bugün

Gunumuz gencliginin her sabah okumasi ve her sozcugunu dusunup
anlamasi ve hatta uygulamasi gereken Yuce Ataturk'un :"Ey Turk gencligi,birinci vazifen; Turk istiklalini ve Turkiye Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve mudaafaa etmektir.Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur.Bu temel senin en kiymetli hazinendir.istikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahlarin olacaktir." diye baslayan ve Ataturk'un bu gunlerde basimiza gelebilecekleri o zamandan gormus oldugunu dusundurten hitabesidir.
zifirî karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin bir gençlik...
gençlerin halini görünce derin bir iç çektim. ama yine de ümitvar olmak lazım
"Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Ankara, 20 Ekim 1927"

vatan tehlikeye düştüğünde okuyup yapmamız gerekenleri görebileceğimiz, atatürk'ün yolumuzu aydınlatan seslenişi...
(bkz: genc subaylar rahatsiz)
tek sözcüğüne bile uymadığımız, atamızın emirleri. uymuyoruz da ne oluyor? tanrı belamızı veriyor.
Mustafa Kemal'in ölümünün 68. yildönümünde bir kez daha okunmasinda fayda gördügüm Ata'nin genclige cagrisidir.
Güncellenmis türkcesiyle:

Ey Türk gençliği ! Birinci ödevin ; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuzluğa değin korumak ve savunmaktır .

Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli güven kaynağındır. Gelecekte de, yurt içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek isteyen kötücüller bulunacaktır. Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan; ödeve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz olabilir. Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmedik bir utku kazanmış olabilirler. Zorla ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemilikleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman girmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, yurdunda, iş başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık içinde olabilirler. Üstelik, hainlik de yapabilirler. Daha kötüsü, iş başında bulunan kişiler, kendi çıkarlarını, yurduna girmiş olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir.

Ey Türk geleceğinin gençliği! işte, bu ortam ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Bunun için gereken güç, damarlarındaki soylu kanda vardır!

M.K.ATATÜRK
(bkz: anlayana)
bugun olabilecekleri yetmis yil once gorebilmis, bildigim en ileri goruslu liderin ulkesini emanet ettigi genclere nasihati.
yıllar öncesinden bahsedilenlerin bugün yaşandığını, ülkenin zaptedilmiş olduğu * göz önüne alınınca mustafa kemal ne adammış ama dedirten, türk gençliği için rehber olması gereken hitabe.
Osmanlıca kelimeler yüzünden ilköğretim öğrencilerinin pek çok yerini anlamadığı, atatürk'ün 1927 yılında yaptığı meclis konuşmasının son kısmı.

Kendi yaptığım sadeleştirme sonucunda aşağıdaki metin ortaya çıkmıştır.Umarım herkes daha sade haliyle anlar ve herkes diline sahip çıkarak bundan 50 yıl sonraki çocukların anlaması için ingilizce olarak yazmak zorunda kimse kalmaz.

Gençliğe Sesleniş

Ey Türk Gençliği !

Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur.Bu temel, senin en değerli hazinendir.Gelecekte bile, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek içeriden ve dışarıdan düşmanların olacaktır.Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunluluğuna düşersen,göreve atılmak için içinde bulunacağın durumun imkan ve koşullarını düşünmeyeceksin!Bu imkan ve koşullar, çok daha kötü bir durumda sana lazım olabilir.Bağımsızlık ve cumhuriyetini yok etmek isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler.

Zorla veya hile ile yüce vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş, bütün tersanelerine girilmiş ve vatanın her köşesi doğrudan doğruya işgal edilmiş olabilir.Bütün bu koşullardan daha acı veren ve daha içler acısı olmak üzere, memleketin içindeki güç sahipleri aciz, doğruluktan çıkmış ve hatta ihanet içinde bulunabilirler.Hatta bu güç sahipleri kişisel çıkarlarını,işgalcilerin siyasi amaçlarıyla bağdaştırabilirler.Millet,çaresizlik içinde bitkin ve halsiz duruma düşebilir.

