hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Beşir Atalay: "İddiaların hepsinin yanıtı var"

    Beşir Atalay: İddiaların hepsinin yanıtı var
    expand

    Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "köstebek" açıklamasına yanıt verdi. Atalay, "İçişleri Bakanı'nın ofisinden, Bakanlıktan bir belediye başkanına herhangi bir zamanda telefon edilmesi çok normal birşey" dedi. Atalay, CHP liderinin iddialarının hepsinin yanıtı olduğunu söyledi.

    Kılıçdaroğlu'nun kendisi hakkındaki iddialarına ilişkin soruları yanıtlayan Atalay, CHP Genel Başkanı'nın bu konuda geçen ay Somali'ye giderken açıklamalarda bulunduğunu, kendisinin de bu açıklamalara yanıt verdiğini anımsattı. Atalay, Kılıçdaroğlu'nun dünkü açıklamalarında yeni bir unsur bulunmadığını ifade etti.

    "Kendi onuruna düşkün olmayanlar başkalarının onuruyla kolay oynarlar. Burada zerre kadar insani bir tavır yok" diyen Atalay, iftirayla, yalanla daha hiçbir şeyi ispatlanmamış gizli soruşturma dosyalarıyla insanları bu şekilde suçlamanın bir anamuhalefet liderine yakışmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu'nun söylediği her şeyin kurgu, yalan ve iftira olduğunu savunan Atalay, "Bu bir acizliktir" dedi.

    Atalay, hayatında hesabını vermeyecekleri hiçbir şey bulunmadığını vurgulayarak, Kılıçdaroğlu'na karşı hukuk yolunu kullanacaklarını açıkladı.

    Türkiye'nin büyük sorunları olduğuna, büyük adımlar atan ve büyük düşünen ülke olduğuna dikkati çeken Atalay, "Türkiye daha ciddi bir anamuhalefet partisini hak eden bir ülke. Türkiye böyle bir anamuhalefet partisine ve liderine layık değil. Bir anamuhalefet partisinin genel başkanı, grup toplantısında elinde tamamen gizli olan soruşturma dosyasını sallayarak ve işe yarar hiçbir şey açıklamadan böyle bir duruma düşüyor" diye konuştu.

    "Kimin konuştuğu bile belli değil"

    Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği telefon görüşmeleriyle ilgili açıklama yapan Atalay, şunları söyledi:

    "İçişleri Bakanlığı öyle bir bakanlık ki hem mülki idareyle hem mahalli idareyle birlikte çalışır. İçişleri Bakanı'nın ofisinden, bakanlıktan bir belediye başkanına herhangi bir zamanda telefon edilmesi çok normal bir şey. Hele hele bu benim ilimse. Şu anda da seçim bölgem zaten. Benim çok uzun zamandır tanıdığım birine benim oradan telefon edilmesi çok normal bir şey. Bunları geçmişe dönerek, 'kim kime telefon etti?' Peki ne söylemiş telefon edenler? Dosya Kılıçdaroğlu'nun elinde. Kim kime ne söylemiş, söylesin. Sorduğumuzda kendi elemanlarımız zaten 2 sene önceki konuşmaları hatırlamıyor bile. Kimin konuştuğu bile belli değil. Bakanlık ofisinde pek çok telefon vardır. Bunlardan biriyle de kendi ilimizin belediye başkanına telefon edilmiş. Böyle şeyleri peş peşe sıralayarak, oradan yargılar, hükümler çıkarmak acizliktir. En azından şunu düşünmesi lazım; zaten burada ismi geçen kişiler savcılarca çağrıldı ve dinlendiler. Zaten davanın içinde onlar. Yani bir şey varsa, yoksa çıkacak. Orada benimle ilgili bir şey yok. Kırıkkale Belediye Başkanı zaten savcılarca dinlendi. Bunu böyle büyük bir şey bulmuş gibi, içeriği belli olmayan konuşmaları bu şekilde şey yapması çok üzücü."

    Atalay, koruma müdürünü de savcılığın çağırarak, dinlediğini belirterek, bu kişi hakkında yaptırım uygulamasına gerek olmadığını ifade etti.

    Şirket ve kitap iddiaları

    Başbakan Yardımcısı Atalay, 1999 yılında gazete çıkarmak düşüncesiyle kurdukları Nehir Medya şirketinden 2000 yılında istifa ederek ayrıldığını ve 1 liralık hissesini devrettiğini kaydetti.

