En çok öldüren ikinci bulaşıcı hastalık verem

Dünya iki yıldır pandemi ile sarsılırken, diğer bir bulaşıcı hastalık olan veremden (Tüberküloz) dolayı 2020 yılında 1.5 milyon insan hayatını kaybetti. 2-8 Ocak “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” nedeni ile görüştüğümüz Kadıköy Verem Savaş Dispanseri Başhekimi Dr. Dönmezoğlu, “Tüberküloz COVİD-19’dan sonra en çok hastalandıran ve öldüren bulaşıcı hastalık olmuştur” diyor

07 Ocak 2022 - 14:46

Koronavirüs salgını iki yıldır dünyada 5 milyon 441 bin kişinin ölümüne neden olurken, veremden (Tüberküloz) nedeniyle sadece 2020 yılında 1.5 milyon kişi yaşamını yitirdi. COVİD-19’dan sonra insanları en çok öldüren bulaşıcı hastalıklar arasında ikinci sırada bulunan verem geliyor. Verem hastalığı hakkında toplumu bilgilendirmek ve hastalığa dikkat çekmek için belirlenen “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” vesilesiyle Kadıköy Verem Savaş Dispanseri Başhekimi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Cemile Deniz Dönmezoğlu ile görüştük. 

-Dünyada ve Türkiye'de şu an verem hastalığı ne durumda? Kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Tüberküloz, dünyada halen büyük bir halk sağlığı sorunudur. Bulaşıcı hastalıklar içinde COVİD-19 salgını öncesinde en çok sayıda insanı etkileyen ve ölümüne sebep olan hastalık iken şimdi COVİD-19’dan sonra en çok hastalandıran ve öldüren ikinci bulaşıcı hastalık olmuştur. Tüberküloz, dünyada ölüm nedenleri içinde 13. sıradadır. 2020'de 1,5 milyon insan tüberkülozdan öldü. 

COVİD-19 salgını temel tüberküloz hizmetlerine erişimi ciddi şekilde etkilemiştir. 2020 yılında 2019'a kıyasla çok daha az sayıda kişiye tanı konularak tedavi edildi. Dünyada 10 milyon tüberküloz hastası vardır. Fakat kayıtlı tüberküloz hastaları, 2019 yılında 7,1 milyon iken 2020 yılında 5,8 milyona düşmüştür. Tüberkülozdan koruyucu tedavi verilenlerin sayısında da yüzde 21 düşüş görülmüştür.

2005 yılında Türkiye’de tüberküloz hastası sayımız 20 bin 535 iken, 2019 yılında 11 bin 401 olarak tespit edilmiştir. Yıllar içinde nüfusun artmasına ve göç almamıza karşın hasta sayısı azalmıştır. Bu iyi bir tüberküloz kontrol programının yürütülmesinin göstergesidir. COVİD-19 salgını, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüberküloz kontrolünü olumsuz yönde etkilemiştir. Verem savaş dispanserlerinde 2019 yılına göre 2020 yılında yapılan muayene sayısı, korumaya alınan kişi sayısı, yapılan temaslı muayene sayısı ve bakteriyolojik inceleme sayıları yaklaşık yüzde 40-50 düzeyinde azalırken yeni kayıt edilen tüberküloz hastası sayısı yüzde 20 oranında azalmıştır.

“KİLO KAYBI, GECE TERLEMESİ...”

-Verem (Tüberküloz ) hastalığı nedir? Teşhisi nasıl konur? 

Hastalığın etkeni 'Mycobacterium tuberculosis' adlı bir basildir. Hasta insanlardan nefesle, öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan basilin solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tüberküloz bulaşıcı bir hastalıktır. Geçmeyen öksürük, balgamda kan gelmesi, halsizlik, gece terlemesi, kilo kaybı olan veya tüberküloz hastası ile aynı ortamı paylaşan kişiler gecikmeden verem savaşı dispanseri veya göğüs hastalıkları uzmanına başvurmalıdır. Bu yakınmalar ve akciğer filmi ile tüberküloz hastalığından şüphelenilir. Balgam incelemesi yapılarak hastalığın tanısı konulur. 

-Verem hastalığının belirtileri nelerdir? 

Tüberküloz hastalığı sıklıkla akciğerlerde görüldüğünden belirtilerinin önemli bir kısmı da akciğerlerle ilgilidir. Tüberküloz hastalarının en sık görülen yakınmaları şunlardır: İki ya da üç haftadan uzun süren ve tedaviye cevap vermeyen öksürük, balgam çıkarma, balgamında kan görülmesi gibi yukarıda saydığımız şikayetler. 

Hastalığı ilerlemiş vakalarda bazen bu belirtilerin çoğu görülebildiği gibi bazen de hastalığın erken dönemlerinde çok az belirti görülebilir. Bu yakınmalar genellikle hafif başlayıp yavaş ilerlediğinden pek çok hasta doktora başvurmakta gecikmektedir. 

