlar.<br />

191


ظاهر نعمت شکريين غافل بيلماس<br />

باطن داغني قياس برله کورسه بوملاس<br />

ظاهر کوزي غفلت برله باقيب کورماس<br />

ظاهر کوزي آچلسه اول کورار دوستالر<br />

باطن کوزي آچلسه مجله پرده<br />

آچلور کيتار قاملاس حجاب سرده<br />

جان نينك کوزي حريان بولور اوشل يريده<br />

باقيب اميان نوري بريله کورار دوسنالر<br />

قول خواجه امحد يسوي نينك اوشبو سوزي<br />

عجب ايرمس باقيب کورسه سردين کوزي<br />

فناليق مقامينده اوزنينك اوزي<br />

فناليق ايچره باقيب کورار دوستالر<br />

Açıktaki nimetlerin şükrünü gâfil bilmez,<br />

Gizlenmiş olanları kıyâs ile görse olmaz,<br />

Zâhir gözü gaflet ile bakıp görmez,<br />

Bâtın gözü açılsa o görür dostlar.<br />

Bâtın gözü açılsa bütün perdeler,<br />

Açılır gider, kalmaz örtü sırda,<br />

Cânın gözü hayrân olur işte o yerde,<br />

Bakarak imân nûru ile görür dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed Yesevî’nin iş bu sözü,<br />

Acâib değildir bakıp görse sırdan gözü,<br />

“Yokluk” makamında özün özü,<br />

“Yokluk” içeri bakıp görür dostlar,<br />

‎88‎حکمت<br />

حمبتىن جامني ايچيب رقص ايالكان<br />

ديوانه ليغ مقامىغه كريدى دوستالر<br />

آچ و توقلوق سود و زيان هيچ بيلماكان<br />

سرمست بولوب رقص مساع اوردى دوستالر<br />

رقص مساع اوركانالركا دنيا حرام<br />

اهل عيال خامناندين کيچت متام<br />

سحر وقتده حقه سيغنيب ييغالر مدام<br />

اندين سونكره رقص مساع اوردى دوستالر<br />

88. Hikmet<br />

Muhabbetin kadehini içip rakseyleyen,<br />

Dîvânelik makâmına girdi dostlar,<br />

Aç ve tokluk, kâr ve zarar hiç bilmeyen,<br />

Sarhoş olup raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

Raks ve semâ yapanlara dünyâ Harâm,<br />

Çoluk-çocuk, ev-barktan geçti tamâm,<br />

Seher vakti Hakk’a sığınıp ağlar dâimâ,<br />

Ondan sonra raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

192


رقص مساع اوركان عاشق اوزين بيلماس<br />

بيهوش يورار دنيا مالني قولغه املاس<br />

يوز مينك آدم تقصري ديسه مغرور بوملاس<br />

دنيا تيفيب رقص مساع اوردى دوستالر<br />

دنيا تيفماى رقص مساع اوركان جاهل<br />

حق ياديىن بري دم ايتماى يورور غافل<br />

درويش مني دير دنيا سرى کونكلى مايل<br />

دنيا اوچون رقص مساع اوردى دوستالر<br />

اوزدين کيتماي رقص مساع اورماق خطا<br />

سبحان ايكام انكا قيلمس اميان عطا<br />

طاعت قيلسه دلالريىن قيلمس صفا<br />

ريا قيليب رقص مساع اوردى دوستالر<br />

واي اوشنداغ نادانالردين اميد قيلمانك<br />

فيض فتوح آلورمني ديب يوکروب يلمنك<br />

نفسى اولوغ شرعى بوزوغ وىل بيلمنك<br />

شيطان لعني نوخته اورماى ميندى دوستالر<br />

اوزدين كيتماى رقص ايالسه هللا بيزار<br />

مساعيدين يري تربانيب تارتقاى آزار<br />

دعا قيالى كورسامتسون انكا ديدار<br />

دين دين کيچيب رقص مساع اوردي دوستالر<br />

ديوانه ليغ غالب کيلماى مساع اورار<br />

حق مصطفى چهار ياردين بيزار يورار<br />

باشدين اياغ كناهالرى حاضر تورار<br />

كناه تيالب رقص مساع اوردي دوستالر<br />

Raks ve semâ yapan âşık kendini bilmez,<br />

Şuûrsuz yürür dünyâ mâlını ele almaz,<br />

Yüz bin adam “affet” dese mağrûr olmaz,<br />

Dünyâyı tepip raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

Dünyâ tepmeden ıaks ve semâ yapan câhil,<br />

Hakk yâdını bir an demeyip, yürür gâfil,<br />

Dervîşim der, dünyaya doğru gönlü eğilimli;<br />

Dünyâ için raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

Kendinden geçmeyip raks ve semâ yapmak hatâ;<br />

Sübhân Melik’im ona kılmaz imân armağan<br />

İbâdet eylese, günüllerini eylemez safâ;<br />

Riyâ eyleyip raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

Vay şöyle câhillerden ümîd eylemeyin,<br />

Feyz ve fetih alırım deyip yürüyüp almayın,<br />

Nefsi büyük, şeriatı bozuk velî bilmeyin,<br />

Lânetli şeytân gem vurmadan bindi dostlar.<br />

Kendinden geçmeden raks eylese, Allah şikâyetçi,<br />

Semâsından yer hareketlenip çekince sıkıntı,<br />

Duâ kılayım; göstermesin ona cemâl,<br />

Dinden geçip raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

Dîvânelik gâlip gelmeden semâ yapar,<br />

Hakk Mustafâ ve çehâr-yârdan şikâyetçi yürür,<br />

Baştan ayağa günâhları hâzır durur,<br />

Günâh dileyip raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

193


شبلى عاشق مساع اوردى پرتو کوروب<br />

مصطفىىن حاضر كوروب سؤال سوروب<br />

دنيا عقبني آرقه تاشالب كوزين يوموب<br />

انداغ قولالر رقص مساع اوردى دوستالر<br />

شبلى عاشق ييغالب ايدى ايا رسول<br />

بيطاقت مني مساع اورسام هم مني ملول<br />

رسول ايدى انشاء هللا قيلكاى قبول<br />

رخصت تيالب رقص مساع اوردى دوستالر<br />

قول خواجه امحد رقص مساع هركيمكا يوق<br />

تقليد بريله اورسه مساع كريكاى متوق<br />

بو روايت پنهان ايردى ايتسام قموق<br />

حقىن تابيب رقص مساع اوردى دوستالر<br />

Şiblî âşık semâ eyledi nûr görüp,<br />

Mustafâ’yı hâzır görüp, soru sorup,<br />

Dünyâ derdini arkada bırakıp gözünü yumup,<br />

Öyle kullar raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

Şiblî âşık ağlayıp dedi: ‘Ey Rasûl,<br />

Tâkatsizim, semâ yapsam, ben de melûl...”,<br />

Rasûl dedi: “İnşâallah, eyleye kabûl...’,<br />

Ruhsat dileyip raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed, raks ve semâ herkese yok,<br />

Taklit ile yapsa semâ, gire cehenneme,<br />

Bu rivâyet gizli idi, söylesem hepsini,<br />

Hakkı bulup raks ve semâ yaptı dostlar.<br />

‎89‎حکمت<br />

اولياالر ايتكان وعده كيلدى بولغاى<br />

قيامتىن کوىن ياوق بولدى دوستالر<br />

عاقل قولالر بولغاىن ىن بيلدى بولغاى<br />

خلق ايلدين مهر شفقت كيىت دوستالر<br />

اولوغ کيچيك يارانالردين ادب كيىت<br />

قني و ضعيف جوانالردين حيا كيىت<br />

احليا من االميان ديب رسول ايتدى<br />

حياسيز قوم عجايبالر بولدى دوستالر<br />

89. Hikmet<br />

Evliyâların dediği vâde gelmiş oldu,<br />

Kıyâmetin günü yakın oldu dostlar,<br />

Akıllı kullar olduğunu bilmiş oldu,<br />

Halk ve ilden sevgi ve şevkat gitti dostlar.<br />

Ulu küçük yaranlardan edeb gitti,<br />

Kız ve zayıf gençlerden hayâ gitti,<br />

“Hayâ imândandır” diye Rasûl dedi,<br />

Hayâsız kavim acâipler oldu dostlar.<br />

194


مسلمان مسلمان ىن قيلدى قاتل<br />

ناحق توتوب حق ايشالرين قيلدى باطل<br />

مريد پريغه قيلماديالر يوزى خاطر<br />

عجب شوملوغ زمانهالر بولدى دوستالر<br />

اهل دنيا خلقميزده سخاوت يوق<br />

پادشاهالرده وزيرالرده عدالت يوق<br />

درويشالرىن دعاسيده اجابت يوق<br />

تورلوك بال خلق اوستيغه ياغدى دوستالر<br />

آخر زمان عاملالرى ظامل بولدى<br />

خوش آمد ايتكوچىالر عامل بولدى<br />

حقىن ايتكان درويشالركا غنيم بولدى<br />

عجب شوملوغ زمانهالر بولدى دوستالر<br />

قيامت كون ياوق ييىت قالغاىن يوق<br />

قول امحدىن ايتكان سوزين يالغاىن يوق<br />

اوز اوزيغه بري نصيحت قيلغاىن يوق<br />

نصيحتين خلقه ايتيب كيىت دوستالر<br />

Müslümân müslümânı eyledi kâtil,<br />

Haksızı tutup haklı işleri kıldı bâtıl,<br />

Mürîd Pîrine kılmadı yüz ve hatır,<br />

Nasıl kötü zamanlar oldu dostlar.<br />

Dünyâ ehli halkımızda cömertlik yok,<br />

Pâdişâhlarda vezirlerde adâlet yok,<br />

Dervîşlerin duasında kabûl edilme yok,<br />

Türlü belâ halk üstüne yağdı dostlar.<br />

Âhir zamân bilginleri zâlim oldu,<br />

Hoşgeldin deyiciler bilgin oldu,<br />

Hakk’ı söyleyen dervîşlere düşman oldu,<br />

Nasıl kötü zamanlar oldu dostlar.<br />

Kıyâmet günü yaklaştı kaldığı yok,<br />

Kul Ahmed’in dediği sözün yalanı yok,<br />

Kendi kendine bir nasîhat eylediği yok,<br />

Nasîhatı halka söyleyip gitti dostlar.<br />

‎90‎حکمت<br />

بيزدين سالم دوستالرغه طلب يولني قومياسون<br />

ديدار طلب قيليب الر هرکيز غافل بوملاسون<br />

غافل تامباس حق يولني آنده تامباس الر اورون<br />

ايچي تاشي کويوبان سحرالرده يامتسون<br />

90. Hikmet<br />

Bizden selâm dostlara, talep yolunu bırakmasın;<br />

Cemâl talep eyleseler, aslâ gâfil olmasın.<br />

Gâfil bulmaz Hakk yolunu, orada bulmazlar makâm,<br />

İçi dışı yanarak seherlerde yatmasın.<br />

195


يادي بريالن بولسه الر ديدار آرزو قيليب الر<br />

هر چند خوارليق کورسه الر کونکل اوزکا بوملاسون<br />

عاشق الرغه دنياده خوارليق زارليق مالمت<br />

مالمت سيز حمنت سيز عاشق مني ديب ايتماسون<br />

شريعت ده جتريد دور دنياسيين ترک ايتماک<br />

ترک ايتمايني تن جانني جتريد بولدوم دمياسون<br />

طريقت ده تنئ جانني ترک ايتماک مشکل دور<br />

ترک ايتمايني تن جانني سيوندورمني دمياسون<br />

حقيقت ده حرام دور بري خدادين اوزکاسي<br />

آنداغ بوملاي عاشق الر ديدار آرزو قيلماسون<br />

آنداغ رسول مصطفي دنيا مالني سوميادي<br />

امت بولسانک رسول کا دنيا مالني سومياسون<br />

مسکني امحد يسوي سالم ايتدي دوستالرغه<br />

اوشبو سوزنينک معين سني طالببولسه آنکالسون<br />

Yâdı ile olsalar, cemâl arzû eyleseler,<br />

Her ne kadar hor görülseler, gönül başka olmasın.<br />

Aşıklara dünyada hor görülme, ağlama, melâmet;<br />

Melâmetsiz, mihnetsiz âşıkım deyip söylemesin.<br />

Şeriatte tecriddir dünyasını terk etmek;<br />

Terk etmeden dünyâyı Hakk’ı sevdim demesin.<br />

Tarikatte beden ve cânını terk etmek müşküldür,<br />

Terk etmeden beden ve cânını seninimdir demesin.<br />

Hakikatte harâmdır bir Allah’dan başkası;<br />

Öyle olmadan âşıklar cemâl arzû eylemesin.<br />

Öyle Rasûl Mustafâ dünyâ mâlını sevmedi;<br />

Ümmet olsan Rasûl’e, dünyâ mâlını sevmesin.<br />

Miskîn Ahmed Yesevî selâm dedi dostlara;<br />

İşbu sözün mânâsını tâlip olsa anlasın,<br />

‎91‎حکمت<br />

ديداريىن طلب قيلسنك اى ذاکرالر<br />

جاندين کيچيب حلقه ايچره کورونك ديدار<br />

شوقينك بيله هللا ايتيب راست كا قايتيب<br />

تون اويقوسني حرام ايالب بولكيل بيدار<br />

91. Hikmet<br />

Cemâlini talep eyleseniz ey zakirler,<br />

Cândan geçip halka içinde görün cemâl,<br />

Şevkin ile Allah deyip, doğruya dönüp,<br />

Gece uykusunu harâm eyleyip olun uykusuz.<br />

196


بيدارالركا حق رمحىت بولور ياوق<br />

بيدارالرىن کونکلی سنوق کوزى ياشليق<br />

من منليك ىن جزاسيىن بريکاى متوق<br />

تكربّ‏ نی دوزخ ايچره حاىل دشوار<br />

سيندين بورون يارانالرينك قيان کيىت<br />

بو دنياغه ميل قيلماى ييغالب اوتى<br />

عمرينك آخر بولدى نوبت سينكا يىت<br />

کناهنكکا توبه قيلكيل اى بد کردار<br />

نفسينك سيىن باقيب تورسنك نيالر دميس<br />

زارى قيلسنك هللا سرى بيون سومنس<br />

قولغه آلسنك يبان قوشديك قولغه قومنس<br />

قولغه آليب تون اويقوسني قيلكيل بيدار<br />

نفس يوليغه کريكان کشى رسوا بولور<br />

يولدين آزيب تايب توزوب کمراه بولور<br />

ياتسه قوبسه شيطان بيله مهراه بولور<br />

نفسىن تبكيل نفسىن تبكيل ای بد كردار<br />

نفسينك سيىن آخر دمده گدا قيلكاى<br />

دين اوى ىن غارت قيليب ادا قيلكاى<br />

اوالر وقتده اميانينكدين جدا قيلكاى<br />

عاقل ايرسنك نفس بددين بولكيل بيزار<br />

فرعون قارون شيطان سوزين حمکم توتدى<br />

بول سببدين يري ياريلدى آىن يوتدى<br />

موسي کليم ناصح بولوب سوزالر ايتدی<br />

قوالق تومتاى اول ايكىسى اولدى مردار<br />

Uykusuzlara Hakk rahmeti olur yakın,<br />

Uykusuzların gönlü kırık, gözü yaşlı,<br />

Ben-benliğin cezâsını verecek cehennem,<br />

Kibirlinin cehennem içinde hâli perîşân.<br />

Senden önce dostların nereye gitti;<br />

Bu dünyaya meyletmeyip ağlayıp geçti<br />

Ömrün son buldu, sıra sana yetti;<br />

Günâhına tevbe eyle, ey kötülükler işleyen.<br />

Nefsin senin, bakıp dursan, neler demez;<br />

Ağlasan Allah’a doğru boyun bükmez<br />

Ele alsan, yaban kuşu gibi ele konmaz;<br />

Ele alıp gece uykusunu, eyle uykusuz.<br />

Nefs yoluna giren kişi rezil olur,<br />

Yoldan çıkıp, kayıp, tozup günâhkâr olur,<br />

Yatsa, kalksa şeytân ile yoldaş olur,<br />

Nefsi tep, nefsi tep, ey kötülükler işleyen.<br />

Nefsin seni son anda köle eyler,<br />

Din evini yağma eyleyip tamâm eyler,<br />

Öldüğünde imânından ayrı eyler,<br />

Akıllı isen, kötü nefsten ol şikâyetçi.<br />

Fir’avn, Kârûn şeytân sözünü sıkı tuttu;<br />

Bu sebepten yer yarıldı onu yuttu;<br />

Mûsa Kelîm öğüt verici olup sözler söyledi,<br />

Kulak tutmadan o ikisi öldü murdar.<br />

197


کناهننككا توبه قيليب ييغالب يورغيل<br />

كيتارمني ديب يول باشيغه باريب تورغيل<br />

كيتكانالرىن كوروب سني هم عربت آلغيل<br />

عربت آلسنك يامتيش يريينك بولور گلزار<br />

مؤمن قولالر درد حالت پيدا قيلدى<br />

حق يوليدا جان و دلىن شيدا قيلدى<br />

دنيا تاشالب آخرتىن سودا قيلدى<br />

سودا قيلسنك حور و غلمان بارى طيار<br />

قول خواجه امحد نفس ايلکيدين قيلورمني داد<br />

پري مغان بولغاى موکني انکا جالّد<br />

بيخربالر ايشتماسالر داد و فرياد<br />

قان يغالغيل ايشيتسون اول پرورديکار<br />

Günâhına tevbe eyleyip ağlayıp yürü,<br />

Giderim deyip yol başına varıp dur,<br />

Gidenleri görüp sen de ibret al,<br />

İbret alsan, yattığın yerin olur gül bahçesi.<br />

Mü’min kullar dert ve hâlet peydâ eyledi,<br />

Hakk yolunda cân ve gönlü şeydâ eyledi,<br />

Dünyâyı bırakıp âhireti sevdâ eyledi,<br />

Sevdâ eylesen, Hûrî-gılmân hepsi hâzır.<br />

Kul Hoca Ahmed, nefs elinden eylerim feryâd ,<br />

Pîr-i Kâmil olur mu ki ona cellâd;<br />

Habersizler işitmezler fîgân ve feryâd ,<br />

Kan ağla, işitsin o ulu Allah.<br />

‎92‎‏-حکمت<br />

ايرانالر مجال کورار درويشالر صحبتنده<br />

ايرانالر جملسينده نور ياغار صحبتنده<br />

نه تيلهسه اول بولور درويشالر صحبتنده<br />

هر سرالر ظاهر بولور درويشالر صحبتنده<br />

هر کيم صحبتنکا کيلدي ايراندين اولوش آلدي<br />

بات کيلدي بيليش بولدي درويشالر صحبتنده<br />

هر کيم صحبتکا کيلدي کونکليغه معين يوتت<br />

اصحاب الر مراد تابت درويشالر صحبتنده<br />

92. Hikmet<br />

Erenler cemâl görür dervîşler sohbetinde;<br />

Erenler meclisinde, nûr yağar sohbetinde.<br />

Ne dilese o olur dervîşler sohbetinde;<br />

Her sırlar açık olur dervîşler sohbetinde.<br />

Her kim sohbete geldi, erenden pay aldı,<br />

Yabancı geldi, biliş oldu dervîşler sohbetinde.<br />

Her kim sohbete geldi, gönlüne sır ulaştı,<br />

Dostlar murâd buldu dervîşler sohbetinde.<br />

198


عام کيلسه خاص بولور يولدوز کيلسه آي بولور<br />

مس کيلسه آلتون بولور درويشالر صحبتنده<br />

کرب حسدالر اوالر ايچيکا معين توالر<br />

کوز آچيب حقين کورار درويشالر صحبتنده<br />

رسولغا وحي کيلدي باشيدين تاجيين آلدي<br />

قوبت خادم ليق قيلدي درويشالر صحبتنده<br />

قول خواجه امحد صحبتده دم اورار مناجاتده<br />

زهي خوش دور سعادت درويشالر صحبتنده<br />

Sıradan kişi gelse, seçkin olur; yıldız gelse, ay olur;<br />

Bakır gelse altın olur dervîşler sohbetinde.<br />

Kibir ve hasedler ölür, içine sır dolar,<br />

Göz açıp Hakk’ı görür dervîşler sohbetinde.<br />

Rasûl’e vahiy geldi, başından tâcını aldı,<br />

Kalktı hizmetçilik yaptı dervîşler sohbetinde.<br />

Kul Hoca Ahmed sohbette, dem vurur münâcâtta,<br />

Zîhî hoş saadette dervîşler sohbetinde.<br />

‎93‎حکمت<br />

نه خوش تاتليق حق يادي سحر وقت بولغانده<br />

بالدين سچوک هو آيت سحر وقت بولغانده<br />

سحر وقت تورغانالر جانني فدا قيلغانالر<br />

عشق اوتيده کويکانالر سحر وقت بولغانده<br />

سحر وقت خوش ساعت تورغانغه بولغاي راحت<br />

آچيلور دولت سعادت سحر وقت بولغانده<br />

هر کون کويار بو جانيم قولليق سز يوق درمانيم<br />

سني کيچورکيل گناهيم سحر وقت بولغانده<br />

اميان مشعني ياندورسنک روح قوشنيکويدورسنک<br />

خداينکا سيغني سانک سحر وقت بولغانده<br />

93. Hikmet<br />

Ne hoş tatlık Hakk yâdı seher vakti olanda;<br />

Baldan tatlı Hû adı seher vakti olanda.<br />

Seher vakti kalkanlar, cânı fedâ eyleyenler,<br />

Aşk ateşinde yananlar seher vakti olanda.<br />

Seher vakti hoş sâat, kalkana olur râhat,<br />

Açılır devlet, saâdet seher vakti olanda.<br />

Her gün yanar bu cânım, kulluksuz yok dermânım,<br />

Sen bağışla günâhım seher vakti olanda.<br />

İmân mumunu yandırsan, rûh kuşunu tutuştursan,<br />

Allah’ına sığınsan seher vakti olanda.<br />

199


قول خواجه امحد ساعت بري ذره يوق طاعت<br />

ذکر جان ين راحت سحر وقت بولغانده<br />

Kul Hoca Ahmed sâati, bir zerre yok ibâdeti,<br />

Zikri cânın rahatı seher vakti olanda<br />

‎94‎حکمت<br />

هر حلقهسي قورولدي اي درويشالرکيلينكالر<br />

حق سفرهسي يايلدي آندين اولوش آلينكالر<br />

قال علمين اوقوبان حال علميكا يتيبان<br />

يوقلوق ايچره ياتبان بارليقالردين آلينكالر<br />

يرتيب شفقت پرده سني تيالب ديدار وعدهسني<br />

آچيب کونکل ديده سني مشاهده قيلينكالر<br />

هو ارّه سني آليبان نفس باشيغه ساليبان<br />

توين کوين طالبالر جانين قربان قيلينكالر<br />

حلقه ايچره هو دينکيز عشق اوتيغه يانينكيز<br />

تن جان بريالن طالبالر تكبري باشالب ايتينكالر<br />

هو هو تيو زار اينکراب هو دميکده معين بار<br />

ديداريدين اميد وار رمحتيدين آلينكالر<br />

قول خواجه امحد قول بولغان يول اوستيدهکل بولغان<br />

طالبالرغه مل بولغان اندين عربت آلينكالر<br />

94. Hikmet<br />

Hû halkası kuruldu, ey dervîşler, geliniz,<br />

Hakk sofrası yayıldı, ondan pay alınız.<br />

Zâhir ilmini okuyarak, hâl ilmine ulaşarak,<br />

Yokluk içine batarak varlıklardan alınız.<br />

Yırtıp şefkat perdesini, dileyip cemâl vadesini,<br />

Açıp gönül gözünü müşâhede eyleyiniz.<br />

Hû bıçkısını alarak, nefs başına salarak,<br />

Gece gündüz tâlipler, cânı kurbân eyleyiniz.<br />

Halka içinde “ Hû “ deyiniz, aşk ateşine yanınız,<br />

Beden-cân ile tâlipler, tekbîr başlayıp deyiniz.<br />

“Hû-Hû “diye inleyip, “ Hû “demekte mânâ var,<br />

Cemâlinden ümitli, rahmetinden alınız.<br />

Kul Hoca Ahmed kul olan, yol üstünde kül olan,<br />

Tâliplere mül olan, ondan ibret alınız.<br />

200


‎95‎حکمت<br />

اوّل هو آخر هو ديب بيخود بولکيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

ظاهر هو باطن هو ديب يولغه کريکيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

ال اله اال هللا ديب زاري قيلكيل<br />

حق ذکريين هر كيم ايتسه ياري بريكيل<br />

پري مغان خذمتينه يوکوروب يوركيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

تيلده آلكيل ال اله اال هللا<br />

ايچكا سالغيل هر نفسده بولكيل آکاه<br />

پري مغان نظر قيلكاي سنكا ناکاه<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

ادهم صفت سوا بولوب دنيا تيبكيل<br />

كيمين کورسنك خضر بيليب قولني اوپكيل<br />

مجالين كوراي ديسنك سحر قوب غيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

هللا ديكان بنده الرين قويل بولكيل<br />

تفراق صفت يول اوستيده يويل بولكيل<br />

عاشق الرين كويوب اوچكان كلي بولكيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

ذاکر بولوب شاكر بولوب حقين سويكيل<br />

سحر وقتده قوپوب نفسنك کوزين اويكيل<br />

بايزيد ديك عاشق بولوب دنيا قويكيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

95. Hikmet<br />

Evveli Hû, Âhiri Hû deyip perîşân ol,<br />

Hakk cemâlini göstermezse ben ne olayım,<br />

Zâhiri Hû, Bâtını Hû deyip yola gir,<br />

Hakk cemâli göstermese perîşân olunur.<br />

“Lâ ilâhe illâllah” deyip ağla,<br />

Hakk zikrini her kim dese oraya git,<br />

Mürşid-i Kâmil hizmetine gidip yürü,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur,<br />

Dile al “Lâ İlâhe İllallah”ı,<br />

Akla koy her nefesde ol uyanık,<br />

Pîr-i Kâmil nazar eyleyince sana ansızın,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Edhem gibi uzak olup dünyâyı tep,<br />

Kimi görsen Hızır bilip elini öp,<br />

Cemâlini göreyin desen seherde kalk,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Allah diyen kulların kulu ol,<br />

Toprak gibi yol üstünde yolu ol,<br />

Âşıkların yanıp savrulan külü ol,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur,<br />

Zâkir olup şükreder olup Hakk’ı sev,<br />

Seher vaktinde kalkıp nefsinin gözünü oy,<br />

Bâyezîd gibi âşık olup dünyâyı bırak,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

201


يورسنك تورسنك ياتسنك قوبسنك حقين ايتسنك<br />

ذاكر بولوب شاكر بولوب جاندين اوتسنك<br />

وهللا باهلل دنيا حرام تاشالب آتسنك<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

حق وصلي غه يتاي ديسنك سحر ييغال<br />

هللا تيو يوراك بغرينك اوتقه داغال<br />

مهت قورين جان بيلي كا حمكم باغال<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

ادهم صفت بو دنيادين كونكل اوزكيل<br />

حرص هوا تكربين اوين بوزكيل<br />

حمبت ين درياسينه چوموب يوزكيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

كيچه کوندوز آخرت ين غمني ييكيل<br />

توت اويقوين حرام قيليب طاعت قيلكيل<br />

حمبت ين شوقي بريالن کوکسونك ياركيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

اهل هوا من منليكدين قاچيب يوركيل<br />

اهلني تابسنك كوزده ياشنك ساچيب يورکيل<br />

حمبت ين شرايب دين ايچيب يوركيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

ايا دوستالر بو دنيادين ييغالب اوتينك<br />

فاين تورور بو دنيادين كيچيب كيتينك<br />

حمبت نينك جامني آليب مي نوش ايتينك<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

Yürüsen, dursan; yatsan, kalksan Hakk’ı söylesen,<br />

Zâkir olup, şükreder olup cândan geçsen,<br />

Vallahi-Billahi dünyâ harâm bırakıp atsan,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Hakk vaslına ereyim desen seherde ağla,<br />

Allah diye yürek-bağrın ateşe dağla,<br />

Himmet kemerinicân beline sıkı bağla,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Edhem gibi bu dünyadan gönül kopar,<br />

Hırs ve hevâ, tekebbürün evini boz,<br />

Muhabbetin deryâsına batıp yüz,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Gece-gündüz âhiretin gamını çek,<br />

Gece uykusunu harâm eyleyip ibâdet eyle,<br />

Muhabbetin şevki ile göğsünü yar,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Harâm ehli, ben-benlikten kaçıp yürü,<br />

Ehlini bulursan gözde yaşını saçıp yürü,<br />

Muhabbetin şarâbından içip yürü,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Ey dostlar bu dünyadan ağlayıp geçin,<br />

Fânîdir bu dünyadan geçip gidin,<br />

Muhabbetin kadehini alıp mey için,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur,<br />

202


کيچه هللا كوندوز هللا تينماي ايتكيل<br />

کيچه الري بيدار بولوب قانالر يوتكيل<br />

بو دنياين عزت الرين تاشالب اوتكيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

پري مغان ايتاکي ين حمکم توتقيل<br />

معرفت ين بازاريده اوزونك ساتقيل<br />

مي نوش ايتيب مساع قيليب ذکرين ايتقيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

يا ربنا ظلمنا ديب ناله قيلغيل<br />

کوز ياشينكين هر طرفقه ژاله قيلغيل<br />

حق ياديين ايتيب اوزونك واله قيلغيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

درد حالت پيدا قيليب يولغه کريکيل<br />

پروانه ديك مشع ين کوروب اوزونك اوركيل<br />

قايدا بارسنك ذکرين ايتيب دوكان قورکيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

حمبت ين ميدانيده باش اويناسنك<br />

هو هو تيو ذكرين ايتيب جان قيناسنك<br />

ديدار تيالب قان ياش توكوب زار ايتنكراسنك<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

ايرانالرين آستانه سني سقالب ياتقيل<br />

سحرالرده چار ضرب اوروب ايرته قوپقيل<br />

زاري قيليب فنا بولوب جاندين اوتقيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

Gece Allah, gündüz Allah dinmeden söyle,<br />

Geceleri uykusuz olup kanlar yut,<br />

Bu dünyânın izzetlerini bırakıp geç,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Pîr-i Kâmil eteğini sıkı tut,<br />

Marifetin pazarında özünü sat,<br />

Mey içerek semâ eyleyip zikrini söyle,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

“Ya Rabbenâ zalemnâ” deyip feryâd eyle,<br />

Göz yaşını her tarafa şebnem eyle,<br />

Hakk zikrini deyip özünü yok eyle ,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Dert hâli ortaya çıkarıp yola gir,<br />

Pervâne gibi mumu görüp özünü vur,<br />

Nereye gitsen zikrini deyip pazar kur,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Muhabbetin meydânında baş oynatsan,<br />

“Hû-Hû “ diye zikrini deyip cânı incitsen,<br />

Cemâl dileyip kan-yaş döküp ağlayıp inlesen,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Erenlerin dergâhını bekleyip yat,<br />

Seherlerde dört dövünerek erken kalk,<br />

Ağlayıp yok olarak cândan geç,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

203


تفراق صفت خوارليق تارتقيل نفسينك اولسون<br />

خلق ايچينده رسوا بولكيل عامل كولسون<br />

چني كونكلده ييغالر كوركيل خدا بيلسون<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

کوز ياشينكين دريا قيلغيل رمحي كيلسون<br />

غريب بولوب يولدا ياتقيل قولونك آلسون<br />

پنهان يوروب طاعت قيلغيل تنكري بيلسون<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

هجران توين آهينك بريالن اوتالر ياققيل<br />

كوز ياشينكين برقي بريالن چقماق چاققيل<br />

ايرانالرين صحبتيده ايريب آققيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

اي ناانصاف دنيا فاين حقه يانغيل<br />

بنده بولسونك حق ذکريين تينماي آيتقيل<br />

پري مغان خذمتيدا جفا تارتغيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

هللا تيو فنا بولكيل بغرينك کويسون<br />

تونالر قوپوب طاعت قيلغيل تنكري سويسون<br />

آندين سونكره خاص بزرك الر نظر قيلسون<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

تون کيچه الر بيدار بولوب سحر توركيل<br />

عاشق بولسنك امسعيل ديك جاندين اوتكيل<br />

قول آياغينك حمكم بوغوب امرين توتكيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

Toprak gibi hor görül nefsin ölsün,<br />

Halk içinde rezil ol âlem gülsün,<br />

Gerçek gönülde ağlayıp gör Allah bilsin,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Gözyaşını deryâ eyle rahmeti gelsin,<br />

Garîb olup yolda yat elini tutsun,<br />

Gizlice yürüyüp ibâdet eyle Allah bilsin,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Hicrân gecesi âhın ile âteşler yak,<br />

Gözyaşının şavkı ile çakmak çak,<br />

Erenlerin sohbetinde eriyip ak,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Ey insâfsız dünyâ fânî Hakk’a yan,<br />

Kul olsan Hakk zikrini dinmeden söyle,<br />

Pîr-i Kâmil hizmetinde cefâ çek,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Allah diye yok ol bağrın yansın,<br />

Geceleri kalkıp ibâdet eyle Allah sevsin,<br />

Ondan sonra hâs büyükler nazar eylesin,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Geceleri uykusuz olup seherde kalk,<br />

Âşîk olsan İsmail gibi Cândan geç,<br />

Kol ve ayağını sağlam boğup emrini tut,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur,<br />

204


رياضت ين قتيغ تارتيب جانالر قينا<br />

ميدان ايچره باشينك بريب باشينك اوينا<br />

عيش دين كيچيب مال اورنيغه زقوم چينا<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

فرهاد صفت حمنت تارتيب تاغالر كيسكيل<br />

بايزيد ديك تونالر قوپوب اوزونك آسكيل<br />

جنيد ديك چول الر کيزيب خارالر باسكيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

حق رمحت اولوغ دريا بري قطره بس<br />

قطره سيدين هبره آلغان قيلماس هوس<br />

ما و منليك سيندين كيتار مثل مكس<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

حق رمحت اولوغ دريا قابل بولغيل<br />

طالب ايسنك حق ساريغه مايل بولغيل<br />

زهد تقوي دامي قيليب نايل بولغيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

الال ايتيب اال هللا غه شيدا بولغيل<br />

منصور صفت انااحلقّ‏ ديب غوغا قيلغيل<br />

كريان بولوب کوز ياشينكين دريا قيلغيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

اي بيخرب غفلت بيالن اويقوده سني<br />

دنيا تيالب كيچه كوندوز قايغوده سني<br />

طاعت قيلماي سوزالر سوزلب بيهوده سني<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

Riyâzeti sıkı çekip cânlar incit,<br />

Meydan içinde başını verip başını oyna,<br />

Yemeden geçip mâl yerine zakkum çiğne,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Ferhâd gibi sıkıntı çekip dağları kes,<br />

Bâyezîd gibi geceleri kalkıp özünü as,<br />

Cüneyd gibi çöller gezip derdler bas,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Hakk rahmeti ulu deryâ bir damla yeter,<br />

Katresinden nasîp alan eylemez heves,<br />

Ben ve bencillik senden gider sinek gibi,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Hakk rahmeti ulu deryâ kabûl eyle,<br />

Tâlip isen Hakk’a doğru meyilli ol,<br />

Zühd-takvâ dâimâ eyleyip nâil ol,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

“Lâ-Lâ”deyip “İllallah”a tutkun ol,<br />

Mansûr gibi “Enel-Hak” deyip kavgâ eyle,<br />

Giryân olup gözyaşını deryâ eyle,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Ey habersiz gaflet ile uykudasın,<br />

Dünyâyı dileyip gece-gündüz kaygıdasın,<br />

İbâdet eylemeyip sözler söyleyip boşunasın,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

205


تاشدين توشك يستوق قيليب طاعت قيلسنك<br />

حق امريغه راضي بولوب بويون سونسنك<br />

اوالر وقتده اميان آريغ قولغه السلنک<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

قول خواجه امحد نصيحت ين اوزونكا قيل<br />

اي بيخرب خلقين قويوب اوزونكين بيل<br />

تاغ دين آغري گناهينك بار اوزونكا كيل<br />

حق مجالني کورسامتسه ضامن بوالي<br />

‎96‎حکمت<br />

تينماى عاشق هو ديرالر خداىيغه يالباريب<br />

يورور آىن عشقيده كيچه كوندوز سارغايب<br />

زار ييغالتيب عاشقىن عشق ايلكيده خدامي<br />

عشق يوليده مالمت آنكا كورور مناسب<br />

منصور بري كون ييغالدى ايرانالر رحم ايالدى<br />

چلنت شربت ايچوردى منصورغه مهرين ساليب<br />

منصور ايتور انا احلق ايرانالر ايشى برحق<br />

مالالر ايتور ناحق كونكلى كا ميان آليب<br />

ايتماكيل انا احلق ديبكافر بولدونك منصور ديب<br />

قرآن ايچره بولدور ديب اولدورديالر كوبالشيب<br />

بيلماديلر مالالر انا احلقىن معىن سني<br />

قال اهلىكا حال علمني حق كورمدى مناسب<br />

Taştan döşek-yatak eyleyip ibâdet eylesen,<br />

Hakk emrine râzı olup boyun sunsan,<br />

Ölür vakitte temiz imânı ele alsan,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

