Oktay Ekşi'nin helallik beklediği iki isim

Ekim ayında Hürriyet’in başyazarı sıfatıyla kaleme aldığı 'Az bile demişiz' başlıklı yazısında Başbakan Erdoğan ve Bakanlar için 'analarını bile satan o zihniyet' ifadelerini kullanan CHP Milletvekili Oktay Ekşi, kimsenin kendisini affetmesinin haddi olmadığını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçim gecesi “Bugün helalleşme günü” dedikten sonra açtığı 17 davayı geri çekmesine rağmen kendisine açtığı 100 TL’lik hakaret davasını sürdürmesini değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, “Affa ihtiyaç yok ki. Beni kim, hangi hakla affedecek ki! kimsenin kimseyi affedecek ne hakkı var ne de haddine düşmüş. ” diye konuştu.

TV 8’de Yaz Günlüğü programında Bahar Feyzan’ın sorularını yanıtlayan, Hürriyet’in eski başyazarı, CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, Ahmet Hakan Coşkun ve Zülfü Livaneli’ye çok kırgın olduğunu söyledi. Ekşi'ye twitter'dan cevap veren Ahmet Hakan, "Hakkını helal et Oktay Ekşi" dedi.

Oktay Ekşi konuya ilişkin olarak şunları söyledi:
 Başbakan dava açtı, yargıya gitti. Yargı karar verecek. Ben de Başbakan hakkında dava açtım. Benim hakkımda 100 bin TL dava açtı. Seçim sürecinde benim hakkımda kullandığı kelimeler nedeniyle ben de onun hakkında 100 bin 1 liralık dava açtım. Karşılıklı yargıya gitti. Görürüz, yargı karar verecek. Ama kimsenin kimseyi affedecek ne hakkı var ne de haddine düşmüş.

Ahmet Hakan’a bütün bir meslek yaşamım boyunca ve özel yaşamım boyunca bana hiçbir insanın söylemediği türden suçlama bir etik davranış izafe etti. O nedenle ciddi şekilde kırgınım Ahmet Hakan’a. O da şu: O yazı yayınlandıktan ertesi gün, Ahmet Hakan, (o yazıdan iki kelimeyi değiştirmem bütün mesele oldu. Zaten yazıyı vurucu hale getirmek için oldu.) bunu müesesenin, yani Hürriyet’in, konulmuş kurallarının arkasından dolanıp, müsesseme karşı oyun oynamışım gibi kamuoyuna aktardı. Bundan dolayı ciddi bir şekilde kırgınım Ahmet Hakan’a. Özür dileseydi belki, o ayrı. Onun gereği olarak ben de bana düşeni yapardım. Ama bu dakikaya kadar onu yapmadı.

Bir de kendisine “çok ağır küfreden bir yazar olduğumu” söyleyen Zülfü Livaneli’ye ciddi şekilde kırgınım. Ona da yazdım, “varsa ortaya çıkart özür dileyim.” dedim. Çünkü ben bunu yapmadım. O da bugüne kadar hala dediğini yerine getirmedi, iddiasını ortaya koyacak, destekleyecek bir şey ortaya koymadı. İkisini de ciddi şekilde kırgınım. Bunu dile getireyim.

EKŞİ DENETİMİ NASIL ATLATTI?

Ahmet Hakan Coşkun'un, Ekşi'nin skandal sözlerini değerlendirdiği yazıda Ekşi'nin Hürriyet'in denetim mekanizmasını deldiğini ileri sürerek şunları kaydetmişti:Hürriyet’te kural ihlallerinin ve hakaretlerin önüne geçmek, evrensel yayın ilkelerine ve Hürriyet’in yayın politikasına bağlı kalmak amacıyla son dönemde bir “denetim mekanizması” oluşturuldu. Bu mekanizmanın temel amacı, “İstediğin kadar muhalefet yap, istediğin kadar eleştir ama hakaret etme, aşağılama, rencide etme” diye özetleyebileceğim anlayışın geçerlilik kazanmasıdır. Yani maksat, telafi edilemez olası hatalardan hem köşe yazarını, hem de gazeteyi korumaktı. Ama ne yazık ki... Oktay Ekşi, bu denetim mekanizmasının da arkasından dolaşmış ve gece vakti yazısında değişiklik yaparak o kabul edilemez ifadeyi yazısına koymuş. Böylece o ifade, gazetenin muhtemel denetiminden de kaçmış. İşin bu kısmına da dikkat çekmek gerektiğini düşünüyorum."

HAKKINI HELAL ET OKTAY EKŞİ

Öte yandan Oktay Ekşi'nin bu çıkışından sonra Ahmet Hakan Coşkun, Twitter'da "Hakkını helal et Oktay Ekşi" mesajı yayınladı.

Haber 7