06 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Osmanı'da neden fes takıldı? İşte bilinmeyen hikâyesi...

Tarihte Osmanlı İmparatorluğu'nun âdeta simgesi haline gelen fesin kökenine ilişkin çeşitli iddialar var. Peki II. Mahmut döneminde getirilen fes aslında hangi ülkeye ait? Fes takmak toplumsal hayatta ne anlama geliyor?

Osmanı'da neden fes takıldı? İşte bilinmeyen hikâyesi...
A+ A-

Osmanlı İmparatorluğu'nda hemen hemen herkesin kullandığı ve benimsediği fesin kökeni Fas'a dayanıyor.

FESİN ADI NEREDEN GELİYOR?

Osmanlı’ya yaklaşık 1825’li yıllarda gelen fese, ilk kez Fas’ın Fes şehrinde üretildiği için fes adı verildi. Farklı dillerdeki kullanımından ötürü fese “fez” ya da fés diyen toplumlar olsa da genel olarak dünyada fes olarak bilinir.

Osmanı'da neden fes takıldı? İşte bilinmeyen hikâyesi... - Resim : 1

Yeni ve modern ordunun, yeni ve modern bir teçhizata ihtiyacı vardı. Fes de bu ihtiyaç için adeta biçilmiş bir kaftandı.

Osmanlı’ya 463 yıl boyunca büyük hizmetler veren Yeniçeri Ocağı, ömrünün son yıllarında devletin çıkarlarını düşünmeyen davranışları sebebiyle Vaka-i Hayriye (hayırlı olay) ile beraber 1826’da II. Mahmud tarafından kaldırıldı.

Yeniçeri Ocağı yerine, yeni ve modern bir ordu fikriyle Asakir-i Mansure-i Muhammedîye ordusu kuruldu. Tıpkı Yeniçeriler gibi bu ordunun da bir kılık kıyafet kültürü olmalıydı ve bu eksiklik de Kaptan-ı Derya Koca Hüsrev Paşa’nın Fas/Tunus seferinden dönüşünde beraberinde getirdiği fesler ile tamamlandı.

Genç Osman Dönemi’nde de bir şapka devrimi denendi fakat halk tarafından dini gerekçelerle kabul görmedi. 

Osmanlı’da yenilikçi padişah deyince akla gelen ilk isimlerden olan II. (Genç) Osman, tahtta kaldığı süre boyunca Avrupai tarzda giyindi. Bilim ve ilim insanları ile diğer yöneticiler de II. Osman’a riayet etse de halk özellikle de namaz esnasında siperli şapkaların sorun çıkarması sebebiyle bu yenilikleri benimseyemedi.

Osmanı'da neden fes takıldı? İşte bilinmeyen hikâyesi... - Resim : 2

NAMAZDA SORUN ÇIKARMAMASI NEDENİYLE BENİMSENDİ

Gelgelelim II. Mahmud Dönemi’nde ordunun fes takmasından sonra yazılan ferman ile neredeyse herkesin fes kullanması zorunlu oldu. Yazılan ferman ile sadece din alimleri ve din adamlarının sarık takmasına izin verilmişti

Halk, başta fes için isyan etse de namazda sorun çıkarmamasından ötürü kısa sürede benimsendi.

Daha önceki ıslahatlarda namaz esnasında alnın secdeye değmesini engellediği için reddedilen şapka ıslahatı, bu defa fesin namaza uygun olmasından ötürü halkta karşılık buldu fakat bu süreç bile sancılı bir süreçti. Sürecin sancılı olmasının altında bu ıslahatın dine yine uygun olmadığı gerekçesi yatıyordu. Neyse ki büyük çoğunluk fesi kabul etti ve gündelik yaşamda fes kullanılır oldu.

FESİN RENGİNE GÖRE STATÜ

Fesin yeni orduda kullanılması haricinde ferman çıkarılıp herkesin kullanması şart olsa da gelişmeler pek de istendiği gibi devam etmedi. Bazı kesimlerin fesi din dışı olarak yorumlayıp kullanmayı reddettiğinden bahsetmiştik. Fesi reddeden kesimler genelde kırsal kesim olduğu için fesli ve sarıklı adı altında iki sınıf oluştu. Bu düreçte kırsal kesim “sarıklı” olarak anılmaya başlandı.

İlk başlarda yöneticiler haricinde herkes aynı fesleri kullanırken; daha sonralarda tercih edilen fes modeli ve rengine göre insanların mesleği, memleketi ve inancı gibi etkenler öne çıkar oldu. Bu da fesin temelinde yatan birleştirici gücün azalmasına sebep oldu.

FES BAKANLIĞI KURULDU

Fes zamanla o kadar çok mühim bir meseleye dönüştü ki Fes Bakanlığı bile kuruldu.

Fes kullanımının mecburi kılınması üzerine ciddi bir fes ihtiyacı oluşmuştu. Görülen lüzum üzerine fesin nerede ve nasıl kullanacağına, kimin hangi renk ve model tercih etmesi gerektiğine ve halkın fes ihtiyacına üretim ile cevap vermek için Fes Bakanlığı bile kuruldu.

Fes Bakanlığı’nın ilk işi, ciddi bir fes üretme merkezi kurmaktı ve bu ihtiyaç da günümüzde İstanbul’un Eyüpsultan ilçesine bağlı Feshane semtine de adını veren yerde Feshane-i Amire kurularak giderildi. Daha sonra Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de fes üretim yerleri açıldı.

Osmanı'da neden fes takıldı? İşte bilinmeyen hikâyesi... - Resim : 3

FESİN MODELLERİ NE ANLAMA GELİYOR?

Kırmızı çuha ve kızılcıktan rengini alan, genelde merinos koyununun tüyü ve keçeden üretilen fesin pek çok modeli ve rengi bulunuyordu.

Bu modeller içerisinde adı en çok ön plana çıkanlar ise arabi, sıfır numara, yâr tekmesi, kuş yuvası, ayıp kapayan, kel örten, limon kabuğu, saksı dibi, yandım Allah, horoz ibiği, tabla fes ve zuhaf modelleriydi.

Model isimleri genelde fiziki görünümden ötürü koyulan isimlerdi. Örneğin kel örten modeli, saçı olmayan kişilerin kafasını tamamen kapattığı için kel örten adını almıştı.

Osmanlı’da insanların taktığı fes, kişiyi ele veren feslerdendi. Örneğin halk, kızılcık rengi fes kullanırken; hafiyeler narçiçeği rengi fes kullanırdı. Her padişahın kendine özgü bir fes modeli vardı ve modellere padişahların isimleri verilirdi. Askerlerin feslerinde çeşitli semboller de bulunurdu.

Arnavut kökenli kişiler beyaz renk fes kullanırken; II. Dünya Savaşı’nda Bosna’da Nazi destekçileri SS logolu fesler kullanıyordu. Birleşik Krallık ordusuna hizmet eden siyahiler ise siyah fes takarlardı. Pakistan’da 1960’lı yıllara kadar yeşil fes kullanılırken; Hindistanlı politikacı Mahmood Ali ise normal feslere oranla daha uzun ve püskülsüz bir fes kullanırdı.

TBMM’nin 25 Kasım 1925’te çıkardığı kânun ile 100 yıl süren uygulama terk edildi.

Son Dakika Haberleri fes