Kul Hoca Ahmed nasîhatı özüne eyle,<br />

Ey habersiz halkı bırakıp özünü bil,<br />

Dağdan ağır günâhın var özüne gel,<br />

Hakk cemâlini göstermese perîşân olunur.<br />

96. Hikmet<br />

Dinmeden âşıklar Hû derler Allah’ına yalvarıp;<br />

Yürür O’nun aşkında, gece gündüz sararıp.<br />

Çok ağlatıp âşıkı aşk elinde Allah’ım<br />

Aşk yolunda melâmeti ona görür münâsip.<br />

Mansûr bir gün ağladı, erenler rahm eyledi,<br />

Kırklar şerbet içirdi Mansûr’a değerini koyup<br />

Mansûr der “ Ene’l-Hak’ ; erenler işi doğru;<br />

Mollalar der: “Doğru değil” gönlüne kötü gelip.<br />

Söyleme “Ene’l-Hak”, “kâfir oldun Mansûr”deyip<br />

“Kur’ân içinde budur” deyip, öldürdüler taş atıp.<br />

Bilmediler mollalar “Enel-Hakk’ın mânâsını<br />

Zâhir ehline hâl ilmini Hakk görmedi münâsip.<br />

206


روايتالر بيتيلدى حالني آىن بيلمادى<br />

منصورديك اولياىن قويديالر دارغه آسيب<br />

افسانهدور شريعت فرزانهدور حقيقت<br />

دردانهدور طريقت،‏ عاشقالرغه مناسب<br />

خلق عامل ييغيلدى منصور ديب فرياد قيلدی<br />

منصورىن يارانالرى قالدى آنده ييغالشيب<br />

توبه قيلغيل خواجه امحد بولغای حقدين عنايت<br />

يوز مينك وىلالر اوتى سرىن سرکا اوالشيب<br />

Rivâyetler yazıldı, hâlini onun bilmedi,<br />

Mansûr gibi velîyi koydular dârağacına asıp.<br />

Rivâyettir şerîat, hikmettir hakikat,<br />

Mücevherdir tarikat, Aşıklara münâsip.<br />

Âlem halkı yığıldı, Mansûr deyip feryâd eyledi<br />

Mansûr’un dostları kaldı orada ağlaşıp.<br />

Tevbe eyle Hoca Ahmed, ola Hakk’tan inâyet,<br />

Yüz bin velîler geçti sırrı sırra ekleyip.<br />

‎97‎حکمت<br />

اون سيکيز منک عاملده حريان بولغان عاشقالر<br />

تامباي معشوق چراغني سرسان بولغان عاشقالر<br />

هردم باشي اورگولوب کوزي حلقه تيلمروب<br />

هو هو تيو چور کولوب کريان بولغان عاشقالر<br />

کويوب يانوب کل بولغان عشقيده بلبل بولغان<br />

کيمين کورسه قول بولغان مردان بولغان عاشقالر<br />

يول اوستيده خاك بولغان سينهالري چاك بولغان<br />

ذكرين ايتيب پاك بولغان ناالن بولغان عاشقالر<br />

97. Hikmet<br />

On sekiz bin âlemde hayrân olan âşıklar,<br />

Bulmayıp sevgilinin ışığını sersem olan âşıklar.<br />

Her ân başı dönerek, gözü halka çevrilip,<br />

“Hû-Hû” diye kavrulup giryân olan âşıklar.<br />

Tutuşup yanıp kül olan, aşkında bülbül olan,<br />

Kimi görse kul olan, merd olan âşıklar<br />

Yol üstünde toprak olan, göğüsleri parçalanan,<br />

Zikrini söyleyip temiz olan ağlar olan âşıklar.<br />

207


مهّت قورين باغالغان يوراك بغرين داغالغان<br />

فرياد اوروب ييغالغان کريان بولغان عاشقالر<br />

كاهي يوزي سارغايب کاهي يوليده غريب<br />

تسبيحالري يا حبيب جوالن بولغان عاشقالر<br />

امحد سني هم عاشق بول صدقينك بريله صادق بول<br />

دركاهيغه اليق بول جانان بولغان عاشقالر<br />

Himmet kuşağını bağlayan, yürek-bağırını dağlayan,<br />

Feryâd edip ağlayan, giryân olan âşıklar.<br />

Bazen yüzü sararıp, bazen yolunda Garîb,<br />

Tesbîhleri yâ Habîb; dolaşan âşıklar.<br />

Ahmed sen hem âşık ol, sıdkın ile sâdık ol,<br />

Dergâhına lâyık ol, cânân olan âşıklar.<br />

‎98‎حکمت<br />

يول اوستيده اولتوروب يولين سورکان درويشالر<br />

عقبيدين خرب ايشتيب يولغه کريکان درويشالر<br />

عصاالري ايلکينده مهت قوري بيلينده<br />

ايزمي يادي تيلينده هللا ديكان درويشالر<br />

خرقهالري کري چفان کونكليده يوز مينك عيان<br />

بيلينكز ايکي جهان کوزکا ايلمس درويشالر<br />

درويش حق ننك منظوري ذکري تورور گلزاري<br />

حقين يادي اسراري خوب ادبليغ درويشالر<br />

يازوقوم کوب يوالمتس اسباب داروسني تامباس<br />

کوزده ياشني قورومتس ياشي اقغان درويشالر<br />

سري بريالن سوزالرالر تيلکا حكمت توزارالر<br />

عشق بريالن جان كيزارالر رنگي سريغ درويشالر<br />

98. Hikmet<br />

Yol üstünde oturup yolu soran dervîşler;<br />

Ahiretten haber duyup yola giren dervîşler.<br />

Asâları elinde, himmet kuşağı belinde,<br />

Rabb’im yâdı dilinde, Allah diyen dervîşler.<br />

Hırkaları solgun cüppe, gönlünde yüz bin gerçek,<br />

Biliniz, iki cihânı göze iliştirmez dervîşler.<br />

Dervîş Hakk’ın nazar eylediği, zikridir gül bahçesi,<br />

Hakk’ın yâdı sırları, tam edepli dervîşler.<br />

Günâhım çok yol vermez, dostlar dermânını bulmaz,<br />

Gözde yaşını kurutmaz yaşı akan dervîşler.<br />

Sırrı ile söylerler, dile hikmet dizerler,<br />

Aşk ile Cân gezerler rengi sarı dervîşler.<br />

208


ايت نفسيين اولدورور قيزيل يوزين سولدورور<br />

خواجه امحد قول بوتورور ساتب يسون درويشالر<br />

İt nefsini öldürür, kızıl yüzünü soldurur,<br />

Hoca Ahmed kuldur, satıp yesin dervîşler.<br />

‎99‎حکمت<br />

حق قولالري درويشالر حقيتتين بيلمشالر<br />

حقه عاشق بولغانالر حق يوليغه کريمشالر<br />

حق يوليغه کرکانالر هللا تيو يورکانالر<br />

ايرانالر ايزين ايزالب مملکت دين کيچميشالر<br />

عامل فخري مصطفي انداغ ايدي مرحبا<br />

معراج توين ايت فخر فقري يويلين آمليشالر<br />

کونکل بريماي دنياغه شروع قيلماي حرامغه<br />

حقين سويکان عاشقالر حاليقدينکيچميشالر<br />

دنيا منينك ديکانالر جهان مالني آلغانالر<br />

کرکس قوشديك بولوبان اول حرامغه بامتيشالر<br />

مال مفت بولغانالر ناحق دعوي قيلغانالر<br />

آقين قرا قيلغانالر اول متوغغه کريميشالر<br />

قاضي امام بولغانالر ناحق دعوي قيلغانالر<br />

اول محارديك بولوبان يوك آستيده قامليشالر<br />

حرام ييكان حاكمالر رشوت آليب ييكانالر<br />

اوز بارماقني تيشالبان قورقوب توروب قامليشالر<br />

99. Hikmet<br />

Hakk kulları dervîşler hakîkati bilmişler<br />

Hakk’a âşık olanlar Hakk yoluna girmişler.<br />

Hakk yoluna girenler, Allah diye yürüyenler<br />

Erenler izini izleyip memleketten geçmişler.<br />

Evrenin övüncü Mustafâ, öyle dedi merhaba,<br />

Mirâc gecesi deyip fakr yolunu almışlar.<br />

Gönül vermeyip dünyaya, el uzatmayıp harâma,<br />

Hakk’ı seven âşıklar ahâlîden geçmişler<br />

Dünyâ benim diyenler, cihân mâlını alanlar,<br />

Kerkenez kuşu gibi olup o harâma batmışlar.<br />

Molla, müftü olanlar, yanlış fetvâ verenler<br />

Akı kara eyleyenler o cehenneme girmişler.<br />

Kâdı, imâm olanlar, haksız dâvâ eyleyenler<br />

O eşek gibi olarak yük altında kalmışlar.<br />

Harâm yiyen hâkimler, rüşvet alıp yiyenler<br />

Kendi parmağını dişleyip korkup durup kalmışlar.<br />

209


تاتليغ تاتليغ ييكانالر تورلو ك تورلوك کيكانالر<br />

آلتون ختت اولتوركانالر تفراق آستني قامليشالر<br />

مؤمن قولالر صادقالر صدقي بريله تورکانالر<br />

دنيالغني صرف ايتيب اومچاخ حورين قومچيشالر<br />

قول خواجه امحد بيلميش سني حق يوليغهکريميش سني<br />

حق يوليغه کريکانالر حق ديدارين کورميشالر<br />

Tatlı tatlı yiyenler, türlü türlü giyenler,<br />

Altın tahta oturanlar toprak altında kalmışlar.<br />

Mümin kullar, sâdıklar, sıdkı ile duranlar<br />

Dünyalığını sarf edip cennet hûrîsini kucaklamışlar<br />

Kul Hoca Ahmed bilmişsin, Hakk yoluna girmişsin,<br />

Hakk yoluna girenler Hakk cemâlini görmüşler.<br />

‎100‎حکمت<br />

خوش غايب دين ييتوشت بري مجاعه درويشالر<br />

باطينيده هو ديرالر سري پنهان درويشالر<br />

تينماي روان يورارالر تنسه تكبري ايتورالر<br />

تابسه صحبت قورارالر خوش صحبت ليغ درويشالر<br />

جندهالري پرصالح تسبيحالري اال هللا<br />

خذمت قيلور هر صباح بال خوردور درويشالر<br />

ژندهالري کري چفان كونكليده يوز مينك ارمان<br />

اوشبو دنيا يب پايان کوزکا ايلمس درويشالر<br />

ژندهالري ايكنيده عصاالري ايلکيده<br />

ايزد يادي کونكليده هللا ديو درويشالر<br />

اصل فقري بيلسهالر وجود شهرين کيزسهالر<br />

ظاهر باطن توزسهالر سعادتليغ درويشالر<br />

100. Hikmet<br />

Hoş gâibden yetişti bir cemâat dervîşler,<br />

Bâtınında Hû derler sırr-ı pinhân dervîşler.<br />

Durmadan revân yürürler dursa tekbîr söylerler,<br />

Bulsa sohbet kurarlar hoş sohbetli dervîşler.<br />

Heybeleri dolu barış tesbîhleri “Lâ ilâhe illâllah”,<br />

Hizmet eder her sabâh belâ çekicidir dervîşler.<br />

Heybeleri solgun cüppe gönlünde yüz bin derd,<br />

İşte bu dayanıksız dünyâ göze iliştirmez dervîşler.<br />

Heybeleri omuzunda asaları elinde,<br />

Rabbim yâdı gönlünde Allah diye dervîşler.<br />

Aslen fakîr olsalar varlık âlemîni gezseler,<br />

Zâhir-bâtîn düzseler saâdetli dervîşler.<br />

210


مشايخالر سر اسرار خذمتيده بول زينهار<br />

پيغمربدين يادکار قالغان ترور درويشالر<br />

قول خواجه امحد مسکني بول مسکنيالردين معين سور<br />

درويشليکين بيل حضور هو قوشيدور درويشالر<br />

Şeyhler sır saklar hizmetide ol zinhâr,<br />

Peygamberden yâdigâr kalmışlardır dervîşler.<br />

Kul Hoca Ahmed miskîn ol miskînlerden mânâ sor,<br />

Dervîşliği bil huzûr Hû kuşudur dervîşler.<br />

‎101‎حکمت<br />

غريبليغ ده غريب بولكان غريبالر<br />

غريبالر حايلين بيلكان غريبالر<br />

سبب بريله يراق يريكا باريبان<br />

قرينداش قدريين بيلكان غريبالر<br />

سوساكانده سوكا حمتاج بولغان<br />

تريكده زار اولوب اولكان غريبالر<br />

کشي بيلمس غريبالر حايل نيدور<br />

مكر بيلكاي غريب بولغان غريبالر<br />

غريبليغ قاتيغ ايشدور اي عزيزمي<br />

كيم اول يبقدر اوالر مسكني غريبالر<br />

کيل اميدي امحدا اوزونكا باقغيل<br />

غريبسني سن غريب مسكني غريبالر<br />

101. Hikmet<br />

Garîblikte garîb olan garîbler,<br />

Garîblik hâlini bilen garîbler.<br />

Sebep ile uzak yere gidince,<br />

Kardeş kadrini bilen garîbler.<br />

Susayınca suya Muhtâç olan,<br />

Diriyken ağlayıp ölen garîbler.<br />

Kimse bilmez garîblerin hâli nicedir,<br />

Meğer bilse garîb olan garibler.<br />

Garîblik zor iştir ey azîzim,<br />

Kim o kıymetsiz olur miskîn garîbler.<br />

Gel şimdi Ahmed kendine bak,<br />

Garîbsin sen garîb miskîn garîbler.<br />

211


سبحان ايذمي فرمان قيلسه قدرت بيله<br />

عاشق الري غوغا قيليب يورور بولغاي<br />

حمشركاهده افغان قيليب ياشني توكوب<br />

ايلكا اوزين كمراه قيليب يورور بولغاي<br />

عاشق الرين حق قاشيده يوز نازي بار<br />

نعره تارتسه ذره هركيز قاملاس ينار<br />

روزه مناز تسبيح الري پروردكار<br />

باطن الري كويا قيليب يورور بولغاي<br />

عاشق الرين كوز ياشيدور باغ و بستان<br />

انده سريار علي الدوام هزار داستان<br />

ظاهرالرين بوزوب يورار خانه ويران<br />

حق قدرتني انشا قيليب يورور بولغاي<br />

بيخود بولوب كويوب يورار مست و حريان<br />

هللا تيو کوزده ياشي بغري بريان<br />

نعره اوروب فرياد ايتيب قيلور افغان<br />

هللا يادين ثنا قيليب يورور بولغاي<br />

قادر ايكام قدرت بيله صلح ايالسه<br />

جنّت ايچره كريار عاشق امر ايالسه<br />

نعره تارتيب فرياد ايتيب ورد ايالسه<br />

مي نوش ايتيب مساع قيليب يورور بولغاي<br />

كيچه کوندوز ييغال دامي بريدم تينماي<br />

تيلدين هللا يادين ايتيب هارب تاملاي<br />

کوزده ياشي آقماس هرکيز بغري کومياي<br />

ياشني آليب كواه قيليب يورور بولغاي<br />

Sübhân Rabb’im fermân eylese kudret ile<br />

Âşıkları kavgâ eyleyip yürür olur.<br />

Mahşer yerinde fîgân eyleyip, yaşını döküp,<br />

Ele kendini günâhkâr gösterip yürür olur.<br />

Âşıkların Hakk karşısında yüz nâzı var,<br />

Nâra çekse, zerre aslâ kalmaz, yanar,<br />

Oruç, namâz, tesbîhleri “Allah “;<br />

Bâtınlarını söyler kılıp yürür olur.<br />

Âşıkların göz yaşıdır bâğ ve bostân;<br />

Bülbülleri söyler devamlı binlerce destân;<br />

Dışlarını bozup yürür, hâne vîrân;<br />

Hakk kudretini söyleyerek yürür olur.<br />

Şuûrsuz olup, yanıp yürür mest ve hayrân;<br />

“Âllah” diye gözde yaşı, bağrı biryân;<br />

Nara vurup feryâd edip eyler fîgân<br />

Allah zikrini niyâz eyleyip yürür olur.<br />

Kâdir Melik’im kudret ile sulh eylese,<br />

Cennet içine girer âşık emr eylese,<br />

Nara çekip, feryâd edip vird eylese,<br />

Mey içerek, semâ eyleyip yürür olur.<br />

Gece gündüz ağla dâimâ bir an dinmeden,<br />

Dilden Allah yâdını söyleyip yorulup kalmadan<br />

Gözde yaşı akmaz aslâ bağrı yanmadan;<br />

Yaşını alıp tanık eyleyip yürür olur.<br />

212


حمبت ين براقي ين مينيب يوركان<br />

آنداغ عاشق طريقت ده جوالن قيلكان<br />

سر شرابني ايچيب ازل روحي قانغان<br />

عشق بابيده ندا قيليب يورور بولغاي<br />

دوزخ ايچره كريسه عاشق پروا قيلماس<br />

كوروب بيليب مال ملكين قولغا آملاس<br />

حور و قصور غلمان الرين کوزكا ايلماس<br />

فرياد ايتيب غوغا قيليب يورور بولغاي<br />

قهار ايكام قدرت بيله ندا قيلسه<br />

ديدار اوچون كويكانالرمي کيل کيل ديسه<br />

كوز ياشيين آقوزوبان فرياد قيلسه<br />

عقل هوشني دانا قيليب يورور بولغاي<br />

رمحن ايكام رمحي بريله ندا قيلكاي<br />

حزين ندا ايشتيب عاشق جاين كريكاي<br />

صفّاً‏ صفّاً‏ بولوب عاشق باش کوتارکاي<br />

عاشق اوزين يكتا قيلسه يورور بولغاي<br />

حقين تاپکان ديوانه الر بيهوش سوزالر<br />

درد حالت پيدا قيليب يورور بولغاي<br />

مقامالري بلند مقام عرش ين کوزالر<br />

خلقّه اوزين رسوا قيليب يورور بولغاي<br />

ايلدين قاچيب تاغ چوليين قيلغاي وطن<br />

چول الر آرا مهراه الري زاغ زغن<br />

کيتار بولسه چورک ايکين آنکا کفن<br />

طيور وحشي مهراه قيليب يورور بولغاي<br />

Muhabbetin Burâk binip yürüyen,<br />

Öyle âşık tarikatte dolaşan,<br />

Sır şarâbını içip ezelde rûhu kanan,<br />

Aşk kapısında seslenip yürür olur.<br />

Cehenneme girse âşık, pervâ eylemez,<br />

Görüp, bilip mâl ve mülkünü ele almaz;<br />

Hûrî, köşkler, gılmânları göze iliştirmez<br />

Feryâd edip kavgâ kılıp yürür olur.<br />

Kahhâr Melik’im kudret ile nidâ eylese,<br />

Cemâl için yananlarım, “gel gel” dese,<br />

Göz yaşını akıtarak feryâd eylese,<br />

Akıl ve Şuûrunu bilge eyleyip yürür olur.<br />

Rahmân Melik’im rahmeti ile nidâ eyler,<br />

Hazîn nidâ işitip âşık cânı yanar;<br />

Saf saf olup âşıkları baş kaldırır,<br />

Aşk kendini tek eyleyip yürür olur.<br />

Hakk’ı bulan dîvâneler şuûrsuzca konûşur,<br />

Derd hâlini ortaya çıkarıp yürür olmalı,<br />

Makamları yüce makâm Arş’ı gözler,<br />

Halka kendini rüsvâ eyleyip yürür olmalı.<br />

Yurttan kaçıp dağ çölünü eyleyince vatan,<br />

Çöller içinde yoldaşları karga ve çaylak,<br />

Gider olsa çörek dikeni ona kefen,<br />

Türlü Vahşî hayvânı yoldaş kılıp yürür olmalı.<br />

213


مونداغ بوملاي جان معشوقني تابيب بوملاس<br />

بويولالرين عقيب سي کوب شيب بوملاس<br />

جاندين کيچماي وحدت ميدين ايچيب بوملاس<br />

مي نوش ايتيب مساع قيليب يورور بولغاي<br />

جانان ين تاپکان کيشي اوزين بيلماس<br />

عامل خلقي طالب بولسه قاچيب کيلماس<br />

يوز مينک ناصح بولسه آنينک پندين آملاس<br />

ايلکا اوزين رسوا قيليب يورور بولغاي<br />

يوز مينک عاشق يانسه کويسه بولور خرم<br />

حق ياديين هر کيم ايتسه بولور مهدم<br />

روز حمشر ديداريغه بولور حمرم<br />

جان اميان فدا قيليب يورور بولغاي<br />

هللا اوچون جانني برکان ضايع قاملاس<br />

ايکي عامل آنکا بوستان هرکيز اوملاس<br />

چني عاشقين سري پنهان خلق بيالملاس<br />

کوز ياشيين کواه قيليب يورور بولغاي<br />

عاشق اوملس قري بوملس عشقي جوان<br />

خلق ايچنده آغزي خندان کويار پنهان<br />

چول الر کيزيب يولالر يوروب حق المکان<br />

حق عشقيين ثنا قيليب يورور بولغاي<br />

عشق باغيين کيزکان عاشق اوزين بيلمس<br />

کيچه کوندوز مست حريان اوزکا کيلمس<br />

کوز ايستار خاليقّه الفت بوملس<br />

حق وصلي ين پناه قيليب يورور بولغاي<br />

Böyle olmayınca cân dostunu bulmak olmaz,<br />

Bu yolların kaygısı çok acele olmaz,<br />

Cândan geçmeyince vahdet meyini içmek olmaz,<br />

Mey içerek semâ eyleyerek yürür olmalı.<br />

Cânanı bulan kişi özünü bilmez,<br />

Âlem halkı tâlip olsa kaçıp gelmez,<br />

Yüz bin nasîhatçı olsa onun öğüdünü almaz,<br />

Yurda özünü rüsvâ eyleyip yürür olmalı.<br />

Yüz bin âşık yansa yakılsa olur mutlu,<br />

Hakk zikrini her kim dese olur dostu,<br />

Mahşer günü cemâline olur sırdaş,<br />

Cân ve imânını fedâ eyleyip yürür olmalı.<br />

Allah için cânını veren boşa vermez,<br />

İki cihân ona bostân aslâ ölmez,<br />

Gerçek âşıkın sırrı gizlidir halk bilemez,<br />

Gözyaşını tanık eyleyip yürür olmalı.<br />

Âşîk ölmez ihtiyarlamaz aşkı taze,<br />

Halk içinde ağzı güler yanar gizli,<br />

Çöller gezip yollar yürüyüp “Hakk la-mekân”,<br />

Hakk Aşkını yakararak yürür olmalı.<br />

Aşk bağını gezen âşık özünü bilmez,<br />

Gece-gündüz mest ve hayrân kendine gelmez,<br />

Göz ister kullara yakınlık duymaz,<br />

Hakk vaslını maksat eyleyip yürür olmalı,<br />

214


چني دردليکالر بيدردليکين کوزکا ايلمس<br />

زاهد عابد مسلکالرين تيلکا آملاس<br />

قيده کورسه عشق سيزالرين نظر قيلماس<br />

چني دردليککا دوا قيليب يورور بولغاي<br />

عاشق الرين بيلکانالرين خلق بيلماس<br />

حور غلمان مجله ملک خيل کيالملاس<br />

سقاهُم رَهبّم ين آرزو قيلماس<br />

ديداريغه وفا قيليب يورور قيلغاي<br />

حور غلمان انطهودردين آليب کيلکاي<br />

رضوان ملک قدح سنوب تعظيم قيلغاي<br />

عاشق الري کوزين ميوب بيهوش بولغاي<br />

وا شوقا ديب قرب ايچنده يورور بولغاي<br />

حق متاشا قيليب انکا رمحت قيلغاي<br />

کور ايچنده پرتو ساليب شفقت قيلغاي<br />

يتمش فريق مالئکين الفت قيلغاي<br />

لطف کرم عطا قيليب يورور بولغاي<br />

عاشق کويار جاندين کويار حقين سويار<br />

هللا اوچون دنيا عقبني طالق قويار<br />

باغرين تيشيب باشدين آياغ قانغه بويار<br />

عاشق اوزين يکتا قيليب يورور بولغاي<br />

آيا دوستالر عشق اهليين ساماين يوق<br />

دوا سورمنک عشق دردين هواسي يوق<br />

بو يولالرده عاشق اولسه تاواين يوق<br />

جان ين تندين جدا قيليب يورو بولغاي<br />

Gerçek dertliler dertsizliği göze almaz,<br />

Zâhid-âbid mesleklerini dile almaz,<br />

Fayda görse aşksızlara bakış iliştirmez,<br />

Gerçek dertliye devâ eyleyip yürür olmalı.<br />

Âşıkların bildiklerini halk bilemez,<br />

Hûrî, gılmân bütün melekler yanına gelemez,<br />

“Sekahüm rabbihüm”ü arzû eylemez,<br />

Cemâline vefâ eyleyip yürür olmalı.<br />

Hûrî, gılmân “entahur”dan alıp gelince,<br />

Rıdvân melek kadeh sunup hürmet eyleyince,<br />

Âşıkları gözünü yumup şuûrsuz olunca,<br />

“Va şevkâ” deyip içinde yürür olmalı.<br />

Hakk temâşâ eyleyip ona rahmet eyleyince,<br />

Kâbir içinde nûr yollayıp şefkat eyleyince,<br />

Yetmiş bölük melekleri yakınlaşınca,<br />

Lütuf ve kerem armağan eyleyip yürür olmalı.<br />

Âşîk yanar cândan yanar Hakk’ı sever,<br />

Allah için dünyâ kaygısını boşlar,<br />

Bağrını deşip baştan ayağa kana boyar,<br />

Âşîk olup tek eyleyip yürür olmalı.<br />

Ey dostlar Aşk ehlinin serveti yok,<br />

Devâ sormayın Aşk derdinin devâsı yok,<br />

Bu yollarda âşık olsa dönüşü yok,<br />

Cânı bedenden ayrı eyleyip yürür olmalı.<br />

215


تين جدا اوتده کويکان جاين اوزکا<br />

حکمت اوقور طالب بولوب يتسه سوزکا<br />

کيم ين کورسه ايزين آليب سورار کوزکا<br />

عقل هوشني دانا قيليب يورور بولغاي<br />

بو هوشين تين کويسه جاين کومياس<br />

اول سببدين عشق قدريغه يتيب بوملاس<br />

ايرانالر صحبتيکا قاچيب کيلماس<br />

زرق دعا ريا قيليب يورور بولغاي<br />

بو عاملدين سوا قيلغان هللا اوزي<br />

اي امتالر حق مصطفي ايغان سوزي<br />

روز حمشر روشن بولغاي حقه يوزي<br />

دين دل الري روشن قيليب يورور بولغاي<br />

عاشق الرين تريک اولکان جاين جدا<br />

پرواز قيليب اوچاي ديسه ساقالر خدا<br />

دين دل الري روشن توتوب بولسه بينا<br />

عاشقالري حريان بولوب يورور بولغاي<br />

عاشق بولوب حكمت ايدي قول خواجه امحد<br />

صدقي بريالن ايشيتكانكا يوز مينك رمحت<br />

اميان عطا قيلغاي تنكرمي تاج دولت<br />

عاشق دلني صفا قيليب يورور بولغاي<br />

Bedeni büyük ateşte bırakan cânı başka,<br />

Hikmet okur tâlip olur yetse söze,<br />

Kimi görse izini alıp sürer göze,<br />

Akıl ve Şuûrunu bilge eyleyip yürür olmalı.<br />

Heveskârı bedeni yansa cânı yanmaz,<br />

O sebepten aşkın değerine yetip olmaz,<br />

Erenler sohbetine kaçıp gelmez,<br />

Zikir, duâ Riyâ eyleyip yürür olmalı.<br />

Bu âlemden ayrı eyleyen Allah özünü,<br />

Ey ümmetler Hakk Mustafâ’nın dediği sözü,<br />

Mahşer günü aydın ola Hakk’a yüzü,<br />

Din yolunda aydın eyleyip yürür olmalı.<br />

Âşıkların diri ölen cânı ayrı,<br />

Kanat çırpıp uçayım dese esîrger Allah,<br />

Din gönlünü aydınlatıp tutup olsa tamâm,<br />

Âşıkları şaşkın olup yürür olmalı.<br />

Âşîk olup hikmet söyledi Kul Hoca Ahmed;<br />

Sıdkı ile işitene yüz bin rahmet;<br />

İmân armağan eyler Allah’ım, tâc ve devlet;<br />

Âşîk gönlünü safâ eyleyip yürür olur.<br />

216


‎103‎حکمت<br />

حمبت ين شوقي بريله يار استاکيل<br />

روزه مناز اوغانيم ين فرضي بولغاي<br />

حمشركاه ده عديل بريله سورار بولسه<br />

عاشق الرين بري خداي غه عرضي بولغاي<br />

عرضي شولدور خدايي غه مينك داد ايتار<br />

حاليم کور ديب ياشني ساچيب فرياد ايتار<br />

نعره تارتيب حمشرکاه ين آباد ايتار<br />

عاشق الرين بري خداي غه عرضي بولغاي<br />

چني عاشق الر دامي ترييك اولکان امياس<br />

ارواح الري يري آستيغه كريكان امياس<br />

زاهد عابد بو معين ين بيلكان امياس<br />

چني عاشق الر خاليق ين خضري بولغاي<br />

يازوق الردين قورقوب اوزي ييغالب تورار<br />

روز حمشر نتارمني ديب قانالر يوتار<br />

صراط آتليغ كذركاه ده ياشي قاتار<br />

خواجه سيغه شكست ليغ عرضي بولغاي<br />

ذره عشقي كيمكا توشسه ناالن قيلور<br />

كوز ياشني آقوزوبان عمان قيلور<br />

هر نه تابسه حق يوليده احسان قيلور<br />

خبيل الرين عداويت بغضي بولغاي<br />

عاشق الرين ياش اورين غه قاين آقغاي<br />

ماليك الر هر طرفدين نورالر ياققاي<br />

غافل بولسه حاضر بول ديب اوزي باققاي<br />

چني عاشق الر بو دنياين چغذي بولغاي<br />

103. Hikmet<br />

Muhabbetin şevki ile yâr iste,<br />

Oruç, namâz Rabb’imin farzı olur,<br />

Mahşer yerinde adâleti ile sorar olsa,<br />

Âşıkların bir Allah’a arzı olur.<br />

Arzı şudur: Allah’a bin imdâd eder,<br />

“Hâlimi gör” deyip, yaşını saçıp feryâd eder;<br />

Nâra çekip mahşer yerini bayındır eder;<br />

Âşıkların gönlünün âhı borcu olur.<br />

Gerçek âşıklar dâimâ diri, ölmüş değil;<br />

Rûhları yer altına girmiş değil;<br />

Zâhid âbid bu mânayı bilmiş değil;<br />

Gerçek âşıklar ahâlinin Hızır’ı olur<br />

Günâhlardan korkup kendisi ağlayıp durur;<br />

Mahşer günü ne yaparım deyip kanlar yutar,<br />

Sırât adlı güzergâhta başı uyuşur,<br />

Rabb’ine âcizlik arzı olur.<br />

Zerre aşkı kime düşse, ağlar eyler,<br />

Göz yaşını akıtarak ummân eyler,<br />

Her ne bulsa, Hakk yoluna ihsân eyler,<br />

Cimrilerin düşmanlığı-buğzu olur.<br />

Âşıkların yaş yerine kanı akar,<br />

Melekler her taraftan nûrlar yakar,<br />

Gâfil olsa, “Hâzır ol” deyip kendi bakar;<br />

Gerçek âşıklar bu dünyânın süsü olur.<br />

217


اهل دنيا آخرت دين پرواسي يوق<br />

روحي تنها اميان اسالم مهراسي يوق<br />

طريقت يول اداشقان هيچ پرواسي يوق<br />

بنده مني دير تيلي بريله آغزي بولغاي<br />

کيچه هللا کوندوز هللا تينماي يورار<br />

هللا مشعي پروانه ديك اوزين اورار<br />

ليلي جمنون فرهاد شريين دورين سورار<br />

حق تعايل عاشق الرين سوزي بولغاي<br />

عاشق كويسه خاص معشوقي بريكا کويكاي<br />

جمازيالر کومياي تورور جاندين تويكاي<br />

چني عاشق الر کويكان سري پرنور بولكاي<br />

اول سببدين معشوقي غه نازي بولغاي<br />

اوتقه يامناس سالسه اوتدين عاشق کيشي<br />

يري و كوكين بوستان قيلغاي آقغان ياشي<br />

هللا ديسه بيشك يارور ايچي تاشي<br />

کومياق يامناق عاشق الركا بازي بولغاي<br />

مجله عاشق ييغيليب باركاي درکاهي غه<br />

ياشني ساچيب افغان قيليب بارکاهي غه<br />

ييت دوزخ طاقت قيلماس بري آهي غه<br />

رمحن ايكام عاشق الرکا قاضي بولغاي<br />

صلح ايالسه عاشق الري قبول قيلماس<br />

حور غلمان جنت بريسه کوزکا ايلماس<br />

ديدار تيالب باشالريين يريدين آملاس<br />

عاشق الري ديدار کوروب راضي بولغاي<br />

Dünyâ ehlinin âhiretten korkusu yok;<br />

Rûhu yalnız, imân-İslâm yoldaşı yok;<br />

Tarikat yolunu şaşıran hiç korkusu yok;<br />

Kulum der, dili ile ağzı olur.<br />

Gece Allah, gündüz Allah dinmeden yürür;<br />

Allah mumu, pervâne gibi kendini vurur;<br />

Leylâ-Mecnûn, Ferhâd-Şîrîn devrini sürer;<br />

Hakk Teâlâ âşıkların sevgilisi olur.<br />

Âşîk yansa, hâs sevgilisi ile yanar;<br />

Sahteler yanmadan durur, cândan doyar;<br />

Gerçek âşıklar yandıkça pür-nûr olur<br />

O sebepten mâşûkuna nâzı olur.<br />

Ateşe koysa, ateşten yanmaz âşık kişi;<br />

Yer ve göğü bostân kılar akan yaşı;<br />

Allah dese, şüphesiz parlar içi-dışı;<br />

Yakılmak-yanmak Aşıklara adet olur.<br />

Bütün Âşıklar yığılıp varır dergâhına,<br />

Yaşını saçıp efgân eyleyip bargâhına,<br />

Yedi cehennem dayanamâz bir âhına,<br />

Rahmân Melik’im âşıklara hâkim olur.<br />

Sulh eylese âşıkları kabûl eylemez,<br />

Hûrî-gılmân, cennet verse, göze iliştirmez,<br />

Cemâl dileyip başlarını yerden almaz;<br />

Âşıkları cemâl görüp râzı olur.<br />

218


عاشق الرين ييت كوك کا ييتار آهي<br />

هللا ديسه يكسان بولور هر گناهي<br />

عاشق الرين رمحان ايكام تكيه کاهي<br />

عزيز باشي خاليق ين ايذي بولغاي<br />

عاشق الرين کوب کويدرکان حق ديداري<br />

آنينك اوچون تينماي ييغالب قيلور زاري<br />

وعده قيلغان عاشق الري كورار آين<br />

حق مجايل كوز ياشيين مزدي بولغاي<br />

عاشق الري حقه باقيب نعره تارتار<br />

ماليك الر حتفه قيليب حقه ايتار<br />

شوق شرابني ايچكان عاشق شوقي آرتار<br />

شور افغان خاليق ين توزي بولغاي<br />

مي جان خبش ايچكان عاشق آنده سلطان<br />

انينك اوچون حق يوليده جاين قربان<br />

تانكال بارسه ديداريغه قيلور مهمان<br />

زمستانده مي ايچورسه يازي بولغاي<br />

پنهان يورور کيمين كورسه عاشق قيلور<br />

لطف ايالسه كذاب الرين صادق قيلور<br />

حقدين قورقان درکاهي غه اليق قيلور<br />

ظاهر اعمي باطن ايچره كوزي بولغاي<br />

عاشق يانار خلقدين تانار هللا راضي<br />

عاشق ليق ين آرزو قيلغان شهيد غازي<br />

حاجت ايرماس عاشق الركا کوب و آزي<br />

قطره ياشي حق موليم ين نذري بولغاي<br />

Âşıkların yedi göğe ulaşır âhı;<br />

Allah dese, yerle bir olur her günâhı;<br />

Âşıkların Rahmân Melik’im sığınağı,<br />

Azîz başı ahâlînin nezri olur.<br />

Âşıkları çok yandıran Hakk cemâli,<br />

Onun için dinmeden ağlayıp döker gözyaşı feryâd,<br />

Vaad ettiği âşıkları görür O’nu,<br />

Hak cemâli göz yaşının bedeli olur.<br />

Âşıkları Hakka bakıp nâra çeker,<br />

Melekler hediye eyleyip Hakka söyler;<br />

Şevk şarâbını içen âşıkın şevki artar,<br />

Karışıklık-feryâd ahâlînin tuzu olur.<br />

Cân verici meyden içen âşık orada Sultân;<br />

Onun için Hakk yolunda cânı kurbân;<br />

Sabâha varsa, cemâline eyler konuk,<br />

Kış mevsiminde mey içirse, yazı olur.<br />

Gizli yürür kimi görse, âşık eyler,<br />

Lutfeylese, yalancıları sâdık eyler,<br />

Hakk’tan korkanı dergâhına lâyık eyler,<br />

Zahiren görmez, bâtın içinde gözü olur.<br />

Âşîk yanar, halktan kopar, Allah râzı;<br />

Aşıklığı arzû kılan Şehîd, gâzî,<br />

Gerekli değil Aşıklara çoğu-azı,<br />

Damla yaşı Hakk Mevlâ’mın nezri olur.<br />

219


جنون ايچره باشني يارغاي قاين جاري<br />

ذكرين ايتسه هللا اوزي بري و باري<br />

سحرالرده قان ييغالماق كار و باري<br />

عاشق الري هركون يوز مينك غازي بولغاي<br />

قول خواجه امحد مايل يوقتور نذري باشي<br />

تانكال بارسه خواجه سيغه حتفه ياشي<br />

عجز و نياز شکسته ليغ قيلغان ايشي<br />

اشك سرخي روي زردي عذري بولغاي<br />

Delilik içinde başını yaranın kanı gider,<br />

Zikrini söylese, Allah kendisi Bir ve Var’ı,<br />

Seherlerde kan ağlamak kâr ve varı;<br />

Âşıkları her gün yüz bin gâzî olur.<br />

Kul Hoca Ahmed, malı yoktur, adağı başı,<br />

Sabâha ulaşsa, Rabb’ine armağan yaşı;<br />

Acz ve niyâz, kırılmışlık eylediği işi;<br />

Kanlı yaşı, sarı yüzü özrü olur.<br />

‎104‎حکمت<br />

شريعت كا مرشد بولغان عاشق قولالر<br />

شريعت دين آلور منزل آالر ايرميش<br />

منازيغه شروع قيلغان مؤمن قولالر<br />

اومجاخ اوين اميد توتوب تورار ايرميش<br />

ملك املوت فرمان بريله جانيم آلسه<br />

اغا ايين بارچه ييغليب قويوب يانسه<br />

ييت قدم باسقان دين سونك خبب بريسه<br />

منكر نكري كرييب سؤال سورار ايرميش<br />

منكر نكري سؤال سورور بولسه<br />

اول اوتلوغ عمود بريله اورور بولسه<br />

ياشني ياشناب جان تنيم اوتقه يانسه<br />

قيناب جانيم تار حلدده کويار ايرميش<br />

104. Hikmet<br />

Şeriatta mürşid olan garîb kullar,<br />

Şeriattan onlar menzil alır olmalı,<br />

Namâzına titiz olan mümin kullar,<br />

Cennet evini ümîd edip durur olmalı.<br />

Ölüm meleği emir ile cânım alsa,<br />

Ağabey-kardeş herkes toplanıp tutuşup yansa,<br />

Yedi adım attıktan sonra kalır olsa,<br />

Münker-Nekir girip soru sorur olmalı.<br />

Münker-Nekir girip soru sorar olsa,<br />

O ateşli mızrak ile vurur olsa,<br />

Başım yanıp cânım tenim ateşe yansa,<br />

İncitip cânım dar kabirde yanar olmalı.<br />

220


تورت يوز قرق پيغمرب مرسل نيب<br />

قاملاديالر بو دنيادين اويت باري<br />

کل نفس ذائقه املوت آيت<br />

قرآن ايچره مونداغ خرب بريور ايرميش<br />

شريعت دين طريقت دين بيان قيلدي<br />

حقيقت دين قرآن سوزي کالم بولدي<br />

بول جهان غه حممد ين نوري تولدي<br />

اول نوريالن ايکي جهان يارور ايرميش<br />

خوش دولت دور واليتده پادشاه بولسه<br />

عادل بولوب بري مؤمن ين قاضي قيلسه<br />

اوشل قاضي بارچه ايل ين راضي قيلسه<br />

راضي ليق دين اومجاخ اوين آالر ايرميش<br />

مؤمن قولالر مناز اوقوب بولسه فارغ<br />

اول قول ين مونده بولغاي رنکي ساريغ<br />

اول خذمتدين حق قاشيده بولوب اليغ<br />

حور قيزالري قرشو کيليب قوچار ايرميش<br />

جاهل کيشي مناز قدرين قچان بيلور<br />

هر منازده اميان باشدين تازه بولور<br />

صلوه ديسه غافل باشني بورکاب اويور<br />

غافل قولالر عمرين ييل کا ساتار ايرميش<br />

قول خواجه امحد قول من ديسنك طاعت قيلكيل<br />

قيامت ين كونکالريين ياوق بيلکيل<br />

حقه ياقني بوالي ديسنك جانينك بريکيل<br />

طاعت قيلغان حقه ياوق بوالر ايرميش<br />

Dört yüz kırk dört peygamber, mürsel, nebi,<br />

Kalmadı bu cihânda geçti hepsi,<br />

“Külli nefsin zaikatül mevt” âyeti,<br />

Kur’ân içinde ondan haber verir olmalı.<br />

Şeriattan tarikattan beyân oldu,<br />

Hakikattan Kur’ân sözü kelam oldu,<br />

Bu cihâna Muhammed’in nûru doldu,<br />

O nûr ile iki cihân aydınlanır olmalı,<br />

Hoş devlettir velilikte önder olsa,<br />

Âdil olup bir mümini kâdı eylese,<br />

O kâdı bütün halkı râzı eylese,<br />

Râzılıktan cennet evini alır olmalı.<br />

Mümin kullar namâz kılıp olsa uzak,<br />

O kulun rengi olur böyle sarı,<br />

O hizmeti Hakk önünde olsa lâyık,<br />

Hûrî kızları karşılayıp kucaklar olmalı.<br />

Câhil kimse namâzın kadrini nereden bilir,<br />

Her namâzda imân baştan tazelenir,<br />

“Es-salât” dese gâfil başını çevirip uyur,<br />

Gâfillikden ömrünü yele satar olmalı.<br />

Kul Hoca Ahmed kulum desen ibâdet eyle,<br />

Kıyâmetin geleceğini yakın bil,<br />

Hakka yakın olayım desen ibâdet eyle,<br />

İbâdet eyleyen Hakk’a yakın olur olmalı.<br />

221


‎105‎حکمت<br />

عزرائيل بري کون کيلور شدت بريالن<br />

اسيغ تن دين عزيز جان ين بريماق كرياك<br />

بيش کونلوك نقد عمري ين قولدين برييب<br />

چاره تامباي آخر بري کون اوملاق کرياك<br />

اوغول قيزينك ييغالب قالسه فرياد اوروب<br />

مال ملكينك مونده قالسه حريان بولوب<br />

دمشن الرينك قوانشور سيين كوروب<br />

بويون سونوب اوزاليبان يامتاق کرياك<br />

مرياث ديبان باش اياغينك باغالكايالر<br />

اسيغ سوين باشدين قويوب چايقاكايالر<br />

تورت طرف دين آسته آسته اوشالکايالر<br />

آلت قريش بوزدين كفن قيلماق کرياك<br />

جنازنك ين اولوغ كيچيك كوتارسه الر<br />

كورستانغه قراب سيين يوروتسه الر<br />

ييتميش يريده سؤال سورسه فرشته الر<br />

بري بري اين جوايب ين بريماق كرياك<br />

خاليق ين مزاريده عمارت ين<br />

كورونك انده تورلوك تورلوك عالمت ين<br />

حلد آتليغ دروازهء قيامت ين<br />

سياست ليغ اويغه باريب کريماك كرياك<br />

كرييب كورسنك قرانغولوق يوقتور چراق<br />

ايچي توله حسرت ايرور اوتلوغ فراق<br />

اولكون سينكا کيم قيلكوسي انده يراق<br />

تا قيامت تانك آتقونچه يامتاق کرياك<br />

105. Hikmet<br />

Azrâil birgün gelir şiddet ile<br />

Sıcak bedenden azîz cânı vermek gerek,<br />

Beş günlük geçici ömrü elden çıkarıp,<br />

Çâre bulmadan âhir bir gün ölmek gerek.<br />

Oğul-kızın ağlayıp kalsa feryâd edip,<br />

Mâl ve mülkün burada kalsa şaşkın olup,<br />

Düşmanların sevinir seni görüp,<br />

Boynunu sunup uzanarak yatmak gerek.<br />

Mirâs diyerek baş-ayağını bağlayalar,<br />

Sıcak suyu başdan döküp yıkayalar,<br />

Dört taraftan yavaş yavaş tutalar,<br />

Altı karış bezden kefen eylemek gerek.<br />

Cenâzeni büyük-küçük kaldırsalar,<br />

Kabristana bakıp seni yürütseler,<br />

Yetmiş yerde soru sorsa melekler,<br />

Bir bir onun cevâbını vermek gerek.<br />

Ahâlînin mezârında imâreti,<br />

Görün orada türlü türlü alameti,<br />

Kâbir adlı kıyâmet penceresini,<br />

Siyâsetli eve varıp girmek gerek.<br />

Girip görsen karanlık yoktur ışık,<br />

İçi dolusu hasretdir ateşli ayrılık,<br />

O gün sana kim eyleye sana yardım,<br />

Ta kıyâmet tan atana kadar yatmak gerek,<br />

222


عمرينك آخر بولغوسي دور بري کون متام<br />

بو ايش بريالن بارسنك اكر دارالسالم<br />

حالل قويوب يكان بولسنك دامي حرام<br />

عذايب ين باريب انده تارمتاق کرياك<br />

قول خواجه امحد توبه قيلغيل اوملاس بورون<br />

قيزيل يوزونك كورده ياتيب سوملاس بورون<br />

ييالن چيان كورينك ايچره توملاس بورون<br />

قضا كيلسه رضا بولوب تورماق کرياك<br />

Ömrün sonunda olacaktır bir gün tamâm,<br />

Bu iş ile gitsen eğer selâm “yurdu”,<br />

Helâli bırakıp yemiş olsan dâimâ harâm,<br />

Azâbını gidip orada çekmek gerek.<br />

Kul Hoca Ahmed tevbe eyle ölmeden önce,<br />

Al yanağın kabirde yatıp solmadan önce,<br />

Yılan-çıyan kabrin içine dolmadan önce,<br />

Kazâ kılsa râzı olup durmak gerek.<br />

‎106‎حکمت<br />

قرا کوندور اوشال ساعت که دنيادين سفر قيلسانك<br />

زن فرزند و مال ملكنك بار سندين گذر قيلسانك<br />

سين قومياس اجل هرکيز نيچه حكمنك روان بولسه<br />

حكومت بريله عاملين اكر زير و زبر قيلسانك<br />

حماصل دور خاليقغه اجل مثل سپاه الر ديك<br />

غضب بريله آلور جانينك نچه مازاريالر قيلسانك<br />

بولوبدور بارچه غه فرمان اولومين شربتني ايچمك<br />

قاچوب آندين قوتوملسسني نيچه آندين حذر قيلسانك<br />

خاليقنينك مزاريغه باريب بري بري متاشا قيل<br />

اولوكالردين آلوب عربتكرياك بغرنككباب قيلسانك<br />

106. Hikmet<br />

Kara gündür o sâat ki dünyadan sefer eylesen,<br />

Kadın-evlâd, mâl ve mülkün hepsinden geçer olsan.<br />

Seni koymaz ecel aslâ, ne kadar hükmün geçerli olsa;<br />

İdare ile âlemi eğer altın ve yakut eylesen.<br />

Muhassıldır ahâlîye ecel tıpkı askerler gibi;<br />

Gazap ile alır cânını, ne kadar inlesen.<br />

Olmuştur herkese fermân ölümün şerbetini içmek;<br />

Kaçıp ondan kurtulmazsın, ne kadar ondan çekinsen.<br />

Ahâlînin mezarına varıp bir bir temâşâ eyle,<br />

Ölülerden ibret almak gerek bağrını kebâb eylesen.<br />

223


مهيشه خيشيليق قيلغيل كيرتسني اوشبو دنيادين<br />

قيامت آب رويي غه كرياك خون جگر قيلسانك<br />

خدا فرمانيين توتقان بولور اول اولياالردين<br />

بولورسني اولياالردين رياضت کوبراك قيلسانك<br />

قوامنه مال و ملكنك كا قورتور بو اجل آخر<br />

قرا يريكا كريرسني اخر نيچه ما كرّ‏ و فر قيلسانك<br />

خواجه امحد معصيت بريله حياتنك قيلمغيل ضايع<br />

بولورسني اليق حضرت اكر طاعت سحر قيلسانك<br />

Her zamân iyilik eyle, gidersin işbu dünyadan;<br />

Kıyâmet yüz suyuna gerek ciğerini kan eylesen.<br />

Allah emrini tutan olur o evliyâlardan;<br />

Olursun evliyâlardan, riyâzeti çokça eylesen.<br />

Sevinme mâl ve mülküne, kurutur bu ecel sonunda,<br />

Kara yere girersin sonunda, ne kadar kâr ve kazanç eylesen.<br />

Hoca Ahmed kötülük ile hayâtını eyleme zâyi;<br />

Olursun Hazret’e lâyık, eğer seherde ibâdet eylesen.<br />

‎107‎حکمت<br />

کيلينك دوستالر بارچه توروب ايتايليك<br />

يادي بيزين ياروغلوققه تارتار ايرميش<br />

يادي بريالن شروع قيلغان عاشق الرين<br />

نيازالري کوندين کونكا آرتار ايرميش<br />

کيمکه ايتسه حق ياديين بغري كويوب<br />

کوز ياشيين باران قيليب رنكي سولوب<br />

اوز ياقاسني يانکلدمي ديب اوزي توتوب<br />

آنداغ عاشق سر شرابني تاتار ايرميش<br />

اوشبو يول ين مزاسيين بيلماکانالر<br />

اوز ياقاسني توتوب توبه قيلماکانالر<br />

دنياسيغه مغرور بولوب يوروكانالر<br />

حيوان ايرور بلكه آندين برت ايرميش<br />

107. Hikmet<br />

Gelin dostlar hep birtikte durup söyleyelim,<br />

Zikir bizi aydınlığa çeker imiş,<br />

Zikri ile devâm eden âşıkların,<br />

Niyâzları günden güne artar imiş.<br />

Kim ki söylese Hakk zikrini bağrı yanıp,<br />

Göz yaşını yağmur eyleyip rengi solup,<br />

Öz yakasını yanıldım diye özü tutup,<br />

Öyle âşık sır şarâbını tadar imiş.<br />

Bu yolun lezzetini bilmeyenler,<br />

Öz yakasını tutup tevbe etmeyenler,<br />

Dünyalığına mağrûr olup yürüyenler,<br />

Hayvândır, belki ondan beter imiş.<br />

224


عشق سوداسي کيمکا توشسه خانه ويران<br />

کيچه کوندوز ديدار تيالب يورار حريان<br />

عشق يوليده کوزي ياشليغ بغري بريان<br />

شيدا بولوب اوزين ايزالب يورار ايرميش<br />

ايا دوستالر قبساب كيلدي قرانغولوق<br />

اميدمي بار اول ايزمي دين هم ياروغلوق<br />

طريقت ين بازاري دور هم قوروغلوق<br />

نيازليق قول کرييب سودا ايتار ايرميش<br />

قول خواجه امحد عربت آلغيل صد هزاردين<br />

نيازسيزالر هبره آملاس اول بازاردين<br />

فاضلليق ده قروغ قالور اول نظردين<br />

نادان عمرين پوچك پل غه ساتار ايرميش<br />

Aşk sevdâsı kime düşse evi vîrân,<br />

Gece-gündüz cemâl isteyip yürür hayrân,<br />

Aşk yolunda gözü yaşlı bağrı yanık,<br />

Tutkun olup özünü arayıp yürür imiş.<br />

Ey dostlar kabsab geldi karanlık,<br />

Ümîdim var o Rabb’imden hem aydınlık,<br />

Târikatın pazarıdır hem kuruluk,<br />

Niyâzlı kul girip sevdâ eder imiş.<br />

Kul Hoca Ahmed ibret al sed hezârdan,<br />

Niyâzsızlar nasîp almaz o pazardan,<br />

Fazıllıkda uzak kalır o nazardan,<br />

Câhil ömrünü değersiz pûla satar imiş.<br />

‎108‎حکمت<br />

كيلينك ييغلينك ذاکر قولالر ذکر ايتالوك<br />

ذاكرالرين خدا بيشك سويار ايرميش<br />

عشق سيزالرين امياين يوق اي يارانالر<br />

دوزخ ايچره تينماي دامي کويار ايرميش<br />

حمبت ليك عاشق الرين خدا سويدي<br />

آنينك اوچون دنيا عقبني طالق قويدي<br />

جاندين کيچيب ياشني ساچيب عاشق بولدي<br />

روز حمشر ديداريين کورار ايرميش<br />

108. Hikmet<br />

Gelin toplanın zâkir kullar, zikr söyleyelim;<br />

Zâkirleri Allah şüphesiz sever imiş.<br />

Aşksızların imânı yok ey arkadaşlar;<br />

Cehennem içinde dinmeden devamlı yanar imiş.<br />

Muhabbetli âşıkları Allah sevdi;<br />

Onun için dünyâ derdini boşadı<br />

Cândan geçip, yaşını saçıp âşık oldu;<br />

Mahşer günü cemâlini görür imiş.<br />

225


عاشق الرين چني دوستيغه جاين قربان<br />

شوقي بريالن آين ايزالب قيلور افغان<br />

عشق سوداسي باشقه توشسه خانه ويران<br />

شيدا بولوب آين ايزالب يورار ايرميش<br />

عاشق بولسنك كيچه کوندوز تينماي ييغال<br />

پري مغان خذمت غه بيلينك باغال<br />

کويوب پيشيب دردي بريله کوکسنك داغال<br />

داغده كيتكان وصاليين کورار ايرميش<br />

حقين سويکان عاشق الري تابت مراد<br />

يالغان عاشق بولوب يورمه تانکال اويات<br />

قيليچ دين تيز قيل کفروكين آيت صراط<br />

يالغان دعوي قيلغان اومتاي قاالر ايرميش<br />

عاشق بولسنك يالغان دعوي قيلمه زهنار<br />

يالغان دعوي قيلغانالردين خدا بيزار<br />

قهار ايکام قهر ايالسه آيت قهّار<br />

قيامت کون يوزي قرا قوبار ايرميش<br />

عاشق الري كيچه ييغالب سحر قوبار<br />

سر شرابني ايچكان عاشق سرين ياپار<br />

هر کيم سوكسه بلكه تبسه قولني اوپار<br />

آنداغ ايرانالر فيض فتوح آالر ايرميش<br />

حمبت دين خرب آلغان جان ين بيلماس<br />

باشني کيتسه تاياري يوق جان ين بيلماس<br />

عشق كالمي ذوق طعامي نان ين بيلماس<br />

هو هو تيو ذکرين ايتيب يورار ايرميش<br />

Âşıkların gerçek dostuna cânı kurbân;<br />

Şevki ile onu arayıp eyler feryâd<br />

Aşk sevdâsı başa düşse evi vîrân<br />

Tutkun olup, onu arayıp yürür imiş.<br />

Âşîk olsan, gece gündüz dinmeden ağla;<br />

Pîr-i Kâmil hizmetine belini bağla;<br />

Yanıp pişip derdi ile göğsünü dağla;<br />

Dağda giden visalini görür imiş.<br />

Hakk’ı seven âşıkları buldu murâd;<br />

Sahte âşık olup yürüme, sabâha ayıp<br />

Kılıçtan keskin kıl köprünün adı Sırât;<br />

Yalan dâvâ eyleyen geçemeyip kalır imiş.<br />

Âşîk olsan, yalan dâvâ eyleme sakın<br />

Yalan dâvâ eyleyenlerden Allah bîzâr<br />

Kahhâr Melik’im kahr eylese, adı Kahhâr;<br />

Kıyâmet günü yüzü kara kalkar imiş.<br />

Âşıkları gece ağlayıp seherde kalkar<br />

Sır şarâbını içen âşık sırrı örter;<br />

Her kim söğse, belki tepse, elini öper<br />

Öyle erenler feyiz-fetih alır imiş.<br />

Muhabbetten haber alan cânı bilmez;<br />

Başı gitse, yâri olmadıkça cânı bilmez;<br />

Aşk kelâmı, zevk yemeği, ekmeği bilmez;<br />

“Hû” ”Hû” diye zikrini söyleyip yürür imiş.<br />

226


عاشق الرين كوزي كريان بغري بريان<br />

پرواسي يوق ناموسي يوق يورار عريان<br />

ايل كوزيكا تفراق دين كم سري پنهان<br />

جاين بريله يادين ايتيب يورار ايرميش<br />

توغري يورکان عاشق الردين خدا راضي<br />

عاشق ايشي آسان امياس قيلمه بازي<br />

يالغانچي الر عاشق مني دير هللا قاضي<br />

اميانيين پوچك پل غه ساتار ايرميش<br />

عاشقليق ين آسان ايشي باش بريمك ليك<br />

منصور صفت اوزدين کيچب جان بريمك ليك<br />

موتوا قبل ان متوتوا خاك بوملك ليك<br />

عاشق الري اوملاس بورون اوالر ايرميش<br />

سودا قيلسنک آخرت ين سوداسيين<br />

باشقه آمله بو دنياين غوغاسيين<br />

عمل قيلغيل جنت آلكيل ماسواسيين<br />

جنت آلغان ديداريين کورار ايرميش<br />

قول خواجه امحد عاشق بولسانك جاندينكيچكيل<br />

آندين سونكره شوق شرابني تويا ايچکيل<br />

کناهنكين سبك قيليب مونده اوچكيل<br />

عاشق الري اومجاخ ايچره اوچار ايرميش<br />

Âşıkların gözü yaşlı, bağrı yanık;<br />

Çekinmesi yok, utanması yok, yürür çıplak<br />

Halk gözünde topraktan değersiz, sırrı gizli<br />

Cânı ile zikrini söyleyip yürür imiş.<br />

Doğru yürüyen âşıklardan Allah râzı;<br />

Âşîk işi kolay değil; eyleme heves,<br />

Yalancılar âşıkım der, Allah hâkim,<br />

İmânını değersiz pûla satar imiş.<br />

Âşıklığın kolay işi, baş verme,<br />

Mansûr gibi kendinden geçip Cân verme,<br />

“Mûtû kalbe ente mûtû” toprak olma,<br />

Âşıkları ölmeden önce ölür imiş.<br />

Sevdâ eylesen âhiretin sevdâsını,<br />

Başa alma dünyânın kavgâsını,<br />

Amel eyle cennet al mâsivâsını,<br />

Cennet alan cemâlini görür imiş.<br />

Kul Hoca Ahmed âşık olsan, cândan geç,<br />

Ondan sonra şevk şarâbını doyasıya iç,<br />

Günâhını hafîf eyleyip burada uç,<br />

Âşıkları cennet içinde uçar imiş.<br />

227


‎109‎حکمت<br />

طريقت کا شريعت سيز کريكانالرين<br />

شيطان کيليب امياين ين آلور ايرميش<br />

اوشبو يولين پريسيز دعوي قيلكانالرين<br />

سرسان بولوب ارا يولده قالور ايرميش<br />

طريقت کا سياست ليغ مرشد کرياك<br />

اول مرشدکا اعتقادليغ مريد کرياك<br />

خذمت قيليب پري رضاسني تاپماق کرياك<br />

مونداغ عاشق حق دين اولوش آالر ايرميش<br />

پري رضاسي حق رضاسي بولور دوستالر<br />

حق تعايل رمحتيندين آلور دوستالر<br />

رياضت ده سر سوزيدين بيلور دوستالر<br />

آنداغ قولالر حقّه ياووق بولور ايرميش<br />

اوشبو يولغه اي برادر پريسيز کريمه<br />

حق ياديدين حلظه غافل بولوب يورمه<br />

ماسواکا عاقل ايرسنك كونكل بريمه<br />

شيطان لعني اوز يوليغه سالور ايرميش<br />

ايا دوستالر هيچ بيلمادمي مني يولوم ين<br />

سعادت غه باغالمدمي مني بيليم ين<br />

ماسوادين هيچ ييغمادمي مني تيليم ين<br />

نادان ليقيم ميين رسوا قيلور ايرميش<br />

شريعتين طريقتين بيالي ديسنك<br />

طريقتين حقيقت كا اوالي ديسنك<br />

بو دريادين در و گوهر آالي ديسنك<br />

جان دين کيچکان خاص الري آلور ايرميش<br />

109. Hikmet<br />

Tarikate şeriatsiz girenlerin,<br />

Şeytân gelip imânını alır imiş.<br />

İşbu yolu Pîrsiz iddia eyleyenleri,<br />

Şaşkın olup ara yolda kalır imiş.<br />

Tarikate siyâsetli mürşid gerek;<br />

O mürşide itikâtli mürîd gerek;<br />

Hizmet kılıp Pîr rızâsını bulmak gerek;<br />

Böyle âşık Hakk’tan pay alır imiş.<br />

Pîr rızâsı Hakk rızâsı olur dostlar;<br />

Hakk Taâlâ rahmetinden alır dostlar;<br />

Riyâzette sır sözünden bilir dostlar;<br />

Öyle kullar Hakk’a yakın olur imiş.<br />

İşbu yola ey kardeş Pîrsiz girme;<br />

Hak yâdından bir an gâfil olup yürüme;<br />

Mâsivâya -akıllı isen-, gönül verme;<br />

Lânetli şeytân kendi yoluna salar imiş.<br />

Ey dostlar, hiç bilmedim ben yolumu;<br />

Saâdete bağlamadım ben belimi;<br />

Mâsivâdan hiç çekmedim ben dilimi;<br />

Câhilliğim beni rezil eyler imiş.<br />

Şeriati, tarikati bileyim desen,<br />

Tarikati hakikate ulayım desen,<br />

Bu dünyadan inci ve cevher alayım desen,<br />

Cândan geçen seçkinleri alır imiş.<br />

228


عاشق قولالر کيچه کوندوز هرکيز تينماس<br />

بري ساعت حق ياديدين غافل قومياس<br />

انداغ قول ين سبحان ايكام ضايع قومياس<br />

دعا قيلسه اجابتليغ بولور ايرميش<br />

وآه دريغا كيچت عمروم غفلت بيالن<br />

سني کيچورکيل کناهالرمي رمحت بيالن<br />

قول خواجه امحد سنكا ياندي حسرت بيالن<br />

اوز اوزيغه اوزي يانيب کويار ايرميش<br />

Âşîk kullar gece gündüz aslâ dinmez;<br />

Bir sâati Hak yâdından gâfil olmaz;<br />

Öyle kulu Sübhân Melik’im ziyânda bırakmaz<br />

Duâ eylese, icâbetli olur imiş.<br />

Vah ne yazık, geçti ömrüm gaflet ile<br />

Sen bağışla günâhlarımı rahmet ile<br />

Kul Hoca Ahmed sana yandı hasret ile<br />

Kendi kendisine kendisi yanıp yakılır imiş.<br />

‎110‎حکمت<br />

قدرت بريالن فرمان قيلدي موليم بيزکا<br />

يريده کوکده جانليق ملوق قاملاس ايرميش<br />

قابض قيلدي عزرائيلين عامل اوزره<br />

عزيز جان ين آملاغونچه قومياس ايرميش<br />

ياشيم ميين ياش بولور ديب ايتور ايردمي<br />

هر نه حاصل بولسه آز ديب ايتور ايردمي<br />

تورلوک تورلوک دعوي اشالر قيلور ايردمي<br />

اميدي بيلدمي مني ايتکان ديک بوملاس ايريش<br />

دنيا ميين ملکوم ديکان سلطانالرغه<br />

عامل مالني سانسيز ييغيب آلغانالرغه<br />

عيش عشرت بريله مشغول بولغانالرغه<br />

اولوم کيلسه بريي وفا قيلسام ايرميش<br />

110. Hikmet<br />

Kudret ile fermân eyledi Mevlâ’m bize,<br />

Yerde gökte cânlı mahlûk kalmaz imiş.<br />

Cân alıcı eyledi Azrâil’i âlem üzerinde,<br />

Azîz cânı almadıkça koymaz imiş.<br />

Yaşım benim küçük olur deyip söyler idim;<br />

Her ne hâsıl olsa, az deyip söyler idim;<br />

Türlü türlü davâ işleri eyler idim;<br />

Şimdi bildim, benim dediğim gibi olmaz imiş.<br />

Dünyâ benim mülküm diyen sultânlara,<br />

Âlem mâlını sayısız yığıp alanlara,<br />

Yeme ve içme ile meşgûl olanlara,<br />

Ölüm gelse, biri vefâ eylemez imiş.<br />

229


مغرور بوملانک اي دوستالرمي عشرت ايتيب<br />

کيچه کوندوز يالغان ايتيب بيخود ياتيب<br />

جان آلغوچي کيلور ايرميش بري کون ييتيب<br />

مونداغ يريده غافل يورسه بوملاس ايرميش<br />

قول خواجه امحد اوالرينکين بيال کورکيل<br />

آخرتين يراغيين قيال کورکيل<br />

بارورمني ديب يول باشنده يورا کورکيل<br />

ملک املوت کيلسه فرصت قومياس ايرميش<br />

Mağrûr olmayın, ey dostlarım, eğlenip<br />

Gece gündüz yalan söyleyip, boşuna yatıp;<br />

Cân alıcı gelir imiş bir gün yetip;<br />

Böyle yerde gâfil yürüse olmaz imiş.<br />

Kul Hoca Ahmed, öleceğini bile gör,<br />

Âhiretin hazırlığını kıla gör,<br />

Varırım deyip yol başında yürüye gör,<br />

“Ölüm meleği” gelse, fırsat bırakmaz imiş.<br />

‎112‎حکمت<br />

کل من عليها فان آيتنده<br />

بري خدادين اوزکا ملوق اوالر ايرميش<br />

اسرافيل صورين آليب هورکاننده<br />

کوردين ينه تريکوزوبان قويار ايرميش<br />

ايليك مينك ييل باشنده تورکاننده<br />

آندين کني عرصاتکا سورگاننده<br />

يالنك باش و يالنك اياغ يورکاننده<br />

آدم اوغلي بيهوش ينكليغ بوالر ايرميش<br />

اوّل حساب ايالکاي طهارت دين<br />

ايکنچي حساب ايالر منازينكدين<br />

اوچونچي حساب ايالر حالل حرامينك دين<br />

مني مني ديكان حريان بولوب قاالر ايرميش<br />

112. Hikmet<br />

“Külli men aleyha fan” âyetinde,<br />

Bir Allah’dan başka mahlûk ölür imiş,<br />

İsrâfil Sűr’u alıp üflediğinde,<br />

Kabirden yeni deri giydirilerek kopar imiş.<br />

Elli bin yıl kâbir başında durduğunda,<br />

Ondan sonra Arasât’a sürdüğünde,<br />

Yalın baş ve çıplak ayak yürüdüğünde,<br />

Âdem oğlu deli gibi olur imiş.<br />

Önce hesâp eyleyince tahâretden,<br />

İkinci hesâp eyler namâzından,<br />

Üçüncü hesâp eyler helâl-haramından,<br />

“Ben-ben” diyen şaşkın olup kalır imiş<br />

230


حساب ايالب يوروتكايالر حمشر ساري<br />

خاليق الر قدم اورکاي ناچار باري<br />

معاينه انده کورکاي دوزخ ناري<br />

االمان ديب اورکوشوبان تورار ايرميش<br />

مجله امّت يوز يكرمه مينك صف بولغايالر<br />

اطرافيدين فرشته الر صف توزكايالر<br />

اَين املفر نداسيين ييتکورکايالر<br />

قاچب قوتولوب بوملاس ديبان ايتار ايرميش<br />

اول وقتده ندا کيلکاي وامتازوا اليوم<br />

اوشل كونده دستكري بولغاي مناز صوم<br />

عقل هوشينك کيتب انده قاملكاي فهم<br />

تيل الل بولوب سوزال ياملاي قاالر ايرميش<br />

بارچه خلقالر آدم اتا سري بارکاي<br />

اي اتاميز اميدي بيزين قولالنك ديكاي<br />

نافرمانليغ ميندين اويت فرزند ديكاي<br />

ابراهيم كا بارالوك ديب ايتار ايرميش<br />

ابراهيم كا باريب ايتكاي آدم اتا<br />

شفاعت قيل بوالرين سني باريب حاال<br />

اول هم ايتور سيزده نو قرب آدم اتا<br />

موسي سري بارالوك ديب ايتار ايرميش<br />

موسي ديكاي ربّ‏ ارين ديدمي اولكون<br />

خجالت دين چقانيم يوق تا اوشبو کون<br />

بارالوك حممدكا بولوب واژکون<br />

بارچه الري حضرت ساري بارار ايرميش<br />

Hesâbı yapıp yürütünce mahşere doğru,<br />

Ahâli adım atınca çâresiz hepsi,<br />

Apaçık orada görünce cehennem ateşini,<br />

“Amân” diye çığrışarak durur imiş.<br />

Bütün ümmet yüz yirmi bin saf olunca,<br />

Etrafında melekler saf tufunca,<br />

“Eyne’l-mefer?” nidâsını ulaştırınca,<br />

Kaçıp kurtulmak olmaz deyip söyler imiş.<br />

O vakitde çağrı gelince “Vemtazül-yevm”,<br />

O günde korunak olunca namâz-oruç,<br />

Aklın ve şuûrun gidip orada kalmayınca idrâk,<br />

Dil suskun olup konûşamadan kalır imiş.<br />

Bütün halklar Âdem Ata’ya doğru ardınca gidince,<br />

“Ey babamız şimdi bizi kolla” deyince,<br />

“Ruhsat yok, benden geçti evlat” deyince,<br />

“İbrâhim’e gidelim”deyip söyler imiş.<br />

İbrâhim’e gidip söyleyince Âdem Ata,<br />

“Şefâat eyle bunlara sen hepsi hatâ”<br />

O da der “Sizden yakın Âdem Ata”<br />

“Mûsâ tarafına gidelim”deyip söyler imiş.<br />

Mûsâ deyince “-Rabbi erini-” dedim o gün,<br />

Âcizlikten çıktığım yoktur işte bugün,<br />

Gidelim Muhammed’e olup mahzûn”<br />

Hepsi Hazret’e doğru gider imiş.<br />

231


موسي ديكاي يا حممد اورغيل قدم<br />

امت الرينك دوزخ ايچره بولدي عدم<br />

حممد هم ابا قيليب توركاي اولدم<br />

موسي قومياي ايكاوالري بارار ايرميش<br />

تاجني آليب كيسو ساليب عرش آستنده<br />

نعره تارتيب ييغالب تورکاي او شل كونده<br />

يا قادرا يا غفورا ديكاننده<br />

يا حبيبيم باش کوتار ديب ايتار ايرميش<br />

آليب كيلكيل امتينكين دركامهغه<br />

باغشاليني بارچه سيين مني سزالرغه<br />

داخل قيالي مجله سيين جنتيم غه<br />

مونداغ ديبان حقدين ندا کيالر ايرميش<br />

زاهد عابد خاص قول الردين علماين<br />

آليب کيلکاي درکاهي غه اوشبو الرين<br />

تنكرمي ايغاي يا حممد عاصي قاين<br />

عاصي اليق امياس ديبان ايتار ايرميش<br />

عاصي جايف اليق ديکان رمحتيم کا<br />

داخل ايتاي مني اوالرين جنتيم کا<br />

کناه الرين باغشاليني بارين سينکا<br />

رسول خرم بولوب يوکوروب کيالر ايرميش<br />

موسي بريالن رسول هللا يوروب كيلکاي<br />

عاصي جايف امت الرمي يورونك ديکاي<br />

کناه الرينك عفو ايالبدي قادر حي<br />

هبشت ايچره آلدين ساليب کرار ايرميش<br />

Mûsâ deyince “Yâ Muhammed ayak bas,<br />

Ümmetlerin cehennem içinde yok oldu”<br />

Muhammed’de ibâ eyleyip durunca o an,<br />

Mûsâ bırakmayınca birlikte varır imiş.<br />

Tâcını alıp kısıp koyup arş altında,<br />

Feryâd edip ağlayıp durunca işte o günde,<br />

“Ya Kâdir, Yâ Gafûr” dediğinde,<br />

“Ya Habibim başını kaldır”deyip söylerimiş.<br />

Alıp gel ümmetini dergâhıma,<br />

Bağışlayım hepsini ben sizlere,<br />

Dâhil eyleyim hepsini cennetime<br />

Böyle diyerek Hakk’tan nidâ gelir imiş.<br />

Zâhid, âbid, hâs kullardan, âlimleri,<br />

Alıp gelince dergâhına işte bunları,<br />

Rabbim der ki “Ya Muhammed âsîler hani?”<br />

“Âsî lâyık değil” deyip söyler imiş.<br />

Âsî-câfî lâyık” deyince “rahmetime”<br />

Yine der “Dâhil edeyim ben onları cennetime,<br />

Günâhlarını bağışlayım hepsini sana”<br />

Rasûl memnun olup gelîr imiş.<br />

Mûsâ ile Rasûlullah yürüyüp gelince,<br />

“Âsî-câfî ümmetlerim! Yürüyün” deyince,<br />

“Günahlarınızı affeyledi Kâdir, Hayy”<br />

Cennet içine önden gelip girer imiş.<br />

232


قول خواجه امحد قيامت دين ايدي موين<br />

حكمت قيليب خاليقه يايدي موين<br />

اولوغ اولوغ کتابالريدين ايدي مدين<br />

اوقوغاندين دعا طمع قيالر ايرميش<br />

Kul Hoca Ahmed kıyâmetten söyledi bunu,<br />

Hikmet eyleyip ahâlîye yaydı bunu,<br />

Ulu ulu kitaplardan söyledi bunu,<br />

Okuyandan duâ talep eder imiş.<br />

‎113‎حکمت<br />

ال اله اال هللا ديكان قول ين آغزيدين<br />

بري ياشل قوش بولوبان اوچار ايرميش<br />

قناتالري توقوغلوق در ياقوت دين<br />

پرواز قيليب عرشدين عرشکا اوچار ايرميش<br />

اول قوشقه قدرت بريالن مينك تيل بريکاي<br />

بارچه تيلده اوشال قولين حقدين قولكاي<br />

رباين غه چنكايل ين اوروب يولغاي<br />

توين کوين يارلقه ديب ايتار ايرميش<br />

ايا دوستالر اوشال قوشين عياينين<br />

مني ايتاين سيز تينكالنكيز بياينين<br />

کوب نادانالر بيلماس اول قوش پاياينين<br />

قولونك توتوب هبشت ايچره کرار ايرميش<br />

اول قوش ايتور هركيز تينمام مني بري زمان<br />

تا بريمسه قادر منكا داراالمان<br />

هيچ قاملاكاي بو کونكلده ذرّه كمان<br />

آندين سونكره قرار تاپيب قونار ايرميش<br />

113. Hikmet<br />

“Lâ ilâhe illâllah” diyen kulun ağzından,<br />

Bir yeşil kuş olarak uçar imiş,<br />

Kanatları dokunmuş inci yakutdan,<br />

Kanatlanıp arştan arşa uçar imiş.<br />

O kuşa kudret ile bin dil verince,<br />

Bütün dillerde o kulu Hakk’dan isteyince,<br />

Rabbânî çengelini vurup yolunca,<br />

Gece-gündüz âffeyle” deyip söyler imiş.<br />

Ey dostlar o kuşun gerçeğini,<br />

Ben söyleyim siz dinleyin beyânını,<br />

Çok câhiller bilmez o kuşun değerini,<br />

Elini tutup cennet içine girer imiş.<br />

O kuş der aslâ dinmeden ben bir zamân,<br />

Tâ vermese Kâdir bana emniyet yurdu,<br />

Hiç kalmayınca bu gönülde zerre şüphe,<br />

Ondan sonra karar bulup konar imiş.<br />

233


روزه توتوب مناز اوقوب توبه قيلغان<br />

سحر توروب هللا تيو قولّوق قيلغان<br />

مشايخالر خذمتين متام قيلغان<br />

آنداغ قولالر حق ديدارين کورار ايرميش<br />

بو يسوي مسكني امحد حريان قاليب<br />

ال اله اال هللاين تيل كا آليب<br />

حق ذکريين جان دل غه واصل قيليب<br />

اوچ قوشيين المكانده كورار ايرميش<br />

Oruç tutup namâz kılıp tevbe eyleyen,<br />

Seherlerde kalkıp Allah diye kulluk eyleyen,<br />

Şeyhlerin hizmetini tamâm eyleyen,<br />

Öyle kullar Hakk cemâlini görür imiş.<br />

Bu Yesevî Miskîn Ahmed hayrân kalıp,<br />

“Lâ İlâhe illallah”ı dile alıp,<br />

Hakk zikrini cân ve gönlüne Vâsıl eyleyip,<br />

Uç kuşu mekânsızlıkta görür imiş.<br />

‎114‎حکمت<br />

هللا يادي نورين کيمکا عطا قيلسه<br />

نفس هوا من منليک دين قالور ايرميش<br />

بنده اکر ذاکر بولوب هللا ديسه<br />

تومتيش کونکل زنکارين آچار ايرميش<br />

فاذکروين اَذکُرکم ايشتيب ندا<br />

ذکرين ايتيب امرين توتوب مشاهدا<br />

کرييب گورکا تارتيب تورلوک جماهدا<br />

عاشق جانالر سر شرابني ايچار ايرميش<br />

عاشق الرغه بولوب حق نينک عنايت<br />

باطن ايچره آچلور کشف کرامت<br />

دل الريغه ساچيب هر دم حق رمحت<br />

فنا بولوب ماسوادين کيچار ايرميش<br />

114. Hikmet<br />

Allah yâdı nûrunu kime armağan eylese,<br />

Nefs, hevâ, ben-benlikten kalır imiş,<br />

Kul eğer zâkir olup Allah dese,<br />

Tutmuş gönül pasını giderir imiş.<br />

“Fezkürûnî ezkürkum”işitip nidâ,<br />

Zikrini söyleyip emrini tutup müşâhede,<br />

Girip kabre çekip türlü mücâhede,<br />

Âşîk cânlar sır şarâbını içer imiş.<br />

Aşıklara olup Hakkın inâyeti,<br />

Bâtın içinde açılır keşif ve kerameti,<br />

Dillerine saçıp her an Hakk rahmeti,<br />

Fânî olup mâsivâdan geçer imiş.<br />

234


کشف االسرار بولوب باطن کوزي آچيب<br />

حق عاشقي بو دنياين تاشالب قاچيب<br />

نفس هوا کوزين اويوب رسن کيسيب<br />

زايل بولوب شيطان آندين قاچار ايرميش<br />

بيلکيل اميدي قول خواجه امحد عشقدين انکالب<br />

جاندين کيچيب اوشبو يولغه کونکل باغالب<br />

دريغ عمروم ضايع اويت يتو ييغالب<br />

ندامت نينک هواسيدين اوچار ايرميش<br />

Sırları keşfeder olup bâtın gözünü açıp,<br />

Hakk âşıkı bu dünyâyı terkedip kaçıp,<br />

Nefs-hevâ gözünü oyup boynunu kesip,<br />

Mahvolup şeytân ondan kaçar imiş.<br />

Bildi şimdi Kul Hoca Ahmed aşkdan anlayıp,<br />

Cândan geçip bu yola gönül bağlayıp,<br />

Eyvâh ömrüm zâyi oldu diye ağlayıp,<br />

Pişmanlığın acısından uçar imiş.<br />

‎115‎حکمت<br />

عارف عاشق شوقي برله قيامت كون<br />

خدايي غه حبث و جواب قيلور ايرميش<br />

بو عاملده تارتقان جور و جفاالرين<br />

کوکسني ياروب حق قاشيغه ساالر ايرميش<br />

بو عاملده قيلدينك ميين خلق غه رسوا<br />

ديدارمي ين کورساتاي ديب قيلدينك شيدا<br />

عامل خلقني دمشن قيليب سالدينك غوغا<br />

خداي غه باريب عرضه بوالر ايرميش<br />

ديدارمي ين آرزو قيلسنك كيچه يامته<br />

بو دنيانينك طعمه سيدين ذرّه تامته<br />

حالدين سورسه نادانالركا سرين سامته<br />

مونداغ ايرالر فيض فتوح آالر ايرميش<br />

115. Hikmet<br />

Ârif âşık şevki ile kıyâmet günü,<br />

Allah’a konûşup cevâp verir imiş,<br />

Bu Âlemde çektiği cefâ ve eziyetleri,<br />

Göğsünü yarıp Hakk karşısına koyar imiş.<br />

Bu âlemde eyledin beni halka rüsvâ,<br />

Cemâlimi göstereyim deyip eyledin tutkun,<br />

Âlem halkını düşman eyleyip saldın kavgâ,<br />

Allah’a gidip arzeder olur imiş.<br />

Cemâlimi arzû edersen gece yatma,<br />

Bu dünyânın lokmasından zerre tatma,<br />

Hâlden sorsa câhillere sırrı satma,<br />

Böyle erler feyz ve fetih alır imiş.<br />

235


ديدارمي ين طلب قيلسنك عرشقه باققيل<br />

عرش اوستيده آهنك بريله اوتالر ياققيل<br />

امت بولسنك حممدغه قپوق قاققيل<br />

سبحان ايكام چني عاشق ين سينار ايرميش<br />

ايشيتيب عاشق رقص و مساع اورغاي<br />

ييت کوکدين ماليك الر ييغليب کيلکاي<br />

عرش کرسي لوح قلم داد ايالکاي<br />

يري تيربانيب حقّه زاري قيالر ايرميش<br />

اي يري و کوك عاشق الردين حذر قيلينك<br />

اوتلوغ آهي چيقار بولسه حاضر بولينك<br />

کوك کا باقيب نعره تارتسه قورقوب تورينك<br />

بري آه اورسه عامل يكسان بوالر ايرميش<br />

چني عاشق الر ضعيف بولوب سالم قيلكاي<br />

قدرت بيالن پرده ايچره عليك آلغاي<br />

ديدار اوچون كويكان الرمي كيل كيل ديكاي<br />

لطفني کوروب چني عاشق الر تيالر ايرميش<br />

صفّاً‏ صفّاً‏ عاشق الركا ندا كيلکاي<br />

يوز يكرمي مينك عاشق تيكني صفي بولكاي<br />

جنت كري ديب اهليم دين ندا كيلكاي<br />

جنّت كريماي ديداريين كورار ايرميش<br />

ندا كيلكاي ماليك كا زجنر سالكيل<br />

زجنر ساليب حمشرکاه ده آليب يوركيل<br />

ديدار اوچون کويكان الرمي معلوم قيلكيل<br />

عاشق الري بيخود بولوب يورار ايرميش<br />

Cemâlimi talep edersen arşa bak,<br />

Arş üstünde ahın ile ateşler yak,<br />

Ümmet olsan Muhammed’in kapısını çal,<br />

Sübhân Melik’im gerçek âşıkları sınar imiş.<br />

İşitince âşık raks ve semâ edince,<br />

Yedi gökten melekler yığılıp gelince,<br />

Arş, Kürsi, Levh-i Mahfûz, kalem feryâd eyleyince,<br />

Yer hareketlenip Hakk’a ağlar imiş.<br />

Ey yer ve gök Âşıklardan çekinin,<br />

Ateşli âhı çıkar olsa hâzır olun,<br />

Göğe bakıp feryâd etse korkup durun,<br />

Bir “âh” çekse âlem yerle bir olur imiş.<br />

Gerçek âşıklar zayıf olup selâm edince,<br />

Kudret ile perde ötesine onları alınca,<br />

Cemâl için yananlarım “gel-gel” deyince,<br />

Lütfun görüp gerçek âşıklar diler imiş.<br />

Saf saf dizilen âşıklara nidâ gelince,<br />

Yüz yirmi bin âşık tek saf olunca,<br />

“Cennetime gir” deyip Allah’ımdan nidâ gelince,<br />

Cennete girmeden cemâlini görür imiş.<br />

Nidâ gelince meleklere zincir vur,<br />

Zincir vurup mahşer yerine alıp yürü,<br />

Cemâl için yananlarımı belli eyle,<br />

Âşıkları kendinden geçip yürür imiş.<br />

236


ايتكان الرين قيلغان عاشق ديدار كوركاي<br />

واصل بولوب حمشر آرا دوران سوركاي<br />

افغاين دين ييت دوزخ اورتاب يانغاي<br />

ملك کيليب آنکا تعظيم قيالر ايرميش<br />

عاشق الرين هيبت دين مالك قاچغاي<br />

قورقوب باريب دوزخ ايچره اوتالر ساچقاي<br />

وهم بريله زهر زقوم تويا ايچكاي<br />

قدريت غه حريان بولوب قاالر ايرميش<br />

ملک الردين عاشقي کوب اي يب خرب<br />

بري آه اورسه عامل بولور زير و زبر<br />

زاهد عابد سالک الرين عشق برت<br />

عشق سيز آدم وهللا يولده قاالر ايرميش<br />

قول خواجه امحد ديدار ايزالب گدا بولکيل<br />

کيچکيل اهل عيالنکدين جدا بولکيل<br />

هللا حقي بوالر دمشن سوا بولکيل<br />

جدا بولغان ديداريين کورار ايرميش<br />

Dediklerini yapınca âşık cemâl görünce,<br />

Vâsıl olup mahşerde devrân sürünce,<br />

Feryâdından yedi cehennem karışıp yanınca,<br />

Melek gelip ona saygı gösterir imiş.<br />

Âşıkların heybetinden melek kaçınca,<br />

Korkup gidip cehennem içine ateşler saçınca,<br />

Vehim ile zakkum zehrini doyasıya içince,<br />

Kudretine hayrân olup kalır imiş.<br />

Meleklerinden aşığı çok ey habersiz,<br />

Bir “ahh” eylese âlem olur altın ve mücevher,<br />

Zâhid, âbid, sâliklerin âşkı beter,<br />

Aşksız Âdem vallahi yolda kalır imiş,<br />

Kul Hoca Ahmed cemâl arayıp fakîr ol,<br />

Geç çoluk-çocuğundan ayrı kal,<br />

Allah hakkı bunlar düşman, uzak ol,<br />

Ayrı kalan cemâlini görür imiş.<br />

‎116‎حکمت<br />

هر كشى كورسه مجالنك دنيا ايشني برباد ايتار<br />

كيچه كوندوز تنه بيلماس خدايىن ياد ايتار<br />

كيم آننك كوينده بولسه حق آننك كونكلنده دور<br />

هر سارى بارسه اوشال يارى بيالن پرواز ايتار<br />

116. Hikmet<br />

Her kişi görse cemâlin dünyâ işini berbât,<br />

Gece-gündüz dinebilmeden Allah’ını yâd eder.<br />

Kim O’nun yolunda olsa Hakk onun gönlündedir,<br />

Her nereye gitse o yârı ile kanatlanır,<br />

237


كاشكى مني دامي سنك يادنك بيالن بولغاى ايدمي<br />

باقشنك يوز مينك ميننكداك بنده ىن آزاد ايتار<br />

معرفت ميداىن ايچره بو كونكلىن شاد ايتيب<br />

دنياسني ترك ايلكانالر حق بيالن سودا ايتار<br />

عارف اول دور بولسه عاشق حلقه ده جوالن ايتيب<br />

استعانتىن تيالب اول پريىن قالقان ايتار<br />

خوش عجايب و غرايب بو خدانينك ايشالرى<br />

بريسني کويا قيلوبن بريسني کنک کر ايتار<br />

كورکيل اوشبو دنيا ايچون كوب جفاالر ايلسانك<br />

آخرى هيچ اوشبو دنيا يري بيالن يكسان ايتار<br />

كيچه كوندوز آرزو قيلسانك آنينك ديداريىن<br />

صاف قيلغيل بو كونكلىن بري کوىن دربار ايتار<br />

اى قول امحد سني يوروب غمكنيكونكلىن اوالغيل<br />

اهل دل بولغان کشی غمكني كونكلىن شاد ايتار<br />

Keşke ben dâimâ senin yâdın ile olsaydım,<br />

Bakışın yüzbin benim gibi kulunu azad eder.<br />

Marifet meydânı içinde bu gönlünü şâd edip,<br />

Dünyasını terk eyleyenler Hakk ile sevdâ eder.<br />

Ârif odur olsa âşık halkada yer alarak,<br />

Yardımını dileyip o mürşidi kalkan eder.<br />

Ne hoş, ilginç, garîbtir Hakk’ın işleri,<br />

Birisini konûşkan eyleyip birisini dili tutulmuş eder.<br />

Gör bu dünyâ için çok cefâlar eylesen,<br />

Sonu hiç; bu dünyâ yer ile yeksân eder,<br />

Gece-gündüz arzû eylesen O’nun cemâlini,<br />

Saf eyle bu gönlünü birgün maksada erdirir.<br />

Ey Kul Ahmed sen yürüyüp gamlı gönülü avla,<br />

Gönül ehli olan kişi gamlı gönülü şâd eder.<br />

117 حکمت<br />

مالمتغه مخر ايچکان ديداريغه باتيا<br />

پري قوليدين مي ايچکان انواريغه باتيا<br />

آقمان بيالن قارامان کوب کوروب ايدي دوران<br />

مهت قيليب اتاغه ايت صورتليک بولديا<br />

117. Hikmet<br />

Melâmet şarâbından içen cemâline battı ya,<br />

Mürşid elinden mey içen nurlarına battı ya.<br />

Ak yüzlü ile kara yüzlü çok görmüştü devrân,<br />

Himmet eyleyip ataya köpek görünümlü oldu ya.<br />

238


ابراهيمغه شک قيلغان اوت ياقيب گل آچيلغان<br />

اينامنسنک کيليب باق کوروب بيليب ايديا<br />

شيطان يوليغه کريکان امحدکا تاشالر آتغان<br />

حتت الثري تکنده دمدار بولوب ياتديا<br />

اولياغه ييتکانالر دنيا سيدين اوتکانالر<br />

اخالص ليق قول خلق ايچره مراديغه ييتديا<br />

قول خواجه امحد اوزينک بيلکناهنکين حاضر قيل<br />

غفلت بيالن يامتاغيل شيطان ميندين قاچديا<br />

İbrâhim’den şüphe eden ateş yakınca gül açılan,<br />

İnanmazsan gelip bak görüp bilip dedi ya.<br />

Şeytân yoluna giren; Ahmed’e taşlar atan,<br />

Toprağın altında tek başına yalnız olup yattı ya.<br />

Evliyâya yetişenler dünyasından geçenler,<br />

İhlâslı kul halk içinde murâdına yetti ya.<br />

Kul Hoca Ahmed özünü bil günâhını hâzır kıl,<br />

Gaflet ile yatma şeytân benden kaçtı ya.<br />

118 حکمت<br />

حاجت ايرماس عشق درديغه دوا سورمق<br />

ويران ايتيب کيتکان ايرميش دواسي يوق<br />

جانينك قيناب ياشينك آقيب هوشينك کيتيب<br />

عشق درديدين دوستالر قاتيغ بالسي يوق<br />

هر کيم کويار جانغه آالر عشق ين اوتني<br />

جاين کويسه اعضاسيدين چيقار توتون<br />

بغري اين صد پاره دور يوقتور بوتون<br />

خلق غه ظاهر کورونوب تورکان يراسي يوق<br />

جاندين کيچماي تامباس هرکيم جانانه ين<br />

کوروب مهت قيلماق كرياك پروانه ين<br />

کوروب بيليب اوتقه اوردي اوز جاين ين<br />

سود و زيان بريله هرکيز پرواسي يوق<br />

118. Hikmet<br />

Gerekli değil Aşk derdine devâ sormak,<br />

Virân edip gidenimiş devâsı yok,<br />

Cânını incitip yaşın akıp aklın gidip,<br />

Aşk derdinden dostlar acı belâsı yok.<br />

Her kim yanar câna alır aşkın ateşini,<br />

Cânı yansa uzuvlarından çıkar duman,<br />

Bağrı onun paramparçadır yoktur bütün,<br />

Halka zahiren görünüp duran yarası yok.<br />

Cândan geçmeyince bulmaz her kim cânanını,<br />

Görüp himmet eylemek gerek pervâneyi,<br />

Görüp bilip ateşe vurdu öz Cânını,<br />

Kâr-zarar ile aslâ çekincesi yok.<br />

239


انچه يوردونك انچه توردونك اي بيخرب<br />

نفس شيطان ايشالريدين قيلغيل حذر<br />

بيزدين بورون تيليم كاروان قيلغان سفر<br />

ايتا کيتكان بو دنيانينك وفاسي يوق<br />

ايتيب اوتکان ايرانالردين يول ين سورکيل<br />

سحرالرده اوره قوبوب چار ضرب اورغيل<br />

هو صحبتني قورغان يريکا اوزونك اوركيل<br />

يولغه کريكان ايرانالرين هواسي يوق<br />

قول خواجه امحد ايدي دوستالر ايشيتنك موين<br />

قاف تاغي ديك تاشالر تيكسه چيقماس اوين<br />

کيمكا ايتيب کيمكا ييغالي عشق درديين<br />

وهللا باهلل عشق درديين دواسي يوق<br />

O kadar yürüdün o kadar durdun ey habersiz,<br />

Nefis-şeytân işlerinden eyle endişe,<br />

Bizden önce dilim Kervân kılınca sefer,<br />

Söyleye gider bu dünyânın vefâsı yok.<br />

Deyip geçen erenlerden yolu sorasın,<br />

Seherlerde erken kalkıp dört dövünesin,<br />

“Hû” sohbetini kuran yere özünü vurasın,<br />

Yola giren erenlerin hevâsı yok.<br />

Kul Hoca Ahmed söyledi dostlar işitin bunu,<br />

Kaf dağı gibi taşlar değse çıkmaz sesi,<br />

Kime söyleyip kime ağlayıp aşk derdini,<br />

Vallahi-billahi aşk derdinin devâsı yok.<br />

‎119‎حکمت<br />

اي كونكل قيلدي ينك گناه هركيز پشيمان بوملادينک<br />

صويف مني ديب الف اوروب طالب جانان بوملادينك<br />

حيف عمرونك اويت بري حلظه كريان بوملادينك<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صويف ليغ شونداغ مو دور دامي ايشينك غفلت بيالن<br />

دانهء تسبيح قولونكده تيل الرينك غيبت بيالن<br />

سلهء چل پيچ اورارسني نفس بد عزت بيالن<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

119. Hikmet<br />

Ey gönül işledin Günâh aslâ pişmân olmadın,<br />

Sûfîyim deyip lâf edip yarın tâlibi olmadın.<br />

Yazık ömrün geçti bir an giryân olmadın,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Sûfîlik öyle midir dâimâ işin gaflet ile<br />

Tesbîh tanesi elinde dillerin gıybet ile<br />

“Çilpeç sillesi” vurursun kötü nefs izzet ile<br />

Sûfî-nakş oldun velî aslâ müslümân olmadın.<br />

240


صويف بولسنك صاف بولغيل جرم عصيان بوملاسون<br />

طاعت تقوي قيليب کونكلونك پريشان بوملاسون<br />

جان دلده ييغالغيل حمشرده يالغان بوملاسون<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صويف ليق شرطي دورور تونالر قوبوب قان ييغالماق<br />

هر جفاغه صرب ايتوبان بيليين حمكم باغالماق<br />

طالب هللا بولوب هر خيشي سوزين سوزالماق<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صوفيا طاعت قيلورسني بارچه سي عجب و ريا<br />

جان و دل دنياغه مغرور تيل الرينكده آه و آه<br />

جان بريورده بولغونك نور امياندين جدا<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صويف بوملاي نيالسون اويده قيلورغه ايشي يوق<br />

صويف ليغ دعوي قيلور خلق غه بريورغه آشي يوق<br />

آه و آه ديرالر ينه كوزيده قطره ياشي يوق<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صويف بولوب نفس اوچون هر دم ايشينک کا باقه سني<br />

نذر آليب كيلدميو ديب هر دم كشيكا باقه سني<br />

لعنت هللا ين بوينونك كا هر دم تاقه سني<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صويف مني ديب الغ اورارسني سوز افغانينك قاين<br />

اشك سرخ و روي زرد و چشم خونبارينك قاين<br />

مرشد كامل مكمل راه مردانينك قاين<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

Sûfî olsan saf ol ki suç ve isyân olmasın,<br />

İbâdet-takvâ eyleyip gönlün perîşân olmasın,<br />

Cân ve gönülde ağla ki mahşerde yalan olmasın,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Sûfîlik şartıdır geceleri kalkıp kan ağlamak,<br />

Her cefâya sabrederek belini sağlam bağlamak,<br />

Allah isteklisi olup her iyi sözü söylemek,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Ey sûfî ibâdet eylersin hepsi kibir ve riyâ,<br />

Cân ve gönül dünyaya mağrûr dillerinde ah-vah,<br />

Cân verirken olacağın imân nûrundan ayrı,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Sûfî olmayıp neylesin evde yapacak işi yok,<br />

Sûfîlik iddiası eder halka vermeğe aşı yok,<br />

Ah-vah derler yine gözünde damla yaşı yok,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Sûfî olup nefs için her dem kapıya bakasın,<br />

Adak alıp geldi mi deyip her dem kişiye bakarsın,<br />

Allah’ın lanetini boynuna her dem takarsın,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Sûfîyim deyip söz edersin söz ve figânın hani,<br />

Aşk-ı surh ve gözünden akan kanlı yaşın hani,<br />

Mükemmil mürşid-i Kâmil yol göstericin hani,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

241


صوفيا يب غم يورارسني دانهء تسبيح آليب<br />

دنياغه مغرور بولوب دين ايشين آرقه ساليب<br />

قورقغيل اميدي قورقغيل اميدي خداغه يالباريب<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صويف بولوب مال كس آملاق اوچون قيلدينك جدل<br />

ظاهرينك صويف منادور باطنينك دون و دغل<br />

اي بيخرب اي بيخرب شرمنده سني روز ازل<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

دانهء تسبيح آليب ايل كوزيغه خوب صويف سني<br />

نفس بدين آلديده ترسا جهودين تويف سني<br />

بنده ليغ قيلينك خداغه يوخسه سك كويف سني<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صوفيا اوز طورينكا يالغوز خداغه بنده سني<br />

اصلينكا باقسنك اكر عامل ايچنده كنده سني<br />

پر گناه و پر خطر عاصي و شرمنده سني<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صوفيا قيلدينك حمبت دعوي سني ديوانه بول<br />

مال و ملك و خامناندين كيچكيل و بيكانه بول<br />

كيم خدا ديب سوزالسه مينك اوركولوب پروانه بول<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

صوفيا دعوي عشق قيل بارچه دين بيزار بول<br />

اويقوين ايالب حرام تونالر قوبوب بيدار بول<br />

دردي يوق بيدردين كورسنك قاچقيل آزار بول<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

Ey sûfî gamsız yürürsün tesbîh tanesi alıp,<br />

Dünyaya mağrûr olup din işini arkaya atıp,<br />

Kork şimdi kork şimdi Allah’a yalvarıp,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Sûfî olup mâl almak için eyledin savaş,<br />

Zâhirin sûfî gibidir bâtının uygun değil,<br />

Ey habersiz, ey habersiz mahcûpsun ezel gününden,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Tesbîh tanesini alıp halk gözüne iyi sûfîsin,<br />

Kötü nefsin önünde tersâ, cühûdun birisin,<br />

Kulluk eyleyin Hakk’a yoksa segi kûfîsin,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Ey sûfî öz tavrına yalnız Allah’a kulsun,<br />

