Ertuğrul Günay: 'Bilmeden ben de ortak oldum'

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın gündeminde ülkücü katillerin 3. Yargı paketi ile tahliye edilmesi vardı. Yargı paketi içinde bir tür "örtülü af" maddesi gizlendiğini ve bunu uygulamada öğrendiklerini söyleyen Bakan Ertuğrul Günay, “Ben bu uygulamanın bilmeden ortağı oldum” dedi.

Ertuğrul Günay, ”20 yıl kaçtıktan sonra çok vahim suçlamalarla ilgili haklarında hüküm tesis edilmiş olan insanların böyle örtülü bir araya sıkıştırılmış af maddesiyle tahliye edilmesi hepimizi gerçekten çok rahatsız etti” dedi. AKP'nin attığı birçok hukuk ve insanlık dışı adımda önce üzgün olduğunu belirten Günay, AKP'den gelen tepkilerin ardından açıklamalarını geri çekerken, bu açıklamasını da benzer şekilde geri çekecek mi merek konusu...

Günay olayların ayırdında değil
Üçüncü yargı reformu olarak adlandırılan paketin içinde bir türlü örtülü af maddesi gizlendiğini ve bunu uygulamada öğrendiklerini ileri süren Günay, ”Gelen tasarının tamamında mı vardı, yoksa mecliste mi eklendi, çok ayrımında değilim. Çünkü biz Bakanlar Kurulu olarak genel hatlarıyla biliyoruz bu çalışmaları. Ama gerçekten kamu vicdanını yaralayan sonuçlar ortaya çıktı” dedi.

Günay’ın vicdan azabı
7 kişiyi katletmiş, çok ünlü kamu görevlilerini ya da siyaset adamlarını katletmiş, başka ağır suçlardan zaman aşımında haklarındaki iddialar düşmüş ve 20 yıla yakın kaçmış olan insanların, infaz süresinin ortasında tahliye edildiklerini söyleyen Günay, “Ben de bu uygulamanın bilmeden ortaklarından birisi olarak doğrusu vicdan azabı yaşıyorum, bunu yüksek sesle ifade etmek istiyorum” diye konuştu. Hatanın böyle bir maddenin reform paketi içine sokuşturulmasından kaynaklandığını dile getiren Günay, sözlerine şöyle devam etti:

“Örtülü aftan rahatsızım”
“Ben olaya ülkücü, solcu, sağcı diye bakmıyorum. Katil katildir. Kendisine ister solcu desin, ister sağcı desin. Bir başka insanı acımasızca öldüren herkes katildir. O yüzden bir af yasası çıkarırken çok dikkatli olmak gerekiyor. Hele katilleri, infazını ortada kesip tahliye ederken insanın elini biraz vicdanına koyması gerekiyor.

16 Mart katliamı olayı, Kemal Türkler olayı, buna benzer başka olaylar, 20 yıllık, 30 yıllık süre içinde zaman aşımına uğratılarak kamu vicdanının adalete olan güvenini çok sarsma noktasına getirdi olaylar bizi. Şimdi de 20 yıl kaçtıktan sonra çok vahim suçlamalarla ilgili haklarında hüküm tesis edilmiş olan insanların böyle örtülü bir araya sıkıştırılmış af maddesiyle tahliye edilmesi hepimizi çok rahatsız etti.”

(soL-Haber Merkezi)