Tüberkülozun erken tanısı için 2-3 haftadan uzun süre öksürüğü olan kişilerin en kısa sürede göğüs hastalıkları polikliniğine veya verem savaşı dispanserine başvurmaları gerekir. Akciğer dışı tüberküloz hastalığı olanlarda hastalığın olduğu organa ait daha farklı belirtiler de olabilir. Örneğin lenf bezi tüberkülozunda hastalığın olduğu lenf bezinin büyümesi, böbrek tüberkülozunda idrarda kan görülmesi, kemik tüberkülozunda ağrı gibi pek çok belirti de görülebilir.

-Verem hastalığı riski kimlerde daha yüksektir?

Bulaşma açısından en riskli kişiler hastayla uzun süre aynı ortamda bulunan aile bireyleri ve yakın çalışma arkadaşlarıdır. HIV taşıyan, yetersiz beslenen veya diyabetli insanlar gibi bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerin yanı sıra tütün kullanan bireylerin hasta olma riski daha yüksektir.

“AŞI ETKİN KORUMA SAĞLAR”

-Verem aşısının (BCG) önemi nedir? 

Tüberküloz tedavisi, toplum sağlığı ile ilgili önemli bir konudur. Bu nedenle, tüm ülkeler özellikle çocukları korumak için yaygın bir şekilde aşılama uygularlar. BCG aşısı, küçük yaştaki çocuklar için ölümcül olabilen miliyer tüberküloz ve menenjit tüberküloza karşı etkin koruma sağlar.

 -Hastalığın tedavisi nasıl yapılır? Yayılması nasıl nasıl önlenir?

Tüberküloz tedavisi için günümüzde çok güçlü ilaçlar bulunmaktadır. Tüberküloz mikrobunu kesin olarak öldürmek ve bir daha çoğalarak hastalık yapmasını engellemek için başlangıçta en az dört ilaç kullanılması gerekmektedir. Yapılan balgam kontrollerinin sonuçlarına göre iki veya üç ay sonra ilaç sayısı azaltılacaktır. Tüberküloz mikrobu diğer mikroplara nazaran çok daha yavaş çoğaldığı için ilaçların uzun süre ve düzenli kullanılması önemlidir. Toplam tedavi süresi en az altı aydır. 

Tüberküloz hastalığından korunmanın en etkili yolu bulaştırıcı hastalara hızla tanı konulup uygun tedaviye başlanmasıdır. Kişisel korunmada yıllardan beri bilinen yöntem BCG aşısıdır. BCG aşısı erişkinde gelişecek hastalığı engellemekten çok tüberkülozun ağır seyreden ve ölümcül olabilen formlarına karşı koruma sağlamaktadır. Bağışıklığı baskılanmış kişilere, hasta ile aynı evde yaşayanlara, yakın zamanda enfekte olanlara ve özellikle enfekte çocuklara hasta olmamaları için koruyucu ilaç tedavisi verilir.

“COVİD-19 TÜBERKÜLOZ’U OLUMSUZ ETKİLEDİ”

-Pandemi tüberküloz kontrolünü nasıl etkiledi? 

Yıllar içinde nüfusun artmasına ve göç almamıza karşın 2005’te 20 bin 535 olan hasta sayısı 2019’da 11 bin 401’e düştü. hasta sayısı düşmüş. Bu ciddi bir başarıdır. Bu başarıda iyi bir tüberküloz kontrol programının yürütülmesinin yanı sıra, bu hastalığı bilen ve özveriyle çalışan verem savaş dispanserlerimizin de önemli bir payı vardır. COVİD-19 salgını, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tüberküloz kontrolünü olumsuz yönde etkilemiştir. Verem savaş dispanserlerinde 2019 yılına göre 2020 yılında yapılan muayene sayısı, korumaya alınan kişi sayısı, yapılan temaslı muayene sayısı ve bakteriyolojik inceleme sayıları yaklaşık yüzde 40-50 düzeyinde azalırken, yeni kayıt edilen tüberküloz hastası sayısı yüzde 20 oranında azalmıştır. Aynı durum Kadıköy dispanseri için de geçerlidir.

COVİD-19 salgınının ülkemizdeki tüberküloz kontrol hizmetlerine etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz: Hastalar sağlık kurumlarına ya geç başvurmakta ya da hiç başvurmamaktadırlar. Hastanın ailesi ve yakın temaslılarının muayenesinde yetersizlikler yaşanmaktadır. Tüberküloz hastalarına gerektiği kadar zaman ayrılamamaktadır. Tüberküloz ile ilgili sağlık personeli, COVİD-19 salgını için görevlendirilmektedir. Tüberküloz laboratuvar işlemlerinin sayısında ciddi azalma olmuştur. Hastaların düzenli takiplerinde sıkıntılar yaşanmaktadır.


ARŞİV