Aslına baksan eğer Âlem içinde birsin,<br />

Günâhkâr ve hatalı hem âsî ve mahcûpsun,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Ey sûfî kıldın muhabbet dâvâsını dîvâne ol,<br />

Mâl ve mülk ev barkdan geç ve ilgisiz ol,<br />

Kim Allah diye söylese bin dönüp pervânesi ol,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

Ey sûfî aşk dâvâsını eyle herşeyden bîzâr ol,<br />

Uykuyu eyleyip Harâm geceleri kalkıp uyanık ol,<br />

Derdi yok dertsizi görsen kaç ve uzak ol,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

242


امحد سني صويف بولسنك صويف ليغ اسان امياس<br />

حق رسول صويف بولوب دنيا مالني سويكان امياس<br />

دنياين سويكان كيشي بيشك بيلينك انسان امياس<br />

صويف نقش بولدونك ويل هركيز مسلمان بوملادينك<br />

Ey Ahmed sen Sûfî olsan sûfîlik kolay değil,<br />

Hakk Rasûlü Sûfî olup dünyâ mâlını sevmiş değil,<br />

Dünyâyı seven kişi şüphesiz bilin insân değil,<br />

Sûfî-nakş oldun velî, aslâ müslümân olmadın.<br />

‎120‎حکمت<br />

عاشق ليق ين دعوي سيين قيلغان کشي<br />

معشوقيدين ذره غافل بولغاين يوق<br />

عشق گوهري توب سيز دريا ايچره پنهان<br />

جاندين کيچماي اول گوهردين آلغاين يوق<br />

گوهر آلور غواص اکر جاندين کيچسه<br />

شيدا بولوب عشق شرابني هر کيم ايچسه<br />

نيچه آيالر نيچه کونالر اکر اوتسه<br />

عشق ين گلي آچيليب هرکيز سولغاين يوق<br />

عاشق بولوب تاپاي ديسنك حقين يولني<br />

اسراغني سني عشق باغيده اسرار گلني<br />

حمبت برالن سنار ايرميش خيشي قولني<br />

چني عشق ين اندين کونکلي قالغاين يوق<br />

حمنت ين درياسيدا موج اورغوسي<br />

علم عمل قيل قال الر شوق اولکوسي<br />

يو تنکزکا کيم کرييبان کيم چيقغوس<br />

عاشق قولالر معشوقيدين قالغاين يوق<br />

120. Hikmet<br />

Âşıklığın dâvâsını güden kişi,<br />

Maşuk’undan zerre gâfil olduğu yok,<br />

Aşk incisi dipsiz deniz içinde gizli,<br />

Cândan geçmeyince o inciden aldığı yok.<br />

İnci alır dalgıç eğer Cândan geçse,<br />

Tutkun olup aşk şarâbını her kim içse,<br />

Nice aylar nice günler eğer geçse,<br />

Aşkın gülü açılıp aslâ solduğu yok.<br />

Âşîk olup bulayım desen Hakk’ın yolunu,<br />

Saklayasın sen aşk bağında sırların gülünü,<br />

Sıkıntı ile sınar imiş iyi kulunu,<br />

Gerçek âşıkın ondan günlünün kaldı yok.<br />

Sıkıntının deryâsında çalkalanası,<br />

İlim ve amel, söz ve işler şevk ölgüsü,<br />

Bu denize kim girerek kim çıkası,<br />

Âşîk kulların mâşûkundan kaldığı yok.<br />

243


قول خواجه امحد قبول قيلدي امياغليق ين<br />

قبول قيلدي عشق اويت غه کومياغليق ين<br />

جانني برييب ساتقون آلدي کومياغليق ين<br />

چني سوزوم دور هرکيز آين يالغاين يوق<br />

Kul Hoca Ahmed kabûl eyledi gizliliği,<br />

Kabûl eyledi aşk ateşinde yanmaklığı,<br />

Cânını verip satın aldı yanmaklığı,<br />

Gerçek sözümdür aslâ onun yalanı yok.<br />

‎121‎حکمت<br />

عاشق کيشيالر کيچه الري يامتسه هبراق<br />

هر درد و امل تيکسه فغان ايتمسه هبراق<br />

باشيين ياريب قانغه بوياب قيلسه ستم الر<br />

اوردي ميين ديب ظامله سوز قامتسه هبراق<br />

درويش بولوبان خلق ايچيده تسبيح اوکوروب<br />

صويف بولوب عامل غه اوزين سامتسه هبراق<br />

اوتكان صويف الر ايل کوزيدين يورماين قاچت<br />

حقين تيالکان خلق ايچيده يورمسه هبراق<br />

هر يريده خدا حاضر و ناظر كلدرورالر<br />

بيجا اوتوروب حقين بلند ايتمسه هبراق<br />

صويف بولوبان صاف بول اي بندهء هللا<br />

صويف بولوب اول يالغان دمي اومتسه هبراق<br />

هللا ديسه قيلسه هنان بدعت بسيار<br />

آنداغ صويف الر روزه مناز تومتسه هبراق<br />

121. Hikmet<br />

Âşîk kişiler geceleri yatmasa iyidir,<br />

Her derd ve elem gelse feryâd etmese iyidir.<br />

Başını yarıp kana boyayıp eylese sitemler,<br />

Vurdu bana diye zâlime söz katmasa iyidir.<br />

Dervîş olarak halk içinde tesbîh çevirip,<br />

Sûfî olarak âleme özünü satmasa iyidir.<br />

Geçen sûfîler halk gözünden yürümeyip kaçtı,<br />

Hakk’ı dileyen halk içinde yürümese iyidir.<br />

Her yerde Allah hâzır ve nâzırdır derler,<br />

Boş yere oturup Hakk’ı uzak etmese iyidir.<br />

Sûfî olarak saf ol ey Allah’ın kulu,<br />

Sûfî olup o yalan demi geçmese iyidir.<br />

Allah dese eylese gizli sayısız bid’atı,<br />

Öyle sûfîler oruç, namâz kılmasa iyidir.<br />

244


هر کيمين اوز يوليده ايالي شيدا<br />

ديوانهء ژوليده ين عيب ايتمسه هبراق<br />

حقين تنوکان اوزکاين هرکيز تانومسالر<br />

هللا دمياکان بولسه اين اولکاين هبراق<br />

صويف بوله سني هاي هوس قيلماغيل اصال<br />

ايت نفسي اوچون بنده که قان تومتسه هبراق<br />

رزّاق ديدينك بريدي سينکا رزق فراوان<br />

شيطان سوزيکا بنده قالق ساملسه هبراق<br />

حقدين ايشتيب ايدي موين امحد مسکني<br />

چني بنده سيين سينه سيدين کيتمسه هبراق<br />

Her kimi öz yolunda eyleyince tutkun,<br />

Sevgilinin dîvânesini ayıp etmese iyidir.<br />

Hakk’ı tanıyanlar özgeleri aslâ tanımazlar,<br />

Allah demeyen olsa onun ölmesi iyidir.<br />

Sûfî olasın hay u heves eyleme aslâ,<br />

Köpek nefsi için kullara kan tutmasa iyidir.<br />

Rezzak dedin verdi sana rızık ve nasîp,<br />

Şeytân sözüne kul kulak asmasa iyidir.<br />

Hakk’dan işitip söyledi bunu Miskîn Ahmed,<br />

Gerçek bağlısının sinesinden gitmese iyidir.<br />

‎122‎حکمت<br />

ايا دوستالر عشق غواصي بوملاکونچه<br />

وحدانيت درياسيغه كريسه بوملاس<br />

اول درياين گوهريدور حق وصايل<br />

جاندين كيچيب كريمكونچه کورسه بوملاس<br />

مهت قورين جان بيلي غه حمكم چاملاي<br />

ماسواين حمبتني اوزدين ساملاي<br />

کوز ياشيين نياز ايالب رازين ايتماي<br />

اسرار يولني مردان الردين بيلسه بوملاس<br />

122. Hikmet<br />

Ey dostlar aşk dalgıçı olmayınca,<br />

Vahdaniyet deryâsına girse olmaz,<br />

O deryânın gevheridir Hakk visâli,<br />

Cândan geçip girmeyince görse olmaz,<br />

Himmet kemerini cân beline sağlam sarmayınca,<br />

Mâsivânın muhabbetini özden salmayınca,<br />

Gözyaşını niyâz eyleyip yakarışını söylemeden,<br />

Sırlar yolunu merdlerden bilse olmaz.<br />

245


حيِبُّهُم شرايب ين ايچماكونچه<br />

و حيِبُّونه لباسيين كيماكونچه<br />

رياضت ين پوته سيين بوغماغونچه<br />

حق مجالني مرادينچه کورسه بوملاس<br />

يل مَعَ‏ هللاِ‏ مقامي غه بارماكونچه<br />

اَنْ‏ متَُوتوا سرايغه کريمكونچه<br />

فنا يف هللا درياسيغه چومماغونچه<br />

بقا باهلل گوهريدين آلسه بوملاس<br />

شريعت ين سالحي ين كيماكونچه<br />

طريقت ين براقي غه مينماكونچه<br />

جذب جنون عاملي غه بارماکونچه<br />

حقيقت ين ميداين غه کريسه بوملاس<br />

مردانالرين مرادي دور حق ديداري<br />

حق ديداري كرياك بولسه بول بيداري<br />

قول خواجه امحد سحر وقتيده قيلغيل زاري<br />

بيدار بوملاي حق مجالني كورسه بوملاس<br />

“Yuhibbuhum” şarâbını içmeyince,<br />

“Ve yuhibbunehu” libâsını giymeyince,<br />

Riyâzetin boynunu boğmayınca,<br />

Hakk cemâlini murâdınca görse olmaz.<br />

“Limâ Allah” makâmına varmayınca,<br />

“Ente mûtû” sarâyına girmeyince,<br />

“Fenâfillah” deryâsına batmayınca,<br />

“Bekâbillah” gevherinden alsâ olmaz.<br />

Şeriatın kisvesini giymeyince,<br />

Tarîkatın Burâk’ına binmeyince,<br />

Cezbe ve coşku âlemîne gitmeyince,<br />

Hakikatın meydânına girse olmaz.<br />

Mertlerin murâdıdır Hakk’ın cemâli,<br />

Hakkın cemâli gerek olsa ol uykusuzlardan,<br />

Kul Hoca Ahmed seher vaktinde dök gözyaşı,<br />

Uykusuz olmadan Hakk cemâlin görse.<br />

‎123‎حکمت<br />

حمبت ين درياسيغه جومّاغونچه<br />

اي دوستالرمي عشق گوهرين آلسه بوملاس<br />

تانك آتقونچه فرياد اوروب زار اينکراماي<br />

صراف بولوب عشق درديين بيلسه بوملاس<br />

123. Hikmet<br />

Muhabbetin deryâsına batmayınca,<br />

Ey dostlarım aşk mücevherini alsa olmaz,<br />

Tan atana kadar feryâd edip ağlayıp inlemedikçe,<br />

Sarrâf olup aşk derdini bilse olmaz.<br />

246


عشق درديين بيلكان کيشي دنيا تيبار<br />

ايرانالرين ايزين آليب تينماي اوپار<br />

حمبت ين شوقي بريالن ياشني سيپار<br />

ياشي آقماي رياضت ده سولسه بوملاس<br />

حقه عاشق درويش الري سنك حمك<br />

بو عاملده مكان قيلماس جاين فلك<br />

نفسي اولوك کونكل ترييك مثل ملك<br />

مونداغ بوملاي سردين هبره آلسه بوملاس<br />

جاندين کيچيب باش اويناماي خالص بوملاس<br />

ترييك اوملاي جمازيغه راست سوزالماس<br />

حقيقت ين شاهي بريله راز ايتاملاس<br />

خالص بوملاي دنيا عقبني سالسه بوملاس<br />

اخالص کرياك ايا طالب عاشق بولسانك<br />

جاندين کيچيب حمنت تارتيب صادق بولسانك<br />

آندين سونكره دركاهي کا اليق بولسانك<br />

اليق بوملاي ديداريين کورسه بوملاس<br />

عاشق الرکا درد و بال آفت کرياك<br />

حقدين بيزار تن بريورغه راحت كرياك<br />

مالمت کا اهانت کا طاقت كرياك<br />

طاقت قيلماي حقه عاشق بولسه بوملاس<br />

عشق سيزالرين كوردوم دوستالر حريان يورور<br />

مؤمن مني ديب اميانالري ويران يورور<br />

روز حمشر ديدار كورماي سرسان يورور<br />

پري مغان نظر قيلماي کورسه بوملاس<br />

Aşk derdini bilen kişi dünyâyı bulur,<br />

Erenlerin izin alıp dinmeden öper,<br />

Muhabbetin şevki ile yaşını döker,<br />

Yaşı akmadıkça riyâzette solsa olmaz.<br />

Hakk’a âşık dervîşleri sengi mahek,<br />

Bu âlemde yerleşmez feleğin cânı,<br />

Nefsi ölü gönlü diri sanki melek,<br />

Böyle olmadan sırdan nasîp alsa olmaz.<br />

Cândan geçip baş oynamadan hâlis olmaz,<br />

Diri ölmeden örnek diye doğru söylemez,<br />

Hakikatın şâhı ile niyâz edemez,<br />

Hâlis olmadan dünyâ derdini koysa olmaz.<br />

İhlâs gerek ey tâlib âşık olsan,<br />

Cândan geçip sıkıntı çekip sâdık olsan,<br />

Ondan sonra dergâhına lâyık olsan,<br />

Lâyık olmadan cemâlini görse olmaz.<br />

Aşıklara derd ve belâ âfet gerek,<br />

Hakk’dan yakınarak cân vermeğe râhat gerek,<br />

Melâmete, ihanete tâkat gerek,<br />

Tâkat eylemeden Hakk’a âşık olsa olmaz.<br />

Aşksızları gördüm dostlar şaşkın yürür,<br />

Müminim deyip imânları vîrân yürür,<br />

Mahşer günü cemâl görmeden sersem yürür,<br />

Pîr-i Kâmil nazar eylemeden görse olmaz.<br />

247


عاشق الري حمنت استار جاندين بيزار<br />

روزه مناز تسبيح الري پروردكار<br />

تينماي كويار طاعت الري حق سني ديدار<br />

يار استماي بنده مينديب تورسه بوملاس<br />

طريقت ين شوقي ذوقي کومياك يامناق<br />

حقدين قاچقان ناجنس الردين قاچيب تامناق<br />

يوز مينك تورلوك جفا تيكسه بويون سومناق<br />

بويون سومناي عشق دوكانني قورسه بوملاس<br />

نادان کيم ديب سورسه ايتينك بيخربالر<br />

حقدين قورقماي ناجنس الرين سوراب ايزالر<br />

آيت حديث بيان قيلسنك قاتيغ سوزالر<br />

مهدم بولوب نادان بريله تورسه بوملاس<br />

زينهار زينهار قاچيب يورکيل بولسه نادان<br />

حق ياديين ايتسه هر کيم اوشل مردان<br />

جان ين جانغه پيوند قيلسه اوشل ايشان<br />

اورسه سوکسه اول عزيزدين تانسه بوملاس<br />

تربّك دور اول عزيزدين اولوش آلينك<br />

ياستانيبان آستانه سني يويل سورينك<br />

يول کورساتسه جان دل ين برباد بريينك<br />

برباد بريماي عشق يوليغه كريسه بوملاس<br />

عاشق الرين خلق ايچينده سرّي پنهان<br />

آهي سردي کوك كا يتار رنكي خزان<br />

كوزي کريان بغري بريان خانه ويران<br />

مونداغ بوملاي حق يويل ين بيلسه بوملاس<br />

Âşıkları sıkıntı ister Cândan şikâyetçi,<br />

Oruç, namâz, tesbîhleri Allah,<br />

Dinmeden yanar ibâdetleri Hak sen cemâl,<br />

Yâr istemeden kulunum deyip dursa olmaz.<br />

Tarîkatın şevki, zevki yakılmak yanmak,<br />

Hakk’dan kaçan soysuzlardan kaçıp uzaklaşmak,<br />

Yüz bin türlü cefâ değse boyun sunmak,<br />

Boyun sunmadan aşk pazarını kursa olmaz.<br />

Câhil kim deyip sorsa söyleyin habersizler,<br />

Hakk’dan korkmadan soysuzları sorup arar,<br />

Âyet-hadîs beyân eyleyin kesin sözler,<br />

Hem-dem olup câhil ile dursa olmaz.<br />

Sakın sakın kaçıp yürü olsa câhil,<br />

Hakk’ın zikrini söylese her kim odur mert,<br />

Cânı câna bağlasa odur hoca,<br />

Vursa, çekiştirse o azîzden kaçsa olmaz.<br />

Mübarektir o azîzden pay alınız,<br />

Arayıp dergâhının yolunu sürün,<br />

Yol gösterse cân ve gönülü Berbâd verin,<br />

Berbâd vermeden aşk yoluna girse olmaz.<br />

Âşıkların halk içinde sırrı gizli,<br />

Âhı serdi göğe ulaşır solgun rengi,<br />

Gözü yaşlı bağrı yanık evi vîrân,<br />

Böyle olmadan Hakk yolunu bilse olmaz.<br />

248


قول خواجه امحد زاهد بومله عاشق بولكيل<br />

بو يول الرده يب باك يورمه صادق بولكيل<br />

ليلي جمنون فرهاد شريين وامق بولكيل<br />

عاشق بوملاي حق ديدارين کورسه بوملاس<br />

Kul Hoca Ahmed zâhid olma âşık ol,<br />

Bu yollarda yalnız yürüme sâdık ol,<br />

Leylâ-Mecnûn, Ferhât-Şîrîn, Vâmık ol,<br />

Âşîk olmadan Hakk cemâlin görse olmaz.<br />

‎124‎حکمت<br />

معرفت ين منربيغه مينماکونچه<br />

شريعت ين ايشالريين بيلسه بوملاس<br />

شريعت ين ايشالريين ادا قيلماي<br />

طريقت ين ميداين غه کريسه بوملاس<br />

طريقت ده تورلوك ادب بيلماکونچه<br />

نفسي بريله حماربه قيلماکونچه<br />

عشق يوليغه اوزين اليق ايتماکونچه<br />

حقيقت ين سرالريين بيلسه بوملاس<br />

شريعت ده مراد اولدور يولغه کريماك<br />

طريقت ده مراد اولدور نفسدين کيچماك<br />

حقيقت ده عزيز جان ين فدا قيلماك<br />

جاندين کيچماي عشق شرابني ايچسه بوملاس<br />

بو ريا بوملاي شيخ مني ديبان دعوي قيلکان<br />

اوزي قيلماي خلق الر ارا وعظني ايغان<br />

سوزي يالغان دنيا اوچون عمل قيلکان<br />

دنيا قومياي حال علمي ين بيلسه بوملاس<br />

124. Hikmet<br />

Marifetin minberine binmeyince,<br />

Şeriatın işlerini bilse olmaz,<br />

Şeriatın işlerini tamâm eylemeyince,<br />

Tarîkatın meydânına girse olmaz.<br />

Tarikatda türlü adâbı bilmeyince,<br />

Nefsi ile muharebe kılmayınca,<br />

Aşk yoluna özünü lâyık etmeyince,<br />

Hakikatın sırlarını bilse olmaz.<br />

Şeriatta maksat odur yola girmek,<br />

Tarikatta maksat odur nefsden geçmek,<br />

Hakikatta azîz cânı fedâ eylemek,<br />

Cândan geçmeden aşk şarâbını içse olmaz,<br />

Kâmil olmadan “şeyhim” diye iddia eden,<br />

Kendi yapmadan halk içinde vaaz edip söyleyen,<br />

Sözü yalan dünyâ için amel işleyen,<br />

Dünyâyı bırakmayınca “hâl” ilmini bilse olmaz.<br />

249


ايرانالر اوشبو يولغه قدم اوردي<br />

جماهده مونكي بريله عمل قيلدي<br />

مکاشفه باطن ايچره معلوم بولدي<br />

مونداغ بوملاي درکاهي غه ييتسه بوملاس<br />

ين عمل دور ايرمني تيو دعوي قيلماق<br />

سجاده ين خلق الر ارا تورکا ساملاق<br />

اوزي بيلماي بو معين کا نفسني اورماق<br />

غواص بوملاي در گوهرين آلسه بوملاس<br />

وحدانيت کيمه سيين سرّين بيلماي<br />

عشق اسرار سوزالريدين خرب آملاي<br />

جتريد تفريد ايشالريين ادا قيلماي<br />

او توحيدين ميوه سيدين آلسه بوملاس<br />

قول خواجه امحد جتريد تفريد اميد قيلغيل<br />

مصطفي ين سورالريغه عمل قيلغيل<br />

توبه ديبان تونالر قوبوب زار اينكراكيل<br />

زار ييغالماي ديداريين کورسه بوملاس<br />

Erenler bu yola adım attı,<br />

Mücâhede derdi ile amel eyledi,<br />

Mükâşefe bâtın içinde malûm oldu,<br />

Böyle olmayınca dergâhına yetse olmaz.<br />

Ne iştir erim diye iddia eylemek,<br />

Seccadeyi halk içinde Tûr’a koymak,<br />

Kendisi bilmeden bu mânâya nefsini vurmak,<br />

Dalgıç olmadan inci-cevherini alsa olmaz.<br />

Vahdaniyet gemisinin sırrını bilmeden,<br />

Aşk-sırlar sözlerinden haber almadan,<br />

Tecrîd-tefrîd işlerini tamâm eylemeden,<br />

O tevhîdin meyvesinden alsa olmaz.<br />

Kul Hoca Ahmed Tecrîd-tefrîd ümîd eyle,<br />

Mustafâ’nın sözlerine amel eyle,<br />

Tevbe diyerek geceleri görüp ağlayıp inle,<br />

Ağlayıp inlemeden cemâlini görse olmaz.<br />

‎125‎حکمت<br />

دوستالريغه آچدمي ايذمي گوهري ين<br />

آسان ليق بريله او گوهردين آلسه بوملاس<br />

جفا چيكماي حمنت تارمتار خذمت قيلماي<br />

اوشبو پريين سرايي غه کريسه بوملاس<br />

125. Hikmet<br />

Dostlarına açtım Rabb’im cevherini,<br />

Kolaylık ile o cevherden alsa olmaz,<br />

Cefâ çekmeden mihnet çekmeden hizmet kılmadan,<br />

Bu Pîr‘in sarâyına girse olmaz.<br />

250


عاشق قول الر حلّه کييب براق مينار<br />

حور و قصور اونك سونك فرشته الر<br />

اول براقغه باقيب انده حريان قاالر<br />

عاشق بوملاي اول براق قه مينيب بوملاس<br />

رمحان ايكام رحم قيليب کريگوز يولغه<br />

رمحتينكدين مژده بريکيل عاصي قول غه<br />

يولدين آزغان قول الرينكين سالكيل يولغه<br />

قالوزسز اوشبو يولغه کريسه بوملاس<br />

حمبت ين درياسيغه چوموب باتقيل<br />

عاشق الرين صحبت غه اوزونك قاتقيل<br />

حمبت ين بازاريغه اوزونك ساتقيل<br />

اوزين سامتاي حق رمحتني آلسه بوملاس<br />

ايرانالرين ايزين ايزالب يولغه کريسنك<br />

کيچكيل فاين دنياسيدين چني قول بولسنك<br />

قالوزسيز اوشبو يولغه کريار بولسنك<br />

ايزالب اين تامباغونچه کريسه بوملاس<br />

حمبت ين درياسيغه آچكيل کوزين<br />

توبه قيليب حق يوليغه آلكيل اوزين<br />

حمبت ين درياسيغه سال كيل اوزين<br />

توبه قيلماي بو سوداين قيلسه بوملاس<br />

شريعت نينك ميدانيغه ارزين ساملاي<br />

طريقت نينك بوستانيده جوالن قيلماي<br />

حقيقت نينك درياسيدين گوهر آملاي<br />

معوفت آدابيين بيلسه بوملاس<br />

Âşîk kullar kaftan giyip Burâk biner,<br />

Hûrî ve hizmetçiler sağ ve solu melekler,<br />

O Burâk’a bakıp orada hayrân kalır,<br />

Âşîk olmadan o Burâk’a binip olmaz.<br />

Rahmân Melik’im rahmet eyleyip girdir yola,<br />

Rahmetinden müjde ver âsî kula,<br />

Yoldan şaşıran kullarını koy yola,<br />

Kılavuzsuz bu yola girse olmaz.<br />

Muhabbetin denizine gömülüp bat,<br />

Âşıkların sohbetine özünü kat,<br />

Muhabbetin pâzârına özünü sat,<br />

Özünü satmadan Hakk rahmetin alsa olmaz.<br />

Erenlerin izini arayıp yola girsen,<br />

Geç fânî dünyadan gerçek kul olsan,<br />

Kılavuzsuz bu yola girer olsan,<br />

Arayıp onu bulmadıkça girse olmaz.<br />

Muhabbetin deryâsına aç gözünü,<br />

Tevbe eyleyip Hakk yoluna al özünü,<br />

Muhabbetin deryâsına sal özünü,<br />

Tevbe eylemeden bu sevdâyı gütse olmaz.<br />

Şeriatın meydânına özünü koymadan,<br />

Tarîkatın bahçesinde dolaşmadan,<br />

Hakikatın deryâsından cevher almadan,<br />

Marifet adâbını bilse olmaz.<br />

251


قول خواجه امحد حق يوليده تورغيل مدام<br />

عاشق الركا درمان بريكيل علي الدوام<br />

عاشقالرين آرزوسيدور دارالسالم<br />

عاشق بوملاي دارالسالم کريسه بوملاس<br />

Kul Hoca Ahmed Hakk yolunda dur dâimâ,<br />

Aşıklara dermân ver devamlı olarak,<br />

Âşıkların arzusudur Selâm yurdu,<br />

Âşîk olmadan Selâm yurduna girse olmaz.<br />

‎126‎حکمت<br />

عشق دعوي سني قيلكان عاشق كريان بولور<br />

بو دنياين غربت دين اولسه بوملاس<br />

هوشي كيتيب بغري اين بريان بولور<br />

حيا كيتيب پرده سيين ترسه بوملاس<br />

بو دنياين عشريت دين كيچكان كيشي<br />

بيخود يورار تينماي آقار کوزدين ياشي<br />

واله بولوب حريان يورار ياز و قيشي<br />

وحشي ينكليغ ايلدين چقار يورسه بوملاس<br />

کيچه کوندوز کوزده ياشني ژاله قيلکان<br />

فرياد اوروب سحرالرده واله بولکان<br />

کوکسني تيشيب چار ضرب اوروب ناله قيلکان<br />

مونداغ ايرين درکاهيدين کيتسه بوملاس<br />

کيچه توروب يرماي تينماي ييغالکانالر<br />

عشق اويت غه يوراك بغرين داغالکانالر<br />

رسوا بولوب سردين معين انکالکانالر<br />

خلق ايچيده رسوا بولوب يورسه بوملاس<br />

126. Hikmet<br />

Aşk dâvâsını güden âşık Giryân olur,<br />

Bu dünyânın gurbetinden ölse olmaz,<br />

Şuûrunu kaybedip onun bağrı yanık olur,<br />

Hayâ gidip perdesini dürse olmaz.<br />

Bu dünyânın eğlencesinden geçen kişi,<br />

Başıboş yürür dinmeden akar gözden yaşı,<br />

Âşîk olup şaşkın yürür yaz ve kışı,<br />

Vahşî gibi elden çıkar yürüse olmaz.<br />

Gece-gündüz gözde yaşı pınar eyleyen,<br />

Feryâd edip seherlerde âşık olan,<br />

Bağrını deşip dört dövünüp feryâd eden,<br />

Böylesi erin dergâhından gitse olmaz.<br />

Gece kalkıp yürümeden, durmadan ağlayanlar,<br />

Aşk ateşine yürek-bağrını dağlayanlar,<br />

Rüsvâ olup sırdan Mânâ anlayanlar,<br />

Halk içinde rüsvâ olup yürüse olmaz.<br />

252


هللا يادين ايتيب يوروب زاري قيلکان<br />

کوزده ياشني آقوزبان جاري قيلکان<br />

سرسان بولوب قباب بريله يوروش قيلکان<br />

آنداغ ايردين جدا بولوب يورسه بوملاس<br />

عاشق الرداي دامي مدام حقين ايزالر<br />

ظاهر يوروب باطننده عرشين کوزالر<br />

طالب الرکا آيت حديث سوزين سوزالر<br />

سر سوزيين نادانالرغه ايتسه بوملاس<br />

قايده بارسه عشق دوکانني انده قوردي<br />

ليلي جمنون بو دنياين دورين سوردي<br />

شيخ منصور انااحلق ديب غوغا قيلدي<br />

وفا قيلکان ايرانالردين يانسه بوملاس<br />

سردين معين توميکانالر بيكانه دور<br />

اول عاشق الر مکانالري ويرانه دور<br />

قايده بارسه مهخانه سي جانانه دور<br />

تونالر قومباي عاشق مني ديب يورسه بوملاس<br />

غواص بوملاي گوهر اوچون دريا چومماس<br />

جاندين کيچماي چومغونچه هرکيز آملاس<br />

بري قطره غه قانع بوملاي اول درّ‏ بوملاس<br />

قانع بوملاي شوق شرابني ايچسه بوملاس<br />

قول خواجه امحد الهوت ارا مقام تومتاي<br />

فنا يف هللاِ‏ مقاميدين ييليب اومتاي<br />

پري مغان قطره سيدين جرعه يومتاي<br />

يل مع هللا مقامي غه ييتسه بوملاس<br />

Allah zikrini deyip yürüyerek ağlayan,<br />

Gözden yaşını akıtarak devâm eden,<br />

Sersem olup tanla beraber yürüyen,<br />

Öyle erden ayrı olup yürüse olmaz.<br />

Âşıklar her zamân devamlı, Allah’ı arar,<br />

Zâhiri bırakıp bâtında arşı gözler,<br />

Tâliplere Âyet-hadîs sözlerini söyler,<br />

Sır sözünü câhillere söylese olmaz.<br />

Nereye gitse aşk pazarını orada kurdu,<br />

Leylâ-Mecnûn bu dünyânın devrini sürdü,<br />

Şeyh Mansûr “Ene’l-Hakk” deyip kavgâ eyledi,<br />

Vefâ eyleyen erenlerden yansa olmaz.<br />

Sırdan anlam duymayanlar yabancıdır,<br />

O âşıkların mekânı vîrânedir,<br />

Nereye gitse evdeşi sevgilidir,<br />

Geceleri kalkmayıp aşıkım deyip yürüse olmaz,<br />

Dalgıç olmadan mücevher için denize dalınmaz,<br />

Cândan geçmeden, dalmadıkça aslâ alınmaz,<br />

Bir damlaya kanâat etmeden o inci olmaz,<br />

Kanâat etmeden şevk şarâbını içse olmaz.<br />

Kul Hoca Ahmed kâbir içinde makâm tutmayınca,<br />

“Fenâfillah” makamından aşıp geçmeyince,<br />

Pîr-i Kâmilin damlasından yudum yutmadan,<br />

“Lima Allah”makâmına erse olmaz.<br />

253


‎127‎حکمت<br />

هللا يادن ايتور قولالر معين بريالن<br />

يب معين کا هرکيز قوالق ساملاس بولور<br />

هللا ديکان عاشق قولالر دامي مدام<br />

حق ياديدين ذرّه غافل بوملاس بولور<br />

حق ياديدين ذرّه غافل بوملاغانالر<br />

ياتسه قوپسه حق ذکريين قومياغانالر<br />

وهللا باهلل دنيا حرام آملاغانالر<br />

کور ايچينده اول قول هرکيز اوملاس بولور<br />

معرفت نينک بوستانيده جانني بريکان<br />

حمبت نينک ميدانيده باش اويناغان<br />

حقيقت نينک درياسيدين گوهر آلغان<br />

غواص يانکليغ اول دريادين چيقماس بولور<br />

ايرانالر اول درياغه چومدي بايتّ‏<br />

کيچه کوندوز تينماي بري دم يادن ايت<br />

اوملاس بورون جان آچغني زهرين تايت<br />

آخرت اسبابين ساملاس بولور<br />

غافل بوملاس حق ياديدين تون الر متام<br />

لقمه حالل طلب قيلور ييميش حرام<br />

درويش کرياک اوشبو صفت بريله مدام<br />

قول بولوب قولوغيدين تامناس بولور<br />

قول بولوب قوللوق قيلور خواجه سيغه<br />

تنني جانني آياماس اول موالسيغه<br />

صابر بولوب اميد توتار وعده سيغه<br />

جفاسيدين چني عاشق الر قايتماس بولور<br />

127. Hikmet<br />

Allah yâdını söyler kullar mânâ ile<br />

Mânasıza aslâ kulak salmaz olur.<br />

Allah diyen âşık kullar dâimâ-devamlı<br />

Hakk yâdından zerre gâfil olmaz olur.<br />

Hakk yâdından zerre gâfil olmayanlar,<br />

Yatsa, kalksa, Hakk zikrini bırakmayanlar,<br />

Vallah, billâh dünyâ harâm, almayanlar,<br />

Kâbir içinde o kul aslâ ölmez olur.<br />

Mârifetin bostânında cânını veren,<br />

Muhabbetin meydânında baş oynayan,<br />

Hakîkatin denizinden cevher alan<br />

Dalgıç gibi o denizden çıkmaz olur.<br />

Erenleri o denize daldı, battı;<br />

Gece gündüz dinmeden bir an, zikrini söyledi<br />

Ölmeden önce cân acısının, zehrini tattı;<br />

Âhiret hazırlıklarını koymaz olur.<br />

Gâfil olmaz Hakk yâdından geceleri tamâm;<br />

Helâl lokma talep eyler, yemez harâm;<br />

Dervîş gerek işbu sıfat ile dâimâ<br />

Kul olarak kulluğundan caymaz olur.<br />

Kul olarak kulluk eyler Rabb’ine<br />

Tenini, cânını esîrgemez o Mevlâ’sına;<br />

Sabreder olup umut tutar vaadine<br />

Cefasından gerçek âşıklar dönmez olur.<br />

254


جفا چيکماي عاشق بوملاس تينکال غافل<br />

جفا چيکيب صابر بولغيل بومله جاهل<br />

رضا بولوب قوللوق قيلغان بولور عاقل<br />

جاهل آدم بري برييدين يامناس بولور<br />

قول مني تيو حق امري ين قيلماغانالر<br />

قدرتيين کوروب عربت آملاغانالر<br />

اميان اسالم احکام الرين بيلماکانالر<br />

اولوغ کونده قيزيل يوزلوک بوملاس بولور<br />

حق يوليين شوقي کوبتور بيلکانالرکا<br />

قورقونچ بيالن ييتکيل اوشل اولکانالرکا<br />

آسان کورنور قول ين مدام يورکانالرکا<br />

مونداغ قول الر کور عذابني بيلماس بولور<br />

قول خواجه امحد هللا ديکيل ياشينک آقّاي<br />

اوتکان عارف مهت قيليب قولونک توتقاي<br />

رمحي کيلسه رحيم موليم رحم قيلغاي<br />

خواجه قولني هرکيز ضايع قومياس بولور<br />

Cefâ çekmeden âşık olmaz, dinle gâfil<br />

Cefâ çekip sabreder ol, olma câhil;<br />

Râzı olup kulluk eyleyen olur akıllı<br />

Câhil insân birbirinden ayrılmaz olur.<br />

Kulum diye Hakk emrini kılmayanlar<br />

Kudretini görüp ibret almayanlar,<br />

İmân-İslâm kurallarını bilmeyenler<br />

Ulu günde kızıl yüzlü olmaz olur.<br />

Hak yolunun şevki çoktur bilenlere;<br />

Korku ile ulaş o ölenlere;<br />

Kolay görünür yolu dâimâ yürüyenlere;<br />

Böyle kullar kâbir azâbını bilmez olur.<br />

Kul Hoca Ahmed, Allah de, yaşın aka<br />

Giden ârif himmet eyleyip elini tuta<br />

Rahmeti gelse, Rahîm Mevlâ’m rahmet eyleye<br />

Allah kulunu aslâ kayıpta koymaz olur.<br />

‎128‎حکمت<br />

ايا دوستالر بو يول الرنينک عقبسي کوب<br />

اوتسه بوملاس پري خذمتني قيلماغونچه<br />

يوز مينک بال حمنت آفت خطري کوب<br />

تويسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

128. Hikmet<br />

Ey dostlar bu yolların ukbâsı çok,<br />

Geçse olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça,<br />

Yüz bin belâ, sıkıntı, âfet tehlikesi çok,<br />

Duysa olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

255


شريعت سيز طريقت کا اوتوب بوملاس<br />

حقيقت سيز معرفت کا ييتيب بوملاس<br />

پريسيز هرکيز شوق شرابني تاتيب بوملاس<br />

تاپسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

نادان الرکا سر معين ين ايتيب بوملاس<br />

در گوهرين مهره کا ساتيب بوملاس<br />

ادهم صفت دنيا عقبني ييتيب بوملاس<br />

ييتيب بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

سرسيز يوز مينک طاعت قيلدمي يولدين آزدمي<br />

راحله سيز يولغه کرييب تاليب توزدوم<br />

پريي مغان نظر قيلدي نفس دين سيزدمي<br />

سيزسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

وا دريغا تومياي قالدمي عمروم اويت<br />

نفس هوا اورتا آليب ميين يويت<br />

حبمد هللا پريي مغان قولوم تويت<br />

توتسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

و هللا تاهلل مث باهلل سرسيز بوملاس<br />

سرسيز يوز مينک طاعت قيلسانک مقبول بوملاس<br />

نيچه ايتسام بيخربالر موين بيلماس<br />

بيلسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

جاندين کيچماي باش اويناماي يولغه ساملاس<br />

اعتقادينک تام بوملسه قولونک آملاس<br />

طالب الرده کيتسه هوا قدرت بوملاس<br />

کيچسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

Şeriatsız tarikata geçmek olmaz,<br />

Hakikatsız marifete yetmek olmaz,<br />

Pîrsiz aslâ şevk şarâbını tatmak olmaz,<br />

Tatsa olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

Câhillere mânâ sırrını deyip olmaz,<br />

İnci, mücevheri ucuza satmak olmaz,<br />

Edhem gibi dünyâ kaygısını yetmek olmaz,<br />

Yetse olmaz Pîr hizmetini kılmayınca.<br />

Sırsız yüz bin ibâdet eyledim yoldan şaştım,<br />

Yol göstericisiz yola girip şaşırıp kaldım,<br />

Pîr-i Kâmil nazar eyledi nefsden sezdim,<br />

Sezse olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

Vah ne yazık duymadan kaldım ömrüm geçti,<br />

Nefs-hevâ ortaya alıp beni yuttu,<br />

Allah’a şükürler Pîr-i Kâmil elimden tuttu,<br />

Tutsa olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

Vallahi, Tallahi, hayır Billahi sırsız olmaz,<br />

Sırsız yüz bin ibâdet eylesen makbûl olmaz,<br />

Ne kadar desem habersizler bunu bilmez,<br />

Bilse olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

Cândan geçmeyip, baş oynamadan yola iletmez,<br />

İnancın tam olmasa elinden tutmaz,<br />

Tâliblerden gitse heves, kudret olmaz,<br />

Geçse olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

256


ايا طالب اوملاس بورون اوال کورکني<br />

خيشي الرنينک خاک پاي بوال کورکني<br />

توفراق بولوب فيض و فتوح آال کورکني<br />

آلسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

حقيقت نينک يول الريده يوز مينک خطر<br />

بيلني باغالب يولغه کريکان آخر يتار<br />

سر ايشيکني ياستانغانالر مراد تاپار<br />

تاپسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

مرادينک کا يتاي ديسنک بولغيل بيدار<br />

اهل عيال خامناندين بولغيل بيزار<br />

آخر بري کون کورساتکوسي سينکا ديدار<br />

کورسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

هللا ديکيل جانينک کويوب اوت الر چيقسون<br />

هو ديکانده سونکاک الرينک بارين چاقسون<br />

بغرينک تيشيب اوبکانک شيشيب ايريب آقسون<br />

آقسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

اوشبو يولغه قدم قويغان جاندين کيچت<br />

ذکرين قلبني ايتا ايتا کوکسني تيشت<br />

آندين سونکره جانان باقيب ايشک آچت<br />

آچسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

يوز مينک مناجت آ يتيب ييغالي سينکا خدا<br />

حرص هوا من منليکدين قيلغيل جدا<br />

لطف ايالسنک من منليک ين قيالي ادا<br />

قيليب بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

Ey tâlip ölmeden önce öledür,<br />

İyilerin ayağının tozu oladur,<br />

Toprak olup feyz-fetih aladur,<br />

Alsa olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

Hakikatın yollarında yüz bin tehlike,<br />

Belini bağlayıp yola giren sonunda ulaşır,<br />

Sır eşiğine başvuranlar murâd bulur,<br />

Bulsa olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça,<br />

Murâdına yeteyim desen olasın uykusuz,<br />

Çoluk-çocuk, ev-barkından olasın şikâyetçi,<br />

Sonunda bir gün gösterecektir sana cemâl,<br />

Görse olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

Allah de ki cânın yanıp ateşler çıksın,<br />

“Hû” dediğinde kemiklerin hepsi kırılsın,<br />

Bağrın deşip dalağın şişip eriyip aksın,<br />

Aksa olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

Bu yola adım atan cândan geçti,<br />

Kalb zikrini diye diye göğsünü deşti,<br />

Ondan sonra Sevgili bakıp kapı açtı,<br />

Açsa olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

Yüz bin duâ deyip ağlayım sana Allah,<br />

Hırs ve hevâ, ben-benlikten eyle uzak,<br />

Lutfeylesen ben-benliği eyleyim tamâm,<br />

Eylemek olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

257


رمحان ايکام رمحتينک کا اليق قيلغيل<br />

برقي يانکليغ مهت برييب عاشق قيلغيل<br />

تا اولکونچه صدقيم بريله صادق قيلغيل<br />

بولسه بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

قول خواجه امحد هللا دمياي نه ايش قيالي<br />

عمليم يوق زار اينکراماي نه ايش قيالي<br />

حقدين قورقوب قان ييغالماي نه ايش قيالي<br />

قيليب بوملاس پري خذمينت قيلماغونچه<br />

Rahmân Melik’im rahmetine lâyık eyle,<br />

Berki gibi himmet verip âşık eyle,<br />

Ta ölene kadar sıdkım ile Sâdık eyle,<br />

Olsa olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

Kul Hoca Ahmed Allah demeyip ne iş eyleyim,<br />

Amelim yok inleyip ağlamayı, ne iş eyleyim,<br />

Hakk’tan korkup kan ağlamayıp ne iş eyleyim,<br />

Eylese olmaz Pîr hizmetini kılmadıkça.<br />

‎129‎حکمت<br />

تطوّع روزه توتار خلقالرغه شيخ ليق ساتار<br />

علمي يوق عاميدين برت آخر زمان شيخ الري<br />

بيلي كا فوطه چالور اوزين کيشي سانور<br />

عرصاتده اوقتانور آخر زمان شيخ الري<br />

باشيغه دستار اورار علمي يوق نيكا يرار<br />

اوقي يوق ياسني قورار آخر زمان شيخ الري<br />

االييدين آل قيلور معمله ين مال قيلور<br />

ايسسز عمرين ييل قيلور آخر زمان شيخ الري<br />

شيخ ليق اولوغ تورور حضرتكا ايليتكان ايش تورور<br />

آش بريماس بغري تاش تورور آخر زمان شيخ الري<br />

129. Hikmet<br />

Nâfile oruç tutar halklara şeyhlik satar,<br />

İlmi yok âmâdan beter âhir zamân şeyhleri,<br />

Beline kuşak bağlar özünü adam sanır,<br />

Arasât’da bırakılır âhir zamân şeyhleri.<br />

Başına sarık vurur ilmi yok neye yarar,<br />

Oku yok yayını çeker âhir zamân şeyhleri,<br />

Alayından al eyler muameleni mâl eyler,<br />

Sâhibsiz ömrünü yel eyler âhir zamân şeyhleri.<br />

Şeyhlik uludur Hazret’e ulaştıran iştir,<br />

Aş vermez bağrı taştır âhir zamân şeyhleri,<br />

258


مسكني امحد قنده سني حق يولنده نيده سني<br />

علمينك يوق نه سانده سني آخر زمان شيخ الري<br />

Miskîn Ahmed nerdesin Hakk yolunda ne edesin,<br />

İlmin yok ne hâldesin âhir zamân şeyhleri.<br />

‎130‎حکمت<br />

حمبت ين كوچه سيين كيزكان عارف<br />

خيشي بيلور خم كانالرين عالمتني<br />

ارادت دين قول الريغه حربه آليب<br />

دفعني ايالر مضرت ين سالمتني<br />

انداغ عاشق اياقيغه باشني قويسه<br />

بنا قومياي نفس هواين کوزين اويسه<br />

شوق شرابني ايچيب تاکه روحي قانسا<br />

هيچ آغزندين ساملاس توبه ندامتني<br />

يولني تابيب باطن كوزي آچيلكانالر<br />

خار خسديك اياغ آست يانچيلكانالر<br />

برك گلديك سولوب توزوب ساچيلكانالر<br />

عار آملاس اول خاليق ننك مالمتني<br />

صويف کرياك باطيين ين قيلسه صايف<br />

طاعت قيلسه مانندهء بشر حايف<br />

اندين سونكره وعده سيغه بوالر وايف<br />

بيشك کورار هر كيم کشف کرامتني<br />

رجال ال تلهيهم ديب ايدي خدا<br />

اوشل مردان ماسوي دين بولور جدا<br />

ذکرين ايتيب هر نفسده اولسه روا<br />

تاپار هردم غوث الغياث جاللتني<br />

130. Hikmet<br />

Muhabbetin sokağını gezen ârif,<br />

İyi bilir sâdıkların belirtisini,<br />

İrâdeden ellerine harbe alıp,<br />

Defin eyler zararlının selâmetini.<br />

Öyle âşık ayağına başını koysa,<br />

Birşey bırakmadan nefs-hevanın gözünü oysa,<br />

Şevk şarâbın içip ta ki rûhu kansa,<br />

Hiç dilinden bırakmaz tevbe pişmanlığını.<br />

Yolunu bulup bâtın gözü açılanlar,<br />

Hâr u haşak gibi ayak altına serilenler,<br />

Gül yaprağı gibi solup kuruyup saçılanlar,<br />

Eremez o kulun melâmetine.<br />

Sûfî gerek bâtınını eylese sâfî,<br />

İbâdet eylese Bişr-i Hâfî misâli,<br />

Ondan sonra vadesine olur vefâlı,<br />

Şüphesiz görür herkes keşif ve kerâmetini.<br />

“Ricâlün fa tülhihim” deyip söyledi Allah,<br />

O yiğit mâsîvadan olur ayrı,<br />

Zikrini deyip her nefesde olsa hâzır,<br />

Bulur her zamân gavslar gavsı celâletini,<br />

259


الهوت ارا مريد اكر مقام توتسه<br />

درويش ليكده قرق تورت مقام آندين اوتسه<br />

شيخ مني تيو بنا قيوب اوتين يوتسه<br />

يب مشقت تامباس اميان حالوتني<br />

دور اياغي ييتيب كيلدي اي بيخرب<br />

ايچرور قومياس نيچه اكر قيلسنك حذر<br />

وا حسرتا اميانينكده كوبتور خطر<br />

قوتوملاس سني بريماي آين امانتني<br />

قول خواجه امحد ظاهر اعمي يول اداشت<br />

طالب الرين صحبت دين يراق قاچت<br />

قريب چوكوب حق يوليغه عقلي شاشت<br />

تانكال بارسه كورماس کورين فراغتني<br />

Kâbir içre mürîd eğer makâm tutsa,<br />

Dervîşlikte kırkdört makâm ondan geçse,<br />

Şeyhim deyip ortaya çıkıp âteşi yutsa,<br />

Meşakkatsiz bulmaz imân hoşluğunu.<br />

Devr ayağı yetip geldi ey habersiz,<br />

İçirir koymaz nice eğer çekinsen,<br />

Vah yazık imânında çoktur tehlike,<br />

Kurtulamazsın vermedikçe onun emânetini.<br />

Kul Hoca Ahmed zâhir amâsı yolu şaşırdı,<br />

Tâliplerin sohbetinden uzak kaçtı,<br />

İhtiyârlayıp çöküp Hakk yoluna aklı şaştı,<br />

Seherle varsa görmez körün feragatini.<br />

‎131‎حکمت<br />

ايسيز بو طريقت نينک تانسوق ايدي<br />

دوستالرمي اراميزده ايدالمناس اول<br />

کرايدي بوملاس ايردي عاشق الرده<br />

نيچه يول کرکالر اورنني کريالمناس اول<br />

اول ايرنينک گلي اول شريعت دور<br />

ميوه سي تات ليق لقمه طريقت دور<br />

کيم قول نينک قويل بولسه حقيقت دور<br />

قاف تاغني توکال يوتسه تورالمناس اول<br />

131. Hikmet<br />

Eşsiz bu tarikatın sonu nerede,<br />

Dostlarım aramızda dolaşmaz o,<br />

Eğer gezseydi olmazdı âşıklarda,<br />

Nice yol kirler yerini kirlenmez o.<br />

O erin gülü o şeriattır,<br />

Meyvesi tatlı tarikat lokmasıdır,<br />

Kim kulunun kulu olsa hakikattır,<br />

Kâf dağını toptan yutsa turlanmaz o.<br />

260


نشانني ايتا کيت عاشق الري<br />

ايستايو بولدي آنينک صادق الري<br />

بولدوق ديب ايتماديالر اليق الري<br />

کورکانني کورکان يريده سوالمناس اول<br />

سوز تاشته بولسه ايچده مزه بوملاس<br />

ايچمي قوروق بولسه انده مزه بوملاس<br />

نيچه الر آرزو قيليب هبره آملاس<br />

دعويکا معين آليب يوزالمناس اول<br />

قاموغ اعضا صورتيدين تيل کيچماغونچه<br />

موتوا قبل ان متوتوا بوملاغونچه<br />

ظاهريده باش کوزيين يومّاغونچه<br />

باطينده ايچ کوزي کورکامناس اول<br />

اميکاک سيزين يتمکليکي ايرماس آسان<br />

نيچوک چنکر يتماکونچه خم مخدان<br />

بوملاغونچه بويول ايچره مونکلوغ حريان<br />

قوروق اوتون کومياغونچه کورالمناس اول<br />

قول خواجه امحد قاتيغ النيب کوي سني اميدي<br />

ايچي تاشينک خام قاملاسون پيش سني اميدي<br />

دوستالر مينکا سوزيين ايت سني اميدي<br />

يوق ايرسه معرفتنک تورالمناس اول<br />

‎132‎حکمت<br />

دم بو دم دور اوزکا دم ين دم دميه<br />

دنيادين يب غم اوتارسني غم دميه<br />

Belirtisini söyleyerek gitti âşıkları,<br />

İsteyip oldu onun sâdıkları,<br />

Olduk diye söylemediler layıkları,<br />

Gördüğünü gördüğü yerde söylenmez o.<br />

Söz dışta olsa içte lezzet olmaz,<br />

İçi kuru olsa orada lezzet olmaz,<br />

Niceleri arzû eyleyip nasîp almaz,<br />

İddiâ ile manâsını arayıp bulunmaz o.<br />

Bütün organ derdinden dil geçmedikçe,<br />

“Mûtû kable ente mûtu” olmadıkça,<br />

Zahirinde baş gözünü yummadıkça,<br />

Batında kalb gözüyle görünmez o.<br />

Sabırsızın ulaşması değildir kolay,<br />

Nasıl acı meyve yutmayınca hamlarından,<br />

Olmadıkça bu yol üzere dertli, şaşkın,<br />

Kuru odun yanmadıkça alevlenmez o.<br />

Kul Hoca Ahmed sıkılarak yansın şimdi,<br />

İç ve dışın ham kalmasın pişsin şimdi,<br />

Dostlar bana sözünü söylesin şimdi,<br />

Yoksa marifetini ele vermez o.<br />

132. Hikmet<br />

Dem bu demdir başka demi dem deme,<br />

Dünyadan gamsız geçersin gâm deme.<br />

261


کوميسه جان دلينك هم استخوان<br />

كوز ياشينك آقان بيله سني من دميه<br />

خواه کولسه ييغالسه عاشق ايلي<br />

چهرهء سرخني كوروب يب غم دميه<br />

اصل نسلينك قطرهء آب مين<br />

خس ين کورسنك سني اوزونكدين كم دميه<br />

آدميده ذره معين بوملاسه<br />

سني اين آدم كوروب آدم دميه<br />

تومياسه سر معين دين آدم امياس<br />

سني اين صورت کوروب حمرم دميه<br />

کر يوراكده بوملاسه يوز داغ درد<br />

زهنار قاچکيل اين مهدم دميه<br />

تيکسه بيلكان آبدار خنجري<br />

جان بريور جانانه غه مرهم دميه<br />

دوستالر ديوانه ايرماس هر کيشي<br />

عز و جاه دين کيچماسه آدم دميه<br />

مثل دريا يوزيده يورکان خسي<br />

هاي هوي ديکان بيالن حمکم دميه<br />

امحدا توتقيل غنيمت هر نفس<br />

يارسيز اوتكان بو دم ين دم دميه<br />

Yanmasa cân ve gönlün hem bedenin,<br />

Göz yaşının akması ile sen nem deme.<br />

Kahkahayla gülse ağlasa âşık idi,<br />

Râhat yüzünü görüp gamsız deme.<br />

Aslın-neslin erlik suyu damlası,<br />

Hâsı görsen sen özünden eksik deme.<br />

Âdem oğlunda zerre kadar mânâ olmasa,<br />

Sen onu adam görüp adam deme.<br />

Duymasa mânâ sırrından adam değildir,<br />

Sen onun sûretini görüp mahrem deme.<br />

Eğer yürekte olmasa yüz derd yarası,<br />

Sakın, kaç onu hem-dem deme.<br />

Değse bilen âbdâr hançeri,<br />

Cân verir cânân merhem deme.<br />

Dostlar dîvâne değildir her kişi,<br />

“Azze ve celle”den geçmese Âdem deme.<br />

Deryâ üzerinde yürümüş hâsı,<br />

“Hayy-Hû” demek ile Dervîş deme.<br />

Ey Ahmed ganîmet bil her nefesi,<br />

Yârsız geçen bu demi dem deme.<br />

262


‎133‎حکمت<br />

حمبت سيز خاليقدين هر كيم قاچسه<br />

عارفالرين صحبتيدين جوالن قيلور<br />

اورتاب کويوب عشق يولده ياشني ساچسه<br />

سبحان ايكام عرش اوستيده مهمان قيلور<br />

بندم ديكاي كويكان الرين سويوب هللا<br />

حق كورساتكاي ديداريين وهللا،‏ باهلل<br />

قايده بارسه تسبيحالري شيئا هلل<br />

هر نه تابسه حق يوليده احسان قيلور<br />

ذاكر بولوب ذکرين ايتسه کيلکاي ندا<br />

شيطان لعني ييتمش فرسنك بولغاي جدا<br />

دردي بولسه حق درديغه بريکاي دوا<br />

انداغ قولين اوزي ايزالب جانان قيلور<br />

تون سحرالر حق اويغاتيب قان ييغالتار<br />

بيدار قيليب اوز عشقي غه بيل باغالتار<br />

دواسي يوق دردين برييب زار اينكراتار<br />

مونده ييغالب انده بارسه سلطان قيلور<br />

حقه عاشق بولغان قولالر دامي بيدار<br />

رضوان امياس مقصودالري ايرور ديدار<br />

اهل عيال خامناندين بولور بيزار<br />

امساعيل ديك عزيز جانني قربان قيلور<br />

شيخ مني تيو باش کوتارکان حقه رقيب<br />

من ليك قيليب سبحاين غه بوملاس حبيب<br />

بيدار بولوب دردسيزالرکا بولغان طبيب<br />

بو دنياين مؤمن الر کا زندان قيلور<br />

133. Hikmet<br />

Muhabbetsiz kişilerden her kim kaçsa,<br />

Âriflerin sohbetinde dolaşır,<br />

Yanıp yakılıp yolunda yaşını saçsa,<br />

Sübhân Melik’im Arş üstünde konuk eyler.<br />

Kulum diyerek yananları sevip Allah,<br />

Hakk gösterecek cemâlini Vallah-billâh.<br />

Nerede gitse, tesbîhleri “Şe’y en li’llâh”<br />

Her ne bulsa, Hakk yolunda ihsân eyler.<br />

Zâkir olup zikrini dese, gelecek nidâ;<br />

Lânetli şeytân yetmiş fersah olsun ayrı<br />

Derdi olsa, Hakk derdine verecek devâ;<br />

Öyle kulu kendisi arayıp cânan eyler.<br />

Geceleri seherlerde Hakk uyandırıp kan ağlatır,<br />

Uykusuz eyleyip kendi aşkına bel bağlatır,<br />

Devâsı yok derdi verip ağlatıp inletir;<br />

Burada ağlayıp orada gitse, sultân eyler.<br />

Hakk’a âşık olan kullar dâimâ uykusuz,<br />

Cennet değil arzuları, verir cemâl,<br />

Çoluk-çocuk, ev-barktan olur şikâyetçi;<br />

İsmâil gibi azîz cânını kurbân eyler.<br />

Şeyhim diye baş kaldıran Hakk’a rakîp;<br />

Benlik eyleyip Sübhân’ına olmaz sevgili<br />

Uykusuz olup derdsizlere olan tabîb;<br />

Bu dünyâyı müminlere zindân eyler.<br />

263


اي مؤمن الر طاعت قيليب طايامننكالر<br />

امانت دور عزيز جانغه اينامننك الر<br />

حرام حريش ييغميش مالغه اينامننك الر<br />

مال الرينكين قريش آتليغ ييالن قيلور<br />

بو دنياغه بنا قويغان قارون قاين<br />

دعوي قيلكان فرعون بيله هامان قاين<br />

وامق عذرا فرهاد شريين جمنون قاين<br />

قهر ايالسه بري حلظه ده يكسان قيلور<br />

هيچ بيلديكمو آدم اوملاي قالغاين ين<br />

بو دنياين وفاسيين بيلکاين ين<br />

دنيا طلب بوي خدا آلغاين ين<br />

هللا ديسنك كوز ياشينكين باران قيلور<br />

عشق درديغه دوا سورغان حاضر تيلبه<br />

ظاهرده يوق باطن ايچره قيلور جلوه<br />

مغز سرينك بغرينك ايچره قيلور غلبه<br />

عشق درديغه دوا قيلسه رمحن قيلور<br />

کيمين کورسنك بو يولالرده يالغان عاشق<br />

ظاهر صويف باطن ايچره ايرماس صادق<br />

انينك اوچون معشوقيغه بوملاس اليق<br />

يالغانچي ين روز حمشر سرسان قيلور<br />

تن سوزالمس جان سوزالمس اميان سوزالر<br />

جاندين كيچكان چني عاشق الر حقين كوزالر<br />

عارفالرکا خذمت قيليب يولني توزالر<br />

اول عاشق ين خاليققه سلطان قيلور<br />

Ey mü’minler, ibâdet eyleyip dayanmayın;<br />

Emanettir, azîz câna inanmayın;<br />

Harâm-mekrûh yığmış mala inanmayın<br />

Mallarını “karış” adlı yılan eyler.<br />

Bu dünyaya binâ koyan Kârûn hani,<br />

Dâvâ eyleyen Fir’avn ile Hâmân hani,<br />

Vâmık-Azrâ, Ferhâd-Şîrîn, Mecnûn hani;<br />

Kahreylese, bir lahzada yerle bir eyler.<br />

Hiç bildin mi insanoğlunun ölmeyip kaldığını,<br />

Bu dünyânın vefâsını bildiğini,<br />

Dünyâ isteklisinin Hakk kokusunu aldığını<br />

Allah desen, göz yaşını yağmur eyler.<br />

Aşk derdine devâ soran hâzır tilbe,<br />

Zâhirde yok bâtın içinde eyler cilve,<br />

Mazı sarın hepsinin içinde eyler gâlip,<br />

Aşk derdine devâ eylese Rahmân eyler.<br />

Kimi görsen, bu yollarda sahte âşık;<br />

Zâhir sűfî, bâtın içinde değil sâdık;<br />

Onun için sevdiğine olmaz lâyık<br />

Yalancıyı mahşer günü şaşkın eyler.<br />

Ten söylemez, cân söylemez, imân söyler<br />

Cândan geçen gerçek âşıklar Hakk’ı gözler;<br />

Âriflere hizmet eyleyip yolunu düzler<br />

O âşıkı ahâlîye sultân eyler.<br />

264


عاشق بولسنك کيچه كوندوز عشق استاکيل<br />

طاعت قيلکيل کيچه قوپوب هيچ يامتاكيل<br />

عاقل بولسنك نادانالركا سن ايتماكيل<br />

چني درويشالر طاعت الرين پنهان قيلور<br />

درويش بولسنك طاعت قيلکيل قيلمه ريا<br />

هر کوشه ده طاعت قيلکيل تنکر مي کواه<br />

يالغان درويش قايده بارسه رزق و دعوا<br />

عادل پادشاه طاعتالرين عصيان قيلور<br />

واي اوشنداغ درويش الردين پناه بريكيل<br />

اول نادانغه الفت قيلماي جانيم آلكيل<br />

ايا حمبوب يولده قالدمي يولغه سالكيل<br />

توبه ليقين خواجم جاين بستان قيلور<br />

درويش مني ديب طاعت قيلور خلق ايچنده<br />

ريا قيليب يوکوروب يورار انده مونده<br />

هللا اوچون طاعت قيلكان درويش قنده<br />

چني درويشالر تاغ چول ين مكان قيلور<br />

عاشق بولسنك عشق يوليده فنا بولكيل<br />

ديدار ايزالب حسرتيده ادا بولكيل<br />

مرهم بولوب چني دردليك کا دوا بولكيل<br />

خلق خوشين جان آلورده آسان قيلور<br />

عاشقالري حقه باقيب نعره تارتار<br />

حمبت ين درياسيغه چوموپ باتار<br />

گوهر آليب معشوقيغه رازين ايتار<br />

قطره ياشي يريکا تامسه عمان قيلور<br />

Âşîk olsan, gece gündüz aşk iste,<br />

İbâdet eyle, gece kalkıp hiç yatma,<br />

Akıllı olsan, câhillere sır söyleme,<br />

Gerçek dervîşler ibâdetlerini gizli eyler.<br />

Dervîş olsan, ibâdet eyle, eyleme riyâ;<br />

Her köşede ibâdet eyle Tanrı’m tanık<br />

Sahte dervîş nereye gitse, zevk ve dâvâ;<br />

Âdil pâdişâh ibâdetlerini isyân eyler.<br />

Vay, o türlü dervîşlerden kurtuluş ver,<br />

O câhile ülfet eylemeyip, cânımı al,<br />

Ey sevgili, yolda kaldım, yola koy,<br />

Tevbe edenin Rabhim yerini bostân eyler.<br />

Dervîşim deyip ibâdet eyler halk içinde;<br />

Riyâ eyleyip dolaşıp yürür orada burada;<br />

Allah için ibâdet eyleyen dervîş nerede?<br />

Gerçek dervîşler dağ ve ovayı mekân eyler.<br />

Âşîk olsan, aşk yolunda yok ol,<br />

Cemâl arayıp hasretinde tamâm ol,<br />

Merhem olup gerçek dertliye devâ ol,<br />

Güzel huyluyu cân alırken asân eyler.<br />

Âşıkları Hakk’a bakıp nâra atar,<br />

Muhabbetin denizine dalıp batar;<br />

Cevher alıp sevdiğine derdini söyler,<br />

Damla yaşı yere damlasa, ummân eyler.<br />

265


عاشقالرکا بريدي عشقني کويدورکايل<br />

زليخاديك قدين دوتا قيلدرکايل<br />

رياضتده رنك رويني سولدورکايل<br />

چني عاشقين رنك رويني سامان قيلور<br />

عاشقالري حق قهريدين قورقوب ترتار<br />

يري و كوکده ماليكالر ييغالب تورار<br />

کاهي قيزيل كاهي سريغ بولوب يورار<br />

ناله قيليب يري و كوكين لرزان قيلور<br />

عاشقالرين خاص معشوقي سحرخيزالر<br />

ندا قيلکان يا عبدي ديب باطن كوزالر<br />

عشق شديت طغيان قيلسه دردي زورالر<br />

قايده سينديب يوراك بغرين بريان قيلور<br />

قايده سينديب قايده سني ديب عاشق ايتار<br />

عاشقالرده حد نه بولغاي معشوق ايتار<br />

آغزي ايتمس تيلي ايتماس ديل ايتار<br />

اوچ يوز التميش متورالري لرزان قيلور<br />

عاشقالرين قيامت کون حالني سورکاي<br />

چني عاشقين کوکسني ياريب داغني كوركاي<br />

پاك آغزيدين كفكي آقيب يوكروب يورکاي<br />

کيمكا بريسه پاك عشقيين حريان قيلور<br />

عاشقالرين طلبالري جام شراب<br />

معشوقيغه ييتماك اوچون بغري کباب<br />

روحالريين غذاسي دور چنك رباب<br />

آهي چيقسه ييت اقليم ويران قيلور<br />

Aşıklara verdi aşkını yandırmağa,<br />

Züleyha gibi vücûdunu iki büklüm eylemeğe,<br />

Riyâzette yüzünün rengini soldurmağa,<br />

Gerçek âşıkın yüzünün rengini samân eyler.<br />

Âşıkları Hakk kahrından korkup titrer;<br />

Yer ve gökte melekler ağlayıp durur;<br />

Bazen kızıl, bazen sarı olup durup<br />

Feryâd eyleyip yer ve göğü lerzân eyler.<br />

Âşıkların gerçek sevgilisi seherde bekler,<br />

Nidâ eyleyince “yâ kulum” deyip bâtın gözler,<br />

Aşk şiddeti coşsa derd-i zârlar,<br />

Nerdesin deyip yürek-bağrını biryân eyler.<br />

Nerdesin?” deyip, nerdesin?” deyip âşık söyler;<br />

Âşıklarda had ne ola, mâşûk söyler;<br />

Ağzı demez, dili demez, gönlü söyler;<br />

Üç yüz altmış damarları lerzân eyler<br />

Âşıkların kıyâmet günü hâlini soracak,<br />

Gerçek âşıkın göğsünü yarıp dâğını görecek,<br />

Temiz ağzından köpüğü akıp yürüyüp görecek,<br />

Kime verse temiz aşkını, hayrân eyler.<br />

Âşıkların istekleri şarâp kadehi,<br />

Sevgilisine ermek için bağrı kebâb;<br />

Rûhlarının gıdâsıdır çeng ve rebap;<br />

Âhı çıksa, yedi iklimi vîrân eyler.<br />

266


قدرت بريله هرنه قيلسه ايرك ليك اوزي<br />

قدرتيدين معلوم تورور قيش و يازي<br />

اي ناانصاف هللا بيله قيلمه بازي<br />

قهار ايكام جانليغالرين بيجان قيلور<br />

ييغالمقين هر آدمغه بريکان قاين<br />

يغالماقليغ آسان امياس بغر قاين<br />

كوز ياشينكين ريا قيلمه حقين تاين<br />

حق تعايل سويكانالرين گريان قيلور<br />

قول خواجه امحد بنده مني ديب اورمكيل الف<br />

ريا بريالن قيلغان طاعت بارچه كذاف<br />

شريعتده طريقتده كارينك خالف<br />

آخرتده كذابالرين عريان قيلور<br />

Kudret ile her ne eylese, Kâdir özü;<br />

Kudretinden mâlumdur kış ve yazı;<br />

Ey insâfsız, Allah ile eyleme iddia<br />

Kahhâr Melik’im cânlıları cânsız eyler.<br />

Ağlamayı her insâna veren hani;<br />

Ağlamaklık kolay değil, bağrı hani,<br />

Göz yaşını riyâ eyleme, Hakk’ı tanı,<br />

Hakk Teâlâ sevdiklerini giryân eyler.<br />

Kul Hoca Ahmed, kulum deyip vurma lâf;<br />

Riyâ ile eylediğin ibâdetin hepsi boş;<br />

Şeriatte, tarikatte kazancın şüpheli;<br />

Âhirette yalancıları üryân eyler<br />

‎134‎حکمت<br />

حمبت ين بوستانيده هزار داستان<br />

بلبل الري سريار آنده افغان قيلور<br />

معرفت ين ميدانيده جوالن قيلغان<br />

کيچه کوندوز کوز ياشيين عمان قيلور<br />

اول بلبل ين آوازيين ايشتكان الر<br />

تكربين تاغني كسيب اوشاتكانالر<br />

بو دنياين مزاسيين اونوتقانالر<br />

فرياد اوروب ييغالب کوزين گريان قيلور<br />

134. Hikmet<br />

Muhabbetin bahçesinde binlerle destân,<br />

Bülbülleri şakıyıp orada fîgân eyler,<br />

Marifetin meydânında dolaşan eyleyen,<br />

Gece gündüz gözyaşını deniz eyler.<br />

O bülbülün feryâd ını işitenler,<br />

Kibirin dağını kesip benzetenler,<br />

Bu dünyânın lezzetini unutanlar,<br />

Feryâd edip ağlayıp gözünü giryân eyler.<br />

267


عاشق قولالر بو دنياين کوزکا ايلماس<br />

دنيا عشقني زاهد قولالر تيل کا آملاس<br />

کيچه کوندوز مست و حريان اوزکا کيلماس<br />

ديدار تيالب كوکسني تيشيب ناالن قيلور<br />

وا دريغا کيچت عمروم تومياي قالدمي<br />

راحله سيز يولغه کرييب هاريب قالدمي<br />

مهت قورين بيلکا حمكم چاليب آلدمي<br />

اوزي سويكان عاشقالرين سرسان قيلور<br />

ايا عاشق كيچه كوندوز تينماي ييغال<br />

کويوب پشيب يوراك بغرينك ايزيب داغال<br />

اجل ييتسه مردانه وار بيلينك باغال<br />

مونداغ عاشق بارسه انده مهمان قيلور<br />

شيخ منصور اوز باشيين دارده کوردي<br />

پرتو سالدي حق ديدارين انده کوردي<br />

بيخود بولوب اوزين بيلماي افغان قيلدي<br />

وا ذوقا ديب اوزين بيلماي جوالن قيلور<br />

شيخ شبلي عاشق بولوب بيلماي اويت<br />

شيخ بايزيد ييتميش يويل اوزين ساتدي<br />

بو دنياين عزت الرين تاشالب آيت<br />

اوتكان ايشقه ندامت ديب افغان قيلور<br />

انداغ ايرالر صحبت ين تابقان کيشي<br />

مست و حريان بولوب يورار ياز و قيشي<br />

سحرالرده چار ضرب اورمق اين ايشي<br />

ظاهر خنده باطن الرين پنهان قيلور<br />

Âşîk kullar bu dünyâyı göze iliştirmez,<br />

Dünyâ aşkını zâhid kullar dile almaz,<br />

Gece gündüz mest ve hayrân kendine gelmez,<br />

Cemâl dileyip göğsünü deşip ağlar eyler.<br />

Vah ne yazık geçti ömrüm doymadan kaldım,<br />

Rehbersiz yola girip yorulup kaldım,<br />

Hikmet kemerin bele sağlam bağladım,<br />

Kendini seven âşıkları darmadağın eyler.<br />

Ey âşık gece gündüz dinmeden ağla,<br />

Yanıp pişip yürek bağrını ezip dağla,<br />

Ecel yetse merdcesine belini bağla,<br />

Böyle âşık varsa orada konuk eyler.<br />

Şeyh Mansûr öz başını darağacında gördü,<br />

Nûr gönderdi Hakk cemâlini orada gördü,<br />

Şuûrsuz olup kendini bilmeden feryâd eyledi,<br />

Vâ şevkâ diye kendini bilmeden dolaşır.<br />

Seyh Şiblî âşık olup bilmeden geçti,<br />

Şeyh Bâyezîd yetmiş yol kendini sattı,<br />

Bu dünyânın izzetlerini kaldırıp attı,<br />

Geçen içe pişmânlık diye feryâd eyler.<br />

Eyle erlerin sohbetini bulan kişi,<br />

Elest ve hayrân olup yürür yaz ve kışı,<br />

Seherlerde dört döğünmek onun işi,<br />

Zâhir neşeli bâtınlarını gizli eyler.<br />

268


مونداغ بوملاي حق وصلي غه ييتيب بوملاس<br />

رسوا بوملاي سردين معين اليب بوملاس<br />

هو ذکريين ايتيب دامي تيلدين قومياس<br />

ومهي بريالن دلالريين لرزان قيلور<br />

قول خواجه امحد بو حكمت ين كيمكا ايدينك<br />

عارف مني ديب خاليقغه اوقوب يايدينك<br />

تأثري قيلماس عاملالرغه ايغان پندينك<br />

عارف اولدور تن ملكي ين ويران قيلور<br />

Böyle olmadan Hakk vuslatına ermek olmaz,<br />

Rüsvâ olmadan sırdan mânâ almak olmaz,<br />

Hû zikrini deyip dâimâ dilden bırakmaz,<br />

Hayâli ile dillerini lerzân eyler.<br />

Kul Hoca Ahmed bu hikmeti kime söyledin,<br />

Ârifim diye ahâlîye okuyup yaydın,<br />

Tesîr eylemez âlimlere söylediğin öğüdün,<br />

Ârif odur beden mülkünü vîrân eyler.<br />

‎135‎حکمت<br />

جتلّي ين مقامي دور عجب مقام<br />

اول مقامده عاشق قولالر جوالن قيلور<br />

قي کونكل کا جتلي سني پرتو سالسه<br />

بيخود بولوب اوزين بيلماي افغان قيلور<br />

اول مقام ين يولالريين رهزين بار<br />

قالوزسيز يولغه كريسه يولدين آزار<br />

وسواس ايالب شيطان لعني دينني بوزار<br />

اون يوليغه ساليب آين حريان قيلور<br />

اول مقام ين بيلدوركايل رهرب کرياك<br />

طريقت ين بيشه سيده صفدر كرياك<br />

اوشبو يول ين ضبط ايالكان سرور كرياك<br />

انداغ مرشد اومجاق ملكني طريان قيلور<br />

135. Hikmet<br />

Tecellînin makâmıdır acaip makâm;<br />

O makâmda âşık kullar dolaşır<br />

Hangi gönüle tecellîsinin nûrunu gönderse<br />

Şuûrsuz olup kendini bilmeden feryâd eyler<br />

O makâmın yollarının rehzeni var,<br />

Kılavuzsuz yola girse, yoldan şaşar,<br />

Vesvese eyleyip lânetli şeytân dinini bozar,<br />

Kendi yoluna koyup onu şaşkın eyler.<br />

O makâmı bildiren rehber gerek;<br />

Tarîkatın ön safında safder gerek;<br />

İşbu yolu zabteyleyen server gerek;<br />

Öyle mürşid cennet mülkünü hâzır eyler.<br />

269


اول مقام غه ييتكان عاشق شراب ايچار<br />

خامنانني برباد برييب جاندين كيچار<br />

شوق قناتني حضرت تبا توقوب اوچار<br />

عرش کرسي لوح قلم طريان قيلور<br />

ديدار تيالب ترك ايالسنك ماسواين<br />

اوملاس بورون وجودنكي ايال فاين<br />

وَاَهنْ‏ ارٌ‏ مِنْ‏ عَسَلٍ‏ مُصَفَّاين<br />

امجاخين خاص قويل غه احسان قيلور<br />

اول مقام ين توحيد آتليغ درخت بار<br />

سايه سيده عاشق قولالر براق سوار<br />

هر بري شاخي مينك ييل چيليق يول ين توتار<br />

هر قايسي سي اوز اوزيكا عنوان قيلور<br />

اول درخت ين ميوه سيدين تاتقان قولالر<br />

دنياسيين آخرت قه ساتقان قولالر<br />

گور ايچيده آسايش ده ياتقان قولالر<br />

سحرالرده كوز ياشيين عمان قيلور<br />

مهت قورين قول خواجه امحد بيل كا باغال<br />

حمبت ين اويت بريله يوراك داغال<br />

يقانک توتوب تانك آتقونچه تينماي يغال<br />

شايد سنكا رحم ايالبان جانان قيلور<br />

O makâma eren âşık şarâp içer;<br />

Ev-barkını yağmaya verip Cândan geçer;<br />

Şevk kanadını Hazret’e doğru tutup uçar;<br />

Arş ve Kürsü, Levh ve Kalem tayrân eyler.<br />

Cemâl dileyip terk eylesen mâsivâyı;<br />

Ölmeden önce vücûdunu eyle fânî;<br />

“Ve enhârun min aselin musaffa” yı;<br />

Cennetini hâs kuluna ihsân eyler.<br />

Ol makâmın tevhîd adlı ağacı var;<br />

Gölgesinde âşık kullar Burâk’a biner;<br />

Her bir dalı bin yıl kadarlık yolu tutar;<br />

Herhangisi kendi kendine ünvân eyler.<br />

O ağacın meyvesinden tadan kullar,<br />

Dünyasını âhirete satan kullar,<br />

Kâbir içinde huzûr içinde yatan kullar<br />

Seherlerde göz yaşını ummân eyler.<br />

Himmet kuşağını Kul Hoa Ahmed bele bağla;<br />

Muhabbetin âteşi ile yürek dağla;<br />

Yakanı tutup tan atana kadar dinmeden ağla;<br />

Meğer sana rahmet ederek cânân eyler.<br />

270


‎136‎حکمت<br />

اوشبو سرين بيلمکان جاهل كشي<br />

درويشالرين قدريين قاچان بيلور<br />

تيل اوچيده امت مني ديب دعوي قيلور<br />

مصطفي ين قدريين قاچان بيلور<br />

طريقتين لذيت دين تاتقان كشي<br />

دنياسين دين يوليده ساتقان كشي<br />

کيچه کوندوز كوزده ياشي آققان كشي<br />

بو دنياين قدريين قاچان بيلور<br />

کيچه کوندوز طاعت قيلسه اوشال عاشق<br />

بو دنياده كناهي دين بولور فارق<br />

درويشالرين غيبت قيلغان اول منافق<br />

معرفتين قدريين قاچان بيلور<br />

دنيا مالني ييغيب يول ين يتورکانالر<br />

ايسز عمرين کفر ايچنده كيچورکانالر<br />

قالوزسيز بيابانده يوروكانالر<br />

حمبت ين قدريين قاچان بيلور<br />

کوب كشيالر دعوي قيلور نفس كوزاتيب<br />

ييب ايچيب حيوان کيب تونالر ياتيب<br />

روزه تومتس زکوه بريمس هم اويانيب<br />

حق تعايل قدريين قاچان بيلور<br />

کل متقي آل مني ديب ايدي رسول<br />

اي قول امحد بو حديث ين قيلغيل قبول<br />

سويري خلقي قبول قيلماي بولدي ملول<br />

جاهل خلقي پري قدريين قاچان بيلور<br />

136. Hikmet<br />

Bu sırrı bilmeyen câhil kişi<br />

Dervîşlerin değerini ne zamân bilir?<br />

Dil ucuyla ümmetim diye iddia eder<br />

Mustafâ’nın değerini ne zamân bilir?<br />

Tarîkatın lezzetinden tadan kişi<br />

Dünyasını din yolunda satan kişi<br />

Gece-gündüz gözde yaşı akan kişi<br />

Bu dünyânın değerini ne zamân bilir?<br />

Gece-gündüz ibâdet eylese o âşık,<br />

Bu dünyada günâhından olur uzak,<br />

Dervîşleri gıybet eden o münâfık,<br />

Marifetin değerini ne zamân bilir?<br />

Dünyâ mâlını yığıp yolu yitirenler,<br />

Kısa ömrünü küfr içinde geçirenler,<br />

Kılavuzsuz kırlarda yürüyenler,<br />

Muhabbetin değerini ne zamân bilir?<br />

Çok kişiler iddia eder nefsini gözetip,<br />

Yeyip-içip hayvân gibi geceleri yatıp,<br />

Oruç tutmaz, zekât vermez hem utanıp,<br />

Hakk Teâlâ’nın değerini ne zamân bilir?<br />

“Külli muttaki âlimen” diye söyledi Rasûl,<br />

Ey Kul Ahmed bu hadisi eyle kabûl,<br />

Suyri halkı kabûl eylemeyip oldu melûl,<br />

Câhil halkı Pîr değerini ne zamân bilir?<br />

271


‎137‎حکمت<br />

سبحان ايذمي بنده سيکا لطف ايالسه<br />

ايچي ياروب تاشي کويوب بريان بولور<br />

پري ايتاكني توتوب عاشق يولغه کريسه<br />

حقين ايزالب ايكي کوزي گريان بولور<br />

جاندين کيچماي عشق سريين بيلسه بوملاس<br />

مالدين كيچماي من منليكين قويسه بوملاس<br />

شرمي بوملاي يالغوز اوزين سويسه بوملاس<br />

انداغ عاشق ايل كوزيدين پنهان بولور<br />

جانينك قيناب زقوم چيناب عاشق بولكيل<br />

ياشينك توكوب كوزونك سوالب صادق بولكيل<br />

اندين کني دركاهي غه اليق بولكيل<br />

جانينك بريسنك رحم ايالسه جانان بولور<br />

عشق يوليده کيچه کوندوز ييغالغانالر<br />

جاندين كيچيب بيلني حمكم باغالغانالر<br />

خذمت قيليب حق سريين آنكالغانالر<br />

تون اويقوين حرام قيليب ناالن بولور<br />

وا دريغا عشق يوليده جامن بريماي<br />

غواص بولوب دريا ايچره گوهر تريماي<br />

حقدين اوزکا غفلت الرين يراق ساملاي<br />

تانكال بارسه ندامت الر چندان بولور<br />

عاشق بولسنك بايزيدديك اوزونك ساتقيل<br />

وهللا باهلل دنيا حرام تاشالب آتقيل<br />

قانالر توکوب کوزالرينكدين تونالر قاتقيل<br />

بري حلظه ده شيطان ملكي ويران بولور<br />

137. Hikmet<br />

Sübhân Rabb’im kuluna lutf eylese,<br />

İçi aydınlanıp, dışı yanıp biryân olur.<br />

Pîr eteğini tutarak âşık yola girse,<br />

Hakk’ı izleyip iki gözü giryân olur.<br />

Cândan geçmeden aşk sırrını bilse olmaz;<br />

Maldan geçmeden ben-benliği koysa olmaz;<br />

Utangaç olmadan yalnız kendini sevse olmaz;<br />

Öyle âşık halk gözünden gizli olur.<br />

Cânını incitip zakkum çiğneyip âşık ol,<br />

Yaşını döküp gözünü sulayıp sâdık ol,<br />

Ondan sonra dergâhına lâyık ol,<br />

Cânını versen rahmet eylese cânân olur.<br />

Aşk yolunda gece gündüz ağlayanlar,<br />

Cândan geçip belini sıkı bağlayanlar,<br />

Hizmet eyleyip Hakk sırrını anlayanlar<br />

Gece uykusunu harâm eyleyip ağlar olur.<br />

Vah ne yazık, aşk yolunda cânını vermeden,<br />

Dalgıç olup deniz içinden cevher dermeden,<br />

Hakk’tan başka gafletleri uzaklaştırmadan<br />

Sabâha varsa, pişmânlıklar pek çok olur.<br />

Âşık olsan, Bâyezid gibi kendini sat,<br />

Vallah-billâh dünyâ harâm, kaldırıp at,<br />

Kanlar döküp gözlerinden geceleri don,<br />

Bir anda şeytân mülkü vîrân olur.<br />

272


تانك آتقونچه ذکريز ايتكيل جانينك بريله<br />

تاغ چول ين بستان قيلغيل قانينك بريله<br />

تاشدين قاتيغ تاشقه ياتقيل يانينك بريله<br />

يولدين آزغان يوزمينك غافل مردان بولور<br />

تاشدين قاتيغ تاشين سورکان بيخربالر<br />

عقيب ايشني آرقه تاشالب دنيا ايزالر<br />

آيت حديث بيان قيلسام قاتيغ سوزالر<br />

ظاهر آدم باطن الري شيطان بولور<br />

ذكرين آيغيل قانالر آقسون سوزالرينكدين<br />

حكمت آيغيل درالر تامسون سوزالرينكدين<br />

كل الر اونسون هر بري باسقان ايزالرينكدين<br />

گل کا باقسنك كل آچيليب بوستان بولور<br />

سحرالرده ايرته توروب قانالر يوتكيل<br />

پري مغان ايتاكي ين حمكم توتكيل<br />

حقه عاشق بولغان بولسنك جاندين اوتكيل<br />

جاندين كيچماي چني عاشق الر عريان بولور<br />

بو دنياده فقريليک ين عادت قيلكان<br />

خوارليغ تارتيب مشقت ين راحت بيلكان<br />

قول خواجه امحد خيشي الركا خذمت قيلكان<br />

قيامت کون انداغ كشي سلطان بولور<br />

Tan atana kadar zikrini söyle, cânın ile<br />

Dağ ve ovayı bostân eyle, kanın ile<br />

Taştan katı taşa yat, yanın ile<br />

Yoldan çıkan yüz bin gâfil yiğit olur.<br />

Taştan katı taşı süzen habersizler,<br />

Âhiret işini geri bırakıp dünyâyı arar<br />

Âyet, hadîs beyân eylesem, sert konûşur<br />

Dışı insân, içleri şeytân olur.<br />

Zikrini söyle, kanlar aksın gözlerinden,<br />

Hikmet söyle, inciler damlasın sözlerinden,<br />

Güller bitsin, her bir bastığın izlerinden,<br />

Güle baksan, gül açılıp bostân olur.<br />

Seherlerde erken kalkıp kanlar yut,<br />

Pîr-i Kâmil eteğini sağlam tut,<br />

Hakk’a âşık olmuş olsan, cândan geç,<br />

Cândan geçen gerçek âşıklar üryân olur.<br />

Bu dünyada fakîrliği âdet eyleyen<br />

Hakirlik çekip meşakkati râhat bilen,<br />

Kul Hoca Ahmed, iyilere hizmet eyleyen,<br />

Kıyâmet günü öyle kişi sultân olur.<br />

273


‎138‎حکمت<br />

عارف عاشق جان ملكيده امل تارتسه<br />

اون سيكز مينك قاموغ عامل غلغل بولور<br />

کونكل قوشي شوق قناتني توقوب اوچسه<br />

مجله وجود يادين سريار بلبل بولور<br />

حمبت ين ميداين غه اوزين سالسه<br />

معرفت ين ميداين غه اوزين اورسه<br />

سر شرابني ايچيب عاشق روحي قانسه<br />

مودت ين گلزاريده خوش گل بولور<br />

ايرانالر حق ياديدين غافل بوملاس<br />

رجال التلهيهم دير خالق الناس<br />

ايران يولني توتقان هركيز يولده قاملاس<br />

اول حضرتده سر اسراري مقبول بولور<br />

الست مخرين کيمکا بريسه اوشال ساقي<br />

بال مدام ايچيب اسرار منكو باقي<br />

تنني جانني کويدوروب شوق احراقي<br />

ايچيدين كويار ياقيلور هم كل بولور<br />

ظاهرين آيت بريالن بيزه کانالر<br />

باطن الرين آيت بريله توزه کانالر<br />

شوق اويت ين ايچ كونكل كا كيزاکانالر<br />

ماسوي بريالن قاچان مشغول بولور<br />

طريقت دور بو يول آتني بيلسه درويش<br />

معرفت ين متاعيدين آلسه درويش<br />

اوزكا يول الر باد هوا سانسه درويش<br />

حقيقت ين ميدانيده اير اول بولور<br />

138. Hikmet<br />

Ârif âşık cân yurdunda elem çekse,<br />

On sekiz bin bütün evren gül bahçesi olur.<br />

Gönül kuşu şevk kanadını çırpıp uçsa,<br />

Bütün varlık yâdını söyler bülbül olur.<br />

Muhabbetin meydânına kendisini koysa,<br />

Mârifetin meydânına kendini vursa,<br />

Sır şarâbını içip âşık rûhu kansa,<br />

Meveddettin gülzârında hoş gül olur.<br />

Erenleri Hak yâdından gâfil olmaz;<br />

“Ricâlun lâ tulhihim” der Hâliku’n-nâs<br />

Eren yolunu tutan aslâ yolda kalmaz;<br />

O hazrette sır esrârı makbûl olur.<br />

“Elest” şarâbını kime verse o sâkî,<br />

Devamlı içip saklar ölümsüz bâkî;<br />

Tenini cânını yakarak şevk ihrâkı;<br />

İçten yanar yıkılarak hem kül olur.<br />

Dışını adı ile bezeyenler,<br />

İçlerini âteşi ile düzenleyenler,<br />

Şevk ateşini gönülün içine yerleştirenler,<br />

Masîvâ ile ne zamân meşgûl olur?<br />

Tarikattir bu yol, adını bilse dervîş,<br />

Mârifetin mallarından alsa dervîş,<br />

Başka yollar kötülük yeli; sansa dervîş,<br />

Hakîkatin meydânında er o olur.<br />

274


قاتيغ النيب قول خواجه امحد يولغه كريکيل<br />

قولين كورسنك قويل بولوب معين سورکيل<br />

يا اهليم روزي قيلسه معين آلكيل<br />

معين سوراب معين آلغان چني قول بولور<br />

Dayanarak Kul Hoca Ahmed, yola gir<br />

Kulu görsen, kulu olup mânâ sor<br />

Yâ İlâhım, nasîp kılsa, mânâ al<br />

Mânâ sorup mânâ alan gerçek kul olur.<br />

‎139‎حکمت<br />

سحر وقتده قوپوب ييغالب ناله ايال<br />

نالشينك دين يري و كوکالر نوا قيلسون<br />

حقه سيغنيب کوز ياشينكين ژاله ايال<br />

آندين سونكره حق دردينك کا دوا قيلسون<br />

چني دردليك ين هللا سويوب بندم ديدي<br />

اوچ يوز آلتميش باقيب اين غمني يدي<br />

ماليك الر ياشني آليب حتفه قيلدي<br />

قان ييغالغيل ياشينك آليب کواه قيلسون<br />

يوز مينك گناه صادر بولدي بيالملادينك<br />

توبه قيليب دركاهي كا کيالملادينك<br />

خذمت قيليب خيشي دعا آالملادينك<br />

يازوق الردين سيين نه ديب سوا قيلسون<br />

بو عاملده رسوا بولوب قان يومتسنك<br />

شريعت ده طريقت ده پري تومتسنك<br />

حقيقت ده جان تندين پاك اومتسنك<br />

غفلت الردين سين نه ديب جدا قيلسون<br />

139. Hikmet<br />

Seher vakti kalkıp ağlayıp, feryâd eyle;<br />

Feryâdından yer ve gökler nevâ eylesin<br />

Hakk’a sığınıp göz yaşını çağlayan eyle;<br />

Ondan sonra Hakk derdine devâ eylesin.<br />

Gerçek dertliyi Allah sevip kulum dedi,<br />

Üç yüz altmış bakıp onun gamını yedi,<br />

Melekler yaşını alıp armağan eyledi,<br />

Kan ağla yaşını alıp tanık eylesin.<br />

Yüz bin günâh işlendi, bilemedin;<br />

Tevbe eyleyip dergâhına gelemedin;<br />

Hizmet eyleyip iyi duâ alamadın;<br />

Günâhlardan seni ne diye sivâ eylesin?<br />

Bu âlemde rezil olup kan yutmasan,<br />

Şeriatte, tarikatte Pîr tutmasan,<br />

Hakikatte cândan, tenden tam geçmesen,<br />

Gafletlerden seni ne diye ayrı eylesin?<br />

275


ايرانالرين قيلغان الريين قيالملسنك<br />

پريسيز يوروب ورد اوراد بيالملاسنك<br />

استعانت تيالب دعا آالملسنك<br />

خاص بزرك الر سيين نه ديب دعا قيلسون<br />

دام تزوير قويوب خلقين يولدين اوردونك<br />

شيخ قيليب ريا بريله دوکان قوردونك<br />

عشرت قيليب شيطان بريله دوران سوردونك<br />

ديداريغه سيين نه ديب روا قيلسوق<br />

لطف كرم حق يارايت سيزالر اوچون<br />

جان و دلده خذمت قيلماي سيزالر زبون<br />

هللا اوچون حبث ايتارمني تبقون سخون<br />

ناپاك الركا نه ديب لطفني عطا قيلسون<br />

كيچه يامتاي خواب غفلت حرام قيلسه<br />

ذكر قلب و ذكر سرين متام قيلسه<br />

مينك بري آتني تسبيح ايتيب كالم قيلسه<br />

بنده نه ديب دركاهي كا خطا قيلسون<br />

امر معروف هني منكر بيليب قيلسه<br />

ياتسه قوبسه بري خداي ين حاضر بيلسه<br />

تا اولكونچه خواجه سيغه خذمت قيلسه<br />

قُوَّت بريور آين نه ديب دوتا قيلسون<br />

يب مناز و يب طاعت كا بريماس قُوَّت<br />

فعلي ضعيف اوزي معيوب بريماس مهت<br />

رزقي ناقص اوزي ناجنس كورماس دولت<br />

اول فاسق ين دلني نه ديب صفا قيلسون<br />

Erenlerin yaptıklarını yapamasan,<br />

Pîrsiz yürüyüp vird ve evrâd bilemesen.<br />

Yardım dileyip duâ alamasan,<br />

Seçkin ulular sana ne diye duâ eylesin?<br />

Tezvîr ağı koyup halkı yoldan çıkardın,<br />

Şeyhlik kılıp riyâ ile pazar kurdun;<br />

Gönül eğlendirip şeytân ile devrân sürdün<br />

Cemâline sen ne diye lâyık eylesin?<br />

Lütuf ve keremi Hakk yarattı sizler için<br />

Cân ve gönülde hizmet eyleyip sizler alçak<br />

Allah için bahsederim bulasın sahun<br />

Temiz olmayanlara ne diye lütfunu hediye eylesin?<br />

Gece yatmayıp gaflet uykusunu harâm eylese<br />

Kalb zincirini, sır zikrini tamâm eylese<br />

Bin bir adını tesbîh edip söz eylese<br />

Kul ne diye dergâhına hatâ eylesin?<br />

Emr-i mârûf, nehy-i münker bilip eylese,<br />

Yatsa, kalksa bir Allah’ı hâzır bilse<br />

Ölene kadar Rabbine hizmet eylese<br />

Kuvvet verir, onu ne diye iki büklüm eylesin?<br />

Namâzsıza, ibâdetsize vermez kuvvet;<br />

Ameli zayıf, kendisi ayıplıya vermez himmet;<br />

Rızkı noksan, kendisi soysuz olan görmeye devlet;<br />

O fâsıkın gönlünü ne diye safâ eylesin?<br />

276


حيف آدم اوز قدريين اوزي بيلماس<br />

من ليك قيليب خيشي الرين كوزکا ايلماس<br />

هو صحبتني قوركان يريكا قاچيب كيلماس<br />

اول يب وفا عهده نه ديب وفا قيلسون<br />

آدم اول دور فقري بولوب يولده ياتسه<br />

تفراق صفت عامل اين باسيب اوتسه<br />

يوسف صفت برادري قول ديب ساتسه<br />

قول ين قويل اول قول نه ديب هوا قيلسون<br />

شوقي ذوقي حمبت دين عيان قيلغيل<br />

عاشق الركا عشق اويت دين بيان قيلغيل<br />

خوارليق زارليق مشقت ين نشان قيلغيل<br />

چني عاشق الر اوتدين نه ديب حذر قيلسون<br />

هللا ديبان اوتقه كريدي خليل هللا<br />

اوشل اوتين بستان قيلدي كورونك هللا<br />

بوينني قسيب ييغالب ايدي شيئا هلل<br />

فقري مسكني اونده نه ديب هوا قيلسون<br />

حقه عاشق صادقالري يورور خلوت<br />

تانكال بارسه حق قاشيده كورار عزّت<br />

جنت كرييب ديدار كورار عيش راحت<br />

پنهان يورار خلقه نه ديب ريا قيلسون<br />

قول خواجه امحد درد حالت پيدا قيلغيل<br />

جان و دلين حق يوليده شيدا قيلغيل<br />

دردين تارتيب روز حمشر غوغا قيلغيل<br />

درد بوملسه موليم كيمكا شفا قيلسون<br />

Yazık, insân kendi kadrini kendi bilmez;<br />

Benlik kılıp iyileri göze iliştirmez<br />

Hû sohbetini kuran yere kaçıp gelmez;<br />

O vefâsız ahde ne diye vefâ eylesin?<br />

İnsan odur, fakîr olup yerde yatsa,<br />

Toprak gibi âlem onu basıp geçse,<br />

Yûsuf gibi kardeşi köle diye satsa;<br />

Kulun kulu, o gün ne diye hevâ eylesin?<br />

Şevki, zevki muhabbetten ayân eyle,<br />

Aşıklara aşk ateşinden beyân eyle,<br />

Hor görülme-ağlama, meşakkatı nişân eyle,<br />

Gerçek âşıklar ateşten ne diye çekinsin?<br />

Allah diyerek ateşe girdi Halilullah,<br />

O âteşi bostân kıldı, görün, Allah,<br />

Boyun büküp ağlayıp dedi: “Şey’en li’llâh”<br />

Fakîr, miskîn orada ne diye hevâ eylesin?<br />

Hakka âşık sâdıkları yürür yalnız,<br />

Sabâha varsa, Hak önünde görür izzet,<br />

Cennete girip cemâl görür, ikrâm ve râhat,<br />

Gizli yürür, halka ne diye riyâ eylesin?<br />

Kul Hoca Ahmed, hâlet derdi peydâ eyle,<br />

Cân ve gönlü Hakk yolunda tutkun eyle,<br />

Derdini çekip mahşer günü kavgâ eyle,<br />

Dert olmasa, Mevlâ’m kime şifa eylesin?<br />

277


‎140‎حکمت<br />

عشق دعوي سني منكا قيلمه يالغان عاشق<br />

عاشق بولسنك بغرينك ايچره کوز قاين يوق<br />

حمبت ين شوقي بريله جان بريمسه<br />

ضايع کيچار عمري اين يالغاين يوق<br />

عشق باغي ين حمبت تارتيب کوکارمتسنك<br />

خوارليق تارتوب شوم نفسينکين اولدورمسنك<br />

هللا ديوب ايچ کا نورين تولدورمسنك<br />

وهللا باهلل سينده عشق ين نشاين يوق<br />

حق ذكريين مغز جاندين چيقارمسنك<br />

اوچ يوز آلتميش متورالرينك تيربامتسنك<br />

تورت يوز قرق تورت سونكارالرينك كل قيلمسنك<br />

يالغانچيدور حققه عاشق بولغاين يوق<br />

نفسدين کيچيب قناعت ين پيشه قيلغان<br />

هرکيم تيبسه راضي بولوب بويون سونغان<br />

خيشي الرغه خذمت قيليب دعا آلغان<br />

انداغ عاشق حمشر کوين آرماين يوق<br />

راحت تاشالب جان حمنتني خوشالكانالر<br />

سحرالرده جانني قيناب اشالكانالر<br />

هاي هوس ما و مني ين ثاشالکانالر<br />

چني عاشق دور هركيز آين يالغاين يوق<br />

عشق درديين يب دردالرکا ايتيب بوملاس<br />

بو يول الرين عقبه سي كوب اوتوب بوملاس<br />

عشق گوهرين هر نامردکا ساتيب بوملاس<br />

بيخربالر عشق قدريين بيلكاين يوق<br />

140. Hikmet<br />

Aşk dâvasını bana kılma, sahte âşık;<br />

Âşîk olsan, bağrın içinde göz kanı yok.<br />

Muhabbetin şevki ile cân vermese,<br />

Boşa geçer ömrü onun, yalanı yok.<br />

Aşk bağını sıkıntı çekip yeşertmesen,<br />

Hor görülse kötü nefsini öldürmesen,<br />

“Allah” diyerek içe nûru doldurmasan,<br />

Vallah, billâh sende aşkın eseri yok.<br />

Hakk zikrini cân içinden çıkarmasan,<br />

Üç yüzaltmış damarlarını kımıldatmasan,<br />

Dört yüz kırk dört kemiklerini kul eylemesen,<br />

Yalancıdır Hakk’a âşık olduğu yok.<br />

Nefsten geçip kanâatı huy edinen,<br />

Her kim tepse, râzı olup boyun sunan,<br />

İyilere hizmet eyleyip duâ alan;<br />

Öyle âşıkın mahşer günü üzüntüsü yok.<br />

Râhatı bırakıp cân sıkıntısını hoşlayanlar,<br />

Seherlerde cânını incitip çalışanlar<br />

Hay u heves, ben-benliki terkedenler,<br />

Gerçek âşıktır, aslâ onun yalanı yok.<br />

Aşk derdini dertsizlere söyleyip olmaz;<br />

Bu yolların engeli çok, geçip olmaz;<br />

Aşk cevherini her nâmerde satıp olmaz;<br />

Habersizlerin aşk kadrini bildiği yok<br />

278


عشقه توشتونك اوتقه توشتونك کويوب اولدونك<br />

پروانه ديك جاندين کيچيب اخکر بولدونك<br />

دردکا تولدونك غم کا سولدونك تيلبه بولدونك<br />

عشق دردين سورسنك هرکيز درماين يوق<br />

باشينك کيتار بو يول الرده حاضر بولغيل<br />

عشق يوليده اوملاس بورون زينهار اولغيل<br />

پري ايتاکني حمكم توتوب خذمت قيلغيل<br />

خذمت قيلغان هرکيز يولده قالغاين يوق<br />

عاشق ايرماس جانانيکا جان بريمسه<br />

دهقان ايرماس كتمان چابيب نان بريمسه<br />

مونده ييغالب آخرت ده جان بريمسه<br />

يولدا قالغان بوي خدا آلغاين يوق<br />

اي بيخرب عشق اهليدين بيان سورمه<br />

درد استاکيل عشق درديغه درمان سورمه<br />

عاشق بولسنك زاهدالردين نشان سورمه<br />

بو يول الرده عاشق اولسه تاواين يوق<br />

زاهد بومله عابد بومله عاشق بولكيل<br />

حمنت تارتيب عشق يوليده صادق بولكيل<br />

نفسين تيفيب درکاهي غه اليق بولكيل<br />

عشق سزالرين هم جاين يوق امياين يوق<br />

عشق سوداسي کيمکا توشسه رسوا قيلور<br />

پرتو سالب حق اوزيغه شيدا قيلور<br />

جمنون صفت عقلني آليب ليال قيلور<br />

هللا حقي بو سوزالرين يالغاين يوق<br />

Aşka düştün, ateşe düştün, yanıp öldün;<br />

Pervâne gibi cândan geçip kor ateş oldun;<br />

Derde doldun, gama soldun, tilbe oldun;<br />

Aşk derdini sorsan, aslâ dermânı yok.<br />

Başın gider bu yollarda, hâzır ol,<br />

Âşîk yolunda ölmeden önce muhakkak öl,<br />

Pîr eteğini sıkı tutup hizmet eyle,<br />

Hizmet eyleyenin aslâ yolda kaldığı yok.<br />

Âşîk değil, sevdiğine cân vermese,<br />

Köylü değil, saban koşturup ekmek vermese,<br />

Burada ağlayıp âhirette cân vermese,<br />

Yolda kalanın Allah kokusunu aldığı yok.<br />

Ey habersiz, aşk ehlinden beyân sorma,<br />

Dert iste, aşk derdine dermân sorma,<br />

Âşîk olsan, zâhidlerden nişân sorma,<br />

Bu yollarda âşık ölse, tavanı yok.<br />

Zâhid olma, âbid olma, âşık ol,<br />

Mihnet çekip aşk yolunda sâdık ol,<br />

Nefsi tepip dergâhına lâyık ol,<br />

Âşksızların hem cânı yok, imânı yok.<br />

Aşk sevdâsı kime düşse, rezil eyler,<br />

Nûr gönderip Hakk kendine tutkun eyler,<br />

Mecnûn gibi aklını alıp Leylâ eyler,<br />

Allah tanık bu sözlerin yalanı yok.<br />

279


قول خواجه امحد جاندين كيچيب يول غه كريكيل<br />

آندين سونكره ايرانالرين يولدن سوركيل<br />

هللا ديبان حق يوليده جانينك بريكيل<br />

بو يول الرده جان بريماسنك امكاين يوق<br />

Kul Hoca Ahmed, cândan geçip yola gir,<br />

Ondan sonra erenlerin yolunu sor,<br />

Allah diyerek, Hakk yolunda cânını ver,<br />

Bu yollarda cân vermesen, imkânı yok.<br />

‎141‎حکمت<br />

توبه قيليب حقّه يانغان عاشقالرغه<br />

اومچاخ ايچره تورت اريغ ده شربىت بار<br />

توبه قيلماى حقه يامناکان غافلالرغه<br />

تار حلدده قاتيغ عذاب حسرتى بار<br />

اومچاخ ملكني اومان قولالر توبه قيلسون<br />

توبه قيليب حضرتىغه ياوق بولسون<br />

حور قصور غلمان ولدان خادم بولسون<br />

الوان الوان کيار تشريف خلعىت بار<br />

توبه قيلغان عاشقالرغه نوری ايرور<br />

توىن كوىن صامي بولسه كونكلى يارور<br />

قچان اولوب كورکا کريسه کورى کينكرور<br />

اوغان ايزمي رحيم رمحن رمحىت بار<br />

توبهسيزالر بو دنيادين كيچماس بيلور<br />

اولوب بارسه کور عذابني كورمس بيلور<br />

قيامت كون تانك عرصات آمتس بيلور<br />

هيهات هيهات نوحه فرياد کونالری بار<br />

141. Hikmet<br />

Tevbe eyleyip Hakk’a yanan Aşıklara,<br />

Cennet içinde dört pınarda şerbeti var.<br />

Tevbe kılmayıp Hakk’a yanmayan gâfillere,<br />

Dar kabirde sert azâb hasreti var.<br />

Cennet mülkünü uman kullar tevbe eylesin,<br />

Tevbe eyleyip Hazret’ine yakın olsun;<br />

Hûrî kusûr, gılmân, vildân hizmetçi olsun<br />

Rengârenk giyer şeref kaftanı var.<br />

Tevbe eyleyen Aşıklara nûru erer,<br />

Gece gündüz oruçlu olsa, gönlü ışır,<br />

Ne zamân ölüp kabre girse, kabri genişler;<br />

Kâdir Rabb’im, Rahîm, Rahmân rahmeti var.<br />

Tevbesizler bu dünyadan geçmez sanır,<br />

Ölüp gitse, kâbir azâbını görmez sanır,<br />

Kıyâmete gün Arasât’ın tanı atmaz sanır,<br />

Heyhat-heyhat, feryâd -fîgân günleri var.<br />

280


مناز روزه توبه اوزره بارغانالرغه<br />

حق يوليغه کريب قدم قويغانالرغه<br />

اوشبو توبه بريله آنده بارغانالرغه<br />

يارلقامنيش قولالر بريالن صحبتی بار<br />

مناز بريله روزهالرى اوتن االر<br />

عامل خلقى سويونوب اىن حقدين تيالر<br />

قيامت کون كوروب آىن آالر تينكالر<br />

نه قول ايرميش بو سعادت نصرتی بار<br />

اول اريغالر كيمكا تورور بيلكيل آىن<br />

توبه قيلغان عاشقالرکا ايچورور آىن<br />

توبهسيزالر اول اريغ دين ايچمس وىل<br />

انكا ايچورور زهر زقوم شربىت بار<br />

قيامتىن بري كوىن ايليك مينك ييلچه بولور<br />

بو دنياىن سانچه ييل نيچه بولور<br />

قيامت كون ييتميش مينك ييل اوتده قالور<br />

توبه قيلكان قولالر كوميس مهلىت بار<br />

هر كيم حقىن قوىل بولسه حقه يانسون<br />

حقه يامنس اوزين ديكان نارى بارسون<br />

قول خواجه امحد نچوك مونده اورون تابسون<br />

كيچه کوندوز قورقه تورور هيبىت بار<br />

Namâz, oruç, tevbe üzere varanlara,<br />

Hakk yoluna girip adım atanlara<br />

Bu tevbe, ile oraya varanlara,<br />

Bağışlanmış kullar ile sohbeti var.<br />

Namâz ile oruçları ateşini alır,<br />

Âlem halkı sevinip onu Hakk’dan diler,<br />

Kıyâmet günü görüp onu onlar dinler,<br />

Ne kul imiş bu saâdet, nusreti var.<br />

O pınarlar kimedir, bil onu<br />

Tevbe kılan Aşıklara içirir onu;<br />

Tevbesizler o pınardan içmez suyu;<br />

Ona içirir zehir-zakkum şerbeti var.<br />

Kıyâmetin bir günü elli bin yıl kadar olur,<br />

Bu dünyânın sayısı ile bil nice olur,<br />

Kıyâmet günü yetmiş bin yıl ateşte kalır,<br />

Tevbe eyleyen kullar yanmaz mühleti var.<br />

Her kim Hakk’ın kulu olsa, Hakk’a yansın,<br />

Hakk’a yanmaz kendisi diyen ötye gitsin,<br />

Kul Hoca Ahmed nasıl burada makâm bulsun;<br />

Gece gündüz korka durur, korkusu var.<br />

281


‎142‎حکمت<br />

حكمت بريالن اول عدم دين بار ايالدي<br />

اون سكيز مينك قاموغ عامل حريان ايرور<br />

قالوا بلي ديكان قولالر اولوش آلدي<br />

سكوت ايتكان قولالر ديين ويران ايرور<br />

حق تعايل اميان عطا قيلدي بيزكا<br />

اول مصطفي رسويل ايدي بيزكا<br />

درود ايتسك قوت بريور دينميزکا<br />

يوق ايرسه قيلغانالرمي يالغان ايرور<br />

اول الست بربکم ديدي خدا<br />

قالوا بلي دييان روح الر قيلدي صدا<br />

ييغالب کيلدوك ايشكينك کا مجله گدا<br />

لطف ايالسنك يوز مينك عاصي خندان ايرور<br />

توبه قيلسام کيچارموكني قادر اله<br />

يوق ايرسه نيتكوم انده مني رو سياه<br />

تانكال بارسام ايليك آياغ بارچه كواه<br />

حق قاشيده برچه ايشالر آسان ايرور<br />

ييغالماميو اويت عمروم ايا شاهيم<br />

قبساب كيلدي قرانغولوق چيقيل ماهيم<br />

سيندين اوزكا يوق پناهيم،‏ تکيه گاهيم<br />

كيچه كوندوز تيالکانيم اميان ايرور<br />

امت اوچون رسول دامي قايغو ييدي<br />

تيالب امت كناهي ين حقدين آلدي<br />

كيچه كوندوز قامي توردي تنكرمي بيلدي<br />

تيلده امت مني دير دلده يالغان ايرور<br />

142. Hikmet<br />

Hikmet ile o yokluktan var eyledi;<br />

On sekiz bin cümle âlem hayrândır.<br />

“Kâlû belâ” diyen kullar pay aldı;<br />

Sükût eden kulların dini vîrândır.<br />

Hakk Teâlâ imân armağan eyledi bize;<br />

O Mustafâ Hakk Rasûlu idi bize;<br />

Salât-selâm söylesen, kuvvet verir dinimize;<br />

Yok ise, benim yaptıklarım yalandır.<br />

Önce “elestü bi-Rabbikum?” dedi Hudâ<br />

“Kâlû belâ” diyerek rûhlar eyledi sedâ;<br />

Ağlayıp geldik eşiğine bütün kullar<br />

Lutfeylesen, yüz bin âsî sevinçlidir.<br />

Tevbe eylesem, bağışlar mı Kâdir İlâh;<br />

Yok ise ne yaparım orada, ben yüzü siyâh;<br />

Sabâha varsam, el ve ayak bütün tanık;<br />

Hakk önünde bütün işler kolaydır.<br />

Ağlamayım mı, geçti ömrüm, ey sultânım;<br />

Kabsab geldi karanlık, çık ayım<br />

Senden başka yok kurtarıcım, sığınağım;<br />

Gece gündüz dilediğim imândır.<br />

Ümmet için Rasûl dâimâ kaygı çekti<br />

Dileyip ümmet günâhını Hakk’tan aldı;<br />

Gece gündüz namâzda durdu, Tanrı’m bildi;<br />

Dilde ümmetim der, gönülde yalandır.<br />

282


امت بولسنك مصطفي غه پي رو بولغيل<br />

ايغانالرين جان دلده سني هم قيلغيل<br />

كيچه قامي كوندوزالري صامي بولغيل<br />

چني امت ين رنكي مثل سامان ايرور<br />

سنت الرين حمكم توتوب امت بولغيل<br />

كيچه كوندوز درود ايتيب الفت بولغيل<br />

نفس ين تيفيب حمنت ييتسه راحت بيلكيل<br />

انداغ عاشق ايكي كوزي كريان ايرور<br />

قول خواجه امحد نفس دين مدام سوا بولغيل<br />

كويوب پشيب دردي بريالن ادا بولغيل<br />

كيچه كوندوز تينماي ييغالب گدا بولغيل<br />

دردين تارتسنك خواجه سيندين رضا ايرور<br />

Ümmet olsan, Mustafâ’ya bağlı ol,<br />

Dediklerini cân ve gönülde sen de eyle,<br />

Gece namâzda, gündüzleri oruçlu ol,<br />

Gerçek ümmetin rengi tıpkı samândır.<br />

Sünnetlerini sıkı tutup ümmet ol,<br />

Gece gündüz salât-selâm söyleyip yakın ol,<br />

Nefsi tepip mihnet yetse, râhat ol,<br />

Öyle âşık iki gözü giryândır.<br />

Kul Hoca Ahmed, nefsten dâimâ ayrı ol,<br />

Kavrulup pişip derdi ile tamâm ol,<br />

Gece gündüz dinmeden ağlayıp kul ol,<br />

Derdini çeksen, Tanrı senden râzıdır.<br />

‎143‎حکمت<br />

هبشت دوزخ تالشور تالمشقده بيان بار<br />

دوزخ ايتور مني آرتوق مينده فرعون هامان بار<br />

هبشت ايتور نه ديرسني سوزىن بيلمای ايتورسني<br />

سينده فرعون بولسه مينده يوسف کنعان بار<br />

دوزخ ايتور مني آرتوق خبيل قولالر مينده بار<br />

خبيلالرىن بويىن ده اوتلوغ زجنري كشان بار<br />

هبشت ايتور مني آرتوق پيغمربالر مينده بار<br />

پيغمربالر آلديده کوثر و حور غلمان بار<br />

143. Hikmet<br />

Cennet cehennem çekişir, çekişmekte beyân var;<br />

Cehennem der: “Ben üstünüm, bende Firavn, Hâmân var”<br />

Cennet der: “Ne dersin, sözü bilmez söylersin;<br />

Sende Firavn olsa, bende Yûsuf Kenân var.”<br />

Cehennem der: “Ben üstünüm, cimri kullar bende var<br />

Cimrilerin boynunda ateşli zincir-kelepçe var.”<br />

Cennet der: “Ben üstünüm, peygamberler bende var;<br />

Peygamberler önünde Kevser, hûrî-gılmân var.”<br />

283


دوزخ ايتور مني آرتوق ترسا جهود مينده بار<br />

جهود ترسا آلديده تورلوك عذاب سوزان بار<br />

هبشت ايتور مني آرتوق مؤمن قولالر مينده بار<br />

مؤمنالرىن آلديده تولورك نعمت الوان بار<br />

دوزخ ايتور مني آرتوق ظامل قولالر مينده بار<br />

ظاملالرکا بريورکا زهر زقوم چندان بار<br />

هبشت ايتور مني آرتوق عامل قولالر مينده بار<br />

عاملالرىن كونكلى ده آيت حديث قرآن بار<br />

دوزخ ايتور مني آرتوق منافقالر مينده بار<br />

منافقالر بويىن ده اوتدين اشكل کشان بار<br />

هبشت ايتور مني آرتوق ذاکر قولالر مينده بار<br />

ذاکرالرىن کونكلی ده ذکر اهلى سبحان بار<br />

دوزخ ايتور مني آرتوق ىبمنازالر مينده بار<br />

ىبمنازالر بويىن ده ييالن بيالن چيان بار<br />

هبشت ايتور مني آرتوق ديدار كورمك مينده بار<br />

ديداريىن کورساتورغه رحيم آتليغ رمحن بار<br />

دوزخ انده تيك توردى هبشت عذريىن ايدى<br />

قول خواجه امحد نه بيلدى بيلدورکوچى يزدان بار<br />

Cehennem der: “Ben üstünüm, tersâ, cuhûd bende var<br />

Cühûd tersâ önünde türlü azâb-inleme var.”<br />

Cennet der: “Ben üstünüm, mü’min kullar bende var;<br />

Müminlerin önünde türlü nimet-elvan var.”<br />

Cehennem der: “Ben üstünüm, zâlim kullar bende var<br />

Zâlimlere vermeğe zehir, zakkum çokça var.”<br />

Cennet der: “Ben üstünüm, alîm kullar bende var<br />

Âlimlerin gönlünde âyet, hadîs, Kur’ân var.”<br />

Cehennem der “Ben üstünüm, münâfıklar bende var<br />

Münâfıklar boynunda ateşten tasma-kelepçe var. “<br />

Cennet der: “Ben üstünüm, zâkir kullar bende var<br />

Zâkirlerin gönlünde Sübhân’ın zikri ve fikri var.”<br />

Cehennem der “Ben üstünüm, namâzsızlar bende var<br />

Namâzsızlar boynunda yılan ile çıyan var.”<br />

Cennet der ki: “Ben üstünüm, cemâl görmek bende var<br />

Cemâlini göstermeğe Rahîm adlı Rahmân var.<br />

Cehennem orada tek durdu, cennet özrünü söyledi,<br />

Kul Hoca Ahmed ne bildi, bildirici Yezdân var.<br />

284


‎144‎حکمت<br />

بيشک بيلنك بو دنيا برچه خلقدين اوتارا<br />

اينامنکيل مالينکا بري کون قولدين کيتارا<br />

آتا آنا قرينداش قيان کيتی فکر قيل<br />

تورت آياغليغ چوبني آت بري کون سنکا يتارا<br />

دنيا اوچون غم ييمه حقدين اوزکاين دميه<br />

کشی مالینی ييمه صراط اوزره توتارا<br />

اهل عيال قرينداش هيچ کيم بوملايدور يولداش<br />

مردانه بول غريب باش عمرينك يلديك اوتارا<br />

قل خواجه امحد طاعت قيل عمرينک بيلمام نچه ييل<br />

اصلينك بيلسنك آب گل ينه گلکا کيتارا<br />

144. Hikmet<br />

Şüphesiz bilin, bu dünyâ bütün halktan geçer ha;<br />

İnanma malına, bir gün elden gider ha.<br />

Ata, ana, kardeşler nereye gitti, fikir eyle<br />

Dört ayaklı tahta at bir gün sana yeter ha.<br />

Dünyâ için gâm yeme, Hakk’tan başkasını deme,<br />

Kişi mâlını yeme, Sırât üzerinde tutar ha.<br />

Çoluk-çocuk, kardeş hiç kimse olmuyor yoldaş,<br />

Yiğit ol garîb baş, ömrün yel gibi geçer ha.<br />

Kul Hoca Ahmed ibâdet eyle, ömrün bilmem kaç yıl,<br />

Aslını bilsen su ve toprak, yine toprağa gider ha.<br />

285


145. Hikmet<br />

Ey mü’min, gir yola murâd isteyip,<br />

Cân denizinden geç Rahîm Rahmân için.<br />

Günâhına pişmân ol sıdkın ile<br />

Tevbe eyle rahm edici Gufrân için.<br />

Tende cânın mihmandır nice günler,<br />

Kan ağla kaygu ile uzak geceler.<br />

Nasıl olur hâlim deyip uzak yollar,<br />

Belki kabûl eyler sen gibi hayrân için.<br />

Lutf eylese, müşkül işler olur kolay,<br />

Kâdir İzim kulum dese kalmaz emel,<br />

Nimet verir dünyâ içre türlü renkli,<br />

Binâ eyledi sekiz cennet konuklar için.<br />

Zâhid kullar takvâ eyleyip namâz kılar,<br />

Nasîb eylese orada varıp hûriler kucaklar,<br />

Âşîk kullar Mansûr gibi cândan geçer,<br />

Kurbân olur dârağacı üstünde cânân için.<br />

Harâmdır âşıklara başkası Hûdâ’dan,<br />

Hatadır taleb eylese her iki cihân.<br />

Muhabbetsiz tâatların heves rüzgârı,<br />

Mağrûr olma dünyâ, ukbâ, rıdvân için.<br />

Ya Rabbenâ, iyi bilirsin bütün sırları,<br />

Çoktur burada suç ve isyân, etme izhâr,<br />

Kahreyleme ben âsîye İzim Cebbâr,<br />

Bağışla o Furkan hürmeti için.<br />

286


Kul Hoca Ahmed, lâf vurarak dedin bunu,<br />

Lâf vurursun muhabbetden, ahdin hani?<br />

Ne erenler bu dünyadan oldu fânî,<br />

Nefs elinde oldun hayvân misâli için.<br />

146. Hikmet<br />

Âşıkları zikrin deyip yorulmazmış,<br />

Gittiği yöne yiğit olur, dönmezmiş.<br />

Halka bulsa, âşık işe yorulmazmış,<br />

Kehf iti gibi Ârif namından kalmazmış.<br />

Ârif namına erişenler lezzet buldu,<br />

Lezzet bulup, Hak yolunda rızâ buldu.<br />

Cisim ve cânını fedâ edip gaza buldu,<br />

Gerçek âşıklar vursa-çekiştirse aldırmazmış.<br />

Kıtmir itden ibret al âşık isen,<br />

Aksaklanıp yoldan kalma sâdık isen.<br />

Erler sever güzel kula lâyık isen,<br />

Lâyık olan kullar yolda kalmazmış.<br />

Başarı dileyip erenlere yakınlaş,<br />

Gönül çözüp alakadan soğuklaş,<br />

Dünyâyı bırakıp, âhirete azıklan,<br />

Azık alan ara yolda kalmazmış.<br />

287


Âşîk kullar cefâ çekse, kanlar yutar,<br />

Her ne cefâ değse, onu râhat tutar,<br />

Mihnet çekmeden, cefâ çekmeden nasıl yeter,<br />

Bu durumda olan âşık kalmazmış.<br />

Âşîk kullar inlerler gündüz-gece dinmeden,<br />

Zar inleyerek nara vurur bağrı dolmadan,<br />

Zâkir kullar “erre” çeker dâimâ yorulmadan,<br />

Sohbet bulsa cân oynatıp yorulmazmış.<br />

Erişenler iyilere zâyi kalmaz,<br />

Sıdkı ile gerçek ihlâslı bulmadan kalmaz,<br />

Gerçek yollara kadem koyan vursa dönmez,<br />

Tâlib kullar matlûbundan kalmazmış.<br />

Kul Hoca Ahmed, âriflere mâil ol,<br />

Her ne dese, kabûllenip kâil ol,<br />

Hizmet edip yürüp gidip sâil ol,<br />

Hizmet eden murâdına yetermiş.<br />

147. Hikmet<br />

Âhir zamân şeyhlerinden söz edeyim,<br />

İmân-İslâm bilmeden şeyhlik kılar imiş,<br />

İlim öğrenmez, amel eylemez, ma’nâ anlamaz,<br />

Âhiretde kara yüzlü olur imiş.<br />

288


Şeyhim diye mihrâb içre otururlar,<br />

Halka içre halka zahmet yetirirler,<br />

Hay u Hû deyip sermestliğin bildirirler,<br />

Öyle câhil nasıl şeyhlik kılar imiş.<br />

Böyle şeyhin kıyâmetde yüzü kara,<br />

Nâdânlıkda şeyhlik eyler, işi riyâ,<br />

Mahşer günü rezil olur, gözü âmâ,<br />

Evvel-âhir dalâlette olur imiş.<br />

Şeyh olmağa cem’ül-cem en alt makâm,<br />

Hâzır olup, uyanık olsan dâimâ,<br />

Pîr hizmetini nice yıllar etse tamâm,<br />

Yok ise, dâl u muzill olur imiş.<br />

Câhil şeyhler kulaksız, kuyruksuz eşek olur,<br />

Himmetleri dünyâ mâlını yığar olur,<br />

Cemâati yoldan azdırıp gider olur,<br />

Öyle şeyhler hayvânâttan beter imiş.<br />

Özlerini halklar ara tutsa ulu,<br />

Batınları içre yoktur zerre fürû,<br />

Ben yüceyim deyip yürüyenlerin yeri tamu<br />

Cehennem içre acı azâb çeker imiş.<br />

Ayıbını dese, öfkelenip çıkışırlar,<br />

Kendini bilmeden yanlış işe yürürler<br />

Kara yüzlü mahşer günü duruşurlar<br />

Nedâmette başı donup yürür imiş.<br />

289


Ey mü’minler, işte o şeyhin beyânını,<br />

Ben söyleyim, güzel dinleyin âyânını,<br />

Kıyâmetde yüklenir mürîd günâhını,<br />

Sırât üzre titreyip-sallanıp durur imiş.<br />

Böyle şeyhin aklına deyin ahmak,<br />

Körlükle şeyhlik eylermiş mutlak.<br />

Bâtın içre ona değer dâim tokmak,<br />

Kıyâmette hasret kılıp yürür imiş.<br />

Gerçek şeyh olsa, dünyâ mâlını sevmez, bilin,<br />

Vücûdu girse, cehennem içre yanmaz, bilin,<br />

“Allah” deyip geceleri uyumaz, bilin,<br />

Yüzünü görsen, dolunay gibi olur imiş.<br />

Elini tutsan dünyâ değeri gönülden gider,<br />

Halkasında ben-benlik cümle gider,<br />

Nazar eylese, iki âlem işin biter,<br />

Öyle mürşid lâ-mekânda yürür imiş.<br />

Şeyhlik adını ona eylemektir vebâl.<br />

Cân verirken imânına korku ve zevâl.<br />

Âhirette ona o her dem azâb,<br />

Rahmân Melikim, böyle kuldan bîzâr imiş.<br />

Âdem isen, doğru yolda yürüye gör,<br />

Peygamberin kılmışların kıla gör,<br />

Cân u dilde tabîatın diye gör,<br />

Bu yolu yürüyen maksûduna yeter imiş.<br />

290


Kul Hoca Ahmed, eğer olsa aklın Selîm,<br />

Kuru ateşe tekke kılmak büyük intikam.<br />

Tevbe kılsan, eğer kabûl eyler Rahîm,<br />

Tevbe eylesen, Hûdâ rahmet eyler imiş.<br />

148. Hikmet<br />

Aklım gitti, başım döndü, nasıl söyleyim?<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

Ömrüm geçti, vaktim yetişti, nereye gideyim?<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

Vah ne yazık, tan sökenece kalkıp yattım,<br />

Şeytân ile işret eyleyip, dinimi sattım,<br />

Bu âlemde Hakk’ı sevmeden gamsız geçtim,<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

Günâhımdan dağ ve düzler korkuya düştü,<br />

Hangi yere gideyim, günâhlarımı melek bildi,<br />

Kâtibleri şâhid olup, yazıya geçirdi,<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

Günâhım çok yalvarayım dergâhına,<br />

Yakamı tutup, ağlayıp gideyim bargâhına,<br />

Settâr Melikim, yol göstersen gümrâhına,<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

291


Tevfîk verse boynum eğip yola gireyim,<br />

Hizmet kılıp erenlerdin yolu sorayım.<br />

Senin benim penâhımsın, nereye varayım?<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

Ey Kâdir (Allah), günahımdın utançlıyım,<br />

Elim tutup afv etmesen, dermânsızım,<br />

Âciz kulunum, her ne eylesen emrindeyim,<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

Günâhım var nihâyetsiz, sana malûm,<br />

Müştakınım, kıyâmetde kılma mahrûm,<br />

El kavuşturup özrümü söyleyim garîb, mazlûm,<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

Yüz bin-yüz bin günâhımdan lütfun yüce,<br />

Lânetli şeytân yoldan koysa, etmem itibâr,<br />

Binbir adını tesbîh eylesem, ağzımda şeker,<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

Günâhımdan ayıplıyım, adın Rahîm,<br />

Rahmetinden katre versen, adın Kerîm,<br />

Dergâhına ağlayıp geldim, Hayy u Kadîm,<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed, günahkârım başım eğik,<br />

Mahşer günü pak etmese Kevser suyu,<br />

Âsî, câfî, tersâ, yahûdî, işi-ahlâkı;<br />

Rahmân Melikim, ara yolda kaldım ben işte.<br />

292


149. Hikmet<br />

Aşkım taştı, bağrım şişti, rûhum kaçtı,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Aklım şaştı, dalağım şişti, haddini aştı,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Muhabbetin câmını içip dîvâneyim,<br />

Mecnûn gibi akraba ve dostlardan uzağım.<br />

Ey yârânlar, mumun görüp pervâneyim,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Yürek parça, gönlüm yara, aklım hayrân,<br />

Dîdâr arayıp fenâ olan hâne-vîrân,<br />

Nereye varsam, mâtem tutup gözüm giryân,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Aşk ateşine yanan âşık bilmez özünü,<br />

Bilinçsiz yürür, ahâlîye demez sözünü.<br />

Hakk’a bakar, dünyâ tarafına salmaz gözünü,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Tan atana dek yaşım akar, hâlim harâb,<br />

Gönlüm kırık, rengim sarı, bağrım kebâb,<br />

Hak tarafına köle olsan elini çabuk tut,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Bahtım kara, bir katre mey tadamadım,<br />

Eş-çocuk, ev-barkdan geçemedim,<br />

Cândan geçip Pîr eteğini tutamadım,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

293


Kötü tâlihliyim, yetmez ele benim kadehim,<br />

Tâatim yok, a’mâ sıfat bulmam yolum,<br />

Bülbül gibi feryâd kıldım, gelmez gülüm,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Vah ne yazık, şevk ateşine yanmadan geçtim,<br />

Dünyâ dileyip yalnız Hakk’ı sevmeden geçtim,<br />

Gaflet ile Pîr eteğin tutmadan geçtim,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Türlü-türlü alâmetler oldu, dostlar,<br />

Rastlık gidip, yalan da’va doldu, dostlar,<br />

Hak Mustafâ dedikleri geldi, dostlar,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Hak Mustafâ dedikleri bil nasîhat,<br />

Yazık ki insân, bir-birine kılmaz izzet.<br />

Mescid girip, tâat kılmayıp kılır gıybet,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

Kul Hoca Ahmed, kulum dersen, sözün yalan,<br />

Bu dünyada senin gibi yoktur yolda kalan,<br />

Hakk’dan geçip, şeytân ile ülfet olan,<br />

Ağlamayım mı, cân mahremîni bulamadım işte?<br />

294


150. Hikmet<br />

Tevbe eyleyip Hakk’a yansam olur mu ki,<br />

Tevbesizken ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

Pîr-i mugan beni yola koyar mı ki,<br />

Yola girmeden ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

Kötü sözden bu dilimi şimdi tutsam,<br />

Eğri yola girenleri vurup-söksem.<br />

Namâz kılıp, riyâzette belim büksem,<br />

Belim bükmeden ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

Tevbe eylesem, Pîr-i mugan çeker mi ki?<br />

Günden-güne tâatlarım artar mı ki?<br />

Nefsim beni kötü yoldan döner mi ki,<br />

Döndürmeden ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

Tevbe eylesem, Hocam kabûl eder mi ki?<br />

Bütün Nâdân bu dünyadan geçer mi ki?<br />

Hasret ile gaflet tanı atar mı ki??<br />

Tan atmadan ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

Azrâil bir gün gelse cân almağa,<br />

O hâletde mecâl olmaz söz demeğe.<br />

Azrâil koymaz seni dem vurmağa,<br />

Dem vuramadan ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

Eş-çocuk, ev-barkın durup kalır,<br />

Hepsinin hesâbını senden alır.<br />

Hâlin nasıl geçer imiş, Tanrım bilir,<br />

Bu hâletde ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

295


İmanlı kul ölüp gitse, cennete girince,<br />

Cennet girip, hûriler ile işret kılınca.<br />

Her yanından Rizvân gelip selâm edince,<br />

Cevâb diyemeden ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

Hakk kulunun nâmelerini ele verir,<br />

Hâs kulları ele alıp onu okur.<br />

Uçar kuş gibi pervâz kılıp kanat çırpar,<br />

Pervâz kılmadan ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

Kul Hoca Ahmed, tevbe eyle ölmeden önce,<br />

Hak Teâlâ sorgu-suâl kılmadan önce.<br />

Mahşer günü terâzisini kurmadan önce,<br />

Amel kılmadan ölüp gitsem, neylerim ben işte?<br />

151. Hikmet<br />

Âriflerin sohbetinden behre alan,<br />

Hûdâsına yakın oldu, bildim ben işte.<br />

Pîr-i Kâmil mükemmile hizmet eyleyip,<br />

İhlâs ile sır-esrârın bildim ben işte.<br />

Sır-esrârın bilenlere, rahmet inâm,<br />

Hâs bendem deyip Hakk göndermiş bin yol selâm,<br />

Ondan sonra Hakk’tan gelince O’na haber,<br />

Hâzır durup arş üstünde gördüm ben işte.<br />

296


Arş üstünde namâz kılıp, dizim büktüm,<br />

Niyâzımı deyip, Hakk’a bakıp yaşım döktüm,<br />

Sahte âşık, sahte sufî gördüm, yerdim,<br />

Mâşûkuma bin bir suâl kıldım ben işte.<br />

Suâlime Hakk’dan geldi güzel cevâp,<br />

Mahşer günü amelini kılmam hesâp,<br />

Kudret ile kâtib yazıp verdi hitâp,<br />

Hak “Kul!” dedi, ta’zîm ile okudum ben işte.<br />

Yolsuz idim, uluğ babam kıldı meded,<br />

Duâ kılıp, hâs büyükler verdi kuvvet,<br />

Hızır babam hâzır olup, kıldı şefkat,<br />

Şefkatinden erdemler gördüm ben işte.<br />

Erdemi size söyleyim halk-ı cihân,<br />

Bendesine nidâ geldi, Hakk’dan pinhân,<br />

“Gel kulum!” deyip seher sesler Hak mihribân,<br />

Koşup-yürüyüp, erenlerden sordum ben işte.<br />

Hangi tâlib hikmetimi tutsa azîz,<br />

Nereye varsa, başı azîz, sözi lezîz,<br />

Yahşi sözü fehm eylemez her terbiyesiz,<br />

O sebebden bilge izleyip yürüdüm ben işte.<br />

Meyhâneye giren bilir mey kadrini,<br />

Aşktan haber alan bilir ney kadrini,<br />

Her soysuzdan sorsan bilmez aşk kadrini,<br />

Aşk kadrini bilenlerden sordum ben işte.<br />

297


Ben defter-i sânî dedim, ver kulak,<br />

Kan-yaş döküp ağlamazlar misli bulak,<br />

Bende olsan, dünyâ derdini eyle talak,<br />

Talak eyleyip dîdârını gördüm ben işte.<br />

Hak Teâlâ âşıklara verdi aşkın,<br />

Tâlîblere tuhfe verdi şevk u zevkin,<br />

Yalancılara şeytân verdi riyâ telkin,<br />

Riyâlıyı sözler ile vurdum ben işte.<br />

Riyâ kılan şeyhi gördüm, bîzâr oldum,<br />

Zerre payı değdi bana, hasta oldum,<br />

Hak yolunda sermest idim, huşyâr oldum,<br />

Onun için düşman tutup yürüdüm ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed, tâat kılsan, pinhân kıl,<br />

Leb nâmahrem, dem nâmahrem, özün bil,<br />

Belki dil hem nâmahremdir, hâzır ol,<br />

Hakk’dan özge talebleri sordum menâ.<br />

152. Hikmet<br />

Evvel senin hamdini söyleyim, Kâdir Hûdâ,<br />

Sen zebanım câri eyle hâzır ilâh.<br />

Günâh derdi hasta etti, ver devâ,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

298


Günâhımı beyân eylesem, yere sığmaz,<br />

Senden özge kime gideyim, elimi almaz,<br />

Hâdî özün, sensiz hiç kimse yola koymaz,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Günahkârım, her ne olsam sana oldum,<br />

Rahmân Melik’im, yüz çevirme, sığınıp geldim.<br />

Ey Sevgili, lutf etmesen, yolda kaldım,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Ya İlâhî, günâhımdan dermânsızım,<br />

Sana lâyık amel etmeyip hüsrândayım.<br />

Her ne eylesen, özün eyle, ayıplıyım,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Günâhımı her kim görse, benden bîzâr,<br />

Lutf ve kerem özün eylesen, hepsi zarar.<br />

Yaprak bitmez yere baksan, olur gülzâr,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Sen azadlık berâtını versen kolay,<br />

Rahmet deryâ katre damlasa, hâlim handân.<br />

Feyz u fütûh dola versen cânım kurbân,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Tevbe edip, günâhımdan sana ağlayım,<br />

Muhabbetin âteşi ile yürek dağlayım.<br />

Hak yolunda başım verip, imân oynayım,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

299


Kul olsan, tevbe eyle hâla fırsat,<br />

Yiğitlikte riyâzet kıl, an ganîmet.<br />

Yaşlanıp-yıkılıp eylemezsin Hakk’a tâat,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

İki âlem kulunumdur, Gaffârımsın,<br />

Şeytân lanetli yoldan çevirse, derdime çaresin.<br />

Yere sığmaz günâh kıldım, Settârımsın,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Bu yolların ukbâsı çok başım dondu,<br />

Ağlamayım mı, garîbliğin oku deldi.<br />

Benden önce bütün tâlib Hakk’a yetti,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Cânım tanık, cismim günâh, gönlüm günâh,<br />

Ne dil ile burada ben deyim sana, “İlâh”.<br />

Ben ağlamayım kim ağlasın, hâlim berbât?<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Tenim isyân, sözüm yalan, kârım hatâ,<br />

Günâhım çok sınırsızdır, vah hasretâ.<br />

Rahmet lutfun kamu kılsan bize lütuf,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Rahmân Melikim nefsi verdin bana, La-La,<br />

Ne dil ile söyleyim sana hamd ü senâ.<br />

Dergâhına ağlayıp geldim, ver devâ,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

300


Ey yârânlar, kâfir nefse altmış baş var,<br />

Her başında yüz bin şeytân askeri var.<br />

Hâs ulular nefs elinde toprakdan hor,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Riyâzeti kırk gün çekip bir baş gitti,<br />

Fecr vakti bakıp gördü: onaylayıp çıktı.<br />

Garîb Edhem nefs elinde türlü şaştı,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Elin açıp, münâcâtını Hakk’a kıldı,<br />

Cân u dilde tevbe edip, Bilinçsiz oldu.<br />

Nedâmetde saç ve sakal yolup aldı,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Garîb Edhem nefs elinde feryâd eyledi,<br />

Tahtdan geçip, Rahmân’ını yâd eyledi.<br />

Garîb, yetîm gönlün avlayıp, şâd eyledi,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

Dergâhına ağlayıp geldi Kul Hoca Ahmed,<br />

Ümîdim çok, kıyâmetde kılsan rahmet.<br />

Çekincem yok lanetli şeytân kılsa zahmet,<br />

Günâhımdan sana ağlayıp geldim ben işte.<br />

301


153. Hikmet<br />

Aşk derdini aşıklara ödül verdi,<br />

Şevk ateşinde tutuşup-yanıp yandım ben işte.<br />

Muhabbetin şarâbını doyasıya verdi,<br />

Sermest olup raks ve semâ vurdum ben işte.<br />

Aşkı düştü garîb başa, duramadım,<br />

Halk içinde tâkat kılıp yürüyemedim.<br />

Mecnûn sıfat helu heşim göremedim,<br />

Bozkırı vatan kılıp yürüdüm ben işte.<br />

Bozkırın kumlarını göze sürdüm,<br />

“Cândan geç!” diye nidâ geldi cândan geçtim.<br />

Bu dünyada yüz bin türlü cefâ çektim,<br />

Elhamdülillah vefâsını gördüm ben işte.<br />

Gözüm açtım, Leylâ demeden Allah dedim,<br />

Dünyâ demeyip âhiretin gamın yedim.<br />

Şüphe getirmeyip birliğine boyun sundum,<br />

Ta ölene dek bir ahdimde durdum ben işte.<br />

İhlâsımı görüp mâşûk elimi aldı,<br />

Feyz ve fetih dolu verip yola saldı.<br />

Boynum eğip bencillik yeksan kıldı,<br />

Toprak olup ölmezden önce öldüm ben işte.<br />

Aşıklara aşkın verip âşık kıldı,<br />

Rahmân Melikim öz yoluna sâdık kıldı,<br />

Gerçek tâlîbi dergâhına lâyık kıldı,<br />

Lâyık olup tarikata girdim ben işte.<br />

302


Aşk hançeri göğsüm deşti, kıldı harâb,<br />

Ağlamayım mı, şevk ateşinde bağrım kebâb.<br />

Mihnet çektim hiç vermedi (menge) şarâb,<br />

Çöller ara hasret kılıp yürüdüm ben işte.<br />

Hâs aşkından behre alan hayrân olur,<br />

Rüsvâ olup, halk içinde vîrân olur.<br />

Dîdârını taleb kılıp giryân olur,<br />

Ağlayı-ağlayı Hakk kokusu aldım ben işte.<br />

Aşk hânesi bağrım içre mekân kıldı,<br />

Gam ve şükrü aklımı alıp şaşkın kıldı.<br />

Kimden ağlayım, her ne kıldı, cânân kıldı?!<br />

Cânanıma arz alalı geldim ben işte.<br />

Kul Hoca Ahmed, dediğin sözün baldan Şîrîn,<br />

Gözün yaşlı,gönlün kırık, sözün hazîn.<br />

İnşaallah, olasın Âhir Hakk’a yakın,<br />

Secde eyleyip dergâhına geldim ben işte.<br />

154. Hikmet<br />

Allah, Allah, Subhanallah, nere gideyim?<br />

Hâtalarım yere sığmaz kime söyleyim?<br />

Settâr Melikim, ayıbım örtsen ölüp gideyim,<br />

Kara yerin arasında kaldım ben işte.<br />

303


Saç ve sakal tam ağardı, gönül kara,<br />

Tanla varsam ya değersizim yâhûd seçkin.<br />

Kim “elestü bi-Rabbikum?” demiş vakta,<br />

Bilemem hangi cemden oldum ben işte.<br />

Garîbliğin oku değdi başım dondu,<br />

Yazık ki, ömrüm gaflet ile zâyi’ geçti.<br />

kâfir nefsim tuğyan kılıp beni yuttu,<br />

Vâ hasretâ, ne yüz ile varayım ben işte.<br />

155. Hikmet<br />

Muhabbetin deryâsına özüm attım,<br />

Rahmet suyu, ulu deryâ dalıp battım.<br />

Bin altınlık kıymetimi bire sattım,<br />

Bende olup değdi kulluk yeli bana.<br />

Küçüklükte eylediğim işden şimdi yandım,<br />

Tevbe giysisin giydim, tevfîk kemerini kuşandım.<br />

Nefs kâfiri merkeb kılıp, tepip bindim,<br />

Ondan değdi tarikatın yeli bana.<br />

Dirilikde hayrân olup yolda kaldım,<br />

“Rabbi” deyip gece ağlayıp, gündüz güldüm.<br />

Başdan saç ve yüzden sakal orada yoldum,<br />

Ondan sonra rûhlar selâm kıldı bana.<br />

304


Gece Allah, gündüz Allah dedim burada,<br />

Sübhân Azîm, Sübhân Allah dedim burada.<br />

Sekiz cennet kabûl kılıp durdu orada,<br />

Açıp selâm kıldı cennet hûrî bana.<br />

Kul Hoca Ahmed, güneş gibi yanar gönlüm nûru,<br />

Hâletim yok, kanım yok, rengim sarı.<br />

Kudret kanat verdi, uçtum arşdan öte,<br />

Nasîb eyledi dergâhında hepsini bana.<br />

156. Hikmet<br />

İrâdete geldik ise, ey yârânlar,<br />

Kelâmîndan hoş acâib sırrı gördüm.<br />

“Mûtû kable en temûtû” haber verdi,<br />

O sebebden nice yıllar yalı gördüm.<br />

Havz-ı kevser dört burcunda Rasûl’ün dört dostu,<br />

Yüzlerinden akıp duran nûru gördüm.<br />

Arşdın arşga uçar o dem hayret içre,<br />

Levhul-Mahfûz tahtasında inciyi gördüm.<br />

Cân bülbülü şakıyıp kalktı söze başlayıp,<br />

Bu sözleri defter kılan inciyi gördüm.<br />

Âşıkları girdirirler cennet içre,<br />

Gece-gündüz bakıp duran hûrîyi kördüm.<br />

305


Gözüm yaşı revân oldu çeşme gibi,<br />

Gurbet içre irâdeti karşı gördüm.<br />

Hak rızâsını bilenlere hemrâh oldum,<br />

Erenlerin hizmetinde hûrîni gördüm.<br />

Kul Yesevî, geç uyandın deyip söylediler<br />

Erenler öğütünü alıp, yolu gördüm.<br />

157. Hikmet<br />

Aşksız yürüyüp tâat kılar Nâdân zâhid,<br />

Tuzsuz aş gibi tâatinin mezesi yok,<br />

Âşıkım deyip davâ kılar yalan âşık,<br />

Vallah-billâh, gerçek âşıkın hevâsı yok.<br />

Aşk ateşinde yakılıp-yanıp tâat kıl,<br />

Akil isen, ağlamayı âdet kıl,<br />

Geceleri donup, mihnet çekip, rahatı bırak,<br />

Mihnet çekmeden sana yüce lûtfu yok.<br />

Halk içinde tâat eyledin, hepsi riyâ,<br />

Ey zâhid, eylediğin işin hepsi hevâ,<br />

Hiç faydası yok işbu tâat, belki Riyâ,<br />

Böyle işe Hak’kın aslâ rızâsı yok.<br />

Pinhân yürüyüp tâat kıl, Hûdâ bilsin,<br />

Göz yaşını deryâ kıl, rahmi gelsin,<br />

Ondan sonra Hak derdine devâ kılsın,<br />

Ey dostlar, göz yaşının riyâsı yok.<br />

306


Tesbîh, tehlîl işte bunların hevâsı var,<br />

Tanla varsa yüz bin âfet-belâsı var,<br />

Yaşdan olan bütün işin riyâsı var,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Kul olsan, Hak kahrından korkmaz mısın?<br />

Her gece, seher Nedâmet deyip durmaz mısın?<br />

Dergâhına yaşın döküp varmaz mısın?<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Çok Nâdânlar gözyaşının kadrini bilmez,<br />

Hak karşısında gözyaşı gibi tuhfe olmaz,<br />

Tesbîh, tehlîl gözyaşına denk gelemez,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Bu âlemde Hak Mustafâ ağlayıp geçmiş,<br />

Ağlamaktan gözlerinin nûru gitmiş,<br />

Ağlayı-ağlayı murâdını hâsıl etmiş,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Nice yıllar ağlayıp geçti Âdem ata,<br />

Ondan sonra rahmeyledi bakıp Allah,<br />

Gözde yaşını kurutmadı Hak Mustafâ,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Çok erenler ağlamaktan buldu murât,<br />

Nice âsî duâsından buldu necât,<br />

Yahşi bilsen, gözyaşıdır ab-ı hayât,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

307


Yedi bin yıl o Azâzil tâat kıldı,<br />

Mağrûr olup tâatine, hevâ kıldı,<br />

Riyâ eyleyip dergâhından kovuldu,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Garîb Mansûr bir gece, seher çok ağladı,<br />

Hâlin görüp erenler rahmeyledi,<br />

Ondan sonra Kırklar bakıp şarâb verdi,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Yarın olsa kıyâmet günü, ey dostlar,<br />

Peydâ olur türlü-türlü alâmetler,<br />

Yüz bin kaygı, dağ u hasret, Nedâmetler,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

İşte o vakitte melâike fermân olur,<br />

Evvel-âhir bütün halkı hâzır kılar,<br />

Bir-birinin, yahşi-yaman hâlin sorar,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Evvel başlayıp hâs kullardan ulemâyı,<br />

Alıp gelir dergâhına işte bunları,<br />

Tanrım der: “ Alıp geldiğin tuhfen hani?”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

“Durmadan yürüyüp âlimlerden ilim öğrendik,<br />

Her ne bildiğimiz ilmimizle âmel kıldık,<br />

Ya Kâdir, ulu Zâtını anlayıp bildik...”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

308


Allah dedi: “Kulum, bunu yalan dedin,<br />

Ne zamân benim rızâm için ilim öğrendin?<br />

Yatsan-kalksan hâzır idim, her iş kıldın...<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Söyler idin ilim öğrenip ulu olsam,<br />

Halk içinde onca izzet-hürmet görsem,<br />

Dünyâ yığıp yesem-içsem, oynayıp gülsem...”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Ondan sonra şehidleri alıp gelir,<br />

Dergâhına hepsi bakıp durur,<br />

Alıp gelen tuhfen olsa getir, der,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

“Din savaşıp kâfir ile vuruş kıldık,<br />

Bazılarını öldürerek gâzi olduk,<br />

Bazılarını imân-İslâm yola saldık.”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Sonunda bırakmayıp kâfir aldı canımızı,<br />

Başı kesip yere döktü kanımızı,<br />

Sarf eyledik hem yolunda malımızı...”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

“Ey kulum, bu sözlerin hepsi yalan,<br />

Gönül sırrını benden tutup olmaz pinhân,<br />

Zâhir-bâtîn her işindir bana isyân,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

309


Hâllerini, bendelerimin, iyi bilirim,<br />

Nerde olsan, senin ile hazırdırım,<br />

Kalbindeki ne ki, kötüyü ben bilirim,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Söyler idin, kâfir ile vuruş kılsam,<br />

Vuruş kılıp gâzi olup başını alsam,<br />

Hakanların armağanını dolu alsam...”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Ondan sonra alıp gelir zâhidleri,<br />

Tanrım der ki: “Alıp geldiğin tuhfen hani?<br />

İzzet-hürmet ile tuttum men sizleri...”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Zâhid der: “Rızân için tâat kıldık,<br />

Tan atana dek namâz kılıp kıyâm durduk,<br />

Gece namâz gündüzleri oruçlu olduk...”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Ne zamân tâat kıldın benim rızâm için,<br />

Halk içinde izzet-hürmet görmek için,<br />

Halkı yoldan çıkarıp mâlını almak için,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Ondan sonra zenginleri alıp gelir,<br />

”Dünyâ mâlını o kadar sana verdim” der,<br />

”Bana hani alıp getirdiğin tuhfen” der,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

310


Zengin der: “Rızân için hayr kıldık,<br />

Yemek verip yahşilerden duâ aldık,<br />

Fakîr, miskîn, yetimlerin hâlin sorduk...”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Allah der: “Güzel, kıldın hayr ve sehâ,<br />

Halk içinde kıldın hepsini, tümü riyâ,<br />

Riyâ işi, vallah, kabûl kılmam aslâ...<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

“İşitip, okuyup alîm öğüdünü almadın,<br />

Pinhân yürüyüp hayr ve ihsân kılmadın,<br />

Dünyada hiç rızâlığım bulmadın...”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Ondan sonra gelir bütün dîvânelar,<br />

Hak Âşkında cân ve tenden bîgâneler,<br />

Dîdâr arayıp her tarafa yönelenler,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Âşıkları dergâhına alıp varır,<br />

Tümü Hak’dan korkup yine ağlayıp durur,<br />

Kâdir İzim “tuhfen varsa getir” der,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Âşîk der: “Tuhfemiz yok günâhtan gayrı,<br />

Kıldığımız dâimâ cürm ve hatâdır,<br />

Lütfun ile af etmesen hâlim berbât,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

311


Tamamı ağlayıp der: “Sen bilirsin,<br />

İzzetin ulu, her ne eylersen, Sen edersin,<br />

Lutf eylesen, yolsuzlara yol verirsin,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Hangi gün ki, bize aşkın düştü, âşık kıldın,<br />

Anlayış ve firâset, aklımızı tümden aldın,<br />

Keyfiyetin kadehini verip şaşkın kıldın,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Allah der: “Âşıklarım, doğru söylersiniz,<br />

Benden korkup bağrınızı kan kıldınız,<br />

Hasret kılıp, gözlerinden yaş döktünüz…”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

”Göz yaşından bana iyi armağan olmaz,<br />

Bundan yahşi dergâhıma hediye olmaz,<br />

Meleklerin tâatları denk gelemez…”<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Göz yaşını şişe üzerine koyup alır,<br />

Melâikler gassâl olup, onu yıkar,<br />

Hak teâlâ emri ile onu yıkar,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Gördünüz mü, melâikler, kulumu, der,<br />

Bu âşıkdır, ben mâşûkum, bilin, der,<br />

Hûriler karşı çıkıp ona selâm eder,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

312


Duydun mu, diye âşıklara nidâ gelir,<br />

Kimi görsen şefaati sen kıl, der,<br />

Gâhi cennet, gâhi arşa uçup konar,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Hûrî ve cennet Hûdâ’ya arz eyler,<br />

İşbu azîz kimdir, beyân eyle, der,<br />

Bir sâat ki bize konuk olsun der,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Nidâ gelir İlâhımdan: “dostum” dedi,<br />

Bağrı yanıp, yaşını döküp, çok ağladı,<br />

Horlanma, üzüntü, meşakkati râhat bildi,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Ondan sonra Burâk, hülle getirirler,<br />

Başına tac, hülle, Burâk bindirirler,<br />

Tahtı cennet üzerinesi kondururlar,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Kul olsan, aşka kadem koymaz mısın?<br />

Aşkdan ulu tâat yoktur, görmez misin?<br />

Hasret kılıp, bağrın ezip yürümez misin?<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

Kul Hoca Ahmed aşk derdinden dedi bunu,<br />

Nice ulu kitâblardan aldı bunu,<br />

Hasret kılıp, ağlar idi gece-gündüz,<br />

Ağlayıp yürü, göz yaşının riyâsı yok.<br />

313


158. Hikmet<br />

Erenler dipsiz deryâ içre pinhân,<br />

Değme dalgıç ondan gevher aldığı yok,<br />

Âşıkları o denize dalıp oynar,<br />

Cândan geçmeden, o gevheri aldığı yok.<br />

Tarîkatın bostânıdır hoş gülistân,<br />

Talîbleri bülbül sıfat kılır cevlân.<br />

Müyesser olur mu deyip inci ve mercân,<br />

İhlâslı kulun mahrûm olup kaldığı yok.<br />

Bu yolların cefâlarını her kim çekse,<br />

Taş yaslanıp, Pîr eşiğini bekleyip yatsa,<br />

Sabâh benzeri gönül şafağı nâgah atsa,<br />

İhlâslı kulun mahrûm olup kaldığı yok.<br />

Kul Hoca Ahmed, sevdâ eyle pazar geçmeden,<br />

Ecel güneşi doğup, ansızın ayı batmadan.<br />

Mevt şarâbını Azrâilden ansızın tatmadan,<br />

İhlâslı kulun mahrûm olup kaldığı yok.<br />

159. Hikmet<br />

Kudret ile fermân kılsa bendesine,<br />

Bu âlemde hiç kimse ölmeden kaldığı yok,<br />

Bu emanet cânı verdi Mevlâm bize,<br />

Azrâil gelip onu almadan bıraktığı yok.<br />

314


Azrâil gelip azîz cânı bırakmayıp alır,<br />

Dünyaperest soysuz âdem gâfil kalır,<br />

Cânı gelip kabz ederken tevbe kılır,<br />

Tevbesini Hacem kabûl kıldığı yok.<br />

Sağlıkta tevbe eyle, makbûl olsun,<br />

Seherlerde zârî eyle, elini alsın,<br />

Erenlere hizmet eyle, yola koysun,<br />

Hizmet kılmayıp hiç kimse yolu bildiği yok.<br />

Kulaksıza âyet, hadîs, hikmet harâm,<br />

Yazık, hikmet iç-karnımda olsun tamâm,<br />

Nâdânlara ne vakte dek deyip, ağlayıp devamlı,<br />

Feryâd etsem, hiç kimsenin kulak verdiği yok.<br />

Yer altına girip yedim kanı ciğer,<br />

İmân-İslâm ele alıp kıldım sefer,<br />

Lânetli şeytân eyleyemedi bana zarar,<br />

Münker, Nekir benden suâl kıldığı yok.<br />

Münker, Nekir haddi olmaz kılsa suâl,<br />

İmân-İslâm hâzır durup bulsa kemâl,<br />

Kâbir içinde Hak gösterse bana cemâl,<br />

Öyle kullar iki âlem öldüğü yok.<br />

Sözü söyle söz değerine yetenlere,<br />

İhlâs ile söze kulak verenlere,<br />

Sözü çiğneyip tadına yetenlere,<br />

İhlâs sızlar söz değerine yettiği yok.<br />

315


Söze yetmez habersize yazık ki, anlam,<br />

Sözü söylesen, bilgine söyle, inci kaynağı,<br />

Hizmet kılmadan yeten var mı, bilsen bunu,<br />

Hizmet kılmadan erenlere yettiği yok.<br />

İnci kaynağını benden sorsan Sâdık Şeyh,<br />

Öyle kulun ahlâkı-huyu Hakk’a lâyık,<br />

Gönlü vâsi, cânı mesih, özü âşık,<br />

Öyle mürşid Hakk’dan mahrûm kaldığı yok.<br />

Öyle mürşid peydâ olsa, cânın ver,<br />

Har bir bastığı izlerini göze sür,<br />

Pîr-i Kâmil mükemmildir, şüphesiz bil,<br />

Şükürsüzler Pîr değerini bildiği yok.<br />

Şükürsüzün kötü-iyi herkes Pîr’i,<br />

İhlâs ı yok Pîr’e malûm dâim sırrı,<br />

Nice desem, gitmez ondan gönül kiri,<br />

Şükürsüzler Pîr’den ülüş aldığı yok.<br />

Her ne yana baksan Hudâ hâzır şükürsüzler,<br />

Allah yâdını bülend deyip ağlasanlar,<br />

Yalan ve gerçek Hakk’a malûm, düzgün ağlayın,<br />

Yalan gözyaşı Hakk’a makbûl olduğu yok.<br />

Gerçek dervîşler taş üstünde tâat kıldı,<br />

Katı yeri döşek eyleyip, adet kıldı,<br />

Yüz bin belâ başa düşse, tâkat kıldı,<br />

Tâkat kılmadan Hak vaslına yettiği yok.<br />

316


Tevbem kabûl olsun desen, seherde ağla,<br />

Cândan geçip, mâldan geçip, belini bağla,<br />

Muhabbetin âteşi ile yürek dağla,<br />

Böyle olmadan Hakk’a vâsıl olduğu yok.<br />

Hâs dervîşler Hakk’ı arayıp cândan geçti,<br />

Riyâzeti katı çekip, göğsünü deşti,<br />

Ondan sonra vahdet meyinden doyasıya içti,<br />

Yalancılar vahdet meyinden tattığı yok.<br />

Aşk payesi arşdan yüce elin yetmez,<br />

Vahdet meyinden doyasıya içen tâam tatmaz,<br />

Aşk gölgesi düşen âşık halka bakmaz,<br />

Yalancıdır benim dediğimi işitip gördüğü yok.<br />

Meyhâneye giren talîbin hâli özge,<br />

Âyet, hadîs beyân kılsan, yeter söze,<br />

Ehlini bulsa, izin alıp, sürer göze,<br />

Öyle âşık bu Âlemde durduğu yok.<br />

Hakperestler her yan bakıp Hakk’ı görür,<br />

Cezbe gelse, her tarafa özünü vurur,<br />

Yalancılar gördüm diyerek tezgâh kurar,<br />

Gördüm derler, Allah Hakk’ı, gördüğü yok.<br />

Sahte dervîş beyânını söyler sana,<br />

Elde tesbîh, gönülde hile, fikri para,<br />

Akıllı isen, İhlâs kılma zinhâr ona,<br />

O nâdândan hiç kimsenin behre aldığı yok.<br />

317


Hakk’ı bulan toprak olup yolda yatar,<br />

Toprak misâli âlem onu basıp geçer,<br />

Ben-benlikler başını basıp, tepip gider,<br />

Baş kaldırıp ona suhân kıldığı yok.<br />

Kul Hoca Ahmed, her ne olsan fakîr ol,<br />

Nereye varsan, boynunu kısıp, hakîr ol,<br />

Âşîk olsan, aşk elinde esîr ol,<br />

Esîr olmadan hiç kimse murâd bulduğu yok.<br />

160. Hikmet<br />

Âşıkları oynasa, bu halkanın içinde,<br />

Hû-Hû diye cân verse, bu halkanın içinde.<br />

Aşk ateşine kaynasa, akıl ve şuûru oynasa,<br />

Allah diye cân verse, bu halkanın içinde.<br />

Şarâb kadehi içilir, inci ve cevher saçılır,<br />

Cânın gözü açılır, bu halkanın içinde.<br />

Aşk bahrine batsam ben, fîgân-feryâd kılsam men,<br />

“Hû-Hû” diye ölsem ben, bu halkanın içinde.<br />

Rûhi hâlet zikrullah, Lâ ilâhe illâllah,<br />

İsm-i a’zam hüvallah, bu halkanın içinde.<br />

Her kimine zevk hâle, olsa olur bu vale,<br />

Sakî sunar piyâle, bu halkanın içinde.<br />

318


Zâkir kullar cem olup, feryâd vurup, cân koparıp,<br />

Sakî yürür dönerek, bu halkanın içinde.<br />

Tutuşsa-yansa, kül olur, ölse, uçsa, öz bolur,<br />

Kana düşse, tuz olur, bu halkanın içinde.<br />

Hızır ve İlyâs hâzır ol, gavsı gıyâs nâzır ol,<br />

Bâtın gözü zâhir ol, bu halkanın içinde.<br />

Talîblerin mürşidi, Kul Hoca Ahmed deyip söyledi,<br />

Baş oyna sen dedi, bu halkanın içinde.<br />

161. Hikmet<br />

Âşıkları dâimâ diler dîdârını,<br />

Seherlerde gaflet ile yatmaz olur.<br />

Nâdânlardan işbu sırrı pinhân kılıp,<br />

Câhillere âşıkım deyip söylemez olur.<br />

Ârif, âşık dünyâ için gâm yemedi,<br />

Bu dünyada izzet-hürmet ver demedi.<br />

Gece-gündüz göz yaşından ayrılmadı,<br />

Gaflet ile gamlarına batmaz olur.<br />

Âriflerin dergâhıdır cevher kaynağı,<br />

O denizde la’l ve cevher yok imkânı,<br />

Hesâbını bilir orada Aşk sultanı,<br />

Âşıkların aklı ona yetmez olur.<br />

319


Âşıkları dalgıç olup batsa deryâya,<br />

Çıksa oradan ulu inciler olur peydâ.<br />

Cândan geçmeden cânân yüzünü görmek nerede?<br />

Zahmet ile bulduğun elden gitmez olur.<br />

Fânî fenâ olmadan görmez fenâ mülkünü,<br />

Âşîk olsa, pinhân kılır varlık derdini.<br />

Hasret tanı hasret ile geçer mi ki?<br />

Gam dağından emek vermedikçe geçmez olur.<br />

O engelden himmet ile aşamayasın,<br />

Dört yüz kırk dört yaşın ile yaşamayasın,<br />

Üç yüz altmış bendi bağını çözemeyesin,<br />

Mihnet çekmeden râhat tanı atmaz olur.<br />

Kul Hoca Ahmed erenlerini yâd eyleyip,<br />

Hikmet söyleyip, işbu sözü kıldı beyân,<br />

Dinleyiniz, işbu sözü, bütün dostlar,<br />

Yalan sözü cemaate yaymaz olur.<br />

162. Hikmet<br />

Gece-gündüz Hak zikrini diyen âşık,<br />

Mâşûk yâdın dilden aslâ koymaz olur.<br />

Harlık-zarlık meşakkati râhat bilen,<br />

Bu dünyânın izzetini sevmez olur.<br />

320


Fikri ve zikri Hak Melik’imin senâsıdır,<br />

Dîdâr taleb kılıp yürüyen gedâsıdır,<br />

Hakk’ın zikri cümle derdin devâsıdır,<br />

Dünyâlıktan ele zerre almaz olur.<br />

Rahmeylesen, bostân eyleyesin dağ ve çölü,<br />

Ya Allahım, affedesin cümle kulu.<br />

Yoldan çıkan gümrâhlara göster yolu,<br />

Âşıkların izini arayıp kalmaz olur.<br />

Ey âşık, gece-gündüz Hakk’ı ara,<br />

Zâhir yürüyüp, bâtınında arşı gözle.<br />

Hikmet okuyup âyet-hadîs sözünü sözle,<br />

Hazân benzeri kızıl yüzü solmaz olur.<br />

Tuzaklar koyup halkı yoldan vuran,<br />

Sahte âşık olup aldatıcı tezgâh kuran.<br />

Gece-gündüz işret kılıp devrân süren,<br />

Dünyâ mâlını görüp gözü doymaz olur.<br />

Seherleri erken kalkıp zârî kılan,<br />

Yahşilere hizmet kılıp duâ alan.<br />

Pîr-i mugana doğru yürüyüp hizmet kılan,<br />

Pîr-i mugan eteğini bırakmaz olur.<br />

Pîr-i mugan, Hak Mustafâ şüphesiz bilin,<br />

Adı geçse, dürûd deyip, tazîm edin.<br />

Sünnetlerini sıkı tutup, ümmet olun,<br />

Ümmet olan şer yolundan yanmaz olur.<br />

321


Âşîk olsan, seherlerde dinmeden ağla,<br />

Garîblerin izini arayıp, gönlünü avla.<br />

Dünyaperest soysuzlardan boyun çevir,<br />

Gerçek âşıklar bu dünyada kalmaz olur.<br />

Kul Hoca Ahmed, âşık olsan, zârî eyle,<br />

Halka kurup kim zikr söylese, oraya var.<br />

Zikrini deyip, sohbet içre inciler der,<br />

Cevher alan aslâ gâfil olmaz olur.<br />

163. Hikmet<br />

Ârif-âşık Cân mülkünde elem çekse,<br />

Yedi organ tâkat edemeyip lerzân olur.<br />

Aşk deryâsı vücûd içre cuş eylese,<br />

Bilinçsiz olup girdâb içre hayrân olur.<br />

Dalgıç gerek o deryaya özünü bıraksa,<br />

Olta bırakıp büyük balıklarını avlasa,<br />

Maksûd incisini ondan sonra ele alsa,<br />

Öyle mürşid halk içinde pinhân olur.<br />

Tarîkatın yolu uzak eylesen sefer,<br />

Kimi yeter, kimi yetmez, kime tehlike.<br />

Arayanlar erenlere sonunda yeter,<br />

Er nazarı değen kişi merdân olur.<br />

322


Yolun bulan merdânlara hizmet eyler,<br />

Çok cemiyet arasında halvet eyler.<br />

Eş-çocuk, mâl ve mülkden uzlet eyler,<br />

Güç işler bilmem nasıl asân olur.<br />

Her kim giyse melâmetin hırkasını,<br />

Bâtınını düzeltip, vîrân eylese sûretini.<br />

Hiç çekmese mahlûkatın minnetini,<br />

Böyle âşık gitse, orada Sultân olur.<br />

Akıllı isen, doğru yola kadem vur,<br />

Merdanların sohbetinden behre al.<br />

Ashâb-ı Kehf köpeğini görüp, ibret al,<br />

İbret alan hâs kulları cânân olur.<br />

“Ya Rabbenâ, fağfirlenâ, zünübenâ!”,<br />

Günâhıma ikrâr olup geldim ben işte.<br />

Kahreylesen, Kâhir senâ, Kâdir senâ,<br />

Lutfeylesen, yüz bin asî.<br />

Kul Hoca Ahmed, uzak yolda hayrân oldun,<br />

Amelin yok, günden güne Giryân oldun,<br />

Erenlere yetişemeden şaşkın oldun,<br />

Orada varsan nedâmetler çendân olur<br />

323


164. Hikmet<br />

Hak Mevlâmın nazarı kime düşse,<br />

Câhil olsa, bir lahzada bilge olur.<br />

Üç yüz altmış damarları nûra dolar,<br />

Dört yüz kırk dört kemikleri binâ olur.<br />

Ondan sonra vahdet meyinden doyasıya içer,<br />

Eş-çocuk, ev-barkdan toptan geçer.<br />

Allah diye nerede gitse, şeytân kaçar,<br />

Yedi organ hamdini deyip konûşur olur.<br />

Vahdet meyinden içen âşık bilinçsiz olur,<br />

Mansûr gibi cândan geçip darağacına biner.<br />

İhlâs ile Pîr eteğini sıkı tutar,<br />

Pîr-i mugan nazar kılsa konûşur olur.<br />

Cismim: “Rabbim”, cân “Allah” deyip yola gir,<br />

Cân ve gönlüm “Allah Bir” deyip seherde kalk.<br />

“Mafi kalbi illallah” deyip ağlayıp yürü,<br />

Yolsuzlara Hak Mustafâ hudâ olur.<br />

Aşk denizine dalan âşık cevher alır,<br />

Heveskârlar âşıkım deyip yolda kalır.<br />

Değme câhil, ham-tamalar neyi bilir?<br />

Cevher alan gerçek aşıklar deryâ olur.<br />

Dünyâyı seven gâfil Âdem Hakk’ı sevmez,<br />

Bu yolların ukbâsı çok aslâ bilmez.<br />

Seherlerde çardarb vurup aslâ bırakmaz,<br />

Tanla varsa âhirette handân olur.<br />

324


Hakk’a âşık olan kişi cândan geçer,<br />

Bilinçsiz olup, şevk şarâbını doyasıya içer.<br />

Nasîb eylese cennet girip hûriler kucaklar,<br />

”Lâ ilâhe illâllah” deyip şeydâ olur.<br />

Fiilin saptırdı, ahâlîden şefkat gitti,<br />

Lanet yağdı, günden güne rahmet gitti.<br />

Hoca, molla, yahşîlerden izzet gitti,<br />

Türlü-türlü alâmetler peydâ olur.<br />

Münâfıklar fısk ederek özü bilmez,<br />

Onun için yahşîleri göze iliştirmez.<br />

Gönlü katı, yahşi söze kulak tutmaz,<br />

Kıyâmette Hakk karşısında rüsvâ olur.<br />

Günde yüz bin “Allah” desen, O’na yakar,<br />

Göz yaşını deryâ kılsan, mâşûk bakar.<br />

Bağrın içre derdin olsa, yaşın akar,<br />

Allah özü gerçek derdliye devâ olur.<br />

Kul Hoca Ahmed, mihnet eyle, âlem yansın,<br />

Melekler senden gelip pay alsın.<br />

Arş ve Kürsi, Levh ve Kalem nûra dolsun,<br />

Nûrdan behre alan gönül sefâ bolur.<br />

325


165. Hikmet<br />

Aşk tecelli eylese kimin vücudunda,<br />

Ne yapacağını bilmeden gece-gündüz hayrân olur.<br />

Zikri fikri Hak visâli olur sürekli,<br />

Küçük çocuk gibi iki gözü giryân olur.<br />

Dünyâ ile kalmaz onun zerre işi,<br />

Zikrini dese, nûra dolur içi-dışı.<br />

Allah deyince, revân olur gözde yaşı,<br />

Aşk ateşinde tutuşup-yanıp, biryân olur.<br />

Ben ve benlik, nefs ve hevâ, hırsı bıraksa,<br />

Pîr -i mürşid mükemmile özünü salsa.<br />

Edhem gibi gönül mülkünü sivâ kılsa,<br />

Bütün zorlu işi onun asân olur.<br />

Şeriattan tarikata kadem koyan,<br />

Dünyâ işini terk eyleyerek Hakk’ı seven.<br />

Hakîkatin esrârından mânâ alan,<br />

Marifetin meydânında üryân olur.<br />

Böyle olan âşıkların nişanı var,<br />

Hak zikrini gece-gündüz söyleyip kılmaz karar.<br />

Ümîd etmez bu dünyadan mâl ve dünyâ,<br />

Ne söylese sözü onun imân olur.<br />

Hangi âşık halka içre cânın verse,<br />

Cândan geçip, şehâdetin giysisini giyse.<br />

Zühd eyleyerek öz nefsinin gözünü oysa,<br />

Erenlerin katarında merdân olur.<br />

326


Kul Hoca Ahmed, bineyim desen kuş gibi Burâk,<br />

Câhillerden eyle sürekli özünü ırak.<br />

Kaygı ile hicr ve mihnet, çek firak,<br />

Firak çeken âşık yarın sultân olur.<br />

166. Hikmet<br />

Ey dostlarım, ârifler hâlis sohbet ederler,<br />

O sohbetde marifet incilerini saçarlar.<br />

Sohbet vakti hâzır ol, erenlere nâzır ol!<br />

O hâletde erenler, ere nazar kılırlar.<br />

Hâlet vakti erenler deryâlara yüzlense,<br />

Tabanları nem olmadan, deryâları geçerler.<br />

Mürîd olsan mürşide, muhkem ol, ey tâlib,<br />

Müridlerini mürşidler her konu ile sınarlar.<br />

Himmet tutsa erenler gözü yumup açana dek,<br />

Deryâları eğerler, dağları hem keserler.<br />

Tanrı’nın sevdiği kişinin, işi O’nun iledir,<br />

Her kimi Hak sevmiştir, onu severler.<br />

Özlerinin murâdını gerçek âşıklar dilemez,<br />

Mâşûkunun murâdını dâimâ onlar dilerler.<br />

Kul Hoca Ahmed, vakıf ol, feyz ve rahmet kapısını,<br />

Zikr ve tâat vaktinde, melekler açarlar.<br />

327


167. Hikmet<br />

Gönül içre girip cevlân kıldık ise,<br />

Aşk adlı sultanını gördük ise.<br />

Sâni’ kudret ilâhıma baktık ise,<br />

O şu yerde hâl ilmini görün, dostlar.<br />

Aşk sultânı geçersiz kıldı aklımızı,<br />

Hem kovaladı nefs ve şeytân, kibrimizi.<br />

Şükrenlillah, bildik şimdi Rabbimizi,<br />

İlhâm ile verir mânâ, sezdik, dostlar.<br />

İlhâm indi Hak teâlâ rahmetinden,<br />

Hocam sundu işbu vahdet şerbetinden.<br />

Olduk şimdi o Muhammed ümmetinden,<br />

Sözde ilmimiz hâle bedel oldu, dostlar.<br />

Evvel fenâ, Âhir fenâ, olmak fenâ,<br />

O makâma yeten âşık kılmaz senâ.<br />

Cânânımızın cemâlini Hakdır gördük,<br />

Câna eklendi, bildik, dostlar.<br />

Canımızın cemâli Hak’dır gördük,<br />

Cân içre bilinir şimdi tahkîk bildik.<br />

İlhâm erişti Sübhân’ımdan, şimdi sezdik,<br />

Ne ki gelse, Hak’dan ilhâm bildik, dostlar.<br />

328


168. Hikmet<br />

Ey dostlar, haber verip şeriattan,<br />

Tarikatta Allah zikrini deyin, dostlar<br />

Ârif cânlar haber verir hakikatten,<br />

Allah diye Hak zikrini deyin, dostlar.<br />

Er odur, kulum diye kulluk kılsa,<br />

Korkup Kahhâr adından o fermân tutsa.<br />

Yedi tamu alevine karşı gelse,<br />

Allah dese oradan döner, bilin, dostlar.<br />

Kim ki Allah dedi, onda özünü buldu,<br />

Hakîkatin sözünü sözler öleceği vakti.<br />

Nice yıllar Şeddâd, görün, uçmak yaptı,<br />

Giremedi, ondan ibret alın, dostlar.<br />

Var mı eren, öyle işden râzı olsa?<br />

İnanmasın dünyasına Kârûn olsa.<br />

Bin yaşayan Lokmân Hekîm ölür olsa,<br />

Yoktur ölmeden kalan burada, bilin, dostlar.<br />

Uçmak içre makâm verince hangi câna,<br />

Kim ki tâat ile işleyip çıksa sabâha.<br />

İsrâfilin suru girse hangi câna,<br />

Biz Muhammed Ümmetiyiz, bilin, dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed, Hak zikrini desen her ân,<br />

Rahmet yağar başın üzerine devamlı.<br />

Erenlerin hizmetinde olsan her ân,<br />

Azâd kılsa, dârüs-selâma varır, dostlar.<br />

329


169. Hikmet<br />

Âşıkları kal’i okuyup hâle girse,<br />

Hâl denizine batsa, suya batık olur, dostlar.<br />

Söz ile hâl bir gemidir, bunu bilse,<br />

Sözsüz, hâlsiz o deryadan geçmez, dostlar.<br />

Bu hâl yolu nâzik yoldur, tehlikesi var,<br />

Alîm, sözsüz adım atsa, ukbalar var.<br />

Pîr-i Kâmil mükemmilsiz geçmek hayal,<br />

Söz ilmini bilen emîn geçer, dostlar.<br />

İşbu yolda rehbersizler sayısızdır,<br />

Lânetli şeytân keşf gösterip çok azdırır.<br />

İlimsiz âdem bu nisbete mağrûrdur,<br />

Onun için ara yolda kalır, dostlar.<br />

Kulluk odur Kur’ân okuyup amel kılsa,<br />

Sözü okuyup, hâli özge bağlı kılsa,<br />

Pîr-i Kâmil mükemmile hizmet kılsa,<br />

İki dünyâ çerâğı deyip söyleyin, dostlar.<br />

İlimsiz Âdem şeyhlik kılsa, revâç bulmaz,<br />

Nâzik yoldur, ilimsiz aslâ bilse olmaz.<br />

Ey dostlarım, şeyh olmak kolay değil,<br />

Rehber diye şer’i yolda yürün, dostlar.<br />

Pîr-i Kâmil her tâlibe vermez irşad,<br />

Tâlib olsa gece uykusunu kılsa berbât.<br />

Çok yarışda geçip gelmez her yahşi at,<br />

Riyâzeti katı çeken geçer, dostlar.<br />

330


Cümle tâlib ibâdete âciz kalır,<br />

Teheccüdün vakti ile doğrulmaz,<br />

Gece yarısından kalkıp virdin yapmaz,<br />

Pîr-i Kâmil ona ruhsat vermez, dostlar.<br />

Allah demek bendelerin inâyeti,<br />

Talebinde yürümek bende Hak rahmeti,<br />

“Fezkürûnî ezkürküm” Hak âyeti,<br />

Dem ganîmet, Allah zikrin söyleyin, dostlar.<br />

Erkek ve kadına, oğul-kıza ilim farz dedi,<br />

“Taleb ül-ilmi farizatun” deyip Rasûl söyledi,<br />

“Ma yecüzu bihis-salât” ilim zarûrî,<br />

Diri varsınız, ta ölüne dek okuyun, dostlar.<br />

Molla olup, mânâ okuyup, kitâb dese,<br />

Yolu bulup, yaman yoldan rasta dönse,<br />

Pîr eteğini muhkem tutup hizmet etse,<br />

Tâatlı kul olsa hüsrana uğramaz, dostlar.<br />

İşbu yola riyazetli tâlib gerek,<br />

Nefs-hevayı koyup tâat kılmak gerek,<br />

Cefâ çekip Pîr nisbetin tutmak gerek,<br />

Riyâzetsiz Hakk’a vâsıl olmaz, dostlar.<br />

İlimsiz şeyhlik dâvâsını kılmak olmaz,<br />

Asâ olmadan karanlıkta yürümek olmaz,<br />

Görmez olsa, çukur yeri görmek olmaz,<br />

Kuyu içre düşen emîn kalmaz, dostlar.<br />

331


Pîr -i mürşid kılsa her an emr-i marûf,<br />

Mürüvvetli, tatlı sözlü, yahşi huylu,<br />

Gece-gündüz riyâzeti çekse o hoş,<br />

Öyle Pîrin hizmetinde yürüyün, dostlar.<br />

Hakk’a âşık olup dedi Kul Hoca Ahmed,<br />

Allah kefil derdimize, eyle ibâdet,<br />

Söz ve hâli cândan çekip eyle riyâzet,<br />

Tâatlı kul cemâlini görür, dostlar.<br />

170. Hikmet<br />

Kara atına binmedikçe, kara görmez,<br />

Kara laçın konmadıkça, sırrı görmez.<br />

Sırrı gören ârifleri burada durmaz,<br />

Seher vaktinde cânı incitip kalkın, dostlar.<br />

Kara şâhin kayrılarak kanat çırpar,<br />

Âşîk odur, ten-cânını ateşe yakar.<br />

Pîr-i mugan nazar kılıp ona bakar,<br />

Doğan gibi kanat çırpıp uçar, dostlar.<br />

Devlet gibi doğan kuşu kime konar,<br />

Şâhın gibi halka içre özünü vurur.<br />

Cânın kuşu pervâz kılıp hâzır durur,<br />

Hâzır olup tevbe kılıp yürüyün, dostlar.<br />

332


Ey dostlar, âhir oldu zamânemiz,<br />

Hiç kalmadı bu dünyada nişânemiz.<br />

Haber verdi “aduvven” deyip cânân’ımız,<br />

Allah zikrini dinmeyip söyleyip yürüyün, dostlar.<br />

“Nahnu kassemnâ” gününde pay verdi,<br />

Pay alan bendeleri yola girdi.<br />

Kandîlin görüp pervâne gibi özünü verdi,<br />

Cânı câna aşılayıp katıp yürüyün, dostlar.<br />

Hak Rasûl’ün dedikleri geldi, olur,<br />

Âhir zamân nişânesi oldu, olur,<br />

Fısk ve fesâd dünyâ içre doldu, olur,<br />

Türlü-türlü davâ işi görün, dostlar.<br />

171. Hikmet<br />

Âlimi tut izzet, eyle ikrâm,<br />

Âlimi Kur’ân içre öğer, dostlar.<br />

Âlimler açar cümle müşkülâtı,<br />

Câhiller cehlini kim döker, dostlar.<br />

Doğru-yanlışı beyânını alîm bilir,<br />

Helâl-harâm farkını avâm nereden bilir?!<br />

Âlimlerden avâmîler çok fayda olur,<br />

Bu dünyada iyi adını edinir, dostlar.<br />

333


Câhil avâm alîm sözünü hiç dinlemez,<br />

Değme câhil özünü hiç anlamaz.<br />

Âlimi Allah avâma denk eylemez,<br />

Her alîm yüz bin avâma yeter, dostlar.<br />

Olmasa alîm avâm neye yarar,<br />

Kılmaz idi yer ve gök, âlem bakar.<br />

Kılmışı için alîm Günâh görür,<br />

Gök tarafına aşmaz yerde durur, dostlar.<br />

Din ve dünyâ alîm ile olur hâsıl,<br />

İbâdet kılsa kabûl, Hakk’a vasıl.<br />

İtikad kıl, gerek olsa temiz nesil,<br />

Gerçek âşık bir söze baş eğer, dostlar.<br />

Avâm tendir âlimdir tende cân gibi,<br />

Şâh Hüseyn olsa alîm gerek hem gibi,<br />

İns ve cinde alîm melek, câhil iblis gibi,<br />

Tutmayın karışık, zinhâr inkâr, dostlar.<br />

Âlimleri hor görmek değildir revâ,<br />

Hor görmez o hem yine yer-gök, hevâ.<br />

Nice ki fakîr, miskîn o bi-nevâ,<br />

Âlimi hor görmeyin aslâ, dostlar.<br />

Âlimi hor görse o küfr ve nifâk,<br />

Nass hadîs var ins ve cin ittifâk ile<br />

Âlimi seven mü’min yüzü apak,<br />

Sorgusu yok günâhından inkâr, dostlar.<br />

334


Hoca Ahmed’e ilhâm verdi söylesin diye,<br />

Her âlimin değerini bilsin diye,<br />

Her kim bilse, bunu amel kılsın diye,<br />

Alîm izzetin kılan cennet girer, dostlar.<br />

172. Hikmet<br />

Seherde öter bülbüller, gül yâdından her zamân,<br />

Sen ötüversen ne olur, Hak yâdından her zamân.<br />

Her kurt ve kuş söylemekte her tür ile senâyı,<br />

Kurt ve kuş gibi olmadın, Hû demedin her zamân.<br />

Seher vaktinde kalkarlar, niyâz söyleşir Hak ile<br />

Sende himmet olmadı, niyâz söylemedin bir zamân.<br />

Dünyaya boğulmuş oldun, küfr ve isyana doldun,<br />

Şimdi özüne geldin, fikr eyle her zamân.<br />

Bırak dünyâ fikrini, eyle Hakk’ın zikrini,<br />

Boz şeytânın mülkünü, zâkir ol her zamân.<br />

Gerçekten olursun günâhsız, bozulur bu ev-bark,<br />

Nice okusan Kur’ân, imân et bir zamân.<br />

Kul Hoca Ahmed, belini iki yerden bağla,<br />

Gelse ecel bırakmaz, cânın alır şu zamân.<br />

335


173. Hikmet<br />

Gelin, dostlar, Pîr hizmetini beyân eyleyim,<br />

İşitip, okuyun, hizmet kılın, dostlarım ey.<br />

Horlanma-üzüntü, meşakkati ayân eyleyim,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Vursa-çekiştirse Pîr eteğini sağlam tut,<br />

Ey tâlib hizmet içre kanlar yut.<br />

Cân ver dese İhlâs ile Cândan geç,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Tâlib olsan, yol üstünde ol toprak,<br />

Güz vakti ağaçlardan düşen yaprak.<br />

Âşîk olsan, dîdârına ol müştak,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Gerçek tâlibe Pîrden değer günde sancı,<br />

Zâhir sancı bâtın içre baldan tatlı.<br />

Cezbe hâli ikrâm eder aşkı mutlaka,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

İnleme Pîrden değse her dem cefâ,<br />

Dîdâr taleb iki âlem sormaz vefâ.<br />

Mahşer günü gönüllerini kılar sefâ,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Pîr-i Kâmil mükemmili tanıyayım desen,<br />

Ciğer kanı ye, eğer tâlib olsan.<br />

”Gâzi” derler bu makâmda ölüp varsan,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

336


Pîr-i Kâmil mükemmilin farkı olur,<br />

Pîr-i Kâmil hulklar ile elini alır.<br />

Mükemmel Pîr bâtın içre yola salır,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Pîr emrini tutmayanı vallah gördüm,<br />

Cehennem içre “nasılsın” deyip hâlini sordum.<br />

Melâikler vura verdi, ben hem vurdum,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Bu âlemde iyilerden kaçıp geçtim,<br />

Hakk’tan geçip şeytân sözünü muhkem tuttum.<br />

Ey nâ-insâf, dünyâ için kanlar yuttum...<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Pîr hizmetini kılan kişi nûru aydın,<br />

Dîdârına Allah özü vaad eyleyen.<br />

Şüphe getirip, yalandan tâlib yolda kalan,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Pîr hizmetini kılanların boynu eğik,<br />

Hizmet kılan tâliblerden kaçar tamu.<br />

Pîr tarifini hiç tükenmez, söylesem kamu,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Pîr hizmetini kılan kişi eli uzun,<br />

O sebebden dünyâ ile dâimâ arası bozuk.<br />

Kanlı gözyaşı, rengi sarı, Hakk’a niyâz,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

337


Hizmet kılan yeter âhir Hûdâsına,<br />

Pîr-i mugan şefâatçi oldu Günâhına.<br />

Pîr yetiştirir Hak teâlâ yardımına,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Pîr hizmeti, ey tâlibler, kolay değil,<br />

Tâlibleri Pîr önünde sinek misâli.<br />

Edeb saklayıp, Pîr önünde tâam yemez,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Pîrin lütfu Hakk’ın lütfu tarikatte,<br />

Hak inâmı Pîre yeter hakikatte.<br />

Hâdî olup yola salan marifette,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Pîr hizmeti, Hak hizmeti edeb kılın,<br />

Seher vaktinde nazar kılar, âgâh olun.<br />

Ey tâlibler, uyanık olup yola girin,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Hizmet kılan tâlibleri Hakk’a yakın,<br />

Kimi görse mütevâzı, sözü hazîn.<br />

İnşaallah, öyle tâlib Hakk’a yakın,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Pîrin gassâl, mürîd ölü; konûşamaz,<br />

Gönül veren Pîrden özge gözleyemez.<br />

Hakk’ı bulan Hakk’dan özge arayamaz,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

338


Pîr sizlerin beyânını söyleyeyim size,<br />

Mahşer günü yüzünün rengi olur özge.<br />

Tâlib olsan, kulak verin güzel söze,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Zâri kılıp kime varsa, elini almaz,<br />

Hidâyette feryâd eylese, yola salmaz.<br />

Öyle kulda imân-islâm dini olmaz,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Hâdî’yim deyip lanetli şeytân yola başlar,<br />

İt suratlı olup onu ısırıp dişler.<br />

Heybet kılıp, cehennem içre götürüp dışlar,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Cehennem içre vahlar olsun, nedâmet ey,<br />

Feryâd eyleyin, nasıl olur kıyâmet ey.<br />

Hakk’a kulluk kılmadım deyip nedâmet ey,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Ciğer kanı yutup söyledim size hikmet,<br />

Duâ kılayım, sizlere hem kılar rahmet.<br />

Gayret eyleyip, Hak yönüne bağlayın himmet,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

Kul Hoca Ahmed, Sâdık olup Pîr’e var,<br />

Eteğine yüzün sürüp, pay al.<br />

El-ayak kâim eyleyip hâzır dur,<br />

İşitip, okuyup, hizmet eyleyin, dostlarım ey.<br />

339


174. Hikmet<br />

Ağlamayım mı tevbe kılmadan hadden aştım?<br />

Lânetli şeytân hilesi ile türlü şaştım.<br />

Nazar kıldı Pîr-i mugan tarafına kaçtım,<br />

Tevbe kılıp, dîdâr görün, dostlarım ey.<br />

Hak Rasûl’ün inâyeti oldu bana,<br />

Âyet-hadîs sözünü beyân kıldım sana,<br />

Tâbi olup, söylediklerini eyle ona,<br />

Tâbi olup, dîdâr görün, dostlarım ey.<br />

Ümmet olsan, durûd söyleyip tâbi ol,<br />

Adı geçse, durûd söyleyip ta’zîm kıl,<br />

Rızk ve rızâ her ne verse kanâatkâr ol,<br />

Kanaatkâr olup, dîdâr görün, dostlarım ey.<br />

Hakikatlı kullara nasîb verir,<br />

Yeyib-içip nimetlerin yâdın söyler.<br />

Adını işitip, edeb kılıp tazîm kılır,<br />

Ta’zîm kılıp, dîdâr görün, dostlarım ey.<br />

Hak teâlâ kokusunu alan burada durmaz,<br />

Câhil kullar özünü görür, ayıbını görmez.<br />

Cins-i âdem âşıklıkdan dem vuramaz,<br />

Âşîk olup, dîdâr görün, dostlarım ey.<br />

Gerçek ümmetler cândan geçip dîdâr gördü,<br />

Yeni tâlib gibi halka içre özünü vurdu,<br />

Nereye varsa aşk tezgâhını orada kurdu,<br />

Tezgâh kurup, dîdâr görün, dostlarım ey.<br />

340


Ümmetim deyip dilde söyler, kalbde yalan,<br />

Nefsi için öz cânını ateşe salan.<br />

Şeyhim diye kişinin mâlını zorla alan,<br />

Nezrini almayıp dîdâr görün, dostlarım ey.<br />

Kul Hoca Ahmed, dünyâyı görsen, kaça gör,<br />

Kanat çırpıp hevâ tarafına uça gör.<br />

Eş-çocuk düşman sana, geçe gör,<br />

Uzak olup, dîdâr görün, dostlarım ey.<br />

175. Hikmet<br />

Halvete girip, dostlarım, yâd edelim dâimâ,<br />

Muhabbetin şarâbını nûş edelim dâimâ.<br />

Muhabbetin şarâbını hiç kimseye vermezler<br />

Bağır kanını akıtıp, âşık içer dâimâ.<br />

Muhabbetin şarâbını içen âşık nişanı,<br />

Vâlih olan bülbül gibi, feryâd kılır dâimâ.<br />

Mürîd cesed, Pîr gassâl, okuyup yürür hasbi hâl,<br />

Göreyim diyerek o cemâl, cevlân kılır dâimâ.<br />

Müridlerin terbiyesi, günde yüz bin erdem,<br />

Özlerini çoban misâli, çoban kılır dâimâ,<br />

Halka kurup erenler, Hû zikrine başlasa,<br />

O Zekeriyâ peygamber hâzır olur dâimâ.<br />

341


Ondan sonra Hak nûrunu zakirlere saçarlar,<br />

Melekler safa dolup, “erre” başlar dâimâ.<br />

Muhabbet şarâbını ele alıp Muhammed,<br />

Zâkirlere sunarak, sâkî olur dâimâ.<br />

Muhabbetin şarâbını içtiği için Hoca Ahmed,<br />

Arş üstüne konarak, pervâz kılır dâimâ.<br />

176. Hikmet<br />

Marifet bostânı içine girip,<br />

Evvel tevhîd ağacını gördüm orada.<br />

O ağacın her dalında meyvâsı var,<br />

Sübhân Azîm nasîb eyledi, aldım ben işte.<br />

O ağacın aslını bilsen, Hû’dan imiş,<br />

Tefrîd, Tecrîd çeşmeleri sudan imiş.<br />

O ağaç âşıkların yeri imiş,<br />

Müşâhede kıldık, dostlar, hazretinde.<br />

Değme câhil o ağacın yeri değil,<br />

Nefsim diyen o meyvâdan aslâ yemez.<br />

Tamahkârlar nefsi için neler demez,<br />

Nefsden geçen yakın olur yakınlığında.<br />

342


Nefsden geçtim, cân hicâbı karşı geldi,<br />

Cândan geçtim, cânım câna karşı geldi.<br />

Gaybe düşüp, gaybe girip gayb oldu,<br />

Hasret üzre hasret âteşi gurbetinde.<br />

Evvel himmet makamına gir dedi,<br />

Azametli sultânlığımı gör dedi.<br />

O tevhîd meyvâsından ye dedi,<br />

Lütfu ile yedirdi aşk nimetinde.<br />

Kime bahşiş verdi ise, olsun kutlu,<br />

Yüz bin cânım olsa, olsun buluntu.<br />

O ağacın sıfatıdır, dostlar, ulu,<br />

Şükrünü söyler, kulluk kılsun hizmetinde.<br />

O ağacın gölgesinde otururlar,<br />

Şevk şarâbını içip ruhunu kandırırlar.<br />

Mâsîvadan özü tamamen koparırlar,<br />

Karar kılmaz aşk dileyerek himmetinde.<br />

Dost dileyen o bostanda karar kılmaz,<br />

Hakikatli Âşıkları Aşksız olmaz.<br />

Gönül mülkünü verse ona göze iliştirmez,<br />

Takvâ kılar içer nebât şerbetinde.<br />

Dost için dünyâ ukbâ mülkünü bırakıp,<br />

Mevt ateş içre girip yakılıp-yanıp,<br />

Ne kadar kovsa dergâhından karşı gelip,<br />

“Erini!” deyip zâr ağlar hazretinde.<br />

343


Kul Hoca Ahmed girdi görün meydân içre,<br />

Gördü tevhîd ağacını bostân içre.<br />

O ağacın sıfatıdır Kur’ân içre,<br />

Haber verdi o İbrâhim sûresinde.<br />

177. Hikmet<br />

Habersizce geçti dostlar yazık ki, ömrüm,<br />

Vah yazık, varıp orada ne söyleyim?<br />

Fazlı ile hükmeylese, hükümrân bana,<br />

Adli ile sorar olsa, ne söyleyim?<br />

Otuz bitti, kırka yetti yaşım benim,<br />

Bilmezim ki, nasıl geçti ömrüm benim.<br />

Ertesi günü nasıl olur işim benim,<br />

Miskîn olup ne taraf yöne gönderilirim?<br />

Masiyetin deryâsına ğarik olup,<br />

Yürümüşüm şeytân ile refîk olup.<br />

Gece-gündüz ağlayıp, gözde yaşım ark olup,<br />

Rezil olup varıp orada ne söyleyim?<br />

Azıksız yola giren ölmesi var,<br />

Köksüz ağaç çiçeklenip solması var.<br />

Mücrim kullar varsa orada sorması var,<br />

Sorar olsa, ben kul orada ne söyleyim?<br />

344


Bu dünyânın rahatı yok şimdi bildim,<br />

Bu âsî işlerimden şimdi yandım.<br />

Kul Hoca Ahmed, dergâhına sığınıp geldim,<br />

Korkuyorum hangi yerde tutulurum.<br />

178. Hikmet<br />

Seherlerde dört-darbe vurup “Rabbim” desem,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Hasretinde başdan ayak vird eylesem,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar kılar mı ki?<br />

Geceler kalkıp dergâhına senâ kılsam,<br />

Başımı koyup Hazretine duâ kılsam.<br />

Kan yaş döküp gözlerimden, bağrım dilsem.<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar kılar mı ki?<br />

Allah için merdâne gibi cânım versem,<br />

Ağlayıp inleyip zâkir olup “Rabbim” desem.<br />

Eş-çocuk, ev-barkım yetîm kılsam,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Mansûr gibi “Ene’l-Hak” deyip ağlayıp yürüsem,<br />

Şiblî gibi âşık olup semâ kılsam.<br />

Bâyezîd gibi gece-gündüz dinmeden Kâbe’ye varsam,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

345


İyilerin sohbetinde kâim olsam,<br />

Hû-Hû diye zikrini söyleyip dâim olsam.<br />

Âşıklar gibi çark vurarak cânım versem,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Eyyub gibi kurt eziyetine sâbir olsam,<br />

Yahyâ gibi gözlerimden kan yaş döksem.<br />

Mûsâ gibi Tûr Dağı’nda tâat kılsam,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Yûnus gibi deryâ içre balık olsam,<br />

Yûsuf gibi kuyu içre gece-gündüz kalsam.<br />

Yâkub gibi Yûsuf için kan ağlasam,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Ey dostlar, hiç kılmadım iyi amel,<br />

Erenlerin izin izleyip kılmayıp cedel.<br />

Habersizim, utançlıyım ezel günü,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Ben defter-i sânî söyledim derde devâ,<br />

Toprak gibi basıp geçse beni revâ.<br />

Ağlayıp geldim eşiğine ben çâresiz,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Dili ile ümmetim deyip yalan sözler,<br />

Va’zın söyleyip halka, dünyâyı arar.<br />

Kişi malın almak için her yan derler,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

346


“Allah” diye sıdkım ile tevbe kılsam,<br />

Gıybet kılan dillerimi yüz bin dilsem.<br />

Hakk’tan korkup dünyâ işini arkaya koysam,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Hikmet okuyup İhlâs kılıp yola giren,<br />

İyilerin izini izleyip duâ alan.<br />

Heveskârlar âşıkım deyip yolda kalan,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Kul Hoca Ahmed, hikmet söyle âşıklara,<br />

Sıdk ile yola giren sâdıklara,<br />

İhlâs ile Hakk’ı diyen lâyıklara,<br />

Dergâhında Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

179. Hikmet<br />

Sübhân İzim hidayeti nasîb eyledi,<br />

Telim hicâb gönlümüzden gider miki?<br />

Gece-gündüz Hazretine Allah desem,<br />

Mahzûn kulu maksadına yeter mi ki?<br />

Marifetin bostânında bülbül olup,<br />

Hak yâdında dâimâ sürekli meşgûl olup.<br />

Kulluk kılsam Hazretine gerçek kul olup,<br />

Bu hâletde rıhlet şafağı atar mı ki?<br />

347


Eğri yola yürüdüm, dâimâ hatâ eyledim,<br />

Şimdi bildim, öz cânıma cefâ eyledim.<br />

Dergâhına yakam tutup yana geldim,<br />

Lutf eyleyip tevbemi kabûl eder mi ki?<br />

Erenlerin izin arayıp yola girsem,<br />

Dergâhında duâ kılıp yüzüm sürsem.<br />

Garîblerin gönlünü avlayıp duâ alsam,<br />

Bu iş ile benim işim biter mi ki?<br />

Pişmânlıkta gece-gündüz yaşım döksem,<br />

Hûdâ’ma zârî kılıp arz eylesem.<br />

İyilerin Hazretine şafi’ olsam,<br />

Kul niyâzı niyâzsıza yeter mi ki?<br />

Ahmed, senin yazık ki ömrün yel gibi geçti,<br />

Dünyâ dileyip âhiretin mumu yandı.<br />

Masiyetin peymanesi doldu-taştı,<br />

Rahmân Tanrım günâhımdan geçer mi ki?<br />

180. Hikmet<br />

Karanlık gece içinde yol yitirdim,<br />

Aydınlık tanı ansızın atar mı ki?<br />

Kılavuzsuz yola girip türlü şaştım,<br />

Cilâ versem paslarım gider mi ki?<br />

348


Ey dostlar, bu yollarda hayrân oldum,<br />

Başım dondu, aklım yitti, şaşkın oldum,<br />

İki âlem berbât vurup üryân oldum,<br />

Atan tanı gaflet ile batar mı ki?<br />

Erenler işbu yolda cândan geçti,<br />

Zikrini söyleyip seherlerde bağrını deşti,<br />

Cefâ çekip bu dünyânın zehrini içti,<br />

Öyle âşık râhat ile yeter mi ki?<br />

Âşıkları geceleri kalkıp ağlayan,<br />

Muhabbetin deryâsından cevher alan,<br />

Heveskârlar âşıkım deyip yolda kalan,<br />

Bâyezîd gibi özünü bir gün satar mı ki?<br />

Gece-gündüz semâ kılıp ağlayanlar,<br />

Hizmet kılıp aşk sırrını anlayanlar,<br />

Himmet kemerini bele sağlam bağlayanlar,<br />

Şöyle olmadan vahdet meyinden tadar mı ki?<br />

Cefâ çekmeden, mihnet çekmeden vefâ yoktur,<br />

Cefâ çeken âşıkların gönlü toktur,<br />

Cefâ çekmeden, mihnet görmeden râhat yoktur,<br />

Gafilleri hasret ile geçer mi ki?<br />

Ey âşık, gece-gündüz dinmeden ağla,<br />

Muhabbetin kuşağını bele bağla,<br />

Dört darbe vurup seherlerde yürek dağla,<br />

Âşıkları râhat ile yeter mi ki?<br />

349


Vah ne yazık, geçti ömrüm, doymadan kaldım,<br />

Bu dünyânın muhabbetini ele aldım,<br />

Dünyâ arayıp din işini geriye koydum,<br />

Tevbe kılsam Hocam kabûl kılar mı ki?<br />

Ey dostlar, seherlerde feryâd eyle,<br />

Göz yaşını akıtarak sebil eyle,<br />

Hak zikrini söyleyip özünü dîvâne eyle,<br />

Dîvâne eyleyen Hak vaslına yeter mi ki?<br />

Kul Hoca Ahmed, gecelerde kâim ol,<br />

Tâat kılıp gündüzleri sâim ol,<br />

Mansûr misâli “Ene’l-Hak” deyip dâim ol,<br />

Âşîk olanın başı darda gider mi ki?<br />

181. Hikmet<br />

Rabbim Allah diyerek gözden yaşımı saçsam,<br />

Kulum diyerek benim hâlimi sorar mı ki?<br />

Yüz bin türlü günâhımdan tevbe kılsam,<br />

Rahmi gelip tevbemi kabûl kılar mı ki?<br />

Dilim ile Allah zikrini câri kılsam,<br />

Seher vaktinde kalkıp ağlayıp zârî kılsam.<br />

Himmet kılıp gece-gündüz kâr eylesem,<br />

Dergâhında Hocam nazar salar mı ki?<br />

350


Mescide girip namâz kılsam zâhidler gibi,<br />

Aşk ateşine tutuşup yanan âşıklar gibi.<br />

Yalan sözü dile almadan sâdıklar gibi,<br />

Arifler gibi Hakk’a Vâsıl olur mu ki?<br />

Pîr eteğini tutup Hak’dan kılar talep,<br />

Her maksudum olsa Pîrden kılsam talep.<br />

İşbu yolda dâimâ Pîrden meded dileyip,<br />

Meded olsa, işim yolunda olur mu ki?<br />

Ya Rabbenâ, yâdın ile olsam dâimâ,<br />

Bütün ömrüm zikrin ile olsa tamâm.<br />

Oruç tutup namâz kılıp her sabâh-akşam<br />

Talep kılsam hâcet revâ olur mu ki?<br />

El kaldırıp Pîrden duâ alsam derim,<br />

Belin bağlayıp hizmetinde dursam derim.<br />

Himmet kılıp doğru yoluna girsem derim,<br />

Gönül varıp orada nişân olur mu ki?<br />

Her geceyi Kâdir bilip uyanık dursam,<br />

Hızır bilip kimi görsem, duâ alsam.<br />

Kulu olup mânâ sorarak, kimi görsem,<br />

İşbu işten murâd hâsıl olur mu ki?<br />

Gayret kılıp dergâh tarafına kadem koysam,<br />

Erken seher gafletde ben yatmadan kalksam.<br />

Uzak olup hepsinden Hakk’ı sorsam,<br />

Uzak olsam Hak’dan meded olur mu ki?<br />

351


Kul Hoca Ahmed’in işbu sözü arzûdur.<br />

Arzûsuna yetişemeden kaygı yer.<br />

Taklîd eyleyip Hû zikrini söyleyip yürür,<br />

Hû-Hû desem sâhib-dilân olur mu ki?<br />

182. Hikmet<br />

Ey gâfil, gözünü aç, gitmektedir bütün yâr şimdi,<br />

Cihân köhne kervânsarâydır, ki bilsen yol göstericiyi şimdi.<br />

Gözünün ışıtanı ihsân, kalbinin kuvveti imân,<br />

Bu dünyâ vefâsız, yalan, gidersin çâresiz şimdi.<br />

Gece-gündüz cedel eyleyip, bu dünyâ izzetini izleyip,<br />

Gece-gündüz boşuna sözleyip, yürürsün günâhla şaşkın şimdi.<br />

Kabristanlar yönüne bak, ahâlîsini temâşâ eyle,<br />

Tümü hasret kılıp ağlar, yatmaktadır har u zar şimdi.<br />

“İrci’i!” nidâsı gelse, ”Ne getirdin ey kulum?”<br />

Olursun feryâd eden o dem, durursun üstüvar şimdi.<br />

Cihâna itimât etme, dilini Hak zikrinden koyma,<br />

Bu dünyâ keyfini sürme, olursun nâmdâr şimdi.<br />

Seherlerde kalkıp ağla, ibâdete belini bağla,<br />

İmânını temiz sakla, olursun âb-dâr şimdi.<br />

352


Bu dünyâ zevkinden geç, muhabbet kadehinden iç,<br />

Tümünden bir yola geç, yürürsün şâhsuvâr şimdi.<br />

Ahâlînin tamâmı geçti, tümü yer koynuna yetti,<br />

Oğul-kızını Yetîm etti, bozuldu düzen şimdi.<br />

Hoca Ahmed Yesevî, izzet, gece-gündüz yuttuğu hasret,<br />

Seherler çekerek mihnet, kılagör geşti kâr şimdi.<br />

183. Hikmet<br />

“Mûtû kable en temûtû” hadisi var,<br />

O Âlemîn fahri Rasûl söylemedi mi?<br />

Mustafâ’nın sözünü şimdi okumadın,<br />

Sen kabûllenmesen, öncekiler kabûllenmedi mi?<br />

Kabûl desen, Pîr eteğini sağlam tut,<br />

Tevbe kılıp dünyâ malın geriye bırak,<br />

Vurup nefsi şeyhin için özünü sat,<br />

Şöyle Pîr e mürîd özünü satmadı mı?<br />

Ere elin ver, cânın Fedâ kıl,<br />

Yürüme uzak, olma haksız, beri gel,<br />

Ölmek hakdır, ölmeden önce tevbe kıl,<br />

Çok kişiler tevbesiz olarak geçmedi mi?<br />

353


Ölse, şaşkın nefsi ölür, rûhu ölmez,<br />

Sır sözünü nâdânlara söylese olmaz.<br />

Sır sözünü nâdân, câhil kabûl kılmaz,<br />

Olsa mahal âkil kabûl kılmadı mı?<br />

Hakikatli er sözünü nâdân bilmez,<br />

Lâf ve sözden söz sözlese, mecâz değil.<br />

Yanlamasına soksan, kılıç olsa, taşa geçmez,<br />

Çamura soksan, kılıç ona geçmedi mi?<br />

Verse eli, tutsa etek, söze yeter,<br />

Onun yüz bin hâlleri boşa geçer.<br />

Pîri seven dünyâ mâlını dışlayıp gider,<br />

Ahiretli dünyâ dışlayıp gitmedi mi?<br />

Yeter mi ki diriliğim yaz ve güze,<br />

Gelir hazân yeli gibi ecel bize.<br />

Cânımızı tenimizden ayırır özge,<br />

Kim o cânı ayırıp tenden gitmedi mi?<br />

Tevbe ile diriliğin kılsa bu kul,<br />

Kılsa tâat, etse tevbe dâim bu kul,<br />

Nefs ve hevâ bu şeytâna vermese yol,<br />

Tevbe yolunu iyi kullar tutmadı mı?<br />

Kul Hoca Ahmed, tevbe kemerini bağla sen,<br />

Nefs ve hevâ düşmanları kovala sen.<br />

Sen, Tanrı’nın hâs kulu gibi ağla sen,<br />

Ağlayan kul Hak dîdârını görmedi mi?<br />

354


184. Hikmet<br />

Ey dostlar, ömrüm tanı atar oldu,<br />

Şimdi arayıp, yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Cânım tenden ayrılarak yatar oldu,<br />