Ey Türk Geleceğinin çocuğu! işte bu durum ve şartlar içinde bile görevin; Türk bağımsızlık ve Cumhuriyet'ini kurtarmaktır.ihtiyacın olan güç,damarlarındaki asil kanda bulunmaktadır.
atatürk'ün ileri görüşlülüğünü ıspatlayan, okudukça 'sanki bugünü görmüş de yazmış.' dedirten eseri.
müthiş bir yazı. üstadın kendi sesinden.
http://www.youtube.com/watch?v=--r2LA5xZEQ
neden hala eski türkçeyle okullarda asılı durduğunu anlayamadığım atatürk'ün gençliğe nasihatlarıdır. okuyan bir kişi sözcükleri anlamadığından yarıda kesebiliyor, oysa ki bugünkü türkçeyle yazsalar onu daha çok kişi okuyacak ve daha çok kişi anlayacak. *
elbette ki her gencin okuması ve anlaması gerekmektedir. lakin bir türk dili sınavında parça olarak verilip, içerisindeki tamlamaları bulmanız ve cümleleri öğelerine ayırmanızı isterlerse çekilmezdir, terletir, kafa kaşıttırır, sinirlendirir, kalem kırdırır!
Özellikle bu aralar, Türk gençliğinin günde en az bir kere olmak üzere her gün okuması gerektiğine inandığım, Atatürk ün Türk gençliğine seslendiği yazıdır. işin ilginç yanı, şu sıralar okunduğunda, Atatürk ün uzun yıllar öncesinden sanki şu anda bulunduğumuz rezalet durumu görüp bu seslenişi kaleme almış olmasıdır. Ve artık hiç bir şeyle ilgilenmeyen, farklı bir dünyada yaşayan, kendini başka başka ve tuhaf şeylerle meşgul eden Türk gençliğini uyandırmada (eğer okunursa) birinci derecede aktif rol oynayacağına inandığım hitabedir. Zira artık, yumurta kapıya dayanınca, genci yaşlısı demeden, bir uyanma hissi oluşmuş durumdadır. Muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda mevcut olduğuna Tandoğan ve Çağlayan mitinglerinden sonra aşırı derecede inanmış durumdayım. Fakat benim endişem damarlarımızda gerçekten asil bir kanın dolaşıp dolaşmadığı değildir.

Acaba, şu an aşırı derecede muhtaç olduğumuz damarlarımızdaki asil kanda bulunan kudret bu milleti kurtarmaya yeter mi? Muhtaç olduğumuz kudreti niye daha yeni yeni farkına varıp da ancak harekete geçebiliyoruz? Yumurtaya kapıya dayandıktan sonra damarlarımızdaki asil kan gerçekten işe yarar mı?

"Atatürk ün Gençliğe Hitabesi" olmasa, bu kendi kendime sorduğum sorulara yanıtım pek de iç açıcı olmayabilirdi. Fakat, ne kadar geç olursa olsun uyanıp da harekete geçtiğimiz taktirde(ki geçtik, hem de fazla fazla) bizi kimsenin durduramayacağını söyleyen Atatürk e sonsuz derecede inanıp güvendiğim için, Atatürk ün bu kadar ileriyi görebildiğini bildiğim için, Atatürk ün Türk milletinin ortak bağımsızlık duygusuna sonuna kadar inandığı için, her zaman, her şart her koşulda bu millete güvenim sonsuzdur..
13 mayıs 2007 izmir gündoğdu cumhuriyet mitinginde meydanda bulunan herkesin hep bir ağızdan söylediği ve atatürk ün ta seksen sene önce nasıl da ileriyi gördüğünü gösteren hitabedir.
ah herkes okudugunda bişi anlasa da kendine bi ders cıkarsa..
memleketini seven, aklı başında, dürüst, haysiyetli her türkiye cumhuriyeti evladının** bilmesi, benimsemesi ve yeri geldiğinde söylenenleri uygulamaya çalışması gereken, ulu önderin hitabesi. bursa nutku da bu hitabeyle beraber ele alınmalıdır.
her dinlediğimde, her okuduğumda tüylerimi ürperten, mustafa kemal'in bugünleri, bu kadar açıkca görebilmiş olmasına her gün hayret ettiğim mesajtır.
necip fazıl kısakürek üstadın;

surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
ey kahpe rüzgar artık ne yönden esersen es!

diyerek bitirdiği.

aleykümselam üstad.
http://www.ataturkungencligehitabesi.com/
1000 yıl bile geçse insanlara ışık olacak cümleler topluluğu. dediği gibi ata'nın onun naçiz bedeni toprak oldu ama düşünceleri bizimle. bize kılavuz olmak için. sadece az biraz akıl.
atamız gençlere sahip çıkmak için, onlara hayal edemiyecekleri bir gelecek verdi. ama biz atamıza sahip çıkmadık. hitabesini bile sadece dilimizde ezberledik.
http://www.youtube.com/watch?v=nDbGMkEPvBo
atatürk'ümüzün bize bıraktığı erken uyarı sistemi. her okuduğumda tüylerim diken diken olur. nasıl da ileri görüşlüymüş atam.