TOZLU HİKAYELER: “VEDA” FİLMİ

180472

06.02.2010 tarihinde dakikası saniyesine ( 20:55) bunları söylemişiz:

Filmin sitesini ziyaret ettiğinizde arka planda çalan müzik tanıdıktır. Livaneli’nin 1999 yapımlı London Symphony Orchestra Plays Livaneli albümünün açılış parçası olan 4.37 dakikalık Movement No:1 olarak isimlendirilen parçadır. Bu, daha önceki filmleri için bestelediği parçalardan biridir. Mutluluk filminde de aynısını yapmıştır. Çeşitli önceki bestelerini copy-paste! Nasıl bestecilikse? İnşallah bu film için yeni bir şeyler bestelemiştir dedirtiyor kendileri.

Baş roldeki oyuncunun ıhlamurların altından kalkıp gelmesi hiç hoşuma gitmedi. Tabii böyle oturduğun yerden “Neden Atatürk’e benzeyebilecek başka ve yüzü eskimemiş bir oyuncu seçilmedi başrol için?” diye ahkam kesmek kolay biliyorum. Ama yerli dizilerden zerrece hazzetmeyen, es kaza kanalları tararken bile hangi dizi nerede başladı hangisi nerede bitti fark edemeyen şahsım adına, dizilerden kopup gelmiş bir Atatürk tiplemesi fragman itibariyle bile şık görünmüyor.

Bekliyoruz, vizyona girsin, seyredelim. çemkirmeye ondan sonra devam ederiz.

***

Ne var ki seyrettikten sonra bugün (27.02.2010)  tam dakikası saniyesine şu anda (23:44) bunları demişiz:

Sen ıhlamurlar altından kalk gel. Tam kalbime Mustafa Kemal olarak saplan! Olacak iş mi?

Önce bir izleyelim sonra çemkirelim demiştim. Filmin başından sonuna o kadar çok ağladım ki, çemkirecek nefesim kalmadı.

Ağlattın beni zalim…

Bir bütün olarak baktığınızda bazı “mesaj veriyorum”  replikleri hariç insanı alıp götüren, o delici mavi gözlere -kendi adıma- aşık olarak filmden ayrılmamı sağlayan, Mustafa Kemal’i Türk parası üstündeki resim ve okulumun önündeki büst olmaktan çıkarıp; gözümde etten kandan bir şekle sokmayı başarabilen, keşke savaş sahnelerine Zülfü Livaneli yeniden müzikler besteleseydi dedirten, Çanakkale Şehitleri’ni gösterdikleri sahnede, bu memleketin bir kuruşluk yerini bile bir zamanlar vermemek için kanımızı akıttığımız düşmanlarımıza satan her türlü vatan haini için beddua ettiren ve bu yazıları yazarken hala gözlerimin yanmasına sebep olan filmdir.

Yorum bırakın