Şimdi arayıp, yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Beşden ona girdim ise gencim dedim,<br />

Yirmide taht üstünde sultân oldum.<br />

Otuz yaşı alıp ele dışarı durdum,<br />

Şimdi arayıp, yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Kırka girip, kanat çırpıp kayrılmadım,<br />

Günâh(lar)ım doldu-taşdı, ayrılmadım.<br />

İsyân kılıp öleceğimi ben bilmedim,<br />

Şimdi arayıp, yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Elli yaşayıp yaşım benim oldu tamâm,<br />

Ganîmetdir, bilsen, onu her hâs ve avâm.<br />

Mü’min kulun kulağına budur kelâm,<br />

Şimdi arayıp, yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Altmış üçdür peygamberin yaşını bilsen,<br />

Farz ve sünnet buyruğunu edâ kılsan.<br />

Kazâ yetse, âhirete sefer kılsan,<br />

Şimdi arayıp, yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

Kul Hoca Ahmed, bırak şimdi dünyâ fikrini,<br />

Cehd eyle, dinmeden söyle Hakk’ın zikrini.<br />

Hâzır olup öleceğini şimdi bilsen,<br />

Şimdi arayıp, yâ Rab, seni bulur muyum?<br />

355


185. Hikmet<br />

Bildim şimdi Hazretine çok yazmışım,<br />

Birçok dostla bu yol içre çok geçmişim.<br />

Kılavuzsuz karanlığa yol kaybetmişim,<br />

Gönlüm tanı atıp, görerek kalkmayım mı?<br />

Gönül tanı attı ise, kurdu pazar,<br />

Tefekkürün deryâsına girip sözler,<br />

Şevk şarâbını içsem deyib gönlüm sezer,<br />

Sır şarâbını koyuverdi, yanmayım mı?<br />

Kamu dostlar, geçti, görün, geldi seza,<br />

Yürümüşüm tilbeler gibi yoldan çıkarak.<br />

Sır şarâbını içtim ise verdi meze.<br />

Âhiretin gereklerini kurmayım mı?<br />

Âhiretin gereklerini kurdu yaran,<br />

Hak Rasûl’un sünnetini tuttu yaran.<br />

Hani evvel sizden önce geçen kervân,<br />

Ben onların izini arayıp, yetmeyim mi?<br />

Vah ne yazık, geçti ömrüm gaflet ile<br />

Suâl sorsa, cevâbı yok hüccet ile.<br />

Vermeyiniz aykırı gelse, mihnet ile<br />

Şimdi buzlayıp, kâr gibi eriyip, akmayım mı?<br />

Vah ne yazık, geçti ömrüm, kaldı bekâ,<br />

Yiğitliğim yel gibi geçti, su gibi aka.<br />

Miskinliğin makamında yırtıp yaka,<br />

Tutuşup tevbe âteşi ile yanmayım mı?<br />

356


Kul Hoca Ahmed yetti aşkın eşiğine,<br />

İnşaallah, Hak erdirir niyetine.<br />

İnandım ben Hak kelâmı, âyetine,<br />

Oldum refîk, geçitlerden geçmeyim mi?<br />

186. Hikmet<br />

Hak Rasûlü ölmeden önce ölün dedi,<br />

Dîdâr için ölmeden önce ölmeyim mi?<br />

“Mûtû Kable ente mûtû” olun dedi,<br />

Dîdâr için ölmeden önce ölmeyim mi?<br />

Ey dostlar, dîdâr için edâ oldum,<br />

Bu dünyada mihnet çekip köle oldum,<br />

Fenâ olup ev-barkdan uzak oldum,<br />

Dîdâr için ölmeden önce ölmeyim mi?<br />

Muhabbetin deryâsında dalıp batıp,<br />

Dalgıç gibi o deryâdan cevher bulup,<br />

Cânım verip şevk şarâbını doya içip,<br />

Dîdâr için ölmeden önce ölmeyim mi?<br />

Evvel-âhir iyiler gitti, kaldım yalnız,<br />

Nâdânlardan işitmedim bir yahşi söz,<br />

Kalbim yoktur, dilim yoktur, kulak hem göz,<br />

Dîdâr için ölmeden önce ölmeyim mi?<br />

357


Enbiyâlar ölmeden durup diri öldü,<br />

Bu dünyada cefâ tartıp nûra battı,<br />

kâfirlerden çok melâmet, cefâ çekti,<br />

Dîdâr için ölmeden önce ölmeyim mi?<br />

Evliyalar bu âlemde gedâ oldu,<br />

Geçip eş-çocuğundan, ayrı oldu,<br />

Cândan geçip dîdâr için, fenâ oldu,<br />

Dîdâr için ölmeden önce ölmeyim mi?<br />

Muhabbetin pazarında sevdâ kılsam,<br />

“Fakru fahrî” melâmetini orada tartsam,<br />

İki âlem sevdâsını gözden salsam,<br />

Dîdâr için ölmeden önce ölmeyim mi?<br />

Kul Hoca Ahmed takvasından benzi solup<br />

“Mûtû kable en temûtû” okuyup erip,<br />

Hak Mustafâ hadisini sağlam tutup,<br />

Dîdâr için ölmeden önce ölmeyim mi?<br />

187. Hikmet<br />

Dedi alîm Kur’ân şu ki Tanrı sözü,<br />

Kul gönlüne saldı nazar Hak gündüzü.<br />

O makâmı her dem görür gönül gözü,<br />

Gözüm gördü, gönlüm ikrâr kılmayım mı?<br />

358


Pîr geldikten sonra on sekiz bin âlem sakin,<br />

Yedi kat yer, yedi kat gök tesbîh okur.<br />

Âciz kulum, özüm mahzûn, miskîn, fakîr,<br />

Oldum âhir, dünyâyı arkaya salmayım mı?<br />

Âciz özüm yanar kav gibi kudret ile<br />

Mecâz özüm kuş gibi uçar himmet ile.<br />

Geçti ömrüm, geldi, görün, nevbet ile<br />

Dostlarıma sözümü yâdigâr bırakmayım mı?<br />

Söylüyorum İzim Allah yâdı ile<br />

İçim-dışım nûra parlar yâdı ile<br />

İhsân kıldı Allah gündüz fazlı ile<br />

Dışım cevher müşterisine satmayım mı?<br />

Zayıf özüm İzim Hakk’ın kelamına,<br />

Göz açarak bakma dünyâ haramına.<br />

Getirdiler mey-i aşkın otağına,<br />

Girip orada binler destân söylemeyim mi?<br />

Ne verirler âhiretde kuru söze,<br />

Yaptığın işin yönelmesin yardan gayrıya.<br />

Uzak sefer gelmiştir şimdi bize,<br />

Geri kaldım o kervâna yetmeyim mi?<br />

Duygulanıp ağlamaktansa yanman gerek,<br />

Eğri olup yürümektense ölsen gerek.<br />

Kul Hoca Ahmed, tevbe ile ölsen gerek,<br />

Bal misâli o dem zehrini tatmayım mı?<br />

359


188. Hikmet<br />

Sübhân İzim hâs aşkını kıldı inâm,<br />

Âşîk olup pak aşkında yanmayım mı?<br />

Özden özge talebleri kıldı harâm,<br />

Bende olsam yalnız özünü sevmeyim mi?<br />

Hangi kul yalnız sevse sultân kılar,<br />

On sekiz bin âlem içre ifşâ kılar,<br />

Hizmetliler taç, saray inşâ kılar,<br />

Bu sözü işitip ona cânım vermeyim mi?<br />

Hak teâlâ aşıklara verdi kaftan,<br />

Cân verirken yağıp geçti rahmet suyu,<br />

Âşıkların her tüyünde bin erdem,<br />

Mihnet çekip erdemler görmeyim mi?<br />

Allah söyledi: “Rahmetimden aşkı yarattım”,<br />

Onun için aşıkları çok ağlattım,<br />

Derd ve belâ, mihnetlere bel bağlattım,<br />

Belim bağlayıp aşk yolunda ölmeyim mi?<br />

Aşıklara vade kıldı dîdârını,<br />

Özü bilir dîdâr için hastasını,<br />

Geceleri donup çok ağlayan uykusuzunu,<br />

Uykusuz olup Hakk’a kulluk kılmayım mı?<br />

Dünyâ tâlibi muhterislere kulum demez,<br />

Mahşer günü yoldan çıksa yola salmaz,<br />

Susayıp, çatlayıp feryâd eylese, elini almaz,<br />

Dünyâyı tepip âhireti sevmeyim mi?<br />

360


Hocam söyledi: “Gerçek kula vereyim ülüş,<br />

Şartı odur bana doğru kılsa yürüyüş,<br />

Nefsden geçip şeytân ile kılsa savaş...<br />

Nefsden geçip riyâzetde solmayım mı?<br />

Rahmetimden ümit tutsan, seherde kalk,<br />

Gece yatmadan, gündüz ağlayıp Hakk’ı bul,<br />

Ondan sonra arı olup nefsi tep...<br />

Nefsi tepip Hakk’a kulluk kılmayım mı?<br />

Sırâtı geçmeden bende olsan, “kah-kah” gülme,<br />

Cennete girmeden bu dünyada hürrem yürüme,<br />

Dîdâr görmeden ağlamayı zinhâr koyma,<br />

Burada ağlayıp âhiretde gülmeyim mi?<br />

Yazık ki, ömrüm Hakk’a yanmadan boşa gitti,<br />

Muhabbetin camını içmeden vaktim yetti,<br />

Kime söyleyip, kime ağlayım, başım dondu,<br />

Nedâmetde saç ve sakal yolmayım mı?<br />

Âsî, câfî kulun içre ben günâhkâr,<br />

Günâhımı afv eylesen, özün Gaffar,<br />

Rahmet ile ayıbımı örtsen, adın Settâr,<br />

Ümîd tutup dergâhına gelmeyim mi?<br />

Hak teâlâ rahmet ile bana baktı,<br />

Rahmet suyu gözlerimden dinmeden aktı,<br />

Aşıklara aşk çakmağını yakıp çaktı,<br />

Aşkın okuyup ahâlîye yaymayım mı?<br />

361


Kulluk içre âdet kılayım, etsen kabûl,<br />

Yokluk içre edâ bolsam Rasûl misâli,<br />

Bu âlemde hiç kimse yoktur benim gibi yaralı,<br />

Garîb olup asitanende ölmeyim mi?<br />

Lutf ve kerem ihsân kıldı, bilemedim,<br />

Şâkir olup O’nun şükrünü kılamadım,<br />

Pervâne gibi bin tasadduk olamadım,<br />

Pervâne gibi yanıp kül olmayım mı?<br />

Gece, seherler bîdâr kıldı ağlasın deyip,<br />

Yaşını döküp Âşka belini bağlasın deyip,<br />

Tutuşup yanıp yürek bağrını dağlasın deyip,<br />

Dağını alıp Hak önüne varmayım mı?<br />

Vahdaniyet deryâsından haber verdi,<br />

Allah özü Hâdî olup yola saldı,<br />

Cehennem içre kalmasın deyip elimi aldı,<br />

Cân ve kalbimi öyle Hakk’a vermeyim mi?<br />

Allah söyledi: “Cânı verdim tâat kıl,<br />

Yüz bin belâ sana salsam Tâkat kıl,<br />

Beni arayıp ağlamayı adet kıl”,<br />

Belâsına sâbir olup yürümeyim mi?<br />

Hak teâlâ selâm söyledi yananlara,<br />

Kanlar döküp iki gözünü oyanlara,<br />

Cânı câna ekleyip yürüyenlere,<br />

Hançer alıp gözlerimi oymayım mı?<br />

362


Hak pertevi kime düşse, bilge kılar,<br />

Gönlü ışıyıp bâtınlarını binâ kılar.<br />

Marifeti söyleyip özünü söyler kılar,<br />

Söyler olup Hak yollarını demeyim mi?<br />

Selâm söyledi dostlarına Hak mihribân,<br />

”Burada ağlayın, âhirette kılayım handân”.<br />

Hak yolunda âşıkların cânı kurbân,<br />

Bu sözü işitip yüz bin cânımı vermeyim mi?<br />

Ben defter-i sânî söyledim derde dermân,<br />

Bir ve Var’ım kulum dese kalmaz hüsran.<br />

Her ne kılsa, özü kılar, Hakk’tan fermân,<br />

Fermânında hâzır olup yürümeyim mi?<br />

Kul Hoca Ahmed, bu dünyada gamsız geçtin,<br />

Hakk’tan korkmadan tan atana kadar durup yatdın.<br />

Dünyâ dileyip Hak zikrini dışlayıp atdın,<br />

“Tûbû ileyh” okuya-okuya ölmeyeyim mi?<br />

189. Hikmet<br />

Ölüm elçisi geldi, hâzırlığını niye yapmazsın?<br />

Sakal-saçın ağarmış, hazırlığını niye yapmazsın?<br />

Bedeninde kalmadı kuvvet, vücûdunun tamâmı zahmet,<br />

Onlardan almadan ibret, hazırlığını niye yapmazsın?<br />

363


Ölümün elçisi geldi, sana şimdi haber verdi,<br />

Sana ne oldu, gelip hazırlığını niye yapmazsın?<br />

Kamu yaranların gitti, gösterdi kokusunu tüttü,<br />

Gelip yer koynunda yattı, hazırlığını niye yapmazsın?<br />

Bu dünyâyı niye sevdin? Yanlış yaptın, hatâ kıldın,<br />

Hani ukbaya ne kıldın, hazırlığını niye yapmazsın?<br />

Bu tenden cânın almağa, melek geldi ayırmağa,<br />

Seni koymaz dem vurmağa, hazırlığını niye yapmazsın?<br />

Kul Hoca Ahmed, ne iş kıldın? Özünü esîrgedin,<br />

Bu dünyaya aldanıp yığdın, hâzırlığını niye yapmazsın?<br />

190. Hikmet<br />

Kuşku yoktur, Kıyâmet günü gelir, dostlar,<br />

“La uksimu bi yevmil-kıyâmeh” deyip söylemedi mi?<br />

Özünü bâkî, özgeleri fânî bilin,<br />

“Küllü şey’in hâlikün” deyip söylemedi mi?<br />

Cümle cânlar yer koynuna ahir girer,<br />

Mengü, Bâki, Kâdir İzim özü kalır.<br />

Zamâne âhir olsa, gök yarılır,<br />

“İze’s-semâu’nşekkat” deyip söylemedi mi?<br />

364


Kıyâmetin alâmeti sayısızca geçer,<br />

Kelâmullah mânâ yazıp, yazı açar.<br />

Bulut kükreyip, yer tebrenip, dağlar kaçar,<br />

“Yevme tercufu’r-râcifeh” deyip söylemedi mi?<br />

Allah bilir kime râhat, kime azâb,<br />

Kâdir İzim kâdı olup sorar hisâb.<br />

Vah hasret, bende nasıl verir cevâb,<br />

“Yevme yekûmu’l-hisâb” deyip söylemedi mi?<br />

Kul Hoca Ahmed söyler gece-gündüz, yâ Rab, seni,<br />

Hıçkırıp ağla, aşkın ile gece-gündüz<br />

Bulur bende yürüse dâimâ isteyip seni,<br />

“Fetlubnî tecidnî” deyip söylemedi mi?<br />

191. Hikmet<br />

Dünyâyı sevmek hataların başıdır,<br />

O Mustafâ bizi âgâh kılmadı mı?<br />

“el-Fakru fahrî” diye Tanrı Rasûlü,<br />

Kâdir’ından dervîşliği almadım?<br />

Koymadı Mustafâ gibi nice yârân,<br />

Ebû Bekir, Ömer, Alî, bil ki, Osmân.<br />

Tahtı ile uçar idi o Süleymân,<br />

Bu ölüm çengeline almadı mı?<br />

365


Ömer idi din-î İslâm yolunu açan,<br />

Alî idi kâfirlerin boynunu koparan.<br />

Arslan eli ile Hayber kapısını açan,<br />

O hem ecel şarâbından tatmadı mı?<br />

“Fetubu ilallah”a boyun eğ<br />

Masiyete bakma, gözünü yum.<br />

Nasûh gibi âlem içre adını bırak,<br />

Dilekli kul dileğini almadı mı?<br />

“Elestü bi rabbiküm” demiş vakitde,<br />

Ahd eyleyip “Kâlû belâ” dedim Hakk’a.<br />

Eğer sen döner olsan el-misaka,<br />

Yerin senin cehennemde olmadı mı?<br />

Kâdir’im fâsıklara vurdu mesel,<br />

“Ülaike kel en’am belhum adall”.<br />

Dört ayaklı “dört-ayak”lar gibi yürür onlar,<br />

İbretli erler ondan ibret almadı mı?<br />

Âlem fahri güvercine secdelen demiş,<br />

Muhammed’in hazretinden bol dilemiş.<br />

Öşür ve zekât ver dese iyi görmemiş,<br />

Dünyâ için dinini yele satmadı mı?<br />

Sığmaz Kârûn mâl(ı) onun yaban yazı,<br />

Âlem içre meşhûrdur onun sözü.<br />

Dünyâ mâlını yığıp alsa doymaz gözü,<br />

Bir avuç toprak ile doymadı mı?<br />

366


Er o olur ölmeden önce mâlını verse,<br />

Kârûndur işte şu kişi gâfil dursa.<br />

Yalnızca şumluğundan işte şu İsâ,<br />

Dördüncü gökte yalnız kalmadı mı?<br />

Kul Hoca Ahmed, uykusuz kal taât kılıp,<br />

İbretli günâh işlerinden ibret alıp.<br />

İnanma yiğitliğe fesâd kılıp,<br />

İbret açılıp dönüp yine sevmedi mi?<br />

192. Hikmet<br />

Ey dostlar, gitmek için buraya geldik,<br />

Gelip gitmek nedenini bildiniz mi?<br />

Aslî vatan odur, burada misâfirsin,<br />

Sevdâ için gelip sevdâ kıldınız mı?<br />

Kervânbaşı haber verdi cümle câna,<br />

Sevdâ kıl deyip buyurdular her tarafa,<br />

Sevdâsını kıldı ziyân çok nâdâna,<br />

Kâr ve ziyân kıldığını bildiniz mi?<br />

Akıllı kullar sevdâsını kıldılar taht,<br />

Sevdâsını kılan kullar olur iyi baht.<br />

Pazarını kılıp bağlar yüklerini sıkı,<br />

Tayyâr oldu, siz de tayyâr oldunuz mu?<br />

367


Serdârı kervânbaşı kılsa haber,<br />

Sevdâ kılan, azık alan kılar sefer,<br />

Yükünü yükleyen şâd ve handân yola düşer,<br />

Cehd ve cedel kılıp yükü hallettiniz mi?<br />

Bazı nâdân girdi pazara aldı dükkân,<br />

Yoldaş oldu o nâdâna orada şeytân,<br />

Ta yok olana kadar oturdular şâd ve handân,<br />

İşte o dükkân dünyadır, bildiniz mi?<br />

Sevdâ kılayım dese şeytân koymaz, bil,<br />

Söyler ona bırak bugün, yarın kıl.<br />

Ömrün uzak, dem ganîmet, işret kıl,<br />

Söyler ona, işret kılıp doydunuz mu?<br />

Bu söz ile nakd-i ömrün elden verir,<br />

Ömrün oldu bu dükkândan çık der.<br />

”Vah yazıklar” deyip elini dişleyip elem yer,<br />

Sevdâ için şimdi elem yediniz mi?<br />

Bu hâletde emir kervân gelir yetip,<br />

Yürü deyip asıl vatan hükmünü söyleyip.<br />

Sevdâ kılmadan bunca geçtin boşa yatıp,<br />

Azık almadan yola girip geçtiniz mi?<br />

Kul Hoca Ahmed, sevdâ kıl pazar geçmeden,<br />

Ömrün günü bitmez, ecel günü yetişmeden.<br />

Ansızın ecel gelip yakanı tutmadan,<br />

Ecelin gelir vaktini, dostlar, bildiniz mi?<br />

368


193. Hikmet<br />

Ey şeyh ey, tâlîblere yolu göster,<br />

Şeriatın beyânınını kılmaz mısın?<br />

Tarikatta kılavuzsuz yola girse,<br />

Hakîkatin yolların söylemez misin?<br />

Şeyhim diye ulu tuttun özünü dâim,<br />

Gönlün kibir ve benlik ile dilin sâim.<br />

Nefsin için uzun geceler durup kâim,<br />

Okuyup Kur’ân hiç özüne gelmez misin?<br />

Şeyhim diye zâlimlere hizmet kıldın,<br />

Göz yumarak değerli eyleyip izzet kıldın.<br />

Nimet verse cânın ile hürmet kıldın,<br />

Câhil olup zâlim sıfat olmaz mısın?<br />

Kur’ân manâsını doğru bilmedin hevâ ile<br />

Tâat kıldın halk içinde riyâ ile<br />

Pas basan gönül yoktur ziya ile<br />

Mânâ okuyup riyâ kemerin salmaz mısın?<br />

Fakîr olup melâmeti taşa kılan,<br />

Dünyâ bırakır âhireti değerli kılan.<br />

Kalb eyvânını halvet kılıp sığınak kılan,<br />

Öyle erin hizmetinde olmaz mısın?<br />

Kul Hoca Ahmed, kime söyledin işbu sözü,<br />

İyi bilirsin, hiç bilmezsin doğru yolu.<br />

Bilir yakın yol bilici kılavuzu,<br />

Ayak tozunu kara yüze sürmez misin?<br />

369


194. Hikmet<br />

Ömrün geçti, ey gâfil, zâyi burada,<br />

Gaflet gözünü açıp bîdâr olmaz mısın?<br />

Yatacak yerin dar lâhiddir yalnız kabirde,<br />

Ölmeden önce fikrini burada kılmaz mısın?<br />

Acâip yoldur varacak yerin, tehlike sayısız,<br />

Gözetleyiciler dâim orada durur hâzır,<br />

Himmet kılıp bu dünyadan eyleyip güzâr,<br />

Âhiretin hazırlığını kılmaz mısın?<br />

Yürüdün dâim şâd ve sevinçli, sürûr ile<br />

Mağrûr oldun kibir ve heves, gurûr ile<br />

Yedin şüphe-harâmları mekrûh ile<br />

Cehennem içre cezâsını çekmez misin?<br />

Mü’min denen olur dâim tefekkürde,<br />

Fikr eyleyip zikrini söyler uzak gecede,<br />

Olmaz benlik bir zerre vücûdunda,<br />

Öyle erin eteğini tutmaz mısın?<br />

Ara yolda peydâ olur iki menzil,<br />

Öyle kula eyle burada cânını sebil,<br />

Koyar seni iyi yola yürü kabil,<br />

Hizmet kılıp cennet mülkünü almaz mısın?<br />

Cân almağa bir gün gelir Melekü’l-mevt.<br />

Ölmeden önce ölüm ile ol ülfet,<br />

Uzak yola azık al, çek riyâzet,<br />

İzzet râhatını satıp, horluk almaz mısın?<br />

370


Âşîk olsan, melâmetten eyle vatan,<br />

Gam mızrağından zahmet eylesin mülk-i beden,<br />

Hem açılsın bâtınında türlü çimen,<br />

Cândan geçip dîdârını görmez misin?<br />

Râhat bulur mihnet tarafına kadem koyan,<br />

Zâyi bırakmaz hizmet kılsan Pîr-i mugan,<br />

Hizmet kılmadan davâ kılsan tümü yalan,<br />

Kul Hoca Ahmed, Pîr önünde ölmez misin?<br />

195. Hikmet<br />

Ey dostlar, bu yollardır karanlık,<br />

Şeytân yolunu özden ırak koymaz mısın?<br />

Bend eyleyip şeytân seni azgın eyler,<br />

Hak karşısında yüzü kara olmaz mısın?<br />

Tamah etme Hoca’yım deyip eşiklerde,<br />

Akl yoktur İhlâs kılan kişilerde.<br />

Utanma ve hayâ gitti büyük-küçüklerde,<br />

Âhir zamân nîşânesini bilmez misin?<br />

Şeyhim diye marifeti kıldı beyân,<br />

Zâhir-bâtîn, evvel-ahir kılsa âyân.<br />

Şâhın benzeri rûhu onun eylese uçuş,<br />

Böyle olup mürîd yola salmaz mısın?<br />

371


Gece-gündüz tâat kıldı seyyid, ebrâr,<br />

Yemeden-içmeden gençliğinde güzel huylu.<br />

Ümmet için kaygı ile oldu uykusuz,<br />

Rasûlullah tabîatını bilmez misin?<br />

Tan atana kadar iki ayak tamâm şişti,<br />

Ata-ana, İbrâhim’den dahi geçti.<br />

Dileyip ümmet kaygı ile aklı şaştı,<br />

Ey Şeyh ey, görüp ibret almaz mısın?<br />

Kul Hoca Ahmed, bu yolları kolay bilme,<br />

Hak rahmeti sayısız erişip mağrûr olma.<br />

Havf ve recâ içre dur, gönül koyma,<br />

Kahr içinde lütfunu anlayıp yürümez misin?<br />

196. Hikmet<br />

Ne muhabbet imiş, ben diyeceğimi bilemem,<br />

Şeydâ kıldı aşk beni, nereye varacağımı bilemem.<br />

Yanar bağrım taşları, akar gözüm yaşları,<br />

Ey Hakk’ın dostları, nereye varacağımı bilemem.<br />

Ateş ne olur dumansız, su ne olur cilâsız,<br />

Benim derdim devâsız, arayıp ilâç bulamam.<br />

372


Derdimi bilir tabîb yok, hâlimi sorar refîk yok,<br />

Benim gibi mahzûn garîb yok, hüzün ve feryâdım söylemem.<br />

Ateşleri su söndürür, bu ateş suyu yandırır,<br />

Ateşler âteşi budur, yalan diye söylemem.<br />

Kim kiş giyer, kim çapan, kim sultândır, kim çoban,<br />

Kim düz yürür, kim yaman, bunu aslâ bilemem.<br />

Kul Hoca Ahmed, hakîrim, günâhımı okurum,<br />

Dostum cevher, fakîrim, fakirlikden vazgeçemem<br />

197. Hikmet<br />

Ya İlâhım, aşkını salıp âşık et,<br />

Yarın mahşerde aşıkları Allah yorar.<br />

Âşîk olsan, ey tâlib, mihnet çek,<br />

Yarın mahşerde aşıkları Allah yorar.<br />

Mihnet çeken aşıklardan Hûdâ râzı,<br />

Âşıkların arşa yeter, bil, avazı.<br />

O âşıkdan Allah özü oldu râzı,<br />

Yarın mahşerde aşıkları Allah yorar.<br />

Ey tâlib, âşık olsan, bozlayıp yürü,<br />

Dergâhına varasın âhir izleyip yürü,<br />

Sen sırrını nâdânlardan gizleyip yürü,<br />

Yarın mahşerde âşıkları Allah yorar.<br />

373


Âşıkların gözlerinden kanı akar,<br />

Gözün kanını görüp orada mâşûk bakar.<br />

Mâşûk özü âşıklara ateşler yakar,<br />

Yarın mahşerde âşıkları Allah yorar.<br />

Allah’ı seven âşıkları inleyip yürür,<br />

Âriflerin sohbetine özünü vurur.<br />

Mihnet bulsa âşıkları cevlân eyler,<br />

Yarın mahşerde âşıkları Allah yorar.<br />

Âşıklarını mâşûk özü sorgulayası,<br />

”Neredesin” deyip, ”Neredesin” deyip inletesi.<br />

Allah derdini çekip âşık feryâd edesi,<br />

Yarın mahşerde âşıkları Allah yorar.<br />

Allah’ı seven âşık yarın Burâk biner,<br />

Burâk binip mahşer yerinde cevlân kılar.<br />

Hûrî ve Kusûr gözlemezler, dîdâr diler,<br />

Yarın mahşerde âşıkları Allah yorar.<br />

Mahşer yerinde aşıkların boynunda halka,<br />

Halka takılan âşık işi Hakk’a makbûl.<br />

O âşıka Allah özü gösterir yol,<br />

Yarın mahşerde âşıkları Allah yorar.<br />

Melekler zincir takıp alıp yürür,<br />

O âşıkın ahvâlini Allah sorar.<br />

Allah’ıma âşıklığı makbûl olur,<br />

Yarın mahşerde âşıkları Allah yorar.<br />

374


Mihnet çeken âşıkları Allah sevdi,<br />

“Gel beri” deyip o âşıka şarâb verdi.<br />

Şarâb içen âşıkları Allah sevdi,<br />

Yarın mahşerde âşıkları Allah yorar.<br />

Kul Hoca Ahmed, âşıklara özünü kat,<br />

Gece-gündüz mihnet kılıp elemler çek.<br />

Âriflerin pazarında özünü sat,<br />

Yarın mahşerde âşıkları Allah yorar.<br />

198. Hikmet<br />

Aşıklara Tanrım özü kılar rahmet,<br />

Kâbir içre nûrunu salıp kılar şefkat.<br />

Cennet girip, dîdâr görüp, tok ve râhat,<br />

Lütuf ve kerem armağan eyleyip yürür olur.<br />

Âşıkları nereye varsa halvet ister,<br />

Ere hâcet değil, iyi olun yeter.<br />

Hakk’ı bulmadan ağlayıp yürüyüp, olup yakınır,<br />

Aşk bağında nevâ kılıp yürür olur.<br />

Âşîk yanar, cândan doyar, Hakk’ı sever,<br />

Allah için dünyâ, âhireti boşar.<br />

Bağrını deşip, başdan ayak kana boyar,<br />

Âşîk özü yektâ olup yürür olur.<br />

375


Ey yârânlar, aşk ilinin serveti yok,<br />

Devâ sormayın, aşk derdinin dermânı yok.<br />

Bu yollarda âşık ölse, mâtemi yok,<br />

Cânını tenden ayrık kılıp yürür olur.<br />

Cânı ayrı ateşte yanar teni özge,<br />

Kimi görse, izin alıp sürer göze.<br />

Hikmet okuyup, tâlib olup, yetse söze,<br />

Akıl ve şuûrun bilge kılıp yürür olur.<br />

Heveskârın teni yansa, cânı yanmaz,<br />

Onun için aşk kadrine yetip olma.<br />

İyilerin sohbetinden behre almaz,<br />

Rızkı duâ riyâ kılıp yürür olur.<br />

Bu âlemden ayrı kılan Allah özü,<br />

Ey ümmetler, Hak Mustafâ söylediği sözü.<br />

Mahşer günü aydın olur halka yüzü,<br />

Dillerini sefâ kılıp yürür olur.<br />

Gerçek âşıklar diri ölmüş cânı boşa,<br />

Pervâz kılıp uçayım dese saklar Hûdâ.<br />

İçmiş-yemiş, talebleri derd ve belâ,<br />

Aşkın başa belâ kılıp yürür olur.<br />

Kul Hoca Ahmed, dervîş olsan, Bîdâr ol,<br />

Cevr ve cefâ, derd ve mihnet, gâm iste.<br />

Yüz bin belâ başa düşse, inleme,<br />

Allah özü cefâ kılıp yürür olur.<br />

376


199. Hikmet<br />

Hakk’ı bulan dîvâneler bilinçsizce söyler,<br />

Derd ve hâlet peydâ kılıp yürür olur.<br />

Makâmlar yüce makâm, arşı gözler,<br />

Halka özünü rüsvâ kılıp yürür olur.<br />

Elden kaçıp dağ ve çölü kılır vatan,<br />

Çöller ara yoldaşları karga-saksağan.<br />

Gider olsa gömlek yeni ona kefen,<br />

Vahşî kuşları yoldaş kılıp yürür olur.<br />

Böyle olmadan cân mâşûkunu tanıyıp olmaz,<br />

Bu yolların ukbâsı çok, aşıp olmaz.<br />

Cândan geçmeden vahdet şarâbından tadıp olmaz,<br />

Vahdet şarâbı içerek, semâ kılıp yürür olur.<br />

Cânâneyi bulan kişi özü bilmez,<br />

Avâm-ı halkı tâlib olsa, kaçıp gelmez.<br />

Yüz bin nasih olsa, ondan öğütünü almaz,<br />

Ele özünü şaşkın kılıp yürür olur.<br />

Yüz bin âşık tutuşsa-yansa olur sevinçli,<br />

Hak yâdını her kim söylese olur hem-dem.<br />

Mahşer günü dîdârına olur mahrem,<br />

Cân ve imân fedâ kılıp yürür olur.<br />

Allah için cânını veren yoksun kalmaz,<br />

İki âlem ona bostân aslâ olmaz.<br />

Gerçek âşıkın sırrı saklı halk bilemez,<br />

Göz yaşını tanık kılıp yürür olur.<br />

377


Âşık ölmez, yakınlığı solmaz, aşkı taze,<br />

Halk içinde ağzı güler yanar pinhân.<br />

Çöller gezip bozlayıp yürür Hak lâ-mekân,<br />

Hak aşkını senâ kılıp yürür olur.<br />

Aşk bağını gezen âşık özünü bilmez,<br />

Gece-gündüz mest ve hayrân öze gelmez.<br />

Köşe ister ahâlîye ülfet olmaz,<br />

Hak vaslını fenâ kılıp yürür olur.<br />

Gerçek dertliler dertsizleri göze iliştirmez,<br />

Zâhid, âbid, sâlikleri dile almaz.<br />

Nerede görse aşksızları nazar kılmaz,<br />

Gerçek dertliye devâ kılıp yürür olur.<br />

Âşıkların bildiklerini halk bilemez,<br />

Hûrî ve gılmân cümle melek hayl gelemez.<br />

“Sekâhüm Rabbühüm“ü arzû eylemez,<br />

Didârına vefâ kılıp yürür olur.<br />

Hûrî ve Kusûr “an-tahûr”dan alıp gelir,<br />

Rıdvân melek kadeh sunup, tazîm kılar.<br />

Âşıkları gözünü yumup bilinçsiz olur,<br />

“Vâ şevkâ!”, deyip kir içinde yürür olur.<br />

Hak temâşâ eyleyip, ona rahmet kılar,<br />

Nûr içinde pertev salıp, şefkat kılar.<br />

Yetmiş farik melekleri ülfet kılar,<br />

Lutf ve kerem armağan kılıp yürür olur.<br />

378


200. Hikmet<br />

Âdem oğlu ölesi, yer altına giresi,<br />

Kim iyidir kim kötü, orda malûm olası.<br />

Burada özünü bilenler, Hakk’a kulluk kılanlar,<br />

Hak yoluna girenler, aydınlık yüzlü olası.<br />

Benim, kulum diyenler, yer yüzüne gelenler,<br />

Harâm-şüpheli yiyenler, bir-bir cevâb veresi.<br />

Burada özünü bilmeyen, nasîhatı almayan,<br />

Beş vakit namâz kılmayan, orada rüsvâ olası.<br />

Eğer akıllı olsanız, nasîhatı alsanız,<br />

Beş vakit namâz kılsanız, orada fayda olası.<br />

Kulluk eyle kuluna, gir Hakk’ın yoluna,<br />

Bağışlanan kuluna, hûrîler karşı gelesi.<br />

Hak’tan fermân olduğunda, Azrâil cân aldığında,<br />

Soru-suâl kıldığında, orada hayrân kalası.<br />

Hayrân olmaz o kişi, aksa gözünün yaşı,<br />

Hak ile olsa işi, cevâb kolay olası.<br />

Tâat eyle kış ve yaz, Kul Hoca Ahmed, için için yan,<br />

Yüzü kara namâzsız, orada rezil olası.<br />

379


201. Hikmet<br />

Şeriatın şerâitini terk etmeden,<br />

Tarîkatın işlerini edâ kılsun.<br />

Tarikatta perhiz kılıp takvâ kılan,<br />

Görüp, bilip, helâlinden uzak kılsun.<br />

Hakikatın deryâsından cevher alan,<br />

Marifetin meydânında cevlân kılan.<br />

Yanıp-pişip iç bağrını ateşe salan,<br />

Öyle âşık elif endâmını bükük kılsın.<br />

Kıyâmetin şiddetinden mâtem kursan,<br />

Yeni dervîş gibi halka içre özünü vursan.<br />

Kıyâmetin şiddetinden nara çeksen,<br />

Mahşer yerinde gözyaşını tanık kılsın.<br />

İşbu yola giren âşık cândan geçer,<br />

Cândan geçip şevk şarâbını doyası içer.<br />

Ölüm seferi kılsa paçasını kefen biçer,<br />

Feryâd vurup eşiklerde sedâ kılsın.<br />

Kıyâmetin şiddetini bilmeyenler,<br />

Garîb, fakîr görse göze iliştirmeyenler.<br />

Emr-i marûf, nehy-i münker kılmayanlar,<br />

Hâs ulular sana ne diye duâ eylesin?<br />

Hak zikrini söyleyenleri düşman tutan,<br />

Benlik kılıp yahşıları basıp geçen.<br />

Helâl-harâm farkın kılmayıp alıp yutan,<br />

O fâsıkın kalbini ne diye sefâ kılsın?<br />

380


Tekebbür ve benlik ile hevâ kılan,<br />

Halk içinde her ne kılsa riyâ kılan.<br />

Gece-kündüz dünyâ için sevdâ kılan,<br />

O bendeyi Âhirette gedâ kılsın.<br />

Halk içinde tesbîhi ele alıp yürüyen,<br />

Şeyhim diye nâdânlara va’azın söyleyen.<br />

Adağını alıp gelir mi deyip bakıp duran,<br />

Pîr odur ki, zâhir, bâtın sefâ kılsın.<br />

Gece-gündüz Hakk’dan korkup duran kişi,<br />

Özünü bilir özge ile yoktur işi.<br />

Ondan sonra nûra dolar iç ve dışı,<br />

Hakk’dan korkup gözde yaşını revân kılsın.<br />

Kulum diye Hak emrini kılmayanlar,<br />

Nasîhatı kulağına almayanlar.<br />

Kar ve ziyân olduğunu bilmeyenler,<br />

O fâsıklar Hakk’a ne diye vefâ kılsın?<br />

Hikmet işitip, ağlamayan Âdem değil,<br />

Gönlü katı, gözü onun nemli değil.<br />

Kuşkusuz bilin, dini onun sağlam değil,<br />

Kan ağla, gözünün yaşını devâ kılsın.<br />

Ey gâfil, nâdân ile ülfet olma,<br />

Nâdânların sohbetine özünü vurma.<br />

Hak kahrından korkup ağla aslâ gülme,<br />

Kul Hoca Ahmed âşıklar gibi nevâ kılsın.<br />

381


202. Hikmet<br />

Hak teâlâ tevfîk verse himmet kılıp,<br />

Seherlerde dinmeden zikrini söyleyesim gelir.<br />

Cünbüş kılıp azâlarım dert eylese,<br />

Tevbe kılıp hazretine yanasım gelir.<br />

Tâlib olup, İhlâs kılıp yola girsem,<br />

Bîdâr olup, Hak dîdârını doyası görsem,<br />

Pervâne gibi mumunu görüp özümü vursam,<br />

Yok ise diriliği atasım gelir.<br />

Âşıkların devâsıdır Hakk’ın yâdı,<br />

Zâkirlerin murâdıdır Hak dîdârı,<br />

Gece-gündüz ağlayıp kılır Hakk’a feryâdı,<br />

Gerçek dertliden dert ve mihnet çekesim gelir.<br />

Tarikata giren âşık Hakk’ı arar,<br />

Ne sözlese hâl ilminin sözünü sözler,<br />

Seherlerde zikrini söyleyip arşı gözler,<br />

Bâyezîd gibi bir gün özümü satasım gelir.<br />

Hakikatın deryâsına batan âşık,<br />

O deryadan cevher alıp çıkan âşık,<br />

Cevher alan dergâhına olur lâyık,<br />

Lâyık olup cevher alıp çıkasım gelir.<br />

Fenafillâh olup bu dünyadan ağlayıp geçsem,<br />

Hak şarâbını içerim deyip hevesle gitsem,<br />

Şiblî benzeri âşık olup, semâ kılsam,<br />

Böyle olup şevk şarâbını içesim gelir.<br />

382


Kul Hoca Ahmed, âşıklar gibi cândan geç,<br />

Cândan geçip şevk şarâbını doyası iç,<br />

Tâlîblere hikmet söyleyip, inciler saç,<br />

Pîr-i mugan eteğini tutasım gelir.<br />

203. Hikmet<br />

Ey dostlar, tevekkülün kılıcını,<br />

Bele bağlayıp yola kadem koyasım gelir.<br />

“La taknetû” rahmetinden ümîd tutup,<br />

Meveddetin gülzârında esesim gelir.<br />

Âşıkları cevlân kılar o meydânda,<br />

Yılan kamçı kılıp biner o arslana,<br />

Sır sözünü söyleyip olmaz her nâdâna,<br />

Sır sözünü bilgelere söyleyesim gelir.<br />

Ârif olup âşık olsa bilge gider,<br />

Öyle âşık dîdâr için cânın verir.<br />

Öyle kula tan mı atar, gün mü batar,<br />

Gece-gündüz dinmeden ağlayasım gelir.<br />

Nişânesi odur, onun rengi sarı,<br />

Öyle kişi bu dünyadan olur ayrı.<br />

Mâsivâdan çekip özünü, gönlü aydın,<br />

Marifetler ona; damarımı satasım gelir.<br />

383


Ey dostlar, tarikatta pazar gördüm,<br />

Kazâncımı bulup o pazarda dükkân kurdum.<br />

Gâfil gönlüm, özüm orada bîdâr oldum,<br />

Râzı verse, gece-gündüz sevdâ kılasım gelir.<br />

Âşıkları özü ile pazar kılar,<br />

Câhil kullar mü’min gönlün râhatsız eyler.<br />

Gâfillerden Hûdâ, Rasûl bîzâr olur,<br />

Hâzır olup, Hak zikrini söyleyesim gelir.<br />

Sıdk ile gâfil aslâ tevbe eylemez,<br />

Yazık ki, ömrünü gâfil geçirir aslâ doymaz.<br />

Fânî ömrünü bin inansan bâkî olmaz,<br />

Tevbe diye tevbe giysisini giyesim gelir.<br />

Kul Hoca Ahmed, geçti ömrün, gâfil olma,<br />

Nefsin sözünü kılarak batıl yürüme.<br />

Cehd ederek gece-gündüz zinhâr câhil yürüme,<br />

Hâzır olup, Hakk’a kulluk kılasım gelir.<br />

204. Hikmet<br />

“Ey Ahmed, ey kulum” demiş Sübhân İzim,<br />

Vardır onun şerbetleri sayısız çeşit.<br />

Âşîk kullar içsin dedi onu Mevlâm,<br />

Âşîk olup o şerbetten içesim gelir.<br />

384


Gece-gündüz işbu cândan âşık olmaz,<br />

Âşıkların gözde yaşı aslâ dinmez.<br />

Cân esîrgese güzel yola girse olmaz,<br />

Cândan geçip cânâneye varasım gelir.<br />

Himmet kemerin merdânlar gibi bele bağlayıp,<br />

Mansûr gibi cândan geçip darağacında oynayıp.<br />

Âşıklar gibi sohbet içre kanlar ağlayıp,<br />

Sübhân İzim dergâhına varasım gelir.<br />

Lâftan geçmeden hâl dilini bilse olmaz,<br />

Muhabbetin şarâbından içse olmaz.<br />

Marifetin pazarına girse olmaz,<br />

Lâftan geçip bostân içre giresim gelir.<br />

Âşîk olmadan vefâ neyini çalsa olmaz,<br />

Hâzır olmadan Hak zikrini söylese olmaz.<br />

Çeng ve rebâb sazlarını düzenlese olmaz,<br />

Sözünü dizip hamd u senâ söyleyesim gelir.<br />

Sedef benzeri aşk makâmında cevherlerin,<br />

Mü’min kula yakındır rahmetlerin,<br />

Âşîk kula râhattır zahmetlerin,<br />

Mihnet çekip, Hocam, sana varasım gelir.<br />

Âşıkları her köşede nefsle kavgâ kılar,<br />

Katre-katre gözyaşını deryâ kılar,<br />

O deryada aşk cevheri sayısızdır,<br />

Dalgıç olup o cevherden alasım gelir.<br />

385


Kul Hoca Ahmed, uzun geceler uyanık ol,<br />

Câhillerden dâimâ uzak kaça gör,<br />

Gözyaşını sarı yüze saça gör,<br />

Yaşımı saçıp hamd ve senâ söyleyesim gelir.<br />

205. Hikmet<br />

Hak Teâlâ hâbîbi, yâ Mustafâ Muhammed,<br />

Dertliklerin tabîbi, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

İzhar kıldı Âdem’e, Âdem’den ta Hâtem’e,<br />

Nûru doldu Âleme, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Mahbûbu pak sırdan, matlûbu Şâh-ı merdân,<br />

Mahdûmu külli insân, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Mi’rac yoluna aşan, Sidre’ye dek ulaşan,<br />

Ümmet için çekişen, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Yetîm kaldı atadan, hem şefkatli anadan,<br />

Takdîr oldu Hûdâ’dan, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Yetîm başını sıvazladı, şefkat oldu Muhammed,<br />

Cânı câna uladı, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Yedi yaşında genç çocuk, inci kadrini bildi,<br />

Altı cevize sattı, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Şefkat oldu “af” dedi, ümmetini diledi,<br />

Cebrâil yetişip geldi, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

386


Bu dünyâyı sevmedi, taze ekmeğe doymadı,<br />

Hak kulluğunu koymadı, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Dilemedi atasını hem şefkatli anasını,<br />

Kıldı ümmet duasını, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Tanrısına talebkâr, gece-gündüz çok ağlar,<br />

Oldu ümmete muhtar, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Bahr-i muhîte düştü, arş-ı a’lâyı aştı,<br />

Mevlâsına râzılaştı, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Şeriati sözledi, tarikatı izledi,<br />

Hakîkati gözledi, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Sabreyledi kanâat, takvâ eyleyip ittikâ.<br />

Gece-gündüz ibâdet, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

İçip Kevser suyunu, koparıp cennet gülünü,<br />

Arayıp onun yolunu, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

Kul Hoca Ahmed, kıl tâat, dinmeden söyle salâvât,<br />

Rasûlullah olur şâd, yâ Mustafâ Muhammed.<br />

206. Hikmet<br />

Ey dostlar, yürek bağrım oldu kebâb,<br />

Aşksız Âdemîn Aşk kadrini bildiği var mı?<br />

Gece-gündüz gurbet çekip aşk yolunda,<br />

Vâsıtasız Hak dîdârını gören var mı?<br />

387


Tâşkın duran deryâlar gibi kaynayıp yürüyen,<br />

Dünyâ mâlını görüp, ona mağrûr olan.<br />

Kibir ve heves, ben ve benlik davâ kılan,<br />

Kârûn benzeri dünyâ mâlını gören var mı?<br />

Aşk şiddeti başa düşse âşık bilir,<br />

Yabancılar taşlar atıp ona güler.<br />

Divâne deyip başını yarıp kana boyar,<br />

Mansûr benzeri aşk dârına binen var mı?<br />

Âşîk Mansûr “Ene’l-Hak” deyip yaşı aktı,<br />

Kırklar ile yoldaş olup vücûdunu aştı<br />

Yürek bağrı kebâb olup eriyip aktı.<br />

Kâbir içinde kırkları gören var mı?<br />

Şeyh Şiblî semâ eyleyip dâim yürüdü,<br />

Taht ve bahtını dışlayıp Edhem dükkân kurdu,<br />

Pervâne gibi mumunu görüp özünü vurdu,<br />

Pervâne gibi ahker olup yanan var mı?<br />

Leylâ diye sahralarda Mecnûn geçti,<br />

Leylâyı gördüğü zamân şuûru gitti.<br />

Hayrân olup, sersem olup, başı dondu,<br />

Geçmiş âşık erenleri gören var mı?<br />

Şîrîni deyip dağlar gezip âşık Ferhâd,<br />

Şîrîni gördüğü zamân kıldı feryâd.<br />

Akıl ve Şuûrunu dağıttı oldu berbât,<br />

Âşîk olup ölmeden durup ölen var mı?<br />

388


Zünnûn Mısrî öz şehrinden çıkıp gitti,<br />

Şeyh Bâyezîd yetmiş yolu özünü sattı.<br />

Özünü bilmeden perîşân olup başı dondu,<br />

Öyle erler dâvâsını kılan var mı?<br />

İbrâhim öz oğlunu kurbân kıldı,<br />

İsmail Dîdâr diye cânını verdi.<br />

Gözünü açıp Hak cemâlini hâzır gördü,<br />

İsmail gibi Hak cemâlini gören var mı?<br />

Çok âşıklar bu dünyadan geçip gitti,<br />

Kabristan menziline varıp yetti.<br />

Eş-çocuk, ev-barkını dışlayıp geçti,<br />

İbret alıp kızıl yüzü solan var mı?<br />

Kul Hoca Ahmed, dertsiz geçti ömrün, anla!<br />

Hizmet kılıp, erenlerin sözünü dinle.<br />

Nedâmette yaşını döküp, dinmeden ağla,<br />

Burada ağlayıp âhirette gülen var mı?<br />

207. Hikmet<br />

Bu garîblik berbât imiş, ey dostlar,<br />

Hiç kim gelip, garîb hâlin soran var mı?<br />

Gece-gündüz gurbet çekip aşk yolunda,<br />

İçi yanıp, hasret ile dolan var mı?<br />

389


Gurbet içre geçer imiş garîb hâli,<br />

Hiç kalmadı gönül içre lâf ve sözü,<br />

Her bir günde alır imiş yüz bin yolu,<br />

Akşam namâzı, garîb hâlini soran var mı?<br />

Garîblikte yürüdüm ben kötü yemeğe,<br />

Berbât imiş tekke, yastık orada başa.<br />

Mahzûn olup ata-ana karındaşa,<br />

Rahîm kılıp, garîb hâlin soran var mı?<br />

Karındaşlar hasretinde oldum harâb,<br />

Yürek-bağrım tutuşup-yanıp oldum kebâb.<br />

Garîblere rahmeylesen, çoktur sevâb,<br />

Ey dostlar, bu derdime devâ var mı?<br />

Daima tutuşturur görün, beni gurbet âteşi,<br />

Gariblikte bulmadım ben halâveti.<br />

“Men mâte garîben” deyip hadîs söyledi,<br />

“Fekad mâte şehiden” deyip alan var mı?<br />

Garîblikte yürürdüm ben gurbet çekip,<br />

Melâmetler ile halkdan söz işitip.<br />

Göğüs evimi gönül aydınlatıp mecâl çekip,<br />

Dîdâr için cânını Fedâ kılan var mı?<br />

Dîdâr için cânını Fedâ kıldı ise,<br />

Gece-gündüz Hak zikrini söyledi ise,<br />

Kul Hoca Ahmed, bu gurbete düştü ise,<br />

İşitin, dostlar, ölmezliğe imkân var mı?<br />

390


208. Hikmet<br />

Âşıkların sorduğu, sâdıkların gereği,<br />

Enbiyâlar çırağı, haklı olan Muhammed.<br />

Özünü koyup mihnete, türlü-türlü zahmete,<br />

Âsî, câfî ümmete, Kevser olan Muhammed.<br />

Atadan Yetîm kalıp, özünü gama salıp,<br />

Hatice mâlını alıp, muhtâç olan Muhammed.<br />

Râzı olan kazaya, yakarışını söyleyen Hûdâ’ya,<br />

Gökden gelen belaya, sabırlı olan Muhammed.<br />

Himmet kemerini bağlayıp, yürek bağrını dağlayıp,<br />

Seher vaktinde ağlayıp, bîdâr olan Muhammed.<br />

Hakk’ın kulluğunu kılıp, Hak emrini halka söyleyip,<br />

Kâfiri, yahûdîyi korkutup, ejder olan Muhammed.<br />

Enbiyalar hâtemi, sır-esrârın mahremi,<br />

Miskinlerin hemdemi, yâdigâr olan Muhammed.<br />

Gündüz oruç ve namâz, gecesi acz ve niyâz,<br />

Dileyip ümmetini kış-yaz, sıkıntıda olan Muhammed.<br />

Akşam ve seher çok ağlar, ümmet için gönlü kederli,<br />

Âlem halkına yâdigâr, mütevâzi olan Muhammed.<br />

Miskinlere yâr olan, ümmet dileyip zâr olan,<br />

Balsızlara bal olan, şâhpâr olan Muhammed.<br />

Mahzûn olan sıkılana, hâzır olan günahkâra,<br />

Yetîm olan garîbe, server olan Muhammed.<br />

Kul Hoca Ahmed miskîndir, miskinlerdin mânâ sor,<br />

Miskinlik huzûr kaynağı, basar olan Muhammed.<br />

391


209. Hikmet<br />

Tan atana kadar gafletteyim hayrân kalan,<br />

Yâ Mustafâ! Elimi alın, yolda kaldım.<br />

Vah hasreta iç ve dışım isyân dolmuş,<br />

Yâ Mustafâ! Elimi alın, yolda kaldım.<br />

Ümmet olup ümmet işin yapamadım,<br />

Bîdâr olup Hak yoluna giremedim.<br />

Yalan ümmet hizmetinde olamadım,<br />

Yâ Mustafâ! Elimi alın, yolda kaldım.<br />

Seherlerde cânımı incitip, kan ağlamadan,<br />

”Allah” söyleyip, kanlar yutup, zâr inlemeden.<br />

Geçip-yürüyüp, erenlerden sır anlamadan,<br />

Yâ Mustafâ! Elimi alın, yolda kaldım.<br />

Yâ Muhammed, kötü kulu mahrûm koymayın,<br />

Âsî, câfî ümmetleri yolda koymayın.<br />

Mahşer günü âsîlerden yüz çevirmeyin,<br />

Yâ Mustafâ! Elimi alın, yolda kaldım.<br />

Bende olsam, yalnız Hakk’ı sevmez miydim?<br />

Ümmet olsam, yola kadem koymaz mıydım?<br />

Kanlar döküp, gözlerimi oymaz mıydım?<br />

Yâ Mustafâ! Elimi alın, yolda kaldım.<br />

Ümmet diyerek hiç uyumadan geçti Rasûl,<br />

Âsî, câfî ümmet için oldu mahzûn,<br />

Hak teâlâ kılar mı deyip bizi kabûl,<br />

Yâ Mustafâ! Elimi alın, yolda kaldım.<br />

392


Kıyâmette debelenirken ümmetim de,<br />

Sırrımın özü kaynadığında elimi al.<br />

Âciz kulun yol şaşırsa, yola sal,<br />

Yâ Mustafâ! Elim alın, yolda kaldım.<br />

Günâhıma dağ ve taşlar Tâkat eylemez,<br />

Tersâ, yahûdî, kâfir ben gibi günâh eylemez.<br />

Hak karşısında utançlıyım hiç kimse bilmez,<br />

Yâ Mustafâ! Elim alın, yolda kaldım.<br />

Oruç, namâz kazâ kılıp, Hakk’ı bilmeden,<br />

İyilerin ayak toprağı olup yürümeden.<br />

Erenlerin duasını burada almadan,<br />

Yâ Mustafâ! Elim alın, yolda kaldım.<br />

Yâ Muhammed, günâhımdan utançlıyım,<br />

Yâ Muhammed, elimi alın, muhtaçım.<br />

İyi tâat kılamadım, hüsrândayım,<br />

Yâ Mustafâ! Elim alın, yolda kaldım.<br />

Bu dünyada yaptıklarım fısk ve fücûr,<br />

Ümmet diyerek lutf etmese sultânlar sultanı.<br />

O sebepten varsam tarafına, kâbir ehli,<br />

Yâ Mustafâ! Elim alın, yolda kaldım.<br />

Ümmetim deyip lâf vururum hani amel?<br />

Allah için ben kılmadım aslâ cedel.<br />

Adım ümmet, kıldığım işimin tümü zarar,<br />

Yâ Mustafâ! Elim alın, yolda kaldım.<br />

393


Kul Hoca Ahmed, amelim yok nereye varayım?<br />

Pîr-i mugan hizmetinde göğsümü yarayım.<br />

”Özür” söyleyip gece-gündüz hâzır durayım,<br />

Yâ Mustafâ! Elim alın, yolda kaldım.<br />

210. Hikmet<br />

Ey dostlar, gece-gündüz dinmeden zikrini söyleyin,<br />

Zikrini söyleyip kulluğunda olmak gerek.<br />

Kulluk kılıp tekbîr söyleyip sohbet kursa,<br />

Her ne varı olsa Hak’dan görmek gerek.<br />

Aşka kadem koyanları murâd buldu,<br />

Kimi görse sırrını görüp ayıbını kapattı.<br />

Garîb olup iyilerin izini öptü,<br />

Akşam ve seher hizmetinde durmak gerek.<br />

Muhabbetin şarâbını ondan içip,<br />

Ben-benliği kılanlardan ırak kaçıp.<br />

Her kim girse işbu yola cândan geçip,<br />

Ayak tozunu gözlerine sürmek gerek.<br />

Yola giren erenlerden yolu sormadan,<br />

Her ne gelse râzî olup Hakk’tan görmeden.<br />

İcâzetsiz yola kâdem koyup yürür,<br />

Aşk tezgâhını yayıp orada kurmak gerek.<br />

394


İşbu yola giren tâlib oldu âkil,<br />

Gaflet ile tutuşup yanıp olmaz âkil.<br />

Ömrünü zâyi geçirenler oldu câhil,<br />

Aşk askerini tutup dâimâ yoklamak gerek.<br />

Sahralarda dört darbe vurup zikrini başla,<br />

Kibir ve heves, ben ve benlik ırak gönder.<br />

Gece-gündüz tekbîr söyleyip dinmeden işle,<br />

Zikrini söyleyip sıdkı ile durmak gerek.<br />

Deniz içinde Âdem nefsi cevlân kılar,<br />

Açlığından donup dursa efgân kılar.<br />

Dünyâyı dileyip din işini vîrân kılar,<br />

Yılan benzeri halk ümîdini kırmak gerek.<br />

Kul Hoca Ahmed, nefsden büyük belâ olmaz,<br />

Yer ve gökte lokma versen aslâ doymaz.<br />

Toprak olup yolda yatsan, kâfir ölmez,<br />

Pîr-i mugan hizmetinde durmak gerek.<br />

211. Hikmet<br />

Ârif odur, Hak emrini yerine getirse,<br />

Mâsivâdan nefsini çekip hâs eylese.<br />

Şerîat hepsi beş harfdir rast eylese,<br />

Ondan sonra tarikata girmek gerek.<br />

395


Tarikat hepsi beş harfdir, eğer bilsen,<br />

Açıktan bilip, şartlarını edâ eylesen.<br />

Beş sokağını seyrân kılıp, yel gibi geçsen,<br />

Ondan sonra hakikata girmek gerek.<br />

O hem beş harf iyi bilse Hakk’a yeter,<br />

Ben ve benlik zamîrinden şüphesiz gider.<br />

Bilse kılsa, ibâdete yoktur tehlike,<br />

Marifetin meydânına girmek gerek.<br />

O beş harf meydânında cevlân kılar,<br />

Zâhir-bâtîn beklemesiz ağlar.<br />

Yedi aza gözlerini keten kılar,<br />

Mürşid olup, irâdete girmek gerek.<br />

Dört meydânın bostânında ne işler var,<br />

Söylesen, edâ olmaz orada demişler var.<br />

Her anında yüz bin şeyhden yemişler var,<br />

Böyle nimet lezzetini bilmek gerek.<br />

Bu yolları geçmeden mürşid olsa,<br />

Fâsık, câhil mürîd olup, elini alsa.<br />

Böyle işler yarın orada reddedilse,<br />

Mahşer yeri halkının tamâmı gülmek gerek.<br />

Beş gün geçer dünyâ için elini alsa,<br />

Görüp-bilip nefsi için ateşe koysa,<br />

Yol bulmayan nezrin alıp elini alsa.<br />

Vah hasret ey, nedâmetler demek gerek.<br />

396


Kul Hoca Ahmed, bu hikmeti nasıl söyledin?<br />

Bir harfini bilmeden özünü halka duyurdun.<br />

Doğru yollardan bâtıl yola çıksa yandın,<br />

Korku-tehdît içre nasıl etmek gerek?<br />

212. Hikmet<br />

Âşıklar meydânında ilim ve hikmet bilinir,<br />

Erenlerin tuzağına doğan, şâhın tutulur,<br />

Bin nefesi bir nefes, kılsa himmet kılsa şevk,<br />

Sır kapısı açılıp, cümle rûhlar görünür.<br />

Seher olsa yol alır, sır içinde sır görüp,<br />

Öyle sohbet kılanlar, farketmeden bilinir,<br />

Kutbu’l-aktâb dervîşler, hâs sohbete gelirler,<br />

Onların olduğu sohbette şevk sayısız olunur.<br />

Sohbet verir bulurlar o dervîşler gelince,<br />

Kime nazar etseler, dilinin kilidi açılır,<br />

Halka içre Hak yâdını, söyleyip dilden koymazlar,<br />

Özgür olup rûhları lâ-mekâna ulaşır.<br />

O sohbette erenler halka (içre) oturur,<br />

Kime nazar kılsalar, dilinin kilidi açılır,<br />

Her şekilde onlar ölüdür, zâhir gözüne görünmez,<br />

Gâibdirler va lâkin bâtın göze görünür.<br />

397


Sen saklasan adâbı, erenlerin önünde,<br />

Bil, onlar karşısında sayısız mânâ bilinir,<br />

Dervîşlere İhlâs eyle, ver onlara elini,<br />

Her kim girse bu yola, tahkîk damgası vurulur.<br />

Aşk demine düşmeyen, sır mânâsını bilmeyen,<br />

Dünyâ mehrin koymayan, yarın rüsvâ olunur.<br />

Kul Hoca Ahmed Yesevî, dinmeden şimdi ağla,<br />

Göz yaşını akıtsan, yarın varsan, bilinir.<br />

213. Hikmet<br />

Mahzûn oldu bu gönüller, ey dostlar,<br />

Dinleseniz niyâzını size açarız biz.<br />

Vefâsı yok yalancıdır işbu dünyâ,<br />

Gönül gezip bâkî sözü açarız biz.<br />

Kâdir İzim işbu câna kıldı fermân,<br />

Boyun eğmeden takdîre, ona nedir dermân,<br />

Akşam düşüp seher olsa göçer kervân,<br />

O kervânın sonu olup göçeriz biz.<br />

Bizden önce bütün kervân göçüp durur,<br />

Bakıp dursak bize nöbet yetip durur,<br />

Ölüm Meleği kadeh şerbet tutup durur,<br />

Nöbet gelse o şerbetden içeriz biz.<br />

398


Türlü nâdân “erkeğim” diye süsledi kalpak,<br />

Er o olur imânını kılsa görülesi;<br />

Kıldan ince, kılıçtan keskin Sırât köprüsü,<br />

Kâdir İzim nasîb eylese geçeriz biz.<br />

Nice yaksan, yanmaz çıra ıslak yerde,<br />

Cânlar çıkıp tenler yatar kara yerde.<br />

Kalb çırası şule vurur âşıklarda,<br />

Rûh olarak bilmem nereye uçarız biz.<br />

Yakındır işbu ölüm değildir ırak,<br />

Er o olur âhirete binse Burâk,<br />

Nice esîrgesen, âkıbet o söner çıra,<br />

O çıra gibi bir dem yanıp söneriz biz.<br />

Vah ne yazık, geçti ömrüm oynayıp-gülüp,<br />

Âh vururum pişmânlıkta kanlar yutup,<br />

Kul Hoca Ahmed, bu hasretten cânım yanıp,<br />

Göz yaşını solgun yüze saçarız biz.<br />

214. Hikmet<br />

Ey dostlar, doğan kuşumu uçurdum ben,<br />

Kanat çırpıp hangi tarafa revân oldu.<br />

Zamân zamân arkasından seslenip kaldım,<br />

Devrederek gözlerimden nihân oldu.<br />

399


Ayak bağını sağlam tutmadan kaçırdım ben,<br />

Sevip-okşayıp uygun bulamadan uçurdum ben.<br />

Nedâmette kaldı ömrümü geçirdim ben,<br />

Şimdi benim işim âh ve fîgân oldu.<br />

Soru sorsam bulunur mu o şu kuşum?<br />

Bulunmasa sıkıntıdadır benim işim,<br />

Hasretinde dinmeden akar gözde yaşım,<br />

Şimdi benim yaptığım kâr ziyân oldu.<br />

Pîrim meded kılsa, tekrar kola alsam,<br />

Her bir tüyün gözlerime sürme kılsam.<br />

İyi koruyup kaz, ördeğe karşı salsam,<br />

Elhamdillah şimdi sâhib Kur’ân oldu.<br />

Böyle ödül elindedir, bırakma sakın,<br />

Ayak bağını sağlam tutup dur uykusuz.<br />

Âhir bir gün gösteresi sana dîdâr,<br />

Dîdâr gören kulun makâmı cinân oldu.<br />

“Allahümme Ya Mâlik er-rikâb” okuyup,<br />

Özgürlük beraatını arayıp bulup.<br />

Tevbe diyerek eğri yoldan doğruya dönüp,<br />

Tevbe kılan kullar orada mihmân oldu.<br />

Kul Hoca Ahmed, özün gâfil, aklın yitik,<br />

Amelin yok, dünyâ tarafına gönlün meyilli.<br />

Bu ayakın üstündedir Habil kuyusu,<br />

Yıkılacağını bilen kişi korunmuş oldu.<br />

400


215. Hikmet<br />

Aşk kırmızı sülfür, âlem dükkân değil mi?<br />

Hakk erine âşikâr, usta dükkân değil mi?<br />

Gönlümde aşk Tûr’u, düştü tecellî nûru,<br />

Her bir adın zuhuru, cihân mumu değil mi?<br />

Baştanbaşa cihâna, baksa tufan belâsı,<br />

Ey Nuh kavmi korkun, Hak yöneten değil mi?<br />

Eman ağacından ki, Mûsâ’ya ateş göründü,<br />

“İnnî enAllah” söyler, esrâr-ı cân değil mi?<br />

İsâ-yı rûhperver, terk-i taalluk eyler,<br />

Gök kürede kalender, güzel mekân değil mi?<br />

Yahyâ’yı ağlayış tuttu, Âdem özünü unuttu,<br />

Yûnus’u balık yuttu, bu imtihan değil mi?<br />

Hoş herşey Hayyu Sübhân, hoş kudret, hoş ilhan,<br />

Cennet içinde rıdvân, bir bâğbân değil mi?<br />

Âşîk murâdı dilber, zâhidin meyli minber,<br />

Sevinç kadehi ister, Hak lâ-mekân değil mi?<br />

Aynı seherdedir gül, aşûfte bülbül misâli,<br />

Görünce onu kızıl gül, ruhsarı kan değil mi?<br />

Sakın, ey vaaz veren, boşuna dökme cevher,<br />

Gönül hazînesine dil, muhafız değil mi?<br />

Mahdûmu pâkbâzı, pervâzı şâhbâzı,<br />

Sâhib hurûc Gâzi, çünkü Arslan değil mi?<br />

Mahmûr oldu kalb ve cân, yandı ergûvan suyu,<br />

Sultân Satuk Buğrahan, Pîr-i mugan değil mi?<br />

401


Dergâhları kibriyâ, İslâm açıp beriya,<br />

Evliyâ ser-halkası, sâhib Kur’ân değil mi?<br />

Evlâd-ı enbiyâdır, serdâr-ı evliyâdır,<br />

Hûdâ yolunun merdidir, âli nişân değil mi?<br />

Devir Ahmed devri, hayr-ul-beşer Muhammed,<br />

Dünyâ ve dine sermed, şer’i beyân değil mi?<br />

216. Hikmet<br />

Kâbe yönüne gider olduk inşaallah,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