    Dernekler mevzuatıyla ilgili kitabın ise İçişleri Bakanlığı uzmanlarının hazırladığını, kitabın Halkbank ve Deniz Feneri'nin katkılarıyla basıldığını anlatan Atalay, "2006 yılında basılmış. Benim bakanlığım dönemi değil. Genel Başkan çıkıyor, işte böyle iddialı şeylerle gündeme getiriyor. Bu bir acizlik. Bilmiyor mu bunun 2006'da basıldığını" dedi.

    Atalay, "Burada esas çaba şu; 'yürüyen bir soruşturmayla ilgili AK Parti'nin, hükümetin irtibatını nasıl kurarım'? Değişik isimleri önce genel başkanımızla irtibatlamak istedi, sonra partiyle. Bunlar tutmayınca benimle, Adalet Bakanıyla irtibatlı bir şey geliştirmek istiyorlar" diye konuştu.

    Deniz Feneri e.V soruşturmasının, şikayet üzerine 3 savcıdan alındığına ve bu savcılar hakkında evrakta sahtecilik iddiaları bulunduğuna dikkati çeken Atalay, Kılıçdaroğlu'nun bu değişikliği siyasi gerekçelere bağlama çabasında olduğunu söyledi.

    Atalay, 3 cumhuriyet savcısının soruşturmayı 3 yıldır tamamlayamadığını belirterek, "Niye 3 tane savcı 3 yıldır bu soruşturmayı sonuçlandırmıyor diye sormak lazım. Ne Adalet Bakanlığının ne yürütmenin, savcıların soruşturmayı yürütmesinde en küçük bir engellemesi olmamıştır. Ne talep edildiyse kendilerine destek verildi. Bunu Adalet Bakanı'ndan yakın bilgi olarak aldım" ifadesini kullandı.

    "İnsan hakkı yeni anayasada olmalı"

    "Dünkü tabloyu bütün hukuk çevreleri ibretle seyretsin" diyen Atalay, şöyle devam etti:

    "Bununla ilgili yargı kesimi, ya da bakanlık, kim ne yapacaksa... Böyle bir şey olamaz. Elinde daha gizli soruşturma safhasında, benimle ilgili olmayan şeyleri orada bizzat dosya göstererek şey yapıyorsa bu toplumda adalet duygusuyla ilgili çok büyük sorun vardır.

    Biz AK Parti olarak bu insani boyutlarda olanca hassasiyetimizi gösterdik. Sayın Genel Başkan'ın kendi onuruyla ilgili bir derdi yok öyle anlaşılıyor; başkalarının onuruyla böyle kolay oynuyor. Kendisi daha partisinin mali hesabını veremedi. SSK Genel Müdürüyken ayyuka çıkmış şeyler var. Çocuğuna, torununa kadar kıyak emeklilikten faydalansın diye emekli yapmış. Onlar sorulduğunda 'benim bilgim yok, başkaları yapmıştır' gibi cevap veriyor. Bizde öyle bir şey yok. Biz her adımımızın hesabını veririz. Düşüncemiz, ideolojimiz, çizgimiz bellidir. İnsanların rastgele birileri tarafından onuruyla oynanması, hiçbir şey yokken yalana, iftiraya dayalı suçlanması yargı çevrelerince iyi değerlendirilmeli. Bu tabloyu kim değerlendirecek ve kim ne yapacaksa yapması lazım. Eğer mevzuatta bu konuda sorunlar varsa onların da anayasa sürecinde düşünülmesi lazım. İnsan hakları dediğinizde en başta ele alınması gereken insan onurunun, haysiyetinin korunmasıdır. Yeni anayasa çalışmalarında bunların da çok ön planda tutulması gerekir."

    Beşir Atalay, Kılıçdaroğlu ile öne sürdüğü iddiaları hakkında görüşmeyi düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine, "Görüşmem olmadı ve söz konusu da değil. Lütfen elinde ne varsa açıklasın. Hiç çekinmesin, hemen açıklasın elinde bilgi varsa. Bu tür şeylerden İçişleri Bakanı'nın bilgisi olmaz. Bunları iller yapar. Olması da gerekmiyor. Bu dosyaları biz bilmiyoruz ama verilen tarihler yanlış. Telefon konuşmaları çok farklı tarihlerdeymiş" diye konuştu.

    Atalay, Kılıçdaroğlu'nun dünkü iddialarını ve tanımlamasını dinleyince neler hissettiği sorusunu, "Ben kendimi rahat hissediyorum. Hepsinin cevabı var. Ben çok rahatım" diye yanıtladı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow