Atatürk ve Haydar Baş Milletimiz İçin Ne Anlama Geliyor?

Atatürk ve Haydar Baş Milletimiz İçin Ne Anlama Geliyor?

Atatürk ve Haydar Baş Milletimiz İçin Ne Anlama Geliyor?

Biz Türklerin tarihte kurduğu 16 devlet vardır. Her devlet kendi coğrafyasında dünya çapında imparatorluk kurmuştur.

Maalesef yönetimdeki zafiyetler bu devletlerin sonunu getirmiştir.

Son devletimiz olan Osmanlının tarih sahnesinden çekilişini çok iyi analiz etmek zorundayız.

Osmanlının yıkılışı ızdırabımız olmuş Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşu ise tesellimiz ve gururumuz olmuştur.

Baktığımızda her ne kadar Kafkasya, Kırım, Tuna ve Balkanlara yayılan 11 milyon km2 lik topraklardan 777 bin km2 lik Anadolu topraklarına çekilmiş olsak da, bağımsız bir devletimiz var. Osmanlının mirası üzerine kurulan Türkiye cumhuriyeti devletimiz var.

İşte tam bu noktaya dikkat etmek gerekir. Diğer Türk devletlerinden farklı olarak Osmanlının harabeleri üzerinde bağımsız bir devlet kuran Mustafa Kemal Atatürk farkından bahsetmek istiyorum.

Atatürk Milli mücadelenin hem başkomutanı ve hem lideri olmuştur. Halkla bütünleşmeyi bilmiştir. Askeri, siyasi ve diplomatik başarılar elde etmiştir. Bu sebeplerle Atatürk Türk milleti için bir fırsat olmuştur.

Bu tecrübeyle günümüzde yaşadıklarımıza baktığımızda ülkemiz yeniden bir işgal projesi ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz.

İşin acı tarafı bütün çalışmalarına rağmen bizimle başa çıkamayanlar, bizden görülen Truva atları ile bizi sırtımızdan hançerlemektedirler.

Osmanlıyı bertaraf eden ama Türkiye’nin kuruluşuna engel olamayan güçler yeniden gün yüzüne çıkmışlardır. Topraklarımızda gözü olanların kullandığı argümanlar bugün hançer gibi ülkemizin bağrına saplanmıştır.

Bunun adı Dünya Bankasıdır,

Bunun adı Avrupa Birliğidir.

Bunun adı NATO’dur.

Bunun adı dinlerarası diyalog çalışmalarıdır.

Bunun adı İmralı adı altında PKK terör örgütü ile Apo ile görüşme sürecidir.

Bunun adı dış politika adı altında Amerika’nın ve Avrupa’nın menfaatlerini kollamadır.

Bunun adı komşularla sıfır sorun diye yola çıkıp komşuları sıfırla çarpmaktır.

Bunun adı üzerinde çalışılan bölünme anayasasıdır.

Bunun adı samanı bile ithal edecek noktaya getiren hükümet politikalarıdır

Bugün ülkemizde kültürel, dini, siyasi, ekonomik bir işgal yaşanmaktadır, askeri işgalin hazırlıkları yapılmaktadır.

Tarihi deneyimlerimizden hareket ederek konuşacak olursak bugün bir lidere ihtiyacımız vardır. Bu lider, doğru ile yanlışı karanlık ve aydınlık kadar net birbirinden ayırt edebilmelidir.

Bu liderin 10 sene 20 sene 30 sene önce yaptığı tespitler doğru çıkmalıdır.

Bu liderin ülkenin kronikleşmiş sorunlarına çözüm getirecek projeleri olmalıdır.

Bu lider sırtını milletine dayamalıdır; gücünü haktan ve halktan almalıdır.

Bu lider milleti tek bilek tek yürek yapacak kadar engin bir ufka sahip olmalıdır.

Bu lider milli bütünlüğün teminatı olan dini bütünlüğün de ne anlama geldiğini bilmelidir.

Bu lider bütün olumsuzlukları milletimizin devletimizin lehine çevirecek bir lider olmalıdır.

İşte bu lider Prof. Dr. Haydar Baş’tır.

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey onlarca yıldan beri yetiştirdiği kadrosuyla devletimizin ve milletimizin nasibidir. Milli kahramanlar programlarında izliyorsunuz. Türkiye’nin her bölgesinde Sayın Baş’ın yetişmiş kadrosu var. Bu kadroyla bir değil 3 üç değil 5 kabine kuracak kudrete sahiptir.

Bu kadar olumsuz koşullara rağmen kurtuluşumuz mümkündür. Lider, kadro ve milletin bütünleşmesiyle çözüm mümkün olacaktır.

Son söz hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin olsun: Bir olalım, iri olalım, diri olalım.