Nereye varsak Allah zikri bize yoldaş,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

Gidelim deriz ev-barkdan ayrı olup,<br />

Çoluk-çocuk, ev-barkdan ırak olup,<br />

Dünyâ telâşını dışlayıp, bahr-ı Hûdâ olup,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

Yola kâdem koyayım deriz Hakk’ı arayıp,<br />

Yer ve gökte, ay ve günler Hakk’ı arayıp,<br />

Arş ve Kürsî, Levh ve Kalem Hakk’ı arayıp,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

Çoluk-çocuk, ev-barkdan ayrı olup,<br />

Uzak yapıp, hatunların mihrini verip,<br />

Sefer kıldık vaslı için Cândan bezip,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

402


Arş istesen, mü’min kulun gönlü içinde,<br />

Aşk dilesen, mü’min kulun gönlü içinde,<br />

Görür olsan, mü’min kulun gönlü içinde,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

Ayıp etmeyin, Hakk’ı arayıp yürümedeyiz,<br />

Keremli Kâbe tarafına varmadayız,<br />

İyiler görüp, yolda ibret almadayız,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

Şayet görsek varıp Kâbe cemâlini,<br />

Hizmet kılsak yolda sâhib-kemâlini,<br />

İstemedeyiz dâimâ ulaşma ve kavuşmayı,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

Mürîd olsak mürşidimizi izlemek hoş,<br />

Akşam ve seher hizmetinde bulunmak hoş,<br />

Yetîm kalan deve yavrusu gibi haykırmak hoş,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

Kul Hoca Ahmed, mabûduna gönül verip,<br />

Hak vaslını diler dâimâ cevlân eyleyip,<br />

Aşk yolunda benim gibi yoktur hiç kimse garîb,<br />

Ey yârânlar, hoşça kalın, ta görenece.<br />

403


217. Hikmet<br />

Doldu ömür kadehi, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Şeytân gönül hemhânesi, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Kılmaz nasîhat hiç kimse, isyân ile oldu işim,<br />

Böyle geçip günâh işim, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Katı günâh oldu işim, cehennemde oldu yerim,<br />

Âhir gazab kılsa Kerîm, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Kur’ân yazısını görmez gözüm, âyet-hadîs değil sözüm,<br />

Kulum desem, yalan özüm, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Ne buradadır oruç-namâz, ne hayr, ihsân ve niyâz,<br />

Yok hakikat, hayrı niyâz, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Nefsim beni ateşe koyar, her lahza tenden cân alır,<br />

Derdim devâ bulmadan kalır, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Şeytân düşmandır bana, nasıl söyleyim “yâ Rabbenâ”,<br />

Ya Rab, sığınırım sana, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Yiğitlik kuvveti gitti, ihtiyârlık nöbeti yetti,<br />

Geldi yakın ecel derdi, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Tutunca ölüm câmı şarâb, ev-barkı eyleyen harâb,<br />

Vah hasretlik, ilel-ebed, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Eğer yüz yıl mühlet verir, ecel sonunda karşı gelir,<br />

Câna kara günler koyar, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

404


Dünyâ işidir bir taraf, nefsimdir düşman hepsi,<br />

Ahirettir hasret yeri, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Eyledim hep, hatâ ve günâh, kaldım ne yapayım inciden mahrûm,<br />

Gönlümde yoktur zerre nûr, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

Hakdır Kerîm ya Ekrâm, Kul Hoca Ahmed, yeme gâm,<br />

Perîşânlık anbean, ben ağlamayayım kim ağlasın?<br />

111. Hikmet<br />

Bu dünyada yaratılan mahlûklara,<br />

Şimdi bildim, dirilik olmaz imiş.<br />

Bu ölümün şerbetidir acı şarâp,<br />

Bütün âlem içmeyip ondan kalmaz imiş.<br />

Yola adım atsan dostlar, azık alıp,<br />

Ecel gelse, azık gelmez, sakal yolup;<br />

Bu dünyânın mallarını hâzır eyleyip<br />

Rüşvet versen, “ölüm meleği” almaz imiş.<br />

Kervân eğer göçer olsa, azık alır<br />

Kâr ve zarar olduğunu orada bilir;<br />

Azıksız yola giren yolda kalır<br />

Yükünü yükleyip yola giren kalmaz imiş.<br />

405


Yükünü yükleyip yola giren yiğit olur;<br />

Kılavuzsuz yola giren şaşkın olur<br />

Yolbaşçısı, yolu gören kervân olur;<br />

Yol görmeden Kervân adım atmaz imiş.<br />

Ecel gelse, azık gelmez, sakal yolsan,<br />

Sağa-sola cânını parça parça versen,<br />

Dünyâ için azîz ömrünü tamâm eylesen,<br />

“Ölüm meleği” gelse fırsat koymaz imiş.<br />

Bu dünyada padişâhım” deyip göğsünü geren,<br />

Hem önüne kürsü koyup hayme vuran,<br />

Nice yıllar hayl u haşem, çeri salan,<br />

Ecel gelse biri vefâ eylemez imiş.<br />

Nice binlerle çeri yığan hanlar hani,<br />

Bu sözlerin her birisi mânâ hazînesi<br />

Vefâsı yok, vefâsızdır dünyâ, tanı;<br />

Gâfil insân görüp ibret almaz imiş.<br />

Bu dünyada yörük ata biniciler,<br />

Savaş gününde yiğitlik eyleyiciler,<br />

Elmas-çelik kılıç kuşağını kuşanıcılar,<br />

Ecel gelse, beğ ve hanı koymaz imiş.<br />

Bu dünyada tabîbim deyip iddia eyleyen,<br />

İddiaları yanlıştır, sözü yalan;<br />

Ahâlînin hastalığına dermân eyleyen,<br />

Ecel gelse, dermânını bilmez imiş.<br />

406


Kul nice yaş yaşasa, ölmesi var;<br />

Görür göze bir gün toprak dolması var;<br />

Bu dünyada sefer kılanın gelmesi var;<br />

Âhirete sefer kılan gelmez imiş.<br />

Dirilikte din nevbetini iyi vur,<br />

Âhiretin gereğini burada hazırla,<br />

Kul Hoca Ahmed imân üzere tayib ol,<br />

İmân ile varan kullar ölmez imiş.<br />

80. Hikmet<br />

Ey dostlar, bildireyim Hakk Resulû’nden<br />

Ümmet olsan, işitip salât-selâm söyleyin dostlar.<br />

O büyük ve küçük âlemler için rahmettir<br />

Ümmet olsan, işitip salât-Selâm söyleyin dostlar.<br />

Allah’ım armağan eyledi O’na Mirâc,<br />

Rahmet denizi dolup aşırı dalgalandı,<br />

Koydu O’nun başı üzere “la-emrük” tâc;<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Önce Cebrâil alıp geldi O’na Burâk;<br />

Burâk’a binip kıldı Hazret bin tumturak;<br />

Burâk uçup havalandı hinde’l-Irak;<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

407


Aksa’ya varıp indi görün orada Server;<br />

Yığıldılar bütün rûhlar, O peygamber,<br />

Mübârek nefes verdi rûhlar orada yekser,<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Cebrâil alıp o Hazreti havalandı;<br />

O Sidretü’l-müntehâ’ya ulaştılar hemen,<br />

Mustafâ’yı Cebrâil başını dik ve güzel eyledi,<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Makâmından geçemeyip Cebrâil kaldı;<br />

Yularını o Mikâil gelip aldı;<br />

Son zamanda Mikâil yorulup kaldı;<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

O İsrâfil O’nu alıp uçtu cennete,<br />

O makâmda Rasûl eytedi değişik bir sefer,<br />

O hem kaldı makâmında eyleyip fîgân,<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Arş’a bakıp adım attı Resûlullah;<br />

Nâleyni koyayım dedi Hakk Mustafâ;<br />

Nidâ geldi: Nâleyn ile sen adım at ha;<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Hakk tarafından nidâ geldi: “Erini beni,<br />

Ey Habîb’im, bana yakın gel beri,<br />

Mahrem eyleyim hâs sırrıma şimdi seni...<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

408


Hakk’a bakıp adım attı Resûlullah;<br />

Hak’tan başka kimse yoktur orada yoldaş,<br />

Böyle makâm kimseye yok, vallâh-billâh,<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Gerçek ümmetsen, bu sözleri iyi bilip al;<br />

Bu sözler seçkin ümmete bal benzeri<br />

Münâfıka uymaz bu söz, gelir melâl;<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Münâfıklar şüphe edip oldu münkir,<br />

Sabâha cehennemde dimâğından çıkar bil duman,<br />

Sonra duyulan pişmanlıktan sana ne fayda,<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Mustafâ’nın Mirâc’ına sal kulak;<br />

Kim işitse, gönlü olur hoş sudan ak;<br />

Gerçek ümmetsen, işitip ağla pınar misâli,<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Allah dedi: “Konuk olup geldin bana;<br />

Ne kadar olsa, hâcetini söyle bana;<br />

Eyleyip Hoşnûd hâcetini vereyim sana...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Rasûl dedi: “Dilediğim âsî ümmet;<br />

Belağattan kırk yaşını kıl rahmet;<br />

Ey Allah’ım, Sen’den rahmet, benden şefkat...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

409


Dilediğini kabûl eyledim, ya Hakk Rasûl;<br />

Senin söylediğini kabûl eyledim, olma melûl;<br />

Çok çok dile, hâcetini eyleyim kabûl...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

“Kırktan öte elli yaşı eyledim talep<br />

Kimsesiz, Yetîm, ağlayıp geldim sana bakıp;<br />

Gözümü diktim, ey Allah’ım, sana ağlayıp...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

“Elli yaşı verdim sana, ya Mustafâ;<br />

Dönüp dile, benim hâcetleri verenim<br />

Çokça dile, her ne desen, vereyim sana...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

“Ey Allah’ım, altmış yaşı söyledim sana;<br />

Sen kudretli, ben güçsüz, geldim sana;<br />

Boyun sunup geldim senin dergâhına...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Allah dedi: “Hâcetini söyledin bana;<br />

Hoşnûd ol şimdi benden ya Mustafâ;<br />

Ben razıyım sen de benden ol râzı...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Rasûl dedi: “Şimdi dileyeyim yetmiş yaşı;<br />

Gam çamuruna batıp kalan aralaşı;<br />

Ümmetim deyip ben içmedim doyup aşı...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

410


“Yetmiş yaşın havâlesini eyle bana;<br />

Kıyâmet günü rahmetimi saçayım ona;<br />

Gönlün ferahlasın, inâyetim şimdi sana...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

“Yetmiş yıldır bana kul, sana ümmet;<br />

Çoluk-çocuk için çeken sıkıntı ve külfet;<br />

O kuluma ben vermem aslâ zahmet…”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

“Yetmiş, seksen, doksan yaşa yetse kulum,<br />

Bağışlayıp onun günâhını yok eyleyim<br />

Ümmetinin gamı gitsin, ol gamsız...”<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

“Kul yaşlansa, Hoca verir berât yazısı<br />

Kulum verse, ben vermesen, bana ayıp<br />

Ey Habîbim, hoşnûd ol, sen ol şâd .. “<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Ey kardeş, mürid sözü yalan söylemez<br />

Dini süstrak münâfıklar neler demez;<br />

O ezelden tire bahtlıdır, özge gelmez;<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Ey kardeş, münâfığa olma yakın<br />

Kim yakındır, başı üzere yüz bin külfet;<br />

Baştan ayağa münâfığın ziyân, zahmet;<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

411


Hikmet eyledi Mirâc sözünü Kul Hoca Ahmed<br />

Şükür Allah, Mustafâ’ya eyledi evlâd<br />

Arslan Baba’m hurma verip eyledi sevinçli<br />

Gerçek ümmetseniz; işitip salât selâm söyleyin dostlar.<br />

Nidâ gelince İlâhımdan niye ağladın?<br />

Hâs kulumdan kâbir içinde ne dinledin?<br />

Ey edepsiz kulak verip ne anladın<br />

Münker-Nekir sağ ve sola kaçar dostlar?<br />

Yürüse dursa, yatsa kalksa beni hatırlayan,<br />

Berâat yazısı ele alan o azâdlı kulum,<br />

Öyle kulun avıyım o avcım,<br />

İşlediği, söylediği günâhlardan geçer dostlar.<br />

Günâhlarını Hakk bağışlayıp nazar kılınca,<br />

Sağında-solunda yatanları şükreder olunca,<br />

Ondan sonra bütün rûhlar hâzır olunca,<br />

Kabristan’a Hakk rahmetini saçar dostlar.<br />

Allah’a hamdolsun iyi geldi biz kurtulduk,<br />

Kâbir içinde her azâbdan uzak olduk,<br />

Nice yıllar ölü idik nihâyet dirildik,<br />

Duâ edip Hakk’a elin açar dostlar.<br />

Münker-Nekir ağlayıp der Sen bilirsin,<br />

Zâtın yüce her ne eylesen Sen eylersin,<br />

Lûtfeylesen yolsuzlara yol verirsin,<br />

Secde eyleyip şükreder dilini açar dostlar.<br />

412


Lâ İlâhe İllallah’a tutkun olan,<br />

Cemâl için bu âlemde rüsûva olan,<br />

Dünyâyı bırakıp âhirete sevdâlanan,<br />

Kevser havuzu suyundan içer dostlar.<br />

Ezel gününden takdîr eylese Hakk cemâli,<br />

Yüz bin şeytân kast etse yok zevâli,<br />

Günden güne fazla olunca söz ve hâli,<br />

Bilge olup Hakk yolların açar dostlar.<br />

Muhabbetin meydânında dolaşan,<br />

Hakîkatin denizinden inci alan,<br />

Marifetin nesnesini içe salan,<br />

Yürüse dursa inci-cevher saçar dostlar.<br />

Âşîk odur Hakk’a cânını kurbân eylese,<br />

Zikrini deyip dört döğünerek seherde kalksa,<br />

Erenlerden feyz ve fetih çokça olsa,<br />

Sultân olup inci-cevher saçar dostlar.<br />

Hakk Teâlâ kokusunu alan burada durmaz,<br />

İddiâ eyleyip bilginliğin lâfını etmez,<br />

Nereye gitse fakîr-miskîn dükkân kurmaz,<br />

Garîb olup vîrâneye göçer dostlar.<br />

Kul Hoca Ahmed nefsten büyük belâ olmaz,<br />

Yer ve gökten lokma versen aslâ doymaz,<br />

Toprak olup yerde yatsan kâfir olmaz,<br />

Nefsi ölenleri Hûrî ve gılmân kucaklar dostlar.<br />

413


75. Hikmet<br />

Hiç bilmedim nasıl geçti ömrüm benim;<br />

Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim?<br />

Nasıl olacak, yola koysan ben âcizi;<br />

Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim?<br />

Yoldan çıkıp azdığımı bilmedim ben;<br />

Hakk sözünü kulağıma almadım ben;<br />

Bu dünyadan gideceğimi bilmedim ben;<br />

Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim?<br />

Geçenlerden ibret alıp yola girmeyip,<br />

Nefes, feryâd söyleyip orada tutuşup yanmayıp,<br />

Gece gündüz yürümüşüm kendimi bilmeyip;<br />

Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim?<br />

Cânın çıkıp bedenin yatar dar kabirde;<br />

Sorucular gelip sorsa o durumda<br />

Akar yaşım, gider şuûrum o zamanda<br />

Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim?<br />

Gâfillikte yürüdün sen it gibi gezerek<br />

Bedenin yatar dar kabirde çok şişerek<br />

İş kılmadın sen Tanrı’ya göğsünü deşerek<br />

Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim?<br />

Kul Hoca Ahmed, bu dünyada tevbe eyle<br />

Tevbe eyleyip yol başına varıp de<br />

Seçkin kullar gibi azığını alıp yürü<br />

Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim?<br />

414


İKMET – 218<br />

Zamâne âhir olsa, ey dostlar,<br />

Türlü-türlü belâları yağar imiş.<br />

O belâyı kendisi seven dervişleri,<br />

Elini açıp, duâ eyleyip, kovar imiş.<br />

O dervişin aziz başı, halkın yolu,<br />

Nerede varsa, tanıyıp olmaz bilsen onu,<br />

Âşıkların çılgın eyler uçan külü,<br />

İhlâs ile varan âşık bulur imiş.<br />

O dervişi bulsan, canın vermez misin?<br />

Bastığı izini alıp göze sürmez misin?<br />

Akşam-sabah hizmetinde durmaz mısın?<br />

Hizmet kılan her sır görse gizler imiş.<br />

Cihanı gösteren ayna olup, sırlar görecek,<br />

Görmedim diye, ondan-bundan Hakk’ı soracak,<br />

Yeni tâlib gibi halka ortasına özünü vuracak,<br />

Garîblerin izini alıp öper imiş.<br />

Âhir zaman Peygamberinin sünnetleri,<br />

Fakîri sormak Hakk Mustafa âdetleri,<br />

“Men mâte garîben” diye hadisleri,<br />

Fakîri soran iman ile varır imiş.<br />

Öyle derviş Hakk’tan özge kılmaz kelâm,<br />

Hızır ve İlyas, gavslar gavsı ona köle,<br />

Zâhirleri kimi görse kılınca selâm,<br />

Bâtınları Hakk kılıcını sallar imiş.<br />

415


Yüz bin selâm, Hakk’tan haber ona gelecek,<br />

Seherlerde feyzü fütuh dola alacak,<br />

İtikadlı tâlib varsa, nazâr kılacak,<br />

Soysuzları kapısından kovar imiş.<br />

Âşıkların Hakk’a yetince, bil, feryâdı,<br />

Arşı bozunca âşıkların kıldığı imdâdı,<br />

Oruç, namaz, tesbihleri Hakk’ın yâdı,<br />

Âlim olsa, gözyaşını saçar imiş.<br />

Âşıkların boynuna Hakk güller salınca,<br />

Melekler zincir salıp alıp yürüyünce,<br />

Bir âh vursa, Arş’dan geçip, Cehennem yanınca,<br />

Dumanı çıksa, ay ve güneşi tutar imiş.<br />

Mahşergâhı bozmasın diye Allah özü,<br />

Ben demedim âyet, hadis, Kur’an sözü,<br />

Âşıklara yetmez imiş şehid, gâzî,<br />

Evvel varıp, âşık didâr görür imiş.<br />

Aşk iste, aşk iste, âşık ol,<br />

Bu yollarda kirli yürüme, sâdık ol,<br />

Leyla-Mecnun, Şirin-Ferhad, Vâmık ol,<br />

Âşık kullar didâr görüp, doyar imiş.<br />

Âşıkları didâr görüp, hayrân kalacak,<br />

Aklı gidip, şaşkın olup, efgân kılacak,<br />

Şevki ile yüz bin canın fedâ kılacak,<br />

Elli bin yıl özden gidip yatar imiş.<br />

416


Âşıklara doydun mu diye nidâ gelecek,<br />

Hazin avâz işitip, âşık canı yanacak,<br />

Âşık kullar ma’şuk diye canın verecek,<br />

Vâveyletâ, nedâmet diye durur imiş.<br />

Halka içine cimri girse, sohbet olmaz,<br />

Zâkir kullar zikrederek feyz alamaz,<br />

O sohbetden erenlerin kokusu gelmez,<br />

Zâkirlerin ömrü zâyi geçer imiş.<br />

Soysuz cimri, cömertleri gıybet kılacak,<br />

Tanla varsa, cehennem içre canı yanacak,<br />

İçmiş, yemiş, libâsları ateşten olacak,<br />

Hasret ile zehir ve zakkum tadar imiş.<br />

Kıyâmetin güneşi düşe gelecek,<br />

Hakk bendesinin namelerini ele verecek,<br />

Ondan sonra Hakk nûrundan âlem dolacak,<br />

Bir-bir sorup, cezâlarını verir imiş.<br />

Kul Hoca Ahmed, kulu olsan, cömert ol,<br />

Cömert olup, miskinlere yemek ver,<br />

Tanla varsan, cennet içinde güller der,<br />

Vallâhi, cömert Hakk didârını görür imiş.<br />

417


HİKMET - 219<br />

Aşk sırrını beyân kılsam bu âlemde,<br />

Habersizler işitip, kulak saldığı yok.<br />

Hakk yâdını kime söyleyeyim, hepsi gâfil,<br />

Benlik kılıp, bu dünyâdan geçtiği yok.<br />

İşan, şeyh, hoca, molla dünyâ izler,<br />

O sebepden sultanlara yalan söyler,<br />

Âyet-hadis tefsir kılıp, malı gözler,<br />

Aşk yolunda asla mihnet çektiği yok.<br />

Dünyâ tepip, Hakk’ı seven buldu murad,<br />

Aşk şarâbın içen âşığın şevki çokça,<br />

Yalancıların kıyâmet gün yüzü ayıplı,<br />

Yalancılar Hakk yâdını dediği yok.<br />

Âhir zaman şeyhlerinin işi hep riyâ,<br />

Mahşer günü riyâları olacak tanık,<br />

Şeyhim diye bunca riyâ, bunca hevâ,<br />

Allah için zerre sevab ettiği yok.<br />

“İşanım” diye türlü yemek derip yerler,<br />

Dünyâ malın alıp varsa, sevinip alırlar,<br />

İyileri göze iliştirmez, ben-ben derler,<br />

Vallâh-billah, ben-benlikden geçtiği yok.<br />

Seccâdeye kim otursa fakîr olsun,<br />

Muhammed gibi fakîr olup, hakîr olsun,<br />

Riyâzette yüzünün rengi sarı olsun,<br />

Hakk Mustafa halka sert söz dediği yok.<br />

418


Tavırlar kılıp, ahaliye sözler dedi,<br />

Yüz bin kâfir puttan geçip, dine döndü,<br />

Tavırlarından âlem hepsi nûra battı,<br />

Ondan beri İslam dininin gittiği yok.<br />

Bende olsan, kulluk edip, ümmet ol,<br />

Ondan sonra iman-İslam ele al,<br />

Seher vaktinde yaşını saçıp, zâri eyle.<br />

Allah cömert, hiç kimsenin ümidsiz kaldığı yok.<br />

İki cihân şahıdır bir güzel tavır,<br />

Tavırlarından Hakk Mustafa oldu ulu,<br />

Hakk Teâlâ âyet verdi “Mimmâ hulik”,<br />

Gâfil âdem işitip, bunu okuduğu yok.<br />

“Hulika min mâin dâfik” yazıp dedi,<br />

Hakk Mustafa ümmetlere okuyup yaydı,<br />

Yalan ümmet va’desinden dönüp reddetti,<br />

Sübhân Melik’im günâhından geçtiği yok.<br />

Meyhane diye işitip, kulağına girmiş değil,<br />

Erenlerden Hakk yolunu sormuş değil,<br />

Pîr-i kâmil mükemmili görmüş değil,<br />

Yalancıdır, vahdet meyinden tattığı yok.<br />

Candan geçen âşıklar dünyâ demez,<br />

Nefsi ölü, su ve ekmek gamını yemez,<br />

Bu âlemde kâr ve zarar, bunu bilmez,<br />

Dünyâ gelip cilve kılsa, aldığı yok.<br />

419


Muhabbetli divânenin nişânı var,<br />

Can ve gönülde aşk derdinin beyanı var,<br />

Dertsizler kimi görse, gümânı var,<br />

Bâyezîd gibi her kim özün sattığı yok.<br />

Âşık isen, bağrında yok gözün kanı,<br />

Ey nârasâ, cisminda yok aşk nişânı,<br />

Hizmet kılsan, pir-i muğân incinin kaynağı,<br />

Hizmet kılmayıp dür kânını bildiği yok.<br />

Heveskârlar âşıkım diye çok laf vurur,<br />

Habersizler nerede varsa, dükkân kurar,<br />

Yalan söyleyip, bu dünyânın devrini sürer,<br />

Dünyâyı arayıp, sınırına yettiği yok.<br />

Hakk’tan korkmayıp “ben-ben” diyen şahlar hani?<br />

Ay ve güne kafa tutan ayyüzlüler hani?<br />

Gece ağlayıp, seherde kalkan erler hani?<br />

İbret alıp, kan ve zerdâb yuttuğu yok.<br />

Kuru zâhid aşk ehlini göze iliştirmez,<br />

Cennet dileyip, didârını taleb kılmaz,<br />

Âşıkların çığlığına kulak vermez,<br />

Bu dünyâyı arkaya itip attığı yok.<br />

Kul Hoca Ahmed, kulum dese, kulum de,<br />

Ondan sonra kulluğa boyun sun,<br />

Candan geçip, meydan içinde baş oynat,<br />

Başın oynamayıp, Hakk vaslına yettiği yok.<br />

420


HİKMET – 220<br />

Görün bu zamâne şeyhlerini,<br />

Dilenci benzeri elden ele gezerler ha.<br />

Halklar beni azizim diye söylesin diye,<br />

Her meclisde halkalarını düzerler ha.<br />

O meclisde “Hayy-Hû” kılır şöhret için,<br />

Şairleri şiir okurlar ziynet için,<br />

Kız ve gençler yığılırlar sohbet için,<br />

Avâz işitip, her taraftan gelirler ha.<br />

Meclisine kadınları getirirler,<br />

Halka kurup, karşısında otururlar,<br />

Derdin var diye o kadına dokunurlar,<br />

İşte bu benzeri bâtıl işleri yaparlar ha.<br />

Vesvâs olsa, zebun4 işi hem kılırlar,<br />

Bazıları sine üzre dem kılırlar,<br />

Tale’ görüp, bir kara koy em kılırlar,<br />

Öfke-bağrı yürek ile kakarlar ha.<br />

Nâdân, câhil cem olarak “Hayy-Hû” diye,<br />

O günâhkârı pir kılırlar şeyhim diye,<br />

eyhlerinden bana cezbe değdi diye,<br />

Halka içre mest şutur gibi1 ağnarlar ha.<br />

Halklar ara gezip yürüyüp mürid ister,<br />

Bana mürid ol diye halkı kovalar,<br />

İşte bu benzeri içi kavak kuru destâr,<br />

Gönülsüzü zordan mürid ederler ha.<br />

421


Bu günâhkârlar arzu kılır şeriat diye,<br />

Söyler halka bid’at işi tarikat diye,<br />

Fahr ederler ben olmuşum hakikat diye,<br />

Bu yalancılar yalan dâvâ kılırlar ha.<br />

Sâdık olup, şeriata amel kılmaz,<br />

Âlimlerin söyleyen sözün doğrusunu bilmez,<br />

Riyâzetli dervişleri göze iliştirmez,<br />

Cihan içre ben-ben deyip yürürler ha.<br />

Mürşidlik dâvâ kılır, şartını bilmez,<br />

Helal-haram sünnet, bid’at farkını bilmez,<br />

Ebu Hanife mezhebinde asla yürümez,<br />

Mübtedinin mezhebinde yürürler ha.<br />

Ellerine ucu tığlı asâ alıp,<br />

Başlarına destârını koca kılıp,<br />

Sahra gezip, ahalinin nezrini alıp,<br />

Helal, haram fark etmeden yürürler ha.<br />

Ey dostlarım, bu öğüdüme kulak ver,<br />

Âkil isen, Mustafa’nın şeriatını tut,<br />

İşte bu benzeri günâhkâr şeyhden uzak kaç,<br />

Yoksa seni şeytan benzeri aldatırlar ha.<br />

Kul Hoca Ahmed, nefs yoluna girme sen,<br />

Bunlar ile yoldaş olup yürüme sen,<br />

İtaatli olup, itikadını verme sen,<br />

Dinin alıp, cehennem içine çekerler ha.<br />

422


HİKMET -221<br />

Muhabbetin câmını içmeyip edâ oldum,<br />

Ermân ile canım gider, dostlarım ha.<br />

Ömrüm geçti, gaflet ile fenâ oldum,<br />

Aşk yolunda ağlayıp geçer, dostlarım ha.<br />

Aşksızları Rahmân Melik’im kovalayıp sürdü,<br />

Bakıp dursam, melekler vuraverdi,<br />

Malik çıkıp, cehennem yönüne alıp girdi,<br />

Cehennem içre zakkum yutar, dostlarım ha.<br />

Münker, Nekir zakkum verip, canın incitir,<br />

Melekler gazab ile tutup sarar,<br />

Gâfil bende hasret ile dinmeden ağlar,<br />

Türlü-türlü azâb eder, dostlarım ha.<br />

Âşık olup, didârını doyasıya gör,<br />

Didârını doyagörüp, devrân sür,<br />

Ondan sonra şeyhim diye dükkân kur,<br />

Öyle mürşid Hakk’a yeter, dostlarım ha.<br />

Yalancı âşık, âşıkım diye iddia edecek,<br />

Mahşer günü yüzü kara olup duracak,<br />

Yalancıdan Rahmân Melik’im yüz çevirecek,<br />

Cehenneme bırakıp atar, dostlarım ha.<br />

Utançlı ve rezil olur arasatda,<br />

Hakk Mustafa ümmet demez şefâatte1,<br />

Dillerini sürüyüp yürüyünce kıyâmette,<br />

Siccîn içinde tutuşup yanar, dostlarım ha.<br />

423


Aşkına boyun eğmeyenin hâli harâb,<br />

Tanla varsa, Hüdâ’sına bulmaz cevâb,<br />

Kahhâr Melik’im kahr eylese, kılarak itâb,<br />

Cehennem içinde yanıp yatar, dostlarım ha.<br />

Âşıkım diye, dâvâ kılıp, yürüyen kişi,<br />

Dağ ve kırı bostan kılar akan yaşı,<br />

Gerçek âşıkın Hakk’a yakar kılan işi,<br />

Hakk Teâlâ öze çeker, dostlarım ha.<br />

Aşk derdini her nâmerde vermez Hüdâ,<br />

Çoluk çocuk, ev-barkından olmaz cüdâ,<br />

İhlâs ile Hakk’a canını kılsa fedâ,<br />

Bâyezîd gibi özünü satar, dostlarım ha.<br />

Yahyâ, Şuayb ağlayı-ağlayı didâr gördü,<br />

Hiç gülmedi, Hakk’tan korkup, mâtem kurdu,<br />

Gece uykusunu haram kılıp, hâzır durdu,<br />

Didâr için gözden geçer, dostlarım ha.<br />

Gerçek âşıklar ağlayı- ağlayı Hakk’a yetti,<br />

Seher vaktinde gönlünün âhı Arş’dan geçti,<br />

Pîr hizmetini kılıp, sorup yolu buldu,<br />

Pîr hizmetini sağlam tutun, dostlarım ha.<br />

Âşıklara Hakk’tan gelecek yüz bin nidâ,<br />

Çok ağla - gözyaşını kılayım tanık,<br />

Didârımı ben göstersem sana revâ,<br />

Hileci olmayıp, âşık olun, dostlarım ha.<br />

424


Ağlamanın anlamını bilen kişi,<br />

Kan ağlasa, kolay kılır zor işi,<br />

Mizan üzeri şâhid olacak akan yaşı,<br />

Günâhından, şüphesiz, geçer, dostlarım ha.<br />

Hikmetimi işitene pay vereyim,<br />

Hikmet işitip, ağlayanı konuk kılayım,<br />

Öyle tâlib yolda kalsa, elin alayım,<br />

Can verirken iman götürür, dostlarım ha.<br />

Kim okusa hikmetimi, evlâd kılayım,<br />

Canı cana ulaştırıp, gönle bağlı kılayım,<br />

Hakk’ı bulsam, cennet içre râzı kılayım,<br />

Kıl köprüden kolay geçer, dostlarım ha.<br />

Aşka kadem koyan âşık özün bilmez,<br />

Bâyezîd gibi Hüdâ deyip öze gelmez,<br />

Tâlibleri bıçak vursa, ona değmez,<br />

Özlerini kanın döker, dostlarım ha.<br />

Hakk’ı seven âşıkları fakîr oldu,<br />

Yol üstünde toprak gibi nefsi öldü,<br />

Aşk yolunda cefâ çekip, derde doldu,<br />

Nereye varsa, nefsi teper, dostlarım ha.<br />

Âşık olsan, yalancı olma, sâdık ol,<br />

Hile-hurda işlerinden uzak ol,<br />

Allah diye, saf kıl gönlü, nûra dol,<br />

Doğru kulları Allah bilir, dostlarım ha.<br />

425


Allah dedi, iman evini kılma viran,<br />

Doğru kulların gönlündedir Hakk-burhan,<br />

Gönül kıran câhilleri sevmez Sübhân,<br />

Halim olup, didâr görün, dostlarım ha.<br />

Huş gâibden o dervişe avâz gelecek,<br />

“Ey kulum!” diye, Allah özü elini alacak,<br />

Yoldan çıksa, hâdi olup yola koyacak,<br />

Allah özü yol gösterir, dostlarım ha.<br />

Cezbe ve hâlet peydâ kılan Hakk’ı bulur,<br />

Din kılıcını ele alıp, nefsi kovalar,<br />

Nerede varsa, sırlar görüp, büküp kapatır,<br />

Ehlini bulsa, şerhini yapar, dostlarım ha.<br />

Hakk’a âşık olan kullar buldu murad,<br />

Hızır, İlyas dâima verir âb-ı hayat,<br />

Tâ kıyâmet görmesinler asla ölüm,<br />

Kabir içinde uyanık yatar, dostlarım ha.<br />

Âşık değil nefsi daimâ tepmedikçe,<br />

İşte bu dünyâ izzetinden geçmedikçe,<br />

Mansûr benzeri “Vâ şevkâ!” diye ölmedikçe,<br />

Dergâhına lâyık değil, dostlarım ha.<br />

Kul Hoca Ahmed, âşık olsan, nevha başla,<br />

Berk benzeri dağdan çıkıp, özün taşla,<br />

Riyâzeti katı çekip, dinmeden işle,<br />

Çok işleyen âhir yeter, dostlarım ha.<br />

426


HİKMET – 222<br />

Âşıklığın davâsını kılan kişi,<br />

Gece yatmayıp, gündüz ağlar, dostlarım ha.<br />

Başlarına yüz bin belâ, âfet gelse,<br />

Ondan korkmayıp, belini bağlar, dostlarım ha.<br />

Hakikatten aşk öğrenen cefâ çeker,<br />

Hakk’a yakın âşıkları belâ ister,<br />

Canı yanıp, bağrı yanıp, tutuşup yanar,<br />

Hakk aşkında bağrını dağlar, dostlarım ha.<br />

Hakk aşkını seven âşık Arş’a kondu,<br />

Cennet girip, hûriler kucaklayıp, Burak bindi,<br />

Dünyâperest soysuz vursa, boyun sundu,<br />

Kin tutmayıp, içinde saklar dostlarım ha.<br />

Melâmetden, ihânetden âşık dönmez,<br />

Hakk’tan yüz bin cefâ değse, halka söylemez,<br />

Açlıktan ölse, ahaliden minnet çekmez,<br />

Ölmek için özünü çağlar, dostlarım ha.<br />

Hakk aşkına tekye kılan, kılmaz heves,<br />

Ben ve benlik gider ondan sinek misâli,<br />

Allah diye su ve ekmek gamın yemez,<br />

Hakk’ı arayıp, Hakk’a ağlar, dostlarım ha.<br />

Gerçek derdliler devâ sormayıp, cefâ diler,<br />

O sebebden mürşidinden pay alır,<br />

Dünyâ demez, cennet demez, didâr diler,<br />

Hakk’ı arayıp, didâr diler, dostlarım ha.<br />

427


Yalan derviş taklidine tazim eyleyecek,<br />

Halklar ile duâ kılıp, nezrini alacak,<br />

Bilinçsiz derviş, öz canını ateşe koyacak,<br />

Cehennem içinde dilin dağlar, dostlarım ha.<br />

Âkil isen, şahdan kaçıp, sırra var,<br />

Burada cefâ çekip, orada sultan ol,<br />

Horluk çekip, yalnız Hakk’a biricik ol,<br />

Biricik olsan, nidâ gelir, dostlarım ha.<br />

Nidâ şudur: âşıklara aşk üleşecek,<br />

Pertev salıp, şuursuz kılıp, Hakk görüşecek,<br />

Huri ve melek cem olarak çok dalaşacak,<br />

Ona bakmayıp, didâr diler, dostlarım ha.<br />

Şüphesiz bilin, âşıklara lutfu hâzır,<br />

Sâkî olup, mey üleşecek, Rabbim Kâdir,<br />

Kevserinden şarâb verip, kılacak tâhir,<br />

Tâhir olup, didâr görün, dostlarım ha.<br />

Makâmatı hoşlayanlar dine yakın,<br />

Kerâmeti hoşlayanlar çine yakın,<br />

Gıybet söze kulak salan kine yakın,<br />

Kulağına demir sokar, dostlarım ha.<br />

Temur sihni aslını sorsan, cehennem ateşi,<br />

Âsileri yandırıcı siccîn ateşi,<br />

Mahşer günü afv etmese büyük zatı,<br />

Kâfir ile yoldaş yanar, dostlarım ha.<br />

428


Deryâ-deryâ rahmeti var, özü bilecek,<br />

Lutfeylese, kezzâbların sâdık kılacak,<br />

Allah dese, garîblerin elini alacak,<br />

Her ne kılsa özü birler, dostlarım ha.<br />

Aşkın derdi tene girse, nefsi bozar,<br />

Hakk’a âşık aziz candan gönül uzar,<br />

Âşıkların pâk ruhları Arş’ı gezer,<br />

Gözlerini Hakk’a diker, dostlarım ha.<br />

Elden kaçıp, zakkum içip, Hakk’ı bulur,<br />

Ehlini bulsa, yüzünü sorup, izini öper,<br />

Soysuzların yüzünü görse, ondan kaçar,<br />

Zâhir rüsvâ, bâtın düzer, dostlarım ha.<br />

Her kim seni revâ dese, handân ol,<br />

Merdânlara hizmet kılıp, merdân ol,<br />

Ondan sonra yalnız Hakk’a canân ol,<br />

Canân olsan, özü izler, dostlarım ha.<br />

Bu âlemda rüsvâ olup başını veren,<br />

Muhabbetin deryâsından gevher alan,<br />

Mihnet çekip mürşidinden pay alan,<br />

Allah deyip Hakk’a ağlar, dostlarım ha.<br />

Aşkı katı, ayrılığı acı, vuslatı tatlı,<br />

Pîrsizlere nerede varsa değer sancı,<br />

İlgisizler yürüyüp-koşup, olmaz talçığ,<br />

Hizmet kılıp, pirden sorur, dostlarım ha.<br />

429


Seher vaktinde her kim ağlayıp, dese Allah,<br />

Hakk gösterecek didârını vallah-billah,<br />

Hakk vaslına ereyim desen, söyle Hüvallah,<br />

Hüvallah diye, âşık ölür, dostlarım ha.<br />

Kul Hoca Ahmed, aşktan özge sözler haram,<br />

Aşk olmasa, günâhların geçmez tamam,<br />

Öyle olsa, gece-gündüz ağla daimâ,<br />

Çok ağlayarak didâr görür, dostlarım ha.<br />

HİKMET - 223<br />

Dervişlerin yediği para, rüşvet, ribadır,<br />

Malını veren ahali yolu görüp varır.<br />

Böyle müşkül olurmu kişi malın alana,<br />

Kişi malın alanlar nasıl cevab verecektir?<br />

Bu dünyâda kötünün kötülüğü yukâdur,<br />

Yalancı pir onundur, müridleri bukâdur.<br />

Öyle şeyhin önünde türlü-türlü âdemler,<br />

Birisi koyup, birisi önüne hem varmaktadır.<br />

Üç bin yıllık sıratı kıyâmet günü kurunca,<br />

Müridlerin, başlamayan pirin yüzü karadır.<br />

Sırat güzergâhında müridleri durmaktadır,<br />

Nereye varsa kararır yüzü, tümen aladır.<br />

430


O şu şeyhin dergâhı şeytan ile beraber,<br />

Beş gün geçer dünyâda bunca ehli hevâdır.<br />

Kul Hoca Ahmed’in sözü inci ve cevher tanesidir,<br />

İnanmayan bu söze, orada yüzü karadır.<br />

HİKMET – 224<br />

Bekâ-billah makâmını gülüp candan geçerler,<br />

Fenâ-fillah olanlar o menzili kucaklarlar,<br />

Bekâ şarâbı ne hoş tatlı şarâb o,<br />

Sırdan anlam kapanlar o şarâbdan içerler.<br />

Sırdan anlam kapmadan yalandan suret kılanlar,<br />

Zulmet içre kalarak hayâl ile uçarlar.<br />

Saykal verip, Hû derler, zengerini açarlar,<br />

Zulmet bahrı anlamı diye söyleyen şeytan kavmi o.<br />

Zihi, sultan, arifler zâhir-bâtın saçarlar,<br />

“Lâ İlâhe”, deseler, keser illet devâsını,<br />

İsbat için “İllallah” kılıcını sallarlar.<br />

Şevk şarâbın içenler, geçip candan, Hû derler,<br />

O şarâbın şevkinden tutuşup-yanıp uçarlar.<br />

Kul Hoca Ahmed, aşka ayak bas, nefs hevâdan gönül kes,<br />

Hakikat gerçek âşıklar, rahmet nisâr saçarlar.<br />

431


HİKMET-225<br />

Hâlık bizi yarattı, özü gitti gizliye,<br />

Geçtim sudan, topraktan, yelden getirdi yine.<br />

Kemik-derim bağlandı, üç yüz altmış gün oldu,<br />

Dört ay ondört saatde bizlere verdi canı.<br />

Beş ağaça bağladık, ananın sütünü emdik,<br />

Rızk veren Rezzâk sakladı bizi yine.<br />

Bir yaşıma ulaşınca tanıdım ata-anamı,<br />

İki yaşa yetişince düzeldik bizler yine.<br />

Yedi yaşa ulaşınca indi başıma akıl,<br />

Dört yana fehm eyleyip koşulduk bizler sonra.<br />

On beş yaşa girince şeriat evine girdim,<br />

Şeriat hükmü ile gizli ettim erkâna.<br />

Otuz yaşa ulaşınca aldı başımdan ağrı,<br />

Dilim söylemez oldu, gönlüm gitti her yana.<br />

Ağlaşır balalarım, inlerler uzaklarım,<br />

İşitir kulaklarım, dilim olmaz fermâna.<br />

Yıkayıcılar geldiler, tahta üzerine aldılar,<br />

Kaldırıp su döktüler bize yaşlı ve gençler.<br />

Pehlivanlar geldiler, başım üzerine durdular,<br />

Kaldırıp bindirdiler bizi taht-ı revâna.<br />

Kabrimize götürdüler, toprağımız örttüler,<br />

Bizi koyup gittiler, yeni geldik mekâna.<br />

Yatar idim uyandım, sağ yanıma dolandım,<br />

Başım üzerinde durur iki same’ divâne.<br />

432


“Senin dinin ne?” diye suâl kıldılar benden,<br />

“Rabbim Allah!” deyip cevab verdim revâna.<br />

Parmağım kalem oldu, kefenim kâğıt oldu,<br />

Ağladım, yazdım, hayır ve şerrimi Rabbime.<br />

Kul Hoca Ahmed, Bir Allah’ın evinde ağlayıp söyler,<br />

Koy boynuna futayı, şükr edeyim imana.<br />

HİKMET – 226<br />

Hoş gâibden hâzır olan dervişleri,<br />

Canım ile durup mihmân kılsam mı ki?<br />

Yollarına başım koyup, yüzüm sürtüp,<br />

Toprak olup, feyz ve fütuh alsam mı ki?<br />

Dervişlerin her bir sözü derde dermân,<br />

Dervişlere güvenmeyeni sevmez Sübhân,<br />

İhlâsı yok âdâbsızlar yolda kalan,<br />

Dervişlerin ayağının tozu olsam mı ki?<br />

Sıdkın ile Allah de, hal ve fırsat,<br />

Hakk zikrini vird eyle, dem ganimet,<br />

Halka içinde figân eyle, verir kuvvet,<br />

Yâdını söyleyip, canım kurban kılsam mı ki?<br />

Engel aşıp, göğsünü deşip, yolu bul,<br />

Olgunlardan her sır görsen, örtüp kapa,<br />

Kimi görsen, Hızır bilip, elin öp,<br />

Erenlerin yolunu arayıp yürüsem mi ki?<br />

433


İşte bu yola girdim ise, hayrân kaldım,<br />

Başım donup, aklım azdı, sersem oldum,<br />

Bilge idim, pirsiz yürüyüp, nâdân oldum,<br />

Pîr-i muğân hizmetinde yürüsem mi ki?<br />

Dergâhına varıp kapısına yat, basıp girsin,<br />

İhlâs ile “Mürşidim” de, âlem gülsün,<br />

Ondan sonra, gevher isteyip, dalıp batsın,<br />

Meşakkatler, riyâzetler çeksem mi ki?<br />

Sıratı geçmeyince, kul olsan, kahkahayla gülme,<br />

Cennete girmeyince, bu dünyâda sevinçle yürüme,<br />

Didâr görmeyince, ağlamayı asla bırakma,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülsem mi ki?<br />

Geceleri çöksem, olur mu ki yârın vaslı,<br />

Binbir adı, pâk Zât’ı, aslı-nesli,<br />

On sekiz bin âlem içinde yoktur benzeri,<br />

Kudretine hayrân olup yürüsem mi ki?<br />

Hala demdir, sıdkın ile eyle sohbet,<br />

Kötüden kaç, iyilerle eyle ülfet,<br />

Çok ağlayıp, gece-gündüz çek riyâzet,<br />

Riyâzetin potasında yansam mı ki?<br />

Vâh ne yazık, yiğitliğim gamsız geçti,<br />

Tevbe kılmayıp, yaşlılığım tutup yetti,<br />

Bilmeyip kaldım, ecel eli yakam tuttu,<br />

“Tubû ileyke”* okuya-okuya ölsem mi ki?<br />

434


Sözü dedim, işitenler kılsın amel,<br />

Ümmet olsa, güzel söze kılsın cedel,<br />

Anlamına yeten olur şeker ve bal,<br />

Gerçek kulaklı tâliblere söylesem mi ki?<br />

Kul Hoca Ahmed, tâliblere nâsih oldu,<br />

Edeb saklayıp, Mustafa’ya nâib oldu,<br />

Hakk’tan korkup, altmış üçte yere girdi,<br />

Kalanlara sözü söyleyip ölsem mi ki?<br />

HİKMET – 227<br />

Seherlerde erken kalkıp feryad eyle,<br />

Feryad edip yürek-bağrın edâ olsun.<br />

Gözyaşını akıtarak etrafa saç,<br />

Hakk önünde gözün yaşı tanık olsun.<br />

İhlâs ile aşka kadem koyan bende,<br />

Tâat kılmayıp Hakk didârını görmek nerede?<br />

Can ve tenin tutuşup-yanıp varsan orada,<br />

Dergâhına varıp, ağlayıp edâ olsun.<br />

Gece-gündüz Hakk didârını dileyenler,<br />

Ten ve canı aşk ateşine dağlayanlar,<br />

Şevk şarâbın içsem diye ağlayanlar,<br />

Şarâb içmeyip bütün kullar gedâ olsun.<br />

435


Âşıkların halk içinde sırrı gizli,<br />

Başını vurup, virânede yanar çokça,<br />

Nara vurup, feryâd edip, eyler figân,<br />

Kan ağla, Hakk derdine devâ olsun.<br />

Nefsden geçmeyip, Hakk önünde yoktur rahat,<br />

Cefâ çekip, mihnet çekip, gör devlet,<br />

İçmiş-yemiş nimetleri kaygı-mihnet,<br />

Vehm ile elif boyun eğik olsun.<br />

Âşık kullar gece-gündüz halvet ister,<br />

Hakk’ı bulmayıp, ağlayıp yürür olup dertli,<br />

Hâcet değil âşıklara oluş-bister,<br />

Yanıp-yanıp derdi ile edâ olsun.<br />

Dünyâ arayıp, nefsim beni saldı uzak,<br />

Tuğyan kılıp, gece-gündüz artar firâk,<br />

Ey nâdân, bu dünyâyı eyle talak,<br />

Hoş âşıklar Hakk önünde revâ olsun.<br />

Bilinçsizce ömrüm, geçti hep rüsvâlıkta,<br />

Dâima yürüdüm nefsim için gedâlıkta,<br />

Geçen ömrüm dönüp gelmez edâlıkta,<br />

Nedâmet kıl, dildârına safâ olsun.<br />

Şevk şarâbın içen âşıkta karar olmaz,<br />

Erenlerin izin arayıp, asla kalmaz,<br />

Zikrini söyleyip, yâdını söyleyip, dilden koymaz,<br />

Gerçek derdliye Hakk’ın yâdı şifâ olsun.<br />

436


Mürşidlerin arkasından asla kalma,<br />

Hakk’ı sevsen, dünyâlıktan ele alma,<br />

Nefsin için sen özünü ateşe salma,<br />

Ayak tozunu sür yüzüne, ışık olsun.<br />

Gözyaşının riyâsi yok, ey dostlar,<br />

Derdi değse, nara atar kuru postlar,<br />

Gönlü katı hayvanat gibi dini boynuzlar,<br />

Âşıkları ölmeyip durup, fenâ olsun.<br />

Nefsi için dinmeden her dem mihnet kılan,<br />

Din işini arkaya atıp, dünyâ seven,<br />

Hâris olup, bu dünyâdan mahrum kalan,<br />

Gerçek âşıklar bu dünyâdan uzak olsun.<br />

Kul Hoca Ahmed, bende olsan, Hakk’ı ara,<br />

Âşık olsan, bâtınında Arş’ı gözle,<br />

Hikmet söyleyip, âyet, hadis sözünü söyle,<br />

Bilgelere söylediğin sözün imâ olsun.<br />

HİKMET – 228<br />

Telim sevdâ bu başımdan gitmez oldu,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

Sayısız hicâb bu gönlümden geçmez oldu,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

437


Yedim-içtim — hesabını bilmedim ben,<br />

Eğri yoldan doğru yola girmedim ben,<br />

Sıdkım ile tam tevbe kılmadım ben,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

Bu dünyâyı asla fenâ olmaz sandım,<br />

Hakk emânet koyan canı ölmez sandım,<br />

Dirilikte bu ölümü gelmez sandım,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

Nimetin yeyip, Hakk şükrünü kılmadım ben,<br />

Geceleri kalkıp, bir gün taat kılmadım ben,<br />

Âhir günün geleceğini bilmedim ben,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

Kıyâmet gün iş kılanlar zararlı olsa,<br />

Hicâbsız olarak yola girip, kükreyip yansa,<br />

Ben gibi yolda kalanlara hasret olsa,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

Karanlık hem dar lahide beni salsa,<br />

Siyâsetli melekler girip gelse,<br />

“Rabbin kim?” diye benden suâl eder olsa,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

Kıyâmet gün büyük sıfat yazılası,<br />

Mizan adlı terazi hem kurulası,<br />

Sağdan-soldan nameleri verilesi,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

438


Sırat altı cehennemdir bakıp görse,<br />

Onu görüp, azâların titreyip dursa,<br />

Melekler “yürü” diye vurup dursa,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

Gaffâr Melik’im, âsân eyle o terazi,<br />

Şefâatçi dost Muhammed bize arzu,<br />

Kullarına rahm eyle, ey Allah Hû,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

Kul Hoca Ahmed, tevbe ile söyledin bunu,<br />

Nedâmette ol şimdi gece-gündüz,<br />

İnşaallah, affeylesin cümle kulu,<br />

Siyâsetli büyük günde ne eyleyim?<br />

HİKMET – 229<br />

Muhabbetin pazarında cevlân kılıp,<br />

Hoş bendeler nevâ kılıp yürür olacak,<br />

Mahşergâhda halk içinde tuğyân kılıp,<br />

Âsileri o gün Hakk’tan diler olacak.<br />

Rahmân Melik’im kullara nidâ kılacak,<br />

Nidâ işitip, kulları Rabbim diyecek,<br />

Kıyâmetin güneşi coşup gelecek,<br />

Âşıkların gözde yaşı akar olacak,<br />

439


Marifetin meydanında cevlân kılacak,<br />

Tarikatın gülzârını tayran kılacak,<br />

Hakikatin bostanında seyran kılacak,<br />

Hoş kullar nevâ kılıp yürür olacak.<br />

Ezel günü 2 takdir kılsa Hakk cemâli,<br />

Yüz bin âşık tutuşup-yansa, yok zevâli,<br />

Günden-güne ziyâde olacak söz ve hâli,<br />

Âzim yolunu kullara açar olacak.<br />

Hakk’ı arayıp, gecelerde uykusuz kalan,<br />

Şevk şarâbını içerim diye hevesli olan,<br />

Öz yakasını özü tutup, ağlayan,<br />

Sabah varsa, şevk şarâbın içer olacak.<br />

Gece yatmayıp, gaflet uykusunu haram kılsa,<br />

Sır zikrini, ruh zikrini tamam kılsa,<br />

Binbir adın tesbih eyleyip, kelâm söylese,<br />

Öyle âşık ahaliden kaçar olacak.<br />

Vâh ne yazık, geçti ömrüm ermân ile,<br />

Aşk yolunda olamadım samân ile,<br />

Hakk’ı arayıp, yürümezdim ben efgân ile,<br />

Yolunu bulan has âşıklar uçar olacak.<br />

Muhabbetin deryâsında cevlân kılan,<br />

Âhiretin hazırlığını ele alan,<br />

Akşam-sabah dört darbe vurup, zikrini söyleyen,<br />

Öyle kullar cennet içine girer olacak,<br />

440


Kul Hoca Ahmed, kul olsan, durma ağla,<br />

Halka alıp, kim zikir söylese, var oraya,<br />

Can ve gönlünü Hakk zikrine vâsıl eyle,<br />

Vâsıl olan Hakk didârını görür olacak.<br />

HİKMET – 230<br />

Hakk ilâhım hangi kula lutf eylese,<br />

Gece-gündüz gözde yaşı akar olacak.<br />

Muhabbetin kadehini alıp, içse,<br />

Aklı gidip, şuursuz olup yatar olacak.<br />

O âşığı rüsvâ kılan Allah’ın kendisi,<br />

Halk içinde oynayıp-güler, gizli sözü,<br />

Hazan vuran zeferan gibi kızıl yüzü,<br />

Gerçek derdliler didâr arayıp yürür olacak.<br />

Hakk Rasulü Mustafa’nın sünnetleri,<br />

İbrâhim Halilullah milletleri,<br />

Şeriatda münkir olan bid’atleri,<br />

Göze iliştirmez, mübtediden kaçar olacak.<br />

Aşksız âdem hayvan sıfatlı, şaşırmıştır<br />

Başı donup, özünü bilmeyip, sersemlemiştir,<br />

Dünyâ arayıp, gece-gündüz ağlamaklıdır,<br />

Dünyâ için ömrün yele satar olacak.<br />

441


Ey âşık, derd ve hâlet peydâ eyle,<br />

Mansûr gibi “Enel-Hakk” diye kavga eyle,<br />

Dünyâ koyup, âhiretin sevdâ eyle,<br />

Sevdâ kılan Hakk didârını görür olacak.<br />

Ey dostlar, gece-gündüz zikrini söyleyin,<br />

Seherlerde dört darbe vurup, derdini çekin,<br />

Garîb olup, virânede gece-gündüz yatın,<br />

Derdli âdem hazân benzeri solur olacak.<br />

Rüsvâ olup, özün arayıp yürüyen âşık,<br />

Cefâ çekip, aşk yoluna giren sâdık,<br />

Ondan sonra dergâhına olur lâyık,<br />

Vahşi benzeri âdemlerden kaçar olacak.<br />

Yâ ilâhi, refik olup, sal yoluna,<br />

Muhabbetin şevkin ver can ve gönüle,<br />

Didârını armağan eyle cümle kula,<br />

Garîb olup, viraneye göçer olacak,<br />

Hızır atanın sohbetinde dâima olan,<br />

Gavslar gavsı, kırkları hâzır gören,<br />

Şarâb içip, çılgın olup, feryad eyleyen,<br />

Öyle âşık kanat çırpıp uçar olacak,<br />

Sır şarâbını içen âşık ruhu sözler,<br />

Bilmeyenler taşlar atıp, ona güler,<br />

Teşne olup, harıp-tâlib yürür yollar,<br />

Çılgın olup, gözden yaşını saçar olacak.<br />

442


Kul Hoca Ahmed, derd ve hâlet peydâ eyle,<br />

Âhiretin mahşerinde kavga eyle,<br />

Marifetin bostanında, deli ol,<br />

Aşk kapısını Mevlâm ona açar olacak.<br />

HİKMET – 231<br />

Muhabbetin bostanını gezen âşık,<br />

Gözyaşını niyâz eyleyip, saçar olacak,<br />

Aşk yolunda canın fedâ eyleyen sâdık,<br />

Kanat çırpıp, hevâ yönüne uçar olacak.<br />

Cefâ çekmeyip, mihnet çekmeyip âşık olmaz,<br />

Toprak-gibi horluk çekmeyip sâdık olmaz,<br />

Uykusuz olmayıp dergâhına lâyık olmaz,<br />

Lâyık olan ahalidan kaçar olacak.<br />

Erenler ben-benlik ile yürümediler,<br />

Nefsden geçmeyip tarikata girmediler,<br />

Bu dünyâda lahza rahat görmediler,<br />

Çoluk-çocuk, ev-barkından geçer olacak.<br />

Vâh ne yazık, geçti ömrüm zâyi burada,<br />

Sorsalar beni buradan, ne yapayım orada,<br />

Kulluk kılmayıp Hakk didârını görmek nerede,<br />

Âdemoğlu kervân benzeri göçer olacak.<br />

443


Derdli âdem bu dünyâda karar kılmaz,<br />

Hakk yâdını söyleyip her dem, dilden koymaz,<br />

Mest ve hayrân yürür dâim, yorulup durmaz,<br />

Zikrin söyleyip, dil zincirin açar olacak.<br />

Üryân olup, mâsivâdan geçip yürür,<br />

Mecnun gibi hayl ü hişden kaçıp yürür,<br />

Gönül kuşu Hazret’e doğru uçup yürür,<br />

Bu dünyânın lezzetinden geçer olacak.<br />

Öyle âşık çöller ara kılacak vatan,<br />

Vahşî benzeri yoldaşları karga, saksağan,<br />

Göçüverse, giysisinin yakası ona kefen.<br />

Hızır, İlyas hülle giysileri biçer olacak.<br />

Hızır, İlyas, gavslar gavsı selâm kılacak,<br />

İmâ kılıp, edeb ile alıp alacak,<br />

Gözün yumup, gerçek âşıklar şaşkın olacak,<br />

Cedel kılıp, ukbâ yönüne göçer olacak,<br />

Kul Hoca Ahmed İbrâhim’in oğludur,<br />

Hakk Rasulü Mustafa’nın bağlısıdır,<br />

Tâliblere söyleyen sözü bir nasihatıdır,<br />

Hikmet söyleyip, ahaliye saçar olacak.<br />

444


HİKMET - 232<br />

Söyleyim size, dostlarım, kimler gelip gidesi,<br />

Müslümanlar gönlünden mihribânlık gidesi.<br />

Müslümanız diyeler, haram-şüpheli yiyeler,<br />

Yemem diye hem inkâr eder, âhir zaman belgisi.<br />

Bir-birine bakmazlar, mihr-şefkat kılmazlar,<br />

Âhiretin vererek dünyâ malın algısı.<br />

Hakk’ı görüp uymazlar, haksız işi yaparlar,<br />

Hakk’ı söylese vururlar, dinsizlerin belgisi.<br />

Mü‘minim diye söylerler, oruç-namaz kılarlar,<br />

Fesâd işler yaparlar, münafıklar belgisi.<br />

Âlimler haram yerler, âlimlerden din gider,<br />

Zâlimler güçlü olur, mü‘minleri vurgusu.<br />

Hâkimler zâlim olur, mü‘minler malın alır<br />

Ölüp malları kalır, orada Allah’ım sorgusu.<br />

Şeriatı bilmezler, tarikatı okumazlar,<br />

Hakikate yetmezler, şeyhlik dâvâ kılgısı.<br />

Milleti mürid alırlar, âh ve figân kılırlar,<br />

Hayran olup kalırlar, lânetli Deccal bilgisi.<br />

445


Dünyâ malını sevme, dünyâyı çok yığma,<br />

Ölmezim diye söyleme, bütün âlem ölgüsü.<br />

Nefs eline düşmüşsün, ten semirtip yürürsün,<br />

Mahşer günü olunca Kahhâr kahr kılgısı.<br />

Kulluk kılmayıp ölürsen, kara yere girersen,<br />

Yalnız yatıp kalırsan, göze toprak dolgusu.<br />

Kul Hoca Ahmed vardır can, yürüme bakıp hayrân,<br />

Mevlâmdan dile iman, orada didâr görgüsü.<br />

HİKMET -233<br />

Allah diyen âriflerin görsem yüzün,<br />

Gece-gündüz dinmeden Allah desem işte.<br />

Allah diye âhirete varır olsa,<br />

Ben hem daimâ dinmeden Allah desem işte.<br />

Hangi kula Allah yâdı olsa yoldaş,<br />

Açılır gözü, yolun bulur, olmaz günâhkâr,<br />

Zâkir kuldan kaçar imiş gaflet, günâh,<br />

Râzı kılsa, günâhlardan yansam işte.<br />

Ten-cân ile bir ârifin görsem yüzünü,<br />

Hemrâh olup, canım ile desem yâdını,<br />

Allah diye talep kılsa Rabbisinden,<br />

âhil özüm, o ârifi görsem işte.<br />

446


Allah diyen âşık kullar buldu devlet,<br />

Bulur devlet, verse ona büyük himmet,<br />

Yârı eyler her işine Kâdir kudret,<br />

Uykusuz olup, o himmeti bulsam işte.<br />

Allah diyen âriflerin gözyaşını,<br />

Geri bırakmaz, Kâdir Melik’im her işini,<br />

Aydın kılır Kâdir Melik’im iç-dışını,<br />

Ben hem müdâm dinmeden Allah desem işte.<br />

Kul Hoca Ahmed, dinmeden müdâm Allah de,<br />

Âhiretin azâbından kaygı ye,<br />

Nefse dâima helal lokma nasip ver,<br />

Mü‘min ile sözleşerek ölsem işte.<br />

HİKMET - 234<br />

Didârını talep eyleyip, yola girsem,<br />

Mahşer günü didârını görür müyüm?<br />

Feryad edip, gözyaşımı saçsam,<br />

Can verirken didâr görüp ölür müyüm?<br />

Didârını arzu kılsan, ağlayıp yürü,<br />

Yüz bin türlü niyâz söyleyip, seherle kalk,<br />

Kıyâmetin şiddetinden mâtem kur,<br />

Mâtem kursam, didârını görür müyüm?<br />

447


İyilerin sohbetinde cefâ çeksem,<br />

Yaşım akıp, Hakk’a bakıp, gözüm diksem,<br />

Namaz okuyup, riyâzette dizim büksem,<br />

Ey mü‘minler, Hakk’a yakın olur muyum?<br />

Bu dünyâyı bize verdi tâat kıl diye,<br />

Hakk zikrini diye-diye âdet kıl diye,<br />

Zikrin söyleyip, şeytanı evinden kov diye,<br />

Kovabilsem, feyz ve fütuh alır mıyım?<br />

Geçti ömrüm ermân ile tâat kılmayıp,<br />

Hakk şevkinde tutuşup-yanıp, âdet kılmayıp,<br />

Can verirken Hakk Mustafa meded kılmayıp,<br />

Ölür vakitte iman ile varır mıyım?<br />

Meded kılsa, kul yolunda sâdık olur,<br />

Dünyâ tepip, yaşın saçıp, âşık olur,<br />

Ondan sonra dergâhına lâyık olur,<br />

Candan geçmeyip, ona lâyık olur muyum?<br />

Candan geçmeyip, işin bitmez kıyâmette,<br />

Hasret ile ağlayıp yürü nedâmette,<br />

Mağzı sarın kaynab durunca elâmette,<br />

Pîr-i muğân tarafına kaçsam kalar mıyım?<br />

Ömrüm yetip yetmiş yaşa güldüğüm yok,<br />

Hakk’tan özge işretleri bildiğim yok,<br />

Ağlamaktan özge işi kıldığım yok,<br />

Bunda ağlayıp, âhirette güler miyim?<br />

448


Toprak olmayıp Hakk vaslına yetip olmaz,<br />

Cömert olmayıp kıl köprüden geçip olmaz,<br />

Havz-ı Kevser şarâbından tadıp olmaz,<br />

Allah desem, o şarâbdan tadar mıyım?<br />

Vâh ne yazık, mahşer günü kâim olsa,<br />

Kahhâr Melik’im adli ile hâlim sorsa,<br />

Vâveyletâ, kula amel lâzım olsa,<br />

Ey dostlarım, ben hem halâs olur muyum?<br />

Kul Hoca Ahmed, yollar tehlikeli, menzil uzak,<br />

Âhirete diger olsam, hani hazırlık,<br />

Bineksiz yola girsen, menzil uzak,<br />

Azıksız olarak yola girsem varır mıyım?<br />

HİKMET -235<br />

“Fefirrû ilallah” diye âyet geldi,<br />

Yakam tutup, hazretine yanmayım mı?<br />

Gökten bana sayısız Burak indirdiler,<br />

“Bin!” dediler, ey yârânlar, binmeyim mi?<br />

Kengeş ile o Burak‘a bindirdiler,<br />

Tören ve saygıyla, tevazular getirdiler,<br />

Erenlerin karşısına kondurdular,<br />

Kondurdular, ey yârânlar, konmayım mı?<br />

449


Sayısız çakas gördüm orada, hayrân oldum,<br />

Bihamdillah, gedâ idim, sultan oldum,<br />

Rahmet bahri taşa verdi, üryân oldum,<br />

“Bat!” dediler, ey dostlar, batmayım mı?<br />

O deryâya daldım, acîb taşları var,<br />

Büyük-büyük azizlerin başları var,<br />

Başlar gördüm, gözlerinde yaşları var,<br />

“Sen hem yaşın dök!” dediler, dökmeyim mi?<br />

Ondan sonra bir makâma yetirdiler,<br />

Nefs ve hevâ ikisini öldürdüler,<br />

Ölmüş idim, dönüp baştan dirilttiler,<br />

“Diri yürüyüp öl!”, dediler, ölmeyim mi?<br />

O saatda Hakk Rasulü bana baktı,<br />

Selâm kıldım, heybet ile nazâr saldı,<br />

Ağlayıp durdum, rahmi gelip bahşiş verdi,<br />

“Söyle!” dediler, mü’minlere söylemeyim mi?<br />

Kul Hoca Ahmed, bu dünyâyı geçtin olacak,<br />

Fenâ-fillah makâmına yettin olacak,<br />

Marifetin deryâsına battın olacak,<br />

“Bat!” dediler, ey yârânlar, batmayım mı?<br />

450


HİKMET – 236<br />

Halvet girip, dostlarım, yâd edelim daimâ,<br />

Muhabbetin şarâbını içelim daimâ.<br />

Muhabbetin şarâbını hiç kimseye vermezler,<br />

Bağır kanın akıtıp, âşık içer daimâ.<br />

Muhabbetin şarâbını içen âşık nişânı,<br />

Çılgın olan bülbül gibi, figân kılır daimâ.<br />

Mürid ölü, pir gassâl, okuyup yürür hasbihâl,<br />

Göreyim deyip o cemâl, cevlân kılır daimâ.<br />

Müridlerin terbiyesi, günde yüz bin marifet,<br />

Özlerini kul gibi çoban kılır daimâ.<br />

Muhabbetin şarâbın ele alıp Muhammed,<br />

Zâkirlere sunarak sâkî olur daimâ.<br />

Halka kurup erenler, erre zikrine başlasa,<br />

O Zekeriyâ Peygamber hâzır olur daimâ.<br />

Ondan sonra Hakk nûrun zâkirlere saçarlar,<br />

Melekler saf tutup, erre başlar daimâ.<br />

Muhabbetin şarâbın içen Kul Hoca Ahmed,<br />

Arş üstünde konarak pervaz kılır daimâ.<br />

451


HİKMET -237<br />

Seher vaktinde dizini büküp, yaşını döküp,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Muhabbetin şevki ile derdini okuyup,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Dinmeden yürüyüp, gönül derdini sana söyler.<br />

Tevbe edip, nefsi incitip, sana döner,<br />

Hakk’a yakın dervişleri sana söyler,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Aşkın senin can ve gönlün arasında,<br />

Derd-gamına yürek-bağrım pâresinde,<br />

Ateşli aşkın evliyâlar arasında,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Aşkın seni candan geçip, iman örter,<br />

Onun için her gün yüz bin şevki artar,<br />

Gerçek âşıklar rahatı bırakıp, mihnet ister,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Tan atana kadar dinmeden ağlar, dâima uykusuz,<br />

O azize ihlâs kılıp, varın zinhâr,<br />

Dünyâ âhiret talak kılıp, diler didâr,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Gerçek âşıklar gizliden yanar, bilmez kişi,<br />

Gözlerinden dinmeden akar kanlı yaşı,<br />

Allah söyler cünbüş kılır içi dışı,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

452


Ey Kâdir, aşkın ateşi can yandırır,<br />

Âşıkların gâh öldürür, gâh diriltir,<br />

Aşk şiddeti tuğyân kılıp, nûr doldurur,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Allah aşkı yürek-bağrım pâre kıldı,<br />

Diri aşkın gizliden dikip, yâre kıldı,<br />

Kırlarda Mecnun ile meclsi kurdu,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Kâfir aşkın can ve dilim çılgın kıldı,<br />

Talep eyleyip, halk içinde rüsvâ kıldı,<br />

Mansûr gibi âlem bana kavga kıldı,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Bir katre mey tatmadıkça Hakk’ı bilmez,<br />

Derd ve hâlet değmedikçe, boy alamaz,<br />

Pîr-i muğân nazâr kılmayıp yola girmez,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

Kul Hoca Ahmed, gerçek âşıklar topraktan hor,<br />

Zâhirlerin her kim görse, kılacaklar ar,<br />

Kıyâmet gün Hakk önünde o itibar,<br />

Mahşer günü âşıkların sana ağlar.<br />

453


HİKMET- 238<br />

Marifet hâsıl kılır ârif olan,<br />

Âşıkların pazarından gelen kişi.<br />

Tâliblere hâdi olup yol gösteren,<br />

Uzak yerden haber alır gören kişi.<br />

Suretini görüp idim, ergeştim ben,<br />

Murad dileyip, elim yazıp, görüştüm ben,<br />

Âsân görüp, yoldan-yola kayboldum ben,<br />

Pinhan imiş sırdan haber alan kişi.<br />

Hangi kulun sırrı olsa Hakk’a ayân,<br />

Vasıtasız kılır onu şeyh-i zaman,<br />

Sohbetinden behre alır halk-ı cihân,<br />

Bilin onu, ölmeden önce ölen kişi.<br />

Er demeyin terk etmese dünyâsını,<br />

Şeyh olarak yığsa dünyâ iflasını,<br />

Koyup gider burada mülk ve eşyâsını,<br />

Rüsvâ olur kuru dâvâ kılan kişi.<br />

Mürid gerek kadem koysa hâlisim diye,<br />

Eri görüp, etek tutsa muhlisim diye,<br />

Tevbe kılsa ganîlikden müflisim diye,<br />

Şeyh o olur Hüdâsını bilen kişi.<br />

Ey dostlar, gece-gündüz olun uykusuz,<br />

Gözyaşına armağan eder, orada didâr,<br />

Kahrı gelse, arkasından rahmeti var,<br />

Bir gün görür tâlib olup yürüyen kişi.<br />

454


Kul Hoca Ahmed, dilin ile söyledin senâ,<br />

Kabul kılmaz, candan geçip olmayıp fenâ,<br />

Gözlerinden kan-yaş akıp, kılsan duâ,<br />

Öyle kıldı senden önce geçen kişi.<br />

HİKMET – 239<br />

Hakk Teâlâ kudret ile nazâr kıldı,<br />

Sevinçli olup Hakk tarafına yandım işte.<br />

Pîr-i muğân şefkat ile elimi tuttu,<br />

Dağlara çıkıp, ahaliden kaçtım işte.<br />

İsâ, Meryem dağlara çıkıp mekân kıldı,<br />

Nefsin tepip, giyah verip, cansız kıldı,<br />

Ondan sonra Hakk’ı arayıp figân kıldı,<br />

Hizmet kılıp, ben hem efgân kıldım işte.<br />

Âşıkların makâmları, büyük makâm,<br />

O makâmda âşıkları ağlar daimâ.<br />

Hakk önünde tarikatı kılıp tamam,<br />

Fermân oldu, ahuları indim işte.<br />

Muhabbetin deryâsından gevher derdim,<br />

Akşam, geceler başım ile kâim durdum,<br />

Bihamdillah, mihnet çekip, didâr gördüm,<br />

Allah deyip didârını gördüm işte.<br />

455


Akşam, geceler kâim duran, gecede başı,<br />

O gevherin aslını sorsan gözün yaşı,<br />

Ondan sonra âşıkların biter işi,<br />

Riyâzette solup-sızıp kaldım işte.<br />

Hakikatin deryâsından gevher aldım,<br />

Pîr-i kâmil mükemmile hizmet kıldım,<br />

Yoldan çıkan tâliblerini yola saldım,<br />

Tâliblere serdar olup yürüdüm işte.<br />

Pîr-i kâmil mükemmilin Hemedânî,<br />

Zâhir-bâtın azizlerin aziz hanı,<br />

İçi-dışı nûra dolan, incinin kaynağı,<br />

Yedi yaşda pirden pay aldım işte.<br />

Adlarını eğer söylesem, yanar dilim,<br />

Pîr-i kâmil mükemmilim sözü halim.<br />

Hem mürşidin, hem irşidin, can ve dilim,<br />

Öyle pirden cüdâ olup kaldım işte.<br />

Yedi deryâ, dokuz gökler tazim kıldı,<br />

Kulluk makâmı hâzır olup binsen dedi,<br />

Hakk Mustafa himmetin diye elimi aldı,<br />

Elim tutup bindirdiler, bindim işte.<br />

O deryânın diplerinde gevher gördüm,<br />

Bu ne sır diye erenlerden suâl sordum,<br />

“Hakk ikrâmı sana!” dedi, sevinip durdum,<br />

“Dalsan!” dedi, candan geçip, daldım işte.<br />

456


Dalıp bulup, gevher alıp çıktım dışa,<br />

Öz hâlime nazâr salsam, hâlim başa,<br />

Âlem doldu gözlerimden akan yaşa,<br />

Çakas gelip, konasın dedin, kondum işte.<br />

Ey dostlar, o çakasın beyanını,<br />

İyi dinleyin, ben söyleyim ayanını,<br />

Hoş ulular bilir onun mekânını,<br />

Lâ-mekânda Hakk buyurdu, bildim işte.<br />

O çakasın aslını sorsan illiyyinde,<br />

Hakk gizleyen has ulunun canı orada,<br />

Can cisminin bu sırlarını bilmek nerede,<br />

“Doyasın!” dedi, başımı tutup doydum işte.<br />

Hakikatten hikmet dedim, bilge hani?<br />

Kötü-iyi hâzır durur, bakıp ona,<br />

Hayvan kılmayıp, âdem kıldı Mevlâm seni,<br />

Her cefâya kanasın dedi, kandım işte.<br />

Ben Hakk’a tevazu kıldım, o hem kıldı,<br />

“Allah!” dedim, “Lebbeyk!” diye cevab verdi,<br />

Rahmet kapısını açıp, beni yola saldı,<br />

Servi benzeri dâim yeşerip ondum işte.<br />

Âşıkların gözü yaşlı, renkleri sarı,<br />

O sebebden Hakk’ı arayıp, dâim ağlar,<br />

Hakk yolunda bağrı pişip, göğsün dağlar,<br />

Dağın alıp, Hakk önünde oldum işte.<br />

457


Kul Hoca Ahmed, âlem gezip, bulmadım ehil,<br />

Allah deyip can vermez, bendelik sehil,<br />

Dervişlerin aslını sorsan, el-ayak şal,<br />

O sebebden özüm diri gömdüm işte.<br />

HİKMET – 240<br />

Tevbe edip, gâfil olmayın, mü‘min kullar,<br />

Tevbe üzere varsa, orada izzeti var.<br />

Armağan kılsa Hakk cemâlini mahşer günü,<br />

Cennet içinde yeyip tükenmez nimeti var.<br />

Gerçek gönülde namaz kıl, Hüdâ bilsin,<br />

Nefsi şeytan ben-benliği cüdâ kılsın,<br />

Tevbe edip, gözde yaşın revâ kılsın,<br />

Gözyaşını dökenlere rahmeti var.<br />

Yalancı âşık olup yürüme zinhâr,<br />

Yalan-âşık olanlardan Hüdâ bî-zâr,<br />

Yalancıya ümmet demez Seyyid ebrâr,<br />

Tanla varsa, dar lahidde hasreti var.<br />

“El-kezzâbu lâ ümmeti”, dedi Ahmed,<br />

Can ve gönülde salât söyleyip, ol ümmet,<br />

Yalancıya melekler söyler lânet,<br />

Cehennem içinde sert azap, vahşeti var.<br />

458


Cehennem üzerine çekilecektir sırat köprüsü,<br />

Yalan âşık olup yürüme orada ayıplı,<br />

Lutfeyleyip Hakk Teâlâ verecek necât,<br />

Lutfetmese, sert azap, vahşeti var.<br />

Çöllerin kumlarından çok günâhı,<br />

Günâhlarını bağışlayacak Hakk ilahi,<br />

İşte şu gün kâr kılmaz özür dileği,<br />

Korkup kalk, gece-gündüz heybeti var.<br />

Her kim Hakk’ın kulu olsa, Hakk’a yansın,<br />

Tevbe edip, hazretine yakın varsın,<br />

Huri kusur, gılman, vildân hâdim olsun,<br />

Türlü-türlü yemeklerin lezzeti var.<br />

Her kim bu gün tevbe kılmayıp, tanla kalkar,<br />

Olsa yahşi iş ona âfet uzar,<br />

Türlü-türlü meşakkati orada görür,<br />

Tahir olsa, iyi işin âfeti var.<br />

Bel bağlama kötü yola âşık isen,<br />

Rüsvâ olasın buradan kaçıp, orada varsan,<br />

Âsî kılmaz yığdığın malına bakıp görsen,<br />

Kötülerin öz cinsi ile sohbeti var.<br />

Âkil isen, akşam-sabah dinmeden ağla,<br />

Erenlerin yürüdüğü yolunu sorup anla,<br />

Tevekkülü Hakk’a kılıp, belin bağla,<br />

Yola giren erenlerin gayreti var.<br />

459


Âşık olsan, Bâyezîd gibi safâ ol,<br />

Pîr eşiğine yaslanarak edâ ol.<br />

İbrâhim gibi tahttan geçip, gedâ ol,<br />

Nasip kılsa, kulların devleti var.<br />

Fâsık, fâcir hevâ kılıp, yeri basmaz,<br />

Benlik ile iyileri göze iliştirmez,<br />

Nasihati kılsan, ona kulak koymaz,<br />

Fâsık olsa, Hakk’ın ona lâneti var.<br />

Hakk emrine boyun sunmayıp dâvâ kılınca,<br />

Mürşidim diye halklarara dükkân kurunca,<br />

Dünyâ içre hevâ kılıp, göğsünü açınca,<br />

Cehennem içinde yılan, çiyan acısı var.<br />

Fakîr olup, miskinliği âdet kılan,<br />

Gecelerde kâim olup tâat kılan,<br />

Kulu görse, kulu olup hizmet kılan,<br />

Tanla varsa, cennet içre işreti var.<br />

Kul Hoca Ahmed, bu hikmeti kime söyledin,<br />

Âşıkım diye, ahaliye okuyup-yaydın,<br />

Tesir kılmaz âlimlere yalan öğüdün,<br />

Hakk önünde tevbelinin devleti var.<br />

460


HİKMET- 241<br />

İlâhi, bâtıl işlerden bana ver pişmanlık,<br />

Sayısız suç ve isyânlar kanlı kılıp yüreğimi.<br />

Günâhımı yâdıma salsam, kemiklerimi parçalar,<br />

Cihanda hiç kimse var mı benim gibi suçlu ve isyânkâr?!<br />

Ya Rabbî, temiz Zâtın, eğer lutf etmesen nâgâh,<br />

Kabir darlık, yolun aydınlık, bütün işler pişmanlık.<br />

Dedin “Lâ taknetû...” rahmetinden ümidim çok,<br />

Kıyâmet tanı atınca, başıma salma şaşkınlık.<br />

Muhammed ümmeti kıldın, yolum şaşırtma, yâ Rab,<br />

Şefâatden mahrum kılıp, arada bırakma sersemlik.<br />

Hevâ-yı nefs ve cehlimden2 Azâzil daimâ sevinçli,<br />

Yolum eğri, özüm gâfil, yürüyüşüm hepsi şeytanlık.<br />

Müslüman oğluyum dedim, hani tâat-ibâdetin,<br />

Günâhdan özge hâsıl yok, hani dostlar, müslümanlık?!<br />

Elimde teşbih tanesi, gönülde tuzak ile tezvir,<br />

Namaz ve orucu dışlayıp, dilimde sade yalanlık?!<br />

Bu hâlet ile ben günâhkâr nasıl kulunum ey, yâ Rab,<br />

Huzur-ı gönülde tâat yok, gönül dâima perişanlık.<br />

Bu dünyâ malını yığdı, vefâsını görmedi bakın,<br />

Girip yer altına görün, cihândan gitti huzur.<br />

Cihan hazinesi vâle hoşdur Hüdâ yolunda sarf etsen,<br />

Fakîr ve çâresizlere ki, olsan hayırlı ve ihsânlı.<br />

Cihan bağın gülünü koparsan, olur her lahza pejmürde,<br />

İrem bağının gülünü koparsan, özüne yetti pâyânlık.<br />

461


Eğer sen bendelik kılsan, Hüdânı kahrından kork,<br />

Hüdânın kahrından korksan, varırsan orada îmanlı.<br />

Günâhım sayısını söylesem, çöllerin kumundan çok,<br />

Gülersin habersiz kahkahayla, nasıl utanmazca nâdânlık.<br />

Kıyâmet kâdısı sorsa, düşer başına yüz bin âh,<br />

Günâhım vehminden korkup, düşer cismime titreme.<br />

Bütün işler sana kolay, şaşkınlık bizlere zorluk,<br />

İlâhi, sen kerem ile yoluna sal kolaylıkla.<br />

Lahid içre varıp yatsam, nasıl olacak beni hâlim,<br />

Melekler sorup söyler nasıl insaf, insanlık.<br />

Hüdâ’dan nasibini yedin, hani tâatda olanın,<br />

Utanmaz habersiz âdem, alıp geldin mi hayvanlık?<br />

Kaldırıp gürzünü vurunca, kemikler paramparça olacak,<br />

Seni cehennem yönüne götürüp, kılırlar ateş hükmünü.<br />

Gaffâruz-zünub adı, olma Kul Hoca Ahmed gâfil,<br />

Görür şüphesiz cemâlini her zaman gözü giryânlı.<br />

HİKMET -242<br />

Ben habersiz günâh eyleyip, dinmeden yürüyüp,<br />

Ey dostlarım, Kâbe yönüne varsam derim<br />

Âşık olup, “Hû”-“Hû” diye Kâbe varsam,<br />

Can-gönül ile bakıp, ne görsem derim.<br />

462


Yâ İlâhi, niyet kılıp Kâbe varsam,<br />

Himmet ile belim bağlayıp dinmeyip yürüsem,<br />

Mübârek Evi eğer görsem,<br />

Başım koyup, yüzlerimi sürsem derim.<br />

Ümid odur, Rabbimden fermân olsa,<br />

Evliyâlar mededinden dermân olsa,<br />

Lânetli şeytan yoldan vurmayıp, sersem olsa,<br />

Bu niyetten muradıma yetsem derim.<br />

Sübhân Âzim sıfatını dile alsam,<br />

Ondan himmet asâsını ele alsam,<br />

Tevekkülün örtüsünü bele alsam,<br />

Uzak yola düşüp, şimdi yürüsem derim.<br />

Egerçendi Kâbe yolu yaman imiş,<br />

Evvel-âhir dağ ve deniz, divân imiş,<br />

Âhiretin faydası için ziyân imiş,<br />

Havâs ile o yollara girsem derim.<br />

Kâbe yönüne kanat çırpıp, kuş gibi uçsam,<br />

Hayal kılmayıp, yolda konmayıp varıp düşsem,<br />

Zemzem Suyu sularından eğer içsem,<br />

Heveslenenin muradını versem derim.<br />

Dergâhında kıldığım haccım kabul olsa,<br />

Evvel-âhir günâhlarım odun olsa,<br />

Lânetli şeytan onu görüp zebun olsa,<br />

Ondan geçip, Medine’ye varsam derim.<br />

463


Adı güzel Medinei Münevvere,<br />

Âlem içinde bütün velâyetten üstün,<br />

Seçip onu menzil kıldı Rasûl bize,<br />

Tâ ölmedikçe, ben hem orada olsam derim.<br />

Kul Hoca Ahmed söyler, hep Kâbe’ye varsam,<br />

Nice yıllar Medine’ye varıp dursam,<br />

Ömrüm dolup, kazâm yetip, eğer ölsem,<br />

Rasûlullah ayağında yatsam derim.<br />

HİKMET – 243<br />

Ey habersiz, Hakk yolunda ölmez misin?<br />

Riyâzeti sıkı çekip solmaz mısın?<br />

Kanlar yutup, aşk derdine yanmaz mısın?<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Kim zâkirdir, başlarına erre koysun,<br />

Zekeriyâ gibi Hakk’ı bulup, Hakk’ı sevsin,<br />

Allah için belin bağlayıp, candan geçsin,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Dili ile zikr edenler bulmaz sevab,<br />

Halka içre tâ olmasa bağrı kebab,<br />

Yalan âşık insafsızdır misli hubab,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

464


Kan ağla, gözyaşını tanık kılsın,<br />

Dergâhından hâcet dileyip, revâ kılsın,<br />

Gerçek dert ile hasta ol, devâ kılsın,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Gerçek dertlinin aslını sorsan, Allah derdi,<br />

Mahşer günü şâhid olacak sarı rengi 2,<br />

Bu meydanda baş vermeklik merdin merdi,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Zâkir olsan, zikrin söyleyip, kanın saç,<br />

Erenlere hizmet kılıp, bâtını aç,<br />

Muhabbetsiz ahaliden dâima kaç,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Yûsuf için Yâkub ağlayıp, edâ oldu,<br />

Ağlaya-ağlaya gözlerinden cüdâ oldu,<br />

Eyyûb sâbir kurt elinde fenâ oldu,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

İhlâs ile kim yastansa dergâhını,<br />

Şâhı çıkıp, o âkıbet görecek onu,<br />

Allah için candan geçen tâlib hani,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Aşksız âdem âdem değil, Hakk’tan haber,<br />

Nerede görsen, aşksızlara kılmayın selâm,<br />

Söz sözlese, bakıp ona kılmayın kelâm,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

465


Kul olsan, yer altına ağlayıp gir,<br />

Gece uykusunu haram kılıp, hâzır kalk,<br />

Lahid içine koyup çıksa, bir âh vur,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Ateşli âhın ruhları uykusuz kılsın,<br />

Bütün ruhlar elini açıp, duâ kılsın,<br />

Münker-Nekir senden kaçıp, şikâyetçi olsun,<br />

Burada ağlayıp âhirette gülmez misin?<br />

Kaçıp varsın Hakk Teâlâ penâhına,<br />

Zâri kılıp, dâd eylesin dergâhına,<br />

Duramadım âşıkların bir âhına,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Hakk Teâlâ sevip deyince has bendem o,<br />

Sen kabrine armağan götür cennetten tül,<br />

Haber ver, hâdim olsun yetmiş bin huri,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Münker-Nekir pervaz kılıp, cennete girince,<br />

Hamdü senâ dinmeden söyleyip, güller derince,<br />

Yürüyüp-koşup hûrilere haber verince,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Huri ve gılman Hakk önüne yığılıp gelecek,<br />

Kol kavuşturup, dergâhına tazim kılacak,<br />

Yer altına düşün, diye fermân alacak,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

466


Yer altında âşıkım var izzet eyle,<br />

Nimet verip, canın ile hürmet eyle,<br />

Baş-gözünü sevip-okşayıp, şefkat eyle,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Kevser Havuzu şarâbından mihmân eyle,<br />

“Tahûra”dan alıp verip, ihsân eyle,<br />

Hulkpar kılıp, özlerine canân eyle,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Fermânını mehkem tutup, çabucak uçacak,<br />

Vehmi ile dokuz gökler korkup uçacak,<br />

Huri ve gılman kabir içinde sevinip kucaklayacak,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Hakk Teâlâ bizi sana yoldaş kıldı,<br />

Âşıkım diye, senin ile sevdâ kıldı,<br />

Kudret ile dillerini söyler eyledi,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Huri ve gılman yığılıp varınca Hakk önüne,<br />

Hayran kaldım âşıkların her işine,<br />

Âlem doldu gözden akan kan yaşına,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Ağlamanın hasiyeti bu hasiyet,<br />

Gece-gündüz onu kıldım ben terbiyet,<br />

Kabir içinde yemek ve işret o âkıbet,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

467


Varıp söyle, çok ağlasın nedâmette,<br />

Didârımı gösteririm kıyâmette,<br />

Zayi bırakmam türlü-türlü melâmette,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Bu sözleri işitip, onlar bahtiyar olacak,<br />

Kefenlerin dar bar kılıp, üryân olacak,<br />

Sağda-solda yattıkları şâkir olacak,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

Kul Hoca Ahmed, ağlamaya hesabı var,<br />

Didârını cilve kılsa, Hakk Bir ve Var,<br />

Nasib eylese Ey İlâhim, Perverdigâr,<br />

Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?<br />

HİKMET – 244<br />

Gelin, dostlar, hikmetimden pay alın,<br />

Bismillah diye, beyân eyleyip, söyledim işte.<br />

Can ve gönülden Hakk yolunu sağlam tutup,<br />

Lânetli şeytan yollarından döndüm işte.<br />

“Tübû” okuyup, tevbe kıldı Mevlâm tanık,<br />

Nazar kılıp, Hakk derdime verdi devâ,<br />

Mal ve cân ve ev-barkdan geçsem revâ,<br />

Can ne olacak, imanımdan geçtim işte.<br />

468


Hakikatli maşuk için canım fedâ,<br />

Tâ ölene kadar mihnet çekip, oldum edâ,<br />

Pervâne gibi ahker olup, kul gibi fenâ,<br />

İnşaallah, Hakk nûruna battım işte.<br />

Ey yârânlar, derdim füzun, hâlim zebun,<br />

Canım yanmış, bağrım ölmüş, çıkmaz tütün,<br />

Dergâhına çok ağladım, baktı biçûn<br />

Bihamdillah, can bahşeden meyden tattım işte.<br />

Arzu kılan vahdet meyinden içemedim,<br />

Çoluk-çocuk, ev-barkdan geçemedim,<br />

Dünyâ tutup, Hakk tarafına yetemedim,<br />

Ey dostlarım, hasret ile gittim işte.<br />

Meyhâneye tâ girene kadar hiç uymadım,<br />

Tesbih, tehlili şevk için ben sevmedim,<br />

Aşkdan yüz bin belâ değdi, sabr eyledim,<br />

Sâbir olup, Hakk vaslına yettim işte.<br />

Ben anadan doğdum ise, güldüğüm yok,<br />

Bu dünyânın işretlerini bildiğim yok,<br />

Ömrüm içre asla hoşnud olduğum yok,<br />

Hakk’tan korkup, ağlaya-ağlaya geçtim işte.<br />

Zâhid olup, Hüdâ kokusu alamadım,<br />

Dünyâ âhiret arka tarafa salamadım,<br />

Tesbih içre aşkdan lezzet alamadım,<br />

Mescid girip, zâhid sıfat oldum işte.<br />

469


Aşk şarâbın Hakk içirdi, dolup-taştım,<br />

Bir fırsatta yüz bin türlü makâm aştım,<br />

Tesbih koyup, zünnâr takıp, Hakk’a kaçtım,<br />

“Lâ-Lâ” söyleyip, “İllallah”da buldum işte.<br />

Aşkın alıp, Rasûlullah tarafına vardım,<br />

Yaşım döküp, derdim söyleyip, göğsüm yardım,<br />

Feyz ve fütuh dola verdi — bahr anladım,<br />

Her gün yüz bin sırlar görüp yattım işte.<br />

Aşksızların aklı kotah, özü gâfil,<br />

Sûfîyim diye çok laf vurur, özü câhil,<br />

Hakk aşkından behre alan Hakk’a mâil,<br />

Canım ile aşk eteğin tuttum işte.<br />

Eşiğine başımı koyup, zâr ağladım,<br />

Çok melâmet başa düştü, bel bağladım,<br />

“Sâbir ol, bendem”, dedi, ben dinledim,<br />

İhlâs ile Hakk emrini tuttum işte.<br />

Muhabbetin şevki ile tutuşup-yandım,<br />

Heylu hişu el ve halktan kaçıp tandım,<br />

Yüz bin türlü cefâ değdi, boyun sundum,<br />

Goncabenzeri ciğer kanı oldum işte.<br />

Hoş ulunun astânesi Pîr-i muğân,<br />

Âyet içre haber verdi Kâdir, Mevlâm<br />

Pâk ve perhiz kılıp varsa, nûra dolan,<br />

Gaybden işitip, bu sözleri dedim işte.<br />

470


Feyz ve fütuh evvel hâfiz, sonra zâkir,<br />

Şartı odur, kanâatlı olsa sâbir,<br />

Yalanı yok, Allah hakkı, Hüdâ hâzır,<br />

Nidâ geldi, Hakk’tan işitip dedim işte.<br />

Kul Hoca Ahmed, evliyâ makâmı cennet,<br />

Deryâ-deryâ ihsân kılsa, kılmaz minnet,<br />

Tanla varsa, Hakk armağanı tâc ve devlet,<br />

İhsân için yüz bin özü sattım işte.<br />

HİKMET – 245<br />

Hakk Mustafa ümmetim diye ağlayıp geçti,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Bu dünyâdan yürek-bağrını dağlayıp geçti,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Gerçek ümmetini can ve gönülden sevdi<br />

Rasûl, Hakk Teâlâ duâsını kıldı kabul,<br />

Ümmet için Hakk önünde dâim melûl,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Ümmetliğin nişânıdır ağlamaklık,<br />

Can ve gönülde Hakk sözün dinlemeklik,<br />

Hakk Rasûl’den aşk sırrını dinlemeklik,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

471


Ağlamayım mı, ağlamayım mı yolda kaldım,<br />

Yolsuz yolu ukbasından harıb taldım,<br />

Muhabbetin asâsını ele aldım,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Hakk Teâlâ “yuhibbuhum” dedi bize,<br />

“Ve yuhibbunehu” beyanıdır bizden O’na,<br />

Muradillah muhabbetdir bize ona,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Ağlamakdır bu âlemde can rahatı,<br />

Ruh-ı revân, iman-İslam selâbeti,<br />

Muhabbetin şarâbının halâveti,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Ağlayanlar Hakk cemâlini görür imiş,<br />

Gözyaşına sekiz cennet verir imiş,<br />

Hakk Mustafa ağlayanı sever imiş,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Âdem Safî bu dünyâdan ağlayıp geçti,<br />

Şit ve İdris bu âlemde mâtem tuttu,<br />

Nuh-ı Nebî ağlaya-ağlaya kanlar yuttu,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Hiç peygamber bu dünyâda güldüğü yok,<br />

Ağlamaktan başka işi bildiği yok,<br />

Muhabbetten özge metâ aldığı yok,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

472


Âşıkların berg-i sebzi, aziz başı,<br />

Âbidlerin tuhfesidir gözün yaşı,<br />

Zâhidlerin tuhfesidir kılan işi,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Hakk Mustafa o şu gecesi mi’raca vardı,<br />

Rabbinin didârını orada gördü,<br />

Yüz bin soru Rabbinden ağlayıp sordu,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Gözyaşını Hüdâ özü kabul kıldı,<br />

Yüz bin âsî, ümmetlerini dileyip aldı,<br />

Değme bilge bu sırlardan hayrân kaldı,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

Kul Hoca Ahmed, ağlamayım mı menzil uzak,<br />

Yolsuz yola girdim ise, yoktur hazırlık,<br />

Ey dostlar, gözyaşıdır oraya hazırlık,<br />

Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?<br />

HİKMET-246<br />

Karanlık şehristandan dağlar aşıp,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

Muhabbetin deryâsı gibi kaynayıp taşıp,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

473


Şeriatın şerbetinden doyasıya içip,<br />

Tarikatta seyran kılıp, özden geçip,<br />

Hakikatda “Hû”-“Hû” diye candan geçip,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

Dünyâ için bu dünyâya geldiğim yok,<br />

Ukbâ için tarikata girdiğim yok,<br />

Hakk’tan özge sevdâları bildiğim yok,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

Şeriatın ahkâmına amel kılıp,<br />

Tarikatın terki için cedel kılıp,<br />

Hakikatte ölmekliği vâcib bilip,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

Mücahede makâmında can incitip,<br />

Muhabbetin meydanında baş oynatıp,<br />

Garîblikte zehir-zakkum çok çiğneyip,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

Hakk Teâlâ nasip kılsa cemâlini,<br />

Kulluk içre görüp Hakk’ın kemâlini,<br />

Haram koyup, alıp Hakk’ın helalini,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

Aşk sevdâsı başa düştü, hayrân oldum,<br />

Bu sevdâdan tutuşup-yanmayıp biryan oldum,<br />

Biryan olup, Hakk önünde sultan oldum,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

474


Otuz üç bin şeriatta seyran olup,<br />

Otuz üç bin tarikatta tayran olup,<br />

Otuz üç bin hakikatta hayrân olup,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

Muhabbetin deryâsına dalıp girip,<br />

Şuursuz olup, o deryâdan gevher derip,<br />

Muradına göre âşıklara ondan verip,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

Muhabbetin derdi değdi, edâ oldum,<br />

Devâ arayıp, eşiklerde gedâ oldum,<br />

Gedâ olup, fenâ içre fenâ oldum,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

Kul Hoca Ahmed, kul olarak giryân oldum,<br />

İki âlem varlığından üryân oldum,<br />

Kulluk içre kulluk kılıp, sultan oldum,<br />

Bu dünyâya didâr için geldim, dostlar!<br />

HİKMET- 247<br />

Gece-gün senin ayrılığında ben hayrân olup,<br />

Şevk ateşine bağrım yanar biryân olup,<br />

Kanlar akar gözlerimden giryân olup,<br />

Ey İlâhım, nasıl seni bulurum ha?<br />

475


Zâhidler gibi mescid içre namaz kılayım,<br />

Mollalar gibi her yana bakıp, kitap açayım,<br />

Âşıklar gibi sana canım fedâ kılayım,<br />

Yâ İlâhım, nasıl seni bulurum ha?<br />

Kimi görsem, Hızır bilip, elin alayım,<br />

Kulu görsem, kulu olup mâna sorayım,<br />

Her dergâha mürid olup murad dileyim,<br />

Yâ İlâhım, nasıl seni bulurum ha?<br />

Rabia gibi Kâbe varayım yumalanıb,<br />

Batha kumunu gözlerime sürme kılıp,<br />

Evden çıkıp, feryâd vurup, yola girip,<br />

Yâ İlâhım, nasıl seni bulurum ha?<br />

Mezarlardan istiânet dileyip yürüyüp,<br />

Pazârlardan yaşlı ve genç elini tutup,<br />

Misâfir ve mücavirden1 suâl sorup,<br />

Yâ İlâhım, nasıl seni bulurum ha?<br />

Kul Hoca Ahmed’in işidir söz ve güdaz,<br />

Orada yoktur sana lâyık oruç-namaz,<br />

Sermâyesi bu yol içre acz ve niyâz,<br />

Yâ İlâhım, nasıl seni bulurum ha?<br />

476


HİKMET – 248<br />

Canân, vaslın deryâsının pâk gevherin,<br />

Dalgıç olur can denizinden geçebilse.<br />

Görür ilki sedef içre o gevherin,<br />

Gözün gaflet uykusundan açabilse.<br />

Hakikatin yollarının engeli çok,<br />

O yolları görmeyip-bilmeyip yürüyüp olmaz,<br />

Yürüyen yeter o ukbaya himmet tutup,<br />

Menzillerini bilip onu sarabilse.<br />

Can bülbülü uçmak ister bostan gezip,<br />

Gül şevkinde muhabbetin kadehin içip,<br />

Şöyle-böyle eteğini kesip,<br />

Cennet güzel, onun tarafına uçabilse.<br />

Derd ve hâlet peydâ kılan aşklı olur,<br />

Coşku-çırpınış hâsıl eden coşkulu olur,<br />

Şevk şarâbın içen âşık şevkli olur,<br />

O şarâb gibi şarâb olmaz içebilse.<br />

Musâ gibi bu yolların rehberi var,<br />

Tâlibe kim bu işlerden haberi var,<br />

Azdırıcı Sâmirî gibi sihirbaz var,<br />

Ârif olur işte bulanları seçebilse.<br />

Kıyâmetin endişesini söylemeyecekti,<br />

Kul Hoca Ahmed canı ile kucaklayabilse.<br />

477


HİKMET – 249<br />

Kurban bayramı ayı geldi, gelin, dostlar,<br />

Zâhir-bâtın aydın kılıp cemâl görün.<br />

İtikafda samimi durup, nefsi vurup,<br />

Can ve gönlü bir denk kılıp cemâl görün.<br />

Nefsi vurup, dil kalesini boş bırakın,<br />

Allah desen, gâib koşar avâzını,<br />

Habersizler bilmez sözü bu fehmini,<br />

Can ve gönlü ihsân kılıp, cemâl görün.<br />

Nefsi vurup, dil kalesine versen huzur,<br />

Huzur versen, sen yürürsün, orada rahat,<br />

Mahşer günü mürşidin bakar sana mutlu,<br />

Burada ağlayıp, orada varıp cemâl görün.<br />

Nefsi vurup, din kalesini binâ versen,<br />

Kanlar yutup tevbe kılsan, geçer günâh,<br />

Elin açıp, âmin desen, geçer İlah,<br />

Az gönül evini tevbe edip, cemâl görün.<br />

Tevbe kılsan nasıl güzel, tevbe eyle,<br />

Ondan sonra Hakk rahmetin söyleyip gör,<br />

Cehâlette ömrün geçti, insaf eyle,<br />

Hakk’tan korkup, insaf kılıp, cemâl görün.<br />

Hayvan kılmayıp, âdem kıldı korkmak için,<br />

Kıyâmetin şiddetinden ürkmek için,<br />

Hakk’tan korkup, gözyaşını dökmek için,<br />

Vâh ne yazık, figân edip, cemâl görün.<br />

478


Ey heveskâr, âşık olsan, candan geç,<br />

Gece uykusunu haram kılıp, yaşını saç,<br />

Ondan sonra şevk şarâbını doyası iç,<br />

Canı incitip, canân olup, cemâl görün.<br />

Nice söylesem, işitmezsin, ey habersiz,<br />

Câhillere lâyık çeksin ciğer kanı,<br />

Söz aslını bilenlere inci ve cevher,<br />

Cevher bulup, figân kılıp, cemâl görün.<br />

Kul Hoca Ahmed, tevbe giysisini giymek gerek,<br />

Hakk’tan korkup, kötü nefsi bırakmak gerek,<br />

Halktan kaçıp, yalnız Hakk’ı sevmek gerek,<br />

Aslın toprak, sudan olup, cemâl görün.<br />

HİKMET – 250<br />

On sekiz bin âlemi Hakk yarattı,<br />

O Muhammed Habîbullah Rasûl için.<br />

Bil, nûrundan ay ve güneşi Hakk yarattı,<br />

O Muhammed Habîbullah Rasûl için.<br />

Sekiz uçmak firdevs adlı cennetleri,<br />

Yenip tükenmez asla orada nimetleri,<br />

Hûriler giyer yetmiş türlü hil’atleri,<br />

O Muhammed Habîbullah Rasûl için.<br />

479


Cennet içinde huri ve gılman feryâd kılır,<br />

Var ey Hüdâ, Rasûl dostun ne zaman gelir?<br />

Cümle, Rasûl cemâline müştâktır,<br />

O Muhammed Habîbullah Rasûl için.<br />

Rasûl o dem arasat gün hayrân kalınca,<br />

Nergis gözü yaşa dolup, giryân olunca,<br />

Duâ ile münacâta meşgul olunca,<br />

O Muhammed Habîbullah Rasûl için.<br />

Hakk’tan nidâ gelir o dem: “Dostum Rasûl,<br />

Ümmetlerin kaygısından olma melûl,<br />

Ey dostum, münacâtını kıldım kabul”,<br />

O Muhammed Habîbullah Rasûl için.<br />

Ondan sonra Rasûl sevinçli olasıdır,<br />

Sevinçli olup, cennet tarafına yürüyesidir,<br />

Ümmetleri ile beraber cennet giresidir,<br />

O Muhammed Habîbullah Rasûl için.<br />

Cennet içinde yüz bin Burak, öncü çıkacak,<br />

Vâdedilen o Burak’a Rasûl binecek,<br />

Ümmetlerin kaygısından gönlü dinecek,<br />

Yüz bin Burak Hakk yarattı Rasûl için.<br />

Ondan sonra Hakk gösterecek orada nûrunu,<br />

Kaldırmazlar Hakk nûrundan iki gözünü,<br />

İman götüren kullar görecek Hakk’ın yüzünü,<br />

Dost-dostunun cemalini görmek için.<br />

480


Cemâl arzu kılar olsan, tâat eyle,<br />

Tâatını dâima, hep âdet eyle,<br />

Gece-gündüz çok ağlayarak feryâd eyle,<br />

Gözü verdi Allah Azîm gözyaşı için.<br />

Kul Hoca Ahmed işte bu sözü dedi halka,<br />

İmansız kul cemâl görmez, vallahi asla,<br />

Hakk cemalini göreceğiz inşaallah,<br />

İman verdi bize cemâl görmek için.<br />

HİKMET-251<br />

Ey habersiz, bu dünyânın vefâsı yok,<br />

Âhirete yanmaz mısın ey zâlim?<br />

Hakk emrini tutmayıp burada güç kılarsın,<br />

Bir Allah’tan korkmaz mısın ey zâlim?<br />

Kıyâmet gün Allah’ım özü hâkim olacak,<br />

Güç gösterenlerin tümünden öcünü alacak,<br />

Cennetlik-cehennemlik hepsini soracak,<br />

Öleceğim diye sanmaz mısın ey zâlim?<br />

Ölüp varsan, kabre malın ele girmez,<br />

Mal acısını görürsün, şüphe değil,<br />

Aş versen, haram olsa, fayda olmaz,<br />

Kabirde yalnız yatmaz mısın ey zâlim?<br />

481


Karanlık kabrin ara, zorluk olası,<br />

Yemişlerin ağu-irin, kan olası,<br />

Yılan, çıyan ateşi sana giysi kılası,<br />

İşitip, ibret almaz mısın ey zâlim?<br />

Burada ibret almayıp, kabirde ibret alasın,<br />

Girince ateşli sorgucu, onu göresin,<br />

Kurtulmaya yer bulamayıp mahzun olasın,<br />

Yanar ateşten korkmaz mısın ey zâlim?<br />

Kabre girer cehennem ateşi heybet ile,<br />

Korkmayan, korkacak orada ibret ile,<br />

Fayda olmaz o şu günü hasret ile,<br />

Tevbe edip yanmaz mısın ey zâlim?<br />

Kul Hoca Ahmed’i affeyle Gaffâr, Tevvâb,<br />

Zâlimlere tevfik verince Azîm Vehhâb,<br />

“Zidnâhüm azâben fevka’l-azâb”,<br />

Bu âyeti bilmez misin ey zâlim?<br />

HİKMET-252<br />

Ey âşıklar, salât söyleyin, ben söyleyeyim,<br />

O Mustafa iki cihân sultanını.<br />

Ey ümmetler, hoş dinleyiniz, Hakk Rasulü,<br />

Sahâbeler gören düşün beyanını.<br />

482


Bir gün Rasûl âhir demde ağırlaşıp yattı,<br />

Ecel kuşu o şu günde yakın yetti,<br />

Ebû Bekr çok ağlayıp özden gitti,<br />

Söyleyiverdi ne ki, düşte gördüğünü.<br />

Dedi: gözüm nûru idin, can rahatı,<br />

Sahâbeler desteği, hem kuvveti,<br />

Hasan-Hüseyin, Fâtıma’nın hem devleti,<br />

İyi söyleyin zayıf kulun gördüğünü.<br />

Görürüm ki, büyük sarık var başımda,<br />

Ahali dururdu çok karşımda,<br />

Kayboldu o sarık bu başımda,<br />

Bilmeyip kaldım nasıl ayrı olduğunu.<br />

Rasûl dedi: o sarık, hürmet olacak,<br />

Başınızdan gider devlet Ahmed alacak,<br />

Benden sonra sizlere çok zahmet olacak,<br />

Ebû Bekir kıldı orada figânını.<br />

İşte bu hâlde arslan Ömer geldi yetip,<br />

Gözlerinden kan yaş akıp, yaka yırtıp,<br />

Hakk habîbin ayağını kucakladı öpüp,<br />

O hem geldi dedi, nedir ki gördüğünü.<br />

Yüzüğünüzü koymuştum ben elime,<br />

Çok yârânlar hizmette idi o şu demde,<br />

O şu yüzük kayboldu o şu yerde,<br />

Bilmeyip kaldım nasıl ayrı olduğunu.<br />

483


Rasûl dedi: o şu yüzük garîbtir,<br />

Kaybolan yüzüğünüz Ahmed’dir,<br />

Aranızda bu Muhammed rahmettir,<br />

Hâzır dostlar kıldı orada figânını.<br />

Bu durumda yetip geldi, görün, Osman,<br />

Öz düşünden özü korkup, ağlamaklı,<br />

İçi dışı Rasûl için yanmış,<br />

Sordu Rasûl neden ağlamaklı olduğunu.<br />

Dedi Osman: dayanağım, sevdiğim,<br />

Düş görmüşüm, abdest alıp, Mushaf açtım,<br />

Okuyayım, dedim, harf âyeti yazılıp kaçtı,<br />

Tabir edin zayıf kulun gördüğünü.<br />

Rasûl dedi: ben fakîri affediniz,<br />

Mushaf benzeri kandil idim söndüreceğiniz,<br />

Benden sonra rahatlığı yitireceksiniz,<br />

Aziz tutun şimdi kalan evladımı.<br />

İşte bu demde feryâd vurup Ali yetdi,<br />

Cerahatli gönüllere mızrak değdi,<br />

Rasûlullah ayağını göze sürdü,<br />

Rasûl sordu onun ağlamaklı olduğunu.<br />

Ali dedi: Gazâ içinde hazırlıklı idim,<br />

Kâfirlere taş demir gibi karşı durdum,<br />

Var boyumdan zırhım ayrı oldu gördüm,<br />

Söyleyiverdi şaşkın olup kaldığını.<br />

484


Rasûl dedi: bu Muhammed zırhı alınca,<br />

Bu günlerde uzak düşüp, ayrı olunca,<br />

Düşmanlara yüzleriniz sarı olunca,<br />

Bu gam ile yer yutuyor arslanını.<br />

Bu durumda Fâtıma-ı Zehrâ girip geldi,<br />

Babam diye ağlayıp, gözü yaşa doldu,<br />

“Bin oğuldan üstün” dediği kızı geldi,<br />

Çok ağlattı her kim hâzır durduğunu.<br />

Dedi: benim dünyâ-ukbâ sevdiğim,<br />

Fedâ olsun, ey baba, size canım,<br />

Düş görmüşüm, tozup gitti giysilerim,<br />

Nasıl olur işte bu düşün dermânını?<br />

Rasûl dedi: Ciğerbendim, göresin mihnet,<br />

Firkat ateşi ile bağrın olur zahmet,<br />

Ben gittikten sonra çok çekersin dağ ve hasret,<br />

Şimdi gör izzet ile varacağını.<br />

Şehzâdeler geldi orada ağlamaklı olup,<br />

Gözlerinin kadehi yaşla dolup,<br />

Yüzünün rengi hazân benzeri, solup,<br />

Rasûl sordu yüzlerinin solduğunu.<br />

Dediler kim: iki cihân dayanağı,<br />

Dünyâ, ukbâ ümmetlerin inandığı,<br />

Hasan, Hüseyn sahâbeler güvendiği,<br />

Ağzı varmayıp dedi ne kim gördüğünü.<br />

485


Büyük babam oturdular taht üstünde,<br />

O şu tahtı aşırdılar Arş üstünde,<br />

Feryâd edip ağlamakta idik biz altında,<br />

Bundandır yüzlerimizin solduğu.<br />

Rasûl dedi: tabut tahtını getireler,<br />

O Sidretul-müntehâya yetireler,<br />

Beni alıp melekler götüreler,<br />

Hasan-Hüseyn kıldı orada figânını.<br />

Otuz üç bin sahâbeler oldu giryân,<br />

Yürek-bağrı ateşe yanıp, oldu biryân,<br />

Aîşe, Fâtıma çok kıldı nâlân,<br />

Bilip Rasûl sefer kılır olduğunu.<br />

Tâkatsiz olup Fâtıma çok ağladı,<br />

Dostlarının yüreğini çok dağladı,<br />

Azarlayıp Rasûl kulağına bir söz dedi,<br />

Vâde verip sevindirdi kızcağızını.<br />

Vâde budur, gözüm nûru, ey aydınlığım,<br />

Sabreyle, altı aydır bu ayrılığım,<br />

Ondan sonra gelesin bana, ey gönlümün bağı,<br />

Seyr ederiz orada Hakk’ın bostanını.<br />

Götürdü ölüm Âdem, Musâ Kelim’ini,<br />

Nuhi Nebî, İbrâhim gibi Halil’ini,<br />

Hepimizin aydınlığı o Habîbini,<br />

Ey yârânlar, kaygısı yok kaldığını.<br />

486


Ey yârânlar, Mustafa’yı çok yâd edin,<br />

Adı çıksa, salât söyleyip, feryâd edin,<br />

Cehennemden özünüzü azâd edin,<br />

Mevlâm sever er kulunun ağlayışını.<br />

Bil şekerden tatlıdır dostun sözü,<br />

Dostun sözü edilse, ağlar dostun gözü,<br />

Kul Hoca Ahmed, Allah’ım kılınca iman nasibi,<br />

Er o olur, götürse oraya imanını.<br />

487


مناجات ايلدي مسكني خواجه امحد<br />

اهلي قيل مهه بنده نك ين رمحت<br />

غريب امحد سوزي هرکيز قورمياس<br />

اكر يري آستيغه کريسه چوروماس<br />

ينه منسوخ بولوب اول خوار بوملاس<br />

اوقوغان بنده الر بيمار بوملاس<br />

اوقوغانغه قيلور مني انده شفقت<br />

قيامت كونيده قيلغوم شفاعت<br />

خدامي قيلسه انعام مينكا جنّت<br />

اوقوغان ين قيلور مني مني شفاعت<br />

تيالکي هر نه بولسه تنکري بريكاي<br />

حمبت شوقي ين کوکسيکا سالكاي<br />

مجالني کورساتيب پروردکارمي<br />

اوزين يوليغه سالسون بري و بارمي<br />

خدامي ايالسون حمشرده خُرّم<br />

قيامت كون اريغ ذايت غه حمرم<br />

دعاغه ياري بريسه هر مسلمان<br />

اوالر وقتيده ايلتكاي نور اميان<br />

ميين حكمت الرمي عاملغه تولغان<br />

اشتماي هر كيم اولسه قيلغاي ارمان<br />

Münâcât eyledi Kul Hoca Ahmed;<br />

Allah’ım eyle kuluna rahmet<br />

Garîp Ahmed sözü aslâ eskimez;<br />

Eğer yer altına girse, çürümez.<br />

Yine mensûh olup o hâr olmaz;<br />

Okuyan bağlılar hasta olmaz.<br />

Okuyana eylerim orada şefkat;<br />

Kıyâmette eyleyim şefâat<br />

Allah’ım eylese nasîp bana cennet,<br />

Okuyanlara eylerim şefâat.<br />

Dileği her ne olsa Tanrı vere;<br />

Muhabbet şevkini gönlüne koya.<br />

Cemâlini gösterip Perverdigâr’ım,<br />

Kendi yoluna koysun Bir ve Var’ım.<br />

Allah’ım eylesin mahşerde sevinçli<br />

Kıyâmet günü temiz Zâtına sırdaş<br />

Duâya katılıverse her Müslümân,<br />

Ölür vaktinde götürür imân nûru<br />

Benim hikmetlerim âleme dolan;<br />

İşitmeden her kim ölse, eyler arzû<br />

488


ميين حكمت الرمي دردليككا درمان<br />

کيشي بوي ايلتمسه اول يولده قالغان<br />

ميين حكمت الرمي عاملده داستان<br />

روحوم کيلسه قيلور صحبت ين بوستان<br />

ميين حكمت الرمي كان حديث دور<br />

كيشي بوي ايلتمسه بيلكيل خبيث دور<br />

ميين حكمت الرمي طالب ين رزقي<br />

اكر چنديكه بولسه جرم و فسقي<br />

ميين حكمت الرمي فرمان سبحان<br />

اوقوب بيلسنك مهه معينء قرآن<br />

ميين حكمت الرمي عاملده سلطان<br />

قيلور بري حلظه ده چول ين كلستان<br />

ميين حكمت الرمي شوق حمبت<br />

كوزيين ياشيغه قيلغاي طهارت<br />

منازيغه رسول هللا امامي<br />

اين قومي مالئك الر متامي<br />

شكسته ليك بيله قيلغان منازي<br />

قبول بولغاي اين حقه نيازي<br />

ميين حكمت الرمي عاشق غه ايتينك<br />

ديل آينه ديك صادق غه ايتينك<br />

Benim hikmetlerim dertliye dermân;<br />

Kişi pay götürmese, o yolda kalan.<br />

Benim hikmetlerim âlemde destân;<br />

Rûhum gelse, eyler sohbeti bostân.<br />

Benim hikmetlerim hadîs hazînesidir<br />

Kişi pay götürmese, bil habistir.<br />

Benim hikmetlerim talîbin rızkı<br />

Eğer binlerce olsa cürmü, fikri<br />

Benim hikmetlerim Sübhân’ın fermânı<br />

Okuyup bilsen, hepsi Kurân’ın anlamı<br />

Benim hikmetlerim âlemde sultân;<br />

Eyler bir anda çölü gül bahçesi<br />

Benim hikmetlerim muhabbetin şevki<br />

Gözünün yaşına eyleye tahâret<br />

Namazına Resûlullah imamı;<br />

Onun soyu melekler tamâmı.<br />

Kırılmışlık ile kıldığı namâzı,<br />

Kabûl olur onun Hakk’a niyâzı.<br />

Benim hikmetlerimi âşıka söyleyin<br />

Gönlü ayna gibi sâdıka söyleyin,<br />

489


مهه کور و کر و باطين گذاف<br />

متام اقليم ين کيزدمي تامبادمي صاف<br />

ميين حكمت الرمي صراف کا ايتينك<br />

خداي باکرم وهّاب کا ايتينك<br />

عدالت پادشاه بر آيت صادق<br />

قيلور بري حلظه ده وصلي غه اليق<br />

ميين حكمت الرمي نادادن ايشتماس<br />

ديل کونكلي قارا پندمي ين آملاس<br />

خطي دين بيخرب هللا غه منكر<br />

ادب سيز يب ادب دنياده يب پري<br />

خطي ين بتسه هر كيم نثر بتسون<br />

ويل نثري بتيب مقصودغه ييتسون<br />

ديين امياين يوق اسالمي ويران<br />

قيامت تانكي آتسه يولده قالغان<br />

پري كامل ين كورماي شيخ صنعان<br />

خدا قيلماس قبول اوقوسه قرآن<br />

اوزيين شيخ آلور كولباري حايل<br />

يكرمه بيش كا ييتماي آين عايل<br />

نصيحت الر قيلور پري و جوان ين<br />

اوزي فهم ايتمايني خيشي ميان ين<br />

Tamamı kör, sağır, bâtını boş;<br />

Bütün iklîmi gezdim, bulmadım sâf.<br />

Benim hikmetimi sarrâfa söyleyin;<br />

Allah’ım, Kerem sâhibi Vehhâba söyleyin.<br />

Adâlet pâdişâhı, bir adı sâdık;<br />

Eyler bir anda vaslına lâyık.<br />

Benim hikmetlerimi câhil işitmez;<br />

Gönlü-kalbi kara, öğüdümü almaz<br />

Hatâdan habersiz; Allah’a inkarcı<br />

Edepsiz, hayâsız, dünyada pirsiz.<br />

Yazısını yazsa her kim, nesîr yazsın;<br />

Nesîrle yazarak maksada yetsin.<br />

Dini, imânı yok, İslâmı vîrân;<br />

Kıyâmet tanı atsa, yolda kalan.<br />

Pir-i kâmil’i görmeden Şeyh-i San’ân,<br />

Allah eylemez kabûl, okusa Kur’ân.<br />

Kendini şeyh sanır, torbası boştur;<br />

Yirmi beşe yetmeden onun yaşı<br />

Nasîhatlar eyler yaşlı ve gence;<br />

Kendisi ayırd etmeden iyi-kötüyü<br />

490


آالرين سوزالري ضال مضل دور<br />

شريعت اهلي بو ايلدين خجل دور<br />

اينانسونديب موين بري نيچه يب عقل<br />

قيلورالر اولياالردين موين نقل<br />

قويوب دامني گذركاه الرغه يب پري<br />

تيلي مكر و حيله قيلغاين تزوير<br />

اين مكري ايرور شيطاندين اعال<br />

قوپار يوزي قرا حمشرده تانكال<br />

االرين كورمنكيز يوزيين هرکيز<br />

انينكديك لعنت دين ايالنك پرهيز<br />

زباين حال ايله اعمي ين ايتيم<br />

حقيقت سوز بيله جاهل ين سوكتيم<br />

اکر عامل بولسه جانيم تصدق<br />

در و گوهر سوزوم ين ايشيتيب اوق<br />

در و گوهر سوزين عاملغه ساچسه<br />

اوقوب اوقوسه کالم حقين آچسه<br />

اوشال عامل غه جان قربان قيلورمني<br />

متامي خامنان احسان قيلورمني<br />

قاين عامل قاين عامل ياران الر<br />

خدادين سوزالسه سيز جان بريينك الر<br />

Onların sözleri zâlimi saldır<br />

Şerîat ehli bu gibilerden utanır<br />

İnansın diye bunu bir nice akılsız<br />

Eylerler velîlerden bunu nakil<br />

Koyup tuzağını geçitlere pîrsiz<br />

Dili yalan ve hile, yaptığı tezvîr.<br />

Onun hilesi olur şeytândan üstün<br />

Kalkar yüzü kara mahşerde tanla.<br />

Onların görmeyin yüzünü aslâ<br />

Onun gibi lânetliden eyleyin perhiz<br />

Hâl dili ile ben görmezi söyledim<br />

Hakîkat söz ile cahili çekiştirdim.<br />

Eğer ölüm olsa, cânım sadaka<br />

İnci ve cevher sözümü işitip anla<br />

Inci ve cevher sözünü âleme saçsa,<br />

Okuyup anlasa, Hakk’ın kelâmı’nı açsa,<br />

O âlime cân kurbân eylerim;<br />

Bütün ev-barkımı ihsân kılarım.<br />

Hani alîm, hani amel işleyen dostlar?<br />

Allah’dan söz etse, siz cân veriniz.<br />

491


چني عامل يستوقني تاشدين يارايت<br />

نيمه اوقدي آن عامل غه ايت<br />

اوزيين بيلدي ايرسه حقين بيلدي<br />

خدادين قورقت و انصاف غه كيلدي<br />

ميين حكمت الرمي دانا ايشيتسون<br />

سوزوم داستان قيليب مقصدغه ييتسون<br />

ميين حكمت الرمي فعلي و قويل<br />

ديل كونكليده بولسه ذکر مويل<br />

ميين حكمت الرمي بري پري کامل<br />

قاياو بنده خداغه بولسه مايل<br />

ميين حكمت الرمي خوبالرغه ايتينك<br />

دعا تكبري قيليب رمحت کا باتينك<br />

ميين حكمت الرمي پري زبردست<br />

ايشيتكانالر بولور بيهوش سرمست<br />

ترييك بولسه جهانده خوار بوملاس<br />

اوقوغان بنده الر بيمار بوملاس<br />

قيامتده انكا هادي بولورمني<br />

اکر دردليك بولسه دارو بولورمني<br />

اكر يوز ييل عمر کورسه قرمياس<br />

اكر يري آستيکه كريسه چوروماس<br />

Gerçek alîm yastığını taştan yaptı<br />

Ne anladı onu âleme söyledi<br />

Kendini bildi ise, Hakk’ı bildi;<br />

Allah’dan korktu ve insafa geldi.<br />

Benim hikmetlerimi bilgin işitsin;<br />

Sözümü destân eyleyip maksada yetsin.<br />

Benim hikmetlerim fiili veya kavli<br />

Kâlbi gönlünde olsa Mevlâ’nın zikri<br />

Benim hikmetlerim bir pir-i kâmil;<br />

Hangi kul Allah’a olsa mâil<br />

Benim hikmetlerimi çok kişilere söyleyin<br />

Duâ-tekbîr eyleyip rahmete bâtın<br />

Benim hikmetlerim kudretli bir pîr;<br />

İşitenler olur sarhoş ve şuûrsuz<br />

Diri olsa cihânda hâr olmaz;<br />

Okuyan bağlılar hasta olmaz.<br />

Kıyâmette ona yol gösterici olurum;<br />

Eğer dertli olsa, dermânı olurum.<br />

Eğer yüz yıl gösterici olurum<br />

Eğer yer altına girse, çürümez.<br />

492


خدا قيلغاي اين دوزخدين آزاد<br />

هبشت جاودانده ايالکاي شاد<br />

اكر حكمت اوقوسه ايها الناس<br />

ايرور فرزند مينكا اول طالب خاص<br />

ايشيتيب حكمتيم ين کوشه آلغان<br />

عطا قيلغاي اوالر وقتيده اميان<br />

يسوي حكمتني دانا ايشتسون<br />

ايشيتكانالر مهه مقصودغه ييتسون<br />

جواهر كانيدن بري نكته آلسون<br />

ايشتماكان باري حسرتده قالسون<br />

كيشي حكمت ايشيتسه جاين بريالن<br />

چيقار جاين اين امياين بريالن<br />

قالقغه آملاغاي بو سوزين نادان<br />

اين آدم دميه اول جنس حيوان<br />

خداين سوزيدين چيقان بو حكمت<br />

ايشيتكان كا ياغار باران رمحت<br />

ميين حکمت الرمي کيم توتسه حمکم<br />

خدا قيلغاي اين البته يب غم<br />

کرار جنت ايچيکا شاد و خندان<br />

خدامي ايالکاي مسرور و شادان<br />

Allah eyleye onu cehennemden âzad;<br />

Ebedi cennetinde eyleye şâd.<br />

Eğer hikmet okusa insanlar<br />

Olur oğul bana o hâs tâlib<br />

İşitip hikmetimi kulağa alan<br />

Armağan eyler ölür vaktinde imân.<br />

Yesevî, hikmetini bilgin işitsin;<br />

Işitenler bütün maksada yetsin.<br />

Mücevher hazînesinden bir parça alsın;<br />

İşitmeyen hepsi hasrette kalsın.<br />

Kişi hikmet işitse cânı ile,<br />

Çıkar cânı onun imânı iIe.<br />

Kulağa almazsa bu sözü câhil<br />

Ona insân deme; o hayvân soylu<br />

Allah’ım sözünden çıkan bu hikmet,<br />

İşitene yağar rahmet yağmuru<br />

Benim hikmetimi kim tutsa sıkı<br />

Allah eyleye onu elbette gamsız<br />

Girer cennet içine şen-şakrak<br />

Allah’ım eyleye sevinçli ve neşeli<br />

493


ميين حكمت الرمي حقين ثناسي<br />

حمبت اهلي ين دردين دواسي<br />

ميين حكمت الرمي قند و عسل دور<br />

مهه سوزالر ايچنده يب بدل دور<br />

ميين حکمت الرمي انعام هللا<br />

سحر وقتده ديسه استغفر هللا<br />

اين شيطان لعني تومتاس يويل ين<br />

حممد مصطفي آلغاي قويل ين<br />

پيغمرب امتيم ديب مهري تاوالر<br />

عزازيل ين خدامي اوزون قاوالر<br />

ميين حكمت الرمي دردسيزكا ايتمنك<br />

هباسيز گوهرمي نادانغه سامتنك<br />

يسوي حكمتني قدريغه ييتقيل<br />

خم عشقدين ميي بري قطره تاتقيل<br />

خم عشقدين كيشي بري قطره تاتغاي<br />

خداين وصلي كا بر يويل باتقاي<br />

Benim hikmetlerim Hakk’ın övgüsü<br />

Muhabbet ehlinin derdinin devâsı.<br />

Benim hikmetlerim şeker ve baldır<br />

Bütün sözler içinde baha biçilmezdir<br />

Benim hikmetlerim Allah’ın nimeti<br />

Seher vaktinde dese, estağfirullah.<br />

Onun lanetli şeytân tutmaz yolunu;<br />

Muhammed Mustafâ alır elini.<br />

Peygamber ümmetim deyip mehri ister<br />

Şeytânın Allah’ım kendisini yakalar<br />

Benim hikmetlerimi dertsize söylemeyin;<br />

Baha biçilmez cevherimi câhile satmayın.<br />

Yesevî hikmetinin değerini anla<br />

Aşk küpünden meyi bir damla tat<br />

Aşk küpünden kişi bir damla tadınca<br />

Allah’ın vaslına bir yola batar<br />

494


Açıklamalar ve Notlar<br />

Âyetler: Hikmetlerde, metninin tamamı veya bir kısmı verilen âyetlerin<br />

meâlleri şu şekildedir:<br />

Elestü bi-Rabbikum?: “Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zürriyetlerini<br />

alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak: Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dediği<br />

vakit, “pekâlâ Rabbimizsin, şahidiz” dediler. (Bunu) kıyamet günü “Bizim bundan<br />

haberimiz yoktu.” demeyesiniz diye (yapmıştık).” [Kur’an-ı Kerim, A’raf, 7/172]<br />

Eyne’l-mefer?: İşte o gün insan, “Kaçacak yer neresi?..” der. [Kur’an-ı Kerim, Kıyamet, 75/10]<br />

Eyyühe’l-müddessir: “Ey elbisesine bürünen.” Peygamberimiz (S.A.V.)’e hitap<br />

[Kur’ân-ı Kerim, Müddessir, 74/1]<br />

Fefirrû İlallah: Ey Muhammed! de ki: “Öyleyse Allah’a kaçın, gerçekten ben size<br />

O’nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. [Kur’ân-ı Kerim, Zariyât, 50/51]<br />

Rabbeke fekebbir!: Sadece Rabbini yücelt! [Kur’an-ı Kerim, Müddessir, 74/3]<br />

Fe’l-yedhakû: Artık kazandıkları günahın cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar!<br />

[Kur’ân-ı Kerim, Tevbe, 9/82]<br />

Fe’zkürûnî ezkürküm: “Beni anın ki ben de sizi anayım...” [Kur’ân-ı Kerim, Bakara, 2/152]<br />

İze’s-semâu’nşekkat: Gök yarıldığı zaman…[Kur’ân-ı Kerim, İnşikak, 84/1]<br />

Küllü men aleyha fân: Yer üzerinde bulunan her şey fânidir.<br />

[Kur’ân-ı Kerim, Rahmân, 55/26]<br />

Küllü nefsin zâikatü’l-mevt: Her nefis ölümü tadacaktır.<br />

[Kur’ân-ı Kerim, Enbiyâ, 21/35]<br />

Küllü şey’in hâlikün: (O’nun Zât’ından başka) her şey helak olacaktır.<br />

[Kur’ân-ı Kerim, Kasâs, 28/88]<br />

Lâ taknetû min rahmetillah: Allah’ın rahmetinden ümid kesmeyin.<br />

[Kur’ân-ı Kerim, Zümer, 39/53]<br />

Lâ uksimu bi yevmi’l-kıyâmeh: Hayır, yemin ederim o kıyamet gününe.<br />

[Kur’ân-ı Kerim, Kıyâmet, 75/1]<br />

…Mimmâ hulik, Hulika min mâ’in dâfik: … Neden yaratıldı? Atılan bir sudan<br />

yaratıldı. [Kur’ân-ı Kerim, Târık,86/5-6]<br />

Nahnu kassemnâ: Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayatında<br />

onların geçimliklerini aralarında biz taksim ettik. [Kur’ân-ı Kerim, Zuhrûf , 43/32]<br />

495


Ricâlün lâ tülhihim: O adamlar ki, alıkoymaz [ne ticaret ne de alışveriş Allah’ın<br />

zikrinden]. [Kur’ân-ı Kerim, Nûr, 24/37]<br />

“(Şarâben) Tahûra”: Temiz (içecek) [Kur’ân-ı Kerim, İnsan, 76/21]<br />

Ülâike ke’l-en’âmi belhüm edâll: İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da<br />

aşağı. [Kur’ân-ı Kerim, Â’raf,<br />

Üzkürullahe zikran kesîrân: “Allah’ı çok zikredin...” [Kur’ân-ı Kerim, Ahzâb, 33/41]<br />

Ve’l-yebkû kesîrân!: Artık kazandıkları günahın cezası olarak az gülsünler, çok<br />

ağlasınlar! [Kur’ân-ı Kerim, Tevbe, 9/82]<br />

Yevme yekûmu’l-hisâb: “Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde beni,<br />

ana-babamı ve müminleri bağışla!” [Kur’ân-ı Kerim, İbrâhim, 14/41]<br />

Yevme tercufu’r-râcifeh: O gün deprem sarsar.[Kur’ân-ı Kerim, Nâziât, 79/6]<br />

Yuhibbuhum ve yuhibbûnehu: Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler.[Kur’ân-ı<br />

Kerim, Mâide, 5/54]<br />

“Zidnâhüm azâben fevka’l-azâb”: Onlara azâb üstüne azâb artırdık. [Kur’ân-ı<br />

Kerim, Nahl, 16/88]<br />

Hadisler: Hikmetlerde, metninin tamamı veya bir kısmı verilen hadislerin<br />

meâlleri şu şekildedir:<br />

el-Kezzâbu lâ ümmetî: Yalancılar ümmetimden değildir.<br />

el-Fakru fahrî: Yoksulluk övüncümdür.<br />

Küllü muttaki âlimen: Bütün muttakiler bilir.<br />

Küllü yevmin beterün: Bütün günler kötüdür.<br />

Lî me-Allah vaktun: Benim Allah ile bir vaktim vardır.<br />

Men mâte garîben; fekad mâte şehîden: Kim garîblikle ölse, şehidler mertebesinde<br />

ölmüştür.<br />

Mûtû kable en temûtû: Ölmeden önce ölünüz.<br />

Talebü’l-ilmi farîzatün: İlim talebi farzdır.<br />

496

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!